Ahmet Sargın

Şair ve Yazar, Radyo ve Televizyon Programı Sunucusu, Eğitimci, Gazeteci

Doğum
01 Ocak, 1954
Eğitim
Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü
Burç
Diğer İsimler
Abdullah Ecevit, Alperen Selçuk

Eğitimci, gazeteci, şair ve yazar, radyo ve TV program sunucusu. Eserlerinde Ahmet Taşkın, Abdullah Ecevit, Mehmet Emin, Alperen Selçuk, Ahmedi, Garip Ozan, Gırımlı Ozan gibi mahlasları da kullandı.

1 Ocak 1954, Kırım köyü / Yozgat doğumlu. Ortaokul ve liseyi Yozgat İmam Hatip Okulunda okudu. Fark derslerini vererek Yozgat Lisesinden mezun oldu. 1974 yılında Yozgat Merkez Haydarbeyli İlkokulunda öğretmen vekilliği yaptı. Yazı çalışmalarına da öğretmen vekilliği yaptığı dönemde başladı.  1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü kazandı. Konya da hem çalışıp hem de okuyarak eğitimini tamamladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Eğitim Enstitüsündeyken yerel ve ulusal basında günlük yazıları, araştırmaları yayınlandı.” Öğrenci Olayları, Türkiye’de Sol Hareketler, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Öğrencilerin Sorunları” üzerine araştırma ve incelemeleri günlük yazı dizisi halinde yayınlandı.

Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünden 1978 yılında mezun oldu. Sivas ili Gemerek İlçesi Karagöl Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atandı. Kısa bir dönem burada görev yaptıktan sonra terör olayları nedeniyle can güvenliğinden Yozgat Merkez Ortaokuluna tayinini yaptırmak zorunda kaldı. 1985 yılında Rotasyon nedeniyle tayini Isparta Büyükgökçeli Ortaokulu’na çıktı.

Isparta’da çalışırken “Özgül Yayınları” ile anlaşıp ilk eserlerini  “Özgül Yayınları”  arasında çıkardı. Isparta Büyükgökçeli Kasabası Ortaokulu’ndayken l989 yılında öğretmenlik görevinden istifa ederek Yozgat Yerköy Yeniçağ Motorlu Taşıt Sürücü Kursu Müdürü olarak göreve başladı. Bu dönemde Anadolu Ajansı Yerköy muhabiri olarak görevlendirildi. “Yerköy Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, Delice Radyo ve Delice TV Haber Müdürlüğü”yaptı.

1995 yılından itibaren Yozgat Bayrak TV de “Bozok Şiir Akşamları” ve “Gündem” Programlarını hazırlayıp sundu.  Şiir ve edebiyatseverlerin ilgisini toplamayı başardı. Yerel TV de Uzun bir süre şiir- edebiyat söyleşilerine devam etti. Yozgat ve İleri Gazetesinde günlük köşe yazarlığına başladı. Bölgesindeki âşık- ozan ve yazarları toplayarak onları şiir şölenlerinde buluşturdu. Yazı, araştırma ve şiirlerini yerel basında yayınlanarak ülke genelinde adını duyurmayı başladı. Yozgat’ta faaliyet gösteren bir anonim şirketin matbaa müdürü olarak ticari faaliyetlerle iştigal etti. Yozgat  RTV 66 Televizyonunda şiir ve edebiyat sohbetlerini sürdürdü.

Emeklilik dönemi yaklaştığı için 1997 yılında yeniden müracaatla öğretmenlik görevine döndü. Yozgat Merkez Sakarya İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni olarak atandı. Bu okulda 2002- 2003 Döneminde Türkiye genelinde açtığı  "Kitap Bağışı" kampanyası ile 7 bini aşkın kitap toplayarak kendi okulunda büyük bir kütüphane kurulmasına vesile oldu. Uzunca bir dönem Yozgat İleri Gazetesi günlük köşe yazarlığını devam ettirdi. 2004 Eylül ayında kendi isteği ile öğretmenlik görevinden emekli oldu.

Yozgat bölgesinde başlattığı âşık, ozan ve şair yazar araştırma çalışmalarını genişleterek sürdürdü.  Sorgun İlçesinde Yönetim Kurulu Başkanlığını Araştırmacı şair, yazar Durali Doğan’ın yaptığı “ Sorgun Ozanlar Derneğinin “ yönetim kurulunda görev aldı. 2006 yılında ise bir gurup arkadaşı ile birlikte:” Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneğini” kurdu. Daha sonra “ Yerköy Âşıklar Derneği” kuruldu. Bu derneklerin kurucular kurulu arasında yer aldı.  Kültür ve sanat faaliyetlerinin Yozgat bölgesinde filizlenip yaygınlaşmasında emek, gayret ve çabaları oldu.

Sargın;  1997 yılında başlatmış olduğu: “ Sürmeli Şiir Şölenleri ve Bozok Şiir Akşamları” programları ile adını ülke geneline taşıdı. İl dışından davet ettiği, gazeteci, şair, yazar, âşık-ozan yüzlerce şiir ve edebiyatsever arkadaşını şehrinde konuk edip programlar yaptı. Kendisi de başta “Kars Âşıklar Bayramı” olmak üzere birçok ilde yapılan kültür sanat festivallerine katıldı.” Teşekkür Belgesi, Maaşla Ödüllendirme, Şeref Hizmet Belgesi, Katılım Belgesi”  ve Plaketleriyle zengin bir ödül arşivine sahip oldu…

Şiir ve yazılarında genelde: Gurbet, sıla, aşık, vatan, millet, bayrak sevgisi, birlik beraberlik, kardeşlik duygusu öne çıkmaktadır.  Yazılarında: “ Garip Ozan, Sargın Ozan, Ahmedi gibi mahlaslarını kullanmıştır. Yazarın, memur oluşu nedeniyle:” Ahmet Taşkın, Abdullah Ecevit, Alperen Selçuk” gibi takma isimlerle de yazılarına devam ettiği görülmektedir.

İLESAM Yozgat il temsilcisi olan yazar, 2006 yılından beri Yozgat’ta yapılan “Sürmeli Festivali Şiir Şölenlerini” hazırlayıp sunuyor.” Simurg Ateşi” Edebiyat gurubunda da yer alan Sargın;  2013 yılında ” Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’ni 2. kez kurarak yeni bir oluşumla şiir ve edebiyat dünyasındaki çalışmalarına devam ediyor…  Yüzlerce günlük makale yazıları- araştırma ve incelemeleri; 10 Masal, 8 İlkokul Okuma Kitabı ve üç adet araştırma eseri basılmış olup, evli ve üç çocuk babasıdır.  Yazar kendisini  "Yozgat'ın Fahri Kültür Elçisi" olarak tanıtmaktadır.  Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı olan yazar, günlük  köşe yazılarına Yozgat Çamlık Gazetesinde devam ediyor...

              

Ahmet Sargı Hakkında Ne Dediler?

 

“Ahmet Sargın; Yozgat’a kendini adamış, yerken, içerken, otururken, kalkarken, sınıfta, sokakta, kaleminin başında Yozgat’ı düşünen bir eğitimci, yazar, şair, gazeteci, vatansever bir Türk Milliyetçisi!...

“Evet!...Ahmet Sargın hep doğruları, iman ve ideali Yozgat’ı, Türkiye’yi yazmaya, anlatmaya devam edecek. Bozok’un dürüst ve menfaat beklemeden konuşan kalemiyle gündemin de kalacaktır.... Çalışmalarını takdir ettiğimiz Ahmet Sargın Beyin asıl değeri yıllar sonra daha iyi anlaşılacaktır.”

(Durali DOĞAN- Sorgun Selam Gazetesi. Araştırmacı, Şair- Yazar)

                           

***************

      

 “(Ahmet Sargın’ın) Kişiliğine gelince: hassas, dost canlı ve oldukça yurtseverdir. Fikir ve ruh hali, bazen Battal Gazi, bazen de Yunus misalidir. O, iyiye, doğruya, güzele yelken açmıştır. (Kalbi kırılsa bile) kimseyi incitmemeye özen gösterir. Ümidimiz o ki; gerek Delice TV ile gerekse Yerköy dergisi ile yoksul Yozgat’ımızın dışa açılımını sağlayacaktır. Yeter ki, bu sessiz insana destek olalım…( Yozgat İleri Gaz.- İçimizden Biri-  22 Mart 1997 Günlü Köşe Yaz.)

(Memduh ŞENOL: Gazeteci, Araştırmacı Şair, Yazar)

                           

 

***

         

“ Biliriz ki, yazmak, bir eser çıkarmak; üstün gayret ve emeklerin sonucudur. Sargın’ın kalemi durmadan üretmiş ve üretmeye de devam etmektedir. Eserleriyle çevresine, edebiyatseverlere büyük faydaları dokunmuştur. Serbest şiirle şiire başlamış olmasına rağmen, hece ölçüsünde kendisini ispatladıktan sonra aranılan şairler arasında yerini bulmuştur…

“Kimi zaman bir Yunus Emre, kimi zaman Karacaoğlan gibi kalemini konuşturmuş, hazırladığı programlar ve etkinliklerle ışık gördüğü yazar ve şairlerin de kendini geliştirmelerine ve tanınmalarına imkân sağlamıştır. Bu yönüyle de oldukça takdir gören Ahmet Sargın’ın, her yıl düzenlediği “Sürmeli Festivali Şiir Şöleninde” Türkiye’nin  değişik ilinden, gelen yazar ve şairlerle adını duyurarak  klasik haline gelmeyi başarmıştır.

 “ Mısralarıyla yâre serzenişte bulunan şair, sade ve anlaşılır dili ile son yıllarda şiir de heceye ağırlık vermekte, şiirlerinde daha çok, Allah(c.c) aşkı, tasavvufi, vatan, millet, memleket, sevda, dostluk, acı konularını işlemektedir. Şiirlerindeki kuvvet ve konu bütünlüğü edebiyatçıların daima ilgisini çekmiştir.”

 (Fatma Çetin KABADAYI- Eğitimci Hikâye ve Roman Yazarı- Kayseri)

                           

***

 

“ Ahmet Sargın, gerçekten de Yozgat’ı  en iyi şekilde temsil eden herkesin takdirini kazanmış mümtaz şahsiyetlerden biridir… Onu tanıdıkça, yaptığı güzel ve faydalı çalışmaları gördükçe hep sevindim ve mutlu oldum…  

Sargın; Türkiye sevdalısıdır, Yozgat aşığıdır. Yozgatlı dostlarıma gıpta ediyorum… Onun gibi değerli insanlar kolay kolay yetişmiyor. Ülkemizin ve Yozgat’ın Ahmet Sargın gibi çalışkan insanlara ihtiyacı çoktur. Üzerine aldığı  her görevi  layıkıyla yapan değerli bir kişidir…

Eğitimcidir, gazetecidir, hepsinden önde geleni ozandır, hem de gerçek bir ozan…”

 (Harika Ufuk-Eğitimci, Şair, Yazar- Adana)

                        

***

          

 “Sadece Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede etkin hizmetleri ve Yozgat Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir Eğitimci Şair Yazar Gazeteci  Ahmet Sargın…

Mevcut durumu göz önüne alındığında Ahmet Sargın'lara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak.

Yozgat merkezinde ve çevresinde el ele gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet aşkıyla  yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve projeli hizmetler var. Tüm Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek çoğalarak hayata geçireceğimiz Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında nice sağlıklı günlere…”   

(Hikmet Okuyar- Araştırmacı, Şair, Yazar, Halk Bilimcisi- Şebinkarahisar- Giresun)

             

 

ESERLERİ:

 

İlimiz Şanlıurfa (Araştırma,  Isparta, 1988),

İlimiz Gaziantep (Araştırma, Isparta, 1988),

Özgül Kolay Okuma (Okuma Serisi-8 Kitap, Isparta.1992; Okul Açıldı, Bayram Geldi, Evimiz, Yeni Yıl, Sağlığımız, 23 Nisan, Kır Gezisi, Karne Günü),

Yaşayan Halk Masalları Serisi (10 Kitap- Tarsus, 2006; Eğil Kavağım Eğil, Ah Kıza Vah Kıza, Devler Ülkesinde Bir Yiğit, Devler Ülkesinden Dönüş, Susuz Ülkenin Yedi Başlı Devi, Susuz Ülkenin Yiğitleri, Kanlı Kuyu Başında Aslan Yavrusu, Kervancıbaşı Aslanların Peşinde, Gül Çiçek İle Yay Kuran, Şah Yusuf İle Taybenli).

 Yozgat Sevdalıları Şairler Antolojisi (2021).

Yer Aldığı Antolojiler:

 

Atatürk Türkiyesi Şairler Antolojisi- (İstanbul, 2002. Sayfa: 115),

Güldeste: Sevgi Yolu Şairleri (Gündüz Aydın, Salihli,  2008. Sayfa: 18- 21)

Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi ( İhsan Işık, Ankara, 2009),

Yozgat Şairler ve Yazarlar Antolojisi ( Durali Doğan, 2005, Yozgat),

Bizim Yerköy ( Erhan Palabıyık,  2013, İskenderun, Sayfa: 119),

Ozan Gönül Dostları Antolojisi (Mustafa Yılmaz, 2013, İstanbul,  Sayfa: 120- 122)

Simurg Ateşi (Edebiyat Grubu. Ankara, 2013, Sayfa: 5- 19),

Bozok’tan Usta Kalemler (Mehmet Özuzun, Ankara, 2014, Sayfa: 31-41),

BUTA: Türk Dünyası Şairleri (Bakü- 2016. Sayfa: 18.21),

Altın Kalemler Antolojisi (Bursa, 2014, Sayfa: 23- 26).

 

KAYNAKÇA: Temel Sönmez / Ahmet Sargın (İleri, 5.6.1996), Seyfi Çelikkaya (İleri, 9.4.1996), Ali Doğruyol (Yerköy’ün Sesi, 16.5.1996), Memduh Şenol / İçimizden Biri - Ahmet Sargın (İleri, 22.3.1997), Ozan dergisi (Adana, Haziran-Temmuz 1997), Mustafa Yılmaz / Ozanlar Duygu Seli (1998) - Güldestenin Gülleri (1999) - Ozanlar Güldeste (2000), Şairler Derneği Şiir Antolojisi (1999), E. Kapusuzoğlu / Yozgat Şiirleri Antolojisi (2000), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Gündüz Aydın / Sevgi Yolu Şairler Antolojisi (2002-2002-2003-2004-2005), Halil Eraslan / Kitap Bağışı (Anayurt, 25.12.2002), Eğitimciye de Bu Yakışır (Selam, 15.4.2003), Durali Doğan / Ahmet Sargın ve Burak Beni Haykırayım (Selam, 15.1.2003).

BEN BİR GARİP OZANIM

Duydum ki, imetheylemişsin beni
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Dilden dile ün eylemişsin teni
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Yıllar yılı ağladım gezdim
Hem de canımdan bezdim
Dolaştım dağı, taşı tezdim
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Memduh Şenol dost dediler
Ardıma düşüp geldiler
Seninle olduğumu bildiler
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Kimileri sattılar bir pula
Değer vermediler bu garip kula
Bir gün gel de Yozgat'ta ver mola
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Okudukça okuyup duygulandım
Dost diye sana dayandım
Haberin almayınca kaygılandım
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Sahip çıkmışsın zelil dosta
Gönüldür pek garip hasta
Günlerdir bilir misin yasta
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Kırıktır kanadım bak kolum
Hakka aşık basit bir kulum
Pek şişirmişsin yırtık tulum
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Cümle aleme yaymışsın beni
Alır başımda taşırım seni
Ateşe yaksınlar bu bedeni
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 
Yazmışsın uzun uzun
Çırpındım çıkmadı tozum
Neylersin ki geçmez bir kozum
İnan ki ben bir garip ozanım!
 
Amacım vatana edeyim hizmet
Ömür ya olur inşallah kısmet
Biraz da yoksulluktan söz et
İnan ki ben bir garip ozanım!
 
Uzat elini haydi barışalım
Oturup dostca konuşalım
Sözden söze karışalım
İnan ki ben bir garip ozanım!
 
Ahmediyem seni andı
Uçup gül dalına kondu
Her gördüğünü dost sandı
İnan ki, ben bir garip ozanım!
 

KÖR OLASI YOKSULLUK!

Yedin beni bitirdin
Üstüme sıkıntılar getirdin
Kalmadı mecelimi yitirdin
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Neye attımsa boş çıktı elim
İkiye katladı büküldü belim
Söndürdün alevlenmedi emelim
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Önümde oldun hep engel
Attın ayaklarıma çengel
Dizin dizin yürüttün dön gel
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Yeter artık yakamı bırık
Süründürdün benim adımı bırak
Şu yalan dünyanın tadını bırak
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Dost komadım dağıttım
Mal komadım tükettim
Soy komadım terk ettim
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Hep acı,hep elem verdin
Hayatıma setler gerdin
Yollarıma da dikenler serdin
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Hem okudum, adam da oldum
Kısa yoldan köşeyimi döndüm
Yoksulluğu kaderim bildim
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Bütün varımı yok ettin
Kederimi sıkıntımı çok ettin
Hayallerimi hep şok ettin
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Ne bey oldum, ne de paşa
Eline almışsın bir maşa
Beni çevirdin yolunmuş kuşa
İki gözü kör olası yoksulluk!
 
Ahmediyem hataya düşme
Bu fakirliğin ateşinde pişme
Ben zengin olurum diye şişme
Yakanı bırakmaz senin yoksulluk!

NANKÖR KEDİ

Dost diye bağrıma bastım
Bana mıydı senin kastın
Çekip dar ağacına astın
İnsan yiyen nankör kedi!
 
Bak zavallıya bak hele
Kahvelerden eve gele
Altı yırtık dolmaz sele
Yolun kaybetmiş nankör kedi!
 
Bak hele döküp dağıttı
İşler birbirine kattı
Helal rızkım dama attı
Ekmek bilmez nakör kedi!
 
Rızık kazandım cuurk yuttun
Aç idin ekmegin tuttun
Sermayene neler kattın
Kadir bilmez nankör kedi!
 
Bak bulurum kendime dost
Olurum Hak yoluna post
İnsana gerek böyle dost
Yalan sözlü nankör kedi!
 
Allah kerim gel sen yine
Evir, çevir tekrar dene
Coşarım gelecek sene
Aklı yitik nankör kedi!
 
Dedin ayağımı yer edem
Gör ki bak sana ne edem
Pişmanım of nere gidem
Çifte attın nakör kedi!
 
Düşene dost olur insan
Dosta dünya etme zindan
Ayak oyunu çek bundan
Adam olmaz nakör kedi!
 
Çelme takar hoş durursun
Çiften pektir sert vurusun
Kendin bilmez bey olursun
Şaşkın ördek nankör kedi!
 
Dostluk asla unutulmaz
Kör kurşunla dost vurulmaz
Karga bülbül yerine konmaz
Leş kargası nakör kedi!
 
Şal insanı insan etmez
Bu devran hiç böyle gitmez
Adamlığın beş para etmez
İnsan olmaz nakör kedi!
 
Ahmediyem  gün görecek
Dost ardı sıra gelecek
İnsan olduğun bilcek
Kendin bilmez nankör kedi!

BE KUZUM !...

BE KUZUM !...

 

AHMET SARGIN

 

El içinde şerefimle gezerim,

Eğip de dalımı, kırma be kuzum.

Dost mudur, düşman mı bilip sezerim,

Büküp de kolumu, burma be kuzum.

 

Namus, şeref hakkı yakışır bize,

Doğru sözlerimiz gelmesin dize,

Yakma içimizi nursuz, kem göze,

Gidip de  soysuza, varma be kuzum.

 

Kimin nesidir o, nedir neylersin?

Değmez insanlarla gönül eğlersin,

Neden bize durmaz yalan söylersin,

Alıp  yaban  gülün, derme be kuzum.

 

Düşmanımı sevindirip güldürme,

İyi niyetimi alıp öldürme,

Bir soysuza ekmeğimi böldürme,

Çıkıp da önünde, durma be kuzum.

 

Büyüttüm seni, hep göz nurum diye,

Hayatın kutsaldır olmaz hediye,

Niye verelim ki, kime ne diye,

Salıp da kolunu verme be kuzum.

 

Anne- baba olur yavrusuna can,

Ölüme birlikte gitmeli insan,

Var mı senden başka yalana kanan,

Üzüp de bizleri yorma be kuzum.

 

Ahmedi'yem şimdi acep neylerim,

Dermansız derdimi kime söylerim,

Divanda sahipsiz kaldı beylerim,

Yaralı kalbimden vurma be kuzum.

 

BENİM MEMLEKETİM

BENİM MEMLEKETİM

 

AHMET SARGIN

 

Dört mevsimde çiçek açar, kar olur

Cennet misali benim memleketim.

Yozgat'ta halay, Erzurum da bar olur

Cennet misali benim memleketim.

 

Kültürü zengin, toprak tarih kokar

Türkler'in yurdu, herkes ona bakar

Düşman giremez gör kıyamet kopar

Cennet misali benim memleketim.

 

İstanbul eşsiz, Bursa Osmanlı yurdu

Beylik temelin Osman Gazi kurdu

Mehmetçik'in göğsü, aşılmaz surdu

Cennet misali benim memleketim.

 

Serhat şehri Kars, güzelim Nevşehir

Üzümleriyle ünlenmiş Gülşehir

Ozanlar diyarı şirin Kırşehir

Cennet misali benim memleketim.

 

Konya Mevlana'nın eder yadını

Diyarbakır övsün güzel adını,

Edirne'den Van'a alsam tadını

Cennet misali benim memleketim.

 

Urfa, Maraş, Antep hep dile gelsin,

İzmir,Aydın, Afyon efeler bilsin,

Mustafa Kemal'le yüzleri gülsün,

Cennet misali benim memleketim.

 

Ahmedi'yem canım vatana kurban

Bozok Yaylası'nda var olmuş atam

Burada sözlerim buluyor hitam

Cennet misali benim memleketim.

 

GEL DİYE YAZMIŞ

GEL DİYE YAZMIŞ

 

AHMET SARGIN

 

Gül yüzlü yârimden bir haber aldım.

Sevdiğim tezelden gel diye yazmış.

Yollarımı karla boran bürümüş.

Ağlama cananım gül diye yazmış.

 

Bu hasretlik artık canıma yetti,

Gurbette günlerim saymakla bitti,

Dost bildiklerim hep çekip de gitti,

Gözümden akan yaş sel diye yazmış.

 

Postacı mektubun her gün getirir,

Mendilim bağladım acı götürür,

Zalime değemeyin işim bitirir,

Rab izin vermezse kal diye yazmış.

 

Bahar gelir köye kışlar yaz olur,

Çamur çaylak geçer yollar toz olur,

Arılar gezinir güle saz olur,

Sağlık haberin sal diye yazmış.

 

Düğün dernek başlar davul vurulur,

Boz bulanık akan sular durulur,

Misafir gelince sofra kurulur,

Gönlümü içeri al diye yazmış.

 

Ahmedi’yem seni bekler gözlerim,

Katı kalbe hayır etmez sözlerim,

Yorulup kalınca tutmaz dizlerim,

Sen ol tutunacak dal diye yazmış.

 

GÖNÜL HIRSIZI

GÖNÜL HIRSIZI

 

AHMET SARGIN

 

Canımsın diyerek başladın söze,

Her şeyimi aldın gönül hırsızı.

Acımadın attın ateşten köze,

Hayallerimi çaldın gönül hırsızı.

 

Yıldızlara yazdım senin adını,

İşte budur dedim yılın kadını,

Taşıdığın odun aşkın odunu,

Öze acı saldın gönül hırsızı..

 

Feleğin çemberi tersine döner,

Yıkık viraneye baykuşlar konar,

Deş artık bağrımı yüreğim yanar,

İçimde kan oldun gönül hırsızı.

 

Bilmem nasıl düştüm ben bu ateşe,

Gündüzüm kaybettim kalmadı neşe,

Yangın sürsün dedin taşıdın meşe,

Çıkıp seyre daldın gönül hırsızı

 

Kaf Dağından esen yele benzersin,

Acımadan vuran ele benzersin,

Taşkın akan afet sele benzersin,

Yüreğimde kaldın gönül hırsızı.

 

Çaresizdir Sargın Ozan neylesin,

Açıp dertlerini kime söylesin,

Sen şeker dikeni işte böylesin,

Saçım, başım yoldun gönül hırsızı.

 

İÇİM YANIYOR

İÇİM YANIYOR

 

AHMET SARGIN

 

Unutamaz oldum güzelim seni,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

Ateş almış, inan yakıyor teni,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Yüreğim yaralı, içim kanıyor,

Halimi görenler deli sanıyor,

Aşk sırrın bilmeyen hep aldanıyor,

Bu nasıl sevdadır, içim yanıyor!.

 

Âlemin dilinde oyuncak oldum,

Gül kurusu gibi sararıp soldum,

Gülmeyi unuttum, hüzünle doldum,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Delice sevmiştim, sonu bilmeden,

Koşup geldim sana, kimse gelmeden,

Göreyim cananı dedim ölmeden,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Uğraştım gönlümü avutamadım,

Söz verdim sözümü ben tutamadım,

Acıyla kıvrandım gam atamadım,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Yağmur olup aktı gözlerimden yaş,

Haksız karşısında eğilmedi baş,

Nefsimle uğraştım bitmedi savaş,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Ağır geldi yükü dağıttı bizi,

Gönül sevdamızın ateştir közü,

Aşk ağlatır derler, atalar sözü,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Günlerce sersefil ağlayıp gezdim,

Umutsuz kalınca eceli sezdim,

Sıkıntılar çöktü canımdan bezdim,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor !.

 

Ağlattığın yeter dile güleyim,

Gözlerimden akan yaşı sileyim,

Hasret bitti de ki, cana geleyim,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

Garip Ozan, sen de gülmedin bir gün,

Aşk esiri olup gidersin sürgün,

Onulmaz derttedir, neylesin SARGIN,

Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.

 

SENİ SEVİYORUM CANIMIN İÇİ

SENİ SEVİYORUM CANIMIN İÇİ

 

AHMET SARGIN

 

Güzelliğin destan olmuş dillere,

Seni Seviyorum, canımın içi.

Benim sevdiğimsin vermem ellere,

Seni Seviyorum, Canımın içi.

 

Sevda ateşini gönlümde yaktın,

Anladım, alıcı gözlerle baktın,

Bir tatlı gülüşle, içime aktın,

Seni Seviyorum, canımın içi.

 

Alevler bacayı sardı gidiyor,

Aşkın ateşi gör, neler ediyor,

Özledim, gel artık ömür bitiyor,

Seni Seviyorum, canımın içi.

 

Ne yaptın bilmem ki, perişan halim,

Kırılmış kanadım, tutmuyor dalım,

Ummanda yüzerdim, su aldı salım,

Seni Seviyorum, canımın içi.

 

Aradım eşimi cananı buldum,

Dert aldı yüreğim, hüzünle doldum,

Ben böyle değildim, bilmem ki, noldum,

Seni seviyorum, canımın içi.

 

Bekliyorsan eğer gel de geleyim,

Ağlıyorum şimdi, gül de güleyim,

Akan gözyaşlarım sil de sileyim,

Seni seviyorum, canımın içi.

 

Üzülme boşuna, yıllar geçecek,

Bak ölüm meleği kimi seçecek,

Bir garip yolcuyuz, konup göçecek,

Seni Seviyorum, canımın içi.

 

İnan, çok aradım, bulunmaz eşin,

Ne istersen iste, alırdım peşin,

Küsersen hüsranım olur gidişin,

Seni Seviyorum, canımın içi.

 

Dilerim Allah’ tan, korusun bizi !

Kem gözden, nazardan saklasın sizi !

Yalan yanlış olmaz, aşığın sözü,

Seni seviyorum, canımın içi.

 

Garip ozan durmaz, söyler sözünü,

Mevla’ya çevirip, güzel yüzünü,

Aşkın ateşiyle kavur özünü,

Seni Seviyorum, canımın içi.

 

ŞU YOZGAT'A SOR BENİ

ŞU YOZGAT'A SOR BENİ

 

AHMET SARGIN

 

Kaderin elinde oyuncak oldum,

Halden hale sürüklüyor, Yar beni.

Üç- beş gün içinde sararıp, soldum,

Ne yapayım bırakmıyor ar beni.

 

Neler çektim neler, ah bir bilseniz,

Azıcık yanıma, yakın gelseniz

Kalbime hançeri vurup delseniz,

Ateşlere atıyorlar gör beni.

 

Bir garip aşığım ahu- zardayım,

Bilmiyorum acep, neden dardayım,

Dert ile yaşarım sanma kardayım,

Ağladığım gecelere sor beni.

 

Kor ateş kavurur, yakar içimi,

Yavrular sabırla bekler geçimi,

Deli gönül yanlış yapar seçimi,

Alev salıp bitirecek kor beni.

 

Kahrından bükülmüş tutmuyor kolum

Kırılmış gövdeden ayrılmış dalım

Nasihat dinlemez bir garip kulum

Dermanım ol al sinene sar beni.

 

Garip Ozan, neden durmaz ağlarsın,

Coşkun akan sular gibi çağlarsın,

Alların üstüne kara bağlarsın,

İnanmazsan şu Yozgat a sor beni.

               

 

     

 

                     

 

 

 

 

                                  

 

 

 

                    

 

                  

 

 

 

 

 

              

 

 

VEFASIZ

VEFASIZ

 

AHMET SARGIN

 

İçimde bir sızı yanar ağlarım

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

Gönül ateşinde ciğer dağlarım

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

 

Cananımsın deyip kandırdın beni

Acılara saldın buymuş nedeni

Çaresiz bıraktın mahzun bedeni

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

 

Deli deli akan sele benzersin

Acımadan vuran ele benzersin

Dokununca yakan tele benzersin

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

 

Bağrım ateş aldı gör yanıyorum

Her kapım çalanı sen sanıyorum

Yürek yaralandı bak kanıyorum

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

 

Dertleri topladım vurdum şeleği

Çevremde dolaşır ölüm meleği

Hoşça kal gönlümün budur dileği

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

 

Sargın Ozan der ki geçti çağlarım

Meyve vermez oldu viran bağlarım

Aylar yıllar oldu durmaz ağlarım

Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.

 

YAKTIN DA GİTTİN

YAKTIN DA GİTTİN

 

AHMET SARGIN

 

İçime bir ateş düştü yanarım,

Virane gönlümü yıktın da gittin.

Gece gündüz durmaz seni anarım,

Kan olup içime aktın da gittin.

 

Kıymetin anladım bulunmaz eşin,

Zihnimden çıkmıyor ansız gidişin,

Aşk bedeli varsa öderim peşin,

Şu garip boynumu büktün de gittin.

 

İçin için kaynar gönül kazanı,

Nara  yakıverdin garip ozanı,

Bulabilsem keşke derman yazanı,

Kalbimi yerinden söktün de gittin.

 

Hüzünlü bahçenin ötmez bülbülü,

Kıvrım kıvrım saçlar tenin sümbülü,

Rahmet ol akıver solmasın gülü,

Bir selam vermeden çektin de gittin.

 

Aylar yıllar geçer ağlarım zari,

Acınacak halim sevinme bari,

Dönmezsin geriye gidersin gari,

Son kez penceremden baktın da gittin.

 

Mevla’ya ulaştı figanım yetti,

Aşkının uğruna bir ömür bitti,

Bu nasıl sevdaymış yakıp kül etti,

Ocağıma incir diktin de gittin.

 

Söylerim sözümü  öze eklerim,

Hasretin bittiği günü beklerim,

Boşa mı gidecek tüm emeklerim,

Ne çabuk benden bıktın da gittin.

 

Gün olur öldüğüm duyarsın bir gün,

Kürek mahkûmuyum aşkına sürgün,

Çaresiz kalmışsa neylesin Sargın,

Gönlüme kancanı taktın da gittin.

 

Kime nazar ettim geldi başıma,

Künyemi kazıyın mezar taşıma,

Gelin dua edin Allah aşkına,

Sevdiğim toprağa ektin de gittin.

 

Sen gidince gökte bulut ağladı,

Kara duman çöktü, yürek dağladı,

Ahmedi'yem sözü yâre bağladı,

Sevda ateşini yaktın da gittin.

       

 

YARALAR GARDAŞ!

YARALAR GARDAŞ!

 

AHMET SARGIN

 

Gerçekleri yazmış gönül kalemin

Şerrin attığı taş yaralar gardaş.

Başa kurşun sıksa aldırmam amma

Mesnetsiz bir atış paralar gardaş.

 

Elinde bir kara atar çamuru

Bizim kardığımız gönül hamuru

Onlara bıraksan kürkü samuru

Padişah köşkünü ararlar gardaş.

 

Bilinmedik insan olduk şehirde

Deryaları geçtik kaldık nehirde

Sanki sunduğumuz ağu- zehirde

Herif bizi toptan karalar gardaş.

 

Arkadaş dediğin basar bağrına

Eleştiri olsa gitmez ağrına

Karnı dar olanlar söyler kahrına

Tabip olmaz yaranı saralar gardaş.

 

Tenkit etme adam gibi olmalı

Söylediğin sözün özü kalmalı

Bize yüreğinden selam salmalı

Gün olur hesabın sorarlar gardaş.

 

Yozgat'a Sevdalı garip ozanım

Fakirin yoksulun derdin yazanım

Ahmedi’yem gönlü kaynar kazanım

Dostun attığı gül yaralar gardaş.

 

BİR SELAM GÖNDER

BİR SELAM GÖNDER

 

Ahmet SARGIN  

 

Umut tezgâhında çile dokudum

Dardayım vefasız bir selam gönder

Oku dedi Mevlam ben de okudum

Burdayım vefasız bir selam gönder.

 

Her günüm ağıtla geçiyor inan

Kadere küskünüm dolmadı zaman

Düşmanlar sevinir duymasın aman

Zordayım vefasız bir selam gönder.

 

Kapanmaz yaram var durmaz kanarım

Hatırım soranı gardaş sanarım

Ateşler içinde kaldım yanarım

Nardayım vefasız bir selam gönder.

 

Sabır imtihanım dolmamış çilem

Acıyı yaşarım tadarım elem

Mazlumlar ağlarken ben nasıl gülem

Ardayım vefasız bir selam gönder.

 

Günlerim sayarım saatler dolmaz

Hainin ettiği yanına kalmaz

Yüce dağ başında kış eksik olmaz

Kardayım vefasız bir selam gönder.

 

Bir garip aşığım geçti çağlarım

Bakanı  kalmadı viran bağlarım

Dizde dermanım yok sessiz ağlarım

Yardayım vefasız bir selam gönder.

 

 Ahmet SARGIN / YOZGAT

 

DOSTLUK VE ARKADAŞLIK

DOSTLUK VE ARKADAŞLIK

        

Ahmet SARGIN

 

Günümüzün dostlukları menfaatler üzerine kurulu. Maddi menfaatler üzerine kurulmuş olan dostlukları-arkadaşlıkları hiç ama hiç sevmiyorum, tasvip de etmiyorum. Dostluk-Arkadaşlık adam gibi olmalı!...

İnsanız, toplum içinde yaşıyoruz. Karşılaştığımız, dostluk kurmaya çalıştığımız yüzlerce, belki binlerce insan oluyor. Bunlar içinde kalıcı olanlar üçü-beşi geçmiyor. Maalesef diğer dostluklarımız küçük-basit nedenlerle ipleri kırıp gidiyorlar aramızdan.

Dostların bir kısmı da zamana bağlı kalıyor. Taşınıyorsunuz bir çevreye yeni dostluklar ediniyorsunuz. Üç-beş derken yüzlerce dostunuz oluyor. Ağladığınızda ağlayan, güldüğünüz de sizinle birlikte gülen, yakınınız da çevrenizde var olan dostlarınız… Gün gelip de o çevreden ayrılınca, zamana ve uzaklığa bağlı ipler kopuyor ve dostluklar unutuluyor. İstemeseniz de o dostlarınız defterden silinmiş oluyor.

İstiyorsunuz ki, dostluklarınız kalıcı olsun. Yüzlerce-binlerce dostunuz-arkadaşınız, kardeşiniz sizinle birlikte olsun. Sevincini kederini birlikte paylaşıp mutluluğa birlikte yelken açalım, İnsan hep bunu istiyor.

Tabii ki, geriye dönüp arkanıza baktığınızda bu binlerce dostunuzu yanı başınızda görmek istiyorsunuz.

Ne yazık ki, bu manada dostluklar bitti. Küçük-basit menfaatler üzerine kurulmuş dostluklar kuruyoruz.

Önemli bir mevkiiniz var, sözünüz geçiyor, amir, müdür ya da yetkili sizsiniz göstermelik dostlarınız artıkça artıyor. Herkes sizin çevreniz de sizin için ölmeye hazır yüzlerce, binlerce insan var!.. Sahte dostlarım diyebileceğiniz bu insanlar çevrenizde fırıl fırıl dönüp kendini göstermek isteyeceklerdir.

Ancak göreviniz bittiğinde, o makamdan uzaklaştığınızda bunların hiç birisi yanınızda olmaz, çil cücüğü gibi dağılıverirler. Bir siyaset adamısınız, sözünüz hükümette geçiyor, yada bir gün gelecek sözünüz geçerli olacak. Böyle insanların çevresinde de çok dostları olur Siyasetin, iktidarın gereğidir. Oğlu işe girecek, kızına iş bulacak, çevresini yararlandıracak vs. vs. kafalarında binlerce hesap vardır. Bu tür insanların da arkasında sahte dostluklar oluşu verir. Gün gelir siyasetiniz biter, hükümranlığınız azalır, suyu çekilmiş değirmene dönersiniz. Ne arayanınız, ne de soranınız kalır. Böyle dostluklarda para etmez, durumu öğrenince hayal kırıklığı yaşarsınız.

Bir grup dostlarımız daha vardır?..

Paranız var, zenginsiz, yedirmekten, içirmekten kaçınmazsınız. Bunu da çevrenizdekiler çok iyi bilir dost halkanız arttıkça artar. Kesenizin ağzı açıldıkça dostlarınız,  arkadaşlarınız koşarak gelirler. Siz de çok iyi bir dostluk ağı kurduğunuzu zannedersiniz. Sizin için ölmeye hazır yüzlerce, binlerce adam vardır. Ancak gün gelip açlıkla yoklukla sıkıntılarla karşılaştığınız da o dostlar sessiz sedasız sizi terk ediverirler. Ne olduğunu bile anlamadan yalnız, yapayalnız kalırsınız.

Dostluklar arkadaşlıklar böyle mi olmalı?. Tabi ki hayır.. İnsana yakışırcasına bir dostluk, arkadaşlık ve kardeşlik bağı kurulmalı.

 “Adam gibi adam!” derler ya, aynen öyle “Adam gibi” dostluklar kurulmalı… Maddi beklentileri olmayan, dostluğunu menfaat üzerine kurmayan insanları aramak bulmak, onlarla dost kalmak zorundayız.

Günümüzde insan manzaraları çok çeşitlilik arz ediyor. Sizi aldatanlar, yanıltanlar çok fazla oluyor. Kimin dost, kimin düşman olduğunu sezmekte, anlamakta, çok zorlanıyorsunuz. Dost bildikleriniz zamanı gelince size çelme atmayı, arkanızdan vurmayı ve yüz üstü bırakmayı seçiyorlar. Böyle dostlardan Allah korusun bizi!...

İşimiz gereği yüzlerce, binlerce insanla muhatap olduk. Dostlarımız, arkadaşlarımız, can yoldaşlarımız oldu. Ama gördük ki, yıllar, zaman ve şartlar bunların hepsini umutsuz kırgın bıraktı. Birbirimize selam vermekte bile zorlanıyoruz. Sizi bilmem amma, ben hayıflanıyorum, üzülüyorum, dostlarıma mahcup kalıyorum.

Böylemi olmalıydı bizim dostluğumuz?..

    Bazen yapa yalnız kalınca dönüp arkanıza bakıyorsunuz ki: heyhat, çaresiz, umutsuz ve dostsuz kalmışsınız..

Hayat arkadaşım sık sık bunu yüzüme vuruyor: “Hani nerde binlerce dostun, arkadaşın var dı senin?...” diyor…

Ben susuyorum ve cevap vermiyorum...Haklısın da demiyorum. korkarım ki, salacamdan tutacak dostumun sayısı da üçü beşi geçmeyecek....

Deyin ki, yalnız mı kaldınız, hayır! Deyin ki, dostlarınızdan, arkadaşlarınızda bir tekme mi yediniz, hayır. Ben dostlukları sıcak tutmak isteyen bir insanım. Birileri bunu yanlış anlasa da kimseyi kırmadan, incitmeden herkese dost-arkadaş kalmaktan yanayım. Bu benim hayat felsefemdir. Allah sizi inandırsın üç günlük geçici şu dünyada bana küs, düşman-kırgın bir tek insan olsun istemem. Herkese dost-arkadaş kalmayı hayat felsefesi yapmış bir insanım!... Ama kırgınım, küskünüm, ne yazık ki (Ben İstemesem) de düşmanlıklar var. Düşman sözcüğü çok ağır bir kelime ama öyle… Neden, niçin hep onu düşünüyorum…

Bunlar dostluk-kardeşlik felsefeme aykırı gelen şeyler… İnsanız, bazen yanlış yaptıklarımız da oluyor. Ancak Hz. Mevlana gibi hayata ve olaylara yumuşak ve olgun bakabilsek ne olurdu?..

 

Ahmet SARGIN/ Gazete Yazılarından

                                     

 

KARDEŞ OLUP KUCAKLAŞMAK ZORUNDAYIZ

KARDEŞ OLUP KUCAKLAŞMAK ZORUNDAYIZ

                

Ahmet SARGIN

 

Peygamberimiz buyuruyor:" Birbirinize muhalefet etmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinize sırt çevirmeyiniz!.."İslam bölünmeyi değil, bir ve beraber olmayı ,kardeşçe yaşamayı emrediyor. Yine Peygamberimiz buyuruyor: 'Ey insanlar! İyi biliniz ki, muhakkak Rabbiniz birdir ve babanızda birdir. Bakınız, iyi kulak veriniz! Ne Arabın Aceme, ne Acemin Araba, ne kırmızı adamın siyah adam üzerine, ne siyah adamın beyaz adam üzerine hiç bir surette fazilet (Üstünlük) iddia etmeye hakkı yoktur. Ancak fazilet takva ile olur.  Zira Allah indinde en mükemmeliniz, en şerefliniz,en fazla muttaki olanınızdır!.."(Veda Hutbesinden)

Peygamber Efendimiz buyuruyor: "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez!...(Eliyle kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir!. Her Müslüman'ın diğer Müslüman üzerine kanı, ırzı ve malı haramdır!.." Bir de içinizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler ve kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar, işte felah bulucular onlardır." (Ali İmran-104)

Aynı Allaha inananlar arasında ayrım, nefret, kin, çekişme olamaz. Çünkü İslam kardeşliği, birlik ve beraberliği emrediyor. Ne yazık ki, Müslümanlar arasında fırkalar, ayrımlar, bölünme ve parçalanmalar meydana getirilerek inananların kardeşliği bozulmaya çalışılmaktadır. Allah (c.c.) buyuruyor: "Ey iman edenler,hepiniz birlikte Allah'ın ipine (Kur'ana) sımsıkı sarılın!..Sakın fırkalara, zümrelere, ayrılmayın. Parçalanıp bölünmeyin. Mü'minler ancak kardeştirler, o halde kardeşlerinizin arasını bulup, barıştırınız!..Allah'tan korkun, Taki esirgenesiniz.

" Kardeşleri  arasında kin, nefret, düşmanlık, küçük görme duyguları teşvik edilerek herkes kendi grubunu hoşuna gittiği için övmekte, bir başka grubu ise şiddetle yermekte bir tür ayrımcılığa çanak tutmaktadırlar. Bu düşüncenin İslam kardeşliği ile bağdaşması mümkün olamaz. "Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Siz birbirinizle daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz takvaca, ahlakça en ileri olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır." (Hucurat Suresi-13)

Yüce Yaratanın: "Kardeşlerinizi ıslah ediniz, aralarını bulup barıştırınız! " emrine uyarak, bölücü değil, birleştirici, ayırıcı değil, bütünleştirici, nifak tohumları eken değil, sevgi ve kardeşlik tohumlarını yeşerten insanlar olmak zorundayız. Küsleri barıştıran, bölünenleri birleştiren, düşmanlıkları dostluklara dönüştüren sevgi tomurcuklarını üreten insanlar olmalıyız!... Allah'ın emri, Peygamberimizin Sünneti hilafına ayrılan, bölünen, birbirini sevmeyen, birbirinden nefret eden, birbirini çekiştiren gruplar oluşturmak olsa olsa düşmanın oyunudur. Birbirlerini sevmeyen, birbirine kin besleyen ekipler Müslümanlığını yeniden gözden geçirsin deriz…        

İnsanlar arasında fikir, düşünce ve yorum ayrılıkları olabilir. Ancak bu düşünce farklılığı o kişiyi diğer kişiler -kardeşler- üzerine haklı çıkarmaz ve üstün kılmaz!. Bunu farklı düşüncelerle (biz, ben, bizim parti, bizim şeyh, bizim imam gibi) ifade etmeye kalkışırsak muhakkak ki, yanılgı içinde oluruz!. Hele hele Allah korusun bir büyüklük,enaniyet, farklılık kavramına sokmaya kalkışırsak ilahi   buyrukları hiçe saymış oluruz ki, işte o zamanda Müslümanlığımızı yine yeniden gözden geçirmek durumundayız demektir!...Birlik ve beraberlik, kardeşlik , sevgi muhabbet İslam'ın özüdür. Müslüman Müslümanların aleyhinde fitne fesat çeviremez.. Kardeşlik sevgisinden  uzak kalanları İslam'a ve kurtuluşa davet etmek kadar doğal bir düşünce olamaz…

 

Ahmet SARGIN / Gazete Günlük Yazılarından

 

MİLLİ İSLAMİ VE YERLİ BİR POLİTİKA UYGULAMAYA MECBURUZ

MİLLİ İSLAMİ VE YERLİ BİR POLİTİKA UYGULAMAYA MECBURUZ

            

Ahmet SARGIN

 

Türk İslam dünyası ateş çemberi içerisinde;  Türk ve Müslüman Dünyası üzerinde oynanan oyunlar bizi uyandırmaya yetmiyor. İnsanımızın  milli ve dini kimliğine yapılan haçlı saldırıları, emperyalist güçler ve onların içimizdeki taşeronları tarafından besleniyor, destekleniyor!  Uyanmaz ülkemize sahip çıkmaz isek bizi çok ciddi tehlikeler bekliyor!...

“Temennimiz ve gayretimiz Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır!..." Tüm dünya insanlığı için tek umut da budur. Milli uyanışın her bölgemizden yükselen şahsiyetli haykırışı öyle umut ediyoruz ki: artık milli politikaların üretilmesine neden olacaktır.

"Türk Dünyasının Uyanışına tanık olmak! "  "Türkiye Sevdası!.."ile "Türk Dünyasının uyanışını görmek…" Bu bir umut:" Esir Türklerin kurtuluş umudu! " gibi. "Türkiye'ye sahip çıkmanın yolu milli kimliğine sarılmaktan geçiyor. Türk kimliğinin temeli Türkçemizdir. Dilimizi ve kültürümüzü yozlaştırmaya yönelik yabancı dille eğitim anlayışını desteklemiyoruz!...”

"Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan insanlarımız Türk Milletinin ayrılmaz bir parçasıdır! Ama hain bir planın uygulayıcısı olanlar, bu insanları kışkırtılmakta ve milli bütünlükten, kardeşlik duygularından adım adım koparılmaya çalışılmaktadır. “

“Hain güçler Türkiye'yi bölme- parçalama adına ajanlarına görev veriyorlar: "Gidin, Anadolu'daki vatan -bölme faaliyetlerine katılın, destek olun, omuz verin!" diyorlar.

Bunca silahın, onca yığınağın amacı da bunun içindir. Adı sanı duyulmadık terör örgütleri ile kardeşi kardeşe vurduruyor, toplumları kardeş kavgalarıyla bölmeye çalışıyorlar. Çukurlar, sığınaklar, mağaralar ve tırlar dolusu silahlar bu oyunun birer parçalarıdır. Devrede figüranlar, devrede piyonlar ve satılmış- kandırılmış uşakları vardır.        

Amaç?  Anadolu'daki Kürt- Ermeni Alevi gibi kardeş grupları – tarikatları harekete geçirerek vatan bölme faaliyetlerine hız kazandırmak istiyorlar. Duyarlı kardeşlerimizin bu oyunlara alet olmayacaklarını düşünüyoruz. Hedefte vatanımız, hedefte bayrağımız, hedefte milli birlik ve beraberliğimiz vardır… Aziz Türk Milletini birilerinin mandası yapmak isteyen zihniyetleri hortlatılmaya çalışılıyor.

Hem Türk dünyası ile olan bağlarımızı koparmak, hem de İslam dünyasındaki ağabeylik görevimizi kırmak, yok etmek istiyorlar. Her fırsatta Türk Milletinin milli bütünlüğü hedef alınmakta vatanın bölünmez bütünlüğü ve şanlı bayrağı tartışılmaktadır. Siyasi ikballer uğruna asla vatanın bölünmez bütünlüğünden ödün verilemez! Politikalarımız milli ve yerli olmak zorundadır. Milli ve yerli bir politika anlayışı benimsenmelidir. Milli ve İslami bir ekonomi sistemine geçmek zorundayız.

Türk Milletinin uyanışı ve yüce davasına sahip çıkışı bizim görevimiz olmalı diyoruz. Milli kimliğin korunması, milli ve manevi duyguların uyanması anlamında hepimize düşen görevler vardır!... Uyanmak ve Türk Dünyasının uyanışına katkıda bulunmak gibi... Anadolu'yu Sivas'tan Kars'a "Kürdistan" ülkesi olarak ayıran, Kuzeyde bir Rum ve Ermeni devleti kurulması hayali ile yaşayan hain güçlerin, Anadolu'yu bölme hayallerini kursaklarında bırakacak top yekun milli ve yerli bir uyanışla sağlanacaktır.

Ülkemiz, milletimiz, çocuklarımız ve torunlarımız adına endişe duymak zorundayız!.. Çanakkale Şehitlerinin kanları ile biz bu günlere geldik. Çanakkale ruhunu unutursak geleceğinize güvenle adım atamayız. Bunu çok iyi  irdelemek, genç nesillere bu ruhu aktarmak zorundayız…Bizim yavrularımız ve torunlarımız  böyle bir ihanetin içinde  Anadolu'da nasıl ve ne kadar huzur içinde kalabileceklerdir?...

Düşündükçe, inanın hepimizin uykularının kaçması gerekir. Ülkemiz üzerinde bu denli oynanan oyunları değerlendirmeyen bir nesil ayakta tutunamaz.  Sözün özü şudur: Milli ve İslami Ekonomi; Milli uyanış, milli, onurlu duruşa ve milli politikalara ihtiyacımız vardır. Milli şuur, milli uyanış bizim ellerimizle şekillenmeli ve Türkiye Cumhuriyeti hem Türk dünyasının hem de İslam dünyasının umudu olmaya devam etmelidir!..

                            

Ahmet SARGIN / Gazete Yazılarından

 

SIĞINILACAK BAŞKA TÜRKİYE YOK!

SIĞINILACAK BAŞKA TÜRKİYE YOK!

            

Ahmet SARGIN

 

 

Bayrağımıza, devletimize, vatanımıza milli ve manevi değerlerimize, Türk Milletine ihanetini- düşmanlığını gördüğümüz kim olursa olsun karşısında durmaya; vatanı ve milleti kucaklayan herkesle kardeş ve dost olmaya şeref sözü veriyoruz!.. Tüm vatanseverleri arkadaş, dost ve kardeş olarak görüyoruz!.. Bu bizim insan ve kardeş olmamızın gereğidir. Çünkü Allah insanları aynı anne ve babadan kardeş olarak yaratmıştır.  Biz buna inanır, buna sahip çıkarız.

Kardeş olup kucaklaştığımızda güçlü ve kadir Türkiye Cumhuriyetinin Türk ve İslam dünyasına umut olacağına inanıyoruz! Güçlü Türkiye sadece bizlerin değil, insanlığın umudu olacaktır. Buna canı gönülden inanıyor ve destekliyoruz. Farklılıkları, duygu ve düşünceleri hürmete layık, saygıya değer buluyoruz. Birbirine üstünlük yarışında olma değil, kardeşçe kucaklaşmanın ve yaklaşımın değer kazandıracağını, bizi güçlü kılacağını biliyoruz.

Bağımsız ve güçlü bir Türkiye isteyen herkes bu ülkeye sahip çıkmak zorundadır. Aydınlara ve vatanseverlere düşen görev de budur! Ayrıştıranı değil, birleştireni; çekiştireni değil kucaklaştıranı; fitne ve fesat üreteni değil, birlik ve beraberliği- kardeşliği tesis eden insanları buluşturup kucaklaşmamız gerekiyor. Top yekun kardeşliğin- insanlığın ve dürüstlüğün ipine (Allah’ın ipine) sarıldığımızda saadet’i , huzuru, barışı ve gelişmeyi yakalamış, mutlu Türkiye’yi kurmuş olacağız!..

İnsanlık ciddi bir bunalım geçiriyor. Tabiri caizse yer yerinden oynuyor; koca koca devletler tarihin çöp sepetine atılıyor. Tahtın, tacın, krallığın yıkılıp yerle yeksan edildiği bir dönem yaşıyoruz. Ortadoğu yeni süpriz olaylara, yeni değişimlere gebe konumunda!..

Komünist ve materyalist düşünceler insanlığın umudu olmaktan çıkmış; sömürgeci ve işgalci konumuna gelmişlerdir. Köleleştirdikleri insanlar bunlara baş kaldırıyor, toplu göç akınlarıyla yeni bir dünya düzeni kurmak istiyorlar. Dağılan ve yok olan koskoca devletlerden yenidünya düzenini ihya edecek güçlü bir lider ve güçlü bir ülke bekleniyor!.. Bu ülke neden Türkiye olmasın?

Türkiye’yi hedef tahtasına oturtanlar, Türkiye’nin gelişmesinden ağabeyliğinden korkuyorlar. Türkiye büyüyor ve Türk İslam dünyasına sahip çıkmaya başlıyor diye deliye dönüyorlar; bunun sancısını çekiyorlar: Atatürk’ün :”Atinin ufkunda yeni bir güneş gibi doğmasını istediği!” Türkiye’yi biz neden umut olarak sunmuyor, kucaklamıyor ve sahiplenmiyoruz? Bizi bölen parçalayan düşünce, tuzak nedir?.. Biz bu oyunu görmek ve uyanmak zorundayız!

Türk ve İslam medeniyeti sadece bize değil, tüm dünya insanlığına huzur ve refah getirecektir!.. Türkiye’nin gelişmesi ve güçlü olabilmesi için milli ekonomisini kurması ve milli bir politika yürütmesi zorunludur. Türkiye Cumhuriyeti hem bizlerin hem de Türk- İslam dünyasının umudu olacaktır. Bu umut aynı zamanda insanlığın umududur!.. Kardeş olmaya, kucaklaşmaya, tek yumruk olmaya ve ülkemize sahip çıkmaya var mısınız? İşte o zaman biz gerçek manada kardeş olur, işte o zaman biz gerçek manada vatansever oluruz ve çağlara hükmeden güçlü bir Türkiye’yi kurarız. Var mısınız, kucaklaşmaya, kardeş olmaya ve ülkeye sahip çıkmaya? Evet diyorsanız: İşte şimdi tam kardeş olmanın, uyanmanın zamanıdır..!

 

Ahmet SARGIN / Gazete Yazılarından

 

SON KALE TÜRKİYE BU KALE DÜŞMEMELİ

SON KALE TÜRKİYE BU KALE DÜŞMEMELİ

           

Ahmet SARGIN

 

Bu ülkenin içine kin, intikam ve fitne tohumu ekmeye çalışanlar çoğaldı. Bu gayret fitne hastalığına dönüştü. Fitne- fesat ve hainlik üretenlerin arasında bu zihniyet, bu çaba insanları tüm kutsal değerlerden uzaklaştırma düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Türk Milletine karşı başlatılmış olan bir ihanet tuzağı söz konusudur. Topluma fitne fesat sokup içimize kin ve düşmanlık tohumu ekmek isteyen rezil ve hain piyonlar devrededir. Casusları,ajanları ve şeytani planlarıyla ülkemize ve insanımıza top yekun bir saldırı başlatılmıştır... Yıkılmak istenen hedefteki son kale, son umut Türkiye'dir!

İyi bilinmelidir ki: bunlar bizden değil, bunlar Türk Milliyetçisi de değildirler. Bunlar Müslüman aydınlar da değillerdir... Bunlar Ülkemizi Irak gibi, Suriye gibi haince bir tuzağın içine çekmeye çalışan Türkiye ve Türk Milleti düşmanı bozgunculardır. Biz bu oyuna gelirsek, ne ülke kalır, ne vatan ne de din-iman... Düşman ha bire virüs üretiyor, bu virüsler bilgisayarımızı harddiskimizi, beynimizi ve düşüncelerimizi ifsad edip, kirletiyor milli ve manevi değerlerimizi yok etmeye ve çökertmeye çalışıyor.

Türk ve Müslüman düşmanı kalleş hain köpekler darbeyi içimizden gerçekleştirmek isterler..Bakın diyorum ki: "BU ATEŞ HERKESİ YAKAR- KÜL EDER" Bu oyuna gelen binlerce zevat türemiştir !.. Vatansever Türk aydınlarına düşen görev; bu oyunu görmek, bu tuzağı bozup- kırıp yok ermektir. Böyle onurlu bir görev vatansever aydınlara düşüyor. Ya onlar sizi yok edecek ya da siz bu virüsleri temizleyip ülkenizi ve insanlarınızı bu pislikten kurtarmış olacaksınız!

Biz kardeşiz, biz aynı soydan, aynı kandan aynı boydan gelen ikiz kardeşleriz!.. Alevisi- sünnisi, Lazı, Kürdü, Çerkezi ve Türküyle sırt sırta omuz omuza vermiş, asırlarca bir ve beraber olarak yaşamışız. “Kardeşiz ve dünya geniş herkese yeter” anlayışı ile kardeşlik duygusuna sarılmışız. Şeytanın ve hainlerin tuzaklarına düşersek fitne ateşinin içinde boğulur gideriz. Sosyal medya adı altında bu fitne- fesat tohumunu ekmeye çalışan şeytanın ve hainlerin dostlarını görüyor, ikaz ediyoruz: bu ihanet tuzağı sizleri de yutar, yok eder bu tuzağa düşülmemeli diyoruz!... Biz bu oyunları çok gördük, çok yaşadık, çok bozduk elhamdülillah!

Yunus Emrelerin, Hacı Bektaşların, Ahmet Yesevilerin, Mevlanaların, Dede Korkutların torunları sadece Türk dünyasının değil, tüm insanlığın umudu ve yol göstericisi olarak kutlu yolculuğuna devam edecektir. Türklük şuuru ve İnsanlık onuru ayağa kalkmak zorundadır. Ortadoğuyu birilerine peşkeş çekmek isteyen ve BOP projesini devreye sokmaya çalışan sapık zihniyet hiç bir insani düşünceyi ve vicdani değeri taşımamaktadır!.. İnsanlara acımıyor, kan kusuyor, insanlık onurunu hiçe sayıyorlar. Zulüm var, kan var, göz yaşı var, katliam var!

Türk ve Müslümanların elinde bu insanlık onuru: Ya şerefini ve haysiyetini kurtaracak, ya da şeytanlaşmış zihniyetlere teslim olup kendi sonunu hazırlayacaktır...Onun için bizler piyon ve hain olmak istemiyoruz!.. İnanıyorum ki, milyonlarca Türk aydını vatansever insanlar da buna hayır diyecektir!.. Kalenin içerden fethedileceğini düşünen sapık zihniyetler (affedersiniz!orospuyu içten çıkarırsak) bu kale kilit tutmaz, çabuk yıkılır diye düşünüyorlar!..

Son olarak şunu da ifade edelim ki: Şerefli ve onurlu insanlar (Nasıl olsa herkes fani- ölümlü dünya diyecekler ) Şeref’imizle ve inancımızla ölelim deyip, ölmeyi tercih edecekler ve ilahi huzura alın teriyle kavuşmak üzere şehadeti seçeceklerdir!.. Piyonlar, korkaklar, ülkesini ve milletini satan- pazarlayan alçaklar da ölümün şereflisini bile tadamayacaklardır!...

Bu ülke milyonlarca onurlu ve şerefli insanların yaşadığı bir kutsal vatandır! Vatansever Türk aydınları ihanete papuç bırakmayacaklardır: Kardeşliğe kurşun sıkacak ve kardeşlerini satacak olan zevatlar varsa iyi düşünsünler ...Şeyh-Şamiller şerefiyle ölmesini ve şerefiyle yaşamasını bilirler! Türk Milliyetçisiyiz, kardeşiz, vatanseveriz, ülkesini milletini seven Türk aydınlarıyız diyorsanız buyurun kucaklaşmaya, buyurun kardeş olmaya ve buyurun sırt sırta, omuz omuza verip son kaleyi ayakta tutmaya!..Şimdi emin olun tüm dünya saldırsa yıkılmazsınız!..

 

Ahmet SARGIN / Gazete Yazılarından

 

TERCİH Mİ AHLAKSIZLIK MI?

TERCİH Mİ AHLAKSIZLIK MI?

 

Ahmet SARGIN

 

İnsanlık tarihi Ahlaksız toplumların yaşadığı felaketlerle doludur. Tarihin çöplüğüne atılmış devlet ve millet sahnelerini bize aktaran, anlatan kitaplar vardır. Yüce Kitabımız da bu milletlerin örnek hikâyelerini bize haber vermektedir.  

Ahlaki değerleri yitirmiş insanlık vasfını kaybetmiş bu kavimlerin baslarına musallat edilen felaketlerle tarihe gömüldüklerini okuyor ibretlik hikâyelerini anlatıyoruz. Hepsinin Altın'da yatan bir aşırılık- ahlaksızlık yatıyor. Kültürde medeniyette ve insanlıkta örnek olmuş milletlerin ise Çağlar'a hükmettiklerine tanıklık ediyoruz.  

Medeniyetin beşiği olarak gördüğümüz Avrupa bugün işte bu Tür ahlaksızlıkla anılmaya- aşırılıkla Öne çıkmaya başladı.  Her türlü ahlaksızlığın, fuhşun ve uyuşturucu bağımlılığının zirve Yaptığı Avrupa ülkeleri gelişmenin, teknolojinin yanı sıra ahlaksızlık da tavan yapıyor. Fuhşun ve kadın ticaretinin sokaklara indiği Avrupa ülkeleri bu Tür ahlaksızlıkla artık baş edemiyor, polisiye tedbirlerle  önleyemiyor.    

En son rezaleti yeni duydum. Ahlaksız ve edepsiz zevatların nümayişlerini gösterilerini ve yürüyüşlerini duymuş izlemiştim ama bunu duymamıştım. Benim gibi duymayanlarınız vardır belki!.. Konu şu: Almanya Parlamentosu eşcinsellik Yasası'nı kabul etmiş artık erkek erkekle, kadın Kadınla  resmen evlilik yapabilecek aynı evde karı koca hayatı yaşayabilecekmiş! Yanı: eşcinseller kazanmış, Almanya bu rezalete evet Demiş! Hem de parlamentosunda...

Ne var bunda diyenleriniz olabilir! Ben ahlaksızlık terbiyesizlik tavan yapmış Almanya da resmileşmiş diyorum. Kur'an ın söz ettiği Ad ve Lut Kavmi neden helak edilmişti? Fiili livata denilen bu Hayvanlaşmış bu eşcinsellerin Yüzünden. Yani azgınlaşan ve ahlaksızlaşan kavimlerin başına taş yağmış Mevla bu Tür azgın kavimleri yerin dibine batırmış. Halen Almanya'yı yücelten gözünde büyüten öven varsa kendi Kültür'ünü,  insanlığını bir sorguya çeksin.  

Sanal âlemde bu Tür bir iki tanıdığım oldu. Onlardan biri doktordu: Açık açık ifade etmedi ama imasından anladım öfkelendiğimi anlayınca : " Ne var yani bu cinsel tercih meselesi! " Demişti. Sapıklığını anlayınca silip attım. Bir başkası da zoraki bu tuzağa düşürüldüğünü anlatmıştı tedavi ol bu rezaletten Kurtul önerisinde bulundum. Onunla diyalogumu da kestim. Çünkü sapkınlıkla devam edene göz yummak - hoş görmek de ahlaksızlığı benimsemek gibidir. 

Kısa bir dönemde olsa yurt dışı seyahatimiz olmuştu. Buna yıllar oldu. O zamanlar da gördük ki Avrupa azgınlıkta ve ahlaksızlıkta sınır tanımıyor. Halen AVRUPA'YI kendine örnek alanlar varsa acırım insani duygularına. Ahlaksızlığın medeniyeti olmaz, Ahlaksız toplumların geleceği de olmaz. Kimse kendini aldatmasın bu ihtişamlar bu saraylar bu medeniyetler yerin dibine batacak yok olup gidecektir hiç şüphemiz olmasın.   

Toplumlar teknolojinin yanı sıra ahlak ve medeniyetleri ile yükselirler. Ahlaksız toplumlar uzun süre ayakta kalamazlar kalamamışlardır. Biz değil tarihi gerçekler bunu haykırıyor. Bu nedenle ahlaksızlıkla, fuhuşla, madde bağımlılığı ile mücadele etmek insani ve milli bir görevdir, zaten yüce dinimiz de bu Sorumluluğu hepimizin omuzlarına yüklüyor. Zulümle zalimlikle ahlaksızlıkla adaletsizlikle mücadele etmek farzdır dini bir vecibenin yanı sıra insani bir görevdir. Yoksa rezaletin, ahlaksızlığın içinde toptan yok olur gideriz..

 

TÜRKİYE NEDEN HEDEF TAHTASINA KONULUYOR?

TÜRKİYE NEDEN HEDEF TAHTASINA KONULUYOR?

               

Ahmet SARGIN

 

Şüphesiz ki, Türkiye, bir dünya devletidir. Ülkemiz Jeopolitik ve jeostratejik mevkii itibarıyla; dünyanın en önemli petrol rezervlerine sahip Orta Doğu ve Hazar Havzası içerisinde yer alıyor. Önemli deniz ulaşım yollarının kavşağı durumunda bulunan Akdeniz Havzası ve Tarihte her zaman önemini sürdürmüş olan Karadeniz Havzası içerisindedir.

Türk Boğazları, SSCB ve Yugoslavya’nın dağılması sonucu yapısal değişikliklere uğrayan Balkanlar, etnik çatışmalar yanında, zengin tabiî kaynaklara sahip Kafkasya ve bunun daha ötesinde Orta Asya’nın oluşturduğu coğrafyanın tam merkezinde etkili bir konumdadır. Bu konumu itibariyle ülkemiz tüm dikkatleri üzerinde topluyor.

Türkiye yer altı zenginlikleri bakımından oldukça önemlidir. Çünkü bu açıdan zengin topraklar üzerinde konumlanmışız. Tarihi önemi ve doğal zenginliğinin yanında; çok farklı yer altı kaynaklarına sahip bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; petrol, bor, altın, krom’dur. Kömür üretiminde ise dünyada zirve isimler arasında yer alıyor.

Türkiye üç kıtanın birleştiği çok stratejik bir bölgede bulunmaktadır. Özellikle petrol ve  yeraltı zenginliklerinin bulunduğu bir bölgede konumlanmışız. Bu zenginliklerden pay almak isteyen ülkeler açısından Türkiye yapısı itibariyle vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Doğal zenginliği, tarihsel gelişimi ve konumu itibariyle dünya devletlerinin kıskacında olan bir ülkede yaşıyoruz.

Birileri şunu diyor: “ Ne zaman çıkar, ne zaman kapımıza dayanır bilenmez amma,  bildiğim bir şey var ki Orta Doğu'da, önümüzdeki 10-15 yıl içinde şurada veya burada bir veya birkaç savaş yaşanacak. Büyük krizlerle karşı karşıya kalınacak. Kısır kavgaları bir yana bırakıp, biraz etrafımıza bakarsak, durumun ne kadar tehlikeli  (ve vahim) olduğunu görürüz. Bölgedeki bir (büyük) savaşa hazır olalım.”                 

Türkiye büyük bir medeniyetin, devamı olan bir millete ev sahipliği yapıyor. Bir asır önce yarım kalmış hesap devam ediyor. Büyük Ortadoğu Projesi diye gündeme alınan proje, en az 25-30 yıldır uyguladıkları bir projedir.  Bu projenin asıl hedefi Türkiye'dir, Osmanlını devamı olan bir ülkedir Türkiye.

Suriye'deki iç savaşın sebebi, Yemen'in bölünme sebebi, Libya'nın parçalanmasının sebebi budur. Bölgedeki Türkleri, Kürtleri, Arapları, Farisileri birbirleriyle çatıştırma niyetindedirler. Sünni-Alevi ayrımcılığı başlatılmasının sebebi de budur. Türkiye, güçlü bir medeniyete öncülük etmesin, kendi içinde çekişmeli bir hale gelsin denilerek bu tür girişimlerde bulunuyorlar

Yaşadığımız coğrafyadan dolayı, stratejik konumdan ve hammadde- enerji kaynaklarını kontrol eden merkez ülke olmamızdan dolayı hedefteyiz!. Jirinovski diyor ya: “Bu coğrafyanın baş belası Türkler’dir.” Rus atları Akdeniz’de sulanmadıkça bu topraklar huzur bulmaz. Kazak ve Moğol bozkırları bomboş. Türkler gitsinler ataları gibi o topraklarda öküz gütsünler.” İngiliz’i Alman’ı, Fransız’ı farklı mı düşünüyor? Hatta Acem’i (İran’ı)? Ya da bu toprakta bizi birbirimize kırdırarak boğacak ve yok edecekler, mutlak hedef budur.

Bizler bin yıldan daha fazla bir ve beraber olmuşuz, et ile tırnak gibiyiz. Aklımızı başımıza alıp, gözümüzün önüne bakmamız lazım. Bugün PKK ile mücadelenin arkasında yine o hain güçler var. PKK da FETO Terör örgütü de onların maşalığını yapan piyon örgütlerdir. Türkiye, PKK- İŞID ile değil onları açıktan ve gizli destekleyen arkasındaki hain güçlerle savaşıyor. Allah yar ve yardımcımız olsun!...

Dünyada eşi benzeri olmayan, her karesi şehit kanlarıyla sulanan, sınırları süngü ile çizilen, ecdat yadigârı bu kutsal topraklar için geçmişten günümüze kadar vatan evlatlarını şehit verdik, vermeye devam ediyoruz. Şehit kanlarıyla sulanmış olan bu toprakların bekçiliğini yapmaya devam edeceğiz. Tüm hain güçlere karşı 15 Temmuz gecesi dik durduğumuz gibi dik durdukça, bir ve beraber oldukça Allah’ın izniyle bizi kimse bu topraklardan söküp atamayacaktır.

 

UYANMA VAKTİDİR

UYANMA VAKTİDİR

 

Ahmet SARGIN  

 

Tüm İslam âlemi perim perişan

İnsanlık özüne dönme vaktidir.

İflah olmaz kötülükle yarışan

Mazlumun gözyaşı dinme vaktidir

 

Vatanı suladık şehit kanıyla

Destan yazdık Mehmetçiğin canıyla

Çağlara hükmettik Türklük şanıyla

Fatih'i, Yavuz'u anma vaktidir

 

Türkistan’ dan gelir feryadın sesi

Çin zalimi katlediyor herkesi

Sanırsın açılmış domuz kafesi

Kudüs'ten Pekin'e inme vaktidir.

 

Kırım, Azerbaycan kardeştir bize

Tatarlar, Kırgızlar kurbanız size

Kalpler konuşuyor ne hacet söze

Sevgi havuzunda yunma vaktidir

 

Türk İslam Birliği kurulsun artık

Hedef Kızıl Elma varılsın artık

Kardeşlik hamuru karılsın artık

Milletin derdiyle yanma vaktidir.

 

Sargın Ozan der ki uyanın gardaş

Çin'in surlarına dayanın gardaş

Bayrağın rengine boyanın gardaş

Zulmün tepesine binme vaktidir

 

                    Ahmet SARGIN  

               05. 06. 2018 YOZGAT

 

VATANSEVERLİĞİN GEREĞİNİ YAPALIM!

VATANSEVERLİĞİN GEREĞİNİ YAPALIM!

 

          

Ahmet SARGIN

 

Milli ve manevi değerlerin saldırı altına alındığı bir dönemden geçiyoruz. Gençlerimiz bunun farkında değiller! Kardeşliğe, huzura ve barışa bugün dünden daha çok ihtiyacımız var. Türkiye düşmanı hain güçler üstü kapalı gibi amma, apaçık toplu bir saldırı halindeler. Bunu anlamak ve uyanmak için inşallah geç kalmayız!...

İnsanlar arasında fikir, düşünce, siyasi yorum farklılıkları olabilir. Ancak bu düşünce farklılığı o kişiyi diğer kişiler -kardeşler- üzerine üstün çıkarmaz ve üstün kılmaz!. Bunu farklı düşüncelerle “Bizden başkası batıl yoldadır sapkınlık içindedir, bizden gayrisine güvenme” : (biz, ben, partim, pırtım, şeyhim, bizim soy, bizim tarikat gibi) ifade etmeye kalkışırsak yanılgı içinde oluruz!. Bunun adı bölücülük olur, Fitne olur, fesat ve ayrımcılık olur.

Birlik, beraberlik, kardeşlik ve sevgi- muhabbet İslam'ın özüdür. Bize de Cennet Anadolu da kardeşçe yaşamak yaraşır!.. Bu sevgiden uzak kalanları İslam'a ve kurtuluşa davet etmek kadar doğal bir düşüncemiz olamaz!.. Siyaset ve siyasi iktidar gelip geçicidir; bu kavga bizi birbirimize düşman ettiremez, ettirmemelidir!

Kardeşler (vatandaşlarımız) arasında ayrım, nefret, kin, çekişme olmaz. Çünkü İslam; kardeşliği, birlik ve beraberliği emrediyor. Müslümanlar arasında fırkalar, bölünmeler, ayırımlar ve parçalanmalar meydana getirilerek bizlerin kardeşlik duygusu kırılmaya çalışılıyor. Kardeşliğe yakışmayan davranışlar sergileniyor.

"Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Siz birbirinizle daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz takvaca, ahlakça en ileri olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır." (Hucurat Suresi-13)

Peygamber Efendimiz buyuruyor: "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez!...(Eliyle kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir!. Bir Müslümanın diğer Müslüman üzerine kanı, ırzı ve malı haramdır!.."

Allah'ın emri, Peygamberimizin Sünneti hilafına ayrılan, bölünen, birbirini sevmeyen, birbirinden nefret eden, birbirini çekiştiren gruplar oluşturmak olsa olsa düşmanın oyunudur. Adına kardeş kavgası denen gerçekte kardeşlikle ilgisi olmayan bir kör dövüşü onaylamak mümkün değildir.

Yüce Yaratanın: "Kardeşlerin arsasını ıslah ediniz, aralarını bulup barıştırınız!..." emrine uyarak, bölücü değil, birleştirici, ayırıcı değil, bütünleştirici, nifak tohumları ekici değil, sevgi ve kardeşlik tohumlarını eken insanlar olmak zorundayız.!

Türkiye ciddi bir abluka altında: Tabiri caizse birileri bizi bir avuç suda boğmak istiyor. Uyanmaz ve kardeş olamaz isek bizi ciddi bir tehlike bekliyor!.. Çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakabileceğimiz kutsal bir vatan var; Bu kutlu vatan: vatan hainlerin tehdidi altında?...

Dikkat buyurun: Türkiye İMF, Batı, ABD ve Terör örgütlerinin tehdidi altında. Ülkemiz her yönden kıskaç altına alınmaya ve diz çöktürülmeye çalışılıyor. Bunu da başımızdaki siyasi iktidarın gitmesine bağlamış durumdalar?.. Tıpkı İttihat Terakki, Jön Türkler, Abdülhamit Han döneminde güya aydınlarımızın yaptıkları baskılar gibi… (Çanakkale- Birinci Dünya Savaşı- İstiklal Harbi benzeri) hain bir plan devrededir. Kardeş olup ülkemize sahip çıkmaz isek; bunun vebalini hiç birimiz kaldıramayız!..Tüm vatanseverler olarak siyasi iktidarlara değil, devlete sahip çıkma zorunda olduğumuzu haykırmak istiyoruz!..

 

Ahmet SARGIN / Gazete Köşe Yazılarından 

 

AHMET SARGIN İLE RÖPORTAJ

AHMET SARGIN İLE RÖPORTAJ

 

Harika UFUK

   

Şiire Sevdalı Bir Ozan- Yaşayan Şiir: Yozgat’ın Kültür Elçisi olarak bilinen Ahmet Sargın; öğretmenlikten emekli olmuş ve kendisini gazeteciliğe- edebiyata- kültüre ve sanata adamış, güler yüzü tavrı ile kültür programlarında tırnaklarıyla yer edinmiş değerli bir yazarımızdır.

Araştırmacı- Gazeteci Şair ve Yazar Radyo ve TV. Program Yapımcısı Ahmet Sargın ile yaptığım röportajı siz değerli okurlarımla paylaşıyorum.

Harika Ufuk: Sayın Ahmet Sargın ben sizi tanıyorum, gerçi edebiyat dünyasında sizi tanımayan da adınızı duymayan da yoktur. Ancak okurlarımızın sizi daha iyi tanımaları açısından kendinizi kısaca anlatır mısınız?

Ahmet Sargın: 1954 yılında Yozgat’ta doğdum, ortaokulu ve liseyi Yozgat’ta okudum.1974 yılında Yozgat Merkez Haydarbeyli İlkokulunda öğretmen vekilliği yaptım. Yazı çalışmalarına da öğretmen vekilliği yaptığım dönemde başladım. 1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümüne kayıt yaptırdım. Konya da hem çalışıp hem de okuyarak hayata hazırlanmaya çalıştım. Eğitim Enstitüsündeyken yerel ve ulusal basında yazılarım araştırmalarım yayımlandı.

Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünden 1978 yılında mezun oldum ve Sivas ili Gemerek İlçesi Karagöl Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atandım. Siyasi ve terör olayları nedeniyle can güvenliğinden Yozgat Merkez Ortaokuluna tayinimi yaptırdım.

Isparta Büyükgökçeli Kasabası Ortaokulundayken l989 yılında bu görevinden istifa ederek Yozgat Yerköy Yeniçağ Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Müdürü olarak göreve başladım. Anadolu Ajansı Yerköy muhabiri olarak görev yaptım. Yerköy Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, Delice Radyo ve Delice Tv Haber Müdürlüğü yaptım.

Yozgat Bayrak TV de “Bozok Şiir Akşamları” ve “Gündem” Programı ile şiir ve sanatseverlerin ilgisini toplamaya çalıştım. İleri Gazetesinde günlük köşe yazarlığına başladım. Yozgat bölgesindeki âşık-ozan ve yazarları toplayarak şiir şölenlerinde buluşturdum. Yazılarımı, araştırmalarımı ve şiirlerimi yerel basında yayımlanarak yayın dünyasına yeni adımlar attım.

Emeklilik dönemi yaklaştığı için 1997 yılında yeniden müracaatla öğretmenlik görevime döndüm. Yozgat ta faaliyet gösteren bir anonim şirketinin matbaa müdürü olarak ticari faaliyetlerde bulundum.

Yozgat Merkez Sakarya İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni olarak yeniden atandım.. Bu okulda 2002- 2003 Döneminde Türkiye genelinde açtığım “Kitap Bağışı” kampanyası ile 7 bini aşkın kitap toplayarak kendi okulumda büyük bir kütüphane kurulmasına vesile oldum. Uzunca bir dönem Yozgat İleri Gazetesi köşe yazarlığına devam ettim. 2004 Eylül ayında kendi isteğimle emekli olup resmi görevime son verdim. Halen Bilgi Sürücü Kursu Müdürlüğü, Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanlığını ve Yozgat İleri Gazetesi Köşe yazarlığı görevimi devam ettirmekteyim.

İLESAM Yozgat il temsilcisiyim, 2006 yılından beri Yozgat ta yapılan Sürmeli Festivali Şiir Şölenlerini hazırlamaktayım.2013 yılında da” Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’ni 2. kez kurarak yeni bir oluşumla şiir ve edebiyat dünyasında emin adımlarla yoluma devam ediyorum.

Evli ve üç çocuk babasıyım ve kendimi “Yozgat’ın Fahri Kültür Elçisi” olarak tanıtmaktan mutluluk duyuyorum. Zaten en önemli amaçlarımdan birisi de budur. Ülke genelinden pek çok şair ve yazarla görüşmelerim devam ediyor.

 

H. U.:  Hangi türden eserler veriyorsunuz? Kaç kitabınız var? Bize eserleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

A.S.: İlk yaz çalışmalarına öğretmen vekilliği yaptığım Haydanbeyli’de başladım. Isparta Özgül Yayınları yayın kurulunda görev aldım. İlimiz Gaziantep, İlimiz Şanlıurfa, Türkiye Haritası Katalogu gibi eserlerin hazırlanmasında yer aldım. Bu yayınevi tarafından “Halk Masalları” ismiyle 8 adet masal kitabım çıktı. Yazılarımda: Ahmet Taşkın, Abdullah Ecevit, Mehmet Emin, Alperen Selçuk, Sargın Ozan, Garip Ozan, Ahmedi, gibi mahlasları kullandım. “Yozgat Sevdası” ile birlikte 14 adet yayımlanmış hikâye ve araştırmalarım bulunmaktadır.

Sorgun Şair-Yazar Ozanlar Derneği, Yerköy Halk Âşıkları ve Yozgat Şairler Derneği kurucuları arasında yer aldım. Sorgun Ozanlar Derneği Başkanı Araştırmacı, şair, yazar Durali Doğan ile birlikte 1997, 1998 ve 2000 yıllarında Sorgun, Yerköy ve Çiğdemli’de Şiir Şölenleri düzenledim. 2006 yılında Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneğini kurarak Sürmeli Festivalleri Şiir Şölenlerinin düzenleyicisi oldum. Birçok kültür ve sanat programın hazırlanmasında etkin rol aldım. Bu vesileyle Yozgat’ta âşık, ozan ve şairlere ev sahipliği yaptım, Kültür sanat çalışmalarımızla Yozgat’ın tanıtımına büyük katkı sağladık. Yozgat Sevdası” isimli eserimle Yozgat’ın tanıtımına büyük katkıda bulunduğumu düşünüyorum. Şair ve yazarlarla yaptığım “Röportajlar” bir kitap olacak kapasitededir.

H.U.: Evet, 2010 Temmuzunda düzenlediğiniz etkinliğe ben de katılmıştım. Bu sayede pek çok şair- yazar arkadaşımla ve kızım Sena ile Yozgat’ı ilk defa görüp gezmiştim. Bize çok güzel ev sahipliği yapmıştınız. Müzenize, Saat Kule’nize hayran kalmıştım. O güne kadar merak ettiğim testi kebabınızın tadına da ilk kez Yozgat’ta bakmıştım.

Böylesi etkinlikler illeri tanıtma açısından çok önemli… Her yazar, her şair bir eserle o yörenin kültürünü anlatıyor ve bu suretle fahri kültür elçisi oluyor. 9 Temmuz 2010 tarihinde Yozgat 11. Uluslararası Sürmeli Festivali Şiir Şöleni’nde “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” konulu şiir yarışmasında “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” (Gönlümdeki Yozgat) başlıklı şiirimle jüri özel ödülü almıştım. Aynı şölende “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” konulu makale yarışmasında da “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” (Yozgat Rüyası) başlıklı makalemle jüri özel ödülü almıştım. Bu etkinlik benim için hem şiir hem makale dalında ödül getirdiği için çok önemlidir. Ayrıca “Yozgat Sevdası” adlı antolojinizdeşiirime ve yazılarıma yer vermiştiniz. Bu vesileyle bir kez daha teşekkür ederim.

A.S.: Evet Harika Hocam bu çalışmalarınız bizim için de çok kıymetliydi. Biliyorsunuz bu çalışmaları “ Yozgat Sevdası” adlı eserimizle ölümsüzleştirdik ve Yozgat Edebiyatına kazandırdık. Hem şiiriniz hem de makaleniz derece aldı ve jüri tarafından özel ödüle layık görüldü. Yozgat’ın tanıtıma adına yaptığımız bu yarışmaya şiir ve makale dalında birçok şair ve yazar arkadaşımız katılmıştı. Yozgat Valiliği de bu eserlerin kitaplaştırılmasını istedi, biz de eserler unutulmasın diye kitaplaştırdık. Bu yarışmaya katılan arkadaşlarımıza ve şahsınıza çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

H.U.: Yozgat’ta İleri Gazetesinde köşe yazarısınız. Köşe yazarlığına nasıl başladınız?

A.S.: Gazete köşe yazarlığım öğrencilik yıllarımda başladı. İlk Köşe yazım “Konya Postası”nda çıktı. Yerel basının yanı sıra ulusal gazetelerde de yazılarım, araştırmalarım yayınlandı. Gazetelerin yanı sıra Kültür ve sanat dergilerinde de yazılarım yayınlandı. Şu an adın saymayacağım kadar dergi ve gazetelerde çıkan yazılarım ciltler dolusu olacak kapasitededir. Yozgat Gazetesinde yazıyordum. 1995’ li yıllarda İleri Gazetesi sahibi Mükremin Kayhan’ın daveti ile bu gazetede yazmaya başladım. Yaklaşık 20 yıldır bu gazetede günlük olarak köşe yazılarım yayınlanmaktadır.

 

H.U.: Pek çok ödül aldığınızı tahmin edebiliyorum ancak ilk ödülünüz hakkında bilgi alabilir miyim?

A.S.: Şükür ödüllere alıştık doğal geliyor artık. Eşim bu ödülleri eve de koymuyor her yer dolu “Artık bürona götür.” diyor. Bu konuda mustaribim yani… Maaşla Ödüllenme de dahilTakdir, Teşekkür, Onur belgeleri, Katılım Belgeleri derken koca bir dosya oluştu. Plaketler ve temsili madalyalar büromuzu gururla süslüyor artık.

H.U.: Sizin için ayrı bir önem ve değer taşıyan bir ödülünüz var mıdır? Varsa bu ödülünüzü niçin diğerlerinden daha üstün tutuyorsunuz?

A.S.: Çalıştığım okuluma Kütüphane kurmada aldığım “ Maaşla Ödüllendirme” ödülü benim görevimin en kıymetli ödülüdür. Kültür- Sanat adına da Yozgat Valisi Sayın Amir Çiçek tarafından “Kültür Sanata Katkılarım” ve Yozgat’ın Tanıtımındaki gayretlerim nedeniyle verilen plaket ödülü benim için en kıymetli ödüllerdir.

H.U.: En sevdiğiniz şairler ve yazarlar kimlerdir? Hangi yazarın veya şairin hangi eseri- eserleri sizde önemli bir iz bıraktı? Buna göre etkilendiğiniz şairler ve yazarlar var mıdır?

A.S.: Türk Edebiyatına olan sevgim ve tutkum milli ve manevi değerlerle bir anlam kazanmış oldu, milli edebiyatın hayranı ve hizmetkârı olan bir yazarım. Türk insanının derdi sıkıntısı ve duyguları benim de derdim ve sevdamdır. Ben Edebiyat bölümü mezunuyum biliyorsunuz. Türk edebiyatının unutulmaz isimlerini okudum hatta araştırmalarda bulundum. Mehmet Akif’e, Mehmet Emin Yurdakul’a, Ömer Seyfettin’e hayran kaldığımı ifade edebilirim. Uzun bir süre şiir ve anı defterleri tuttum binlerce şiir derledim, tabi ki onları defalarca okudum. Âşıklarla- Şairlerle Radyo ve televizyon programlarım oldu onların eserlerinden de etkilendim. Bir de Mili Bayramlar ile anma ve özel günlerde programlar hazırlayıp sunduğum içim kaliteli şiir araştırmaları beni şiire yönlendirdi dersem yanlış olmaz.

 H.U.: Aileniz hakkında kısa bir bilgi alabilir miyim? Evli misiniz, kaç çocuğunuz var?

A.S.: Evliyim şükür huzurlu bir yuvam var. İki kızım bir de oğlum var. Büyük kızım Diyanet’te, küçük kızım Kredi Yurtlar Kurumunda memur olarak çalışıyor. Oğlum da İstanbul da Kartal Adliyesinde görev yapıyor. Rabbim cümlenizin çocuğuna sağlık ve sıhhat nasip eylesin.

H.U.: Allah huzurunuzu, sağlığınızı, mutluluğunuzu daim etsin. Eşinizin ve çocuklarınızın sanatınıza bakış açısı nasıldır?

A.S.: Azimli ve gayretli bir insanımdır. Çocuklarım çalışmalarıma saygı duyar ve beni takip ederler, ancak eşimle bu konularda anlaşamıyoruz. Şiir ve edebiyat adına çok yere katıldığım ve onları sık sık yalnız bıraktığım için beni eleştiriler. Oğlum iyi bir tiyatro oyuncusudur, başarılı roller almış, maalesef okulunu aksatmıştır. Ama ben onu hep teşvik etmişimdir. Küçük kızım da şiire ve sanata âşıktır.

H.U.: Çok güzel… Siz gerçek bir eğitimcisiniz. Üstelik benim gibi Türkçe- Edebiyat öğretmenliği yaptınız yıllarca… Şu an emeklisiniz. Gerçi öğretmenin emeklisi olmuyor. Yaşam boyu süren bir meslek aynen doktorluk, veterinerlik, yazarlık, şairlik gibi… Edebiyat dünyasında son zamanlarda “Eğitimci-şair-Yazar” sözünü gerekli gereksiz duymaktan bıktık. Eğitimi bile olmayan nasıl eğitimci olur bilemiyorum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 A.S.: Harika Hocam kimseyi eleştirmem, yazmalarını teşvik ederim. Binlerce şair ve yazar dostumuz var, bunu zaman ayıklayacak. Birçoğumuzun ismi unutulacak. Kalıcı eserler bırakan dostlarımız Edebiyat Dünyasındaki yerini almış olacaklar. Bir de ne yazık ki: basının ve belirli siyasi çevrelerin şişirdiği ve topluma sunmaya çalıştığı kişiler ve bu sahte isimlerden de rahatsızlık duyuyoruz. Anadolu dan yetişen şair ve yazarlara bunlar kulaklarını kapatıyorlar. Kimseye” Yazma” diyemeyiz, yazacaklar toplum bunları ya bağrına basacak ya da unutacak. Bir gerçek de şu ki: Binlerce eser çıkıyor ama okuyanımız yok, şair de çok ama şiir yok demeyelim zihinlere işleyen ve kalıcı olanlar yok. Olacak inşallah…

H.U.: Ahmet Bey Yozgat ve edebiyat denilince ilk aklıma gelen isim sizsiniz. Yozgat’a eğitim ve kültür alanında çok büyük hizmetleriniz oldu. Ben Adana’dan bunu görebildiğime göre hemşerileriniz size minnet duyuyor olmalılar diye düşünüyorum. Yozgat’ta bir caddeye, bir okula veya bir sokağa -ki bu oturduğunuz sokak olabilir- adınızın verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ne dersiniz?

A.S.: Ne derim” Allah” derim. Malumunuzdur ki bazı şeylerin kıymetini kaybedince anlıyoruz. Birileri takdir etsin “ aferin” derin diye çalışmıyoruz. Memleket sevdamız var benim bir de “ Yozgat Sevdam “ var. Yozgat’ın tanıtımı için çalıştım çalışmaya devam edeceğim. Derneğimizi de zaten bu amaçla kurmuştuk. Şahsıma: “Yozgat’ın Kültür Elçisi” derken bunu laf olsun diye söylemek istemedim. Sürmeli festivalleri- Şiir şölenleriyle bu şehrin adını duyuramaya çalıştım. Buna en iyi sizler tanık oldunuz ya bu da ban yeter. Hemşerilerim ya da yöneticilerimiz takdir ederlerse gereğini yapacaklardır. Bu konularda benim bir talebim yok hiçbir zaman sitemim de olmadı. Dedim ya ben memleketime olan görevlerimi yapmaya çalışıyorum. “ Gök Kubbede Hoş Bir Seda olarak kalabilmek” muradımdır.

 H.U.: Gelecekle ilgili projeleriniz nelerdir? Şiirle ilgili düşünceleriniz?

A.S.: Bizler gerçekten de “Kültür Elçileriyiz.” Yozgat’ın Kültür Elçisi olmak beni mutlu ediyor. Bunu da hak ettiğimizi düşünüyoruz. Çünkü programlarımın ana konusu ilimizi tanıtmak oluyor. Çalışmalarımız devam edecek, bundan sonraki hedefimiz çalışmalarımızı Türk Dünyasına duyurmak olacaktır. Bizler Türk Edebiyatının hizmetkârlarıyız. Kültür elçileri olarak değerlendirmelisiniz bizleri… Milli ve manevi değerleri terennüm etmeyen yazar- şair bizim kültür elçimiz olabilir mi? Edebiyat “ Edep” kökünden geliyor, edebi olmayan insanların topluma kazandıracağı bir şey olamaz. Edepsiz toplumların edebiyatı ne anlam ifade eder? Bizler edeple edebiyata tutkun kalan insanlarız, Siz de öyle değil misiniz Harika Hocam?

H.U.: Haklısınız. Ben de Adana sevdalısıyım. Şehrime kültür hizmetinde bulunmak için şair arkadaşlarımdan Adana şiirleri yazmalarını rica ettim. Sağ olsunlar, yazdılar. Hatta Azerbaycan’dan, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden, Almanya’dan, Fransa’dan bile katılanlar oldu. Sizin “Yozgat Sevdası Antolojisi” adlı eseriniz o zamanki valiniz Sayın Necati Şentürk’ün söz verdiği üzere Yozgat Valiliği tarafından çıkartılmıştı. Umarım “Adana Sevdası Antolojisi” için de Adana Valiliği gereken desteği verir. Sizden de Adana ilini anlatan bir şiir bekliyorum. Sonuçta bizler Türkiye sevdalısıyız. Edebiyata hele ki şiire sevdalıyız. Şiir sizin için nedir desem?

A.S.: Şiir benim için her şeydir. Aşkım, sevdam, dostum ve en yakın arkadaşımdır. Ancak şiirde ulaştığım nokta henüz benim için yeterli değildir. Serbest şiir de yazıyorum ama ben “ Hece Ölçüsü” nü seviyorum. Şiir benim en yakın ve ne sevgili dostumdur. Şiiri en etkili anlatım yolu olarak görüyorum. Gönüllere sımsıcak akan şiirin sıcak dostluğudur. Şiir sevgidir, şiir samimiyettir, şiir anlatımın özüdür.

Türk Halk Edebiyatını bilenler şiiri yabana atabilirler mi? Ozanlarımız, âşıklarımız, destanlarımız, manilerimiz, ağıtlarımız, ninnilerimiz bize bunu anlatmıyor mu? Türk edebiyatının ve Türk Kültürünün hayranıyım, Türk kültürünün çağlara hükmetmesi gerektiğine olan inancım beni çalışmaya sevk ediyor.

İyi şiir nasıl olmalıdır? İyi şiir kurallarına uygun, anlatımı keskin, ezberlenmesi kolay olmalı? İnsani ve duygularını en etkin anlatan anlatım şeklidir şiir. Elbette ki, şiir yazmanın bir de duygu, düşünce ve ilham yönü vardır. Yani şiir Allah vergisidir dersek yanlış ifade etmiş olmayız. Bu yeteneği geliştirmek de bize düşüyor. İyi şiir yazmak için kurallarına uyulmalı ve güçlü şairlerin eserleri okunmalıdır derim.

Şiir bir tutkudur devamlılık ister. Ünlü şairleri ve eserlerini okumanız gerekir. Şiiri kurallarına uyarak yazarsanız bir anlam ifade eder. Kuralsız rastgele yazılan eserler şiir demek anlamsızdır. Şiirin kurallarını öğreneceksiniz, şiir merakınız olacak, Mevla da o yeteneği size vermiş olmalı ki başarı gelsin. Binlerce şiiriniz olur ama sizi tanıtacak bir şiir yazarsınız o sizi anlatmaya yeter. Kitaplar içinde bu böyledir. Ümitsizlik başarı getirmez. Azim, çaba ve gayrette devamlılık başarı getirir. Gençlere ve şiir severler tavsiyemiz biz de ve dünya edebiyatında ünlü- tanınmış başarılı şairlerin eserlerini defalarca okusunlar… Ve şiirde kuralı- ölçüyü önemsesinler, kuralsızlık başarı getirmez bu böyle bilinmeli.

H.U.: Hakkımdaki düşüncelerinizi merak ediyorum.

A.S.: Harika Hanım, sizin de bir eğitimci ve edebiyatçı olduğunuzu biliyorum. Çalışmalarınızı da takdir ediyorum. Güçlü bir kaleminiz var, etkili anlatımlarınız dikkatimizi çekiyor. Sizi Adana’dan yansıyan güçlü bir ses olarak görüyor ve takdir ediyoruz. Gönül arzu eder ki bu başarılarınız ömür boyu devam etsin ve Türk edebiyatına adınız altın kalemlerle yazılsın. Dedim ya Gök Kubbe de Hoş Bir Seda olarak kalabilirsek ne mutlu bize… Şahsınızın çalışmaları ve şiirleri takdire şayandır bunu ifade etmek isterim.

H.U.: Hakkımdaki güzel düşünceleriniz ve bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılarınızın devamı temennisiyle hoşça kalın, şiirce kalın.

A.S.: Harika Hocanım, Çok teşekkür ederim bana zaman ayırdınız. Şu söylemeliyim ki, ben hayatımı tırnaklarımı kullanarak kazandım… Siyasi destekle ve şansımla bir yerlere gelmedim… Şükür ki; başarımda alın terim ve tırnaklarım var. Şahsınızı da tebrik ediyor başarılar diliyorum. Yozgat’tan sizi ve okuyucularınızı saygıyla selamlıyorum.

 

Harika Ufuk - [email protected]

Yazar: Harika UFUK

14. SÜRMELİ ŞÖLENİ ANISINA

14. SÜRMELİ ŞÖLENİ ANISINA

 

Harika UFUK

 

Misafirperverdir Yozgatlı dostlar,

Sürmeli Şöleni daim yaşasın.

Kesilsin koyunlar, serilsin postlar,

Sürmeli Şöleni daim yaşasın.

Gönüllerde Ahmet Sargın paşasın.

 

Vatan millet aşkı harmandır, hardır.

İç Anadolu’mda Yozgat’ım vardır.

Şaire, yazara ebedi yârdır,

Sürmeli Şöleni daim yaşasın.

Gönüllerde Ahmet Sargın paşasın.

 

Çalınsın davullar halay çekilsin,

Yüreklere sevgi, barış ekilsin,

Camiler gezilsin, tespih çekilsin,

Sürmeli Şöleni daim yaşasın.

Gönüllerde Ahmet Sargın paşasın.

 

Çapanoğlu Cami süslüydü çini,

Hayran olduk gezdik, gördük içini.

On dört yıl nedir ki görmeli bini,

Sürmeli Şöleni daim yaşasın.

Gönüllerde Ahmet Sargın paşasın.

 

Yozgat’ımın tarih kokar toprağı,

Nizamoğlu, Hayri İnal Konağı,

Harika kültürün, şiir durağı,

Sürmeli Şöleni daim yaşasın.

Gönüllerde Ahmet Sargın paşasın.

 

Harika Ufuk/ ADANA

Eğitimci-Gazeteci- Şair – Yazar

Yazar: Harika UFUK

AHMET SARGIN AĞABEY

AHMET SARGIN AĞABEY

 

Durdu ŞAHİN

 

Deniz gibi gönüllü,

Ahmet Sargın ağabey

Yüreği daim güllü,

Ahmet Sargın ağabey

 

Arayıp da soruyor,

Dostlarını koruyor,

Hedefine varıyor,

Ahmet  Sargın ağabey

 

Her zaman umut dolu,

Bükülmez onun kolu,

Yolu hep Allah yolu,

Ahmet Sargın ağabey

 

Gerçeğe dönük yüzü,

Asla tükenmez közü,

Hakka adanmış özü ,

Ahmet Sargın ağabey

 

Yazarsa bil tam yazar,

Değmesin ona nazar,

Zalime, şerre kızar,

Ahmet Sargın ağabey

 

Bir güneş gibi ışır,

Dualarla dolaşır,

En doğruya ulaşır,

Ahmet Sargın ağabey

 

Mazluma gönül açar,

Bilin ki kalmaz naçar,

Şen kuşlar gibi uçar,

Ahmet Sargın ağabey

 

Ekmeği tuza banar,

Dostlarını çok anar,

Dostça güzellik sunar,

Ahmet Sargın ağabey

 

Durdu der ki izzetli,

Samimi ibadetli,

Adaletli, gayretli,

Ahmet Sargın ağabey

 

Durdu ŞAHİN/ ALACA

Eğitimci, Şair, Yazar

Yazar: Durdu ŞAHİN

AHMET SARGIN İLE YOZGAT SEVDASI

AHMET SARGIN İLE YOZGAT SEVDASI

           

Röportaj: Tarık YILMAZ

 

 “ Uzun süredir üzerinde çalıştığı Yozgat Sevdası isimli eserini çıkararak Yozgat kültür ve edebiyatına yeni bir eser kazandıran gazeteci, şair yazar -Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı hemşerimiz Ahmet Sargın’la “ Yozgat Sevdası” nı konuştuk.”

           

Tarık YILMAZ: Hocam, uzun bir çalışmanın ürünü olan Yozgat Sevdası isimli eserinizi çıkararak Yozgat kültürüne yeni bir eser kazandırmış oldunuz. Yozgat Sevdası nereden, nasıl doğdu?

         

A.SARGIN: Yozgat Gündemi, Yozgat Sevdası, Yozgat Kültür Elçisi gibi isimleri zaman zaman kullanıp köşemize taşıdığımızı biliyorsunuz. Uzun bir süre “Yozgat Sevdalıları” diye yazılar yazdık. Yozgat kültürüne, sanatına, ticaretine, ekonomisine, sporuna ve siyasetine emeği geçen insanları köşemizde yâd ettik. Yozgat gerçekten de bizim sevdamız, tutkumuz ve tek derdimiz oldu. Memleketine, Türkiye coğrafyasına, Türk İslam Coğrafyasına âşık insanlardanız. Ülkemize, kültürümüze memleketimize karşı görevlerimiz var. Gök Kubbede hoş bir seda bırakabilmenin çabasındayız. Aldığımız kültür de, yaşadığımız hayat da bize bunu öğütlüyor.           

Yozgat Sevdası nasıl doğdu? Dernek olarak Yozgat’la ilgili şiir ve makale yarışmaları açtık. Gelen eserlerin çoğunun başlığında ve içeriğinde “ Yozgat Sevdası” işleniyordu. Dostumuz, kardeşimiz Şebinkarahisarlı şair- yazar Hikmet Okuyar’ın “ Yozgat Sevdası” isimli şiiri çok hoşumuza gitti. Dedik ki, madem ki dostlarımız bu ismi çok kullanıyor, biz de seviyoruz. Kendimizi “Yozgat’ın Kültür Elçisi”  olarak da tanıtıyoruz. Öyle ise eserimizin adı da “ Yozgat Sevdası” olsun dedik. Yozgat Sevdası ismi böyle şekillenmiş oldu.

               

T. YILMAZ: Hocam, uzun yıllar öğretmenlik yaptınız. Çocuklarımıza hizmet ettiniz. Okullardaki okuma ve yazma konusunu değerlendirir misiniz? Çocuklarımız yeterince kitap okuyup yazıyorlar mı?

              

A. SARGIN: Çok önemli bir konuya değindiniz. Bu benim içimde bir yara. Bizler kitaba dost insanlar olarak yetiştik. Kütüphaneler bizim evimizdi.  Kütüphane çocukları olarak yetiştik. Evimizde soba yanmaz kütüphanelerin sobasında ısınırdık. Kısacası öğretmenlerimiz bizleri kitap dostu olarak yetiştirdiler. Hepsinden Allah razı olsun, rahmetlik olanlar var onların da mekanı Cennet olsun.             Şimdilerde maalesef, ama maalesef kitap okuyan çocuklarımızın sayısı az. Öğretmenlerimizin çoğu da okumuyor, okumayı teşvik  etmiyorlar. Buna  üzülüyoruz. Bir internet belası çıktı. Televizyon, oyun ve internet alışkanlıkları çocuklarımızı kitaptan soğutuyor. Öğretmenlerimizin yapması gereken iki önemli konu var. Birincisi çocuklarımızı kitaba dost yapmak ve okumayı tutku haline getirebilmek. İkincisi de yazmak, yazılı anlatımı geliştirmek. Okuyan ve okuduklarını yazıya döken kişiler olmalarını sağlamak.            

Velilerimiz, öğretmenlerimiz, anne ve babalar bu konularda çaba sarf etmelidir. Kitap okumayan eğitimci olur mu? Kitap okumayan iyi bir anne ve baba olabilir mi? Kitap okumadan gelişme, kalkınma olur mu? Elbette hayır. Toplumumuzun en büyük hastalığı bu, boş vermişlik ve nemelazımcılıktır. “Eğitim Şart” diye eğitimi alaya alır hale gelmişiz yazık. Diyeceğimiz o ki, yavrularımıza kazandırabileceğimiz en iyi alışkanlıklardan biri okuma alışkanlığı, diğeri de “ Yazma “ alışkanlığıdır. Türkçe, edebiyat ve sınıf öğretmenleri, Anne ve  babalara her iki husus da çok görevler düşüyor. İşi ciddiye almalı ve yavrularını okuyan yazan bireyler olarak hayata hazırlamalıdırlar.

          

 T.YILMAZ: Peki hocam anladık: okumanın ve yazmanın önemini!.. Yozgat Sevdası isimli eserinizi ne kadar bir sürede hazırladınız ve kitabın içeriği nedir? 

          

 A.SARGIN: Yozgat Sevdası uzun bir çalışmanın sonucunda ortaya çıktı, eser haline geldi. 2006 lı yıllarda başladı, tabii ki öncesi de var. 2011’li yılların başında  tamamlandı ama, ilavelerle yeni baskıyla devam edecek.  Kitaba sadece kendi yazılarımızı almadık, dostlarımızın yazılarını ve şiirlerini de aldık. Herhangi bir vesileyle Yozgat’a gelen ya da yarışmamıza şiir- yazı, gezi notu gönderen dostlarımızdan seçerek aldık. Ayrıca derneğimizin çalışmalarından örnekler de aldık. Yozgat’la  ilgili yazılmış şiirleri seçtik, en güzel yazıları aldık, Yozgat Sürmelisinden örnekler aldık. Fotoğraflarla bunları zenginleştirdik.          

Kitabı eline alan Yozgat’la ilgili bilgi edinebilmeli dedik. Merkez ilçede dahil tüm ilçeleri işledik. Yozgat Sevdasının iliklerimize işlemesini, beyinlere yazılmasını, gönüllerde temsil edilmesini arzu ettik. Bu sevdayı gönüllere nakşettiğimizi düşünüyoruz. Bu eserle Yozgat sevdası bitecek mi, elbette hayır, yeni ilaveli baskılarla, hatta renkli baskılarla devam edecektir.

          

T. YILMAZ: Hocam Yozgat Sevdası çıkalı sanırım sekiz on gün oldu. Yozgat kamuoyuna yeterince duyurabilmiş değilsiniz ama, esere olan ilgi nasıl? Yöneticilerimiz, Yozgat halkı eserinizi nasıl karşıladı?

          

A.SARGIN: Evet eseri henüz takdim etmeye, duyurmaya başladık. Acemiliğimize geldi, baskısından pek memnun kalmadık ama, eseri yöneticilerimize, Yozgat kamuoyuna ulaştırmaya çalışıyoruz... Vali beyle görüştük, belediye başkanımızla görüştük, desteklerini talep ettik. Yardımcı olma sözü verdiler. Basın yoluyla Yozgat kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz. Yerel  basındaki  arkadaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Yozgat basını bu konularda son derece duyarlı davranıyorlar.            

Tabii ki siyasetçilerimizden, oda başkanlarından, kurumlardan ilgi ve destek talep ediyoruz. Özellikle Belediye Başkanlarımızın desteğini isteyeceğiz. Bizler emekli, ekonomik geliri sınırlı insanlarız. Böyle bir eseri yöneticilerimiz ve halkın desteği olmadan maalesef çıkarmak çok zor. Bunlar çok ciddi talepler değil ama, kültür ve sanata, sanatçılara, yazarlara, araştırmacılara destek olma zorundayız. Bizler kültür elçileriyiz.. Kültürüne sahip çıkan insanlarız. Böyle bir talebi dile getirmek de bizim hakkımız olmalı.

              

T.YILMAZ: Hocam eserinizin Yozgat kamuoyuna ulaşmasında bize düşen görevler  var mı? Bizler bu konularda size yardımcı olmak isteriz.

            

A.SARGIN: Bakın ifade ettim, Yozgat basını çok duyarlı. Sizler mesai arkadaşlarımsınız, dostlarımsınız, siz elinizden geleni yapıyorsunuz. Biz daha çok bu desteği yöneticilerimizden, belediyelerimizden, oda başkanlarından, kurum temsilcilerinden bekliyoruz. 50- şer 100 ‘er adet alıp kurumlarına ücretsiz dağıtmalılar.            

Sürmeli Festivali yaklaşıyor, 300- 500 adet alıp  festivalde dağıtılmalı, okullara kurumlara ulaştırılmalı. Artık “Yozgat Sevdası” eseri bizim olmaktan çıktı, Yozgatlı sahiplenmeli. Eleştiri gelmeli, ikinci baskısında şunlar da olmalı denilmeli. Biz domates, biber satmıyoruz, kültüre Yozgat Kültürüne hizmet ediyoruz. Zamanımızı, emeğimizi gayretimizi bu yönde kullanıyoruz. Kim olursa olsun sanatçı, (sanatkar da dahil)” itibar görmediği yerden itibar göreceği yere göç eder”. Bizler asla yaşadığımız şehri terk etmeyi düşünmüyoruz. Sitemimiz de yok, kırgınlığımız da yok, beklediğimiz şey ilgi alaka, maddi ve manevi destektir. Bu desteği duyarlı yöneticilerden, duyarlı hemşerilerimizden bekliyoruz. Böylesine bir desteği alacağımıza da inanıyoruz.            

Kurumlar, şirketler, belediyeler, yöneticiler olarak bizim “ Hediyemizdir” damgasını vurup üyelerine dağıtmalarını öneriyoruz. Bu vesileyle tüm hemşerimize saygı ve selamlarımızı sunuyorum.. Yozgat basınına da Teşekkürlerimizi ifade ediyorum. Özellikle sizlere mesai arkadaşlarıma bana verdiğiniz desteğe teşekkür ediyorum. Sağ olunuz, var olunuz. Her zaman arakamızda, yanımızda sizleri görmek bizi mutlu ediyor.

             

T.YILMAZ: Hocam biz de sizlere başarılar diliyoruz. Yeni eserler vermeniz temennisiyle “Yozgat Sevdası” nın artarak devam etmesini dileriz. İnşallah en kısa sürede ikinci baskısını da yaptırırsınız.

                 

Röportaj: Tarık YILMAZ

İleri Gazetesi Haber Müdürü

27 Haziran 2011

 

 

 

Yazar: Röportaj: Tarık YILMAZ

AHMET SARGIN VE BIRAK BENİ HAYKIRAYIM KÜLTÜR ADAMI

                                   

AHMET SARGIN VE BIRAK BENİ HAYKIRAYIM KÜLTÜR ADAMI                                               

              

 Durali DOĞAN

 

 “ Geçmişte Yozgat’ın kültür hayatına büyük katkılarda bulunmuş ve iz bırakan birçok değerli insanları saygı ve şükranla anıyoruz. O insanlar aynı zamanda yerel çalışmalarıyla Türk kültürüne de unutulmayacak katkıda bulunmuşlardır.

Günümüzde Yozgat kültür tarihine geçecek olan ve gece- gündüz demeden yazan, çizen, üreten birçok Yozgatlı şair, yazar, gazeteci ve ilim adamı mevcuttur. Ancak Yozgat halkı bu insanlardan ne kadar istifade edebiliyor, eserlerini ne ölçüde okuma fırsatı bulabiliyor, ne kadar tanıyor o ayrı bir konu.

Kültür adamları ister tanınsın, ister tanınmasın, ister okunsun, ister okunmasın eser  vermeye devam ederler.

İşte böyle bir kültür adamından, Yozgat’ta edebiyat kulvarında koşan bir hemşehrimizden bahsetmek istiyorum. Bu değerli insan: Edebiyat Öğretmeni, yazar, şair, gazeteci Ahmet Sargın. Yıllardan beri yakınen tanıdığım Ahmet Sargın’ın ilk şiir kitabı “ Bırak Beni Haykırayım”ı okuyorum. 2001 yılı Yozgat Sürmeli Festivali Anısına çıkarılmış bu güzide eser her Yozgatlı’nın kütüphanesinde bulundurulması gereken bir kitap. İçten, sıcak söyleyen ve ölçü kaygısına düşmeden samimi bir şair Ahmet Sargın:

Koç yiğitlerin gönül diyarına

Hoş geldiniz canlar merhabalar

Çapanoğlu’nun kutlu otağına

Hoş geldiniz canlar merhabalar.

 

                              

YOZGAT’A KENDİNİ ADAMIŞ

            

Ahmet Sargın kim, nasıl bir insan, ne okur, ne yazar? İşte bu sorulara verilecek tek bir cevap var, o da şudur: Ahmet Sargın: Yozgat’a kendini adamış, yerken,içerken, otururken, kalkerken, sınıfta, sokakta kaleminin başında Yozgat’ı düşünen bir eğitimci,yazar, şair, gazeteci; vatansever bir Türk milliyetçisi. Milliyetçiliğini parti rozeti üzerine lanse etmeyen, kültürel bir mihvere oturtan kıvrak ve zeki kalemiyle Bozok diyarının hem ihmal, hem de istismar edilmiş insanının gönlüne tercüman olan bir gazeteci Ahmet Sargın hoca, günlük kaleme aldığı yazılarını Yozgat İleri Gazetesinde “ Bozok Gündemi” köşesinde hiç usanmadan ve bıkmadan yayınlamağa devam etmektedir. Her babayiğidin karı değildir günlük gazetede günlük yazı yazmak. İşte bunu becerebilen ender gazetecilerden biri de Ahmet Sargın’dır. Hem de hiçbir siyasi görüşe angaje olmadan. Hem eğitimci olmanın, hem de gazetede yazılar yazmanın, araştırmalar yapmanın zorluğunu ben çok iyi bilirim. Bu zoru başarabiliyor Ahmet Sargın.

                                      

GARİP OZAN

            

Yozgat’ımızı Manisa’da gururla temsil eden ilimizin kültür elçisi yayınlanmış şiir kitapları ile Yozgat kültür kitaplığında önemli bir yer tutan Şair Memduh Şenol’a ithaf ettiği şiirinde Ahmet Bey yüreğini hiç çekinmeden şöyle ortaya koymuş:

Ahmet Sargın seni andı

Uçup gül dalına kondu

Her gördüğünü dost sandı

İnan ki ben bir Garip Ozanım.

 

                                      

BOZOK ŞİİR AKŞAMLARI

              

Ahmet Beyin hayatı hep çalışmakla geçmiş, 1954 yılı Merkez Kırım Köyü (Yozgat) doğumlu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü  mezunu (1978). Türkçe Öğretmeni olarak Karagül  (Sivas) , Yozgat Merkez Ortaokulu ve Büyükgökçeli (Isparta) da çalıştı. 1989 yılında istifa ederek Yerköy Sürücü Kursuna geçti. Bir süre Yozgat Bayrak Tv de “ Bozok Şiir Akşamları” adlı şiir programı yaptı. Yozgatlı birçok ozanın halkımıza tanıtılmasına vesile oldu. Ben de o yıllarda aynı televizyonda “ Kültür Sofrası” adlı bir program yapıyordum. Kim ne derse desin o günlerde bu tür programlar çok tutmuştu. Ahmet Bey Yozgatlı bütün ozanları bulaşma fırsatını yakalamış ve halkımıza tanıtmıştı.

Dile ki gülsün gül yüzlü gülüm

Her zaman Allah olur son sözüm

Sönmez içimdeki yanan közüm

Yaşım olur akan sel Allah’ım.

 

                                       

 OZANLAR DOSTU

            

İman ve ideal şairi Ahmet Sargın’ın ilk yazı çalışmalarına vekil öğretmenlik yaptığı yıllarda Haydarbeyli köyünde başladığını görüyoruz. Şiire ve halk ozanlarına büyük ilgi duydu. Halk ozanlarının hayat hikâyelerini okuyarak, şiir sevgisi onu iyi bir Ozanlar Dostu yaptı. Sorgun merkezde, Çiğdemli kasabasında, Yozgat’ta, Yerköy de düzenlediğimiz Yozgat Âşıklar Şöleni’nde birlikte olduğumuz Ahmet Sargın Hoca, nerde kültürel faaliyet var maddi ve manevi varlığını ortaya koyarak orda oldu. Isparta da çalışırken yazı çalışmalarını sürdürdü. Özgül Yayınları yayın kurulunda yer aldı.” İlimiz Gaziantep, İlimiz Şanlıurfa” kitaplarının ve yine “ Türkiye Harita Kataloğu” nun hazırlanmasında görev aldı. Yozgat folkloru üzerine derlemeler yapan Sargın’ın masal derlemeleri de basılmayı beklemektedir. Evli ve üç çocuk babası olan Ahmet Sargın ilk şiir kitabı “Bırak Beni Haykırayım”ı yayınladı.

İnsanca yaşamak benim şerefim

Namusum, haysiyetim her şeyim

Hayır be dostum hiç susmayacağım

Asla susturamayacaksın beni…

 

                                            

İYİ BİR EĞİTİMCİ

            

Evet, “şairleri haykırmayan bir millet sevenleri öksüz kalmış toprak gibidir”; sözüne uygun olarak milletin evladı bir şair olduğunu bu kitapla ortaya koyan Ahmet Sargın hep doğruları, iman ve ideli, Yozgat’ı, Türkiye’yi yazmaya, anlatmaya devam edecektir.  Bozok’un; dürüst ve menfaat beklemeden konuşan kalemiyle gündeminde kalacak. Aynı zamanda şöhret, madalya, para beklemeden Yozgat Sakarya İlköğretim Okulu’nda bu vatanın çocuklarını yine bu aziz vatan cennet vatan için yetiştirmeye devam edecek. Varlığını ve değerini bildiğimiz, bileceğimiz, üretici ve verimli çalışmalarını takdir ettiğimiz Ahmet Sargın Beyin asıl değeri yıllar sonar daha iyi anlaşılacaktır. Bu vesile ile aziz kardeşim Ahmet Beyin şahsında tüm Yozgatlı şair- yazar, gazeteci, eli kalem tutan gönül dostlarına selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Bayram gelir bayramında coşardım

Abdulla’nın Bahçesinde koşardım

At yarışlarında gülüp coşardım

Çok özledim seni güzel Yozgatım.”

 

Araştırmacı, Eğitimci, Gazeteci, Şair Yazar Durali DOĞAN

15 Ocak 2003  SELAM GAZETESİ - SORGUN

 

 

 

 

Yazar: Durali DOĞAN

AHMET SARGIN’LARA İHTİYACIMIZ VAR

AHMET SARGIN’LARA İHTİYACIMIZ VAR

 

Harika UFUK

 

 “Kendisini Kars’ta 5 Mayıs 2005’te Karslı Aşık Murat Çobanoğlu adına düzenlenen  “Kars Âşıklar Bayramı”nda tanıdım. Yozgat’tan gelen seçkin şairler arasında idi. Ozanlar içinde Yozgatlı şairler; duruşları, efendilikleri ile dikkatimi çekmişti. İlk kez yanlarına giderek konuştuğum grup yine onlardı. Telefon numaralarımızı verdik, internet adreslerimiz üzerinden haberleştik. Kısaca yaptıkları güzel çalışmaları takip ettik.

Ahmet Sargın, Durali Doğan, Hacı Yiğit- Sancakî  gerçekten Yozgat’ı en iyi şekilde temsil etmiş, herkesin takdirini kazanmış mümtaz şahsiyetlerdendi. Onları tanımış olmaktan gurur duyuyorum. Zaten Yozgat denilince aklıma önce bu değerli isimler geliyor; arkasından Saat Kulesi ve Testi Kebabı, Arabaşı Çorbası gibi yöresel yemekleri…

Bu değerli ozanlar içinde Ahmet SARGIN’ı tanıdıkça, yaptığı güzel ve faydalı çalışmaları gördükçe hep sevindim; mutlu oldum. Son günlerde duyduğum bir haber beni daha çok sevindirdi. Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer; Ahmet SARGIN’a sahip çıkıyormuş. Sargın; Türkiye Sevdalısıdır, Yozgat Aşığıdır. Ona sahip çıkmak Kültür- Sanata sahip çıkmak demektir.

Yozgatlı dostlarıma gıpta ediyorum. Onun gibi değerli insanlar kolay kolay yetişmiyor. Ülkemizin Ahmet SARGINLARA ihtiyacı vardır. O, Üzerine aldığı her görevi layıkıyla yapan değerli bir kişidir. Eğitimcidir, gazetecidir, hepsinden önde geleni ozandır. Hem de gerçek bir ozan...

Ahmet SARGIN İnsan sevgisi ve hizmet aşkı ile yoğrulmuştur. Böyle bir yürek, yurt için atıyor. Ne mutlu bizlere... Değerli dostum ve meslektaşım Ahmet SARGIN'ı yürekten kutluyorum ve yolun açık olsun Sayın SARGIN diyorum.”

         

 Çukurova Halk Ozanları Kültür ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Adına Dernek Başkanı-  Eğitimci Şair- Yazar Harika UFUK / ADANA

 

 

 

Yazar: Harika UFUK

BİR BAŞKA OZAN

 

       

BİR BAŞKA OZAN

 

YOZGATLI ŞAİR SALİM GÜLBAHÇE

 

Bozok Yaylasının bağrından çıkan

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

Edebiyat için meşale yakan

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

 

Eğitimci şair ozan  olmuştur

Gazetede köşe yazan olmuştur

Cahilin elinde hazan olmuştur

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

 

Edebiyat kültür derneği kurdu

Neler yapılmalı düşündü durdu

Nice başarılı etkinlik sundu

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

 

Maksadı muhabbet değil vatandır

Yozgat aşkı yüreğinde yatandır

Kem söz söyleyene çetin çatandır

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

 

Kimi destekledi kimi dalaştı

Engellere göğüs gerdi savaştı

Türkiye’yi baştanbaşa dolaştı

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

 

Gülbahçe’de onun gönülden dostu

Birlikte üzüldü birlikte coştu

Aynı hedeflere sürüyor postu

İşte Ahmet Sargın bir garip ozan

 

YOZGATLI ŞAİR SALİM GÜLBAHÇE

Yazar: SALİM GÜLBAHÇE

BİR GARİP OZAN

 

BİR GARİP OZAN

 

OSMAN YÜKSEL

 

Gönüllerde acar gonca gülleri

Şekerden serbetten tatlı dilleri

Kalemi bırakmaz tombul elleri

Yazdığı sözlerin hepsi muazzam

Ahmet Sargın derler bir garip ozan

 

Çok çekmiştir cefa ile elemi

Hak adalet için yazar kalemi

Maillerle yollar dosta selamı

Ayrılmaz hak yoldan dostum vesselam

Ahmet Sargın derler bir garip ozan

 

Doğrudan vazgeçmez çıkar uğruna

Şairi yazarı basar bağrına

Başvurmuştur ozan âşık yoluna

Canlarla can olur o büyük insan

Ahmet Sargın derler bir garip ozan

 

Yüreği çok yufka dokunsan ağlar

Yoksul talebeye imkânlar sağlar

Aşk şiiri onun kalbini dağlar

Sanki bir şerbettir ballardan sızan

Ahmet Sargın derler bir garip ozan

 

Her hal biraz aşkın derdini çekmiş

Sevgisi uğruna gözyaşı dökmüş

Sevdanın yoluna şiirler dökmüş

Sanki aşk gölünde yüzen bir sazan

Ahmet Sargın derler bir garip ozan

 

Değmen başkanıma yarası azar

Yüksel Ahmedi’nin destanın yazar

Yüzü hep güleçtir değmesin nazar

Onda tekmil hayâ ile intizam

Ahmet Sargın derler bir garip ozan

 

OSMAN YÜKSEL (Yükseli) Halk Şairi /YOZGAT

Yazar: OSMAN YÜKSEL

BİR SANATÇI DOSTU

   

BİR SANATÇI DOSTU

          

Habip COŞKUNSOY

 

         

Anadolu ve Yozgat sevgisini içine yumak yumak örmüş, bütün güzel yanlarını benimsemiş ve başkalarına da ışılatmaya çalışan bir projektör…

İyiye ve kötüye kendi felsefesinde farklı bir mistik değerle yaklaşan, çirkinde bile güzellik öğeleri aramaya çalışan; insanı insan bilen portre…

Sanata dair meyveleri, deneleri tek tek parmak ucuyla incitmeden toplayan ireçber…

Sanatçıların dağınık ürünlerini tapıl yapar gibi deste dizayn eden gönüllü ırgat… Ahmet Sargın…

1954 Yozgat Kırım Köyü doğumlu, öğretmen olan Sargın Yozgat Kültürüne hizmet etmeyi görev ve şeref bilmiş ender Yozgatlılardan biri.

Halen bir mahalli gazetede okuyucu şiirlerini köşesinde yayınlayarak genç şairlerin önünü açmaktadır.

Kişiliği ile de mütevazi bir kimliğe sahip olan Ahmet Hoca bir mangaldaki kor gibi çevresini yavaş yavaş yakmadan ısıtmakta…

Semaver olgunluğundaki ağır ağır dem veren bir sanatçı ve sanatçı dostu…

Bilakis amatör şairler için kendisini seferber ettiği nedeniyle kutluyorum…

Selametle…

 

Habip COŞKUNSOY / Yozgat Gazetesi  -TIRPAN- Köşe Yazısı/ 14 Eylül 1999

Şair, yazar, Tiyatro Sanatçısı ve Yönetmeni

 

Yazar: Habip COŞKUNSOY

GÖNÜLLERDEKİ YOZGAT SEVDASI

GÖNÜLLERDEKİ YOZGAT SEVDASI

 

Menzure DURU

 

"Gelin Görün Bursa'yı " deyişinden bahis olunca Osmangazi,Yıldırım, Nilüfer, Güzelyalı, Gemlik, Orhangazi İznik kıyılarında Uludağ eteklerinde gezindim..Melekler Adası Gönen gizeminde arandım..

Bandırma Balıkesir Bilecik Söğüt obalarına yaylalarına baktım Emirdağlı Rabia canlardan haber aldım Konya Medine Şebinkarahisar Kalesi Eğribel tepesi havasını soludum..

Giresun Cennet Yolu güzergahından Aksu'ya Atapark'a akarken Halil Rıfat Paşa Tüneli düştü aklımıza..Buralardan Okuyar dercesine bir şair geçmişse eğer..

Mutlaka Ahmet Sargınlar da Sorgunlu Yerköylü Yozgatlı aşık ozan şairler de geçmiştir bu Kınık obalarından Sarıkaya Termallerinden dedik geçtik ve az gittik uz gittik engin ufuklara doğru..

Nereye mi?

Gözüm yeşile, kestane rengine. Rüzgârı bol, zümrüt yeşili Bozok’a  Orta Anadolu'nun en güzel yaylasına erkenden çıktım sabah yürüyüşüne, yumuşak kahverengi zemin, her adımım hatırlatan, izlerken zengin hikâye, en büyük rakım ve en küçük rakım ile derin…

Gökte kuşlar, etrafımda kokusunu en çok sevdiğim üç ağaç, Karaçam, Meşe ve Ardıç, işte kilit noktam; Renklerden korkanlara, ne düzgün, ne güzel, benzetirim saçlarına nazar boncukları takmış çocuklara, güneşte yanmış tenleri, buğulu gözleriyle, pırıl pırıl…

Uçun kuşlar uçun, çocuklar gülümser rüzgâra “Gel biraz daha yaklaş yanımıza” der gibi.

Canım büyülü Bozok Yaylası, coşkun, özgür, sevinçli… Yürürüm bu gün benim günüm her zamankinden güzel, yemyeşil ışıl ışıl, kâh sağdan kah soldan, kıpır kıpır çevremi saran ihtişam. Tıpkı bir çocuğum, güzel bir oyuncağa sahip olmuşum. Koşmak, sarılmak çok ama çok güzel, sonsuzluğuna, suskunluğuna, sessizliğine ve çağrısına… Renk ki; yemyeşil tepelerin arasında bir avuç zümrüt. Öyle ya, her şeyin  başı sevda: Bozok Sevdası…

Tabiat, iklim, toprak - su kuş bakışı kıvrım kıvrım yollar, dantel gibi işlenmiş vadilerde parçalanmış dalgalı düzlükler, insanın doğasıyla ilgili yaklaşımım bireysel. Değerler, semboller ve hatta doğumlar mıknatıssal uzantısıyla’ Bana değer verirler ya da bazıları başka bir takım şeylere değer verir’ gibi. Bu yüzden içimde hep bir direnç, değişmekten korunmak için…Bozok Yaylasında Rüzgâr ve yaprak…

 -Kim O?*

Yol ve yolumun rotası. Sevgi, hürmet sonra cesaret ve namus hayatın tamlanması, gizli, derin, hayat kaidesi bağlılık. Şöyle diyordu şair: Daha sıkı sarılıyorum Yunus’a ‘ Dağlar ile taşlar ile’ Bir nehir çıkıyor karşıma Mevlana’nın eşiğinde ‘ vedalar gözüyle sevenler içindir’ ansızın bir ışık uzaklardan içime Veysel’in sesi göklerde ‘ Uzun ince bir yoldayım’ ve gerçek insan, sözün gelişi sonsuz kere sonsuz, alem içinde alem. Akıl yeter mi? Yetmez mutluluk yakalayabilene.

Alıştık birbirimize, burası Bozok Yaylası, bakıver!.. Hayatın amacı zirvelerden süzülmenin verdiği heyecanı tutmak değilmiş, ulaşmanın hazzıymış…

Hayat denen kısacık bir yol

Bekliyordum bir ses!

Neydi?

Uzaklardan geliyor kulağıma kavalın sesi, notalarında sevgi, sevgi sürmeli, elinde kavalı sırtında sazı Yozgatlı… Bir çamın dibine yaslanmış

***

Dersini almış da ediyor ezber

Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler

Bu dert beni iflah etmez deleyler

Benim dert çekmeye dermanım mı var?" …

 

“Dayanamayıp sordum:

 

Bakar mısınız? Döndü, yorgun gözlerinde masum bir ifade vardı

‘Aklım takıldı, sevda kötüdür mü dediniz? Anlamadığımı zannetti, gülümsedi

Sen hiç mapusa düştün mü?

Yoo, düşmedim

Düşsen bilirdin…

          

Öyle ya yeryüzünde kaç kişi çıkardı sevda kötüdür derdi?.. Kaldırım, taşlı yollar ve köprüler. Aklımın yolu yordamı ezgiler, farklı coğrafyalarla birlikte renkler, tükenmemek için direnen ümidim kımıldayan otlarda, kat kat yükseliş, aşağıdan-yukarıya doğru, yükselişin rakımı ‘Yüz kat’ kış ile yaz, gece ile gündüz. Ne görebilirim? İlginç ne olabilir?

Keşfetmeye çalışırken, yurdumun çocukları öğrenmeliydi, şiiri, masalı, çeşit çeşit huyları, güçleri, zayıf yanları ve en çokta Yaradan’a aşk’ı.

İşte, Yozgat Sevdası isimli eserini  hazırlayanı, Aşık, Ozan Şair, Yozgat’ın Tanıtım Turizm Kültür Sanat Elçisi, Eğitimci Halk Bilimcisi, Gönül Dostu ve Gülnihal Hanım Kızım Şiiri gibi yüzlerce şaheser şiirin sahibi: Ahmet Sargın…

*( Gönlümde gül Gülnihal hanım kızım)

    

*********

        

Ahmet SARGIN /  YOZGAT

       

Halk Bilimcisi Eğitimci Şair Şiir Yorumcusu Yozgat Şiir Etkinlikleri Organizatörü Rehber Şebingülü Dostu Ahmet Sargın Beğ.. Inanılmaz güzelliklerde buluştuk kaynaklara indikçe… Söyledikleri, anlattıkları kadar yazıları da ayrı bir önem kazanmış şiir dünyasında, Yön veren, imkansız görüneni başarma gücü olan, mutluluk, dostluk, aile bağı süper bir lider özellikli can Sargın..

Mücadeleci renkli bir ruh, değerli bir insan, anarken saygı duyduğum, okurken düşündüğüm kalem, Şair- Yazar Ozanlar Derneği kurucusu, Yer aldığı Gazete ve dergiler: (Konya Postası, Bizim Anadolu Gazetesi, Yerköy'ün Sesi Gazetesi Yazı işleri müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, Yerköy 2000 Dergisi Konuk yazar, Yozgat Gazetesi, Yozgat İleri Gazetesi Köşe yazarlığı, Kürsü Dergisi, Olay Gazetesi, Adana Ozan Dergisi, Salihli Sevgi Yolu Dergisi, Bozok Dergisi, Çınar Dergisi ve Sorgun Sıla Dergisi...)

TV. program yapımcısı Ahmet Sargın ile masamdan eksik etmediğim Yaşayan Halk Masalları, içinde özlem, kor, bir, alev hep yürekten, dolu dolu, hazanı, hüzünle birleştiren hatıraları, emanetleri, halini, tavrını mevsimlerin dışında tutabilir misin sorusu ile bir ışık yol gösteren. İnşallah daha çok masallarını okuyup, daha çok dersler çıkartacağız…

Uzun bir yürüyüştü, ne kadar yol aldım, ne kadar yolum var?

Zaman geldi geçti… Güneş tam tepede!

Gel gör ki şimdi; Ruhunda gariplik vardır ya insanın öyle. Yıllarını protein diyeti ile üç artı üç geçiren biri olarak pek çok hikâye, şiir hatta şarkı mutfağımda çalışırken biçimlenir. Hem hayal gücümü hem el emeğimi kullandığım ve ortaya sonucu elle tutulabilir, mideme atılabilir bir şey var mı diye düşündüğüm an …

Yaradan’a sonsuz şükür, dönüşüm muhteşem olacak… Az ileride zengin mutfağı ile ‘ Yozgat’ gerçekten "işe yarayan" … Arabaşı, Testi Kebabı, bulgur, yarma, döğürcek, nohut, mercimek… Ve

Türkülerde insan!

Paylaştığım gönülden” Yozgat Sevdası”  ile Bozok Yaylası  ve Kınık ufuklarında…”

“Sargın Gönüllerdeki Yozgat Sevdası” - 20 AĞUSTOS 2015

 

Menzure DURU/ BİLECİK,Şair, Yazar…

Yazar: Menzure DURU

SAĞ OLASIN AHMET SARGIN

SAĞ OLASIN AHMET SARGIN

 

Şahin BAĞCI

 

Dostum beni hatırlamış

Sağ olasın Ahmet Sargın

Hayat hikayemi yazmış

Sağ olasın Ahmet Sargın

 

Dostlarına gönül vermiş

Kendini bu yola koymuş

Beni de sıraya almış

Sağ olasın Ahmet Sargın

 

Bazen dosttan yara almış

Bazen de aşkına yanmış

Yine beni unutmamış

Sağ olasın Ahmet Sargın

 

Dostlarını arzuluyor

Ölenlere üzülüyor

Şiirlerim yazılıyor

Sağ olasın Ahmet Sargın

 

Yaramaz sözlerden kaçmış

Tatlı güzel sözü seçmiş

Dostlarına kucak açmış

Sağ olasın Ahmet Sargın

 

Şahin Şiirleri ekler

Boşa gitmesin emekler

Her ozandan şiir bekler

Sağ olasın Ahmet Sargın

 

 

Şahin BAĞCI- Halk Şairi

YERKÖY – 5 Ekim 2002

Yazar: Şahin BAĞCI

SARGINCA ŞİİRLERDE.. GELEMEM GARİ..

     

SARGINCA ŞİİRLERDE.. GELEMEM GARİ..

 

Hikmet OKUYAR / ŞEBİNKARAHİSAR

 

Yozgat Her alanda süper özel yetenekli canlar ile ün kazanmış vatanın sigortası olmuştur..

Tarihi Yozgat Lisesi ne kadar meşhur ise oradan yetişen öğrenciler öğretmenler ne kadar isim yapmışsa Halk bilimcisi Eğitimci Yazar Şair Ahmet Sargın ile Durali Doğan da o denli önemlidir ve Türkiye genelinde önemli isimler yetiştirmişlerdir..

***

Yıllar önce Yozgat Sevdası / Ahmet Sargın isimli tanıtım turizm kültür sanat eserini kültür sanat dostlarımızın beğenisine sunarken bir yandan da Şebinkarahisar' a şiirler gönderiyor bir yandan da;  20.Uluslararası Emit Turizm Fuarı kapsamında; TÜRKİYE SEVDASI 438. Tanıtımı sırasında bir kez daha paylaştığımız gibi '' Gelin Görün Bursa' yı / Ahmet Sargın '' diyordu..

***

Şimdi yine davet ediyorum Şebinkale burçlarına Kınık Yaylasına Eğribel Tepesi'ne Ne olur Çobanlar Çeşmesi başında bir kez daha buluşalım..

***

Ne olur gel Gari.. '' Gelemem Gari ../ Ahmet Sargın deyişin şiirlerinde kalsın!.. Ne olur Can dost Ne olur bekliyoruz gel gari!...

 

 (Hikmet OKUYAR/ Şebingülü ile selam)

 

******

 

GELEMEM GARİ..

 

Ahmet SARGIN

 

Söz vermiştim sana gelirim diye

Hakkını helal et gelemem gari.

Kavuşmazsak inan ölürüm diye

Hakkını helal et gelemem gari.

*

Umut bağlamıştım sevgiden yana

Ölesiye dedin söz verdin bana

Gelmemi istedin can kattın cana

Hakkını helal et gelemem gari.

*

Suçun yok sevmiştin delice beni

Yalan mı söyleyim çok sevdim seni

Yıllarca ateşe attın bedeni

Hakkını helal et gelemem gari.

*

Garip bir yolcuyduk özden ağladık

Umutlarımızı nare bağladık

Ne çok özlemiştik ciğer dağladık

Hakkını helal et gelemem gari.

*

Hayatıma girdin gönlümü çaldın

Kavuşuruz dedin hayale daldın

Onca acıları üstüme saldın

Hakkını helal et gelemem gari.

*

Mevla’yı ararken Leyla’yı buldum

Sevgi pınarına beyhude daldım

Nadide bir çiçek solmaz bir güldüm

Hakkını helal et gelemem gari.

*

Sargın Ozan der ki: kandı bu gönül

Umudu vuslatta sandı bu gönül

Hamdı pişti od’ da yandı bu gönül

Hakkını helal et gelemem gari...

*

Ahmet SARGIN

15.01.2016 / YOZGAT

 

A:S NOTU: Üstadım gönülden seslenen “ Gel” çağrıların özümüzü ağlattı. Şebingülü ile Şebinkarahisar da  geçirdiğimiz günleri biz de unutamıyoruz. Şebinkarahisar Kalesinden muhteşem görüntülerle çektiğimiz hatıra fotoğrafları ve “ Mandalla çamaşır gibi astığınız “ ŞİİR SERGİSİ “halen gönüllerimizi ısıtıyor. YA NASİP diyorum inşallah Üstadım,  sağlığımız yerinde  olursa yine buluşuruz. Candan teklifiniz için teşekkür eder selam ve saygılarımı sunarım .AS.

Yazar: Hikmet OKUYAR

SEVGİ İLE BEZENMİŞ

       

SEVGİ İLE BEZENMİŞ

 

Değerli Dost Ahmet Sargın’a

 

H. Şaban KORKMAZ

 

 

Sevgi ile bezenmiştir

Hep güzele özenmiştir

Helalinden kazanmıştır

Değerli dost Ahmet Sargın

 

Elin tutsam bil ki sıcak

Hakikate açar kucak

İlim alır kucak kucak

Değerli dost Ahmet Sargın

 

İkiliği paraladı

Güzelliği sıraladı

Dost kapısın araladı

Değerli dost Ahmet Sargın

 

Kan ağlasa güler yüzü

Tartışılmaz onun özü

Zirvededir daim gözü

Değerli dost Ahmet Sargın

 

Serkeşliğe kızar gelir

Güzelliği sezer gelir

Sevgi saygı dizer gelir

Değerli dost Ahmet Sargın

 

H. Şaban KORKMAZ

Eğitimci, Şair.Yazar / 20.10.2002 AFYON

Yazar: H. Şaban KORKMAZ

ŞAİR- YAZAR AHMET SARGIN

            

ŞAİR- YAZAR AHMET SARGIN

 

Salim TAŞÇI

 

 “Duruşunda, yürüyüşünde, konuşmasında sabır vardır… Etkilendiği bir harf bile Ahmet Sargın’da şiir, nesir olur… Çok lüleli pınar misali akar gider, okuyucusuyla buluşur…

 

Işık saçar yöresine…

Doğru yerde kullanır kalemini..

Kibir, bilgiçlik yoktur dünyasında…

Yunuscu’dur “Yaradılmışı severim

Yaradan’dan ötürü” YE. Yolunda gider…

Sapmaz doğru bildiği yolda tavizsiz yürür…

 

Türkiye Sevdalısı,

Yozgat Aşığıdır…

Şairdir, ozandır, yazardır..

Ömrü vefa ettikçe yazacaktır…

İki konuda doyumsuzluğu vardır:

Yazmak ve okumak…

 

Yazsın, okusun gelecek kuşaklara yüzlerce eser bıraksın… Namına da yakışır hani…

Çalım satmaz, böbürlenmez… İki satır yazıp da yazar oldum diyenlere çok rastlamışlığımız olduğundan, sadelik taşıyan dostları alkışlamamız bundandır.

 

Ahmet Sargın dostumuz da, alkışlanmayı ziyadesi ile hak edenlerdendir.

Nice başarı dileklerimizi yinelerken, dönelim kendi kaleminden anlatımlarına…

 

“Yedi kaleminen mektup yazarım

Aslım Yozgatlıdır gurbet gezerim

Esen rüzgârlardan hile sezerim

Düş önüme götüreyim yar seni!.”

 

 (Not: Yazının devamında Sargın’ın uzunca biyografisine ve bir şiirine yer verilmiştir)

 

Gazeteci Yazar Salim TAŞÇI- ANKARA 

Kültür Sanat sayfası / Yozgat İleri Gazetesi- 17 Nisan 2009

Yazar: Salim TAŞÇI

AHMET SARGIN

AHMET SARGIN

            

Temel SÖNMEZ

           

 “ Bu isme Yozgat Halkı gayet aşinadır. Eğitim sevdalısı olan Sargın’ın edebiyatımıza olan katkıları unutulur cinsten değildir. Asıl mesleği öğretmenlik olan Ahmet Bey, şu anda Yerköy’de Sürücü Kursu müdürlüğünü yapmaktadır. Bir yılı aşkın süredir yerel bir televizyonumuzda “ Bozok Şiir Akşamları” adlı programlarıyla edebiyatseverleri ekran başına adeta mıhlamaktadır.

Yozgat ve civarındaki Halk ozanlarını teker teker bulup, bunlara telefonla ulaştıktan sonra kendi otosuyla Yozgat’a getirip, televizyonda Yozgatlıların takdirini kazanmış bir programı da halka sunmak özveri değil de nedir? Hiçbir kişisel çıkar beklemeden kendi cebinden de para harcamak suretiyle halka bir şeyler verme azminde olan böylesi bir insan elbettedir ki takdire değer.

Böylesi bir insan takdir ve teşvik edilmesi gerekirken bu çalışma azminin bazı kişiler tarafından destek görmediğini yekinen bilmekteyiz.

Öyle insanlar vardır ki, kendinde olmayan meziyetlerin başkalarında olmasına reaksiyon gösterirler. Bu tip insanlar hep kendilerinin gündemde kalmasını arzulamalarına karşın, toplumdan farkında olmadan tepki alırlar. Bataklığa düşmüş bir insan misali çırpındıkça batağın içinde boğulur kalırlar…

Ahmet Sargın Bey hiç aksatmadan her hafta gazetemizde köşe yayınlamakta; gazetecilikte köşe yazısı yayınlamak ciddiyet ister, özveri ister. Onca işinin arasında Yerköy’den bir Ahmet Sargın çıkıp kendi ilçesinin sorunlarını gazetemiz aracılığı ile tüm yurt sathına yayınlayabilmekte… Büyük Millet Meclisinden tutun da özellikle Yozgatlı olan üst düzey bürokratları kendi yöresinin sorunlarından haberdar etmek, ekmeğini yediği yere duyulan saygıdan başka bir şey değildir.

Karınca kaderince Yerköy için faydalı bir insan olma çabasında olan Ahmet Sargın, bu davranışıyla Yerköylülerin de takdirini toplamıştır. Kendisi de şair olan Sargın’ın tek kusuru  bugüne kadar yazmış olduğu şiirlerini bir kitapta toplamamasıdır. Edebiyatseverler kendisinden böyle bir kitap yayınlamasını beklemektedir. Kendi şiir kitabı olmadığı halde hasetlik, fesatlık bilmeyen Sargın, Yozgat ve çevresinde bulunan şairlerin eserlerini kendi köşesinde halkımıza tanıtma basiretini de göstermiştir.

Ruhları ve bedenleri fesatlıkla yoğrulu olanlara Ahmet Beyin örnek olmasını diliyoruz. Emeklilik hayatını Alaşehir de sürdüren “ Memduh Şenol” kardeşimizi dilinden düşürmeyen Ahmet Bey, hemşerimiz olan bu şairin dört kitabını da halka tanıtarak, televizyon programlarında bu şiirlerden örnekler sunmaktadır. Ahmet Beyin amacının kişileri övmekten ziyade onların bu verimli çalışmalarını dile getirip ileriye dönük teşvikçi olmasıdır. İnsanlar kendilerini övmekten ziyade başkalarının eserlerini topluma lanse etmekle yücelirler.

Sayın Sargın bizlerin gözünde yüce bir insandır. Kendisini bu başarılı çalışmalarından dolayı kutluyor, yarın gerçekleştireceği” Sorgun Âşıklar Şöleni” programının başarıya ulaşmasını canı gönülden diliyorum”

 

15 Haziran 1996  İleri Gazetesi Köşe Yazısı

Temel SÖNMEZ- Gazeteci, Şair, Yazar / YOZGAT

Yazar: Temel SÖNMEZ

YAŞAYAN HALK MASALLARI VE AHMET SARGIN

      

YAŞAYAN HALK MASALLARI VE AHMET SARGIN

             

Seda ERKILIÇ

 

“ İlke olarak masallara ve olmayacak hikâyelere o kadar bağlanmışız ki, vazgeçmemiz pek mümkün değil. Kırmızı başlıklı kızlar, Pamuk prensesler, Külkedileri hayatımızın her evresinde karşımıza çıkar ve gerçekle hayal arasında bir yolculuğa sürükler. Hatta o kadar kaptırırız ki kendimizi, hayatımızı bir masal kahramanına benzetir ve o şekilde hayatını idame ettirmeye çalışır.

Ama bildiğimiz bir gerçek var ki, bizim masallarımız hiç mutlu sonla bitmez, bizim masallarımız da sevenler kavuşmaz, fakirler zengin olmaz, hastalar iyileşmez, kötü kalpli insanlar iyi kalpli olmaz yani hep kötüdür...

İşte bu duygu ve düşüncelerle masal kitaplarını okumayı bırakmıştım bir kaç yıldır. Ta ki gazetemiz köşe yazarı Ahmet Sargın Bey’ in, masal kitaplarını görene kadar. Önce ön yargı ile yaklaştım, ama bir baktım ki: işimi gücümü bırakmış masal okuyorum, hem de ilköğretim düzeyinde ki masalları merakla okuyorum.

Belki komik gelecek belki de anlama güçlüğü çekeceksiniz ama inanın gerçekten çok değişik bakış açısı ile yazılmış, olmayan masal kahramanları öyle candan anlatılmış ki, bir anda bulunduğun mekândan, uçsuz bucaksız nehirlerin aktığı, etrafında bin bir renkli çiçeklerin açtığı mekanlara yolculuğa başlıyorsunuz. Dolayısıyla laf aramızda oralardan kopup tekrar buralara gelmek pek hoş olmuyor.

Ahmet Bey o kadar güzel anlatmış ki; Devlerin Ülkesini, Susuz Ülkenin Yedibaşlı Devini, Gül Çiçeği, Kervancı Başını, Şah Yusuf’u, o kadar derinden işlemiş ki, acıların mutluluğa dönüşmesini, insan oralardan gelmek istemiyor, hatta müdahale etmemek için de kendini zor tutuyor.

10 masal kitabından oluşan seri birbirine bağlantılı hikâyelerden oluşuyor. Aslında her birinin kahramanı ayrı, mekânı ayrı ama birlikte okunması tavsiye ediliyor en azından yabancılık çekilmemesi için birinci kitap ‘ Devler Ülkesinde Bir Yiğit...’ te bir takım açıklamalara yer verilmiş.

Daha öncede söylediğim gibi, ilk kitap ‘ Devler Ülkesinde Bir Yiğit, Devler Ülkesinden Dönüş, Eğil Kavağım Eğil, Ah Kıza, Vah Kıza, Susuz Ülkenin Yedi Başlı Devi, Susuz Ülkenin Yiğitleri, Kanlı Kuyu Başında iki Aslan Yavrusu, Kervancı Başı Aslanların Peşinde, Gül Çiçek ile Yay Kuran, Şah Yusuf ile Taybenli’yle son buluyor. Güzel kombinasyon, güzel bir birliktelik. Bu arada yanlış anlaşılmasın ayrı ayrı okuduğunda da hikayeler anlamlı ve akıcı, yani illa 10 tanesini bir arada okumak gerekmiyor ama, mutlaka da on tanesi bir arada okunuyor.

Şunu açık olarak ifade etmeliyim ki Ahmet Bey, köşe yazılarında sert üslup kullanan, kendisine ters geleni açıkça ifade eden yani katı kurallar çerçevesinde köşe yazan bir yazar, ama bu kitaplarda o kadar tatlı bir dil kullanmış ki; şaşırmadım desem yalan olur.

Kendisinin bizlere armağan ettiği bu kitapların tüm ilköğretim öğrencileri tarafından okunması gerektiğini de düşünüyorum. Şimdi reklam yaptığımı yada rant peşinde koştuğumuzu düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz, öncelikle bu köşeyi yazdığımdan Ahmet Bey’ in haberi yok, ikincisi de bu kitaplar gerçekten faydalı dersler çıkartabileceğimiz, ders veren masallar. İlköğretim çağındaki bir çocuğun bilmesi gereken bazı gerçekleri de motif motif işlemiş Ahmet bey, belki de yıllardır öğretmenlik alanında verdiği çabayı biraz da masallarla pekiştirmek istemiş ve çok da iyi yapmış…

Eline koluna, gönlüne sağlık umarım bunlar bir başlangıç olur ve devamları gelir. En azından ben sabırsızlıkla bekliyorum. Kendisinin de biz okuyucularını kırmayacağını düşünüyorum. İnşallah daha çok masallarını okuyup, daha çok dersler çıkartacağız.

Sadece Ahmet hocama değil bu işte emeği geçen herkese de gönülden teşekkür ediyorum iyi ki bu eserleri bizimle tanıştırdınız, sağ olun var olun. “

             

Seda ERKILIÇ - Yozgat İleri Gazetesi Köşe Yazısı- 29.12.2005

Yazar: Seda ERKILIÇ

YOŞAYDER’E BAŞARILAR

                     

YOŞAYDER’E BAŞARILAR

            

Durali DOĞAN

 

Sorgun Selam Gazetesi Sahibi

 

“ Cumartesi günü Gazeteci- Yazar Ahmet Sargın Bey’in öncülü gün de kurulan “Yozgat Şairler Yazarlar Derneği’nin” açılış yemeğindeydik.  Hayırlı-uğurlu olsun yemeğine çok sayıda arkadaşımızla birlikte katılarak hasret giderdik. Sohbet, muhabbet ettik. Kısa adı “YOŞAY DER” olan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’nin kurucular kurulunda ben de yer aldım.                

Öncelikle Dernek Başkanı Ahmet Sargın Hocamın şahsında YOŞAYDER ’de kurucu olan ve görev alan değerli gönüldaşlarımızı kutluyorum. YOFİSAD-Yozgat Sürmeli Folklor Derneği ‘nde yemeğimizi yedikten sonra Hayri İnal Konağı’nda şiir ve saz muhabbeti ile toplantımız devam etti.

YOŞAYDER ’in ilk toplantısına ilgi yoğundu. Sağ olsun Ahmet beye inanan, seven, hizmetlerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da desteklemek isteyen gönül erleri, gönül dostları toplantımızı şereflendirmişlerdi.

Dernekler İl Müdürü Hakkı Yurtlu, İleri Gazetesi Haber Müdürü Tarık Yılmaz, Hakimiyet Gazetesi köşe yazarı Celalettin Yünel, TRT Yozgat Muhabiri Emre Demirel, Kızılay Şube Başkanlığı adına Selim Nemli, Şair Ali Doğruyol, Yerköy Halk Aşıkları Derneği Başkanı Kadir Öğren, Halk Ozanı Neşet İçöz, Sorgun Şairler-Yazarlar Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Hac Yiğid, M.Ali İlbaş, şair Ekrem Gürer, şair Yusuf Koç, Necati Duyar ve Talip Yozgatlı, Din görevlisi Nazmi Çevik, öğretmen Eyüp Yiğit, Folklor Araştırma Derneğinin Başkanı Yakup Arslan toplantıya katılanlardan aklımda kalan değerli isimlerdi.

Şiirlerin okunmasından, Aşık Kadir öğren ve Ozan Neşet İçöz’den dinlediğimiz türkülerden sonra Yozgat kültürüne hizmetimizi daha nasıl sürdürebilir, yaptıklarımızın yanında başka neler yapabiliriz konuştuk. Doğrusu biraz da özeleştiri yaptık. Yemek, içmek, şiir, saz bahane, önemli olan gönül köprülerini sağlamlaştırmak, gönül dostluklarını ebedi kılmaktır. Yoksa yapılan bazı hizmetler uçup gidiyor, akılda kalmıyor.

Kalıcı hizmetlerle, kalıcı dostlukları pekiştirmek, vefayı, dostluğu ön plana çıkararak Yozgat’a, güzel vatanımıza ve aziz milletimize hizmet etmek en büyük amacımız. Ahmet Sargın bey gibi birçok insan hizmetinin karşılığını alamamaktan sitemkardır. Ben de zaman zaman bu duruma sitem ederim. Ancak şunu unutmamak ve akıldan çıkarmamak lazım:

İnsanlar sağlığından ziyade dünyadan göçtükten sonra hizmeti hatırlanır, takdir edilir. Yozgat’ta yeni kurulan YOŞAYDER, Sorgun’da 2003 yılından beri başkanlığını yaptığım    SOYAŞAD (Sorgun Yazarlar Şairler Aşıklar Kültür ve Araştırma Derneği) umutla ve şevkle Yozgat kültürüne hizmet etmeye devam edecektir. Toplantıda bu kararlılığı gördüm. Yozgat Kültür Kervanı tökezlemeden, hiç geriye de dönüp bakmadan, daima ileri hep ileriye doğru yol alacaktır. Buna eminim... Ahmet Hocamın şahsında YOŞAY DER de görev alan tüm gönül dostlarını tebrik ediyorum Sevdanız kutlu, yolunuz açık olsun...”

Durali Doğan/ Sorgun Selam Gazetesi Sahibi

 

Yazar: Durali DOĞAN

YOZGAT SEVDALISI BİR YÜREK

YOZGAT SEVDALISI BİR YÜREK

 

Hikmet OKUYAR

 

Gazeteci Şair Yazar-SUŞİYAD Başkanı/ Şebinkarahisar- GİRESUN

 

 “Türkiye Sevdasıyla Ahmet Sargın: Yozgat ve İlçeleri, özellikleri ve güzellikleriyle hep ilgi alanımda oldu çocukluğumdan beri; Lise yıllarımda Şebinkarahisar Sivas Yozgat yol güzergâhını takip ederek ve Kınık - Bozok havasını birleştirip soluyarak Pirimiz Abdi Bey aşkına varmıştım Yozgat’a... 

Sanki o muhteşem Yozgat; Yozgat Lisesi, Yozgat Meydanı, Saat Kulesi ile ’Hoş geldin Hikmet, seni tanıyoruz; biliyoruz; seni Yozgat Beyleri gibi seviyoruz.’ der gibi basmıştı beni bağrına. Sabahçı kıraathanelerini, börekçi salonlarını, sabah çorbalarını hazırlamış lokantaları ziyaret etmiştim bir sabah namazı sonrasında.

Duruşları, engin ufuklu görüşleri kadar sağlam, söylemleri testi kebabı gibi lezzetli özellikleri de adam gibi adamlarınkine benzeyen; konuksever candan Yozgatlılar ile selamlaşmıştım, konuşmuştum. Sokakta, caddede, meydanda nerede rastladıysam işlerimi bitirip dönünceye kadar…

Üniversite yıllarımda yedek subaylık günlerimde ve daha sonraları asker, sivil, bürokrat, vakıfçı, dernekçi, öğrenci, siyasetçi, âşık, ozan, şair, şiir yorumcusu çok candan tanıdığım oldu. Nurettin Albayrak, Mehmet Gül, Durali Doğan, Şükrü Ünalan ve M. Yılmaz Uluğtekin gibi…

Yıllar sonra ’Türkiye Okuyor’ kampanyasına ’Okuyar’ diyerek yüzde yüz katkı yapmak adına Şebinkarahisar’ın Köprübaşı’nda Proje çalışması olarak özenle hazırlayıp okurların faydasına sunduğum: Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası’nın Yozgat ve İlçeleri’nde tanıtımını gerçekleştirecek bir tanıtım turizm kültür sanat elçisi ararken yeni bir isimle tanıştım Yozgat meydanlarında.

Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın meslektaşımı buldum sora sora. Şiir Yorumcusu Yasemin Doğru ile merhabalaştık daha sonra. Başarıyla tamamladılar Türkiye Sevdası için çok anlamlı ve önemli tanıtım görevlerini. Kapsama alanında özellikleri ve güzellikleriyle Yozgat ve İlçeleri de bulunan Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası’nın tanıtımı sırasında çok özel heyecan duyduğunu hissettim Ahmet Sargın’ı...

Bu sıcak ve samimi ilginin; tasarımını tamamlayıp, gelecek nesillere aktarmak için hazırladığı Ahmet Sargın imzalı Yozgat Sevdası ile irtibatlı olduğunu anladım derinlemesine konuştukça…

Binlerce çoğalttırarak şiir şöleni süresince şiir sevenlere Türkiye Sevdası armağanı olarak verdiğimiz Ahmet Sargın imzalı meşhur “Sürmeli” şiirine, Belediye Başkanı Yusuf Başer’in ve bazı İl müdürlerinin resimlerine Türkiye Sevdası’nın tanıtım sayfalarında yer verdik övünçle..

Eserin yeni bölümünü; okullara, kütüphanelere, kaymakamlıklara, belediyelere, kültür sanat dostlarına şiirli şuurlu canlara ulaştırdık ivedilikle. Yozgatlı Şairler Şiir Yorumcuları ve Yazarlar Dermeği Başkanı Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın’dan  Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni için protokol daveti alınca gönül dostluğumuz daha da sağlamlaştı, daha anlamlı oldu. Zaten emindim, şahittim. Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın’ın sadece Yozgat merkezinde, meydan cadde sokak mahalle ve köylerinde değil İlçeleri’nde de tanındığı sevilip sayıldığını biliyordum.”

 “Üç gün üç gece süren “Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir Şöleni” ile ilgili etkinlikler kapsamında Valilik ve Belediyenin ortaklaşa gerçekleştirdiği programlarda Ahmet Sargın’ın Yozgat Sevdası ile üstlendiği görevleri nasıl başarıyla ve alnının akıyla tamamladığına bizzat yakından gözlemleyerek yeniden şahit oldum.

Cami avlularında kıraathane köşelerinde minibüs duraklarında medya kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında yaptığımız söyleşiler sırasında anlamıştım bu güzelliğin sırrını. Yozgat Beylerine yakışan kalıcı hizmetleriyle, örnek özverili özel yetenekli şiirli ve şuurlu eylemleri ve davranışlarıyla defalarca ispatlamıştı kendini Ahmet Sargın.

Öğrencileri de saygı ile belirtiyorlardı bağlılıklarını. 50- 60 Kişilik sanatçı topluluğu ile ilgilenirken 50- 60 bin duyarlı bir saygın topluluğu ile ilgileniyormuş gibi heyecanlanıyordu. Yozgat Sevdası’nı tüm özellikleriyle aksettirircesine. Kapalı ve açık ortamlarda birçok yerde geceli gündüzlü beraberliğimiz oldu Ahmet Sargın ile. Tüm Yozgatlıların huzurunda adeta test ettik, sınavdan geçirdik Ahmet Sargın’ı…   

Bütün Yozgatlılardan vekâletname almış gibi temsil ediyordu. Yozgat Sevdası ile Yozgat’ı ve Yozgatlıları. ’Yediğin ekmek helal olsun!’ dedirtircesine. Yozgat valisi ve Yozgat Belediye Başkanı Yusuf Başer, İl müdürlerinin, öğretim görevlilerinin, vakıf, dernek, sendika, parti başkanlarının ve şiir dostlarının birlikte bulunduğu ortamlarda Yozgatlı duruşu ve Atatürk’ün özdeyişlerinde ifadesini bulan sanatçı tarifine uygun saygın davranışlarıyla adeta gözlerimizi yaşarttı.

Gönül dostumuz meslektaşımız Ahmet Sargın hakkındaki duygularımı bilinenleri tekrar ederek sözü uzatmayacağım. Yozgat ve İlçelerinin özellikleri ve güzellikleriyle Yozgatlı âşıklar ozanlar, şairler, şiir yorumcuları bestekârlar saz ve ses sanatçıları gibi yakından ilgilenirken tanıdım Ahmet Sargın’ı…

Halk önderi Halk bilimcisi olarak gördüğümüz, Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın için methiyelerin ve bu yazılanların asla yeterli olmadığına inanıyorum. Yozgat Sevdası için yoğun emek sarf ederken, bazı durumlarda işi bitince de haydi ’teşekkürler git güle güle!’ denilerek sırtı sıvazlanıp kapının önüne kadar yolcu edilecek bir isim değildir Ahmet Sargın…

Yozgat ve İlçelerinin tanıtım Turizm Kültür Sanat etkinliklerinde en ön saflarda yer alacak, millet devlet kaynaşmasında gönül köprüsü vazifesi görecek bir öncü olarak görülmeli Yozgat’a, Yozgatlılara 25- 30 sene daha hizmet etmesine zemin oluşturulmalıdır. Sadece Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede de etkin hizmetleri ve Yozgat Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir, eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın…

Kars, Artvin, Erzurum, Elazığ, Malatya, Gaziantep, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Görele, Şebinkarahisar, Sivas, Tokat, Çorum, Çankırı, Ordu, Samsun, Amasya, Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Tarsus, Muğla, Antalya, Isparta, Karaman, Konya, Kırşehir, Manisa, Akhisar, Salihli, Nevşehir, Ürgüp, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Bilecik, Söğüt, Eskişehir, Balıkesir, Bursa, Sakarya, Bartın, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Çanakkale ve Afyonkarahisar…dolaştığı, kültür elçiliğine ulaştığı şehirlerden bazılarıdır.

Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer’de ona sahip çıkmalı, bunu Yozgatlılar ve Ahmet Sargın kadar Yozgat Sevdası ile Türkiye Sevdası ile yanıp tutuşan "Dağların ve Çobanların Şairi" sıfatıyla biz de - Hikmet Okuyar ’olarak-  istiyoruz ve bekliyoruz. Yozgat Valiliğince Ahmet Sargın’ın uzmanlık alanına girecek bir kadroda Yozgat Sevdası ile görevlendirilmesini diliyoruz.

Mevcut durumlar göz önüne alındığında Ahmet Sargınlara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak. Yozgat merkezinde ve çevresinde el ele gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet aşkıyla yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve projeli hizmetler vardır. Tüm Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek çoğalarak hayata geçireceğimiz Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında nice sağlıklı günlerde görüşmek, buluşmak temennisiyle… Sevgilerle…Saygılarımla….”

            

 

 

Yazar: Hikmet OKUYAR

YOZGAT’IN KÜLTÜR ELÇİSİ

YOZGAT’IN KÜLTÜR ELÇİSİ

        

Fatma Çetin KABADAYI

 

 “Yozgat Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı, edebiyat sevdalısı, engin gönüllü insan Ahmet Sargın; aslen Yozgat Kırım köyü doğumlu olmasına rağmen Türkiye’ye mal olmuş şair ve yazarlarımızdandır.

Selçuk Üniversitesi Türkçe Öğretmenliğini bitirdikten sonra öğretmen olarak göreve başlayan Sargın, içindeki edebiyat aşkıyla bilgilerini bütünleştirerek birçok esere imza atmış, yayınlanan 10 masal kitabıyla çocukların, köşe yazılarıyla yetişkinlerin, şiirleriyle de şiir dostu herkesin gönlünde taht kurmuştur.

Biliriz ki, yazmak, bir eser çıkarmak; üstün gayret ve emeklerin sonucudur. Sargın’ın kalemi durmadan üretmiş ve üretmeye de devam etmektedir. Eserleriyle çevresine, edebiyatseverlere büyük faydaları dokunmuştur. Serbest şiirle şiire başlamış olmasına rağmen, heceli ölçüsünde kendisini ispatladıktan sonra aranılan şairler arasında yerini bulmuştur..

Kimi zaman bir Yunus Emre, kimi zaman Karacaoğlan gibi kalemini konuşturmuş, hazırladığı programlar ve etkinliklerle ışık gördüğü yazar ve şairlerin de kendini geliştirmelerine ve tanınmalarına imkân sağlamıştır. Bu yönüyle de oldukça takdir gören Ahmet Sargın’ın, her yıl düzenlediği Sürmeli Festivali Şiir Şöleninde Türkiye’nin  değişik ilinden, gelen yazar ve şairlerle adını duyurarak  klasik haline gelmeyi başarmıştır.

Yaktın da gittin isimli 6+5 ölçülü şiirinde;

Sen gidince gökte bulut ağladı,

Kara duman çöktü yürek dağladı,

Ahmedi’yem sözü yâre bağladı,

Sevda ateşini yaktın da gittin,

Mısralarıyla yâre serzenişte bulunan şair, sade ve anlaşılır dili ile son yıllarda şiir de heceye ağırlık vermekte, şiirlerinde daha çok, Allah(c.c) aşkı, tasavvufi, vatan, millet, memleket, sevda, dostluk, acı konularını işlemektedir. Şiirlerindeki kuvvet ve konu bütünlüğü edebiyatçıların daima ilgisini çekmiştir.

Edebiyat öğretmenliğinin verdiği avantaj nedeniyle dili düzgün kullanarak, eserlerinde derin ifadelere, edebi sanatlara sıklıkla yer verir. Eserlerinde her yaşa hitap etme amacı güder ve kelimeleri bütünleştirip mısralara renk vererek, toplumun duygularını dile getirir. Şair, kendi eserleri haricinde hazırladığı antolojilerle de yazmaya teşvik ederek, doğru ve güzel yazma amacına, daha çok kişinin edebiyat sevdalısı olabilmesine de fırsat vermiştir.

Özellikle memleketi olan Yozgat’ın tanıtımı amacıyla düzenlediği şiir, makale, nesir yarışmalarıyla hem memleketinin ismini edebi alanda duyurmayı başarmış  hem de binlerce kişinin katılımı ile yeni ve kalıcı eserler ortaya çıkarmıştır. Güvenilir kişiliği ile birçok alanda jüri üyesi olarak da tercih edilmektedir.

Çeşitli antolojilerde yayınlanan şiir ve yazılarının dışında, çok sayıda dergi ve gazetelerde yazılarını paylaşan Sargın, başarılı yazarları keşfederek gerek hazırladığı televizyon programlarında gerekse köşe yazılarında tanıtım yapmaya devam etmekte hem edebiyatçıların hem de halkın saygı ve sevdasına nail olmaktadır.

Edebi alan dışında Ahmet Sargın’ın kişiliği ele alınacak olursa onu tanıma şansına sahip olmuş her birey onun mükemmel bir insan olduğunu tereddütsüz kabul eder. Gerek iyi bir  insan özellikleri taşıması, gerekse bilgi ve görgüsüne, güler yüzünü ekleyerek çevresi tarafından çok sevilen üç çocuk babası Sargın, insani ilişkilerde edep ve hatıra çok önem veren bir şahsiyettir.

Çalışkan, mütevazı,  son derece duygusal, merhametli yardımsever ve üretken kişiliği ile “İki günü aynı olan zarardadır,” hadisinde de buyrulduğu üzere her gün kendisini yenileyen, yeni bilgilerle donanan, insanlığa faydası ve yaptığı hayırlı işler ile kâmil bir insan olmayı başarmış insanlardandır. Bence:Yozgat  ve edebiyat dünyası böyle bir kaleme sahip olduğu için kıvanç duymakla haklıdır.”

                 

Fatma Çetin KABADAYI / Şair-Hikâye ve Roman Yazarı- KAYSERİ

Yazar: Fatma Çetin KABADAYI

YOZGAT’TA ŞİİR RÜZGÂRI ESTİ

                          YOZGAT’TA ŞİİR RÜZGÂRI ESTİ

 

            Kültür ve Turizm Bakanlığının katkı ve destekleriyle; Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğince düzenlenen:  “2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı” programı geçtiğimiz hafta sonu yapıldı ve şiir severler tarafından ilgiyle takip edildi.  Cuma, cumartesi ve Pazar günlerini kapsayan Şiir Şöleni üç ayrı mekânda yapıldı; adeta Yozgat’ta şiir rüzgârı esti.

 

            2019 Sürmeli Şiir Şölenine 13 ayrı ilden davet edilen 23 şair, yazar ve edebiyatçı  konuklar katıldı.  Şair ve yazarlar 21 Haziran Cuma öğle sonu toplanıp Belediye Başkan yardımcısı Ahmet Topuzu makamında ziyaret ettiler. Kısa bir şiir muhabbetinin ardından konuk  yazarlar Yozgat Valiliğine geçerek Vali Kadir Çakır’la, Vali Yardımcısı Şükrü Çakır ve İl Toplumla İlişkiler Müdür Hakkı Yurtlu’yu makamlarında ziyaret ettiler. Vali Kadir Çakır’a Doğu Türkistan bayrağı ile Türk bayrağını takdim eden karı koca “ Göktürkler”  büyük alkış aldılar. Vali Çakır konuklarla yakıynen  ilgilenip  şairlerle bir süre sohbet etti.

 

             21- 22- 23 Haziran tarihlerinde tarihi konaklarda ve Spor Vadisi Gençlik Merkezi salonunda üç ayrı şiir etkinliği gerçekleştirerek,  şiir severleri şiire ve edebiyata boğdular.  Sazın, sözün dile geldiği ve seçkin eserlerin yorumlandığı programa Bozok Üniversitesi Rektörü  Prof. Dr. Ahmet  Karadağ, Yozgat Vali Yardımcısı Şükrü Çakır, İl Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu ve Yozgatlı şair yazarlar katılarak programın ilgiyle takip edilmesini sağladılar.

 

              Âşık ve ozanların deyişleri ile Şiirlerin dile geldiği “Sürmeli Şiir Şölenine”  katılan konuklara Yozgat’ın tarihi ve turistik mekânları da gezdirildi, video çekimleri yapıldı ve şehrimizden güzel  fotoğraf kareleri alındı. Yozgat Çamlığını da gezen konuklar Çamlığımıza duydukları hayranlığı dile getirdiler ve şehrimizden memnun- mutlu ayrıldıklarını  ifade ettiler.

 

             “Sürmeli Şiir Şöleninin” Organizasyonu yapan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği adına basına açıklama yapan Dernek Başkanı  gazeteci, şair, yazar Ahmet Sargın:” Şiire ve edebiyata ilgi uyandırmak ve  İlimizi tanıtmak amacıyla seçkin bir program gerçekleştirdik, hem katılımcı konuklara, hem de onlara kusursuz hizmet edip memnun ayrılmasını sağlayan Yozgatlı şair, yazar arkadaşlarımıza teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum” dedi.  Şiir Şöleninin oldukça başarılı geçtiğini bildirdi.

 

                               YOZGAT 2019 SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ DOLU DOLU GEÇTİ 

 

          Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği adına gerçekleştirmiş olduğumuz “2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramı” muhteşemdi. Dolu dolu geçen üç günde “ Yozgat’ta Şiir Rüzgarı Esti” Şiire ve Edebiyata doyan Yozgatlı şiir severlerimiz aynı zamanda 13 ayrı ilden gelen 22 şair, yazar ve ozan dostlarımızla buluşup kucaklaştı, kaynaştı!

 

        21- 22 ve 23 Haziran günlerinde yapılan bu etkinliğe il dışından şair ve yazar olarak katılan misafir konuklarımız vardı: Ankara’dan Ali

Karaca, Rifat Çakır(Sunucu), Durak Turan Düz, Antalya’dan Ayşe İzci Coşkuner, Kayseri’den Şeyhmus Çiçek, Duran Tamer, Duran Aydın, Kırşehir’den Veysel Turgut, Erdoğan Çalışkan, Salihli’den Gündüz Aydın, Bursa’dan Gönül Aydemir Adıgüzel,Yasemin Şahbaz, Alaca’dan Halil Gülşen,Tokat’tan Mahmut Hasgül, Sündüz Arslan Akça, Hatay’dan Mahmut Özkoca, Balıkesir’den Öz Ali Yılmaz, Kütahya ‘dan Züleyha Özbay Bilgiç ve İstanbul’dan Doğu Türkistanlı Nurala Göktürk-Eşi Hamit Göktürkler konuğumuz oldular.

 

        Ayrıca Yozgat ve ilçelerinden de gönül dostu bir çok arkadaşımız bize katkı ve destek sağladı. Bunlar: Osman Yüksel, Dursun Asil, İsmail Salman,Songül Yurdagül,Kelami Akdemir,Mehmet Eminel,İdris Çetin, Emre Akdağ,Rıza Doğangönül, Ekrem Gürer, Sunucu Yasemin Doğru,Arzu Karademir,Erdoğan Bektaş,Aşık Kul Yetimi, Aşık Kadir Öğren,Ali Doğruyol,Hüdai Yavuz, Hamit Uzun,Sanatçı Gülay Korkmaz, Aşık Rıza Kaygusuz,Haci Yiğid,Semiha Arasbora, Keskin Özer, Rivahi Kalay; arkadaşlarımızın katılım ve desteklerine teşekkür ederiz.

 

        13 sünü gerçekleştirdiğimiz Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramı proğramı 21 Haziran Cuma günü başladı. Sabahın erken saatlerinde konuklarımız otobüs terminaline inmeye başlayınca bizler de  erkenden kalkıp onları karşıladık.Toplanma öğle sonu saat 14.00’e kadar devam etti. Daha sonra gelenler de bize katıldılar.

 

         Misafir konuklarla birlikte Yozgat Belediye Başkanlığını ziyaret ettik. Belediye Başkan vekili Ahmet Topuz Bey bizleri Belediye Meclisi Salonuna alıp konuk şair ve yazarlarla sıcak samimi bir görüşme gerçekleştirdi. Tanışmanın ardından konuklarımız başkan  yardımcısına mini bir şiir şöleni takdiminde bulundular.

 

        Buradan Yozgat Valiliğine geçip Sayın Valimiz Kadir Çakır Beyefendi ile toplantı salonunda bir araya geldik. Yozgat Valimiz Kadir Çakır Beyefendinin sıcak, samimi ve candan karşılaması konuklarımızı memnun ve mutlu etti. Sohbet tatlı, buluşma zevkli olunca misafirler bu buluşma ve muhabbetten oldukça hoşnut kaldılar...

 

         Yozgat Valiliğinde Vali Yardımcımız Şükrü Çakır ve İl Toplumla İlişkiler Müdürümüz Hakkı Yurtlu beylerle de kısa görüşmelerde bulunduk. Şükrü Çakır ve Hakkı Yurtlu Beylerin şiir yorumlarını da dinleyip şiir coşkusunu doruğa taşıdık...İl yöneticilerimizin şiire ve edebiyata olan saygı ve ilgileri hepimizi mutlu edip ziyadesiyle sevindirdi. Konuklarımız da bu ilgiden oldukça memnun kaldılar.

 

          2019 Şiir Şöleni Etkinliğimiz Hayri İnal ve Erbazlar Konaklarında  devam etti. 22 Haziran Cumartesi günü Spor Vadisi Gençlik Merkezi Müdürlüğü Salonunda  ise asıl programımız vardı. Bu etkinliği ÇAMLIK TV. Canlı yayınladı. Çamlık TV yöneticilerine ve görevli arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

 

          Şiirin, edebiyatın dile geldiği şair ve yazarların coşup heyecan duyduğu “Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni” dolu dolu geçiyor; şiir severler, şiire ve edebiyata doyuyorlardı!.. Aşık ve ozanlar sazı ve deyişleriyle, şairler heyecan ve duygu yüklü şiirleriyle dinleyicileri büyülüyor; Yozgat şiir ve edebiyat soluyordu!.. Şiirin ve edebiyatın kalbi Yozgat’ta atıyor; şairler şiirlerini en güzel yorumlarıyla terennüm ediyorlardı!..

 

          Dolu dolu geçen üç gün ve şiir yudumlayıp, şiir soluyan Yozgat sokakları...Tarihi konaklar, Çapanoğlu Büyük Camii, Tarihi Yozgat Lisesi, Etnoğrafya Müzemiz, Seyirlik Nohutlu Tepesi ve Çamlık Milli Parkımız konukları misafir edip bağırlarına bastı...Güzel anılar bırakıldı; güzel yansımaları oldu. Yozgat basını ilgi gösterip sayfalarına taşıdı, hepsine teşekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz.

 

          Etkinliğin son buluşması 23 Haziran Pazar günü Çamlık Milli Parkımızda gerçekleşti. Misafirlere saç kavurması yaptırıp onları güzel bir piknikle uğurlayacaktık. Ancak Yağmur- Rahmet izin vermeyince yine Çamlık Parkımızda kıymalı ve karpuz ikramı ile etkinliğe son noktamızı koymuş olduk. Aldığımız tepkiler şenlikten dostlarımızın memnun ve mutlu ayrıldıklarıdır. İlimize gelip misafirimiz olan tüm konuklarımıza teşekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz.

 

        Arkadaşlarımız misafirperverlik ruhuyla konukları en güzel şekilde ağırladılar; emeklerini alın terlerini esirgemediler : Osman Yüksel’e Dursun Asil’e, İsmail Salman’a, Emre Akdağ’a, Derneğini Kullandığımız Başkan Songül Yurdagül’e, Kardeşim Bekir Sargın’a, Yeğenim Mahmut Sargın’a hasseten teşekkür ediyor, Şükran’larımı sunuyorum.

 

        Ayrıca yakın ilgi ve alakalarını gördüğümüz Yozgat Valisi Kadir Çakır’a, Bozok Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr.Ahmet Karadağ’a, Vali Yardımcımız şair yazar Şükrü Çakır’a, Şair- yazar İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürümüz Hakkı Yurtlu’ya, Belediye Başkan vekilimiz Ahmet Topuz’a, Gençlik Merkez Müdürü Ali Sapmaz’a, Belediye Kültür İşleri Müdürü Fadime Solmaz’a, Konak sorumluları ve görevlilerine teşekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz. 2020 Sürmeli Şiir Şöleni mi? Ya Nasip: kim öle, kim kala...

 “Haber ve Yorum- Ahmet SARGIN / YOZGAT”

Yazar: HABER

YOZGAT SÜRMELİ FESTİVALİ ŞİİR EDEBİYAT MUHABBETİ

             YOZGAT SÜRMELİ FESTİVALİ  ŞİİR EDEBİYAT MUHABBETİ

                Sürmeli Festivali programı kapsamında Hüzni Baba Konağında Şiir ve Edebiyat Sohbetleri vardı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği ile Bozok Edebiyat Kültür Sanat Derneğince düzenlenen programa Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, Belediye Başkanı Celal Köse, Başkan yardımcıları, Belediye Kültür İşleri Müdiresi Fadime Solmaz ve Yozgatlı şair, yazar, aşık -ozanlar katıldı.

                Geniş katılımın yaşandığı  Hüzni Baba Konağı Şiir ve Edebiyat sohbetlerinde birer konuşma yapan Milletvekili Yusuf Başer ve Belediye Başkanı Celal Köse Yozgatlı şair ve yazarların yanında olduklarını dile getirerek, söz ve sanat ustaları arkadaşlarımıza her türlü desteği vermeye hazırız dediler. Aşık ve ozanların sesine kulak verip onları coşkuyla alkışladılar.

                Sunuculuğunu hemşerimiz Rifat Çakır’ın yaptığı Konak şiir ve edebiyat Sohbetleri  usta sanatçı Turan Gürel’in sazı eşliğinde devam etti. Şairler şiirlerini yorumladı, aşık ozanlar deyişleri ile programa katılıp programın ilgiyle takip edilmesini Sağladılar.

              Araştırmacı yazar Yusuf Karakaya, Ertuğrul Kapusuzoğlu, Sanatçı dostu Orhan Çınar, Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Pehlivan Uzun ve yazar Rivahi Kalay da katılımcı konuklar arkasındaydı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Dernek Başkanı Ahmet Sargın ve Bozok Edebiyat Kültür Sanat Derneği Başkanı Songül Yurdagül bir konuşma yaparak katılımcılara ve Yozgat Belediyesine teşekkür ettiler. Geniş katılımın olduğu program ilgiyle takip edildi ve büyük beğeni topladı.

Yazar: HABER

ŞİİRİN HARMAN OLDUĞU ŞEHİR YOZGAT

                                ŞİİRİN HARMAN OLDUĞU ŞEHİR YOZGAT

                   ( Sündüs Arslan AKÇA / TOKAT- Eğitimci, Şair, Yazar)

          Yozgat dediğimiz zaman aklımıza ‘’Yiğidin harman olduğu şehir’’ gelir. Türkiye’nin farklı illerinden gelen şairleri 13. kez şehrinde ağırlaması, şiire mihmandarlık etmesi ile sadece yiğidin değil, şiirin de harman olduğunu gösterdi Yozgat. Daha önce bu şehrimizin içinden geçmiştim fakat gezme fırsatımız olmamıştı.  Sadece küçük şirin bir Anadolu şehri olarak kalmıştı hafızamda.

 

           Bir de yıllar önce çalıştığımız köy her ne kadar Zile’ye bağlı olsa da Çekerek’e 10 km uzaklıktaydı.  Daha çok Yozgat’ın bu ilçesi ile alışverişim olmuştu. Etkinlik 21 Haziran Cuma günü başlıyordu. Komşu il olduğumuz için sabahtan çıksak yeterli idi. Bu yolculukta şunu da öğrenmiş olduk. Tokat’tan Yozgat’a otobüs yoktu. Gidiş dönüşümüz de kendini yenileyememiş minibüslerle oldu. Biraz bunalmış olsak da çok şükür salimen vardık.

 

          Yol boyu hatıralar benimleydi. Mesleğin 5. yılında bulunduğum Çekerek ilçesinden yıllar sonra tekrar geçmek nasip oldu.  Acemiliklerim, daha bir yaşında kızımla ilgili yaşadığım zorluklar, içinde su olmayan lojmanım, dışarıda çamaşır için kurduğum kazan ve köyün dışında olan lojmanda yaşadığım korkularım… Karşılaştığımız zorluklar hayata karşı güçlendirmişti bizi.

 

          Çokça kendimle ara ara yol arkadaşım olan, can kardeşim ve yine hem dernek hem de dergi işini birlikte yürüttüğümüz ve etkinliğe birlikte davet edildiğimiz Mahmut Hasgül’le muhabbet ede ede sonunda yolu nihayetlendirdik. Terminalde indiğimizde ilk şöyle bir etrafımıza baktık. Tam da Cuma saatiydi. Hemen bitişiğinde olan öğretmenevine geçtik. Neden mi bizden özellikle öğretmen kimliklerimiz istenince konaklayacağımız yerin öğretmenevi olduğunu düşündük galiba.

 

             Ama yanılmışız bu sefer. Konaklama merkezimiz Üniversitenin uygulama oteliymiş.

 Gidip yerleştikten sonra derneğe geçtik.  Mihmandarlığımızı yapan dernek üyeleri ve Ahmet Sargın hocamız bizi karşıladı. Davetli şairler de gelmişti. Bir kısmıyla daha önceki şiir etkinliklerinde karşılaşmış ve tekrar şiirin gölgesi altında toplanmaktan mesrur olmuştuk.

 Ardından kurum ziyaretleri yapıldı.  İlk Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Topuz, ardından Yozgat Valisi Kadir Çakır, daha sonra Yozgat Vali Yardımcısı Şükrü Çakır bir de İl dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu’yu ziyaret ettik. 

 

          Hep savunmuşumdur. Bir şehri veya ülkeyi idare edenlerin sanatsal bir kimlikleri ve duruşları olmalıdır. Bu tür insanlar idare ettikleri şehre zarafet, naiflik katarlar. Yaptıkları her işte sanatsal bakışlarını hissedebilirsiniz. Vali Yardımcımız Şükrü Çakır ve kıymetli eşleri Nur hanım sanatın içinden gelen insanlardı. Bu nedenle sanatçıya yaklaşımları da çok farklıydı. Program boyunca yanımızda oldular.  Dernekler Müdürümüz Hakkı Yurtlu’ da aynı hassasiyeti gösterenlerdendi.  Bizden biriydiler. Rabbim sayılarını arttırsın diyelim biz de.

 

        Program öncesi akşam yemeğine geçildi. Yemek kısımlarından bahsetmeyi doğru bulmasam da testi kebabının sunumundan bahsetmek gerektiğini düşünüyorum.  Bir çekiç ve testi ile gelindi. Testinin ağzından az aşağıda hafif derinleştirilmiş bir iz. Ve çekiçle o izi takip ederek vuruyorsunuz döne döne. Sonra kendiliğinden o izden ayrılıyor üst bölüm. Biz bunu başarabildik mi? Hayır. Acemi olunca insan gider testinin ortasına tam göbeğe bir vurur ve testi ortadan çatlar.  Program Hayrı İnal Konağı’nda yapıldı.  Tarihi bir mekân, şiir ve musiki için en uygun yerdi. Gördüğümüz kadarıyla Yozgat tarihi mekân bakımından oldukça zengindi.

 

             Konak; kanaviçe işlemeleriyle, sedirleri, ahşap basamakları ile alıp bizi çocukluğumuza götürdü. Beton duvarlar arasına sıkışmış ruhumuz ne de çok özlüyor ahşabın kokusunu.

 Çamlık TV’nin de canlı olarak yayınladığı bu konakta davetli şairler ve misafirler, sunumunu Yozgatlı kalem Rıfat Çakır’ın yaptığı muhteşem sunumuyla şiir dolu bir akşam geçirdiler.  Şiir, çay, ezgi ve muhabbet… Daha ne istenirdi ki… Ve yine çocukluğumuza götüren kavurga, çedene ikramı…

 

         Etkinliğin 2. günü kahvaltıdan sonra şehir turu yapıldı.  Küçük bir şehir olduğu için araçsız da çok yere yorulmadan ulaşılabiliyordu. Liseler caddesinde yürüyüşle başladık şehri gezmeye. Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yozgat, Hititler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, İskender ve Diadoglar, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlı İmparatorluğu dönemini yaşayan zengin tarihi geçmişe sahip Türkiye’nin önemli illerinden biri olduğunu öğreniyoruz bu arada.

 

            Saat kulesinin önüne geliyoruz. Yozgat'ın merkezinde bulunan Saat Kulesi, Tevfik Zade Ahmet Bey'in belediye başkanlığı zamanında Şakir Usta adındaki bir ustaya yaptırılmıştır. Kule zemin kat ve çanların bulunduğu kısımlarla birlikte yedi katmış. Sarı köfedeki kesme taşlarla inşa edilmiştir. Çanların bulunduğu kattan itibaren üstteki ilk kattaki her cepheye ayrı yerleştirilmiş 4 saat bulunuyormuş.  Önünde toplu bir fotoğraf almadan geçmiyoruz.

 

          Sıra Yozgat Müzesi Nizamoğlu Konağı’nda Konak büyük bir onarım sonrası 1985 yılında “Müze” olarak hizmete girmiş. Müzenin alt kat salonlarında arkeolojik eserler, üst kat salonlarında ise etnografik eserler sergilenmekte. Üst kat odalarda 19.yy resim sanatının nadide örnekleri dikkate değer. Telefonumdan yaptığım kısa bir araştırma ile Nizamoğlu Konağı’nın esas itibarıyla bir Etnografya Müzesi olarak açıldığını. 1985 yılından 2008 yılına kadar Yozgat Müzesi etnografik teşhir özelliklerini koruduğunu, son yapılan düzenlemelerle ilin arkeolojik potansiyelini yansıtan üç salon hizmete girdiğini öğreniyorum.

 

               Ve yine şuara burada da toplu bir fotoğraf alıyor anılar defterine. Ve bu şehrin sokaklarında da lirik bir hava esiyordu. Ruhu olan şehirler arasına bir yenisi daha eklenmişti. Sanki yüzümü her dönüşümde küçük bir dükkânın içinde işiyle meşgul, aksakallı bir dedenin silueti karşılayacaktı beni. Sanki bizimle birlikte dolaşan, geçmiş zamanın içinde çıkıp gelen yüzlerle birlikte soluyorduk şehrin havasını.

 

          Tarih kokan şehirler her zaman çok etkilemiştir beni. Bir diğer tarihi mekân ise Çapanoğlu Camii Çapanoğlu (Büyük) Camii Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avrupa etkisinde ortaya çıkan Türk mimari tarzının Anadolu'daki önemli örneklerinden biriymiş. Yozgat İstanbulluoğlu mahallesinde olan yapı iki ayrı tarihte inşa edilen iç ve dış cami bölümlerinden oluşmakta. İç cami, Çapanoğlu Ahmet Paşa'nın büyük oğlu Mustafa Bey tarafından 1779 yılında; dış cami ise kardeşi Süleyman bey tarafından 1795 yılında yaptırılmış. Şehrin her yerinden görülebilen cami, ince minaresi, yüksek kasnaklı kubbesi ve köşe kuleleri ile Yozgat'ın sembol yapılarından birisi olmuş.

 

           Bu bilgiler ve daha fazlası da Yozgatlı kalem ve bütün programların sunumunu yapan Rıfat Çakır tarafından aktarıldı. Tarihi mekânların belli başlılarını gezdikten sonra, şehir turuna ara vererek yeniden şiirle Yozgat semalarını süslemek için Spor Vadisi Gençlik Merkezi salonunda ve yine otantik döşenmiş bir mekâna geçtik.

                               

 

          Çamlık TV’nin canlı sunduğu bir program yapıldı.  Şuaranın olduğu yerde mevzu şiir ve ezgiydi. Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir ve Bozok Üniversitesinde öğretim üyesi olan Mehmet hocamız tarafından icra edilen sanat müziği konseri de muhteşemdi. Yozgat’ta edebiyata hizmet eden farklı dernekler vardı. Bu genellikle birçok yerde böyle. Herkesi bir çatı altında toplamak mümkün olamıyor. Güzel tarafı bu dernekler etkinlik aşamasında tek yürekti ve birbirlerine destekti. Bu tutumu takdirle karşıladım.

          Programın 3. ayağı tekrar tarihi bir konakta gerçekleşti.  Vali yardımcımız Şükrü Çakır ve sevgili eşleri ve dernekler müdürümüz yine bizimleydi. Bu gece Bozok Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ’da bizi yalnız bırakmamıştı. Geceyi şiirler, ezgiler süsledi. Kimi şairlerimizin yaşanmışlıklarını dinleyip gah hüzünlendik, gah tebessüm ettik.

 

          Çay, böyle bir güzel gecenin olmazsa olmazıydı. Ve günlerden pazar. Bir güzelliğin daha sonuna doğru yaklaşmıştık. Kahvaltının ardından Türkiye’nin ilk milli parkı olan Yozgat Çamlık Milli Parkı’na gidildi. Yeşilin ve mavinin koyun koyuna olduğu bir mekân… Küçük bir göletten yükselen kurbağa ve kuş sesleri… Piknik amaçlı kullanılan bu güzel park Yozgatlılar için de Pazar gününü değerlendirebilecekleri dinlendirici bir mekândı. Ara ara yağmur çiselese de kimsenin umurunda değildi. Gittiğimiz her yer şiirleşiyordu yüreğimizde.

 

           Şairliğimizin ağırlandığı bir şehir daha eklenmişti hatıra defterimize. Gözlerimiz; şehrin tarihi dokusu, doğal güzellikleri ile, yüreğimiz de samimi insanlarıyla bayram yerine dönmüştü.

 

          Veda saati… Öncelikle nazik davetleri ile böyle bir etkinliğin içinde olmamıza vesile olan sayın Ahmet Sargın’a, çok nadir denk geldiğimiz şiiri, sanatı oldukça önemseyen ve bir an bile yanımızdan ayrılmayan vali yardımcısı Şükrü Çakır’a ve kıymetli eşlerine, Bozok Üniversitesi Rektörü Ahmet Karadağ’a, Dernekler müdürü Hakkı beye, Türkiye’nin farklı illerinden gelen şuaraya, mihmandarlıkta hiç kusur etmeyen dernek üyelerine, görünür görünmez emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.

 

Ve sözü şiire bırakalım…

….

 

Hoşça kal

Secdeyle öpüşen umut

Avlusunda martılar uçuran soluk

Kabulleniş yağmuru

Islak gülüş

İlgiye muhtaç kedi

Ve dar sokaklarda

Efkâr kıran yalnızlık…

 

Hoş kal mavi

Kızıl bakış

Zamana şerh düşen yakamoz

Çılgın ezgi

Avare insan

Hoşça kal…

 

Hoşça kal Yozgat

Yüreğimizde

Hoşluğunlayız…

 

Sündüs Arslan AKÇA / TOKAT- Eğitimci, Şair, Yazar

Yazar: ( Sündüs Arslan AKÇA / TOKAT- Eğitimci, Şair, Yazar)

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

                         

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ 

AYŞE CEYHAN DÜZGÜN

          KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından düzenlenen 2018 Sürmeli Şiir Şöleni için Kütahya Kent Konseyi Şairler ve Yazarlar Başkanı sevgili şiir dostum şair, yazar Züleyha Özbay Bilgiç ile birlikte davetli olarak Bozok Yaylası-  Yozgat'a giderek biz de Şehrimizi tanıtmaya, temsil etmeye çalıştık.

          Kültür Sanat ve Edebiyat adına kıymetli Yozgatlı şair ve yazarlar ile yurdun dört bir yanından davet edilen saygıdeğer şair, âşık-ozan ve yazarlarla birlikte kültür ve edebiyat paylaşımında bulunmanın onur ve mutluluğunu yaşadık. 

          11 Mayıs- 13 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen Şiir Şöleni Programında: Okullarda Okur- Yazar Buluşması Etkinliği, Yozgat Müzesi Gezisi, Mehmet Saygı Müzesi, tarihi Çapanoğlu Camii ziyareti, Çamlık Milli Parkı Gezintisi, Hayri İnal Konağı özel Şenliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Salonunda Şiir Şöleni gibi etkinlikler yer alıyordu.

        Ben programın ilk bölümüne elimde olmayan nedenlerden dolayı iştirak edememenin üzüntüsünü ve mahcubiyetini yaşamakla birlikte bu şölenden kültür, edebiyat ve tanıtım adına dolu dolu ayrıldım. 

         “Yiğidin harman olduğu diyar“ olan Yozgat’ ın, misafirperver güzel insanlarını ve kültürlerini tanımaktan, birbirinden kıymetli usta, saygın şair ve yazarlarla bir arada bulunmak onur duydum.

          Son derece düzeyli , kaliteli ve büyük emek sarf edilmiş bir programdı.

 

 Gazi Süleyman’dan bize yadigâr

 Maziden atiye bakarsın Yozgat

 Hattuşaş’tan beri eşsiz şehriyar

 Ezelden ebede akarsın Yozgat

 

  Boynunda asılı hilâl yıldızın

  Kınalı Hasan’da ağlıyor sazın 

  Nice destan yazar kızanın kızın 

  Haine kurşunu sıkarsın Yozgat

 

Keremin Aslısı diyarı aşkın

Sazlar dile gelir kalmaz bir kuşkun

Karacoğlanların özüne düşkün

Çamlıkta türküler yakarsın Yozgat

 

Beyaz güvercinler göğe doluşur    

Cehrilikte Kandil günü buluşur     

Gelin Kayası’nda cennet oluşur    

Laleyle gül açar kokarsın Yozgat

 

 Yurdumun bozkırı çimeni çayı

Bölgenin yıldızı güneşi ayı 

Milli parklarında gez gör havayı

 Bozokla göklere çıkarsın Yozgat  

 

Ayşe’yim seslendim Hüznî ilinden    

Şairin yurdundan ozan dilinden    

Nağme döküldükçe gönül telinden    

 İçimde kandiller yakarsın Yozgat 

          

Ayşe Ceyhan DÜZGÜN - Kütahya /Tavşanlı

       Başta Yozgat’ ın kültür elçisi  dernek başkanı şair,  gazeteci yazar Sayın Ahmet SARGIN ve yönetim kuruluna, program esnasında bizlere kapılarını açarak kültürlerini tanımamıza vesile olan özel müze sahibi Sayın Mehmet SAYGI’ ya, Çapanoğlu Camii Derneği Başkanlığına, Sayın Yozgat Valiliğine ve Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İdarecilerine , öğretmenleri ve personellerine, öğrencilerine ; bizleri özveriyle misafir eden Yozgatlı çok değerli şair, ozan ve yazarlarımıza ; Edebiyat ve sanata Gönül vermiş birlikte şiir soluduğumuz saygıdeğer tüm onur konuklarına ; YOZGAT Şiirimle sesleniyor: Misafirperver Yozgat halkına şükran ve saygılarımızı sunuyorum.        Ayşe Ceyhan Düzgün – Kütahya

 

 

Yazar: AYŞE CEYHAN DÜZGÜN

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

                             

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

AHMET SEVEN- SAMSUN

             Geçtiğimiz hafta Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramı etkinliği için Yozgat’taydım. Etkinliğe ev sahipliği yapan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın Beyin davetine icap ettim.

         Ülkemizin dört biryanından davet edilen şairlerle bir araya gelme imkânımız oldu. Bu süre içerisinde okudukları şiirleri dinleme fırsatı da buldum.

            Yozgat Anadolu’nun dalı kurumamış, çiçeği solmamış illerinden birisi. Anlayacağınız dört bir yanı kültür ve tarih kokan pırıl pırıl bir şehrimiz. Hani M. Faruk Gürtunca’nın 'Anadolu' isimli şiiri var ya; Yozgat’ı gezip görüp, insanlarını da tanıyınca bu şiirin bir an Yozgat için yazıldığını sandım.

 “Sen ne güzel bulursun

Gezsen Anadolu'yu

Dertlerden kurtulursun

Gezsen Anadolu'yu”

          Ve bu şiirin on kıtasını yeniden okudum. Elbette Yozgat için yazılmış sayısız şiirler var. Yalnız şiirler mi türküler, sırasını bekleyen besteler…

         Böyle derin böyle güzel bir memleket adamı şair ediyor. Sanki buraya şiir okuyarak giriyor şair olarak çıkıyorsunuz. Hakikati söylemek gerekirse Yozgat’ta birkaç gün daha kalsaydım ben de şair olarak dönecektim. Yani az kalsın şair olacaktım. 

       Fakat şimdi heybem şiirle dolu döndüm Hele o tanışma fırsatı bulduğum şairler yok mu? Şairler dedimse şimdi onların her biri dostlarım oldu. Ne güzeldir insanın şair dostlarının olması.

       Her zaman söylerim. Bir şehir kendine şiir yazdırmalı, türküler besteletmeli, söyletmeli… Yine bir şehrin şairleri olmalı. İşte bunlardan birisi de Yozgat’tır. Bir hayli zamandır kalemim satırlara gitmiyordu. Yozgat’a gelip-döneli kalem satırlardan ayrı kalmak istemiyor. Az kalsın unutacaktım.

        Gezdikçe dertlerimi de unuttuğumun farkına vardığımı. Şairsiz memleketler yalnızdır. Hüzünlüdür kederlidir… Mehmet Emin Yurdakul’un mısralarında ifade ettiği gibi öksüzdür de. Bunaldığınızda yalnızlık hissedip kendi dünyanıza çekilmek istediğinizde şairlerle bir araya gelin.

       Yozgat zaman zaman bunu yapıyor. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Yozgat’ın kültür elçisi güzel insan Ahmet Sargın Beye bir kez daha teşekkür ediyorum.

         İyi ki davet etmiş. İyi ki gitmişim. Yalnız yiğidin değil, şairlerin de harman olduğu şehir,  Şiire şaire kıymet veren, onları bağırlarına basan güzel insanlar diyarı… Anadolu'mun güzel ili, ılgıt ılgıt esen yelinde türkü, nazlı akan suyunda şiir dinlediğim Yozgat seni hiç unutmayacağım.

         Ahmet SEVEN Samsun Şairler ve Yazarlar Derneği  Başkanı

 

 

Yazar: AHMET SEVEN- SAMSUN

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

ŞERİFE GÜNDOĞDU/ ESKİŞEHİR

            11-12-13. Mayıs 2018  Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinin düzenlediği. Yozgat Sürmeli Şiir Şölenine dernek başkanı Ahmet Sargın beyin nazik daveti üzerine orada bulundum.

        Program Cuma günü Türkiye’nin değişik illerinden gelen şair ve yazarların dörder kişilik guruplar halinde Okullarda okuryazar buluşması ile başladı. Şair arkadaşlarım Tokat’tan Hasan Akar, Kırşehir den Derviş Ekim. Ankara’dan Ali Karaca Beyefendilerle Ayşe Ilıcak İmam Hatip Ortaokuluna gittik.

         Konumuz yazma ihtiyacı ve yazılı eserlerin önemiydi. Okul Müdürü İdris Çetin Bey bizi büyük bir nezaketle karşıladı. Öğretmenlerin ve talebelerin katıldığı büyük bir topluluk vardı orada. Önce hepimiz ayrı ayrı yazı yazma ihtiyacı ve yazılı eserlerin öneminden bahsettik.

          Daha sonra talebelerle karşılıklı soru cevap şeklinde bilgi alış verişi yaptık. Bu minicik yüreklere bir şeyler verebildiysek ne mutlu bizlere… Programın çok verimli geçtiğine inanıyor Ahmet Sargın hoca mı bu projesinden dolayı tebrik ediyor yürekten kutluyorum…

         Aynı gün Cuma akşamı Yozgat Sürmeli otelde toplandık. Orada çok değerli sunucumuz Rıfat Çakır’ın sunumuyla hepimiz birbirimizi tanıma şansı bulduk ve gecemizi süsleyen ruhlarımızı dinlendiren şiir programı başladı.  Hepsi birbirinden değerli şairlerimiz şiirlerini sanatçılarımız ve bestekârlarımız eserlerini seslendirirken ozanlarımız da sazlarını konuşturdular.

         Geceyi bu şekilde noktaladıktan sonra ertesi gün cumartesi günü saat on iki de Yozgat  İl Kültür Turizm Müdürlüğü salonuna gittik.  Orada aralarında Yozgat Vali Yardımcısının da bulunduğu misafirperverlikleriyle gönüllerimize taht kuran Yozgatlı kardeşlerimizle buluştuk. 

         Türkiye’nin diğer illerinden gelen hepsi birbirinden değerli Şair, Yazar, ozan ve sanatçılarında bulunduğu ekiple bir aradaydık.  Günlerdir heyecanla beklediğimiz “Yozgat Sürmeli Şiir şöleni ve Âşıklar Bayramı Programını” gerçekleştirdik. Program bittikten sonra tarihi konakları camileri ve müzeleri gezdik.

            Aynı günün akşamı yine Sürmeli otelde dolu dolu bir şiir programı daha gerçekleştirdik. Ertesi sabah Pazar günü kahvaltıdan sonra hepimiz birer birer ayrılığın verdiği bir buruklukla duygu yüklü olarak Yozgat’tan ayrıldık. Yozgat programı çok değerli kardeşlerim Rıfat Çakır Bey in ve Yasemin Doğru hanımın muhteşem sunumlarıyla Yozgatlı kardeşlerimizin misafirperverliğiyle birbirinden güzel ikramlarıyla çok muhteşemdi.  

           Ben burada sizlere programı fazla ayrıntıya girmeden kısaca zikrettim. Hepsinden önemlisi de Türkiye’nin dört bir yanından gelerek bu güzel insanların bir birilerini tanımadığı halde sevgiyle kucaklaşması birlik ve beraberliğin kardeşliğin çoğalması açısından bu gibi programların daha çok yapılması kanaatindeyim.

          Açıkçası her şey çok güzel ve muhteşemdi. Ben bu programda emeği geçen başta Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği başkanı Ahmet Sargın bey olmak üzere yönetim kurulu üyelerine ve emeği geçen tüm Yozgatlılara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum…

                  Eskişehir den Saygılarımla... Şerife GÜNDOĞDU / ESKİŞEHİR

 

 

Yazar: ŞERİFE GÜNDOĞDU/ ESKİŞEHİR

ŞİİRİN EFSUNİ MELEK KANATLARI

ŞİİRİN EFSUNİ MELEK KANATLARI

GÖNÜL AYDEMİR ADIGÜZEL / BURSA

 

            YAĞMURUN otobüs camlarında çıkardığı şıkırtıyla, uykunun rehavetinden sıyrılıp dışarı baktığımda, ilk gördüğüm; " Yozgat 20 km" tabelası oldu. Bozok Ovasında doğanın bütün güzelliğiyle bayram ettiği tarlaların arasından sıyrılıp otogara vardığımda, ben hariç gün çoktan aymıştı. Elimde valizim birden dedemin sıkı sıkı ellerimden tuttuğu, çocukluğumun otogarında bulduğumu sandım.

             Beline kadar su gibi inen on belik saçları, çilli yüzünde yemyeşil ışıldayan gözleriyle kaybettiğimi sandığım haşarı kızı. Bir sesle ansızın irkildim! -Taksi lazım mı? -Hayır, saat kulesini soracaktım -Otogardan çıkın, sola dönün ve dümdüz devam edin, sizi ilk karşılayacak olan saat kulesidir abla Abdal ıslatan yağmur temizliyor kaldırımları, okullarına gitmeye çalışan talebeler ve benim yanımda yürüyen Karabaş köpeğin ayak izleri…

           Sağlı sollu bir kaç arabanın park ettiği şirin bir cadde, herkes telaşsız arada “Hoş Geldin” der gibi gözlerime bakan Karabaş yanından ayrılıp çocuklarla dalıyor okulun bahçesine. Esnafın yeni açmaya çalıştığı dükkanların arasından yürüyorum Saat Kulesinin olduğu meydana… Sağımda Yozgat belediyesinin kültürel faaliyetlerini yürüttüğü çadırların kurulu olduğu meydan birden gülen yüzüyle karşımda beliriyor...

            Beni karşılayan Ahmet Sargın bey ile birlikte varıyoruz Şair Yazar ve Ozanların toplanma yeri olan Fatih Sofrasına. Yüzünde sıcak bir tebessüm kapısında karşılıyor mekân sahibi hanım. Küçük ama şirin hoş bir mekân, benden önce teşrif etmiş bir kaç şair bey ve sanaldan birbirimizi takip ettiğimiz, gerçekte ilk 'defa karşılaştığımız Leyla Gül VAROĞLU hanım, sıcak bir tanışmanın ardından kırk yıllık dost gibi ısınıyoruz birbirimize.

           Burnumda tütsülenen o tanıdık koku, bakır bir sahanda geliyor önüme. Ninemin pişirdiği kelle paça çorbasını önüme koyarken öğlene madımak pişireceğim diye ekliyor, sanırım içimde ki haşarı kızın bayramı bugün. Çay faslına geçtiğimizde Yozgat Vali yardımcısı Şükrü Çakır Bey katılıyor sohbetimize; kendisine şiiri sevdiren Süreyya KAYA hanımdan bahsediyor, tanıdığımı söylediğimde selâmlarını emanet ediyor ulaştırmam için kendilerine. Bir kez daha teyit ediyorum ki şiirin efsunlu melek kanatları var.

             Mekân çalışanlarıyla bir kaç özçekim yapıp yöneliyoruz yürüme mesafesinde olan tarihi Hayri İnal Konağına doğru. Doğallığını henüz kaybetmemiş dükkânların arasından geçerken selâmlıyor bizi Büyük Çapanoğlu Cami, güneye bakan avlusunda Çapanoğlu Ailesi ve eşrafından öte âlemde ki dirilişi bekleyen bir kaç kabir, ruhlarına fatiha okuyarak geçiyoruz yanlarından.

              Yine içimdeki haylaz kız madımak domates, biber, kabak ve patlıcan fidelerinin satıldığı pazarın ortasında koşuşuyor kendince, horoz şekeri arayan ellerinden tutup ilerliyoruz şirin pazarında. Güzel insanları özünü kaybetmemiş doğal şiveleriyle sesleniyor yanlarından gelip geçene,"abi,abla,girmizi,girmizi" diyen seslerinin arasından geçip yöneliyoruz emniyet caddesinden bizi bekleyen konağa doğru.

          Konağın bahçesinin yerler taş döşeli kenarlarında açmış bembeyaz kartopu çiçekleri karşılıyor bizi; kırmızı güllerin rayihası gösteriyor konağın kapısını, geçip basamaklarından bir solukta taş çerçeveli yuvarlak kemerli ahşap iki kanatlı kapısından ulaşıyoruz egzotik sundurmasına. Konak çalışanlarının güler yüzleriyle karşılanıp soldaki ilk odaya buyur edilerek, konak hakkında bilgilendiriliyoruz.

           Tarihi konaktan okullarda okur- yazar buluşması için ayrılırken konağın mutfak bölümündeki ocak başında ninesinin pişirdiği kolaçları yerken buluyorum haylaz kızı, inatlaşıyor benimle gelmemek için. Saat bir hayli ilerlediği için dilimden dökülen birkaç satırla hızlı bir şekilde arşınlıyoruz kaldırımları. Seyyah mıyım ne?. Bütün yolculuklar umutla başlar/  Girizgâhı meçhul asûde yaşlar  /   Bilmem ne anlatır bu asfalt taşlar  /   Gülşeni ahûzar dergah mıyım ben  /   Erbab-ı âlemde seyyah mıyım ben.

             ŞEHİT Bahadır Buharalıoğlu Anadolu Lisesine geldiğimizde ikinci katta bulunan okul müdürü Adil ARSLAN bey karşılıyor bizleri, kısa bir bilgilendirmenin ardından iniyoruz bizi bekleyen Öğrencilerin bulunduğu salona, bir coşku, bir coşku…

          Konu yazma eserlerin önemi, okuduğumuz şiirlerle birlikte rahmetli olan şairlerin şiirlerini okuyup kim olabileceklerini sordu Ayşe PASLANMAZ hanım, maşallah öğrenciler zehir gibi bilgili, her soruya pür cevap, galiba en zor soruyu da ben sormuş oldum;İ ''Gemliğe Doğru Denizi Göreceksin Sakın Şaşırma!..'' kim bu Rahmetli Şair? Arka sıralardan çıtı pıtı bir kız Öğrenci Orhan Veli'mi dedi, Kendisine ödül olarak imzalı şiir kitabımı hediye ettiğimde kumru sevinciyle sarmalandım adeta...

              Öğrencilerle Birlikte dağıldık Okuldan. O günkü son durağımız Yozgat Valilik Binası, yürüme mesafesinde olan valilik binasına vardığımızda, gülen yüzleriyle buyur ettiler, uzun hoş şık bir odaya, gençliğinin verdiği coşkulu enerjiyle karşıladı bizleri genç vali yardımcısı, kısa bilgiler aldık. Kendisinin de bir sanat ve şiir aşığı olduğunu söyleyen vali, ozan arkadaşlarımızdan türkü isteğinde bulundu. Ardından birkaç şiir, sonunda karşılandığımız gibi de uğurlandık…

            Bugün önünden kaç kez geçtiğimi saymadığım ama nereye varmak isteseniz önünden geçeceksiniz Saat Kulesinin, Cumhuriyet Meydanında ki heybetli ve asırlık bu Saat Kulesinin önünde hayran hayran bakarken buldum kaybettiğim haylaz kızı, yorulmuştu. 

          Ara ara atıştıran yağmur eşliğinde günün saltanatı bitmiş, telaşlı akşam gecenin karasıyla dertleşiyordu .

         Akşam yemeğini yiyeceğimiz mekâna ulaşmak fazla zaman almadı, hoş bir mekân Yöresel yanında az pilav bakır maşrabada köpüğü üzerinde ayran, yanında testi kebabı, minik testilerde önümüze servis ediliyor tadı hala damağımda. Grand Surmely Otel’e geldiğimizde tatlı bir yorgunluğun mutlu nefesi üfürüyor yüzlerimizde…

             Az bir dinlenmenin ardından otel lobisine indiğimde tanışıyorum diğer şair ve ozan arkadaşlarla hal hatır sormanın ardından başlıyor şiir ve türkü dinletisi.. Ahmet bey büyük bir özveriyle koşturuyor bizlerin rahatlığı için. Odamıza çekildiğimizde saat yarımı gösteriyordu…

           Sabah kahvaltısına lobiye indiğimde güzel kardeşim Züleyha Özbay Bilgiç ve Ayşe Ceyhan Düzgün Oda Arkadaşım Leyla Gül Varoğlu dördümüz gülüş cümbüş ediyoruz kahvaltımızı. Hazırlanıp dışarı çıktığımızda, sağanak halinde yağan yağmur karşılıyor, ıslanmamak için kapıda bekleyen arabalara binip ulaşıyoruz, Yozgat’ın değerli simalarından Sayın Mehmet Saygı’nın özel müze haline getirdiği iş yerine, Mehmet bey ve çok değerli şahsiyetler kapıda gülen yüzleriyle buyur ediyorlar; o kadar kalabalığız ki soramıyorum bu değerleri kaç yılda biriktirdiğini. Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonundan içeri girdiğimizde Yozgatlı güzel insanların sıcaklığı sarmalıyor her birimizi, enerjileriyle öyle bütünleşiyoruz ki muhteşem bir şiir dinletisi sunuyoruz...

          Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından düzenlenen 2018 Sürmeli Şiir Şöleni için Yeşil Bursa dan davetli olarak Yozgat’a teşrif ettim, benim gibi Cennet yurdumun dört bir yanından davet edilen saygıdeğer şair, âşık-ozan ve yazarlarla birlikte kültür ve edebiyat paylaşımında bulunmanın onur ve mutluluğunu yaşadım.

           Şiir adına bu eşsiz anıları biriktirmem de vesile olan başta Yozgat’ın kültür elçisi dernek başkanı şair, gazeteci yazar Sayın Ahmet Sargın bey ve yönetim kuruluna, birlikte şiir soluduğumuz onur konukları ve Yozgat halkına sevgi ve saygılarımı sunuyorum…

 

 

Yazar: GÖNÜL AYDEMİR ADIGÜZEL / BURSA

2019 SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ İÇİN NE DEDİLER

2019 SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ İÇİN NE DEDİLER?


                  “Şiir sanat ve Edebiyata katkı adına iştirak ettiğimiz  Yozgat  Sürmeli Şiir Şöleni gönlü şiir olan dostlarla bir başka güzeldi.

                 Şairler ve Ozanlar programının gerçekleşmesinde  özveri ve emekleri ile bizlere mihmandarlık eden Yozgat Şairler Derneği başkanı  Ahmet Sargın hocamıza,programın başından sonuna bizleri desteği ile yalnız bırakmayan Yozgat Vali Yrd. Şükrü Çakır ve Eşine ,Hakkı Yurt müdürümüze,Bozok Üniversitesi Rektörü Ahmet Karadağ hocamıza, sunumu ile bizleri onura eden Rıfat Çakir beyefendiye ve programda emeği geçen tüm Yozgat ekibine kalbî şükranlarımı sunuyorum.

           Bizleri şiirleri ile buluşturan kıymetli şairlerimizle şiir adına bir arada olmak letafetli..Nice güzelliklerde buluşmak temennisi ile...”

                    Züleyha Özbay Bilgiç/ Kütahya

....................

           “Değerli Ahmet Sargın Hocam ve Sürmeli Şiir Grubumuzdaki bir birinden kıymetli söz mimarları. Hepinize Cenabı Allah'tan sağlık, afiyet, hayırlı uzun ömürler dilerim.

          Değerli Ahmet Hocamın nezdinde Sayın Vali Beye, Kıymetli Eşleri Hanımefendiye, Belediye Başkanımıza, bu anlamlı etkinlikte emeği geçen herkese binlerce teşekkür ederiz. Allah Sizlerden razı olsun.

          Yozgat'a gidince bir nebze olsun vatan hasreti giderdik, yine çok kıymetli, çok güzel Dostlar edindik, güzel anlar yaşadık. Her şeyden önemlisi Doğu Türkistan'ın derdini, çilesini Sizlere duyurmaya Sizlerle dertleşip halleştik, içimizi döktük. Burada isimlerini tek tek bahsedemedeğim bizleri can kulağı ile dinleyen, bizlere teselli veren, güç veren herkese teşekkür ederiz. Bize bu fırsatı bu imkanı hazırlayan Ahmet Sargın Hocama ve Şiire gönül veren Yozgatlı hemşirelerimize yüce Allah'tan güç kuvvet uzun ömür dileriz.”

               Nurala Göktürk ve Hamit Göktürk/ Doğu Türkistan

..................

             “ Selamlar değerli dostlar üç gün boyunca aranızda bulunmaktan ve birbirinden değerli gönül dostlarını tanımaktan,bana ve babam aşık Reyhani hatırasına göstermiş olduğunuz vefadan dolayı hepinize teşekkürler ediyorum..Değerli Ahmet Saygın hocama, Yozgat ilinin kıymetli bürokrasi yetkililerine,derneğinizde bize mütemadayen hizmet içinde bulunan şair kardeşlerime ve suyunu içtiğimiz, ekmeğini yediğimiz Yozgat iline çok teşekkürler, minnettarım .mutlu oldum, onure oldum..sağ olunuz var olunuz...” Yasemin Şahbaz / Bursa

.................,

         “ Ahmet Azizim, yüreğinize ve kaleminize sağlık.Ben de böyle güzel gönül büyüklüğündeki organizasyonu başarıyla gerçekleştiriniz için ekibinize ve katkı sağlayanlara çok teşekkür ediyorum.14.Sürmeli Şiir Etkinliğine katılma dileğinize candan katılıyorum.Tüm şiir dostlarına selamlar sunuyorum.”

                       Şükrü Çakır/ Yozgat Vali Yardımcısı

...............,.

                 “ Hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden seçkin şairler, yazarlar kalemleriyle, gönülleriyle Yozgatımıza teşrifleriyle şeref verdiler. Bu güzel insanlara ikramlarıyla, izzetleriyle, güler yüzleriyle, refakat ve hürmetleriyle eşsiz bir misafirperlik göstererek adımızı yücelten Ahmet Sargın Hocama, Osman Yüksel abime, Dursun Ayer Hocama, İsmail Salman Hocama,  Emre Akdağ’a, Ekrem Gürer Hocama, Kıymetli Valimiz Şükrü Çakır ve nezaket abidesi eşi Nur Hanımefendiye, Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ’a, Hakkı Yurtlu Müdürüme, Çamlık TV. ve Yozgat Şairler Yazarlar Derneğimizin tüm üyelerine, Yozgat adını yükselterek yücelttikleri ve hemşehri kimliğimize erişilmez bir saygınlık kazandırdıkları için gönüller dolusu şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Sizin asaletiniz bizim övünç kaynağımız olacak. Baş tacısınız.”

             Rifat Çakır/ Ankara (Sunucu)

...,.................

            “ Bir şehir düşünün ki; Valisi, Vali Yardımcısı İl Dernekler Müdürü ve Yozgat şairleri ve Derneği başkanı ve diğer arkadaşlarımız yakınen ilgilenmiş terminalde otobüslerine binmelerine kadar eşlik etmiş, üç gün boyunca şiirin sanatın güzelliklerini yaşatmışlar. Bu şehirde şiir sanat adına güzellikler yaşanmaktadır. Siz saygıdeğer misafir şair ve yazarlarımız bu Sürmeli şöleninde güzellikler yaşattığınız için Yozgatımız adına çok teşekkür ederiz. İyi ki geldiniz sizlerle tanıştık.”

                 İdris Çetin / Yozgat (okul Müdürü)

................,....,...,....

           “ 13.Sürmeli şiir şöleni münasebetiyle soğuğu sert ,insanı mert vatanına ve milletine SEVDALI güzel Yozgatımıza ;ülkemizin değişik illerinden gelerek  bizleri şiir aşkıyla mutlu eden ,birbirinden kıymetli siz hanımefendi ve beyefendi şahsiyetleri selamlıyorum.Cuma gün aranızda idim geç saatlere kadar süren Hayri İnal konağındaki programda iken Ankara’dan gelen bir telefonla oradan ayrıldım.Çok acil bir konu için cumartesi Ankara’da olan bu işi geldim ve hallettim.Sizlerle bizleri buluşturup kültürümüze ve Yozgatımıza artı değer kazandıran Yozgatımızın kültür elçisi ,İlesam’ın Yozgat temsilcisi  şair ve Yazarlarımızın Yozgat Dernek başkanı Ahmet Sargın beye ve emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum . Bir başka etkinlikte inşallah birlikte olalım.Selam ,Sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum .”

           D.Turan Düz-şair ve yazar/ YOZGATLILAR VAKFI Başkanı(İlesam genel merkezi yönetim kurulu üyesi-Ankara)

Yazar: Çeşitli Yazarlar

2019 SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ VE AŞIKLAR BAYRAMI

2019 SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ VE AŞIKLAR BAYRAMI

RIFAT ÇAKIR

            2019 Sürmeli Şiir Şölenimizin sunucusu  programa Ankara’dan katılan hemşehrimiz köşe yazarı Rifar ÇAKIR’ın kaleme aldığı makale yazısını yayımlıyor, kendisine teşekkür ediyoruz:

           “Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet SARGIN ve ekibince yıların vermiş olduğu birikim ve tecrübeye dayanarak, büyük bir emek ve özveriyle hazırlanan Sürmeli Şiir Şöleni, bu yıl 13 süyle yine Yozgat adını yücelterek tanıtan birbirinden imrenilir etkinliklerle gerçekleştirildi.

           Türkiye’de ve Türk Dünyasındaki tüm şairlerin, yazarların, ediplerin, âşıkların, ozanların gazetecilerin, akademisyenlerin, ressamların, kısaca yazan, çizen, üreten kalemler ile davetle onurlanan tüm sanatçı gönüllerin kariyerlerine çok seçkin itibar ve övünç teşkil eden Sürmeli Şiir ve Âşıklar Şölenlerine davet edilme gururunu yaşamayı bekleyenler, edebiyat dünyasına iz bırakır iddiasındaki  tüm çalışmalarını, bu alanda en geçerli otorite görmeleri gerekçesiyle her yıl Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinin dikkatine sunmaktalar.

           Şehre davetlilerin titizlikle seçildiği Sürmeli  Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramının bu yılki onur konukları, ülkemizin saygın akademisyenlerinden şair yazar  Dr. Ayşe İzci Coşkuner Antalya’dan gelirken, Ozanlık geleneğinin usta temsilcisi şair, yazar, ozan hemşerimiz Duran Aydın  Kayseri’den katıldılar.

           Duygu şiirlerinin yaşayan efsanesi Şeyhmus Çiçek ile hece şiirlerinin usta kalemi ve Türk Edebiyatını uluslararası alanda tanıtan en büyük emektarlarından Duran Tamer  en çok alkışı alırken, kızının mezuniyeti mazeretiyle şiir severlerin çok beklediği Harika Ufuk bu yılki şölene katılamadı.

          Doğu Türkistan’dan gelen Nurala Göktürk, ödüllü şiirlerin usta kalemi Züleyha  Özbay Bilgiç, Aşık Reyhaninin şair kızı Yasemin Reyhani Şahbaz, sesi, sunumu ve sanatı ile hayranlık duyduğumuz Mahmut Hasgül, idealist eğitimci ruhuyla bu alanda en çok öğrenci yetiştiren Mahmut Özkoca, İLESAM Yöneticisi Durak Turan Düz, konulu şiirleriyle Mersin’den Halil Gülşen, Kırşehir’in usta kalemleri Veysel Turgut ve Erdoğan Çalışkan farklı farklı konularda yazdıkları birbirinden güzel eserlerini Yozgat dinleyicisine takdim ettiler.

         Söz sanatlarının en estetik kalemi ve en ince ruhu olarak bilinen Türkiye’nin güler yüz abidesi ve sevilen şairesi Sündüs Arslan Akça ile zengin gönlü, saygın beyefendiliği ve imrenilir kalemiyle sanat camiasının en duayen değeri Öz Ali Yılmaz hemşerimiz de programın renkli simalarıydı.

           Ali Karaca  Hocanın bilge sohbetleri, Gönül Aydemir Adıgüzel  hanımefendinin duygu yüklü eserleri, Gündüz Aydın  Hocanın şaheser şiirleri ve nezaket dolu zarif gönlü unutulmazlar arasındaydı.

          Yozgat, adları geçen edebiyat değerlerini ağırlarken, şehrimizin usta kalemleri Hakkı Yurtlu, Osman Yüksel, Ekrem Gürer, Mustafa Teker, Kelami Akdemir, Songül Yurdagül Aksoy, Dursun Ayer, Rıza Doğangönül, İsmail Salman, İdris Çetin, Erdoğan Bektaş, Emre Akdağ, Rivahi Kalay gibi gönlü güzel sanatçılarımız, izzetleri, ikramları, şiirleri, sanatları, ifade servisleri, refakatleri, görgü ve nezaket dolu iletişimleriyle tüm konukların gönüllerini fethettiler.

          Şairlerin yanı sıra Bekir Sargın ve Mahmut Sargın gösterdikleri eşsiz misafirperverlikle hemşehri kimliğimize gerçek bir saygınlık kazandırdılar.

                Gurbetteki hemşerilerimizin Yozgat özlemine ilaç olarak ortaya çıkan Çamlık Televizyonu programların büyük bir bölümünü çekimleriyle ölümsüzleştirirken, bilgisi, görgüsü, program hakimiyeti, imrenilir yorumları ve usta sunumuyla Sunucuların Kraliçesi diye bilinen gururumuz Yasemin DOĞRU ise bu eşsiz programın sunucusuydu.

                Yozgat şairler Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın; ülkemizin en saygın şiir organizasyonlarını gerçekleştiren Gündüz Aydın, Duran Tamer, Sündüs Arslan Akça, Mahmut Hasgül, Gönül Aydemir Adıgüzel ve Mahmut Özkoca  gibi isimleri bulmuşken, Yozgatımızın güzel ses ve kalemlerine sahip üretken şair, ozan ve sanatçılarımız olan Ali Doğruyol’u, Arzu Karademir’i, Aşık Kul Yetimi’yi, Dursun Ayeri’i, Emre Akdağ’ı,  Sanatçı Gülay Korkmaz’ı, Yazar  Hamit Uzun’u, Hacı Yiğit’i, Hüdai Yavuz’u, İdris Çetin’i, İsmail Salman’ı, Keskin Özer’i, Rıza Doğangönül’ü, Rıza Kaygusuz’u, Semiha Arasbora’yı  teker teker anlattı.

            Bazı şairlerimizin şiirlerini beğenilerine bizzat kendisi okuyarak sundu.

               İlgi ve beğeniyle dinleyen misafirlerimize ilimizin tabiat ve tarihi zenginliklerini ve insan değerlerimizi anlattı. Çok çeşitli ürünlerle süslenmiş otantik mekanlarda yöresel yemek ve ikramlarımız sunuldu.

              Turistik mekanlar ve müzelerimiz gezdirildi ve emsalsiz bir memnuniyetle uğurlandılar.

            Kısıtlı imkanlara rağmen çok harika bir program ve mükemmel bir tanıtım oldu.

           Yozgat şairlerinin şiirleri ile sanatçı ve ozanlarımızın icraları ilgi ve hayranlık duygularıyla tanındı.

Başta Yozgat Şairler Yazarlar Derneğinin emektar başkanı Ahmet SARGIN olmak üzere, vefa ve fedakârlıklarıyla Yozgat adına bu güzelliklerin yaşanmasına emek harcayan tüm ekibine şehrimiz adına teşekkür ediyor, bu gibi enfes organizasyonların Yozgat’ımıza  çok şeyler kazandırdığının tüm otoritelerce bilinmesini ve daha da çok ilgilenilmesini bekliyorum. Saygılarımla…” (Rıfat ÇAKIR ailevecalisma.

Yazar: RIFAT ÇAKIR

YOZGAT SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ ÇOK GÜZELDİ

YOZGAT SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ ÇOK GÜZELDİ

 

Ahmet SARGIN

 

Yozgat Şairler Yazarlar Birliği Derneği Başkanı

 

 

12. uluslararası Sürmeli Festivali kapsamında düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla yapılan “Sürmeli Şiir Şöleni” bu yılda festivalin en önemli programları arasında yer aldı. İlimizin tanıtımına çok büyük katkıları olan Sürmeli Şiir Şölenleri, festivalin vazgeçilmez programı olarak göz doldurdu.

Şiir şölenine 22 ayrı ilden 50’ye yakın şair-yazar dostumuz katıldı. İLESAM temsilcisi dostumuz Durak Duran Tüz aramızdaydı. Kayseri Çıngı Dergisi, Gaziantep Kumru Dergisi, Kemer Gözcü Gazetesi yazarı gibi birçok gazete ve derginin temsilcisi aramız dalardı. Çeşitli illerden gelen ve illerini temsil eden arkadaşlarımızın Sürmeli festivalinde buluşarak birlik ve beraberlik mesajı vermiş olmaları önemliydi.

Konuklarımızın çokluğuna, programın ilçelerde dağılmış olmasına rağmen hiçbir arkadaşımız dağılmayıp bizi terk etmediler.

Özellikle Sarıkaya programı harikaydı. Sarıkaya Belediye Başkanı Sayın Ali Osman Erbir’i Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir ve ekibini kutluyorum, teşekkür ediyorum. Emeklerine, yüreklerine, alın terlerine sağlık. Oldukça kalabalık bir ortamda gerçekleştirilen Sarıkaya şiir programı şairleri bir hayli memnun etti.

Oldukça kalabalık bir ekiple dolaşmamıza rağmen şükür bir uyumsuzluk yaşamadık. Kültür ve Turizm Müdürlüğü Salonunda gerçekleştirilen Sürmeli şiir Şölenine Vali Bey ve Belediye Başkanımızın önmli misafirleri nedeniyle katılamaması biraz sıkıntı yaşattı ama, onları temsilen katılan Belediye Başkan Yardımcısı dostumuz, kardeşimiz Mehmet Taşdemir’e, Gençlik Merkezi Müdürü Yıldız Hanım ve Fatma Hanıma çok teşekkür ediyoruz. Konuklarımızı yalnız bırakmadılar ve salonda onlarla birlikte şiir programına katıldılar.

Herkesin bilmesi gereken önemli nokta şu: festivalin Şiir konukları özel konuklardı, yazan, çizen, festivalin sesini duyuran ilin tanıtımını yapan, eli kalem tutan arkadaşlarımızdır. Bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Tabiri caizse, enerjimizi toprağa veriyoruz. Bize sahip çıkın, küstürmeyin, kırmayın valla alın terimizin kıymetini bilin deriz: ”Yeter artık” deriz. İsterseniz bunu da sitem kabul edin!

Çok değerli dostlarım vardı; Şair ve Yazarların arasında kaliteli arkadaşlarım vardı. Güzel dostlar, güzel şairler, güçlü sesler vardı aralarında. Çok kıymetli dostlarım gelmişlerdi. Onları ağırlamaktan onur duydum.

Kalemi güçlü, sazı güzel, sözü güzel, dostlarımız vardı. Gözleri pırıl pırıldı, Yozgat’a gelmekten mutlu oldukları her hallerinden belliydi. Ama aralarında Yozgatlı hemşerilerimizi göremediler, aralarında bürokratları, siyasi parti temsilcilerini, sivil toplum kuruluşu başkanlarını, ne hikmetse göremedik. Sanırım çok işleri vardı arkadaşların ki gelemediler…

Yozgat sevdasına gönül veren şair yazar dostlarımla kaç yıldır burada programlar yapıyoruz. Haklı olarak soruyorum: “Ey duyarlı Yozgat aydınları nerdesiniz?

Siyasiler, sivil toplum kurumu temsilcileri, nerdesiniz? Kültür sanat programları ile Yozgat’ın adını duyurmaya çalışıyoruz. Bu denli duyarsız olmamak gerekir. Görüntünüzü bile saklıyorsunuz bizden…

Sağ olsunlar ilçe kaymakamları, ilçe Belediye Başkanları sahip çıkmak istiyorlar ama biz de ilçelere gidemiyoruz. İmkânlarımız yok, bir araç bulma konusunda dahi sıkıntı yaşadık, burnumuzdan geldi… Konuklarımız dolu dolu eli güçlü, kalemi güçlü onlardan utanıyoruz, onları kırmamaya, küstürmemeye çalışıyoruz. İşin doğrusu: ya bu işi bırakmamız lazım, ya da adam gibi sahiplenmemiz… Söyleyin hangisi uygunsa onu yapalım. Allah aşkına boşu boşuna enerjimizi, alın terimizi toprağa akıttırmayın. Sonuçta biz de insanız, biz de kırılıyoruz, sitem ediyoruz.

Tamam, “size salonu ayarladık, hadi gidin başınızın çaresine bakın” demekle olmuyor ki… Bu kadar insan Yozgat’tan memnun ayrılması için adeta seferber oluyoruz, çırpınıyoruz, çabalıyoruz. Vebalimiz, sorumluluğumuz ağır diyoruz… Valla daha fazlası zülfü yare dokunur sitemimizin… Burada sitemimizi noktalayalım.

Sürmeli Şiir Şölenine emeği geçenler oldu onların hepsine teşekkür ediyorum. Başta Vali Beyimize, Vali Yardımcımız Salih Gelgeç’e Belediye Başkanımıza, Belediye Başkan Yardımcıları Tevfik Bozkurt ve Mehmet Taşdemir beylere, iş adamı Ayhan Çelik’e, Sarıkaya Belediye Başkanı Ali Osman Erbir’e Yozgat Belediyesinin tüm ekibine teşekkür ediyorum.

Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı kardeşim Kelami Akdemir’e, Yerköy’den Hüseyin Erdoğan kardeşime, Derneğimizin üyesi hanım şair Songül Yurdagül’e derneğimizin yönetiminde ki fedakar arkadaşlarıma İl Kültür Turizm Müdürlüğünde ki tüm görevli arkadaşlarımıza ve Araç için görevlendirilen şoför arkadaşlarıma, Cihan Ve Mümin Delibaşına teşekkür ediyorum.

Yazar: Ahmet SARGIN

SÜRMELİ FESTİVALİNDE ŞAİRLER GEÇİDİ

             SÜRMELİ FESTİVALİNDE ŞAİRLER GEÇİDİ

12. Uluslar arası Sürmeli Festivali kapsamında yapılan “Sürmeli Şiir Şöleni” ne 22 ayrı ilden çok sayıda katılım oldu. 50’in üzerinde şair ve yazarın onurlandırdığı Sürmeli Şiir Şöleni Sarıkaya ve Yerköy ilçemize de taşarak geniş bir mekânda gerçekleştirildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla yapılan Sürmeli Şiir Şölenine davetli konuklar 8 Temmuz 2011 Cuma günü İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Salonunda buluşup Sarıkaya ilçemize hareket ettiler. Akşam Sarıkaya da yapılan eğlence programına katılarak Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneğinin konuğu oldular. Sarıkaya Belediye Başkanı Ali Osman Erbir, konuk şairleri makamında kabul ederek ilçeye teşriflerinden dolayı şairlere teşekkür etti.

09 Temmuz 2011 Cumartesi günü kent parkta sabah kahvaltısında buluşan şair ve yazarlar daha sonra şehir turuna çıkıp Çapanoğlu Camini, Hayri İnal Konağını, Etnografya Müzesini gezdiler. İnceleme ve araştırmalarda bulundular. Çapanoğlu Camiinden ve Etnografya Müzesinden fotoğraf kareleri alıp Yozgat anılarını ölümsüzleştirdiler.

Sürmeli Şiir Şöleni programı aynı gün saat 15.00 de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda yapıldı. Aşıkların deyişleri, şairlerin şiir yorumlarıyla renk kazanan 12. Uluslararası Sürmeli Festivali güzel anılara ev sahipliği yaptı ve ilin tanıtımına katkıda bulunmuş oldu.

10 Temmuz Pazar günü Genç İş Adamları Dernek Başkanı ve Çelikler A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çelik’in davetlisi olarak Yerköy’de sabah kahvaltısında buluşan şair ve yazarlar Yerköy’ ve Çanakkale Seramik Fabrikasını gezdikten sonra ilçeden ayrıldılar.

Şair ve Yazarların son durağı Çamlık Milli parkımız oldu. Çamlık Milli Parkında hatıra fotoğrafları çektirip eğlence ve karpuz ziyafetinde buluştular. Çamlık sonrası vedalaşarak ilimizden ayrılan konuk şair ve yazarlar emeği gençlere ayrı ayrı teşekkür ettiler ve Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneği yönetimini kutladılar.

Sürmeli Şiir Şöleni ile ilgili açıklamada bulunan Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneği Başkanı Ahmet Sargın: “İlimizi onurlandıran değerli konuklara, Yozgat ta bize destek veren tüm kurumlara teşekkür ediyoruz. Şiir Şölenleri Sürmeli festivallerinin vazgeçilmez programları arasında yerini aldı.İlin tanıtımına çok büyük katkıları oldu, Derneğimize ve bizlere sahip çıkan, değer veren bürokratlara, yöneticilere ve emeği olan herkese teşekkürler ediyoruz” dedi.

 

 

 

Yazar: HABER

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

ALİ ÖZKANLI

              (Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramına Kayseri ekibiyle birlikte katılan Eğitimci Şair- Yazar Emekli Öğretmen  Ali Özkanlı Hocanın Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni üzerine yazdığı yorumu paylaşıyoruz.? ************************** 

             “ 17 Mayıs 2014 Cumartesi günü Yozgat Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın üstadımızın daveti üzerine “Geleneksel Yozgat Sürmeli Şenlikleri ve Âşıklar Bayramı” için Kayseri Halk Ozanları Kültür Derneği Başkanı Turgut Aydın, yönetim kurulu üyesi Duran Aydın, Âşık Cefâi (Galip Güler), Şair Dost Cemali ile birlikte Yozgat’ın yolunu tuttuk. Hoş sohbet, şiir ve türkülerle mükemmel bir yolculuk oldu.

           Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğince organize edilen, Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla gerçekleştirilen 9. Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı 17 Mayıs 2014 Cumartesi günü saat 13.00 da tarihi Yozgat Hayri İnal Konağında Soma Şehitleri anısına saygı duruşu ile başladı ve Soma şehitlerinin ruhuna Kur’an okundu.

            9. Sürmeli Şiir Şöleni seçkin katılımcıları ve özel konuklarıyla muhteşemdi. Şiir ve yorumların hep Soma Şehitleri üzerine yapılmış olması nedeniyle oldukça duygusal anlar yaşandı. Program adeta “Soma Şehitleri” anısına bir anma programına dönüştü. Şairler şiirlerini yorumlarken Âşıklar ve Ozanlar da ağıtlarla programa renk kattılar.

           Sürmeli Şiir Şöleni Programının açılışında konuşan Araştırmacı Eğitimci Gazeteci Şair Yazar Durali Doğan, kültür sanat faaliyetlerinin öneminden bahsederek emeği geçenlere ve tüm katılımcılara teşekkür etti; ölümsüz ve kalıcı eserler bırakmamız gerekir dedi.

           Yozgat’taki kültür ve sanat faaliyetlerinin garip kaldığından bahsederek emeğini takdir ettiğimiz değerli bir dostumuz: Ahmet Sargın bu konuda olağan üstü bir gayret gösteriyor ona destek olunmalı dedi. Programın organize ekibi adına söz alan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Gazeteci Şair–Yazar Ahmet SARGIN tüm katılımcılara teşekkür ederek seçkin ve kaliteli bir ekibin Yozgat’ta bulunmasından son derece mutlu olduklarını dile getirdi; Soma Faciası nedeniyle alkış yapılmamasını rica etti ve şehitler anısına Fatiha okunmasını rica etti.

             Sunuculuğunu Gazeteci Yazar Rıfat Çakır’ın yaptığı Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramına Kayseri, Kırşehir, Osmaniye, Ankara, Sorgun, Yerköy, Sarıkaya ve Yozgat merkezden yaklaşık 30 kadar şair, yazar ve âşık katıldı. Okunan şiirlerle hüzünlenen misafirler Soma Şehitleri adına söylenen ağıtlarla oldukça duygusal anlar yaşadılar. Program Nohutlu Tepesi gezisi ile devam etti. Program seviyeli ve kaliteli idi.

             Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yozgat Sürmeli Şiir Şölenine Kırşehir’den Zübeyde Gökbulut - Sait Sargın - Tutkun Durukan - Feride Taşkoparan, Kayseri’den Turgut Aydın - Duran Aydın - Galip Güler – Ali Özkanlı- Dost Cemali, Ankara’dan İsmail Tunç - Durak Turan Düz - Murat Duman - Rıfat Çakır- Vedat Fidanboy, Osmaniye’den İbrahim Özdemir; Sorgun’dan Durali Doğan - Hacı Yiğid- Âşık Rıza Kaygusuz – Mustafa Köksal - Öz Ozan Mehmet Özuzun, Sarıkaya’dan Kelami Akdemir, Yerköy’den Ozan Neşet İçöz- Âşık Kadir Çapanoğlu – Şahin Bağcı - Hasan Bozkurt, Yozgat’tan Ahmet Sargın - Ekrem Gürer ve Yusuf Koç katıldılar.       

            “Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinin bu özel programına Bozok Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Zakir Taş, Yozgat Sanayici İş Adamları Derneği Başkanı Mehmet Saygı, Sorgun Ozanlar Şairler Kültür Derneği Başkanı Durali Doğan, Yozgatlı İş Adamı Mustafa Erkılıç, Kırşehir Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Zübeyde Gökbulut, Kayseri Halk Ozanları Derneği Başkanı Turgut Aydın, Sevgi Koleji Sahibi Emekli  Öğretmen Cemil Kılıçaslan, Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir, Yerköy Halk Âşıkları Derneği Başkanı Âşık Kadir Çapanoğlu, Kapaklı Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hacı Yiğid, Sunucu Rıfat Çakır, Din Hizmetleri Derneği Başkanı Selim Nemli, Din Görevlisi Harun Yozgat, Yenice Köyü Yardımlaşama Derneği Temsilcisi Necati Duyar, Osmaniye’den Şair İbrahim Özdemir programa destek oldular.

              Soma’da yanan ateş yürekleri yaktığı için programın her yılki uygulamasında değişikli oldu. Şehitlerimiz için okunan Kur’anı Kerim, yapılan dua, ağıt ve şiirlerle Soma programına dönüştü adeta. Âşık ve şairler yürek yangınlarını dile getirdiler. Yozgat’ın tarihi Yozgat Halil İNAL Konağında saat 13.00 da başlayan program 17 e kadar sürdü. Ahmet SARGIN Başkanımız “Yozgat programı gerçekten de muhteşemdi. Tam anlamıyla Soma şehitlerini anma programı oldu.

            Programa şeref veren tüm şair - ozan ve âşık kardeşlerimi canı gönülden kutluyorum. Muhteşemsiniz her şey sizinle güzelleşti. Yozgat sizinle güzeldi iyi ki varsınız. Şehitlerimizi de saygıyla anıyoruz halen Soma Kömür Ocağı değil yüreğimiz yanıyor…”diyerek duygularını bu şekilde ifade ediyor.

              Yozgat Hayri İnal Konağından Yozgat’ı kuş bakışı gören Nohutlu Tepesine çıktık. Konakta çekilen fotolara tepede çekilen fotoğraflar eklendi. Programa katılan tüm şair dostlarla vedalaşarak ayrıldık. Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir kardeşimizin Sarıkaya Belediyesine ait çay bahçesinde misafiri olduk. Sarıkaya Belediyesi Basın –Yayın Müdürü olarak ilçeye kazdırdığı mükemmel sahneyi görme imkânımız oldu. İkram ettiği çayları hoş sohbet eşliğinde yudumladık.

             Oradan ayrılıp Duran Aydın kardeşimizin yeğenin iş yerinde hazırlanan ikramları afiyetle yedik.   Kardeşimizin köyünü de ziyaret etme imkânı oldu. Yozgat’a giderken yol üzerinde gördüğümüz dönüşme almaya niyetlendiğimiz Trabzon ekmeklerini almak için uğradığımız Himmetdede beldesinde Şair Mustafa Tan (Tanoğlu) ile görüştük. Şair kişiliği yanında cömertliğini, hoş sohbetini gördük. Bizi hemen bırakmadı. “Gelmek elinizde ama gitmek elinizde değil” diyerek gönül güzelliğini gösterdi. Oğlu ve torunu da bizlere hizmet edip ikramlarda bulundular.

            Allah kendilerinden razı olsun. Hoş sohbet sorası Allah dostlarından biri olan Himmetdede türbesini ziyaret edip dua okuduk. Başta Ahmet Sargın Başkanımız olmak üzere Durali Doğan, Yusuf  Koç, Ekrem Gürer hocalarımıza ve programa emek ve destek veren tüm güzel yüreklere Kayseri ekibi olarak teşekkür ediyoruz. Cumartesi Sabah 09.00 da başlayan yolculuğumuz 23.00 de sona ermişti. Gül yürekli dostlarımızla bir daha ki görüşmemize kadar vedalaşıp ayrıldık. Gün içinde kültür sanat ve edebiyat adına güzel bir etkinlik oldu. Edebiyat dolu günlerde buluşma dualarımla…”  

             Ali Özkanlı-  Kayseri Eğitimci Şair- Yazar Emekli Öğretmen

 

 

 

Yazar: ALİ ÖZKANLI

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

DURALİ DOĞAN

             "Başkanlığını Gazeteci- şair- yazar Ahmet Sargın beyin yaptığı derneğin organize ettiği şölene Soma ‘da şehit olan madenci kardeşlerimizin hüznü çöktü. Hayri İnal Konağı’nda  gerçekleştirilen şölen bir çeşit şehitlerimizi anma programına dönüştü. Maden Şehitlerimize fatihalar gönderdik. Programa Kayseri’den, Kırşehir’den; Osmaniye’den, Ankara’dan, Yozgat’tan, Yerköy’den, Sorgun’dan çok değerli şair ve ozanlarımız, dernek başkanlarımız katılmıştı.

             Kısa adı SOYAŞAD olan Sorgun Yazarlar Şairler, Aşıklar Kültür ve Araştırma Derneği’nden Hacı Yiğid, Rıza Kaygısuz ve Mustafa Köksal ile birlikte sayın Ahmet Sargın Hocamın daveti üzerine programda biz de bulunduk. Dernek  Başkanı Ahmet Sargın hocam; şölenin aylar önce planlandığını, Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli olduğu için  erteleme yapamadıklarını dile getirdi.  Programda yaptığım konuşmada; kültür sanat faaliyetlerinin öneminden bahsederek Ahmet Hocama ve derneğin yönetim kurulu üyelerine teşekkür ettim, tebrik ettim.

            Kültür adamları olarak, ölümsüz ve kalıcı eserler bırakmamız gerekir. Ahmet beyin ve ekibinin bu konuda olağan üstü bir gayret gösterdiğini dile getirdim. Programa katılan şairler gönül telimizi sızlatan, şehitlerimiz için yazdıkları şiirlerini okudular. Sevgili Rıfat Çakır’ın sunumuyla buruk ama güzel bir etkinlik oldu. Ozanlar türkü söylemedi ama, bir iki ağıt dinleyerek Soma şehitlerinin hüznüne ortak oldular. Şölenin bitiminden sonra Nohutlu Tepesi’ne çıktık. Yozgat’ı, Çeşka Kalesi’ni, Halilbaba’yı, Çamlığı, Nohutlu’dan seyrettik. 

           9. Sürmeli Şiir Şöleni denk bir güne düşmedi. Ama; Türk kültürünün, yerel kültürümüzün, Yozgat kültür folklor ve şiir kültürünün gelişip yaygınlaştırılmasında şölenlerin, şiir dinletilerinin büyük payı olduğunu unutmayalım. Şairlerin, aşıkların, yazarların katıldığı böyle programlar o yörenin tanıtımına büyük katkı sunmakta, Yozgat’a teşrif eden kültür elçilerimiz dönüşte Yozgat’ı anlatmaktadırlar..

          Ahmet Hocam ve ekibi program buruk geçse de bunu yine başardılar. Çeşitli illerden gelen gönül dostlarıyla görüştük, tanıştık. Bu güzel insanlar sanırım Yozgat’tan iyi intibalarla ayrıldılar. Bu tür geniş kapsamlı etkinlikleri gerçekleştirmenin zorluğunu biliyorum. Ama Yozgat’ta bu zor olan işi Ahmet Sargın hocam ve değerli arkadaşları bir kez daha başardılar.  Kendilerini kutluyorum. Tek dileğimiz; Allah büyük acılar vermesin. Aşıklarımız, şairlerimiz de gönüllerince çalsın söylesinler.

         " Durali DOĞAN Sorgun Selam Gazetesi Köşe Yazısı- 20.05. 2014

 

 

Yazar: DURALİ DOĞAN

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİNDEN İZLENİMLER

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİNDEN İZLENİMLER

ŞAİR-SERGÜL VURAL / KAYSERİ

 

              “Zaman ne kadar da çabuk geçti. Göz açıp kapayana dek geçti desek de iyi-kötü, güzel-çirkin birçok anıyı da içinde barındırıyordu. Hoşgörü ve sevgiden olsa gerek ki kötülükler ve çirkinlikler dimağımızda sisleniyor ve zaman güzelliklerle çabuk geçmiş gibi oluyordu. İşte bir yıl sonra yeniden bu defa 12. Uluslararası Sürmeli Festivali kapsamında 6.Şiir Şöleni’ne katılmak üzere yollardaydık. Yazın, zor kavuştuğu hissedilir sıcaklarında cuma gününün bayram sevinciyle yol boyu sararan başakların kendini rüzgâra savurmuşluğunda Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine vardık.

        Sarıkaya Şair Ve Yazarlar Derneği ( SAYAZ-DER) başkanı Kelami Akdemir bizi dernekte karşıladı. Daha apartman girişinde 6 derneğin adının bulunduğu bir tablo dikkatimi çekti. Sonradan öğrendim ki bu bina komple derneklere tahsis edilmiş. Ve her derneğe bir daire verilmiş. Aman Allah’ım! Birçok ilde dernekler mekânsızlıktan ve imkânsızlıktan yakınırken Anadolu’da bir ilçe bu kültürel gelişmeyi nasıl sağlamıştı? Döşemesiyle de dudak ısırtacak güzellikte olan derneğin dairesi, proje mimarı Kelami Akdemir’in gayretleriyle donatılmıştı.

       Ziyaretine gittiğimiz Sarıkaya Belediye başkanı Ali Osman Erbir de dernekleri bir eğitim yeri olarak gördüğünü bu yüzden de Kelami beye ve diğer ilçe derneklerine imkânları ölçüsünde yardım etmeyi görev bildiklerini söyledi.  Başkanlığını Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin yaptığı Tarihi Kentler Birliği’ne üye olan Sarıkaya Belediyesi AB hibe projelerinden de faydalanmayı başarmış bir ilçe.

        Etrafı dolaştığımız sırada gözüme ilişen bir matbaaya girdim. Gittiğim her il ve ilçede araştırdığım gibi ilçenin gazetesi olup olmadığını sordum. Tevafuk olmalı ki ilçenin haftalık mahalli gazetesi bu matbaa tarafından basılıyordu. 21.04.1986 yılında kurulan gazete, sahibi Salim Bolat’ın gayretleriyle 26. Yılında hala ayaktaydı. Elimdeki,  Sarıkaya Gazetesi’nin 1145. sayısıydı…

       Restore halindeki Tarihi Roma Hamamı ve Antik Tiyatro kazı çalışmaları devam eden Sarıkaya ilçesi tanıtım hizmetlerini de oldukça önemsiyordu.

      Sarıkaya temiz caddeleri, yeşil alan düzenlemeleri ile dikkatimi çekti. Ayrıca Hacı Hasan Bor Parkı, Sarıkayalılara olduğu kadar bölge insanına ve kaplıcalardan istifade etmeye gelen yerli turistlere de temiz, ferah ve nezih ortamıyla vakit geçirme imkânı veriyordu. İşte SAYAZ-DER’in organize ettiği şiir dinletisi de halkın yoğunlukta olduğu bu parkta gerçekleşti. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar sazlı-sözlü, şiirli dakikalar ilerlerken halk pür dikkat programı izledi. Aramızda mütevazı tavırlarla herkesle sohbet eden Yozgatlı şair, Yusuf Dursun da vardı.

        Ertesi gün Yozgat’ta Çapanoğlu Camini, Hayri İnal Konağını, Etnografya Müzesini gezdik. Konakta çedeneli kavurga ve doyumsuz çay ikamı aldık… Konağın otantik havası ve bahçenin cennet esintisini kokladık.

      Yozgat 12. Uluslararası Sürmeli Festivali kapsamında YOŞAYBİR (Yozgat Şairler Yazarlar Birliği) Derneğinin çabasıyla gerçekleşen Sürmeli Şiir Şöleni’nde Türkiye’nin dört bir yanından programa katılan şairlerin mısralarıyla ve âşıkların gönül sesi dinleyenlere şiir tadında dakikalar yaşattı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda gerçekleşen programa halktan ilgi az olmasına karşın coşkulu geçti.

      Benim için günün en büyük sürprizi, Yozgat’ın ulusal sunucusu Yasemin Doğru’nun programa katılarak Kırgın isimli şiirimi ezbere okumasıydı.

         YOŞAY-BİR Derneğinin Başkanı Ahmet Sargın’la birlikte Salim Gülbahçe, Osman Özen ve Kelami Akdemir bizleri kısıtlı imkânlar içinde rahat ettirmek için adeta etrafımızda dört döndüler.  Yozgat’lı Erdoğan Bektaş, İdris Gümüş, Murat Erciyas ve adını yazamadığım şair ve âşık dostlar da bizleri hiç yalnız bırakmadılar. Aynı gün Çapanoğlu Kent Park’ta Âşık Sevdaî ve Âşık Derdiyar ile birlikte kültür bakanlığından görevlilerin ve Yozgat Valisi Necati Şentürk’ün de katılımıyla sazlı sözlü kısa bir sohbet gerçekleşti… Tadımlık bu sohbet dimağıma âşıkların dünyasının ulaşılmazlığını kazıdı. Yoğun programı nedeniyle aramızda bulunamayan Belediye Başkanı Sayın Yusuf Başer ile de orada bulunması sebebiyle görüşme imkânı bulduk. 

          Akşam parktaki program, rüzgâra ve serinliğe karşın yine de yapıldı.

10 Temmuz Pazar günü Genç İş Adamları Dernek Başkanı ve Çelikler A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çelik’in davetlisi olarak Yerköy’e sabah kahvaltısına gittik. Gayret, güler yüzlülük ve misafirperverlik nedir, kültür- sanata imkânları dâhilinde katkı sağlamak nasıl olur Ayhan Çelik ve ekibinde görmek mümkündü. O kadar ki üç kız kardeşi ve yaşlı annesi de bizlere ev sahipliği yaptılar.

        Oradan ayrılmadan önce şiirler okundu, Âşık Çapanoğlu ve Âşık Sevdai sazlarıyla gönlümüze nağmeler sundular. Çanakkale Seramik Fabrikasını gezdikten sonra Yerköy’de bir parkta serviler altında çaylarımızı yudumlarken herkesi ayrılığın hüznü sarmıştı. Vedalaşmalar burada başladı. Yozgat Çamlık bazılarımızı kucaklayamamıştı ama kalan arkadaşlar orada serinlemişlerdi.

        Evet, zaman yine ne kadar da çabuk geçmişti. Emek ve gayretlerinden dolayı Yozgatlı şair ve yazar arkadaşlara teşekkür ederken, festival kapsamında gölgede kalan şiir şöleninin, kurum ve kuruluşların desteğini artırarak daha profesyonelce yapılması temennisiyle…

Yazar: ŞAİR-SERGÜL VURAL / KAYSERİ

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ

GÜLHUN ERTİLAV / GAZİANTEP

                  Gülhun ERTİLAV /Gaziantep Kumru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve GAZİŞAD Başkan Yardımcısı)

      “ İlk kez 2011 yılında gittiğim Yozgat şiir şöleni, ben de hem şehrin güzellikleri, hem misafirperverlikleri ve yapılan etkinliğin kaliteli oluşu yüzünden damağımda güzel bir lezzet bırakmıştı.

           Memleketim olan Gaziantep’e döndüğümde eşime ve çevremdeki edebiyat gönüllüsü arkadaşlarıma anlata anlata bitirememiştim.

         O yıl yaşadıklarımı anlattığım kısa bir yazıyı Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın, Yozgat’ın yerel gazetelerinde yayınlamıştı. Bu yıl 14.üncüsü yapılacak olan Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni etkinlik yazıları gözüme çarpıyor, Ahmet Sargın Hocamın titizlikle programı yapmaya çalışmasını takdirle izliyordum.

       Davet edildiğim zaman sevindim. Şölen gününü iple çekmeye başladım. 30 Haziran günü Yozgat’a ulaştığımızda, heyecanımın boşuna olmadığını bir defa daha anladım. Yozgat Vali Yardımcısı Şükrü Çakır’ın konuğu olmuştuk. Bizleri ilgi dinleyen sanata ve sanatçıya değer veren birisi olduğunu tüm etkinlik boyunca hissettirdi.

          Ahmet Sargın hocamız 13 ayrı ilden 22 şair davet etmişti. Bazıları ile öncesinden. Bazıları ile de orada tanışma fırsatını yakaladım. Çok değerli kalemler, çok değerli dostlar olduğu, Ahmet hocamızın titiz seçiminden belli oluyordu Eskişehir’den, Şerife Gündoğdu ve değerli eşleri, İstanbul’dan Nurala Göktürk ve değerli eşleri, Adana’dan Harika Ufuk, Ali Ayaz, Tokat’tan Ahmet Divriklioğlu, Çorum’dan Halil Gülşen, Mahmut Özkoca, Kayseri’den Şeyhmus Çiçek, Turgut Aydın, Emine Karakuş, Kırşehir’den İbrahim Düğer, Ankara’dan Rıfat Çakır, Ali Karaca, İhsan Işık, Durak Turan Düz, Dilek Hokkaömeroğlu, Balıkesir’den Öz Ali Yılmaz, Karaman’dan İbrahim Şaşma, İstanbul’dan Aynur Saydam, Birgün Tekin, Diyarbakır’dan İhsan İpek Cankurt, Gaziantep’ten ben ve değerli eşim Barbaros Hayrettin Ertilav Yozgat14. Sürmeli Şiir Şöleninin onur konuklarıydık. Gurur duyduk.

           Yozgat  Sürmeli Şiir Şöleninde tanıdığım değerli şair- yazar bürokrat: Yozgat Vali Yardımcısı Şükrü Çakır ve Kültür Turizm Bakanlığı temsilcisi Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel  Müdür Yardımcısı Sayın Seyit Ahmet Arslan beyleri tanımaktan da onur duyduk. Protokol ziyareti ile başlayan etkinliğimiz Yozgat’ın tarihi ve güzel mekânlarını tanıma ile devam etti. İkram ettikleri Yozgat’a ait yöresel yemekler damağımızda harika tatlar bıraktı. 

          Gurme Şehir Gaziantep’ten sonra başka bir ilde böyle güzel lezzetler bulamam kanaatindeydim. Yanıldığımı Yozgat’ın enfes yemekleri ve gittiğimiz mekanların misafirperverlikleri gösterdi. Şiir Şölenimizin başarılı sunucuları Rıfat Çakır ve Yasemin Doğru’nun harika sunumları ile mükemmel geçti.

           Birbirinden güzel ve duygu dolu şiirlerle şölene katılan Şair dostlarımızın şiirleri dinleyenlere duygusal anlar yaşattı. Varolsunlar. Yozgat’ın yöre kültürüne, tarihi yerlerine ve yemeklerinin tanıtımına büyük emek harcayan. Ahmet Sargın Hocamıza bu nazik daveti için bir kez daha teşekkür ediyorum.

          Yozgat’ta tanıdığım Tüm dost kalemlere de sonsuz saygı ve selamları iletiyorum Bizler Yozgat’ta Yozgat tarihine girdik, umarım nesiller boyu böyle güzel şölenler devam eder. Yozgat gönüllerde dillerde yaşamaya devam eder.  

          Gülhun ERTİLAV /Gaziantep Kumru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve GAZİŞAD Başkan Yardımcısı.

 

 

Yazar: GÜLHUN ERTİLAV / GAZİANTEP

ŞAİR İKİCAN SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİNE KATILDI

              ŞAİR İKİCAN SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİNE KATILDI

 

                 Sürmeli Şiir Şölenine Kırklareli’nden katılan Şair Alaaddin İkican’ın haber ve yorumunu sizlerle paylaşıyoruz.

 

Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Bu dert beni iflah etmez del eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var.

 

           Bu yıl 12'ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Sürmeli Şiir Şölenine davet edilen İlimiz şairlerinden Alaeddin İkican, Kültür ve Turizm Bakanlığının da katkılarıyla Yozgat Belediye Başkanlığı, Sarıkaya Belediye Başkanlığı Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneği ile Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından düzenlenen Şiir şöleninden döndü.

         Yozgat'a Şiir şölenine katılmak amacıyla akın etmeye başlayan şairleri Yozgat'ın sevilen gönül insanları, Şair ve yazarlarından Başkan Ahmet Sargın, Osman Yüksel, Salim Gülbahçe, Nuh Şahin, Yusuf Koç başta olmak üzere birlik ve beraberlik örneği sergileyen Yozgat'lı tüm şair ve yazarları konukları karşıladı.

        İlk olarak misafirlere yorgunluklarını atmak üzere Aşıklar Kahvehanesi'nde küçük bir kahvaltı sunuldu.

        Öğle üzere ikamet edilecek mekanlara yerleştikten sonra ilk gün programı gereğince Sarıkaya Kaymakamlığı ve Belediyesinin desteklediği Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkanlığınca düzenlenen halka açık Hacı Hasan Bor parkındaki şölen büyük ilgi gördü.

         Şiir Şölenine geçmeden önce minibüslerle gelinen Sarıkaya'da şair ve yazarları Dernek Başkanı Şair, Yazar ve Ses Sanatçısı Kelami Akdemir bütün samimiyet ve inceliği ile karşıladı. Buradan topluca Sarıkaya Belediye Başkanlığına gidildi.

        Şairimiz Alâeddin İkican bir kültür elçisi gibi İlimiz ile ilgili dokümanların ve İlimizi tanıtıcı bazı argümanlar ile İlimize mahsus Milli içecek olan Hardaliyenin de bulunduğu hediye çantasını Sarıkaya Belediye Başkanı Ali Osman Erbir ile Dernek Başkanı Kelami Akdemir'e sundu.

       Aynı hediye çantalarından Yozgat Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın ile Yozgat Belediye Başkanı adına Başkan Yardımcısı Mehmet Taşdemir'e iletti. Şiir etkinliği kapsamında Kırklareli'nin Yozgat'ta tanıtımını da sağlayarak Kırklarelili olmanın verdiği fahri görev sorumluluğunu da yerine getirmiş oldu.

        Sarıkaya Hacı Hasan Bor parkında gerçekleştirilen şiir etkinliğine İlçe Kaymakamı Yaşar Dönmez, Belediye Başkanı Ali Osman Erbir, Emniyet Amiri Mustafa Yağmur,  Jandarma Komutanı Mustafa Yavaş, İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Demir, Şairler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

        Sunumu yapan Dernek Başkanı Kelami Akdemir, dernek tüzüğü gereği şiiri ve şairi halka tanıtmayı benimsetmeyi ve sevdirmeyi amaçlayan bu tür etkinliklerin Belediye Başkanlığının da desteği ile devam edeceğini belirterek şiir yazmak isteyen herkese dernek kapılarının açık olduğunu ve her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirtti.

          Daha sonra sunuculuğunu yine Akdemir'in yaptığı şiir dinletisine yaklaşık 50 şair ve yazar katılarak şiirlerini paylaştılar. Şiir ve müziksever kasaba halkına güzel bir gece yaşattılar. Dinletinin sonunda karpuz ve kavun ikramı ve hediyeleşmeler ile birinci gün sonuçlandı.

 

 

 

Yozgat seni delik delik  delerim
Kalbur olur toprağını  elerim
Eğer sürmelini yitirirsen anam
Koyun olur peşin sıra melerim.

 

           Sürmeli Şiir Şölenine 22 İl'den yaklaşık 50 şair olmak üzere bir o adar da Yozgat ve ilçelerinden katılan şairlerimizle birlikte 100 civarı şairin katıldığı etkinliğe İLESAM Denetim Kurulu Başkanı Turan Durak Düz, Nevşehir Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ürgüp FM Radyosu Yön.Krl Bşk. Ayşe Paslanmaz, Kemer Sanatçılar Derneği Başkanı Bolat Ünsal, Çıngı Dergisi sahibi Süleyman Karacabey, Berceste Dergisinden Sergül Vural ve birçok yayın organı ile birlikte Hilmi Can, Mücella Pekdemir, Ahmet Akkoyun, Murat Duman, Orhan Çınar, Mustafa Ayvalı, Serap Demirtürk, Yusuf Dursun, Şehmuz Çiçek, Aşık Sevdai ve Aşık Derdiyar olmak üzere birçok şair yazar, ozan ve aşık katıldı.

          İkinci gün öğle saatlerine kadar Yozgat'ta tarihi ve kültürel yerler gezilerek incelemelerde bulunuldu. Yozgat Büyük Camii ve Fatih Camii ile birlikte Yozgat müzesi ve Nizamoğlu Konağı ziyaret edildi. Çay ve soğuk ikramlarla Yozgat'ın ünlü kavurga dedikleri buğday kavurması ikram edildi. Sürmeli Şiir Şöleni Cumartesi günü saat: 15.00 ten sonra Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda gerçekleştirildi.

         Buradaki etkinliği Rıfat Çakır ile Süreyya Kaya birlikte sundular. Şölenin başından sonuna kadar devamlı konuklarla ilgilenen Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Taşdemir'in beyefendiliği ve sıcakkanlılığı şairler arasında özellikle ilgi çekti.

       Belediye Başkanı Yusuf Başer ile Yozgat Valisi Necati Şentürk, ayni gün ve saatte TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın Yozgat'ta bulunmaları nedeniyle şiir şölenine katılamamış iseler de günün akşamında Kent Parkta verilen akşam yemeğinde Belediye Başkanı ve İl Valisi Necati Şentürk özellikle şairler ile ilgilenerek yakın ilişki içerisinde sohbet ettiler.

       Vali Necati Şentürk'ün Aşık Sevdai ve Aşık Derdiyar'a eşlik ederek türkü söylemesi, daha sonra küçük yaşlarda çaldığını söylediği sazı eline alarak çalması programa ayrı bir renk ve ayrı bir güzellikte kattılar.

 

Yaz gelince çayır çimen uyanır
Mor menevşe penbe güle dayanır
Meyva bile dallarına güvenir
Meyva dalı kadar hükmüm yoğumuş.

        Bu arada Vali Necati Şentürk Şairimiz Alaeddin İkican ile de bir süre sohbet ederek İlimiz Valisi Mustafa Yaman'a selamlarını iletmeyi de ihmal etmedi. Şiir etkinliği süresince protokolde bulunanların özellikle ayrılmayarak iki saatten fazla süren şöleni sonuna kadar takip etmeleri katılımcılar arasında memnuniyet yarattı.

          Tüm şair ve aşıklarla tek tek ilgilenen Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Taşdemir Belediye tarafından hazırlanan ve Yozgat'ın simgesi bulunan küçük bir testinin ve bir miktar kavurganın da bulunduğu hediye çantalarını sanatçılara verdi. Belediye Başkan Yardımcısı olmadan önce Yozgat Mahalli İdareler Müdürü olarak görev yapan Mehmet Taşdemir yaklaşık 20 yıldır tanıştığı İlimiz Mahalli İdareler Müdürü ve Şair Alaeddin İkican'ı şölen boyunca bir an olsun yanından ayırmadı. Uzun bir süre meslektaş olarak görev yapan bu iki şahsiyetin dostlukları gözden kaçmadı.

         Günün gecesinde Kent Park'ta söylenen şarkı, şiir ve türkülerden sonra ayrılık gününde Yerköy İlçesinin değerli işadamlarından Kültür ve sanat dostu Ayhan Çelik tüm şair ve yazarlara açık büfe sabah kahvaltısı vererek fabrikalarını ve Yerköy'ü gezdirdi.

       Son olarak çamlıkta yenen toplu karpuz ve çekirdek ikramından sonra tekrar görüşmek ümit ve dilekleri ile vedalaşmalar eşliğinde şair ozan ve âşıklar bir bir Yozgat'ı terk etmeye başladı.

      12'nci Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni güzelliklerle, dostluk ve birlik beraberlik mesajları ile tüm katılımcıların anılarında ayrı bir yer tutacağı, katılımcıların memnuniyetlerinden belli oluyordu.

 

Çamlığın ardında bir yuva yaptım
Yuvamın içinde sürü otlattım
Ben sürmelimi gurbete attım
Vay vay anam sürmelim aman..

 

         Özellikle Şair Dernekleri Başkanları Ahmet Sargın ve Kelami Akdemir olmak üzere, Osman Yüksel, Salim Gülbahçe, Yusuf Koç, Nuh Şahin olmak üzere fedakârca emek sarf eden, içtenlikle ağırlamaya çalışan, Yozgat'a gelinen ilk günden son güne kadar konuklarıyla yakından ilgilenen emeği geçen her kuruluş ve kişiye teşekkürlerle memnuniyetler dile getirildi.

                                                              Kırklar Haber  Gazetesi.15 Temmuz 2011 

                                                           Trakya da Yeşilyurt Gazt..19 Temmuz 2011

Yazar: HABER

KOMŞUYA GİDER GİBİ YOZGAT

KOMŞUYA GİDER GİBİ YOZGAT

(2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı Anısına)

Veysel TURGUT

KIRŞEHİR ŞAİRLER VE YAZARLAR

DERNEĞİ BAŞKANI

 

         Şair arkadaşım Erdoğan Çalışkanla birlikte 21 Haziran Cuma sabahı davetli olduğumuz Yozgat 2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar bayramı’na katılmak için yola çıktık. Her etkinlik insana ayrı bir heyecan veriyor. Ben daha önceleri çeşitli illerdeki etkinliklerden yer aldığımdan dolayı heyecanımı fazla belirtmiyorum ama Erdoğan daha şimdiden telaşlanmaya başlamıştı. Her seferinde bana ya hocam ya Veysel Bey ya da başkan diyerek orada neler yapacağımızı soruyor, bende kısa cümlelerle cevabını veriyorum. Yol boyu köyleri, mandıraları ve doğada Yaradan’ın bize sunduğu güzellikleri seyredip birbirimize onlar hakkında bildiklerimizi anlatıyoruz. Kırşehir için hayvancılığın önemi, tarımda geri kalmışlığımızın sebepleri, kuruyan çeşmeler ve dereler konumuzun başlıklarını oluşturuyor. Şiir ve Yozgat zaten aklımızda hiç çıkmıyor.

        Bir de bakmışız Çiçekdağı’ndayız, kenarında hızlıca geçiyoruz. Fakat öğrenciliğimin iki yılı burada geçtiği için Erdoğan’ı biraz bilgilendireyim istedim. Aslında Çiçekdağı Yerköy’ün içine varıncaya kadar devam ediyor.

       Bak” dedim. Şu yol var ya bunun üst tarafı Çiçekdağı alt tarafı Yerköy, cadde bile değil bir sokakla birbirinden ayrılıyor yani kapı komşular. Sol tarafı işaret ederek şu tepenin üzerinde bir cadde var bizim gidişimize göre o caddenin sol tarafı Çiçekdağı’na bağlı Köseli Kasabası sağ tarafı ise Yerköy.”

Gerçekten şaşılacak bir durum. İşte Yozgat’la biz böyle kapı komşuyuz, aramızda tarlalar veya otlaklar ya da boş araziler yok, yoğurt çalmak için iki ilçenin kadınları birbirine maya almaya giderler.

        Yozgat yaklaştıkça heyecanda artıyor. Yirmi üç şair çeşitli illerde geliyor, kırk beş şair ve ozan da Yozgat’ta bu etkinliğe katılacak. Bu gönül dostlarından daha önceleri şölenlerde beraber olduklarımız var ama tanımadığımız çehrelerin olduğunu da biliyoruz. Yozgat şehir merkezine vardık.

Çok değerli gönül adamı Ahmet Sargın Bey’i telefonla arayıp tam adresi aldık biraz ileride bizi beklediğini gördük, arabamıza bindi. Ana caddeden bir sağ yapıp alttaki sokakta derneğin önüne arabamızı park ettik.

       Misafirperverliklerine hayran kaldığım bu alçak gönüllü insanlar kahvaltı yapmak için gerekli her şeyi hazırlamışlar.  Tanıdıklarımızla sarılıp hasret giderirken yeni tanıştıklarımızla da tokalaşıp ilimizle beraber adımızı da söyleyip memnuniyetimizi bildiriyoruz. Bizden önce gelenler kahvaltılarını yapıyorlar bizde onlarla beraber açlığımızı giderdik. Başta dostumuz Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın Bey olmak üzere Dursun Ayer, Osman Yüksel, İsmail Salman Bey ve isimlerini hatırlayamadığım diğer dernek üyeleri hizmet etmek için adeta koşuşturuyorlar. Kimi daha bardaklarımız boşalmadan çayları dolduruyor, diğeri ekmeğimizi getiriyor, bir diğeri eksik var mı diye masaları kontrol ediyor.

      Gönül adamı olmak, şehrine hizmet etmek, kültür elçisi olmak ve karşılığında manevi huzurdan gayrı hiçbir çıkarı olmamak ne kadar zor bir iştir. Sana kolay kolay hiç kimse yardım etmez, hatta dinlemeye bile gelmezler. İşte bu koca koca insanlar misafirlerini memnun etmek için ellerinden gelenden fazlasını yapıyorlar. Peşinen bu gönül dostlarına çok ama çok teşekkür ediyorum. Yozgat’ın kültürünü yaymak için, Yozgat’ı başka illerde gelen misafirlere tanıtmak için çalışan, didinen, koşturan bu insanlara kültür müdürlüğü yardımcı olacak birkaç kişiyi görevlendiremez miydi? Bu sorun bütün illerimizde var ve bütün yetkililerde görmemezlikten geliyorlar.

     Vakit yaklaşmıştı, abdestimizi alıp yakınımızdaki Camide Cuma Namazımızı kıldık. Bundan sonra ziyaretler başlayacak, ildeki yetkililerle tanışma sohbetleri yapılacak. İlk olarak Belediye Başkan Vekili Ahmet Topuz’un misafiri olduk. Oldukça sıcak bir karşılama, dernek başkanı Ahmet Sargın Bey’in anlamı büyük kısa bir açıklaması, şair ve ozanların kendilerini tanıtması, Ahmet Topuz Beyin şairlerin illerine ve insanlığa yaptıkları hizmetleri içeren övgü dolu konuşması ziyareti samimi bir sohbete döndürdü. Şair arkadaşlarımızdan bir kaçı şiirleriyle bu sohbete renk kattılar. Belediye Başkanı için imzaladığım “GÖNÜL DAĞI KIRŞEHİR ŞAİRLER ANTOLOJİ”  eserimizi taktim ettim. Bazı şair arkadaşlarımızda çeşitli hediyeler verdiler.

     Erdoğan ve benim için en önemli olanı hemşerimiz Yozgat Valisi Kadir Çakır Bey’i ziyaretti. Yozgat’a gitmeden birkaç gün önce telefon edip randevu almıştık. Çok heyecanlıydık çünkü içimizde “acabalar” vardı, kuşkular vardı. Bu heyeti nasıl karşılayacaktı, tavrı nasıl olacaktı, hemşerimiz diye kosalarak girdiğimiz yerde mahcup halde mi çıkacağız. Vali Bey’in ziyaret saati gelmediği için yakın zamanda babası vefat eden Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü değerli insan Hakkı Yurtlu Bey’e başsağlığına vardık. İyi ki de varmışız değilse Yozgat’ta bir değeri bir dostu tanımadan gelmiş olacaktım. Hakkı Bey başsağlığı sırasında merhum babasına yazdığı şiiri okudu ve hepimizin gözlerinden yaşlar süzüldü. Bu güzel insan iki gün hiç yanımızda ayrılmadı. Şiire olan aşkı, şaire olan saygısı onu hep bu topluluğun yanında olmaya zorunlu yapan etkenlerdi.

        Vali Bey’le görüşme zamanımız gelmişti, Hakkı Bey’de bize eşlik ediyordu. Toplantı odasına girdik, Vali Bey’in koltuğuna yakın yere Hakkı Bey, ben ve Erdoğan oturduk, karşımıza da Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın Bey oturdu, diğer şair ve ozan arkadaşlarımızda yerlerini aldılar. Ahmet Sargın Bey 2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı etkinliği hakkında bilgi sundu. “ Bu yıl on üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz etkinlikteki amacımız Yozgat Kültürünü, tarihi değerlerini misafir gelen arkadaşlarımıza tanıtmak dolayısıyla onların kaleminden geldikleri illere aktarmak olacaktır. Bu gönül insanları şairliklerinin yanında birer kültür elçileridirler. Hepsi de memleketlerine döndüklerinde buradaki anılarını kâğıda dökeceklerdir. Şimdiden arkadaşlara teşekkür ediyorum. Şimdi şair arkadaşlarda kendilerini size tanıtacaklar.” Diyerek konuşmasını bitirdi.

       İlk sırada ben vardım, eğer ki şiir yazıyorsanız tanışmalarda da şiirle giriş yapmanız gerekir. Bende Hemşerimize kısa bir şiir okuyup daha sonrada kendimi tanıttım.

 

SELAM GETİRDİM

 

Eşiğin arkası gurbet diyorlar,

Candan özlemeye hasret diyorlar,

Yollara baktıkça sabret diyorlar

Şirin Kırşehir’den selam getirdim.

 

Ehlini dinleyip hisse kapandan,

Hiç şeksiz şüphesiz Hakk’a tapandan,

Kaman’dan, Mucur’dan, Yeniyapan’dan

Şirin Kırşehir’den selam getirdim.

 

Türklerde kutsaldır Anayla Ata,

Binerler her biri aşk yüklü ata,

Bu sefer yolumuz düştü Yozgat’a

Şirin Kırşehir’den selam getirdim.

 

 

Ozan Turgut alışkınız bozkıra,

Karanlık geceye oluruz çıra,

Hemşerimiz Vali Kadir Çakır’a

Şirin Kırşehir’den selam getirdim.

    

       Erdoğan Çalışkan kardeşimde kendi yazdığı bir Kırşehir şiiri okudu, hemşerimiz öyle duygulandı ki inanın gözleri doldu geldi. Diğer arkadaşlarımızda kendilerini tanıttılar yine birkaç arkadaşımız şiirle giriş yaptı.

       Daha sonra değerli hemşerimiz de “ Milletler kültürleriyle yaşarlar. Bunun içinde herkes kendi üzerine düşen görevi yapması gerekir. Sizleri kutluyorum gerçekten çok güzel etkinlikler yapıyorsunuz ve elinizden geldiğince kültürümüzü yaşatmaya çalışıyorsunuz. Toplumların dertlerini, isteklerini, duygularını en iyi yansıtan ve dile getirenler şairlerdir, âşıklardır. Halkın gönlüne taht kurmuş yıllarca unutulmayan Yunuslar, Dadaloğlular, Pir Sultan Abdallar, Âşık Veyseller, Abdurrâhim Karakoçlar, Muharrem Ertaşlar, Neşet Ertaşlar ve ismini sayamadığımız yüzlercesi halkın kulağı, sesi olmuşlardır. İlimize hoş geldiniz diyor, hepinize teşekkür ediyorum.”diyerek konuşmasını tamamladı. Artık Kırşehir’i konuşmaya başladık, Muharrem’den, Neşet’ten, Terme’den, Ankara Caddesi’nden, Erdoğan’ın ipçi dükkânından bahsettik. Ahmet Sargın Bey müsaade istedikçe “biraz daha oturun” diyordu. Kendisine GÖNÜL DAĞI KIRŞEHİR ŞAİRLER ANTOLOJİSİ’Nİ gurur duyarak takdim ettik. Başkan başka ziyaret yerlerimiz olduğunu söyleyerek müsaade istedi, günün anısına toplu resim çekindin, ayrıca üç Kırşehirli beraber poz verdik. Makamında kucaklaşarak biraz hüzünlü ama memnuniyetle ayrıldık. Bu ayrılış kırk yıllık arkadaştan, dosttan ayrılış gibiydi. Bize sarılırken Kırşehir’i kucaklar gibiydi. Gerçekten duruşuyla, bey efendiliğiyle, samimiyetiyle, candan davranışıyla gönlümüzü fethetti. Değerli hemşerimiz Kadir Çakır Bey gibi valilere bu memleketin ihtiyacı var. Size bütün kalbimle başarılar diliyorum. Allah yolunuzu açık etsin.

       Ziyaret sırası Vali Yardımcısı Şükrü Çakır Bey’de idi. Makam odasında bizleri misafir etti. Odası dar gelse de gönlü çok bol olan Şükrü Bey bizleri memnun etmek için adeta yırtınıyordu. Peş peşe bu değerli insanlarla tanışmak bizlere geleceğe dair umut veriyor. İkramlardan sonra şair olduğunu öğrendiğimiz değerli bürokrattan bir şiir dinlemeden gidersek ayıp olurdu. İstekte bulunduk ve “ Süper Yozgat” şiirini ne kadar severek ve heyecanla okuduğuna şahit olduk. İki gün gerçek bir hanım efendi olan eşiyle birlikte bizleri şereflendirdi. Teşekkürler Süper Şair Şükrü Çakır Bey.

      Manevi gıdamızı sıcak ortamlarda samimi insanların dost sofralarında aldık. Sıra akşam yemeğine gelmişti. Yozgat denince akla Çamlık, Çamlık denince de akla testi kebabı gelir. Eğer yolunuz Yozgat’a düştü ve testi kebabı yemeden döndüyseniz ha gitmişsiniz ha gitmemişsiniz hiç fark etmez. Yerlerimize oturduk ön yiyeceklerle midemizi hazırlamaya başladık. Bir müddet sonra testi göründü ve gelenek icabı dilek tutarak testi kırma işi yapıldı. Sayın Vali Yardımcısı Şükrü Çakır ve Sivil Tolumla İlişkiler Müdürü Hakkı Yurtlu Beyler de bizimle birlikteydiler.  Pişirenlerin ellerine sağlık ağız tadıyla yemeğimizi yedik havada kararmaya başladı.

      Bu etkinliğin ilk programı Hayri İnal Konağında yapılacak. Yozgat bu bakımdan tarihine ve kültürüne önem vermiş ve sahip çıkmıştır. Bildiğim kadarıyla beş tane tarihi konağı restore edip kullanılır hale getirmişler. Hepsi birbirinden güzel bu konaklar görülmeye değer. Turizme ve kültürel çalışmalara kapılarını ardına kadar açıyorlar. Vali yardımcısı ve Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü de programa katılanlar arasındaydı. Sunuculuğunu bu işin erbabı olan gözel insan Rifat Çakır’ın yaptığı etkinlik Çamlık tv tarafından canlı yayınla şiir severlere ulaştırıldı. İşin içine canlı yayın girince biraz daha fazla ciddiyet ve önem arz ediyor. Konağın tavanındaki işlemelere bakınca birbirinden güzel şiirleri üsdatlardan dinlerken dalıp gidiyorsun tarihin derinliklerine. Kış gecelerinde köy odasında cenk hikâyeleri, âşıkların hayatları dinleyen emmilere bir elinde testi diğerinde tas su dağıttığın günler geliyor aklına. Ne kadar derinliğe uzanıyormuş bu tavan bir anda alıp götürüyor hayaller ülkesine. Tam bu sırada usta sunucu Rıfat Çakır’ın  “Kırşehir’den Veysel Turgut Başkanım, bakalım heybesine bize neler getirmiş.”demesiyle hayal aleminden pat diye düşüverdim konağın odasına. Her etkinlikte olduğu gibi Kırşehir Büyüklerini sayarak “mübarek topraklardan Şirin Kırşehir’den size selam getirdim” dedim ve şiirimi okudum.

Gerçekten çok değerli kalem ustalarının katıldığı program sunucunun da mahareti ile hazzın doruğuna çıkarıyordu dinleyenleri.

       13. Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramına katılan il dışında gelen birbirinden değerli gönül insanları ve illeri şöyle idi.

Ali Karaca-Ankara, Ayşe İzci Coşkuner-Antalya, Duran Tamer ve Şeyhmus Çiçek- Kayseri, Durak Turan Düz ve Rıfat Çakır- Ankara, Veysel Turgut ve Erdoğan Çalışkan- Kırşehir, Gündüz Aydın- Salihli, Gönül Aydemir Adıgüzel ve Yasemin Reyhani Şahbaz- Bursa, Halil Gülşen- Çorum, Mahmut Hasgül ve Sündüs Akça- Tokat, Mahmut Özkoca- Hatay, Nurala Göktürk ve Hamit Göktürk- Doğu Türkistan, Öz Ali Yılmaz- Balıkesir, Züleyha Özbay Bilgiç- Kütahya. Böylesine güzel bir kadronun eserlerini Çamlık TV izleyicileri umarım zevkle dinlemişlerdir. Vaktin çok hızlı akıp geçmesinden dolayı Yozgatlı şairlerimize sıra gelmeden programın sona erdi. Bu arkadaşlarımızın sitemlerini de haklı buluyorum ama dakikaları da durdurmak mümkün değildi. Bir sonraki akşam etkinliğinde de onlara yer verileceği sözüyle Hayri İnal Konağından ayrılıp otelin yolunu tuttuk. Otele gelince hemen odalara çekilip yatılmıyor, saat ikiye kadar daha çok şiir üzerine olmak kaydıyla sohbet ettik.

      İkinci gün sabah kahvaltısından sonra Büyük (Çapanoğlu) Camii’ni ziyaret edip yapılışı hakkında bilgi aldık. Caminin temelini atan usta altı yıl Yozgat’a uğramamış, işi bırakıp kaçtı diye düşünülürken tam altı yıl sonra çıkagelmiş. Neden bırakıp gittiğini soranlara ise “Sağlam olabilmesi için temelin iyice oturması gerekir.”cevap verir. Türk-İslâm eserleri arasında yerini alan bu camiyi hayranlıkla beynimize nakşettik.

Çapanoğlu işçilerle birlikte caminin yapılışında çalışmış, motifler yapılırken namaz vakti gelince abdestini alır. Elindeki boyalarda su bulanır ve o suyu görenler “ Çapanoğlunun abdest suyu” derler, daha sonra bu söz bir deyim olarak kullanılmaya başlar. Bir başka deyimde şöyle oluşur. Padişah emrinde çalışan bir yetkiliye kim ve nereli olduğunu sorar “Çapanoğlu” cevabını alır. Onun yanın çalışan diğerlerinin de aynı cevabı vermeleri üzerine padişah “Kaldırın şu taşı bakalım altında bir Çapanoğlu var mı?” ya da bu günkü tabiriyle “Her taşın altında bir Çapanoğlu çıkıyor.”der.

Şair arkadaşlarımızdan imam olan Ali Karaca eşliğinde ilahiler söyledik. Bizlere yukarıdaki bilgileri uzun bir şekilde gözel insan Rıfat Çakır dostumuz anlattı.

       Buradan Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müzesine geçtik. Müzede Hitit döneminden günümüze kadar olan kalıntılar ve tarihi eserleri görme fırsatını yakaladık. Elbette ki ibret alacağımız çok şeyler vardı.

      Öğle yemeğinden sonra yağmurlu bir havada asıl programın olacağı Spor Vadisi Gençlik Merkezine geçtik. Burada bizi Gençlik Merkezi Müdürü Ali Sapmaz Bey ve ekibi karşıladılar. Bir spor kompleksi içinde bulunan büyük bir konak şeklinde yapılmış mekânda yerlerimizi oturduk. Etkinliğimizin bu bölümünde Vali Yardımcımız Şükrü Çakır Bey, Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hakkı Yurtlu bey yine bizlerleydiler. Sağ olsun Hakkı Bey bizi özel arabasıyla gidilecek yerlere götürüyor.

Programımız yine hoş sohbet gözel insan Rıfat Çakır Beyin sunumuyla başladı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın 2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı hakkında kısa bir konuşma yaptı. Gençlik Merkezi Müdürü de bu güzide topluluğu ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek “Hoş geldiniz” dedi.

Vali Yardımcımız Şükrü Çakır Beyde bu tür kültürel çalışmaların her yıl devam etmesini arzu ettiğini belirtti. Çamlık TV’nin canlı yayın yaptığı programda genellikle misafir şairler şiirleriyle, ozanlar türküleriyle, Mehmet Eminel ve Kelami Akdemir Türk Sanat Müziğinden seçmelerle dinleyenlere neşeli dakikalar yaşattılar. Nurala Göktürk Hanım Çin zulmünde inim inim inleyen Doğu Türkistan’ı şiiriyle anlatırken bizleri ağlattı. Kimi şairlerimizin şiirleriyle duygulu anlar yaşadık, kimisinin şiiriyle gençlik yıllarımıza, kimisinin şiiriyle coştuk kükredik, kimisinin şiiriyle de gülümsedik. Yine bir programın sonuna geldik. Müdür Ali Bey ve ekibiyle vedalaştık.

       Nohutlu Tepesine çıkmazsanız Yozgat’ı göremezsiniz. Hakkı Yurtlu Müdürün arabasına ben, Erdoğan, Ali Karaca ve Ayşe İzci Coşkuner bindik doğru Nohutlu Tepesine. İşte Yozgat bir tepsinin içine yerleştirilmiş domino taşları gibi görünüyor ya da aç avucunu yerleştir içine apartmanları. Öyle güzel bir manzara var ki baktıkça için açılıyor. Tam karşında yemyeşil Çamlık sanki karşılıklı selamlaşıyorlar gibi geliyor insana. Bu tepeye adın veren Nohutlu Babanın Türbesi de burada imiş ama hava şartlarından dolayı ziyaret edemedik. Neden bu kadar yüksek yere türbesi yapılmış Hakkı Beyden dinleyelim. “ Dini inanışlarda Tanrı hep yukarda aranır, onun için dua ederken elimizi yukarı doğru açarız. O zamanda Allah’a yakın olabilmek için aziz, kutsal kişilerin mezarları insanların kolay kolay ulaşamayacağı çok yüksek yerlere yapılırmış. Bu tepede de Nohutlu Baba ve diğer saygın kişilerin mezarları var.”diyerek bizleri bilgilendirdi. Yozgat’ı böyle çok yüksek bir yerde seyretmenin zevkini de yaşadık.

     Akşam yemeğinden sonra konak etkinliklerinin sonuncusu olan Erbazlar Konağındayız. Bu programa Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ da teşrif ettiler. Bizlerde Rektöre hem hoş geldin hem de hayırlı olsun dedik ve Kırşehir Şairler Antolojimizi armağan ettik. Yine Rıfat Çakır’ın sunuculuğunda Dernek Başkanı Ahmet Sargın’ın, Rektörün ve Vali Yardımcısının kısa konuşmalarından sonra şiir ve müzikle program devam etti. Dün sitem eden Yozgatlı şair arkadaşlarımıza haklı olarak öncelik tanındı. Daha çok müzik ağırlıklı olan bu programda başarılı bir şekilde yapıldı. Özellikle Erdoğan Bektaş’ın okumuş olduğu “Memiş” türküsü dinleyenlerde daha çok beğeni aldı. Elbette ki Mehmet Eminel ve Kelami Akdemir’in söyledikleri şarkılar şahaneydi.

       Yozgat’ta etkinliğe katılan şair ve ozan arkadaşlarımızdan aklımdan kalanları yazıyorum ve isimlerini zikredemediklerimden özür diliyorum.

Ali Doğruyol- Yerköy, Âşık Kul Yetimi, Hacı Yiğid- Sorgun, Kelami Akdemir- Sarıkaya, Semiha Arasboğa- Akdağ, Erdoğan Bektaş, İdris Çetin, İsmail Salman, Osman Yüksel, Songül Yurdagül ve Mehmet Eminel- merkezden katılan şair ve ozanlardır.

       Otele geldiğimizde yine yatak yerine sohbeti tercih ettik, samimiyet artıkça sohbetin tadı da artıyor. Bu türlü sohbetler uykudan daha tatlı geliyor insana.

        Etkinliğin üçüncü günü Çamlık Milli Parkında programımıza piknik havasında devam ettik. Burası harika bir yer, doğanın bütün güzelliklerini yaşayabilirsiz. Bu kadar yüksek yerde bir göletin olması inanılır gibi değil. Masmavi bir gölet, etrafında yemyeşil çam ağaçları, tertemiz hava, her türlü kirlilikten arınmış su daha ne istenir ki. 1958 Yılında Türkiye’nin ilk Milli parkı olma özelliğini taşıyan Yozgat Çamlık Milli Parkı diğerlerinden farklı olmanın gururuyla pikniğe gelenlere kucak açıyor. Yağmurlu bir gün olmasına rağmen gecikenler yer bulamıyorlar. Piknikçilerin ve ziyaretçilerin rahat edebilmeleri için her türlü imkân sağlanmış olarak görünüyor. Güneşten ve yağıştan korunmak için kapalı yerler bulunmaktadır. Ocaklar, mangal yerleri yeterince var. Türkü ve şarkı söyleyen arkadaşlarımız bizlerle beraber yakınımızda piknik yapanlara da hoş vakit geçirmenin zevkini yaşadılar. Piknikten sonra derneğe geldik ve helâlleşip birbirimize sarılıp vedalaşmalar başladı. Bizde Erdoğan’la birlikte Şirin Kırşehir’in yolunu tuttuk.

     Bizleri makamına kabul edip hasret giderdiğimiz değerli hemşerimiz Yozgat Valisi Kadir Çakır’a, Belediye başkan vekili Ahmet Topuz’a, etkinliğin ilk gününden son gününe kadar bizleri yalnız bırakmayan Vali Yardımcısı Şükrü Çakır’a, Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hakkı Yurtlu’ya, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet karadağ’a, canlı yayınla etkinliğimizi uzaklara ulaştıran Çamlık TV ekibine, bu etkinliği hazırlayan başta Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği başkanı Ahmet Sargın ve yönetimine, il dışından ve il içinden etkinliğe katılan kültür elçileri, gönül dostları şair ve ozan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Hepinize gönüller dolusu selamlar.

 

Yazar: Veysel TURGUT KIRŞEHİR ŞAİRLER VE YAZARLAR DERNEĞİ BAŞKANI

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör