Eğitimci, gazeteci, şair ve yazar, radyo ve TV program sunucusu. Eserlerinde Ahmet Taşkın, Abdullah Ecevit, Mehmet Emin, Alperen Selçuk, Ahmedi, Garip Ozan, Gırımlı Ozan gibi mahlasları da kullandı.
1
Ocak 1954, Kırım köyü / Yozgat doğumlu. Ortaokul ve liseyi Yozgat İmam Hatip
Okulunda okudu. Fark derslerini vererek Yozgat Lisesinden mezun oldu. 1974
yılında Yozgat Merkez Haydarbeyli İlkokulunda öğretmen vekilliği yaptı. Yazı
çalışmalarına da öğretmen vekilliği yaptığı dönemde başladı. 1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü
Türkçe Bölümünü kazandı. Konya da hem çalışıp hem de okuyarak eğitimini
tamamladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Edebiyat
Bölümünden mezun oldu. Eğitim Enstitüsündeyken yerel ve ulusal basında günlük
yazıları, araştırmaları yayınlandı.” Öğrenci Olayları, Türkiye’de Sol
Hareketler, İttihat ve Terakki Cemiyeti, Öğrencilerin Sorunları” üzerine
araştırma ve incelemeleri günlük yazı dizisi halinde yayınlandı.
Konya
Selçuk Eğitim Enstitüsünden 1978 yılında mezun oldu. Sivas ili Gemerek İlçesi
Karagöl Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atandı. Kısa bir dönem burada görev
yaptıktan sonra terör olayları nedeniyle can güvenliğinden Yozgat Merkez
Ortaokuluna tayinini yaptırmak zorunda kaldı. 1985 yılında Rotasyon nedeniyle
tayini Isparta Büyükgökçeli Ortaokulu’na çıktı.
Isparta’da
çalışırken “Özgül Yayınları” ile anlaşıp ilk eserlerini “Özgül Yayınları” arasında çıkardı. Isparta Büyükgökçeli
Kasabası Ortaokulu’ndayken l989 yılında öğretmenlik görevinden istifa ederek
Yozgat Yerköy Yeniçağ Motorlu Taşıt Sürücü Kursu Müdürü olarak göreve başladı.
Bu dönemde Anadolu Ajansı Yerköy muhabiri olarak görevlendirildi. “Yerköy
Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın
Yönetmenliği, Delice Radyo ve Delice TV Haber Müdürlüğü”yaptı.
1995
yılından itibaren Yozgat Bayrak TV de “Bozok Şiir Akşamları” ve “Gündem” Programlarını
hazırlayıp sundu. Şiir ve
edebiyatseverlerin ilgisini toplamayı başardı. Yerel TV de Uzun bir süre şiir-
edebiyat söyleşilerine devam etti. Yozgat ve İleri Gazetesinde günlük köşe
yazarlığına başladı. Bölgesindeki âşık- ozan ve yazarları toplayarak onları şiir
şölenlerinde buluşturdu. Yazı, araştırma ve şiirlerini yerel basında yayınlanarak
ülke genelinde adını duyurmayı başladı. Yozgat’ta faaliyet gösteren bir anonim
şirketin matbaa müdürü olarak ticari faaliyetlerle iştigal etti. Yozgat RTV 66 Televizyonunda şiir ve edebiyat
sohbetlerini sürdürdü.
Emeklilik
dönemi yaklaştığı için 1997 yılında yeniden müracaatla öğretmenlik görevine
döndü. Yozgat Merkez Sakarya İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni olarak atandı.
Bu okulda 2002- 2003 Döneminde Türkiye genelinde açtığı "Kitap Bağışı" kampanyası ile 7
bini aşkın kitap toplayarak kendi okulunda büyük bir kütüphane kurulmasına
vesile oldu. Uzunca bir dönem Yozgat İleri Gazetesi günlük köşe yazarlığını
devam ettirdi. 2004 Eylül ayında kendi isteği ile öğretmenlik görevinden emekli
oldu.
Yozgat
bölgesinde başlattığı âşık, ozan ve şair yazar araştırma çalışmalarını
genişleterek sürdürdü. Sorgun İlçesinde
Yönetim Kurulu Başkanlığını Araştırmacı şair, yazar Durali Doğan’ın yaptığı “
Sorgun Ozanlar Derneğinin “ yönetim kurulunda görev aldı. 2006 yılında ise bir
gurup arkadaşı ile birlikte:” Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneğini” kurdu.
Daha sonra “ Yerköy Âşıklar Derneği” kuruldu. Bu derneklerin kurucular kurulu
arasında yer aldı. Kültür ve sanat
faaliyetlerinin Yozgat bölgesinde filizlenip yaygınlaşmasında emek, gayret ve
çabaları oldu.
Sargın; 1997 yılında başlatmış olduğu: “ Sürmeli Şiir
Şölenleri ve Bozok Şiir Akşamları” programları ile adını ülke geneline taşıdı.
İl dışından davet ettiği, gazeteci, şair, yazar, âşık-ozan yüzlerce şiir ve
edebiyatsever arkadaşını şehrinde konuk edip programlar yaptı. Kendisi de başta
“Kars Âşıklar Bayramı” olmak üzere birçok ilde yapılan kültür sanat
festivallerine katıldı.” Teşekkür Belgesi, Maaşla Ödüllendirme, Şeref Hizmet
Belgesi, Katılım Belgesi” ve Plaketleriyle
zengin bir ödül arşivine sahip oldu…
Şiir
ve yazılarında genelde: Gurbet, sıla, aşık, vatan, millet, bayrak sevgisi,
birlik beraberlik, kardeşlik duygusu öne çıkmaktadır. Yazılarında: “ Garip Ozan, Sargın Ozan,
Ahmedi gibi mahlaslarını kullanmıştır. Yazarın, memur oluşu nedeniyle:” Ahmet
Taşkın, Abdullah Ecevit, Alperen Selçuk” gibi takma isimlerle de yazılarına
devam ettiği görülmektedir.
İLESAM
Yozgat il temsilcisi olan yazar, 2006 yılından beri Yozgat’ta yapılan “Sürmeli
Festivali Şiir Şölenlerini” hazırlayıp sunuyor.” Simurg Ateşi” Edebiyat gurubunda
da yer alan Sargın; 2013 yılında ”
Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’ni 2. kez kurarak yeni bir oluşumla şiir ve
edebiyat dünyasındaki çalışmalarına devam ediyor… Yüzlerce günlük makale yazıları- araştırma ve
incelemeleri; 10 Masal, 8 İlkokul Okuma Kitabı ve üç adet araştırma eseri
basılmış olup, evli ve üç çocuk babasıdır.
Yazar kendisini "Yozgat'ın
Fahri Kültür Elçisi" olarak tanıtmaktadır. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı
olan yazar, günlük köşe yazılarına Yozgat
Çamlık Gazetesinde devam ediyor...
Ahmet
Sargı Hakkında Ne Dediler?
“Ahmet Sargın; Yozgat’a kendini adamış,
yerken, içerken, otururken, kalkarken, sınıfta, sokakta, kaleminin başında
Yozgat’ı düşünen bir eğitimci, yazar, şair, gazeteci, vatansever bir Türk
Milliyetçisi!...
“Evet!...Ahmet Sargın hep doğruları,
iman ve ideali Yozgat’ı, Türkiye’yi yazmaya, anlatmaya devam edecek. Bozok’un
dürüst ve menfaat beklemeden konuşan kalemiyle gündemin de kalacaktır....
Çalışmalarını takdir ettiğimiz Ahmet Sargın Beyin asıl değeri yıllar sonra daha
iyi anlaşılacaktır.”
(Durali
DOĞAN- Sorgun Selam Gazetesi. Araştırmacı, Şair- Yazar)
***************
“(Ahmet
Sargın’ın) Kişiliğine gelince: hassas, dost canlı ve oldukça yurtseverdir.
Fikir ve ruh hali, bazen Battal Gazi, bazen de Yunus misalidir. O, iyiye,
doğruya, güzele yelken açmıştır. (Kalbi kırılsa bile) kimseyi incitmemeye özen
gösterir. Ümidimiz o ki; gerek Delice TV ile gerekse Yerköy dergisi ile yoksul Yozgat’ımızın
dışa açılımını sağlayacaktır. Yeter ki, bu sessiz insana destek olalım…( Yozgat
İleri Gaz.- İçimizden Biri- 22 Mart 1997
Günlü Köşe Yaz.)
(Memduh
ŞENOL: Gazeteci, Araştırmacı Şair, Yazar)
***
“ Biliriz ki, yazmak, bir eser çıkarmak;
üstün gayret ve emeklerin sonucudur. Sargın’ın kalemi durmadan üretmiş ve
üretmeye de devam etmektedir. Eserleriyle çevresine, edebiyatseverlere büyük
faydaları dokunmuştur. Serbest şiirle şiire başlamış olmasına rağmen, hece
ölçüsünde kendisini ispatladıktan sonra aranılan şairler arasında yerini
bulmuştur…
“Kimi zaman bir Yunus Emre, kimi zaman
Karacaoğlan gibi kalemini konuşturmuş, hazırladığı programlar ve etkinliklerle
ışık gördüğü yazar ve şairlerin de kendini geliştirmelerine ve tanınmalarına
imkân sağlamıştır. Bu yönüyle de oldukça takdir gören Ahmet Sargın’ın, her yıl
düzenlediği “Sürmeli Festivali Şiir Şöleninde” Türkiye’nin değişik ilinden, gelen yazar ve şairlerle
adını duyurarak klasik haline gelmeyi
başarmıştır.
“
Mısralarıyla yâre serzenişte bulunan şair, sade ve anlaşılır dili ile son
yıllarda şiir de heceye ağırlık vermekte, şiirlerinde daha çok, Allah(c.c)
aşkı, tasavvufi, vatan, millet, memleket, sevda, dostluk, acı konularını
işlemektedir. Şiirlerindeki kuvvet ve konu bütünlüğü edebiyatçıların daima
ilgisini çekmiştir.”
(Fatma Çetin KABADAYI- Eğitimci Hikâye ve
Roman Yazarı- Kayseri)
***
“ Ahmet Sargın, gerçekten de Yozgat’ı en iyi şekilde temsil eden herkesin takdirini
kazanmış mümtaz şahsiyetlerden biridir… Onu tanıdıkça, yaptığı güzel ve faydalı
çalışmaları gördükçe hep sevindim ve mutlu oldum…
Sargın; Türkiye sevdalısıdır, Yozgat aşığıdır.
Yozgatlı dostlarıma gıpta ediyorum… Onun gibi değerli insanlar kolay kolay
yetişmiyor. Ülkemizin ve Yozgat’ın Ahmet Sargın gibi çalışkan insanlara
ihtiyacı çoktur. Üzerine aldığı her
görevi layıkıyla yapan değerli bir
kişidir…
Eğitimcidir, gazetecidir, hepsinden önde
geleni ozandır, hem de gerçek bir ozan…”
(Harika Ufuk-Eğitimci, Şair, Yazar- Adana)
***
“Sadece
Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede etkin hizmetleri ve Yozgat
Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir Eğitimci Şair
Yazar Gazeteci Ahmet Sargın…
Mevcut durumu göz önüne alındığında
Ahmet Sargın'lara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak.
Yozgat merkezinde ve çevresinde el ele
gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet aşkıyla yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve
projeli hizmetler var. Tüm Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek
çoğalarak hayata geçireceğimiz Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında
nice sağlıklı günlere…”
(Hikmet
Okuyar- Araştırmacı, Şair, Yazar, Halk Bilimcisi- Şebinkarahisar- Giresun)
ESERLERİ:
İlimiz
Şanlıurfa (Araştırma, Isparta, 1988),
İlimiz
Gaziantep (Araştırma, Isparta, 1988),
Özgül
Kolay Okuma (Okuma Serisi-8 Kitap, Isparta.1992; Okul Açıldı, Bayram Geldi,
Evimiz, Yeni Yıl, Sağlığımız, 23 Nisan, Kır Gezisi, Karne Günü),
Yaşayan
Halk Masalları Serisi (10 Kitap- Tarsus, 2006; Eğil Kavağım Eğil, Ah Kıza Vah
Kıza, Devler Ülkesinde Bir Yiğit, Devler Ülkesinden Dönüş, Susuz Ülkenin Yedi
Başlı Devi, Susuz Ülkenin Yiğitleri, Kanlı Kuyu Başında Aslan Yavrusu,
Kervancıbaşı Aslanların Peşinde, Gül Çiçek İle Yay Kuran, Şah Yusuf İle
Taybenli).
Yer Aldığı
Antolojiler:
Atatürk
Türkiyesi Şairler Antolojisi- (İstanbul, 2002. Sayfa: 115),
Güldeste:
Sevgi Yolu Şairleri (Gündüz Aydın, Salihli, 2008. Sayfa: 18- 21)
Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi ( İhsan Işık, Ankara, 2009),
Yozgat
Şairler ve Yazarlar Antolojisi ( Durali Doğan, 2005, Yozgat),
Bizim
Yerköy ( Erhan Palabıyık, 2013, İskenderun,
Sayfa: 119),
Ozan
Gönül Dostları Antolojisi (Mustafa Yılmaz, 2013, İstanbul, Sayfa: 120- 122)
Simurg
Ateşi (Edebiyat Grubu. Ankara, 2013, Sayfa: 5- 19),
Bozok’tan
Usta Kalemler (Mehmet Özuzun, Ankara, 2014, Sayfa: 31-41),
BUTA:
Türk Dünyası Şairleri (Bakü- 2016. Sayfa: 18.21),
Altın
Kalemler Antolojisi (Bursa, 2014, Sayfa: 23- 26).
KAYNAKÇA:
Temel Sönmez / Ahmet Sargın (İleri, 5.6.1996), Seyfi Çelikkaya (İleri,
9.4.1996), Ali Doğruyol (Yerköy’ün Sesi, 16.5.1996), Memduh Şenol / İçimizden
Biri - Ahmet Sargın (İleri, 22.3.1997), Ozan dergisi (Adana, Haziran-Temmuz
1997), Mustafa Yılmaz / Ozanlar Duygu Seli (1998) - Güldestenin Gülleri (1999)
- Ozanlar Güldeste (2000), Şairler Derneği Şiir Antolojisi (1999), E.
Kapusuzoğlu / Yozgat Şiirleri Antolojisi (2000), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar
Ansiklopedisi (2001, 2004) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve
Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Gündüz Aydın / Sevgi
Yolu Şairler Antolojisi (2002-2002-2003-2004-2005), Halil Eraslan / Kitap Bağışı
(Anayurt, 25.12.2002), Eğitimciye de Bu Yakışır (Selam, 15.4.2003), Durali
Doğan / Ahmet Sargın ve Burak Beni Haykırayım (Selam, 15.1.2003).
Duydum ki, imetheylemişsin beni
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Dilden dile ün eylemişsin teni
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Yıllar yılı ağladım gezdim
Hem de canımdan bezdim
Dolaştım dağı, taşı tezdim
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Memduh Şenol dost dediler
Ardıma düşüp geldiler
Seninle olduğumu bildiler
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Kimileri sattılar bir pula
Değer vermediler bu garip kula
Bir gün gel de Yozgat'ta ver mola
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Okudukça okuyup duygulandım
Dost diye sana dayandım
Haberin almayınca kaygılandım
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Sahip çıkmışsın zelil dosta
Gönüldür pek garip hasta
Günlerdir bilir misin yasta
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Kırıktır kanadım bak kolum
Hakka aşık basit bir kulum
Pek şişirmişsin yırtık tulum
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Cümle aleme yaymışsın beni
Alır başımda taşırım seni
Ateşe yaksınlar bu bedeni
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Yazmışsın uzun uzun
Çırpındım çıkmadı tozum
Neylersin ki geçmez bir kozum
İnan ki ben bir garip ozanım!
Amacım vatana edeyim hizmet
Ömür ya olur inşallah kısmet
Biraz da yoksulluktan söz et
İnan ki ben bir garip ozanım!
Uzat elini haydi barışalım
Oturup dostca konuşalım
Sözden söze karışalım
İnan ki ben bir garip ozanım!
Ahmediyem seni andı
Uçup gül dalına kondu
Her gördüğünü dost sandı
İnan ki, ben bir garip ozanım!
Yedin beni bitirdin
Üstüme sıkıntılar getirdin
Kalmadı mecelimi yitirdin
İki gözü kör olası yoksulluk!
Neye attımsa boş çıktı elim
İkiye katladı büküldü belim
Söndürdün alevlenmedi emelim
İki gözü kör olası yoksulluk!
Önümde oldun hep engel
Attın ayaklarıma çengel
Dizin dizin yürüttün dön gel
İki gözü kör olası yoksulluk!
Yeter artık yakamı bırık
Süründürdün benim adımı bırak
Şu yalan dünyanın tadını bırak
İki gözü kör olası yoksulluk!
Dost komadım dağıttım
Mal komadım tükettim
Soy komadım terk ettim
İki gözü kör olası yoksulluk!
Hep acı,hep elem verdin
Hayatıma setler gerdin
Yollarıma da dikenler serdin
İki gözü kör olası yoksulluk!
Hem okudum, adam da oldum
Kısa yoldan köşeyimi döndüm
Yoksulluğu kaderim bildim
İki gözü kör olası yoksulluk!
Bütün varımı yok ettin
Kederimi sıkıntımı çok ettin
Hayallerimi hep şok ettin
İki gözü kör olası yoksulluk!
Ne bey oldum, ne de paşa
Eline almışsın bir maşa
Beni çevirdin yolunmuş kuşa
İki gözü kör olası yoksulluk!
Ahmediyem hataya düşme
Bu fakirliğin ateşinde pişme
Ben zengin olurum diye şişme
Yakanı bırakmaz senin yoksulluk!
Dost diye bağrıma bastım
Bana mıydı senin kastın
Çekip dar ağacına astın
İnsan yiyen nankör kedi!
Bak zavallıya bak hele
Kahvelerden eve gele
Altı yırtık dolmaz sele
Yolun kaybetmiş nankör kedi!
Bak hele döküp dağıttı
İşler birbirine kattı
Helal rızkım dama attı
Ekmek bilmez nakör kedi!
Rızık kazandım cuurk yuttun
Aç idin ekmegin tuttun
Sermayene neler kattın
Kadir bilmez nankör kedi!
Bak bulurum kendime dost
Olurum Hak yoluna post
İnsana gerek böyle dost
Yalan sözlü nankör kedi!
Allah kerim gel sen yine
Evir, çevir tekrar dene
Coşarım gelecek sene
Aklı yitik nankör kedi!
Dedin ayağımı yer edem
Gör ki bak sana ne edem
Pişmanım of nere gidem
Çifte attın nakör kedi!
Düşene dost olur insan
Dosta dünya etme zindan
Ayak oyunu çek bundan
Adam olmaz nakör kedi!
Çelme takar hoş durursun
Çiften pektir sert vurusun
Kendin bilmez bey olursun
Şaşkın ördek nankör kedi!
Dostluk asla unutulmaz
Kör kurşunla dost vurulmaz
Karga bülbül yerine konmaz
Leş kargası nakör kedi!
Şal insanı insan etmez
Bu devran hiç böyle gitmez
Adamlığın beş para etmez
İnsan olmaz nakör kedi!
Ahmediyem gün görecek
Dost ardı sıra gelecek
İnsan olduğun bilcek
Kendin bilmez nankör kedi!
BE KUZUM !...
AHMET SARGIN
El içinde şerefimle gezerim,
Eğip de dalımı, kırma be kuzum.
Dost mudur, düşman mı bilip sezerim,
Büküp de kolumu, burma be kuzum.
Namus, şeref hakkı yakışır bize,
Doğru sözlerimiz gelmesin dize,
Yakma içimizi nursuz, kem göze,
Gidip de soysuza, varma be kuzum.
Kimin nesidir o, nedir neylersin?
Değmez insanlarla gönül eğlersin,
Neden bize durmaz yalan söylersin,
Alıp yaban gülün, derme be kuzum.
Düşmanımı sevindirip güldürme,
İyi niyetimi alıp öldürme,
Bir soysuza ekmeğimi böldürme,
Çıkıp da önünde, durma be kuzum.
Büyüttüm seni, hep göz nurum diye,
Hayatın kutsaldır olmaz hediye,
Niye verelim ki, kime ne diye,
Salıp da kolunu verme be kuzum.
Anne- baba olur yavrusuna can,
Ölüme birlikte gitmeli insan,
Var mı senden başka yalana kanan,
Üzüp de bizleri yorma be kuzum.
Ahmedi'yem şimdi acep neylerim,
Dermansız derdimi kime söylerim,
Divanda sahipsiz kaldı beylerim,
Yaralı kalbimden vurma be kuzum.
BENİM MEMLEKETİM
AHMET SARGIN
Dört mevsimde çiçek açar, kar olur
Cennet misali benim memleketim.
Yozgat'ta halay, Erzurum da bar olur
Cennet misali benim memleketim.
Kültürü zengin, toprak tarih kokar
Türkler'in yurdu, herkes ona bakar
Düşman giremez gör kıyamet kopar
Cennet misali benim memleketim.
İstanbul eşsiz, Bursa Osmanlı yurdu
Beylik temelin Osman Gazi kurdu
Mehmetçik'in göğsü, aşılmaz surdu
Cennet misali benim memleketim.
Serhat şehri Kars, güzelim Nevşehir
Üzümleriyle ünlenmiş Gülşehir
Ozanlar diyarı şirin Kırşehir
Cennet misali benim memleketim.
Konya Mevlana'nın eder yadını
Diyarbakır övsün güzel adını,
Edirne'den Van'a alsam tadını
Cennet misali benim memleketim.
Urfa, Maraş, Antep hep dile gelsin,
İzmir,Aydın, Afyon efeler bilsin,
Mustafa Kemal'le yüzleri gülsün,
Cennet misali benim memleketim.
Ahmedi'yem canım vatana kurban
Bozok Yaylası'nda var olmuş atam
Burada sözlerim buluyor hitam
Cennet misali benim memleketim.
GEL DİYE YAZMIŞ
AHMET SARGIN
Gül yüzlü yârimden bir haber aldım.
Sevdiğim tezelden gel diye yazmış.
Yollarımı karla boran bürümüş.
Ağlama cananım gül diye yazmış.
Bu hasretlik artık canıma yetti,
Gurbette günlerim saymakla bitti,
Dost bildiklerim hep çekip de gitti,
Gözümden akan yaş sel diye yazmış.
Postacı mektubun her gün getirir,
Mendilim bağladım acı götürür,
Zalime değemeyin işim bitirir,
Rab izin vermezse kal diye yazmış.
Bahar gelir köye kışlar yaz olur,
Çamur çaylak geçer yollar toz olur,
Arılar gezinir güle saz olur,
Sağlık haberin sal diye yazmış.
Düğün dernek başlar davul vurulur,
Boz bulanık akan sular durulur,
Misafir gelince sofra kurulur,
Gönlümü içeri al diye yazmış.
Ahmedi’yem seni bekler gözlerim,
Katı kalbe hayır etmez sözlerim,
Yorulup kalınca tutmaz dizlerim,
Sen ol tutunacak dal diye yazmış.
GÖNÜL HIRSIZI
AHMET SARGIN
Canımsın diyerek başladın söze,
Her şeyimi aldın gönül hırsızı.
Acımadın attın ateşten köze,
Hayallerimi çaldın gönül hırsızı.
Yıldızlara yazdım senin adını,
İşte budur dedim yılın kadını,
Taşıdığın odun aşkın odunu,
Öze acı saldın gönül hırsızı..
Feleğin çemberi tersine döner,
Yıkık viraneye baykuşlar konar,
Deş artık bağrımı yüreğim yanar,
İçimde kan oldun gönül hırsızı.
Bilmem nasıl düştüm ben bu ateşe,
Gündüzüm kaybettim kalmadı neşe,
Yangın sürsün dedin taşıdın meşe,
Çıkıp seyre daldın gönül hırsızı
Kaf Dağından esen yele benzersin,
Acımadan vuran ele benzersin,
Taşkın akan afet sele benzersin,
Yüreğimde kaldın gönül hırsızı.
Çaresizdir Sargın Ozan neylesin,
Açıp dertlerini kime söylesin,
Sen şeker dikeni işte böylesin,
Saçım, başım yoldun gönül hırsızı.
İÇİM YANIYOR
AHMET SARGIN
Unutamaz oldum güzelim seni,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Ateş almış, inan yakıyor teni,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Yüreğim yaralı, içim kanıyor,
Halimi görenler deli sanıyor,
Aşk sırrın bilmeyen hep aldanıyor,
Bu nasıl sevdadır, içim yanıyor!.
Âlemin dilinde oyuncak oldum,
Gül kurusu gibi sararıp soldum,
Gülmeyi unuttum, hüzünle doldum,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Delice sevmiştim, sonu bilmeden,
Koşup geldim sana, kimse gelmeden,
Göreyim cananı dedim ölmeden,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Uğraştım gönlümü avutamadım,
Söz verdim sözümü ben tutamadım,
Acıyla kıvrandım gam atamadım,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Yağmur olup aktı gözlerimden yaş,
Haksız karşısında eğilmedi baş,
Nefsimle uğraştım bitmedi savaş,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Ağır geldi yükü dağıttı bizi,
Gönül sevdamızın ateştir közü,
Aşk ağlatır derler, atalar sözü,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Günlerce sersefil ağlayıp gezdim,
Umutsuz kalınca eceli sezdim,
Sıkıntılar çöktü canımdan bezdim,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor !.
Ağlattığın yeter dile güleyim,
Gözlerimden akan yaşı sileyim,
Hasret bitti de ki, cana geleyim,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
Garip Ozan, sen de gülmedin bir gün,
Aşk esiri olup gidersin sürgün,
Onulmaz derttedir, neylesin SARGIN,
Bu nasıl sevdadır, içim Yanıyor!.
SENİ SEVİYORUM
CANIMIN İÇİ
AHMET SARGIN
Güzelliğin destan olmuş dillere,
Seni Seviyorum, canımın içi.
Benim sevdiğimsin vermem ellere,
Seni Seviyorum, Canımın içi.
Sevda ateşini gönlümde yaktın,
Anladım, alıcı gözlerle baktın,
Bir tatlı gülüşle, içime aktın,
Seni Seviyorum, canımın içi.
Alevler bacayı sardı gidiyor,
Aşkın ateşi gör, neler ediyor,
Özledim, gel artık ömür bitiyor,
Seni Seviyorum, canımın içi.
Ne yaptın bilmem ki, perişan halim,
Kırılmış kanadım, tutmuyor dalım,
Ummanda yüzerdim, su aldı salım,
Seni Seviyorum, canımın içi.
Aradım eşimi cananı buldum,
Dert aldı yüreğim, hüzünle doldum,
Ben böyle değildim, bilmem ki, noldum,
Seni seviyorum, canımın içi.
Bekliyorsan eğer gel de geleyim,
Ağlıyorum şimdi, gül de güleyim,
Akan gözyaşlarım sil de sileyim,
Seni seviyorum, canımın içi.
Üzülme boşuna, yıllar geçecek,
Bak ölüm meleği kimi seçecek,
Bir garip yolcuyuz, konup göçecek,
Seni Seviyorum, canımın içi.
İnan, çok aradım, bulunmaz eşin,
Ne istersen iste, alırdım peşin,
Küsersen hüsranım olur gidişin,
Seni Seviyorum, canımın içi.
Dilerim Allah’ tan, korusun bizi !
Kem gözden, nazardan saklasın sizi !
Yalan yanlış olmaz, aşığın sözü,
Seni seviyorum, canımın içi.
Garip ozan durmaz, söyler sözünü,
Mevla’ya çevirip, güzel yüzünü,
Aşkın ateşiyle kavur özünü,
Seni Seviyorum, canımın içi.
ŞU YOZGAT'A SOR BENİ
AHMET SARGIN
Kaderin elinde oyuncak oldum,
Halden hale sürüklüyor, Yar beni.
Üç- beş gün içinde sararıp, soldum,
Ne yapayım bırakmıyor ar beni.
Neler çektim neler, ah bir bilseniz,
Azıcık yanıma, yakın gelseniz
Kalbime hançeri vurup delseniz,
Ateşlere atıyorlar gör beni.
Bir garip aşığım ahu- zardayım,
Bilmiyorum acep, neden dardayım,
Dert ile yaşarım sanma kardayım,
Ağladığım gecelere sor beni.
Kor ateş kavurur, yakar içimi,
Yavrular sabırla bekler geçimi,
Deli gönül yanlış yapar seçimi,
Alev salıp bitirecek kor beni.
Kahrından bükülmüş tutmuyor kolum
Kırılmış gövdeden ayrılmış dalım
Nasihat dinlemez bir garip kulum
Dermanım ol al sinene sar beni.
Garip Ozan, neden durmaz ağlarsın,
Coşkun akan sular gibi çağlarsın,
Alların üstüne kara bağlarsın,
İnanmazsan şu Yozgat a sor beni.
VEFASIZ
AHMET SARGIN
İçimde bir sızı yanar ağlarım
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
Gönül ateşinde ciğer dağlarım
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
Cananımsın deyip kandırdın beni
Acılara saldın buymuş nedeni
Çaresiz bıraktın mahzun bedeni
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
Deli deli akan sele benzersin
Acımadan vuran ele benzersin
Dokununca yakan tele benzersin
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
Bağrım ateş aldı gör yanıyorum
Her kapım çalanı sen sanıyorum
Yürek yaralandı bak kanıyorum
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
Dertleri topladım vurdum şeleği
Çevremde dolaşır ölüm meleği
Hoşça kal gönlümün budur dileği
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
Sargın Ozan der ki geçti çağlarım
Meyve vermez oldu viran bağlarım
Aylar yıllar oldu durmaz ağlarım
Hiç aklımdan çıkmıyorsun vefasız.
YAKTIN DA GİTTİN
AHMET SARGIN
İçime bir ateş düştü yanarım,
Virane gönlümü yıktın da gittin.
Gece gündüz durmaz seni anarım,
Kan olup içime aktın da gittin.
Kıymetin anladım bulunmaz eşin,
Zihnimden çıkmıyor ansız gidişin,
Aşk bedeli varsa öderim peşin,
Şu garip boynumu büktün de gittin.
İçin için kaynar gönül kazanı,
Nara yakıverdin garip ozanı,
Bulabilsem keşke derman yazanı,
Kalbimi yerinden söktün de gittin.
Hüzünlü bahçenin ötmez bülbülü,
Kıvrım kıvrım saçlar tenin sümbülü,
Rahmet ol akıver solmasın gülü,
Bir selam vermeden çektin de gittin.
Aylar yıllar geçer ağlarım zari,
Acınacak halim sevinme bari,
Dönmezsin geriye gidersin gari,
Son kez penceremden baktın da gittin.
Mevla’ya ulaştı figanım yetti,
Aşkının uğruna bir ömür bitti,
Bu nasıl sevdaymış yakıp kül etti,
Ocağıma incir diktin de gittin.
Söylerim sözümü öze eklerim,
Hasretin bittiği günü beklerim,
Boşa mı gidecek tüm emeklerim,
Ne çabuk benden bıktın da gittin.
Gün olur öldüğüm duyarsın bir gün,
Kürek mahkûmuyum aşkına sürgün,
Çaresiz kalmışsa neylesin Sargın,
Gönlüme kancanı taktın da gittin.
Kime nazar ettim geldi başıma,
Künyemi kazıyın mezar taşıma,
Gelin dua edin Allah aşkına,
Sevdiğim toprağa ektin de gittin.
Sen gidince gökte bulut ağladı,
Kara duman çöktü, yürek dağladı,
Ahmedi'yem sözü yâre bağladı,
Sevda ateşini yaktın da gittin.
YARALAR GARDAŞ!
AHMET SARGIN
Gerçekleri yazmış gönül kalemin
Şerrin attığı taş yaralar gardaş.
Başa kurşun sıksa aldırmam amma
Mesnetsiz bir atış paralar gardaş.
Elinde bir kara atar çamuru
Bizim kardığımız gönül hamuru
Onlara bıraksan kürkü samuru
Padişah köşkünü ararlar gardaş.
Bilinmedik insan olduk şehirde
Deryaları geçtik kaldık nehirde
Sanki sunduğumuz ağu- zehirde
Herif bizi toptan karalar gardaş.
Arkadaş dediğin basar bağrına
Eleştiri olsa gitmez ağrına
Karnı dar olanlar söyler kahrına
Tabip olmaz yaranı saralar gardaş.
Tenkit etme adam gibi olmalı
Söylediğin sözün özü kalmalı
Bize yüreğinden selam salmalı
Gün olur hesabın sorarlar gardaş.
Yozgat'a Sevdalı garip ozanım
Fakirin yoksulun derdin yazanım
Ahmedi’yem gönlü kaynar kazanım
Dostun attığı gül yaralar gardaş.
BİR SELAM GÖNDER
Ahmet
SARGIN
Umut
tezgâhında çile dokudum
Dardayım
vefasız bir selam gönder
Oku
dedi Mevlam ben de okudum
Burdayım
vefasız bir selam gönder.
Her
günüm ağıtla geçiyor inan
Kadere
küskünüm dolmadı zaman
Düşmanlar
sevinir duymasın aman
Zordayım
vefasız bir selam gönder.
Kapanmaz
yaram var durmaz kanarım
Hatırım
soranı gardaş sanarım
Ateşler
içinde kaldım yanarım
Nardayım
vefasız bir selam gönder.
Sabır
imtihanım dolmamış çilem
Acıyı
yaşarım tadarım elem
Mazlumlar
ağlarken ben nasıl gülem
Ardayım
vefasız bir selam gönder.
Günlerim
sayarım saatler dolmaz
Hainin
ettiği yanına kalmaz
Yüce
dağ başında kış eksik olmaz
Kardayım
vefasız bir selam gönder.
Bir
garip aşığım geçti çağlarım
Bakanı kalmadı viran bağlarım
Dizde
dermanım yok sessiz ağlarım
Yardayım
vefasız bir selam gönder.
Ahmet SARGIN / YOZGAT
DOSTLUK VE
ARKADAŞLIK
Ahmet SARGIN
Günümüzün
dostlukları menfaatler üzerine kurulu. Maddi menfaatler üzerine kurulmuş olan
dostlukları-arkadaşlıkları hiç ama hiç sevmiyorum, tasvip de etmiyorum.
Dostluk-Arkadaşlık adam gibi olmalı!...
İnsanız,
toplum içinde yaşıyoruz. Karşılaştığımız, dostluk kurmaya çalıştığımız
yüzlerce, belki binlerce insan oluyor. Bunlar içinde kalıcı olanlar üçü-beşi
geçmiyor. Maalesef diğer dostluklarımız küçük-basit nedenlerle ipleri kırıp
gidiyorlar aramızdan.
Dostların
bir kısmı da zamana bağlı kalıyor. Taşınıyorsunuz bir çevreye yeni dostluklar
ediniyorsunuz. Üç-beş derken yüzlerce dostunuz oluyor. Ağladığınızda ağlayan,
güldüğünüz de sizinle birlikte gülen, yakınınız da çevrenizde var olan
dostlarınız… Gün gelip de o çevreden ayrılınca, zamana ve uzaklığa bağlı ipler
kopuyor ve dostluklar unutuluyor. İstemeseniz de o dostlarınız defterden
silinmiş oluyor.
İstiyorsunuz
ki, dostluklarınız kalıcı olsun. Yüzlerce-binlerce dostunuz-arkadaşınız,
kardeşiniz sizinle birlikte olsun. Sevincini kederini birlikte paylaşıp
mutluluğa birlikte yelken açalım, İnsan hep bunu istiyor.
Tabii
ki, geriye dönüp arkanıza baktığınızda bu binlerce dostunuzu yanı başınızda
görmek istiyorsunuz.
Ne
yazık ki, bu manada dostluklar bitti. Küçük-basit menfaatler üzerine kurulmuş
dostluklar kuruyoruz.
Önemli
bir mevkiiniz var, sözünüz geçiyor, amir, müdür ya da yetkili sizsiniz
göstermelik dostlarınız artıkça artıyor. Herkes sizin çevreniz de sizin için
ölmeye hazır yüzlerce, binlerce insan var!.. Sahte dostlarım diyebileceğiniz bu
insanlar çevrenizde fırıl fırıl dönüp kendini göstermek isteyeceklerdir.
Ancak
göreviniz bittiğinde, o makamdan uzaklaştığınızda bunların hiç birisi yanınızda
olmaz, çil cücüğü gibi dağılıverirler. Bir siyaset adamısınız, sözünüz
hükümette geçiyor, yada bir gün gelecek sözünüz geçerli olacak. Böyle
insanların çevresinde de çok dostları olur Siyasetin, iktidarın gereğidir. Oğlu
işe girecek, kızına iş bulacak, çevresini yararlandıracak vs. vs. kafalarında
binlerce hesap vardır. Bu tür insanların da arkasında sahte dostluklar oluşu
verir. Gün gelir siyasetiniz biter, hükümranlığınız azalır, suyu çekilmiş
değirmene dönersiniz. Ne arayanınız, ne de soranınız kalır. Böyle dostluklarda
para etmez, durumu öğrenince hayal kırıklığı yaşarsınız.
Bir
grup dostlarımız daha vardır?..
Paranız
var, zenginsiz, yedirmekten, içirmekten kaçınmazsınız. Bunu da çevrenizdekiler
çok iyi bilir dost halkanız arttıkça artar. Kesenizin ağzı açıldıkça
dostlarınız, arkadaşlarınız koşarak
gelirler. Siz de çok iyi bir dostluk ağı kurduğunuzu zannedersiniz. Sizin için
ölmeye hazır yüzlerce, binlerce adam vardır. Ancak gün gelip açlıkla yoklukla
sıkıntılarla karşılaştığınız da o dostlar sessiz sedasız sizi terk ediverirler.
Ne olduğunu bile anlamadan yalnız, yapayalnız kalırsınız.
Dostluklar
arkadaşlıklar böyle mi olmalı?. Tabi ki hayır.. İnsana yakışırcasına bir
dostluk, arkadaşlık ve kardeşlik bağı kurulmalı.
“Adam gibi adam!” derler ya, aynen öyle “Adam
gibi” dostluklar kurulmalı… Maddi beklentileri olmayan, dostluğunu menfaat
üzerine kurmayan insanları aramak bulmak, onlarla dost kalmak zorundayız.
Günümüzde
insan manzaraları çok çeşitlilik arz ediyor. Sizi aldatanlar, yanıltanlar çok
fazla oluyor. Kimin dost, kimin düşman olduğunu sezmekte, anlamakta, çok zorlanıyorsunuz.
Dost bildikleriniz zamanı gelince size çelme atmayı, arkanızdan vurmayı ve yüz
üstü bırakmayı seçiyorlar. Böyle dostlardan Allah korusun bizi!...
İşimiz
gereği yüzlerce, binlerce insanla muhatap olduk. Dostlarımız, arkadaşlarımız,
can yoldaşlarımız oldu. Ama gördük ki, yıllar, zaman ve şartlar bunların
hepsini umutsuz kırgın bıraktı. Birbirimize selam vermekte bile zorlanıyoruz.
Sizi bilmem amma, ben hayıflanıyorum, üzülüyorum, dostlarıma mahcup kalıyorum.
Böylemi
olmalıydı bizim dostluğumuz?..
Bazen yapa yalnız kalınca dönüp arkanıza
bakıyorsunuz ki: heyhat, çaresiz, umutsuz ve dostsuz kalmışsınız..
Hayat
arkadaşım sık sık bunu yüzüme vuruyor: “Hani nerde binlerce dostun, arkadaşın
var dı senin?...” diyor…
Ben
susuyorum ve cevap vermiyorum...Haklısın da demiyorum. korkarım ki, salacamdan
tutacak dostumun sayısı da üçü beşi geçmeyecek....
Deyin
ki, yalnız mı kaldınız, hayır! Deyin ki, dostlarınızdan, arkadaşlarınızda bir
tekme mi yediniz, hayır. Ben dostlukları sıcak tutmak isteyen bir insanım.
Birileri bunu yanlış anlasa da kimseyi kırmadan, incitmeden herkese
dost-arkadaş kalmaktan yanayım. Bu benim hayat felsefemdir. Allah sizi
inandırsın üç günlük geçici şu dünyada bana küs, düşman-kırgın bir tek insan
olsun istemem. Herkese dost-arkadaş kalmayı hayat felsefesi yapmış bir
insanım!... Ama kırgınım, küskünüm, ne yazık ki (Ben İstemesem) de düşmanlıklar
var. Düşman sözcüğü çok ağır bir kelime ama öyle… Neden, niçin hep onu
düşünüyorum…
Bunlar
dostluk-kardeşlik felsefeme aykırı gelen şeyler… İnsanız, bazen yanlış
yaptıklarımız da oluyor. Ancak Hz. Mevlana gibi hayata ve olaylara yumuşak ve
olgun bakabilsek ne olurdu?..
Ahmet
SARGIN/ Gazete Yazılarından
KARDEŞ OLUP
KUCAKLAŞMAK ZORUNDAYIZ
Ahmet SARGIN
Peygamberimiz
buyuruyor:" Birbirinize muhalefet etmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz,
birbirinize sırt çevirmeyiniz!.."İslam bölünmeyi değil, bir ve beraber
olmayı ,kardeşçe yaşamayı emrediyor. Yine Peygamberimiz buyuruyor: 'Ey
insanlar! İyi biliniz ki, muhakkak Rabbiniz birdir ve babanızda birdir.
Bakınız, iyi kulak veriniz! Ne Arabın Aceme, ne Acemin Araba, ne kırmızı adamın
siyah adam üzerine, ne siyah adamın beyaz adam üzerine hiç bir surette fazilet
(Üstünlük) iddia etmeye hakkı yoktur. Ancak fazilet takva ile olur. Zira Allah indinde en mükemmeliniz, en
şerefliniz,en fazla muttaki olanınızdır!.."(Veda Hutbesinden)
Peygamber
Efendimiz buyuruyor: "Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona
yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez!...(Eliyle
kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak
Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir!. Her Müslüman'ın diğer Müslüman üzerine
kanı, ırzı ve malı haramdır!.." Bir de içinizden öyle bir cemaat
bulunmalıdır ki, onlar herkesi hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler ve
kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar, işte felah bulucular onlardır." (Ali
İmran-104)
Aynı
Allaha inananlar arasında ayrım, nefret, kin, çekişme olamaz. Çünkü İslam
kardeşliği, birlik ve beraberliği emrediyor. Ne yazık ki, Müslümanlar arasında
fırkalar, ayrımlar, bölünme ve parçalanmalar meydana getirilerek inananların
kardeşliği bozulmaya çalışılmaktadır. Allah (c.c.) buyuruyor: "Ey iman
edenler,hepiniz birlikte Allah'ın ipine (Kur'ana) sımsıkı sarılın!..Sakın
fırkalara, zümrelere, ayrılmayın. Parçalanıp bölünmeyin. Mü'minler ancak
kardeştirler, o halde kardeşlerinizin arasını bulup, barıştırınız!..Allah'tan
korkun, Taki esirgenesiniz.
"
Kardeşleri arasında kin, nefret,
düşmanlık, küçük görme duyguları teşvik edilerek herkes kendi grubunu hoşuna
gittiği için övmekte, bir başka grubu ise şiddetle yermekte bir tür ayrımcılığa
çanak tutmaktadırlar. Bu düşüncenin İslam kardeşliği ile bağdaşması mümkün
olamaz. "Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.
Siz birbirinizle daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük
küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz
takvaca, ahlakça en ileri olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her
şeyden haberdar olandır." (Hucurat Suresi-13)
Yüce
Yaratanın: "Kardeşlerinizi ıslah ediniz, aralarını bulup barıştırınız!
" emrine uyarak, bölücü değil, birleştirici, ayırıcı değil,
bütünleştirici, nifak tohumları eken değil, sevgi ve kardeşlik tohumlarını
yeşerten insanlar olmak zorundayız. Küsleri barıştıran, bölünenleri
birleştiren, düşmanlıkları dostluklara dönüştüren sevgi tomurcuklarını üreten
insanlar olmalıyız!... Allah'ın emri, Peygamberimizin Sünneti hilafına ayrılan,
bölünen, birbirini sevmeyen, birbirinden nefret eden, birbirini çekiştiren
gruplar oluşturmak olsa olsa düşmanın oyunudur. Birbirlerini sevmeyen,
birbirine kin besleyen ekipler Müslümanlığını yeniden gözden geçirsin
deriz…
İnsanlar
arasında fikir, düşünce ve yorum ayrılıkları olabilir. Ancak bu düşünce
farklılığı o kişiyi diğer kişiler -kardeşler- üzerine haklı çıkarmaz ve üstün
kılmaz!. Bunu farklı düşüncelerle (biz, ben, bizim parti, bizim şeyh, bizim
imam gibi) ifade etmeye kalkışırsak muhakkak ki, yanılgı içinde oluruz!. Hele
hele Allah korusun bir büyüklük,enaniyet, farklılık kavramına sokmaya
kalkışırsak ilahi buyrukları hiçe
saymış oluruz ki, işte o zamanda Müslümanlığımızı yine yeniden gözden geçirmek
durumundayız demektir!...Birlik ve beraberlik, kardeşlik , sevgi muhabbet
İslam'ın özüdür. Müslüman Müslümanların aleyhinde fitne fesat çeviremez..
Kardeşlik sevgisinden uzak kalanları
İslam'a ve kurtuluşa davet etmek kadar doğal bir düşünce olamaz…
Ahmet
SARGIN / Gazete Günlük Yazılarından
MİLLİ İSLAMİ VE
YERLİ BİR POLİTİKA UYGULAMAYA MECBURUZ
Ahmet SARGIN
Türk
İslam dünyası ateş çemberi içerisinde;
Türk ve Müslüman Dünyası üzerinde oynanan oyunlar bizi uyandırmaya
yetmiyor. İnsanımızın milli ve dini
kimliğine yapılan haçlı saldırıları, emperyalist güçler ve onların içimizdeki
taşeronları tarafından besleniyor, destekleniyor! Uyanmaz ülkemize sahip çıkmaz isek bizi çok
ciddi tehlikeler bekliyor!...
“Temennimiz
ve gayretimiz Türk Milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak
yaşamasıdır!..." Tüm dünya insanlığı için tek umut da budur. Milli
uyanışın her bölgemizden yükselen şahsiyetli haykırışı öyle umut ediyoruz ki:
artık milli politikaların üretilmesine neden olacaktır.
"Türk
Dünyasının Uyanışına tanık olmak! "
"Türkiye Sevdası!.."ile "Türk Dünyasının uyanışını
görmek…" Bu bir umut:" Esir Türklerin kurtuluş umudu! " gibi.
"Türkiye'ye sahip çıkmanın yolu milli kimliğine sarılmaktan geçiyor. Türk
kimliğinin temeli Türkçemizdir. Dilimizi ve kültürümüzü yozlaştırmaya yönelik
yabancı dille eğitim anlayışını desteklemiyoruz!...”
"Doğu
ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan insanlarımız Türk Milletinin ayrılmaz bir
parçasıdır! Ama hain bir planın uygulayıcısı olanlar, bu insanları
kışkırtılmakta ve milli bütünlükten, kardeşlik duygularından adım adım
koparılmaya çalışılmaktadır. “
“Hain
güçler Türkiye'yi bölme- parçalama adına ajanlarına görev veriyorlar:
"Gidin, Anadolu'daki vatan -bölme faaliyetlerine katılın, destek olun,
omuz verin!" diyorlar.
Bunca
silahın, onca yığınağın amacı da bunun içindir. Adı sanı duyulmadık terör
örgütleri ile kardeşi kardeşe vurduruyor, toplumları kardeş kavgalarıyla
bölmeye çalışıyorlar. Çukurlar, sığınaklar, mağaralar ve tırlar dolusu silahlar
bu oyunun birer parçalarıdır. Devrede figüranlar, devrede piyonlar ve satılmış-
kandırılmış uşakları vardır.
Amaç? Anadolu'daki Kürt- Ermeni Alevi gibi kardeş
grupları – tarikatları harekete geçirerek vatan bölme faaliyetlerine hız
kazandırmak istiyorlar. Duyarlı kardeşlerimizin bu oyunlara alet
olmayacaklarını düşünüyoruz. Hedefte vatanımız, hedefte bayrağımız, hedefte
milli birlik ve beraberliğimiz vardır… Aziz Türk Milletini birilerinin mandası
yapmak isteyen zihniyetleri hortlatılmaya çalışılıyor.
Hem
Türk dünyası ile olan bağlarımızı koparmak, hem de İslam dünyasındaki ağabeylik
görevimizi kırmak, yok etmek istiyorlar. Her fırsatta Türk Milletinin milli
bütünlüğü hedef alınmakta vatanın bölünmez bütünlüğü ve şanlı bayrağı
tartışılmaktadır. Siyasi ikballer uğruna asla vatanın bölünmez bütünlüğünden
ödün verilemez! Politikalarımız milli ve yerli olmak zorundadır. Milli ve yerli
bir politika anlayışı benimsenmelidir. Milli ve İslami bir ekonomi sistemine
geçmek zorundayız.
Türk
Milletinin uyanışı ve yüce davasına sahip çıkışı bizim görevimiz olmalı
diyoruz. Milli kimliğin korunması, milli ve manevi duyguların uyanması
anlamında hepimize düşen görevler vardır!... Uyanmak ve Türk Dünyasının
uyanışına katkıda bulunmak gibi... Anadolu'yu Sivas'tan Kars'a "Kürdistan"
ülkesi olarak ayıran, Kuzeyde bir Rum ve Ermeni devleti kurulması hayali ile
yaşayan hain güçlerin, Anadolu'yu bölme hayallerini kursaklarında bırakacak top
yekun milli ve yerli bir uyanışla sağlanacaktır.
Ülkemiz,
milletimiz, çocuklarımız ve torunlarımız adına endişe duymak zorundayız!..
Çanakkale Şehitlerinin kanları ile biz bu günlere geldik. Çanakkale ruhunu
unutursak geleceğinize güvenle adım atamayız. Bunu çok iyi irdelemek, genç nesillere bu ruhu aktarmak
zorundayız…Bizim yavrularımız ve torunlarımız
böyle bir ihanetin içinde
Anadolu'da nasıl ve ne kadar huzur içinde kalabileceklerdir?...
Düşündükçe,
inanın hepimizin uykularının kaçması gerekir. Ülkemiz üzerinde bu denli oynanan
oyunları değerlendirmeyen bir nesil ayakta tutunamaz. Sözün özü şudur: Milli ve İslami Ekonomi;
Milli uyanış, milli, onurlu duruşa ve milli politikalara ihtiyacımız vardır.
Milli şuur, milli uyanış bizim ellerimizle şekillenmeli ve Türkiye Cumhuriyeti
hem Türk dünyasının hem de İslam dünyasının umudu olmaya devam etmelidir!..
Ahmet
SARGIN / Gazete Yazılarından
SIĞINILACAK
BAŞKA TÜRKİYE YOK!
Ahmet SARGIN
Bayrağımıza,
devletimize, vatanımıza milli ve manevi değerlerimize, Türk Milletine
ihanetini- düşmanlığını gördüğümüz kim olursa olsun karşısında durmaya; vatanı
ve milleti kucaklayan herkesle kardeş ve dost olmaya şeref sözü veriyoruz!..
Tüm vatanseverleri arkadaş, dost ve kardeş olarak görüyoruz!.. Bu bizim insan
ve kardeş olmamızın gereğidir. Çünkü Allah insanları aynı anne ve babadan
kardeş olarak yaratmıştır. Biz buna
inanır, buna sahip çıkarız.
Kardeş
olup kucaklaştığımızda güçlü ve kadir Türkiye Cumhuriyetinin Türk ve İslam
dünyasına umut olacağına inanıyoruz! Güçlü Türkiye sadece bizlerin değil,
insanlığın umudu olacaktır. Buna canı gönülden inanıyor ve destekliyoruz.
Farklılıkları, duygu ve düşünceleri hürmete layık, saygıya değer buluyoruz.
Birbirine üstünlük yarışında olma değil, kardeşçe kucaklaşmanın ve yaklaşımın
değer kazandıracağını, bizi güçlü kılacağını biliyoruz.
Bağımsız
ve güçlü bir Türkiye isteyen herkes bu ülkeye sahip çıkmak zorundadır.
Aydınlara ve vatanseverlere düşen görev de budur! Ayrıştıranı değil,
birleştireni; çekiştireni değil kucaklaştıranı; fitne ve fesat üreteni değil,
birlik ve beraberliği- kardeşliği tesis eden insanları buluşturup kucaklaşmamız
gerekiyor. Top yekun kardeşliğin- insanlığın ve dürüstlüğün ipine (Allah’ın
ipine) sarıldığımızda saadet’i , huzuru, barışı ve gelişmeyi yakalamış, mutlu
Türkiye’yi kurmuş olacağız!..
İnsanlık
ciddi bir bunalım geçiriyor. Tabiri caizse yer yerinden oynuyor; koca koca devletler
tarihin çöp sepetine atılıyor. Tahtın, tacın, krallığın yıkılıp yerle yeksan
edildiği bir dönem yaşıyoruz. Ortadoğu yeni süpriz olaylara, yeni değişimlere
gebe konumunda!..
Komünist
ve materyalist düşünceler insanlığın umudu olmaktan çıkmış; sömürgeci ve
işgalci konumuna gelmişlerdir. Köleleştirdikleri insanlar bunlara baş
kaldırıyor, toplu göç akınlarıyla yeni bir dünya düzeni kurmak istiyorlar.
Dağılan ve yok olan koskoca devletlerden yenidünya düzenini ihya edecek güçlü
bir lider ve güçlü bir ülke bekleniyor!.. Bu ülke neden Türkiye olmasın?
Türkiye’yi
hedef tahtasına oturtanlar, Türkiye’nin gelişmesinden ağabeyliğinden
korkuyorlar. Türkiye büyüyor ve Türk İslam dünyasına sahip çıkmaya başlıyor
diye deliye dönüyorlar; bunun sancısını çekiyorlar: Atatürk’ün :”Atinin ufkunda
yeni bir güneş gibi doğmasını istediği!” Türkiye’yi biz neden umut olarak
sunmuyor, kucaklamıyor ve sahiplenmiyoruz? Bizi bölen parçalayan düşünce, tuzak
nedir?.. Biz bu oyunu görmek ve uyanmak zorundayız!
Türk
ve İslam medeniyeti sadece bize değil, tüm dünya insanlığına huzur ve refah
getirecektir!.. Türkiye’nin gelişmesi ve güçlü olabilmesi için milli
ekonomisini kurması ve milli bir politika yürütmesi zorunludur. Türkiye
Cumhuriyeti hem bizlerin hem de Türk- İslam dünyasının umudu olacaktır. Bu umut
aynı zamanda insanlığın umududur!.. Kardeş olmaya, kucaklaşmaya, tek yumruk
olmaya ve ülkemize sahip çıkmaya var mısınız? İşte o zaman biz gerçek manada
kardeş olur, işte o zaman biz gerçek manada vatansever oluruz ve çağlara hükmeden
güçlü bir Türkiye’yi kurarız. Var mısınız, kucaklaşmaya, kardeş olmaya ve
ülkeye sahip çıkmaya? Evet diyorsanız: İşte şimdi tam kardeş olmanın, uyanmanın
zamanıdır..!
Ahmet
SARGIN / Gazete Yazılarından
SON KALE TÜRKİYE
BU KALE DÜŞMEMELİ
Ahmet SARGIN
Bu
ülkenin içine kin, intikam ve fitne tohumu ekmeye çalışanlar çoğaldı. Bu gayret
fitne hastalığına dönüştü. Fitne- fesat ve hainlik üretenlerin arasında bu
zihniyet, bu çaba insanları tüm kutsal değerlerden uzaklaştırma düşüncesinden
kaynaklanmaktadır. Türk Milletine karşı başlatılmış olan bir ihanet tuzağı söz
konusudur. Topluma fitne fesat sokup içimize kin ve düşmanlık tohumu ekmek
isteyen rezil ve hain piyonlar devrededir. Casusları,ajanları ve şeytani
planlarıyla ülkemize ve insanımıza top yekun bir saldırı başlatılmıştır...
Yıkılmak istenen hedefteki son kale, son umut Türkiye'dir!
İyi
bilinmelidir ki: bunlar bizden değil, bunlar Türk Milliyetçisi de değildirler.
Bunlar Müslüman aydınlar da değillerdir... Bunlar Ülkemizi Irak gibi, Suriye
gibi haince bir tuzağın içine çekmeye çalışan Türkiye ve Türk Milleti düşmanı
bozgunculardır. Biz bu oyuna gelirsek, ne ülke kalır, ne vatan ne de
din-iman... Düşman ha bire virüs üretiyor, bu virüsler bilgisayarımızı
harddiskimizi, beynimizi ve düşüncelerimizi ifsad edip, kirletiyor milli ve
manevi değerlerimizi yok etmeye ve çökertmeye çalışıyor.
Türk
ve Müslüman düşmanı kalleş hain köpekler darbeyi içimizden gerçekleştirmek
isterler..Bakın diyorum ki: "BU ATEŞ HERKESİ YAKAR- KÜL EDER" Bu
oyuna gelen binlerce zevat türemiştir !.. Vatansever Türk aydınlarına düşen
görev; bu oyunu görmek, bu tuzağı bozup- kırıp yok ermektir. Böyle onurlu bir
görev vatansever aydınlara düşüyor. Ya onlar sizi yok edecek ya da siz bu
virüsleri temizleyip ülkenizi ve insanlarınızı bu pislikten kurtarmış
olacaksınız!
Biz
kardeşiz, biz aynı soydan, aynı kandan aynı boydan gelen ikiz kardeşleriz!..
Alevisi- sünnisi, Lazı, Kürdü, Çerkezi ve Türküyle sırt sırta omuz omuza
vermiş, asırlarca bir ve beraber olarak yaşamışız. “Kardeşiz ve dünya geniş
herkese yeter” anlayışı ile kardeşlik duygusuna sarılmışız. Şeytanın ve
hainlerin tuzaklarına düşersek fitne ateşinin içinde boğulur gideriz. Sosyal
medya adı altında bu fitne- fesat tohumunu ekmeye çalışan şeytanın ve hainlerin
dostlarını görüyor, ikaz ediyoruz: bu ihanet tuzağı sizleri de yutar, yok eder
bu tuzağa düşülmemeli diyoruz!... Biz bu oyunları çok gördük, çok yaşadık, çok
bozduk elhamdülillah!
Yunus
Emrelerin, Hacı Bektaşların, Ahmet Yesevilerin, Mevlanaların, Dede Korkutların
torunları sadece Türk dünyasının değil, tüm insanlığın umudu ve yol göstericisi
olarak kutlu yolculuğuna devam edecektir. Türklük şuuru ve İnsanlık onuru ayağa
kalkmak zorundadır. Ortadoğuyu birilerine peşkeş çekmek isteyen ve BOP
projesini devreye sokmaya çalışan sapık zihniyet hiç bir insani düşünceyi ve
vicdani değeri taşımamaktadır!.. İnsanlara acımıyor, kan kusuyor, insanlık
onurunu hiçe sayıyorlar. Zulüm var, kan var, göz yaşı var, katliam var!
Türk
ve Müslümanların elinde bu insanlık onuru: Ya şerefini ve haysiyetini
kurtaracak, ya da şeytanlaşmış zihniyetlere teslim olup kendi sonunu
hazırlayacaktır...Onun için bizler piyon ve hain olmak istemiyoruz!..
İnanıyorum ki, milyonlarca Türk aydını vatansever insanlar da buna hayır
diyecektir!.. Kalenin içerden fethedileceğini düşünen sapık zihniyetler
(affedersiniz!orospuyu içten çıkarırsak) bu kale kilit tutmaz, çabuk yıkılır
diye düşünüyorlar!..
Son
olarak şunu da ifade edelim ki: Şerefli ve onurlu insanlar (Nasıl olsa herkes
fani- ölümlü dünya diyecekler ) Şeref’imizle ve inancımızla ölelim deyip,
ölmeyi tercih edecekler ve ilahi huzura alın teriyle kavuşmak üzere şehadeti
seçeceklerdir!.. Piyonlar, korkaklar, ülkesini ve milletini satan- pazarlayan
alçaklar da ölümün şereflisini bile tadamayacaklardır!...
Bu
ülke milyonlarca onurlu ve şerefli insanların yaşadığı bir kutsal vatandır!
Vatansever Türk aydınları ihanete papuç bırakmayacaklardır: Kardeşliğe kurşun
sıkacak ve kardeşlerini satacak olan zevatlar varsa iyi düşünsünler
...Şeyh-Şamiller şerefiyle ölmesini ve şerefiyle yaşamasını bilirler! Türk
Milliyetçisiyiz, kardeşiz, vatanseveriz, ülkesini milletini seven Türk
aydınlarıyız diyorsanız buyurun kucaklaşmaya, buyurun kardeş olmaya ve buyurun
sırt sırta, omuz omuza verip son kaleyi ayakta tutmaya!..Şimdi emin olun tüm dünya
saldırsa yıkılmazsınız!..
Ahmet
SARGIN / Gazete Yazılarından
TERCİH Mİ
AHLAKSIZLIK MI?
Ahmet SARGIN
İnsanlık
tarihi Ahlaksız toplumların yaşadığı felaketlerle doludur. Tarihin çöplüğüne
atılmış devlet ve millet sahnelerini bize aktaran, anlatan kitaplar vardır.
Yüce Kitabımız da bu milletlerin örnek hikâyelerini bize haber vermektedir.
Ahlaki
değerleri yitirmiş insanlık vasfını kaybetmiş bu kavimlerin baslarına musallat
edilen felaketlerle tarihe gömüldüklerini okuyor ibretlik hikâyelerini
anlatıyoruz. Hepsinin Altın'da yatan bir aşırılık- ahlaksızlık yatıyor.
Kültürde medeniyette ve insanlıkta örnek olmuş milletlerin ise Çağlar'a
hükmettiklerine tanıklık ediyoruz.
Medeniyetin
beşiği olarak gördüğümüz Avrupa bugün işte bu Tür ahlaksızlıkla anılmaya-
aşırılıkla Öne çıkmaya başladı. Her
türlü ahlaksızlığın, fuhşun ve uyuşturucu bağımlılığının zirve Yaptığı Avrupa
ülkeleri gelişmenin, teknolojinin yanı sıra ahlaksızlık da tavan yapıyor.
Fuhşun ve kadın ticaretinin sokaklara indiği Avrupa ülkeleri bu Tür
ahlaksızlıkla artık baş edemiyor, polisiye tedbirlerle önleyemiyor.
En
son rezaleti yeni duydum. Ahlaksız ve edepsiz zevatların nümayişlerini
gösterilerini ve yürüyüşlerini duymuş izlemiştim ama bunu duymamıştım. Benim
gibi duymayanlarınız vardır belki!.. Konu şu: Almanya Parlamentosu eşcinsellik
Yasası'nı kabul etmiş artık erkek erkekle, kadın Kadınla resmen evlilik yapabilecek aynı evde karı
koca hayatı yaşayabilecekmiş! Yanı: eşcinseller kazanmış, Almanya bu rezalete
evet Demiş! Hem de parlamentosunda...
Ne
var bunda diyenleriniz olabilir! Ben ahlaksızlık terbiyesizlik tavan yapmış
Almanya da resmileşmiş diyorum. Kur'an ın söz ettiği Ad ve Lut Kavmi neden
helak edilmişti? Fiili livata denilen bu Hayvanlaşmış bu eşcinsellerin
Yüzünden. Yani azgınlaşan ve ahlaksızlaşan kavimlerin başına taş yağmış Mevla
bu Tür azgın kavimleri yerin dibine batırmış. Halen Almanya'yı yücelten gözünde
büyüten öven varsa kendi Kültür'ünü,
insanlığını bir sorguya çeksin.
Sanal
âlemde bu Tür bir iki tanıdığım oldu. Onlardan biri doktordu: Açık açık ifade
etmedi ama imasından anladım öfkelendiğimi anlayınca : " Ne var yani bu
cinsel tercih meselesi! " Demişti. Sapıklığını anlayınca silip attım. Bir
başkası da zoraki bu tuzağa düşürüldüğünü anlatmıştı tedavi ol bu rezaletten
Kurtul önerisinde bulundum. Onunla diyalogumu da kestim. Çünkü sapkınlıkla
devam edene göz yummak - hoş görmek de ahlaksızlığı benimsemek gibidir.
Kısa
bir dönemde olsa yurt dışı seyahatimiz olmuştu. Buna yıllar oldu. O zamanlar da
gördük ki Avrupa azgınlıkta ve ahlaksızlıkta sınır tanımıyor. Halen AVRUPA'YI
kendine örnek alanlar varsa acırım insani duygularına. Ahlaksızlığın medeniyeti
olmaz, Ahlaksız toplumların geleceği de olmaz. Kimse kendini aldatmasın bu
ihtişamlar bu saraylar bu medeniyetler yerin dibine batacak yok olup gidecektir
hiç şüphemiz olmasın.
Toplumlar
teknolojinin yanı sıra ahlak ve medeniyetleri ile yükselirler. Ahlaksız
toplumlar uzun süre ayakta kalamazlar kalamamışlardır. Biz değil tarihi
gerçekler bunu haykırıyor. Bu nedenle ahlaksızlıkla, fuhuşla, madde bağımlılığı
ile mücadele etmek insani ve milli bir görevdir, zaten yüce dinimiz de bu
Sorumluluğu hepimizin omuzlarına yüklüyor. Zulümle zalimlikle ahlaksızlıkla
adaletsizlikle mücadele etmek farzdır dini bir vecibenin yanı sıra insani bir
görevdir. Yoksa rezaletin, ahlaksızlığın içinde toptan yok olur gideriz..
TÜRKİYE NEDEN
HEDEF TAHTASINA KONULUYOR?
Ahmet SARGIN
Şüphesiz
ki, Türkiye, bir dünya devletidir. Ülkemiz Jeopolitik ve jeostratejik mevkii
itibarıyla; dünyanın en önemli petrol rezervlerine sahip Orta Doğu ve Hazar
Havzası içerisinde yer alıyor. Önemli deniz ulaşım yollarının kavşağı durumunda
bulunan Akdeniz Havzası ve Tarihte her zaman önemini sürdürmüş olan Karadeniz
Havzası içerisindedir.
Türk
Boğazları, SSCB ve Yugoslavya’nın dağılması sonucu yapısal değişikliklere
uğrayan Balkanlar, etnik çatışmalar yanında, zengin tabiî kaynaklara sahip
Kafkasya ve bunun daha ötesinde Orta Asya’nın oluşturduğu coğrafyanın tam
merkezinde etkili bir konumdadır. Bu konumu itibariyle ülkemiz tüm dikkatleri
üzerinde topluyor.
Türkiye
yer altı zenginlikleri bakımından oldukça önemlidir. Çünkü bu açıdan zengin
topraklar üzerinde konumlanmışız. Tarihi önemi ve doğal zenginliğinin yanında;
çok farklı yer altı kaynaklarına sahip bulunmaktadır. Bunlardan bazıları;
petrol, bor, altın, krom’dur. Kömür üretiminde ise dünyada zirve isimler
arasında yer alıyor.
Türkiye
üç kıtanın birleştiği çok stratejik bir bölgede bulunmaktadır. Özellikle petrol
ve yeraltı zenginliklerinin bulunduğu
bir bölgede konumlanmışız. Bu zenginliklerden pay almak isteyen ülkeler
açısından Türkiye yapısı itibariyle vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Doğal
zenginliği, tarihsel gelişimi ve konumu itibariyle dünya devletlerinin
kıskacında olan bir ülkede yaşıyoruz.
Birileri
şunu diyor: “ Ne zaman çıkar, ne zaman kapımıza dayanır bilenmez amma, bildiğim bir şey var ki Orta Doğu'da,
önümüzdeki 10-15 yıl içinde şurada veya burada bir veya birkaç savaş yaşanacak.
Büyük krizlerle karşı karşıya kalınacak. Kısır kavgaları bir yana bırakıp,
biraz etrafımıza bakarsak, durumun ne kadar tehlikeli (ve vahim) olduğunu görürüz. Bölgedeki bir
(büyük) savaşa hazır olalım.”
Türkiye
büyük bir medeniyetin, devamı olan bir millete ev sahipliği yapıyor. Bir asır
önce yarım kalmış hesap devam ediyor. Büyük Ortadoğu Projesi diye gündeme
alınan proje, en az 25-30 yıldır uyguladıkları bir projedir. Bu projenin asıl hedefi Türkiye'dir,
Osmanlını devamı olan bir ülkedir Türkiye.
Suriye'deki
iç savaşın sebebi, Yemen'in bölünme sebebi, Libya'nın parçalanmasının sebebi
budur. Bölgedeki Türkleri, Kürtleri, Arapları, Farisileri birbirleriyle
çatıştırma niyetindedirler. Sünni-Alevi ayrımcılığı başlatılmasının sebebi de
budur. Türkiye, güçlü bir medeniyete öncülük etmesin, kendi içinde çekişmeli
bir hale gelsin denilerek bu tür girişimlerde bulunuyorlar
Yaşadığımız
coğrafyadan dolayı, stratejik konumdan ve hammadde- enerji kaynaklarını kontrol
eden merkez ülke olmamızdan dolayı hedefteyiz!. Jirinovski diyor ya: “Bu
coğrafyanın baş belası Türkler’dir.” Rus atları Akdeniz’de sulanmadıkça bu
topraklar huzur bulmaz. Kazak ve Moğol bozkırları bomboş. Türkler gitsinler
ataları gibi o topraklarda öküz gütsünler.” İngiliz’i Alman’ı, Fransız’ı farklı
mı düşünüyor? Hatta Acem’i (İran’ı)? Ya da bu toprakta bizi birbirimize
kırdırarak boğacak ve yok edecekler, mutlak hedef budur.
Bizler
bin yıldan daha fazla bir ve beraber olmuşuz, et ile tırnak gibiyiz. Aklımızı
başımıza alıp, gözümüzün önüne bakmamız lazım. Bugün PKK ile mücadelenin
arkasında yine o hain güçler var. PKK da FETO Terör örgütü de onların
maşalığını yapan piyon örgütlerdir. Türkiye, PKK- İŞID ile değil onları açıktan
ve gizli destekleyen arkasındaki hain güçlerle savaşıyor. Allah yar ve
yardımcımız olsun!...
Dünyada
eşi benzeri olmayan, her karesi şehit kanlarıyla sulanan, sınırları süngü ile
çizilen, ecdat yadigârı bu kutsal topraklar için geçmişten günümüze kadar vatan
evlatlarını şehit verdik, vermeye devam ediyoruz. Şehit kanlarıyla sulanmış
olan bu toprakların bekçiliğini yapmaya devam edeceğiz. Tüm hain güçlere karşı
15 Temmuz gecesi dik durduğumuz gibi dik durdukça, bir ve beraber oldukça Allah’ın
izniyle bizi kimse bu topraklardan söküp atamayacaktır.
UYANMA VAKTİDİR
Ahmet
SARGIN
Tüm
İslam âlemi perim perişan
İnsanlık
özüne dönme vaktidir.
İflah
olmaz kötülükle yarışan
Mazlumun
gözyaşı dinme vaktidir
Vatanı
suladık şehit kanıyla
Destan
yazdık Mehmetçiğin canıyla
Çağlara
hükmettik Türklük şanıyla
Fatih'i,
Yavuz'u anma vaktidir
Türkistan’
dan gelir feryadın sesi
Çin
zalimi katlediyor herkesi
Sanırsın
açılmış domuz kafesi
Kudüs'ten
Pekin'e inme vaktidir.
Kırım,
Azerbaycan kardeştir bize
Tatarlar,
Kırgızlar kurbanız size
Kalpler
konuşuyor ne hacet söze
Sevgi
havuzunda yunma vaktidir
Türk
İslam Birliği kurulsun artık
Hedef
Kızıl Elma varılsın artık
Kardeşlik
hamuru karılsın artık
Milletin
derdiyle yanma vaktidir.
Sargın
Ozan der ki uyanın gardaş
Çin'in
surlarına dayanın gardaş
Bayrağın
rengine boyanın gardaş
Zulmün
tepesine binme vaktidir
Ahmet SARGIN
05. 06. 2018 YOZGAT
VATANSEVERLİĞİN
GEREĞİNİ YAPALIM!
Ahmet SARGIN
Milli
ve manevi değerlerin saldırı altına alındığı bir dönemden geçiyoruz.
Gençlerimiz bunun farkında değiller! Kardeşliğe, huzura ve barışa bugün dünden
daha çok ihtiyacımız var. Türkiye düşmanı hain güçler üstü kapalı gibi amma,
apaçık toplu bir saldırı halindeler. Bunu anlamak ve uyanmak için inşallah geç
kalmayız!...
İnsanlar
arasında fikir, düşünce, siyasi yorum farklılıkları olabilir. Ancak bu düşünce
farklılığı o kişiyi diğer kişiler -kardeşler- üzerine üstün çıkarmaz ve üstün
kılmaz!. Bunu farklı düşüncelerle “Bizden başkası batıl yoldadır sapkınlık
içindedir, bizden gayrisine güvenme” : (biz, ben, partim, pırtım, şeyhim, bizim
soy, bizim tarikat gibi) ifade etmeye kalkışırsak yanılgı içinde oluruz!. Bunun
adı bölücülük olur, Fitne olur, fesat ve ayrımcılık olur.
Birlik,
beraberlik, kardeşlik ve sevgi- muhabbet İslam'ın özüdür. Bize de Cennet
Anadolu da kardeşçe yaşamak yaraşır!.. Bu sevgiden uzak kalanları İslam'a ve
kurtuluşa davet etmek kadar doğal bir düşüncemiz olamaz!.. Siyaset ve siyasi
iktidar gelip geçicidir; bu kavga bizi birbirimize düşman ettiremez,
ettirmemelidir!
Kardeşler
(vatandaşlarımız) arasında ayrım, nefret, kin, çekişme olmaz. Çünkü İslam;
kardeşliği, birlik ve beraberliği emrediyor. Müslümanlar arasında fırkalar,
bölünmeler, ayırımlar ve parçalanmalar meydana getirilerek bizlerin kardeşlik
duygusu kırılmaya çalışılıyor. Kardeşliğe yakışmayan davranışlar sergileniyor.
"Ey
insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Siz birbirinizle
daha iyi tanışasınız diye büyük büyük cemiyetlere ve küçük küçük kabilelere
ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah indinde en şerefliniz takvaca, ahlakça en
ileri olanınızdır. Hakikaten Allah her şeyi bilen ve her şeyden haberdar
olandır." (Hucurat Suresi-13)
Peygamber
Efendimiz buyuruyor: "Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona
yardım etmekten çekinmez, onu hakir görmez, ona hıyanet etmez!...(Eliyle
kalbini işaret ederek üç defa) işte takva buradadır! Bir kimseye şer olarak
Müslüman kardeşini hor görmesi kafidir!. Bir Müslümanın diğer Müslüman üzerine
kanı, ırzı ve malı haramdır!.."
Allah'ın
emri, Peygamberimizin Sünneti hilafına ayrılan, bölünen, birbirini sevmeyen,
birbirinden nefret eden, birbirini çekiştiren gruplar oluşturmak olsa olsa
düşmanın oyunudur. Adına kardeş kavgası denen gerçekte kardeşlikle ilgisi
olmayan bir kör dövüşü onaylamak mümkün değildir.
Yüce
Yaratanın: "Kardeşlerin arsasını ıslah ediniz, aralarını bulup
barıştırınız!..." emrine uyarak, bölücü değil, birleştirici, ayırıcı
değil, bütünleştirici, nifak tohumları ekici değil, sevgi ve kardeşlik
tohumlarını eken insanlar olmak zorundayız.!
Türkiye
ciddi bir abluka altında: Tabiri caizse birileri bizi bir avuç suda boğmak
istiyor. Uyanmaz ve kardeş olamaz isek bizi ciddi bir tehlike bekliyor!..
Çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakabileceğimiz kutsal bir vatan var; Bu kutlu
vatan: vatan hainlerin tehdidi altında?...
Dikkat
buyurun: Türkiye İMF, Batı, ABD ve Terör örgütlerinin tehdidi altında. Ülkemiz her
yönden kıskaç altına alınmaya ve diz çöktürülmeye çalışılıyor. Bunu da
başımızdaki siyasi iktidarın gitmesine bağlamış durumdalar?.. Tıpkı İttihat
Terakki, Jön Türkler, Abdülhamit Han döneminde güya aydınlarımızın yaptıkları
baskılar gibi… (Çanakkale- Birinci Dünya Savaşı- İstiklal Harbi benzeri) hain
bir plan devrededir. Kardeş olup ülkemize sahip çıkmaz isek; bunun vebalini hiç
birimiz kaldıramayız!..Tüm vatanseverler olarak siyasi iktidarlara değil,
devlete sahip çıkma zorunda olduğumuzu haykırmak istiyoruz!..
Ahmet
SARGIN / Gazete Köşe Yazılarından
AHMET SARGIN İLE RÖPORTAJ
Harika UFUK
Şiire Sevdalı Bir Ozan- Yaşayan Şiir: Yozgat’ın Kültür Elçisi olarak bilinen Ahmet Sargın; öğretmenlikten emekli olmuş ve kendisini gazeteciliğe- edebiyata- kültüre ve sanata adamış, güler yüzü tavrı ile kültür programlarında tırnaklarıyla yer edinmiş değerli bir yazarımızdır.
Araştırmacı- Gazeteci Şair ve Yazar Radyo ve TV. Program Yapımcısı Ahmet Sargın ile yaptığım röportajı siz değerli okurlarımla paylaşıyorum.
Harika Ufuk: Sayın Ahmet Sargın ben sizi tanıyorum, gerçi edebiyat
dünyasında sizi tanımayan da adınızı duymayan da yoktur. Ancak okurlarımızın
sizi daha iyi tanımaları açısından kendinizi kısaca anlatır mısınız?
Ahmet Sargın: 1954 yılında Yozgat’ta doğdum, ortaokulu ve liseyi Yozgat’ta okudum.1974 yılında Yozgat Merkez Haydarbeyli İlkokulunda öğretmen vekilliği yaptım. Yazı çalışmalarına da öğretmen vekilliği yaptığım dönemde başladım. 1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümüne kayıt yaptırdım. Konya da hem çalışıp hem de okuyarak hayata hazırlanmaya çalıştım. Eğitim Enstitüsündeyken yerel ve ulusal basında yazılarım araştırmalarım yayımlandı.
Konya Selçuk Eğitim Enstitüsünden 1978 yılında mezun oldum ve Sivas ili Gemerek İlçesi Karagöl Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine atandım. Siyasi ve terör olayları nedeniyle can güvenliğinden Yozgat Merkez Ortaokuluna tayinimi yaptırdım.
Isparta Büyükgökçeli Kasabası Ortaokulundayken l989 yılında bu görevinden istifa ederek Yozgat Yerköy Yeniçağ Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Müdürü olarak göreve başladım. Anadolu Ajansı Yerköy muhabiri olarak görev yaptım. Yerköy Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, Delice Radyo ve Delice Tv Haber Müdürlüğü yaptım.
Yozgat Bayrak TV de “Bozok Şiir Akşamları” ve “Gündem” Programı ile şiir ve sanatseverlerin ilgisini toplamaya çalıştım. İleri Gazetesinde günlük köşe yazarlığına başladım. Yozgat bölgesindeki âşık-ozan ve yazarları toplayarak şiir şölenlerinde buluşturdum. Yazılarımı, araştırmalarımı ve şiirlerimi yerel basında yayımlanarak yayın dünyasına yeni adımlar attım.
Emeklilik dönemi yaklaştığı için 1997 yılında yeniden müracaatla öğretmenlik görevime döndüm. Yozgat ta faaliyet gösteren bir anonim şirketinin matbaa müdürü olarak ticari faaliyetlerde bulundum.
Yozgat Merkez Sakarya İlköğretim Okulu Türkçe öğretmeni olarak yeniden atandım.. Bu okulda 2002- 2003 Döneminde Türkiye genelinde açtığım “Kitap Bağışı” kampanyası ile 7 bini aşkın kitap toplayarak kendi okulumda büyük bir kütüphane kurulmasına vesile oldum. Uzunca bir dönem Yozgat İleri Gazetesi köşe yazarlığına devam ettim. 2004 Eylül ayında kendi isteğimle emekli olup resmi görevime son verdim. Halen Bilgi Sürücü Kursu Müdürlüğü, Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanlığını ve Yozgat İleri Gazetesi Köşe yazarlığı görevimi devam ettirmekteyim.
İLESAM Yozgat il temsilcisiyim, 2006 yılından beri Yozgat ta yapılan Sürmeli Festivali Şiir Şölenlerini hazırlamaktayım.2013 yılında da” Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’ni 2. kez kurarak yeni bir oluşumla şiir ve edebiyat dünyasında emin adımlarla yoluma devam ediyorum.
Evli ve üç çocuk babasıyım ve kendimi “Yozgat’ın Fahri Kültür Elçisi” olarak tanıtmaktan mutluluk duyuyorum. Zaten en önemli amaçlarımdan birisi de budur. Ülke genelinden pek çok şair ve yazarla görüşmelerim devam ediyor.
H. U.: Hangi türden eserler veriyorsunuz? Kaç kitabınız var?
Bize eserleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
A.S.: İlk yaz çalışmalarına öğretmen vekilliği yaptığım Haydanbeyli’de başladım. Isparta Özgül Yayınları yayın kurulunda görev aldım. İlimiz Gaziantep, İlimiz Şanlıurfa, Türkiye Haritası Katalogu gibi eserlerin hazırlanmasında yer aldım. Bu yayınevi tarafından “Halk Masalları” ismiyle 8 adet masal kitabım çıktı. Yazılarımda: Ahmet Taşkın, Abdullah Ecevit, Mehmet Emin, Alperen Selçuk, Sargın Ozan, Garip Ozan, Ahmedi, gibi mahlasları kullandım. “Yozgat Sevdası” ile birlikte 14 adet yayımlanmış hikâye ve araştırmalarım bulunmaktadır.
Sorgun Şair-Yazar Ozanlar Derneği, Yerköy Halk Âşıkları ve Yozgat Şairler Derneği kurucuları arasında yer aldım. Sorgun Ozanlar Derneği Başkanı Araştırmacı, şair, yazar Durali Doğan ile birlikte 1997, 1998 ve 2000 yıllarında Sorgun, Yerköy ve Çiğdemli’de Şiir Şölenleri düzenledim. 2006 yılında Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneğini kurarak Sürmeli Festivalleri Şiir Şölenlerinin düzenleyicisi oldum. Birçok kültür ve sanat programın hazırlanmasında etkin rol aldım. Bu vesileyle Yozgat’ta âşık, ozan ve şairlere ev sahipliği yaptım, Kültür sanat çalışmalarımızla Yozgat’ın tanıtımına büyük katkı sağladık. Yozgat Sevdası” isimli eserimle Yozgat’ın tanıtımına büyük katkıda bulunduğumu düşünüyorum. Şair ve yazarlarla yaptığım “Röportajlar” bir kitap olacak kapasitededir.
H.U.: Evet, 2010 Temmuzunda düzenlediğiniz etkinliğe ben de
katılmıştım. Bu sayede pek çok şair- yazar arkadaşımla ve kızım Sena ile
Yozgat’ı ilk defa görüp gezmiştim. Bize çok güzel ev sahipliği yapmıştınız.
Müzenize, Saat Kule’nize hayran kalmıştım. O güne kadar merak ettiğim testi
kebabınızın tadına da ilk kez Yozgat’ta bakmıştım.
Böylesi etkinlikler illeri tanıtma açısından çok önemli… Her yazar, her
şair bir eserle o yörenin kültürünü anlatıyor ve bu suretle fahri kültür elçisi
oluyor. 9 Temmuz 2010 tarihinde Yozgat 11. Uluslararası Sürmeli Festivali Şiir
Şöleni’nde “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” konulu şiir yarışmasında
“Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” (Gönlümdeki Yozgat) başlıklı şiirimle
jüri özel ödülü almıştım. Aynı şölende “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat”
konulu makale yarışmasında da “Medeniyetlerin Buluştuğu Kent Yozgat” (Yozgat
Rüyası) başlıklı makalemle jüri özel ödülü almıştım. Bu etkinlik benim için hem
şiir hem makale dalında ödül getirdiği için çok önemlidir. Ayrıca “Yozgat
Sevdası” adlı antolojinizdeşiirime ve yazılarıma yer vermiştiniz. Bu vesileyle
bir kez daha teşekkür ederim.
A.S.: Evet Harika Hocam bu çalışmalarınız bizim için de çok kıymetliydi. Biliyorsunuz bu çalışmaları “ Yozgat Sevdası” adlı eserimizle ölümsüzleştirdik ve Yozgat Edebiyatına kazandırdık. Hem şiiriniz hem de makaleniz derece aldı ve jüri tarafından özel ödüle layık görüldü. Yozgat’ın tanıtıma adına yaptığımız bu yarışmaya şiir ve makale dalında birçok şair ve yazar arkadaşımız katılmıştı. Yozgat Valiliği de bu eserlerin kitaplaştırılmasını istedi, biz de eserler unutulmasın diye kitaplaştırdık. Bu yarışmaya katılan arkadaşlarımıza ve şahsınıza çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
H.U.: Yozgat’ta İleri Gazetesinde köşe yazarısınız. Köşe
yazarlığına nasıl başladınız?
A.S.: Gazete köşe yazarlığım
öğrencilik yıllarımda başladı. İlk Köşe yazım “Konya Postası”nda çıktı. Yerel
basının yanı sıra ulusal gazetelerde de yazılarım, araştırmalarım yayınlandı.
Gazetelerin yanı sıra Kültür ve sanat dergilerinde de yazılarım yayınlandı. Şu
an adın saymayacağım kadar dergi ve gazetelerde çıkan yazılarım ciltler dolusu
olacak kapasitededir. Yozgat Gazetesinde yazıyordum.
H.U.: Pek çok ödül aldığınızı tahmin edebiliyorum ancak ilk
ödülünüz hakkında bilgi alabilir miyim?
A.S.: Şükür ödüllere alıştık doğal geliyor artık. Eşim bu ödülleri eve de koymuyor her yer dolu “Artık bürona götür.” diyor. Bu konuda mustaribim yani… Maaşla Ödüllenme de dahilTakdir, Teşekkür, Onur belgeleri, Katılım Belgeleri derken koca bir dosya oluştu. Plaketler ve temsili madalyalar büromuzu gururla süslüyor artık.
H.U.: Sizin için ayrı bir önem ve değer taşıyan bir ödülünüz var
mıdır? Varsa bu ödülünüzü niçin diğerlerinden daha üstün tutuyorsunuz?
A.S.: Çalıştığım okuluma Kütüphane kurmada aldığım “ Maaşla Ödüllendirme” ödülü benim görevimin en kıymetli ödülüdür. Kültür- Sanat adına da Yozgat Valisi Sayın Amir Çiçek tarafından “Kültür Sanata Katkılarım” ve Yozgat’ın Tanıtımındaki gayretlerim nedeniyle verilen plaket ödülü benim için en kıymetli ödüllerdir.
H.U.: En sevdiğiniz şairler ve yazarlar kimlerdir? Hangi yazarın
veya şairin hangi eseri- eserleri sizde önemli bir iz bıraktı? Buna göre etkilendiğiniz
şairler ve yazarlar var mıdır?
A.S.: Türk Edebiyatına olan sevgim ve tutkum milli ve manevi değerlerle bir anlam kazanmış oldu, milli edebiyatın hayranı ve hizmetkârı olan bir yazarım. Türk insanının derdi sıkıntısı ve duyguları benim de derdim ve sevdamdır. Ben Edebiyat bölümü mezunuyum biliyorsunuz. Türk edebiyatının unutulmaz isimlerini okudum hatta araştırmalarda bulundum. Mehmet Akif’e, Mehmet Emin Yurdakul’a, Ömer Seyfettin’e hayran kaldığımı ifade edebilirim. Uzun bir süre şiir ve anı defterleri tuttum binlerce şiir derledim, tabi ki onları defalarca okudum. Âşıklarla- Şairlerle Radyo ve televizyon programlarım oldu onların eserlerinden de etkilendim. Bir de Mili Bayramlar ile anma ve özel günlerde programlar hazırlayıp sunduğum içim kaliteli şiir araştırmaları beni şiire yönlendirdi dersem yanlış olmaz.
H.U.: Aileniz hakkında kısa bir bilgi alabilir miyim? Evli
misiniz, kaç çocuğunuz var?
A.S.: Evliyim şükür huzurlu bir yuvam var. İki kızım bir de oğlum var. Büyük kızım Diyanet’te, küçük kızım Kredi Yurtlar Kurumunda memur olarak çalışıyor. Oğlum da İstanbul da Kartal Adliyesinde görev yapıyor. Rabbim cümlenizin çocuğuna sağlık ve sıhhat nasip eylesin.
H.U.: Allah huzurunuzu, sağlığınızı, mutluluğunuzu daim etsin.
Eşinizin ve çocuklarınızın sanatınıza bakış açısı nasıldır?
A.S.: Azimli ve gayretli bir insanımdır. Çocuklarım çalışmalarıma saygı duyar ve beni takip ederler, ancak eşimle bu konularda anlaşamıyoruz. Şiir ve edebiyat adına çok yere katıldığım ve onları sık sık yalnız bıraktığım için beni eleştiriler. Oğlum iyi bir tiyatro oyuncusudur, başarılı roller almış, maalesef okulunu aksatmıştır. Ama ben onu hep teşvik etmişimdir. Küçük kızım da şiire ve sanata âşıktır.
H.U.: Çok güzel… Siz gerçek bir eğitimcisiniz. Üstelik benim gibi
Türkçe- Edebiyat öğretmenliği yaptınız yıllarca… Şu an emeklisiniz. Gerçi
öğretmenin emeklisi olmuyor. Yaşam boyu süren bir meslek aynen doktorluk,
veterinerlik, yazarlık, şairlik gibi… Edebiyat dünyasında son zamanlarda
“Eğitimci-şair-Yazar” sözünü gerekli gereksiz duymaktan bıktık. Eğitimi bile
olmayan nasıl eğitimci olur bilemiyorum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
A.S.: Harika Hocam kimseyi eleştirmem, yazmalarını teşvik ederim. Binlerce şair ve yazar dostumuz var, bunu zaman ayıklayacak. Birçoğumuzun ismi unutulacak. Kalıcı eserler bırakan dostlarımız Edebiyat Dünyasındaki yerini almış olacaklar. Bir de ne yazık ki: basının ve belirli siyasi çevrelerin şişirdiği ve topluma sunmaya çalıştığı kişiler ve bu sahte isimlerden de rahatsızlık duyuyoruz. Anadolu dan yetişen şair ve yazarlara bunlar kulaklarını kapatıyorlar. Kimseye” Yazma” diyemeyiz, yazacaklar toplum bunları ya bağrına basacak ya da unutacak. Bir gerçek de şu ki: Binlerce eser çıkıyor ama okuyanımız yok, şair de çok ama şiir yok demeyelim zihinlere işleyen ve kalıcı olanlar yok. Olacak inşallah…
H.U.: Ahmet Bey Yozgat ve edebiyat denilince ilk aklıma gelen isim
sizsiniz. Yozgat’a eğitim ve kültür alanında çok büyük hizmetleriniz oldu. Ben
Adana’dan bunu görebildiğime göre hemşerileriniz size minnet duyuyor olmalılar
diye düşünüyorum. Yozgat’ta bir caddeye, bir okula veya bir sokağa -ki bu
oturduğunuz sokak olabilir- adınızın verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ne
dersiniz?
A.S.: Ne derim” Allah” derim. Malumunuzdur ki bazı şeylerin kıymetini kaybedince anlıyoruz. Birileri takdir etsin “ aferin” derin diye çalışmıyoruz. Memleket sevdamız var benim bir de “ Yozgat Sevdam “ var. Yozgat’ın tanıtımı için çalıştım çalışmaya devam edeceğim. Derneğimizi de zaten bu amaçla kurmuştuk. Şahsıma: “Yozgat’ın Kültür Elçisi” derken bunu laf olsun diye söylemek istemedim. Sürmeli festivalleri- Şiir şölenleriyle bu şehrin adını duyuramaya çalıştım. Buna en iyi sizler tanık oldunuz ya bu da ban yeter. Hemşerilerim ya da yöneticilerimiz takdir ederlerse gereğini yapacaklardır. Bu konularda benim bir talebim yok hiçbir zaman sitemim de olmadı. Dedim ya ben memleketime olan görevlerimi yapmaya çalışıyorum. “ Gök Kubbede Hoş Bir Seda olarak kalabilmek” muradımdır.
H.U.: Gelecekle ilgili projeleriniz nelerdir? Şiirle ilgili
düşünceleriniz?
A.S.: Bizler gerçekten de “Kültür Elçileriyiz.” Yozgat’ın Kültür Elçisi olmak beni mutlu ediyor. Bunu da hak ettiğimizi düşünüyoruz. Çünkü programlarımın ana konusu ilimizi tanıtmak oluyor. Çalışmalarımız devam edecek, bundan sonraki hedefimiz çalışmalarımızı Türk Dünyasına duyurmak olacaktır. Bizler Türk Edebiyatının hizmetkârlarıyız. Kültür elçileri olarak değerlendirmelisiniz bizleri… Milli ve manevi değerleri terennüm etmeyen yazar- şair bizim kültür elçimiz olabilir mi? Edebiyat “ Edep” kökünden geliyor, edebi olmayan insanların topluma kazandıracağı bir şey olamaz. Edepsiz toplumların edebiyatı ne anlam ifade eder? Bizler edeple edebiyata tutkun kalan insanlarız, Siz de öyle değil misiniz Harika Hocam?
H.U.: Haklısınız. Ben de Adana sevdalısıyım. Şehrime kültür
hizmetinde bulunmak için şair arkadaşlarımdan Adana şiirleri yazmalarını rica
ettim. Sağ olsunlar, yazdılar. Hatta Azerbaycan’dan, Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nden, Almanya’dan, Fransa’dan bile katılanlar oldu. Sizin “Yozgat
Sevdası Antolojisi” adlı eseriniz o zamanki valiniz Sayın Necati Şentürk’ün söz
verdiği üzere Yozgat Valiliği tarafından çıkartılmıştı. Umarım “Adana Sevdası
Antolojisi” için de Adana Valiliği gereken desteği verir. Sizden de Adana ilini
anlatan bir şiir bekliyorum. Sonuçta bizler Türkiye sevdalısıyız. Edebiyata
hele ki şiire sevdalıyız. Şiir sizin için nedir desem?
A.S.: Şiir benim için her şeydir. Aşkım, sevdam, dostum ve en yakın arkadaşımdır. Ancak şiirde ulaştığım nokta henüz benim için yeterli değildir. Serbest şiir de yazıyorum ama ben “ Hece Ölçüsü” nü seviyorum. Şiir benim en yakın ve ne sevgili dostumdur. Şiiri en etkili anlatım yolu olarak görüyorum. Gönüllere sımsıcak akan şiirin sıcak dostluğudur. Şiir sevgidir, şiir samimiyettir, şiir anlatımın özüdür.
Türk Halk Edebiyatını bilenler şiiri yabana atabilirler mi? Ozanlarımız, âşıklarımız, destanlarımız, manilerimiz, ağıtlarımız, ninnilerimiz bize bunu anlatmıyor mu? Türk edebiyatının ve Türk Kültürünün hayranıyım, Türk kültürünün çağlara hükmetmesi gerektiğine olan inancım beni çalışmaya sevk ediyor.
İyi şiir nasıl olmalıdır? İyi şiir kurallarına uygun, anlatımı keskin, ezberlenmesi kolay olmalı? İnsani ve duygularını en etkin anlatan anlatım şeklidir şiir. Elbette ki, şiir yazmanın bir de duygu, düşünce ve ilham yönü vardır. Yani şiir Allah vergisidir dersek yanlış ifade etmiş olmayız. Bu yeteneği geliştirmek de bize düşüyor. İyi şiir yazmak için kurallarına uyulmalı ve güçlü şairlerin eserleri okunmalıdır derim.
Şiir bir tutkudur devamlılık ister. Ünlü şairleri ve eserlerini okumanız gerekir. Şiiri kurallarına uyarak yazarsanız bir anlam ifade eder. Kuralsız rastgele yazılan eserler şiir demek anlamsızdır. Şiirin kurallarını öğreneceksiniz, şiir merakınız olacak, Mevla da o yeteneği size vermiş olmalı ki başarı gelsin. Binlerce şiiriniz olur ama sizi tanıtacak bir şiir yazarsınız o sizi anlatmaya yeter. Kitaplar içinde bu böyledir. Ümitsizlik başarı getirmez. Azim, çaba ve gayrette devamlılık başarı getirir. Gençlere ve şiir severler tavsiyemiz biz de ve dünya edebiyatında ünlü- tanınmış başarılı şairlerin eserlerini defalarca okusunlar… Ve şiirde kuralı- ölçüyü önemsesinler, kuralsızlık başarı getirmez bu böyle bilinmeli.
H.U.: Hakkımdaki düşüncelerinizi merak ediyorum.
A.S.: Harika Hanım, sizin de bir eğitimci ve edebiyatçı olduğunuzu biliyorum. Çalışmalarınızı da takdir ediyorum. Güçlü bir kaleminiz var, etkili anlatımlarınız dikkatimizi çekiyor. Sizi Adana’dan yansıyan güçlü bir ses olarak görüyor ve takdir ediyoruz. Gönül arzu eder ki bu başarılarınız ömür boyu devam etsin ve Türk edebiyatına adınız altın kalemlerle yazılsın. Dedim ya Gök Kubbe de Hoş Bir Seda olarak kalabilirsek ne mutlu bize… Şahsınızın çalışmaları ve şiirleri takdire şayandır bunu ifade etmek isterim.
H.U.: Hakkımdaki güzel düşünceleriniz ve bana zaman ayırdığınız
için teşekkür ederim. Çalışmalarınızda kolaylıklar ve başarılarınızın devamı
temennisiyle hoşça kalın, şiirce kalın.
A.S.: Harika Hocanım, Çok teşekkür ederim bana zaman ayırdınız. Şu söylemeliyim ki, ben hayatımı tırnaklarımı kullanarak kazandım… Siyasi destekle ve şansımla bir yerlere gelmedim… Şükür ki; başarımda alın terim ve tırnaklarım var. Şahsınızı da tebrik ediyor başarılar diliyorum. Yozgat’tan sizi ve okuyucularınızı saygıyla selamlıyorum.
Harika Ufuk - [email protected]
14. SÜRMELİ
ŞÖLENİ ANISINA
Harika UFUK
Misafirperverdir
Yozgatlı dostlar,
Sürmeli
Şöleni daim yaşasın.
Kesilsin
koyunlar, serilsin postlar,
Sürmeli
Şöleni daim yaşasın.
Gönüllerde
Ahmet Sargın paşasın.
Vatan
millet aşkı harmandır, hardır.
İç
Anadolu’mda Yozgat’ım vardır.
Şaire,
yazara ebedi yârdır,
Sürmeli
Şöleni daim yaşasın.
Gönüllerde
Ahmet Sargın paşasın.
Çalınsın
davullar halay çekilsin,
Yüreklere
sevgi, barış ekilsin,
Camiler
gezilsin, tespih çekilsin,
Sürmeli
Şöleni daim yaşasın.
Gönüllerde
Ahmet Sargın paşasın.
Çapanoğlu
Cami süslüydü çini,
Hayran
olduk gezdik, gördük içini.
On
dört yıl nedir ki görmeli bini,
Sürmeli
Şöleni daim yaşasın.
Gönüllerde
Ahmet Sargın paşasın.
Yozgat’ımın
tarih kokar toprağı,
Nizamoğlu,
Hayri İnal Konağı,
Harika
kültürün, şiir durağı,
Sürmeli
Şöleni daim yaşasın.
Gönüllerde
Ahmet Sargın paşasın.
Harika Ufuk/
ADANA
Eğitimci-Gazeteci-
Şair – Yazar
AHMET SARGIN
AĞABEY
Durdu ŞAHİN
Deniz
gibi gönüllü,
Ahmet
Sargın ağabey
Yüreği
daim güllü,
Ahmet
Sargın ağabey
Arayıp
da soruyor,
Dostlarını
koruyor,
Hedefine
varıyor,
Ahmet Sargın ağabey
Her
zaman umut dolu,
Bükülmez
onun kolu,
Yolu
hep Allah yolu,
Ahmet
Sargın ağabey
Gerçeğe
dönük yüzü,
Asla
tükenmez közü,
Hakka
adanmış özü ,
Ahmet
Sargın ağabey
Yazarsa
bil tam yazar,
Değmesin
ona nazar,
Zalime,
şerre kızar,
Ahmet
Sargın ağabey
Bir
güneş gibi ışır,
Dualarla
dolaşır,
En
doğruya ulaşır,
Ahmet
Sargın ağabey
Mazluma
gönül açar,
Bilin
ki kalmaz naçar,
Şen
kuşlar gibi uçar,
Ahmet
Sargın ağabey
Ekmeği
tuza banar,
Dostlarını
çok anar,
Dostça
güzellik sunar,
Ahmet
Sargın ağabey
Durdu
der ki izzetli,
Samimi
ibadetli,
Adaletli,
gayretli,
Ahmet
Sargın ağabey
Durdu ŞAHİN/
ALACA
Eğitimci, Şair,
Yazar
AHMET SARGIN İLE
YOZGAT SEVDASI
Röportaj: Tarık
YILMAZ
“ Uzun
süredir üzerinde çalıştığı Yozgat Sevdası isimli eserini çıkararak Yozgat
kültür ve edebiyatına yeni bir eser kazandıran gazeteci, şair yazar -Yozgat
Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı hemşerimiz Ahmet Sargın’la “ Yozgat
Sevdası” nı konuştuk.”
Tarık YILMAZ: Hocam, uzun bir
çalışmanın ürünü olan Yozgat Sevdası isimli eserinizi çıkararak Yozgat
kültürüne yeni bir eser kazandırmış oldunuz. Yozgat Sevdası nereden, nasıl
doğdu?
A.SARGIN: Yozgat Gündemi,
Yozgat Sevdası, Yozgat Kültür Elçisi gibi isimleri zaman zaman kullanıp
köşemize taşıdığımızı biliyorsunuz. Uzun bir süre “Yozgat Sevdalıları” diye
yazılar yazdık. Yozgat kültürüne, sanatına, ticaretine, ekonomisine, sporuna ve
siyasetine emeği geçen insanları köşemizde yâd ettik. Yozgat gerçekten de bizim
sevdamız, tutkumuz ve tek derdimiz oldu. Memleketine, Türkiye coğrafyasına,
Türk İslam Coğrafyasına âşık insanlardanız. Ülkemize, kültürümüze memleketimize
karşı görevlerimiz var. Gök Kubbede hoş bir seda bırakabilmenin çabasındayız. Aldığımız
kültür de, yaşadığımız hayat da bize bunu öğütlüyor.
Yozgat
Sevdası nasıl doğdu? Dernek olarak Yozgat’la ilgili şiir ve makale yarışmaları
açtık. Gelen eserlerin çoğunun başlığında ve içeriğinde “ Yozgat Sevdası”
işleniyordu. Dostumuz, kardeşimiz Şebinkarahisarlı şair- yazar Hikmet Okuyar’ın
“ Yozgat Sevdası” isimli şiiri çok hoşumuza gitti. Dedik ki, madem ki
dostlarımız bu ismi çok kullanıyor, biz de seviyoruz. Kendimizi “Yozgat’ın
Kültür Elçisi” olarak da tanıtıyoruz. Öyle
ise eserimizin adı da “ Yozgat Sevdası” olsun dedik. Yozgat Sevdası ismi böyle
şekillenmiş oldu.
T. YILMAZ: Hocam, uzun
yıllar öğretmenlik yaptınız. Çocuklarımıza hizmet ettiniz. Okullardaki okuma ve
yazma konusunu değerlendirir misiniz? Çocuklarımız yeterince kitap okuyup
yazıyorlar mı?
A. SARGIN: Çok önemli bir
konuya değindiniz. Bu benim içimde bir yara. Bizler kitaba dost insanlar olarak
yetiştik. Kütüphaneler bizim evimizdi.
Kütüphane çocukları olarak yetiştik. Evimizde soba yanmaz kütüphanelerin
sobasında ısınırdık. Kısacası öğretmenlerimiz bizleri kitap dostu olarak
yetiştirdiler. Hepsinden Allah razı olsun, rahmetlik olanlar var onların da
mekanı Cennet olsun. Şimdilerde
maalesef, ama maalesef kitap okuyan çocuklarımızın sayısı az. Öğretmenlerimizin
çoğu da okumuyor, okumayı teşvik
etmiyorlar. Buna üzülüyoruz. Bir
internet belası çıktı. Televizyon, oyun ve internet alışkanlıkları
çocuklarımızı kitaptan soğutuyor. Öğretmenlerimizin yapması gereken iki önemli
konu var. Birincisi çocuklarımızı kitaba dost yapmak ve okumayı tutku haline
getirebilmek. İkincisi de yazmak, yazılı anlatımı geliştirmek. Okuyan ve
okuduklarını yazıya döken kişiler olmalarını sağlamak.
Velilerimiz,
öğretmenlerimiz, anne ve babalar bu konularda çaba sarf etmelidir. Kitap
okumayan eğitimci olur mu? Kitap okumayan iyi bir anne ve baba olabilir mi?
Kitap okumadan gelişme, kalkınma olur mu? Elbette hayır. Toplumumuzun en büyük
hastalığı bu, boş vermişlik ve nemelazımcılıktır. “Eğitim Şart” diye eğitimi
alaya alır hale gelmişiz yazık. Diyeceğimiz o ki, yavrularımıza
kazandırabileceğimiz en iyi alışkanlıklardan biri okuma alışkanlığı, diğeri de
“ Yazma “ alışkanlığıdır. Türkçe, edebiyat ve sınıf öğretmenleri, Anne ve babalara her iki husus da çok görevler
düşüyor. İşi ciddiye almalı ve yavrularını okuyan yazan bireyler olarak hayata
hazırlamalıdırlar.
T.YILMAZ:
Peki hocam anladık: okumanın ve yazmanın önemini!.. Yozgat Sevdası isimli
eserinizi ne kadar bir sürede hazırladınız ve kitabın içeriği nedir?
A.SARGIN: Yozgat Sevdası uzun bir
çalışmanın sonucunda ortaya çıktı, eser haline geldi. 2006 lı yıllarda başladı,
tabii ki öncesi de var. 2011’li yılların başında tamamlandı ama, ilavelerle yeni baskıyla
devam edecek. Kitaba sadece kendi
yazılarımızı almadık, dostlarımızın yazılarını ve şiirlerini de aldık. Herhangi
bir vesileyle Yozgat’a gelen ya da yarışmamıza şiir- yazı, gezi notu gönderen
dostlarımızdan seçerek aldık. Ayrıca derneğimizin çalışmalarından örnekler de
aldık. Yozgat’la ilgili yazılmış
şiirleri seçtik, en güzel yazıları aldık, Yozgat Sürmelisinden örnekler aldık.
Fotoğraflarla bunları zenginleştirdik.
Kitabı
eline alan Yozgat’la ilgili bilgi edinebilmeli dedik. Merkez ilçede dahil tüm
ilçeleri işledik. Yozgat Sevdasının iliklerimize işlemesini, beyinlere
yazılmasını, gönüllerde temsil edilmesini arzu ettik. Bu sevdayı gönüllere
nakşettiğimizi düşünüyoruz. Bu eserle Yozgat sevdası bitecek mi, elbette hayır,
yeni ilaveli baskılarla, hatta renkli baskılarla devam edecektir.
T. YILMAZ: Hocam Yozgat
Sevdası çıkalı sanırım sekiz on gün oldu. Yozgat kamuoyuna yeterince
duyurabilmiş değilsiniz ama, esere olan ilgi nasıl? Yöneticilerimiz, Yozgat halkı
eserinizi nasıl karşıladı?
A.SARGIN: Evet eseri
henüz takdim etmeye, duyurmaya başladık. Acemiliğimize geldi, baskısından pek
memnun kalmadık ama, eseri yöneticilerimize, Yozgat kamuoyuna ulaştırmaya
çalışıyoruz... Vali beyle görüştük, belediye başkanımızla görüştük,
desteklerini talep ettik. Yardımcı olma sözü verdiler. Basın yoluyla Yozgat
kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz. Yerel
basındaki arkadaşlarımıza özellikle
teşekkür ediyorum. Yozgat basını bu konularda son derece duyarlı davranıyorlar.
Tabii
ki siyasetçilerimizden, oda başkanlarından, kurumlardan ilgi ve destek talep
ediyoruz. Özellikle Belediye Başkanlarımızın desteğini isteyeceğiz. Bizler
emekli, ekonomik geliri sınırlı insanlarız. Böyle bir eseri yöneticilerimiz ve
halkın desteği olmadan maalesef çıkarmak çok zor. Bunlar çok ciddi talepler
değil ama, kültür ve sanata, sanatçılara, yazarlara, araştırmacılara destek
olma zorundayız. Bizler kültür elçileriyiz.. Kültürüne sahip çıkan insanlarız.
Böyle bir talebi dile getirmek de bizim hakkımız olmalı.
T.YILMAZ: Hocam
eserinizin Yozgat kamuoyuna ulaşmasında bize düşen görevler var mı? Bizler bu konularda size yardımcı
olmak isteriz.
A.SARGIN: Bakın ifade
ettim, Yozgat basını çok duyarlı. Sizler mesai arkadaşlarımsınız,
dostlarımsınız, siz elinizden geleni yapıyorsunuz. Biz daha çok bu desteği
yöneticilerimizden, belediyelerimizden, oda başkanlarından, kurum
temsilcilerinden bekliyoruz. 50- şer 100 ‘er adet alıp kurumlarına ücretsiz
dağıtmalılar.
Sürmeli
Festivali yaklaşıyor, 300- 500 adet alıp
festivalde dağıtılmalı, okullara kurumlara ulaştırılmalı. Artık “Yozgat
Sevdası” eseri bizim olmaktan çıktı, Yozgatlı sahiplenmeli. Eleştiri gelmeli,
ikinci baskısında şunlar da olmalı denilmeli. Biz domates, biber satmıyoruz,
kültüre Yozgat Kültürüne hizmet ediyoruz. Zamanımızı, emeğimizi gayretimizi bu
yönde kullanıyoruz. Kim olursa olsun sanatçı, (sanatkar da dahil)” itibar
görmediği yerden itibar göreceği yere göç eder”. Bizler asla yaşadığımız şehri
terk etmeyi düşünmüyoruz. Sitemimiz de yok, kırgınlığımız da yok, beklediğimiz
şey ilgi alaka, maddi ve manevi destektir. Bu desteği duyarlı yöneticilerden,
duyarlı hemşerilerimizden bekliyoruz. Böylesine bir desteği alacağımıza da
inanıyoruz.
Kurumlar,
şirketler, belediyeler, yöneticiler olarak bizim “ Hediyemizdir” damgasını
vurup üyelerine dağıtmalarını öneriyoruz. Bu vesileyle tüm hemşerimize saygı ve
selamlarımızı sunuyorum.. Yozgat basınına da Teşekkürlerimizi ifade ediyorum.
Özellikle sizlere mesai arkadaşlarıma bana verdiğiniz desteğe teşekkür
ediyorum. Sağ olunuz, var olunuz. Her zaman arakamızda, yanımızda sizleri
görmek bizi mutlu ediyor.
T.YILMAZ: Hocam biz de
sizlere başarılar diliyoruz. Yeni eserler vermeniz temennisiyle “Yozgat
Sevdası” nın artarak devam etmesini dileriz. İnşallah en kısa sürede ikinci
baskısını da yaptırırsınız.
Röportaj: Tarık
YILMAZ
İleri Gazetesi
Haber Müdürü
27 Haziran 2011
AHMET SARGIN VE
BIRAK BENİ HAYKIRAYIM KÜLTÜR ADAMI
Durali DOĞAN
“ Geçmişte Yozgat’ın kültür hayatına büyük
katkılarda bulunmuş ve iz bırakan birçok değerli insanları saygı ve şükranla
anıyoruz. O insanlar aynı zamanda yerel çalışmalarıyla Türk kültürüne de
unutulmayacak katkıda bulunmuşlardır.
Günümüzde
Yozgat kültür tarihine geçecek olan ve gece- gündüz demeden yazan, çizen,
üreten birçok Yozgatlı şair, yazar, gazeteci ve ilim adamı mevcuttur. Ancak
Yozgat halkı bu insanlardan ne kadar istifade edebiliyor, eserlerini ne ölçüde
okuma fırsatı bulabiliyor, ne kadar tanıyor o ayrı bir konu.
Kültür
adamları ister tanınsın, ister tanınmasın, ister okunsun, ister okunmasın
eser vermeye devam ederler.
İşte
böyle bir kültür adamından, Yozgat’ta edebiyat kulvarında koşan bir
hemşehrimizden bahsetmek istiyorum. Bu değerli insan: Edebiyat Öğretmeni,
yazar, şair, gazeteci Ahmet Sargın. Yıllardan beri yakınen tanıdığım Ahmet
Sargın’ın ilk şiir kitabı “ Bırak Beni Haykırayım”ı okuyorum. 2001 yılı Yozgat
Sürmeli Festivali Anısına çıkarılmış bu güzide eser her Yozgatlı’nın kütüphanesinde
bulundurulması gereken bir kitap. İçten, sıcak söyleyen ve ölçü kaygısına
düşmeden samimi bir şair Ahmet Sargın:
Koç
yiğitlerin gönül diyarına
Hoş
geldiniz canlar merhabalar
Çapanoğlu’nun
kutlu otağına
Hoş
geldiniz canlar merhabalar.
YOZGAT’A
KENDİNİ ADAMIŞ
Ahmet
Sargın kim, nasıl bir insan, ne okur, ne yazar? İşte bu sorulara verilecek tek
bir cevap var, o da şudur: Ahmet Sargın: Yozgat’a kendini adamış,
yerken,içerken, otururken, kalkerken, sınıfta, sokakta kaleminin başında
Yozgat’ı düşünen bir eğitimci,yazar, şair, gazeteci; vatansever bir Türk
milliyetçisi. Milliyetçiliğini parti rozeti üzerine lanse etmeyen, kültürel bir
mihvere oturtan kıvrak ve zeki kalemiyle Bozok diyarının hem ihmal, hem de
istismar edilmiş insanının gönlüne tercüman olan bir gazeteci Ahmet Sargın
hoca, günlük kaleme aldığı yazılarını Yozgat İleri Gazetesinde “ Bozok Gündemi”
köşesinde hiç usanmadan ve bıkmadan yayınlamağa devam etmektedir. Her
babayiğidin karı değildir günlük gazetede günlük yazı yazmak. İşte bunu
becerebilen ender gazetecilerden biri de Ahmet Sargın’dır. Hem de hiçbir siyasi
görüşe angaje olmadan. Hem eğitimci olmanın, hem de gazetede yazılar yazmanın,
araştırmalar yapmanın zorluğunu ben çok iyi bilirim. Bu zoru başarabiliyor
Ahmet Sargın.
GARİP
OZAN
Yozgat’ımızı
Manisa’da gururla temsil eden ilimizin kültür elçisi yayınlanmış şiir kitapları
ile Yozgat kültür kitaplığında önemli bir yer tutan Şair Memduh Şenol’a ithaf
ettiği şiirinde Ahmet Bey yüreğini hiç çekinmeden şöyle ortaya koymuş:
Ahmet
Sargın seni andı
Uçup
gül dalına kondu
Her
gördüğünü dost sandı
İnan
ki ben bir Garip Ozanım.
BOZOK
ŞİİR AKŞAMLARI
Ahmet
Beyin hayatı hep çalışmakla geçmiş, 1954 yılı Merkez Kırım Köyü (Yozgat)
doğumlu. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Yozgat’ta okudu. Konya Selçuk
Eğitim Enstitüsü mezunu (1978). Türkçe
Öğretmeni olarak Karagül (Sivas) ,
Yozgat Merkez Ortaokulu ve Büyükgökçeli (Isparta) da çalıştı. 1989 yılında
istifa ederek Yerköy Sürücü Kursuna geçti. Bir süre Yozgat Bayrak Tv de “ Bozok
Şiir Akşamları” adlı şiir programı yaptı. Yozgatlı birçok ozanın halkımıza
tanıtılmasına vesile oldu. Ben de o yıllarda aynı televizyonda “ Kültür
Sofrası” adlı bir program yapıyordum. Kim ne derse desin o günlerde bu tür
programlar çok tutmuştu. Ahmet Bey Yozgatlı bütün ozanları bulaşma fırsatını
yakalamış ve halkımıza tanıtmıştı.
Dile
ki gülsün gül yüzlü gülüm
Her
zaman Allah olur son sözüm
Sönmez
içimdeki yanan közüm
Yaşım
olur akan sel Allah’ım.
OZANLAR DOSTU
İman
ve ideal şairi Ahmet Sargın’ın ilk yazı çalışmalarına vekil öğretmenlik yaptığı
yıllarda Haydarbeyli köyünde başladığını görüyoruz. Şiire ve halk ozanlarına
büyük ilgi duydu. Halk ozanlarının hayat hikâyelerini okuyarak, şiir sevgisi
onu iyi bir Ozanlar Dostu yaptı. Sorgun merkezde, Çiğdemli kasabasında,
Yozgat’ta, Yerköy de düzenlediğimiz Yozgat Âşıklar Şöleni’nde birlikte
olduğumuz Ahmet Sargın Hoca, nerde kültürel faaliyet var maddi ve manevi
varlığını ortaya koyarak orda oldu. Isparta da çalışırken yazı çalışmalarını
sürdürdü. Özgül Yayınları yayın kurulunda yer aldı.” İlimiz Gaziantep, İlimiz
Şanlıurfa” kitaplarının ve yine “ Türkiye Harita Kataloğu” nun hazırlanmasında
görev aldı. Yozgat folkloru üzerine derlemeler yapan Sargın’ın masal
derlemeleri de basılmayı beklemektedir. Evli ve üç çocuk babası olan Ahmet
Sargın ilk şiir kitabı “Bırak Beni Haykırayım”ı yayınladı.
İnsanca
yaşamak benim şerefim
Namusum,
haysiyetim her şeyim
Hayır
be dostum hiç susmayacağım
Asla
susturamayacaksın beni…
İYİ
BİR EĞİTİMCİ
Evet,
“şairleri haykırmayan bir millet sevenleri öksüz kalmış toprak gibidir”; sözüne
uygun olarak milletin evladı bir şair olduğunu bu kitapla ortaya koyan Ahmet
Sargın hep doğruları, iman ve ideli, Yozgat’ı, Türkiye’yi yazmaya, anlatmaya
devam edecektir. Bozok’un; dürüst ve
menfaat beklemeden konuşan kalemiyle gündeminde kalacak. Aynı zamanda şöhret,
madalya, para beklemeden Yozgat Sakarya İlköğretim Okulu’nda bu vatanın
çocuklarını yine bu aziz vatan cennet vatan için yetiştirmeye devam edecek.
Varlığını ve değerini bildiğimiz, bileceğimiz, üretici ve verimli çalışmalarını
takdir ettiğimiz Ahmet Sargın Beyin asıl değeri yıllar sonar daha iyi
anlaşılacaktır. Bu vesile ile aziz kardeşim Ahmet Beyin şahsında tüm Yozgatlı
şair- yazar, gazeteci, eli kalem tutan gönül dostlarına selam ve sevgilerimi sunuyorum.
Bayram
gelir bayramında coşardım
Abdulla’nın
Bahçesinde koşardım
At
yarışlarında gülüp coşardım
Çok
özledim seni güzel Yozgatım.”
Araştırmacı,
Eğitimci, Gazeteci, Şair Yazar Durali DOĞAN
15
Ocak 2003 SELAM GAZETESİ - SORGUN
AHMET
SARGIN’LARA İHTİYACIMIZ VAR
Harika UFUK
“Kendisini Kars’ta 5 Mayıs 2005’te Karslı Aşık
Murat Çobanoğlu adına düzenlenen “Kars
Âşıklar Bayramı”nda tanıdım. Yozgat’tan gelen seçkin şairler arasında idi.
Ozanlar içinde Yozgatlı şairler; duruşları, efendilikleri ile dikkatimi
çekmişti. İlk kez yanlarına giderek konuştuğum grup yine onlardı. Telefon
numaralarımızı verdik, internet adreslerimiz üzerinden haberleştik. Kısaca
yaptıkları güzel çalışmaları takip ettik.
Ahmet
Sargın, Durali Doğan, Hacı Yiğit- Sancakî
gerçekten Yozgat’ı en iyi şekilde temsil etmiş, herkesin takdirini
kazanmış mümtaz şahsiyetlerdendi. Onları tanımış olmaktan gurur duyuyorum.
Zaten Yozgat denilince aklıma önce bu değerli isimler geliyor; arkasından Saat
Kulesi ve Testi Kebabı, Arabaşı Çorbası gibi yöresel yemekleri…
Bu
değerli ozanlar içinde Ahmet SARGIN’ı tanıdıkça, yaptığı güzel ve faydalı
çalışmaları gördükçe hep sevindim; mutlu oldum. Son günlerde duyduğum bir haber
beni daha çok sevindirdi. Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf Başer; Ahmet
SARGIN’a sahip çıkıyormuş. Sargın; Türkiye Sevdalısıdır, Yozgat Aşığıdır. Ona sahip
çıkmak Kültür- Sanata sahip çıkmak demektir.
Yozgatlı
dostlarıma gıpta ediyorum. Onun gibi değerli insanlar kolay kolay yetişmiyor.
Ülkemizin Ahmet SARGINLARA ihtiyacı vardır. O, Üzerine aldığı her görevi
layıkıyla yapan değerli bir kişidir. Eğitimcidir, gazetecidir, hepsinden önde
geleni ozandır. Hem de gerçek bir ozan...
Ahmet
SARGIN İnsan sevgisi ve hizmet aşkı ile yoğrulmuştur. Böyle bir yürek, yurt
için atıyor. Ne mutlu bizlere... Değerli dostum ve meslektaşım Ahmet SARGIN'ı
yürekten kutluyorum ve yolun açık olsun Sayın SARGIN diyorum.”
Çukurova
Halk Ozanları Kültür ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Adına Dernek
Başkanı- Eğitimci Şair- Yazar Harika
UFUK / ADANA
BİR BAŞKA OZAN
YOZGATLI ŞAİR SALİM GÜLBAHÇE
Bozok Yaylasının bağrından
çıkan
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
Edebiyat için meşale yakan
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
Eğitimci şair ozan olmuştur
Gazetede köşe yazan
olmuştur
Cahilin elinde hazan
olmuştur
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
Edebiyat kültür derneği
kurdu
Neler yapılmalı düşündü
durdu
Nice başarılı etkinlik
sundu
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
Maksadı muhabbet değil
vatandır
Yozgat aşkı yüreğinde
yatandır
Kem söz söyleyene çetin
çatandır
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
Kimi destekledi kimi
dalaştı
Engellere göğüs gerdi
savaştı
Türkiye’yi baştanbaşa
dolaştı
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
Gülbahçe’de onun gönülden
dostu
Birlikte üzüldü birlikte
coştu
Aynı hedeflere sürüyor
postu
İşte Ahmet Sargın bir
garip ozan
YOZGATLI ŞAİR SALİM GÜLBAHÇE
BİR GARİP OZAN
OSMAN YÜKSEL
Gönüllerde acar gonca
gülleri
Şekerden serbetten tatlı
dilleri
Kalemi bırakmaz tombul
elleri
Yazdığı sözlerin hepsi
muazzam
Ahmet Sargın derler bir
garip ozan
Çok çekmiştir cefa ile
elemi
Hak adalet için yazar
kalemi
Maillerle yollar dosta
selamı
Ayrılmaz hak yoldan dostum
vesselam
Ahmet Sargın derler bir
garip ozan
Doğrudan vazgeçmez çıkar
uğruna
Şairi yazarı basar bağrına
Başvurmuştur ozan âşık
yoluna
Canlarla can olur o büyük
insan
Ahmet Sargın derler bir
garip ozan
Yüreği çok yufka dokunsan
ağlar
Yoksul talebeye imkânlar
sağlar
Aşk şiiri onun kalbini
dağlar
Sanki bir şerbettir
ballardan sızan
Ahmet Sargın derler bir
garip ozan
Her hal biraz aşkın
derdini çekmiş
Sevgisi uğruna gözyaşı
dökmüş
Sevdanın yoluna şiirler
dökmüş
Sanki aşk gölünde yüzen
bir sazan
Ahmet Sargın derler bir
garip ozan
Değmen başkanıma yarası
azar
Yüksel Ahmedi’nin destanın
yazar
Yüzü hep güleçtir değmesin
nazar
Onda tekmil hayâ ile
intizam
Ahmet Sargın derler bir
garip ozan
OSMAN YÜKSEL (Yükseli) Halk Şairi /YOZGAT
BİR SANATÇI
DOSTU
Habip COŞKUNSOY
Anadolu
ve Yozgat sevgisini içine yumak yumak örmüş, bütün güzel yanlarını benimsemiş
ve başkalarına da ışılatmaya çalışan bir projektör…
İyiye
ve kötüye kendi felsefesinde farklı bir mistik değerle yaklaşan, çirkinde bile
güzellik öğeleri aramaya çalışan; insanı insan bilen portre…
Sanata
dair meyveleri, deneleri tek tek parmak ucuyla incitmeden toplayan ireçber…
Sanatçıların
dağınık ürünlerini tapıl yapar gibi deste dizayn eden gönüllü ırgat… Ahmet
Sargın…
1954
Yozgat Kırım Köyü doğumlu, öğretmen olan Sargın Yozgat Kültürüne hizmet etmeyi
görev ve şeref bilmiş ender Yozgatlılardan biri.
Halen
bir mahalli gazetede okuyucu şiirlerini köşesinde yayınlayarak genç şairlerin
önünü açmaktadır.
Kişiliği
ile de mütevazi bir kimliğe sahip olan Ahmet Hoca bir mangaldaki kor gibi
çevresini yavaş yavaş yakmadan ısıtmakta…
Semaver
olgunluğundaki ağır ağır dem veren bir sanatçı ve sanatçı dostu…
Bilakis
amatör şairler için kendisini seferber ettiği nedeniyle kutluyorum…
Selametle…
Habip
COŞKUNSOY / Yozgat Gazetesi -TIRPAN-
Köşe Yazısı/ 14 Eylül 1999
Şair,
yazar, Tiyatro Sanatçısı ve Yönetmeni
GÖNÜLLERDEKİ YOZGAT SEVDASI
Menzure DURU
"Gelin
Görün Bursa'yı " deyişinden bahis olunca Osmangazi,Yıldırım, Nilüfer,
Güzelyalı, Gemlik, Orhangazi İznik kıyılarında Uludağ eteklerinde
gezindim..Melekler Adası Gönen gizeminde arandım..
Bandırma
Balıkesir Bilecik Söğüt obalarına yaylalarına baktım Emirdağlı Rabia canlardan
haber aldım Konya Medine Şebinkarahisar Kalesi Eğribel tepesi havasını
soludum..
Giresun Cennet
Yolu güzergahından Aksu'ya Atapark'a akarken Halil Rıfat Paşa Tüneli düştü
aklımıza..Buralardan Okuyar dercesine bir şair geçmişse eğer..
Mutlaka Ahmet
Sargınlar da Sorgunlu Yerköylü Yozgatlı aşık ozan şairler de geçmiştir bu Kınık
obalarından Sarıkaya Termallerinden dedik geçtik ve az gittik uz gittik engin
ufuklara doğru..
Nereye mi?
Gözüm yeşile,
kestane rengine. Rüzgârı bol, zümrüt yeşili Bozok’a Orta Anadolu'nun en güzel yaylasına erkenden
çıktım sabah yürüyüşüne, yumuşak kahverengi zemin, her adımım hatırlatan,
izlerken zengin hikâye, en büyük rakım ve en küçük rakım ile derin…
Gökte kuşlar,
etrafımda kokusunu en çok sevdiğim üç ağaç, Karaçam, Meşe ve Ardıç, işte kilit
noktam; Renklerden korkanlara, ne düzgün, ne güzel, benzetirim saçlarına nazar
boncukları takmış çocuklara, güneşte yanmış tenleri, buğulu gözleriyle, pırıl
pırıl…
Uçun kuşlar
uçun, çocuklar gülümser rüzgâra “Gel biraz daha yaklaş yanımıza” der gibi.
Canım büyülü
Bozok Yaylası, coşkun, özgür, sevinçli… Yürürüm bu gün benim günüm her
zamankinden güzel, yemyeşil ışıl ışıl, kâh sağdan kah soldan, kıpır kıpır
çevremi saran ihtişam. Tıpkı bir çocuğum, güzel bir oyuncağa sahip olmuşum.
Koşmak, sarılmak çok ama çok güzel, sonsuzluğuna, suskunluğuna, sessizliğine ve
çağrısına… Renk ki; yemyeşil tepelerin arasında bir avuç zümrüt. Öyle ya, her
şeyin başı sevda: Bozok Sevdası…
Tabiat, iklim,
toprak - su kuş bakışı kıvrım kıvrım yollar, dantel gibi işlenmiş vadilerde
parçalanmış dalgalı düzlükler, insanın doğasıyla ilgili yaklaşımım bireysel.
Değerler, semboller ve hatta doğumlar mıknatıssal uzantısıyla’ Bana değer
verirler ya da bazıları başka bir takım şeylere değer verir’ gibi. Bu yüzden
içimde hep bir direnç, değişmekten korunmak için…Bozok Yaylasında Rüzgâr ve
yaprak…
-Kim O?*
Yol ve yolumun
rotası. Sevgi, hürmet sonra cesaret ve namus hayatın tamlanması, gizli, derin,
hayat kaidesi bağlılık. Şöyle diyordu şair: Daha sıkı sarılıyorum Yunus’a ‘
Dağlar ile taşlar ile’ Bir nehir çıkıyor karşıma Mevlana’nın eşiğinde ‘ vedalar
gözüyle sevenler içindir’ ansızın bir ışık uzaklardan içime Veysel’in sesi
göklerde ‘ Uzun ince bir yoldayım’ ve gerçek insan, sözün gelişi sonsuz kere
sonsuz, alem içinde alem. Akıl yeter mi? Yetmez mutluluk yakalayabilene.
Alıştık
birbirimize, burası Bozok Yaylası, bakıver!.. Hayatın amacı zirvelerden
süzülmenin verdiği heyecanı tutmak değilmiş, ulaşmanın hazzıymış…
Hayat denen
kısacık bir yol
Bekliyordum bir
ses!
Neydi?
Uzaklardan
geliyor kulağıma kavalın sesi, notalarında sevgi, sevgi sürmeli, elinde kavalı
sırtında sazı Yozgatlı… Bir çamın dibine yaslanmış
***
Dersini almış da
ediyor ezber
Sürmeli gözlerin
sürmeyi neyler
Bu dert beni
iflah etmez deleyler
Benim dert
çekmeye dermanım mı var?" …
“Dayanamayıp
sordum:
Bakar mısınız?
Döndü, yorgun gözlerinde masum bir ifade vardı
‘Aklım takıldı,
sevda kötüdür mü dediniz? Anlamadığımı zannetti, gülümsedi
Sen hiç mapusa
düştün mü?
Yoo, düşmedim
Düşsen bilirdin…
Öyle ya
yeryüzünde kaç kişi çıkardı sevda kötüdür derdi?.. Kaldırım, taşlı yollar ve
köprüler. Aklımın yolu yordamı ezgiler, farklı coğrafyalarla birlikte renkler,
tükenmemek için direnen ümidim kımıldayan otlarda, kat kat yükseliş,
aşağıdan-yukarıya doğru, yükselişin rakımı ‘Yüz kat’ kış ile yaz, gece ile
gündüz. Ne görebilirim? İlginç ne olabilir?
Keşfetmeye
çalışırken, yurdumun çocukları öğrenmeliydi, şiiri, masalı, çeşit çeşit
huyları, güçleri, zayıf yanları ve en çokta Yaradan’a aşk’ı.
İşte, Yozgat
Sevdası isimli eserini hazırlayanı,
Aşık, Ozan Şair, Yozgat’ın Tanıtım Turizm Kültür Sanat Elçisi, Eğitimci Halk
Bilimcisi, Gönül Dostu ve Gülnihal Hanım Kızım Şiiri gibi yüzlerce şaheser
şiirin sahibi: Ahmet Sargın…
*( Gönlümde gül
Gülnihal hanım kızım)
*********
Ahmet SARGIN /
YOZGAT
Halk Bilimcisi
Eğitimci Şair Şiir Yorumcusu Yozgat Şiir Etkinlikleri Organizatörü Rehber
Şebingülü Dostu Ahmet Sargın Beğ.. Inanılmaz güzelliklerde buluştuk kaynaklara
indikçe… Söyledikleri, anlattıkları kadar yazıları da ayrı bir önem kazanmış
şiir dünyasında, Yön veren, imkansız görüneni başarma gücü olan, mutluluk,
dostluk, aile bağı süper bir lider özellikli can Sargın..
Mücadeleci
renkli bir ruh, değerli bir insan, anarken saygı duyduğum, okurken düşündüğüm
kalem, Şair- Yazar Ozanlar Derneği kurucusu, Yer aldığı Gazete ve dergiler:
(Konya Postası, Bizim Anadolu Gazetesi, Yerköy'ün Sesi Gazetesi Yazı işleri
müdürlüğü, Gelişen Yerköy Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği, Yerköy 2000 Dergisi
Konuk yazar, Yozgat Gazetesi, Yozgat İleri Gazetesi Köşe yazarlığı, Kürsü
Dergisi, Olay Gazetesi, Adana Ozan Dergisi, Salihli Sevgi Yolu Dergisi, Bozok
Dergisi, Çınar Dergisi ve Sorgun Sıla Dergisi...)
TV. program
yapımcısı Ahmet Sargın ile masamdan eksik etmediğim Yaşayan Halk Masalları,
içinde özlem, kor, bir, alev hep yürekten, dolu dolu, hazanı, hüzünle
birleştiren hatıraları, emanetleri, halini, tavrını mevsimlerin dışında tutabilir
misin sorusu ile bir ışık yol gösteren. İnşallah daha çok masallarını okuyup,
daha çok dersler çıkartacağız…
Uzun bir
yürüyüştü, ne kadar yol aldım, ne kadar yolum var?
Zaman geldi
geçti… Güneş tam tepede!
Gel gör ki
şimdi; Ruhunda gariplik vardır ya insanın öyle. Yıllarını protein diyeti ile üç
artı üç geçiren biri olarak pek çok hikâye, şiir hatta şarkı mutfağımda
çalışırken biçimlenir. Hem hayal gücümü hem el emeğimi kullandığım ve ortaya
sonucu elle tutulabilir, mideme atılabilir bir şey var mı diye düşündüğüm an …
Yaradan’a sonsuz
şükür, dönüşüm muhteşem olacak… Az ileride zengin mutfağı ile ‘ Yozgat’
gerçekten "işe yarayan" … Arabaşı, Testi Kebabı, bulgur, yarma,
döğürcek, nohut, mercimek… Ve
Türkülerde
insan!
Paylaştığım
gönülden” Yozgat Sevdası” ile Bozok
Yaylası ve Kınık ufuklarında…”
“Sargın
Gönüllerdeki Yozgat Sevdası” - 20 AĞUSTOS 2015
Menzure DURU/ BİLECİK,Şair, Yazar…
SAĞ OLASIN AHMET
SARGIN
Şahin BAĞCI
Dostum
beni hatırlamış
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Hayat
hikayemi yazmış
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Dostlarına
gönül vermiş
Kendini
bu yola koymuş
Beni
de sıraya almış
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Bazen
dosttan yara almış
Bazen
de aşkına yanmış
Yine
beni unutmamış
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Dostlarını
arzuluyor
Ölenlere
üzülüyor
Şiirlerim
yazılıyor
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Yaramaz
sözlerden kaçmış
Tatlı
güzel sözü seçmiş
Dostlarına
kucak açmış
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Şahin
Şiirleri ekler
Boşa
gitmesin emekler
Her
ozandan şiir bekler
Sağ
olasın Ahmet Sargın
Şahin BAĞCI-
Halk Şairi
YERKÖY – 5 Ekim
2002
SARGINCA
ŞİİRLERDE.. GELEMEM GARİ..
Hikmet
OKUYAR / ŞEBİNKARAHİSAR
Yozgat Her alanda süper özel yetenekli
canlar ile ün kazanmış vatanın sigortası olmuştur..
Tarihi Yozgat Lisesi ne kadar meşhur ise
oradan yetişen öğrenciler öğretmenler ne kadar isim yapmışsa Halk bilimcisi
Eğitimci Yazar Şair Ahmet Sargın ile Durali Doğan da o denli önemlidir ve
Türkiye genelinde önemli isimler yetiştirmişlerdir..
***
Yıllar önce Yozgat Sevdası / Ahmet
Sargın isimli tanıtım turizm kültür sanat eserini kültür sanat dostlarımızın
beğenisine sunarken bir yandan da Şebinkarahisar' a şiirler gönderiyor bir
yandan da; 20.Uluslararası Emit Turizm
Fuarı kapsamında; TÜRKİYE SEVDASI 438. Tanıtımı sırasında bir kez daha
paylaştığımız gibi '' Gelin Görün Bursa' yı / Ahmet Sargın '' diyordu..
***
Şimdi yine davet ediyorum Şebinkale
burçlarına Kınık Yaylasına Eğribel Tepesi'ne Ne olur Çobanlar Çeşmesi başında
bir kez daha buluşalım..
***
Ne olur gel Gari.. '' Gelemem Gari ../
Ahmet Sargın deyişin şiirlerinde kalsın!.. Ne olur Can dost Ne olur bekliyoruz
gel gari!...
(Hikmet OKUYAR/ Şebingülü ile selam)
******
GELEMEM
GARİ..
Ahmet
SARGIN
Söz vermiştim sana gelirim diye
Hakkını helal et gelemem gari.
Kavuşmazsak inan ölürüm diye
Hakkını helal et gelemem gari.
*
Umut bağlamıştım sevgiden yana
Ölesiye dedin söz verdin bana
Gelmemi istedin can kattın cana
Hakkını helal et gelemem gari.
*
Suçun yok sevmiştin delice beni
Yalan mı söyleyim çok sevdim seni
Yıllarca ateşe attın bedeni
Hakkını helal et gelemem gari.
*
Garip bir yolcuyduk özden ağladık
Umutlarımızı nare bağladık
Ne çok özlemiştik ciğer dağladık
Hakkını helal et gelemem gari.
*
Hayatıma girdin gönlümü çaldın
Kavuşuruz dedin hayale daldın
Onca acıları üstüme saldın
Hakkını helal et gelemem gari.
*
Mevla’yı ararken Leyla’yı buldum
Sevgi pınarına beyhude daldım
Nadide bir çiçek solmaz bir güldüm
Hakkını helal et gelemem gari.
*
Sargın Ozan der ki: kandı bu gönül
Umudu vuslatta sandı bu gönül
Hamdı pişti od’ da yandı bu gönül
Hakkını helal et gelemem gari...
*
Ahmet SARGIN
15.01.2016 / YOZGAT
A:S NOTU: Üstadım gönülden seslenen “
Gel” çağrıların özümüzü ağlattı. Şebingülü ile Şebinkarahisar da geçirdiğimiz günleri biz de unutamıyoruz.
Şebinkarahisar Kalesinden muhteşem görüntülerle çektiğimiz hatıra fotoğrafları
ve “ Mandalla çamaşır gibi astığınız “ ŞİİR SERGİSİ “halen gönüllerimizi
ısıtıyor. YA NASİP diyorum inşallah Üstadım,
sağlığımız yerinde olursa yine
buluşuruz. Candan teklifiniz için teşekkür eder selam ve saygılarımı sunarım
.AS.
SEVGİ İLE BEZENMİŞ
Değerli Dost Ahmet Sargın’a
H. Şaban KORKMAZ
Sevgi ile bezenmiştir
Hep güzele özenmiştir
Helalinden kazanmıştır
Değerli dost Ahmet Sargın
Elin tutsam bil ki sıcak
Hakikate açar kucak
İlim alır kucak kucak
Değerli dost Ahmet Sargın
İkiliği paraladı
Güzelliği sıraladı
Dost kapısın araladı
Değerli dost Ahmet Sargın
Kan ağlasa güler yüzü
Tartışılmaz onun özü
Zirvededir daim gözü
Değerli dost Ahmet Sargın
Serkeşliğe kızar gelir
Güzelliği sezer gelir
Sevgi saygı dizer gelir
Değerli dost Ahmet Sargın
H. Şaban KORKMAZ
Eğitimci, Şair.Yazar / 20.10.2002 AFYON
ŞAİR-
YAZAR AHMET SARGIN
Salim
TAŞÇI
“Duruşunda,
yürüyüşünde, konuşmasında sabır vardır… Etkilendiği bir harf bile Ahmet
Sargın’da şiir, nesir olur… Çok lüleli pınar misali akar gider, okuyucusuyla
buluşur…
Işık saçar yöresine…
Doğru yerde kullanır kalemini..
Kibir, bilgiçlik yoktur dünyasında…
Yunuscu’dur “Yaradılmışı severim
Yaradan’dan ötürü” YE. Yolunda gider…
Sapmaz doğru bildiği yolda tavizsiz
yürür…
Türkiye Sevdalısı,
Yozgat Aşığıdır…
Şairdir, ozandır, yazardır..
Ömrü vefa ettikçe yazacaktır…
İki konuda doyumsuzluğu vardır:
Yazmak ve okumak…
Yazsın, okusun gelecek kuşaklara
yüzlerce eser bıraksın… Namına da yakışır hani…
Çalım satmaz, böbürlenmez… İki satır
yazıp da yazar oldum diyenlere çok rastlamışlığımız olduğundan, sadelik taşıyan
dostları alkışlamamız bundandır.
Ahmet Sargın dostumuz da, alkışlanmayı
ziyadesi ile hak edenlerdendir.
Nice başarı dileklerimizi yinelerken,
dönelim kendi kaleminden anlatımlarına…
“Yedi kaleminen mektup yazarım
Aslım Yozgatlıdır gurbet gezerim
Esen rüzgârlardan hile sezerim
Düş önüme götüreyim yar seni!.”
(Not: Yazının devamında Sargın’ın uzunca biyografisine
ve bir şiirine yer verilmiştir)
Gazeteci
Yazar Salim TAŞÇI- ANKARA
Kültür
Sanat sayfası / Yozgat İleri Gazetesi- 17 Nisan 2009
AHMET SARGIN
Temel SÖNMEZ
“ Bu isme Yozgat Halkı gayet aşinadır. Eğitim
sevdalısı olan Sargın’ın edebiyatımıza olan katkıları unutulur cinsten
değildir. Asıl mesleği öğretmenlik olan Ahmet Bey, şu anda Yerköy’de Sürücü
Kursu müdürlüğünü yapmaktadır. Bir yılı aşkın süredir yerel bir
televizyonumuzda “ Bozok Şiir Akşamları” adlı programlarıyla edebiyatseverleri
ekran başına adeta mıhlamaktadır.
Yozgat
ve civarındaki Halk ozanlarını teker teker bulup, bunlara telefonla ulaştıktan
sonra kendi otosuyla Yozgat’a getirip, televizyonda Yozgatlıların takdirini
kazanmış bir programı da halka sunmak özveri değil de nedir? Hiçbir kişisel
çıkar beklemeden kendi cebinden de para harcamak suretiyle halka bir şeyler
verme azminde olan böylesi bir insan elbettedir ki takdire değer.
Böylesi
bir insan takdir ve teşvik edilmesi gerekirken bu çalışma azminin bazı kişiler
tarafından destek görmediğini yekinen bilmekteyiz.
Öyle
insanlar vardır ki, kendinde olmayan meziyetlerin başkalarında olmasına
reaksiyon gösterirler. Bu tip insanlar hep kendilerinin gündemde kalmasını
arzulamalarına karşın, toplumdan farkında olmadan tepki alırlar. Bataklığa
düşmüş bir insan misali çırpındıkça batağın içinde boğulur kalırlar…
Ahmet
Sargın Bey hiç aksatmadan her hafta gazetemizde köşe yayınlamakta;
gazetecilikte köşe yazısı yayınlamak ciddiyet ister, özveri ister. Onca işinin
arasında Yerköy’den bir Ahmet Sargın çıkıp kendi ilçesinin sorunlarını
gazetemiz aracılığı ile tüm yurt sathına yayınlayabilmekte… Büyük Millet
Meclisinden tutun da özellikle Yozgatlı olan üst düzey bürokratları kendi
yöresinin sorunlarından haberdar etmek, ekmeğini yediği yere duyulan saygıdan
başka bir şey değildir.
Karınca
kaderince Yerköy için faydalı bir insan olma çabasında olan Ahmet Sargın, bu
davranışıyla Yerköylülerin de takdirini toplamıştır. Kendisi de şair olan
Sargın’ın tek kusuru bugüne kadar yazmış
olduğu şiirlerini bir kitapta toplamamasıdır. Edebiyatseverler kendisinden
böyle bir kitap yayınlamasını beklemektedir. Kendi şiir kitabı olmadığı halde
hasetlik, fesatlık bilmeyen Sargın, Yozgat ve çevresinde bulunan şairlerin
eserlerini kendi köşesinde halkımıza tanıtma basiretini de göstermiştir.
Ruhları
ve bedenleri fesatlıkla yoğrulu olanlara Ahmet Beyin örnek olmasını diliyoruz.
Emeklilik hayatını Alaşehir de sürdüren “ Memduh Şenol” kardeşimizi dilinden
düşürmeyen Ahmet Bey, hemşerimiz olan bu şairin dört kitabını da halka
tanıtarak, televizyon programlarında bu şiirlerden örnekler sunmaktadır. Ahmet
Beyin amacının kişileri övmekten ziyade onların bu verimli çalışmalarını dile
getirip ileriye dönük teşvikçi olmasıdır. İnsanlar kendilerini övmekten ziyade
başkalarının eserlerini topluma lanse etmekle yücelirler.
Sayın
Sargın bizlerin gözünde yüce bir insandır. Kendisini bu başarılı
çalışmalarından dolayı kutluyor, yarın gerçekleştireceği” Sorgun Âşıklar
Şöleni” programının başarıya ulaşmasını canı gönülden diliyorum”
15
Haziran 1996 İleri Gazetesi Köşe Yazısı
Temel
SÖNMEZ- Gazeteci, Şair, Yazar / YOZGAT
YAŞAYAN HALK
MASALLARI VE AHMET SARGIN
Seda ERKILIÇ
“
İlke olarak masallara ve olmayacak hikâyelere o kadar bağlanmışız ki,
vazgeçmemiz pek mümkün değil. Kırmızı başlıklı kızlar, Pamuk prensesler,
Külkedileri hayatımızın her evresinde karşımıza çıkar ve gerçekle hayal
arasında bir yolculuğa sürükler. Hatta o kadar kaptırırız ki kendimizi,
hayatımızı bir masal kahramanına benzetir ve o şekilde hayatını idame ettirmeye
çalışır.
Ama
bildiğimiz bir gerçek var ki, bizim masallarımız hiç mutlu sonla bitmez, bizim
masallarımız da sevenler kavuşmaz, fakirler zengin olmaz, hastalar iyileşmez,
kötü kalpli insanlar iyi kalpli olmaz yani hep kötüdür...
İşte
bu duygu ve düşüncelerle masal kitaplarını okumayı bırakmıştım bir kaç yıldır.
Ta ki gazetemiz köşe yazarı Ahmet Sargın Bey’ in, masal kitaplarını görene
kadar. Önce ön yargı ile yaklaştım, ama bir baktım ki: işimi gücümü bırakmış
masal okuyorum, hem de ilköğretim düzeyinde ki masalları merakla okuyorum.
Belki
komik gelecek belki de anlama güçlüğü çekeceksiniz ama inanın gerçekten çok
değişik bakış açısı ile yazılmış, olmayan masal kahramanları öyle candan
anlatılmış ki, bir anda bulunduğun mekândan, uçsuz bucaksız nehirlerin aktığı,
etrafında bin bir renkli çiçeklerin açtığı mekanlara yolculuğa başlıyorsunuz.
Dolayısıyla laf aramızda oralardan kopup tekrar buralara gelmek pek hoş
olmuyor.
Ahmet
Bey o kadar güzel anlatmış ki; Devlerin Ülkesini, Susuz Ülkenin Yedibaşlı
Devini, Gül Çiçeği, Kervancı Başını, Şah Yusuf’u, o kadar derinden işlemiş ki,
acıların mutluluğa dönüşmesini, insan oralardan gelmek istemiyor, hatta müdahale
etmemek için de kendini zor tutuyor.
10
masal kitabından oluşan seri birbirine bağlantılı hikâyelerden oluşuyor.
Aslında her birinin kahramanı ayrı, mekânı ayrı ama birlikte okunması tavsiye
ediliyor en azından yabancılık çekilmemesi için birinci kitap ‘ Devler
Ülkesinde Bir Yiğit...’ te bir takım açıklamalara yer verilmiş.
Daha
öncede söylediğim gibi, ilk kitap ‘ Devler Ülkesinde Bir Yiğit, Devler
Ülkesinden Dönüş, Eğil Kavağım Eğil, Ah Kıza, Vah Kıza, Susuz Ülkenin Yedi
Başlı Devi, Susuz Ülkenin Yiğitleri, Kanlı Kuyu Başında iki Aslan Yavrusu,
Kervancı Başı Aslanların Peşinde, Gül Çiçek ile Yay Kuran, Şah Yusuf ile Taybenli’yle
son buluyor. Güzel kombinasyon, güzel bir birliktelik. Bu arada yanlış
anlaşılmasın ayrı ayrı okuduğunda da hikayeler anlamlı ve akıcı, yani illa 10
tanesini bir arada okumak gerekmiyor ama, mutlaka da on tanesi bir arada
okunuyor.
Şunu
açık olarak ifade etmeliyim ki Ahmet Bey, köşe yazılarında sert üslup kullanan,
kendisine ters geleni açıkça ifade eden yani katı kurallar çerçevesinde köşe
yazan bir yazar, ama bu kitaplarda o kadar tatlı bir dil kullanmış ki;
şaşırmadım desem yalan olur.
Kendisinin
bizlere armağan ettiği bu kitapların tüm ilköğretim öğrencileri tarafından
okunması gerektiğini de düşünüyorum. Şimdi reklam yaptığımı yada rant peşinde
koştuğumuzu düşünebilirsiniz ama yanılıyorsunuz, öncelikle bu köşeyi
yazdığımdan Ahmet Bey’ in haberi yok, ikincisi de bu kitaplar gerçekten faydalı
dersler çıkartabileceğimiz, ders veren masallar. İlköğretim çağındaki bir çocuğun
bilmesi gereken bazı gerçekleri de motif motif işlemiş Ahmet bey, belki de
yıllardır öğretmenlik alanında verdiği çabayı biraz da masallarla pekiştirmek
istemiş ve çok da iyi yapmış…
Eline
koluna, gönlüne sağlık umarım bunlar bir başlangıç olur ve devamları gelir. En
azından ben sabırsızlıkla bekliyorum. Kendisinin de biz okuyucularını kırmayacağını
düşünüyorum. İnşallah daha çok masallarını okuyup, daha çok dersler
çıkartacağız.
Sadece
Ahmet hocama değil bu işte emeği geçen herkese de gönülden teşekkür ediyorum
iyi ki bu eserleri bizimle tanıştırdınız, sağ olun var olun. “
Seda ERKILIÇ -
Yozgat İleri Gazetesi Köşe Yazısı- 29.12.2005
YOŞAYDER’E
BAŞARILAR
Durali DOĞAN
Sorgun Selam
Gazetesi Sahibi
“
Cumartesi günü Gazeteci- Yazar Ahmet Sargın Bey’in öncülü gün de kurulan
“Yozgat Şairler Yazarlar Derneği’nin” açılış yemeğindeydik. Hayırlı-uğurlu olsun yemeğine çok sayıda
arkadaşımızla birlikte katılarak hasret giderdik. Sohbet, muhabbet ettik. Kısa adı
“YOŞAY DER” olan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği’nin kurucular kurulunda ben
de yer aldım.
Öncelikle
Dernek Başkanı Ahmet Sargın Hocamın şahsında YOŞAYDER ’de kurucu olan ve görev
alan değerli gönüldaşlarımızı kutluyorum. YOFİSAD-Yozgat Sürmeli Folklor
Derneği ‘nde yemeğimizi yedikten sonra Hayri İnal Konağı’nda şiir ve saz
muhabbeti ile toplantımız devam etti.
YOŞAYDER
’in ilk toplantısına ilgi yoğundu. Sağ olsun Ahmet beye inanan, seven,
hizmetlerini bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da desteklemek isteyen gönül
erleri, gönül dostları toplantımızı şereflendirmişlerdi.
Dernekler
İl Müdürü Hakkı Yurtlu, İleri Gazetesi Haber Müdürü Tarık Yılmaz, Hakimiyet
Gazetesi köşe yazarı Celalettin Yünel, TRT Yozgat Muhabiri Emre Demirel, Kızılay
Şube Başkanlığı adına Selim Nemli, Şair Ali Doğruyol, Yerköy Halk Aşıkları
Derneği Başkanı Kadir Öğren, Halk Ozanı Neşet İçöz, Sorgun Şairler-Yazarlar
Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Hac Yiğid, M.Ali İlbaş, şair Ekrem Gürer, şair
Yusuf Koç, Necati Duyar ve Talip Yozgatlı, Din görevlisi Nazmi Çevik, öğretmen
Eyüp Yiğit, Folklor Araştırma Derneğinin Başkanı Yakup Arslan toplantıya
katılanlardan aklımda kalan değerli isimlerdi.
Şiirlerin
okunmasından, Aşık Kadir öğren ve Ozan Neşet İçöz’den dinlediğimiz türkülerden
sonra Yozgat kültürüne hizmetimizi daha nasıl sürdürebilir, yaptıklarımızın
yanında başka neler yapabiliriz konuştuk. Doğrusu biraz da özeleştiri yaptık.
Yemek, içmek, şiir, saz bahane, önemli olan gönül köprülerini sağlamlaştırmak,
gönül dostluklarını ebedi kılmaktır. Yoksa yapılan bazı hizmetler uçup gidiyor,
akılda kalmıyor.
Kalıcı
hizmetlerle, kalıcı dostlukları pekiştirmek, vefayı, dostluğu ön plana
çıkararak Yozgat’a, güzel vatanımıza ve aziz milletimize hizmet etmek en büyük
amacımız. Ahmet Sargın bey gibi birçok insan hizmetinin karşılığını alamamaktan
sitemkardır. Ben de zaman zaman bu duruma sitem ederim. Ancak şunu unutmamak ve
akıldan çıkarmamak lazım:
İnsanlar
sağlığından ziyade dünyadan göçtükten sonra hizmeti hatırlanır, takdir edilir.
Yozgat’ta yeni kurulan YOŞAYDER, Sorgun’da 2003 yılından beri başkanlığını
yaptığım SOYAŞAD (Sorgun Yazarlar
Şairler Aşıklar Kültür ve Araştırma Derneği) umutla ve şevkle Yozgat kültürüne
hizmet etmeye devam edecektir. Toplantıda bu kararlılığı gördüm. Yozgat Kültür
Kervanı tökezlemeden, hiç geriye de dönüp bakmadan, daima ileri hep ileriye
doğru yol alacaktır. Buna eminim... Ahmet Hocamın şahsında YOŞAY DER de görev
alan tüm gönül dostlarını tebrik ediyorum Sevdanız kutlu, yolunuz açık
olsun...”
Durali Doğan/
Sorgun Selam Gazetesi Sahibi
YOZGAT
SEVDALISI BİR YÜREK
Hikmet
OKUYAR
Gazeteci
Şair Yazar-SUŞİYAD Başkanı/ Şebinkarahisar- GİRESUN
“Türkiye Sevdasıyla Ahmet Sargın: Yozgat ve
İlçeleri, özellikleri ve güzellikleriyle hep ilgi alanımda oldu çocukluğumdan
beri; Lise yıllarımda Şebinkarahisar Sivas Yozgat yol güzergâhını takip ederek
ve Kınık - Bozok havasını birleştirip soluyarak Pirimiz Abdi Bey aşkına
varmıştım Yozgat’a...
Sanki o muhteşem Yozgat; Yozgat Lisesi,
Yozgat Meydanı, Saat Kulesi ile ’Hoş geldin Hikmet, seni tanıyoruz; biliyoruz;
seni Yozgat Beyleri gibi seviyoruz.’ der gibi basmıştı beni bağrına. Sabahçı
kıraathanelerini, börekçi salonlarını, sabah çorbalarını hazırlamış lokantaları
ziyaret etmiştim bir sabah namazı sonrasında.
Duruşları, engin ufuklu görüşleri kadar
sağlam, söylemleri testi kebabı gibi lezzetli özellikleri de adam gibi
adamlarınkine benzeyen; konuksever candan Yozgatlılar ile selamlaşmıştım,
konuşmuştum. Sokakta, caddede, meydanda nerede rastladıysam işlerimi bitirip
dönünceye kadar…
Üniversite yıllarımda yedek subaylık
günlerimde ve daha sonraları asker, sivil, bürokrat, vakıfçı, dernekçi,
öğrenci, siyasetçi, âşık, ozan, şair, şiir yorumcusu çok candan tanıdığım oldu.
Nurettin Albayrak, Mehmet Gül, Durali Doğan, Şükrü Ünalan ve M. Yılmaz
Uluğtekin gibi…
Yıllar sonra ’Türkiye Okuyor’
kampanyasına ’Okuyar’ diyerek yüzde yüz katkı yapmak adına Şebinkarahisar’ın
Köprübaşı’nda Proje çalışması olarak özenle hazırlayıp okurların faydasına
sunduğum: Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri Türkiye Sevdası’nın Yozgat ve
İlçeleri’nde tanıtımını gerçekleştirecek bir tanıtım turizm kültür sanat elçisi
ararken yeni bir isimle tanıştım Yozgat meydanlarında.
Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet
Sargın meslektaşımı buldum sora sora. Şiir Yorumcusu Yasemin Doğru ile
merhabalaştık daha sonra. Başarıyla tamamladılar Türkiye Sevdası için çok
anlamlı ve önemli tanıtım görevlerini. Kapsama alanında özellikleri ve
güzellikleriyle Yozgat ve İlçeleri de bulunan Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri
Türkiye Sevdası’nın tanıtımı sırasında çok özel heyecan duyduğunu hissettim
Ahmet Sargın’ı...
Bu sıcak ve samimi ilginin; tasarımını
tamamlayıp, gelecek nesillere aktarmak için hazırladığı Ahmet Sargın imzalı
Yozgat Sevdası ile irtibatlı olduğunu anladım derinlemesine konuştukça…
Binlerce çoğalttırarak şiir şöleni
süresince şiir sevenlere Türkiye Sevdası armağanı olarak verdiğimiz Ahmet
Sargın imzalı meşhur “Sürmeli” şiirine, Belediye Başkanı Yusuf Başer’in ve bazı
İl müdürlerinin resimlerine Türkiye Sevdası’nın tanıtım sayfalarında yer verdik
övünçle..
Eserin yeni bölümünü; okullara,
kütüphanelere, kaymakamlıklara, belediyelere, kültür sanat dostlarına şiirli
şuurlu canlara ulaştırdık ivedilikle. Yozgatlı Şairler Şiir Yorumcuları ve
Yazarlar Dermeği Başkanı Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın’dan Uluslararası Yozgat Sürmeli Festivali Şiir
Şöleni için protokol daveti alınca gönül dostluğumuz daha da sağlamlaştı, daha
anlamlı oldu. Zaten emindim, şahittim. Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet
Sargın’ın sadece Yozgat merkezinde, meydan cadde sokak mahalle ve köylerinde
değil İlçeleri’nde de tanındığı sevilip sayıldığını biliyordum.”
“Üç gün üç gece süren “Uluslararası Yozgat
Sürmeli Festivali Şiir Şöleni” ile ilgili etkinlikler kapsamında Valilik ve
Belediyenin ortaklaşa gerçekleştirdiği programlarda Ahmet Sargın’ın Yozgat
Sevdası ile üstlendiği görevleri nasıl başarıyla ve alnının akıyla tamamladığına
bizzat yakından gözlemleyerek yeniden şahit oldum.
Cami avlularında kıraathane köşelerinde
minibüs duraklarında medya kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarında
yaptığımız söyleşiler sırasında anlamıştım bu güzelliğin sırrını. Yozgat
Beylerine yakışan kalıcı hizmetleriyle, örnek özverili özel yetenekli şiirli ve
şuurlu eylemleri ve davranışlarıyla defalarca ispatlamıştı kendini Ahmet
Sargın.
Öğrencileri de saygı ile belirtiyorlardı
bağlılıklarını. 50- 60 Kişilik sanatçı topluluğu ile ilgilenirken 50- 60 bin
duyarlı bir saygın topluluğu ile ilgileniyormuş gibi heyecanlanıyordu. Yozgat
Sevdası’nı tüm özellikleriyle aksettirircesine. Kapalı ve açık ortamlarda
birçok yerde geceli gündüzlü beraberliğimiz oldu Ahmet Sargın ile. Tüm
Yozgatlıların huzurunda adeta test ettik, sınavdan geçirdik Ahmet
Sargın’ı…
Bütün Yozgatlılardan vekâletname almış
gibi temsil ediyordu. Yozgat Sevdası ile Yozgat’ı ve Yozgatlıları. ’Yediğin
ekmek helal olsun!’ dedirtircesine. Yozgat valisi ve Yozgat Belediye Başkanı
Yusuf Başer, İl müdürlerinin, öğretim görevlilerinin, vakıf, dernek, sendika,
parti başkanlarının ve şiir dostlarının birlikte bulunduğu ortamlarda Yozgatlı
duruşu ve Atatürk’ün özdeyişlerinde ifadesini bulan sanatçı tarifine uygun
saygın davranışlarıyla adeta gözlerimizi yaşarttı.
Gönül dostumuz meslektaşımız Ahmet
Sargın hakkındaki duygularımı bilinenleri tekrar ederek sözü uzatmayacağım.
Yozgat ve İlçelerinin özellikleri ve güzellikleriyle Yozgatlı âşıklar ozanlar,
şairler, şiir yorumcuları bestekârlar saz ve ses sanatçıları gibi yakından
ilgilenirken tanıdım Ahmet Sargın’ı…
Halk önderi Halk bilimcisi olarak
gördüğümüz, Eğitimci Şair Yazar Gazeteci Ahmet Sargın için methiyelerin ve bu
yazılanların asla yeterli olmadığına inanıyorum. Yozgat Sevdası için yoğun emek
sarf ederken, bazı durumlarda işi bitince de haydi ’teşekkürler git güle güle!’
denilerek sırtı sıvazlanıp kapının önüne kadar yolcu edilecek bir isim değildir
Ahmet Sargın…
Yozgat ve İlçelerinin tanıtım Turizm
Kültür Sanat etkinliklerinde en ön saflarda yer alacak, millet devlet
kaynaşmasında gönül köprüsü vazifesi görecek bir öncü olarak görülmeli
Yozgat’a, Yozgatlılara 25- 30 sene daha hizmet etmesine zemin oluşturulmalıdır.
Sadece Yozgat ve İlçelerinde değil; birçok il ve ilçede de etkin hizmetleri ve Yozgat
Sevdası ile tanınan takdir ve takip edilen bir önemli isimdir, eğitimci Şair
Yazar Gazeteci Ahmet Sargın…
Kars, Artvin, Erzurum, Elazığ, Malatya,
Gaziantep, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Görele, Şebinkarahisar, Sivas, Tokat,
Çorum, Çankırı, Ordu, Samsun, Amasya, Ankara, Kayseri, Adana, Mersin, Tarsus,
Muğla, Antalya, Isparta, Karaman, Konya, Kırşehir, Manisa, Akhisar, Salihli,
Nevşehir, Ürgüp, Aydın, Muğla, Denizli, Kütahya, Bilecik, Söğüt, Eskişehir,
Balıkesir, Bursa, Sakarya, Bartın, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Edirne,
Kırklareli, Çanakkale ve Afyonkarahisar…dolaştığı, kültür elçiliğine ulaştığı
şehirlerden bazılarıdır.
Yozgat Belediye Başkanımız Yusuf
Başer’de ona sahip çıkmalı, bunu Yozgatlılar ve Ahmet Sargın kadar Yozgat
Sevdası ile Türkiye Sevdası ile yanıp tutuşan "Dağların ve Çobanların
Şairi" sıfatıyla biz de - Hikmet Okuyar ’olarak- istiyoruz ve bekliyoruz. Yozgat Valiliğince
Ahmet Sargın’ın uzmanlık alanına girecek bir kadroda Yozgat Sevdası ile
görevlendirilmesini diliyoruz.
Mevcut durumlar göz önüne alındığında
Ahmet Sargınlara çok ihtiyacımız var ve daha çok ihtiyaç olacak. Yozgat
merkezinde ve çevresinde el ele gönül gönüle şiir yüklü duygularla ibadet
aşkıyla yapacağımız çok büyük önemli çağdaş ve projeli hizmetler vardır. Tüm
Yozgatlılar ile paylaşarak, severek, üreterek çoğalarak hayata geçireceğimiz
Yozgat güzelliğinde ve Yozgatlılar saygınlığında nice sağlıklı günlerde
görüşmek, buluşmak temennisiyle… Sevgilerle…Saygılarımla….”
YOZGAT’IN KÜLTÜR
ELÇİSİ
Fatma Çetin
KABADAYI
“Yozgat Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı,
edebiyat sevdalısı, engin gönüllü insan Ahmet Sargın; aslen Yozgat Kırım köyü
doğumlu olmasına rağmen Türkiye’ye mal olmuş şair ve yazarlarımızdandır.
Selçuk
Üniversitesi Türkçe Öğretmenliğini bitirdikten sonra öğretmen olarak göreve
başlayan Sargın, içindeki edebiyat aşkıyla bilgilerini bütünleştirerek birçok
esere imza atmış, yayınlanan 10 masal kitabıyla çocukların, köşe yazılarıyla
yetişkinlerin, şiirleriyle de şiir dostu herkesin gönlünde taht kurmuştur.
Biliriz
ki, yazmak, bir eser çıkarmak; üstün gayret ve emeklerin sonucudur. Sargın’ın
kalemi durmadan üretmiş ve üretmeye de devam etmektedir. Eserleriyle çevresine,
edebiyatseverlere büyük faydaları dokunmuştur. Serbest şiirle şiire başlamış
olmasına rağmen, heceli ölçüsünde kendisini ispatladıktan sonra aranılan
şairler arasında yerini bulmuştur..
Kimi
zaman bir Yunus Emre, kimi zaman Karacaoğlan gibi kalemini konuşturmuş,
hazırladığı programlar ve etkinliklerle ışık gördüğü yazar ve şairlerin de
kendini geliştirmelerine ve tanınmalarına imkân sağlamıştır. Bu yönüyle de
oldukça takdir gören Ahmet Sargın’ın, her yıl düzenlediği Sürmeli Festivali
Şiir Şöleninde Türkiye’nin değişik
ilinden, gelen yazar ve şairlerle adını duyurarak klasik haline gelmeyi başarmıştır.
Yaktın
da gittin isimli 6+5 ölçülü şiirinde;
Sen
gidince gökte bulut ağladı,
Kara
duman çöktü yürek dağladı,
Ahmedi’yem
sözü yâre bağladı,
Sevda
ateşini yaktın da gittin,
Mısralarıyla
yâre serzenişte bulunan şair, sade ve anlaşılır dili ile son yıllarda şiir de
heceye ağırlık vermekte, şiirlerinde daha çok, Allah(c.c) aşkı, tasavvufi,
vatan, millet, memleket, sevda, dostluk, acı konularını işlemektedir.
Şiirlerindeki kuvvet ve konu bütünlüğü edebiyatçıların daima ilgisini
çekmiştir.
Edebiyat
öğretmenliğinin verdiği avantaj nedeniyle dili düzgün kullanarak, eserlerinde
derin ifadelere, edebi sanatlara sıklıkla yer verir. Eserlerinde her yaşa hitap
etme amacı güder ve kelimeleri bütünleştirip mısralara renk vererek, toplumun
duygularını dile getirir. Şair, kendi eserleri haricinde hazırladığı
antolojilerle de yazmaya teşvik ederek, doğru ve güzel yazma amacına, daha çok
kişinin edebiyat sevdalısı olabilmesine de fırsat vermiştir.
Özellikle
memleketi olan Yozgat’ın tanıtımı amacıyla düzenlediği şiir, makale, nesir
yarışmalarıyla hem memleketinin ismini edebi alanda duyurmayı başarmış hem de binlerce kişinin katılımı ile yeni ve
kalıcı eserler ortaya çıkarmıştır. Güvenilir kişiliği ile birçok alanda jüri
üyesi olarak da tercih edilmektedir.
Çeşitli
antolojilerde yayınlanan şiir ve yazılarının dışında, çok sayıda dergi ve
gazetelerde yazılarını paylaşan Sargın, başarılı yazarları keşfederek gerek
hazırladığı televizyon programlarında gerekse köşe yazılarında tanıtım yapmaya
devam etmekte hem edebiyatçıların hem de halkın saygı ve sevdasına nail
olmaktadır.
Edebi
alan dışında Ahmet Sargın’ın kişiliği ele alınacak olursa onu tanıma şansına
sahip olmuş her birey onun mükemmel bir insan olduğunu tereddütsüz kabul eder.
Gerek iyi bir insan özellikleri
taşıması, gerekse bilgi ve görgüsüne, güler yüzünü ekleyerek çevresi tarafından
çok sevilen üç çocuk babası Sargın, insani ilişkilerde edep ve hatıra çok önem
veren bir şahsiyettir.
Çalışkan,
mütevazı, son derece duygusal,
merhametli yardımsever ve üretken kişiliği ile “İki günü aynı olan zarardadır,”
hadisinde de buyrulduğu üzere her gün kendisini yenileyen, yeni bilgilerle
donanan, insanlığa faydası ve yaptığı hayırlı işler ile kâmil bir insan olmayı
başarmış insanlardandır. Bence:Yozgat ve
edebiyat dünyası böyle bir kaleme sahip olduğu için kıvanç duymakla haklıdır.”
Fatma Çetin
KABADAYI / Şair-Hikâye ve Roman Yazarı- KAYSERİ
YOZGAT’TA ŞİİR RÜZGÂRI ESTİ
Kültür
ve Turizm Bakanlığının katkı ve destekleriyle; Yozgat Şairler ve Yazarlar
Derneğince düzenlenen: “2019 Sürmeli
Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı” programı geçtiğimiz hafta sonu yapıldı ve şiir
severler tarafından ilgiyle takip edildi.
Cuma, cumartesi ve Pazar günlerini kapsayan Şiir Şöleni üç ayrı mekânda
yapıldı; adeta Yozgat’ta şiir rüzgârı esti.
2019
Sürmeli Şiir Şölenine 13 ayrı ilden davet edilen 23 şair, yazar ve
edebiyatçı konuklar katıldı. Şair ve yazarlar 21 Haziran Cuma öğle sonu
toplanıp Belediye Başkan yardımcısı Ahmet Topuzu makamında ziyaret ettiler.
Kısa bir şiir muhabbetinin ardından konuk
yazarlar Yozgat Valiliğine geçerek Vali Kadir Çakır’la, Vali Yardımcısı
Şükrü Çakır ve İl Toplumla İlişkiler Müdür Hakkı Yurtlu’yu makamlarında ziyaret
ettiler. Vali Kadir Çakır’a Doğu Türkistan bayrağı ile Türk bayrağını takdim
eden karı koca “ Göktürkler” büyük alkış
aldılar. Vali Çakır konuklarla yakıynen
ilgilenip şairlerle bir süre
sohbet etti.
21-
22- 23 Haziran tarihlerinde tarihi konaklarda ve Spor Vadisi Gençlik Merkezi
salonunda üç ayrı şiir etkinliği gerçekleştirerek, şiir severleri şiire ve edebiyata
boğdular. Sazın, sözün dile geldiği ve
seçkin eserlerin yorumlandığı programa Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ, Yozgat Vali Yardımcısı Şükrü Çakır,
İl Dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu ve Yozgatlı şair yazarlar katılarak programın
ilgiyle takip edilmesini sağladılar.
Âşık
ve ozanların deyişleri ile Şiirlerin dile geldiği “Sürmeli Şiir Şölenine” katılan konuklara Yozgat’ın tarihi ve
turistik mekânları da gezdirildi, video çekimleri yapıldı ve şehrimizden
güzel fotoğraf kareleri alındı. Yozgat Çamlığını
da gezen konuklar Çamlığımıza duydukları hayranlığı dile getirdiler ve
şehrimizden memnun- mutlu ayrıldıklarını
ifade ettiler.
“Sürmeli Şiir Şöleninin” Organizasyonu yapan Yozgat Şairler ve Yazarlar
Derneği adına basına açıklama yapan Dernek Başkanı gazeteci, şair, yazar Ahmet Sargın:” Şiire ve
edebiyata ilgi uyandırmak ve İlimizi
tanıtmak amacıyla seçkin bir program gerçekleştirdik, hem katılımcı konuklara,
hem de onlara kusursuz hizmet edip memnun ayrılmasını sağlayan Yozgatlı şair,
yazar arkadaşlarımıza teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum” dedi. Şiir Şöleninin oldukça başarılı geçtiğini
bildirdi.
YOZGAT 2019
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ DOLU DOLU GEÇTİ
Kültür ve
Turizm Bakanlığının katkılarıyla Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği adına
gerçekleştirmiş olduğumuz “2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramı”
muhteşemdi. Dolu dolu geçen üç günde “ Yozgat’ta Şiir Rüzgarı Esti” Şiire ve
Edebiyata doyan Yozgatlı şiir severlerimiz aynı zamanda 13 ayrı ilden gelen 22
şair, yazar ve ozan dostlarımızla buluşup kucaklaştı, kaynaştı!
21- 22 ve
23 Haziran günlerinde yapılan bu etkinliğe il dışından şair ve yazar olarak
katılan misafir konuklarımız vardı: Ankara’dan Ali
Karaca, Rifat Çakır(Sunucu), Durak Turan Düz, Antalya’dan
Ayşe İzci Coşkuner, Kayseri’den Şeyhmus Çiçek, Duran Tamer, Duran Aydın,
Kırşehir’den Veysel Turgut, Erdoğan Çalışkan, Salihli’den Gündüz Aydın,
Bursa’dan Gönül Aydemir Adıgüzel,Yasemin Şahbaz, Alaca’dan Halil
Gülşen,Tokat’tan Mahmut Hasgül, Sündüz Arslan Akça, Hatay’dan Mahmut Özkoca,
Balıkesir’den Öz Ali Yılmaz, Kütahya ‘dan Züleyha Özbay Bilgiç ve İstanbul’dan
Doğu Türkistanlı Nurala Göktürk-Eşi Hamit Göktürkler konuğumuz oldular.
Ayrıca
Yozgat ve ilçelerinden de gönül dostu bir çok arkadaşımız bize katkı ve destek
sağladı. Bunlar: Osman Yüksel, Dursun Asil, İsmail Salman,Songül
Yurdagül,Kelami Akdemir,Mehmet Eminel,İdris Çetin, Emre Akdağ,Rıza Doğangönül,
Ekrem Gürer, Sunucu Yasemin Doğru,Arzu Karademir,Erdoğan Bektaş,Aşık Kul
Yetimi, Aşık Kadir Öğren,Ali Doğruyol,Hüdai Yavuz, Hamit Uzun,Sanatçı Gülay
Korkmaz, Aşık Rıza Kaygusuz,Haci Yiğid,Semiha Arasbora, Keskin Özer, Rivahi
Kalay; arkadaşlarımızın katılım ve desteklerine teşekkür ederiz.
13 sünü
gerçekleştirdiğimiz Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramı proğramı 21 Haziran
Cuma günü başladı. Sabahın erken saatlerinde konuklarımız otobüs terminaline
inmeye başlayınca bizler de erkenden
kalkıp onları karşıladık.Toplanma öğle sonu saat 14.00’e kadar devam etti. Daha
sonra gelenler de bize katıldılar.
Misafir
konuklarla birlikte Yozgat Belediye Başkanlığını ziyaret ettik. Belediye Başkan
vekili Ahmet Topuz Bey bizleri Belediye Meclisi Salonuna alıp konuk şair ve
yazarlarla sıcak samimi bir görüşme gerçekleştirdi. Tanışmanın ardından
konuklarımız başkan yardımcısına mini
bir şiir şöleni takdiminde bulundular.
Buradan
Yozgat Valiliğine geçip Sayın Valimiz Kadir Çakır Beyefendi ile toplantı
salonunda bir araya geldik. Yozgat Valimiz Kadir Çakır Beyefendinin sıcak,
samimi ve candan karşılaması konuklarımızı memnun ve mutlu etti. Sohbet tatlı,
buluşma zevkli olunca misafirler bu buluşma ve muhabbetten oldukça hoşnut
kaldılar...
Yozgat
Valiliğinde Vali Yardımcımız Şükrü Çakır ve İl Toplumla İlişkiler Müdürümüz
Hakkı Yurtlu beylerle de kısa görüşmelerde bulunduk. Şükrü Çakır ve Hakkı
Yurtlu Beylerin şiir yorumlarını da dinleyip şiir coşkusunu doruğa taşıdık...İl
yöneticilerimizin şiire ve edebiyata olan saygı ve ilgileri hepimizi mutlu edip
ziyadesiyle sevindirdi. Konuklarımız da bu ilgiden oldukça memnun kaldılar.
2019 Şiir
Şöleni Etkinliğimiz Hayri İnal ve Erbazlar Konaklarında devam etti. 22 Haziran Cumartesi günü Spor
Vadisi Gençlik Merkezi Müdürlüğü Salonunda
ise asıl programımız vardı. Bu etkinliği ÇAMLIK TV. Canlı yayınladı.
Çamlık TV yöneticilerine ve görevli arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Şiirin,
edebiyatın dile geldiği şair ve yazarların coşup heyecan duyduğu “Yozgat
Sürmeli Şiir Şöleni” dolu dolu geçiyor; şiir severler, şiire ve edebiyata
doyuyorlardı!.. Aşık ve ozanlar sazı ve deyişleriyle, şairler heyecan ve duygu
yüklü şiirleriyle dinleyicileri büyülüyor; Yozgat şiir ve edebiyat soluyordu!..
Şiirin ve edebiyatın kalbi Yozgat’ta atıyor; şairler şiirlerini en güzel
yorumlarıyla terennüm ediyorlardı!..
Dolu dolu
geçen üç gün ve şiir yudumlayıp, şiir soluyan Yozgat sokakları...Tarihi
konaklar, Çapanoğlu Büyük Camii, Tarihi Yozgat Lisesi, Etnoğrafya Müzemiz,
Seyirlik Nohutlu Tepesi ve Çamlık Milli Parkımız konukları misafir edip
bağırlarına bastı...Güzel anılar bırakıldı; güzel yansımaları oldu. Yozgat
basını ilgi gösterip sayfalarına taşıdı, hepsine teşekkür ediyor saygılarımızı
sunuyoruz.
Etkinliğin son buluşması 23 Haziran Pazar günü Çamlık Milli Parkımızda
gerçekleşti. Misafirlere saç kavurması yaptırıp onları güzel bir piknikle
uğurlayacaktık. Ancak Yağmur- Rahmet izin vermeyince yine Çamlık Parkımızda
kıymalı ve karpuz ikramı ile etkinliğe son noktamızı koymuş olduk. Aldığımız
tepkiler şenlikten dostlarımızın memnun ve mutlu ayrıldıklarıdır. İlimize gelip
misafirimiz olan tüm konuklarımıza teşekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz.
Arkadaşlarımız misafirperverlik ruhuyla konukları en güzel şekilde
ağırladılar; emeklerini alın terlerini esirgemediler : Osman Yüksel’e Dursun
Asil’e, İsmail Salman’a, Emre Akdağ’a, Derneğini Kullandığımız Başkan Songül
Yurdagül’e, Kardeşim Bekir Sargın’a, Yeğenim Mahmut Sargın’a hasseten teşekkür
ediyor, Şükran’larımı sunuyorum.
Ayrıca
yakın ilgi ve alakalarını gördüğümüz Yozgat Valisi Kadir Çakır’a, Bozok
Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr.Ahmet Karadağ’a, Vali Yardımcımız şair yazar
Şükrü Çakır’a, Şair- yazar İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürümüz Hakkı
Yurtlu’ya, Belediye Başkan vekilimiz Ahmet Topuz’a, Gençlik Merkez Müdürü Ali
Sapmaz’a, Belediye Kültür İşleri Müdürü Fadime Solmaz’a, Konak sorumluları ve
görevlilerine teşekkür ediyor saygılarımızı sunuyoruz. 2020 Sürmeli Şiir Şöleni
mi? Ya Nasip: kim öle, kim kala...
“Haber ve
Yorum- Ahmet SARGIN / YOZGAT”
YOZGAT SÜRMELİ
FESTİVALİ ŞİİR EDEBİYAT MUHABBETİ
Sürmeli Festivali programı kapsamında Hüzni Baba Konağında Şiir ve
Edebiyat Sohbetleri vardı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği ile Bozok
Edebiyat Kültür Sanat Derneğince düzenlenen programa Yozgat Milletvekili Yusuf
Başer, Belediye Başkanı Celal Köse, Başkan yardımcıları, Belediye Kültür İşleri
Müdiresi Fadime Solmaz ve Yozgatlı şair, yazar, aşık -ozanlar katıldı.
Geniş
katılımın yaşandığı Hüzni Baba Konağı
Şiir ve Edebiyat sohbetlerinde birer konuşma yapan Milletvekili Yusuf Başer ve
Belediye Başkanı Celal Köse Yozgatlı şair ve yazarların yanında olduklarını
dile getirerek, söz ve sanat ustaları arkadaşlarımıza her türlü desteği vermeye
hazırız dediler. Aşık ve ozanların sesine kulak verip onları coşkuyla
alkışladılar.
Sunuculuğunu hemşerimiz Rifat Çakır’ın yaptığı Konak şiir ve edebiyat
Sohbetleri usta sanatçı Turan Gürel’in
sazı eşliğinde devam etti. Şairler şiirlerini yorumladı, aşık ozanlar deyişleri
ile programa katılıp programın ilgiyle takip edilmesini Sağladılar.
Araştırmacı yazar Yusuf Karakaya, Ertuğrul Kapusuzoğlu, Sanatçı dostu
Orhan Çınar, Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Pehlivan Uzun ve yazar
Rivahi Kalay da katılımcı konuklar arkasındaydı. Yozgat Şairler ve Yazarlar
Dernek Başkanı Ahmet Sargın ve Bozok Edebiyat Kültür Sanat Derneği Başkanı
Songül Yurdagül bir konuşma yaparak katılımcılara ve Yozgat Belediyesine
teşekkür ettiler. Geniş katılımın olduğu program ilgiyle takip edildi ve büyük
beğeni topladı.
ŞİİRİN HARMAN
OLDUĞU ŞEHİR YOZGAT
( Sündüs Arslan AKÇA /
TOKAT- Eğitimci, Şair, Yazar)
Yozgat dediğimiz zaman aklımıza
‘’Yiğidin harman olduğu şehir’’ gelir. Türkiye’nin farklı illerinden gelen
şairleri 13. kez şehrinde ağırlaması, şiire mihmandarlık etmesi ile sadece
yiğidin değil, şiirin de harman olduğunu gösterdi Yozgat. Daha önce bu
şehrimizin içinden geçmiştim fakat gezme fırsatımız olmamıştı. Sadece küçük şirin bir Anadolu şehri olarak kalmıştı
hafızamda.
Bir de yıllar önce çalıştığımız köy
her ne kadar Zile’ye bağlı olsa da Çekerek’e 10 km uzaklıktaydı. Daha çok Yozgat’ın bu ilçesi ile alışverişim
olmuştu. Etkinlik 21 Haziran Cuma günü başlıyordu. Komşu il olduğumuz için sabahtan
çıksak yeterli idi. Bu yolculukta şunu da öğrenmiş olduk. Tokat’tan Yozgat’a
otobüs yoktu. Gidiş dönüşümüz de kendini yenileyememiş minibüslerle oldu. Biraz
bunalmış olsak da çok şükür salimen vardık.
Yol boyu hatıralar benimleydi. Mesleğin 5.
yılında bulunduğum Çekerek ilçesinden yıllar sonra tekrar geçmek nasip
oldu. Acemiliklerim, daha bir yaşında
kızımla ilgili yaşadığım zorluklar, içinde su olmayan lojmanım, dışarıda
çamaşır için kurduğum kazan ve köyün dışında olan lojmanda yaşadığım
korkularım… Karşılaştığımız zorluklar hayata karşı güçlendirmişti bizi.
Çokça kendimle ara ara yol arkadaşım
olan, can kardeşim ve yine hem dernek hem de dergi işini birlikte yürüttüğümüz
ve etkinliğe birlikte davet edildiğimiz Mahmut Hasgül’le muhabbet ede ede
sonunda yolu nihayetlendirdik. Terminalde indiğimizde ilk şöyle bir etrafımıza
baktık. Tam da Cuma saatiydi. Hemen bitişiğinde olan öğretmenevine geçtik.
Neden mi bizden özellikle öğretmen kimliklerimiz istenince konaklayacağımız
yerin öğretmenevi olduğunu düşündük galiba.
Ama yanılmışız bu sefer. Konaklama
merkezimiz Üniversitenin uygulama oteliymiş.
Gidip yerleştikten sonra derneğe geçtik. Mihmandarlığımızı yapan dernek üyeleri ve
Ahmet Sargın hocamız bizi karşıladı. Davetli şairler de gelmişti. Bir kısmıyla
daha önceki şiir etkinliklerinde karşılaşmış ve tekrar şiirin gölgesi altında
toplanmaktan mesrur olmuştuk.
Ardından kurum ziyaretleri yapıldı. İlk Yozgat Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet
Topuz, ardından Yozgat Valisi Kadir Çakır, daha sonra Yozgat Vali Yardımcısı
Şükrü Çakır bir de İl dernekler Müdürü Hakkı Yurtlu’yu ziyaret ettik.
Hep savunmuşumdur. Bir şehri veya
ülkeyi idare edenlerin sanatsal bir kimlikleri ve duruşları olmalıdır. Bu tür
insanlar idare ettikleri şehre zarafet, naiflik katarlar. Yaptıkları her işte
sanatsal bakışlarını hissedebilirsiniz. Vali Yardımcımız Şükrü Çakır ve
kıymetli eşleri Nur hanım sanatın içinden gelen insanlardı. Bu nedenle
sanatçıya yaklaşımları da çok farklıydı. Program boyunca yanımızda
oldular. Dernekler Müdürümüz Hakkı
Yurtlu’ da aynı hassasiyeti gösterenlerdendi.
Bizden biriydiler. Rabbim sayılarını arttırsın diyelim biz de.
Program öncesi akşam yemeğine geçildi.
Yemek kısımlarından bahsetmeyi doğru bulmasam da testi kebabının sunumundan
bahsetmek gerektiğini düşünüyorum. Bir
çekiç ve testi ile gelindi. Testinin ağzından az aşağıda hafif derinleştirilmiş
bir iz. Ve çekiçle o izi takip ederek vuruyorsunuz döne döne. Sonra
kendiliğinden o izden ayrılıyor üst bölüm. Biz bunu başarabildik mi? Hayır.
Acemi olunca insan gider testinin ortasına tam göbeğe bir vurur ve testi
ortadan çatlar. Program Hayrı İnal
Konağı’nda yapıldı. Tarihi bir mekân,
şiir ve musiki için en uygun yerdi. Gördüğümüz kadarıyla Yozgat tarihi mekân
bakımından oldukça zengindi.
Konak; kanaviçe işlemeleriyle,
sedirleri, ahşap basamakları ile alıp bizi çocukluğumuza götürdü. Beton
duvarlar arasına sıkışmış ruhumuz ne de çok özlüyor ahşabın kokusunu.
Çamlık TV’nin de canlı olarak yayınladığı bu
konakta davetli şairler ve misafirler, sunumunu Yozgatlı kalem Rıfat Çakır’ın
yaptığı muhteşem sunumuyla şiir dolu bir akşam geçirdiler. Şiir, çay, ezgi ve muhabbet… Daha ne
istenirdi ki… Ve yine çocukluğumuza götüren kavurga, çedene ikramı…
Etkinliğin 2. günü kahvaltıdan sonra
şehir turu yapıldı. Küçük bir şehir
olduğu için araçsız da çok yere yorulmadan ulaşılabiliyordu. Liseler caddesinde
yürüyüşle başladık şehri gezmeye. Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri
olan Yozgat, Hititler, Frigler, Kimmerler, Lidyalılar, İskender ve Diadoglar,
Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Beylikler ve Osmanlı
İmparatorluğu dönemini yaşayan zengin tarihi geçmişe sahip Türkiye’nin önemli
illerinden biri olduğunu öğreniyoruz bu arada.
Saat kulesinin önüne geliyoruz. Yozgat'ın
merkezinde bulunan Saat Kulesi, Tevfik Zade Ahmet Bey'in belediye başkanlığı
zamanında Şakir Usta adındaki bir ustaya yaptırılmıştır. Kule zemin kat ve
çanların bulunduğu kısımlarla birlikte yedi katmış. Sarı köfedeki kesme
taşlarla inşa edilmiştir. Çanların bulunduğu kattan itibaren üstteki ilk
kattaki her cepheye ayrı yerleştirilmiş 4 saat bulunuyormuş. Önünde toplu bir fotoğraf almadan geçmiyoruz.
Sıra Yozgat Müzesi Nizamoğlu
Konağı’nda Konak büyük bir onarım sonrası 1985 yılında “Müze” olarak hizmete
girmiş. Müzenin alt kat salonlarında arkeolojik eserler, üst kat salonlarında
ise etnografik eserler sergilenmekte. Üst kat odalarda 19.yy resim sanatının
nadide örnekleri dikkate değer. Telefonumdan yaptığım kısa bir araştırma ile
Nizamoğlu Konağı’nın esas itibarıyla bir Etnografya Müzesi olarak açıldığını.
1985 yılından 2008 yılına kadar Yozgat Müzesi etnografik teşhir özelliklerini
koruduğunu, son yapılan düzenlemelerle ilin arkeolojik potansiyelini yansıtan
üç salon hizmete girdiğini öğreniyorum.
Ve yine şuara burada da toplu
bir fotoğraf alıyor anılar defterine. Ve bu şehrin sokaklarında da lirik bir
hava esiyordu. Ruhu olan şehirler arasına bir yenisi daha eklenmişti. Sanki
yüzümü her dönüşümde küçük bir dükkânın içinde işiyle meşgul, aksakallı bir
dedenin silueti karşılayacaktı beni. Sanki bizimle birlikte dolaşan, geçmiş
zamanın içinde çıkıp gelen yüzlerle birlikte soluyorduk şehrin havasını.
Tarih kokan şehirler her zaman çok
etkilemiştir beni. Bir diğer tarihi mekân ise Çapanoğlu Camii Çapanoğlu (Büyük)
Camii Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avrupa etkisinde ortaya çıkan Türk mimari
tarzının Anadolu'daki önemli örneklerinden biriymiş. Yozgat İstanbulluoğlu
mahallesinde olan yapı iki ayrı tarihte inşa edilen iç ve dış cami
bölümlerinden oluşmakta. İç cami, Çapanoğlu Ahmet Paşa'nın büyük oğlu Mustafa
Bey tarafından 1779 yılında; dış cami ise kardeşi Süleyman bey tarafından 1795
yılında yaptırılmış. Şehrin her yerinden görülebilen cami, ince minaresi,
yüksek kasnaklı kubbesi ve köşe kuleleri ile Yozgat'ın sembol yapılarından
birisi olmuş.
Bu bilgiler ve daha fazlası da
Yozgatlı kalem ve bütün programların sunumunu yapan Rıfat Çakır tarafından
aktarıldı. Tarihi mekânların belli başlılarını gezdikten sonra, şehir turuna
ara vererek yeniden şiirle Yozgat semalarını süslemek için Spor Vadisi Gençlik
Merkezi salonunda ve yine otantik döşenmiş bir mekâna geçtik.
Çamlık TV’nin canlı sunduğu bir
program yapıldı. Şuaranın olduğu yerde
mevzu şiir ve ezgiydi. Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami
Akdemir ve Bozok Üniversitesinde öğretim üyesi olan Mehmet hocamız tarafından
icra edilen sanat müziği konseri de muhteşemdi. Yozgat’ta edebiyata hizmet eden
farklı dernekler vardı. Bu genellikle birçok yerde böyle. Herkesi bir çatı
altında toplamak mümkün olamıyor. Güzel tarafı bu dernekler etkinlik aşamasında
tek yürekti ve birbirlerine destekti. Bu tutumu takdirle karşıladım.
Programın 3. ayağı tekrar tarihi bir
konakta gerçekleşti. Vali yardımcımız
Şükrü Çakır ve sevgili eşleri ve dernekler müdürümüz yine bizimleydi. Bu gece
Bozok Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ’da bizi yalnız
bırakmamıştı. Geceyi şiirler, ezgiler süsledi. Kimi şairlerimizin
yaşanmışlıklarını dinleyip gah hüzünlendik, gah tebessüm ettik.
Çay, böyle bir güzel gecenin olmazsa
olmazıydı. Ve günlerden pazar. Bir güzelliğin daha sonuna doğru yaklaşmıştık.
Kahvaltının ardından Türkiye’nin ilk milli parkı olan Yozgat Çamlık Milli
Parkı’na gidildi. Yeşilin ve mavinin koyun koyuna olduğu bir mekân… Küçük bir
göletten yükselen kurbağa ve kuş sesleri… Piknik amaçlı kullanılan bu güzel
park Yozgatlılar için de Pazar gününü değerlendirebilecekleri dinlendirici bir
mekândı. Ara ara yağmur çiselese de kimsenin umurunda değildi. Gittiğimiz her
yer şiirleşiyordu yüreğimizde.
Şairliğimizin ağırlandığı bir şehir daha
eklenmişti hatıra defterimize. Gözlerimiz; şehrin tarihi dokusu, doğal
güzellikleri ile, yüreğimiz de samimi insanlarıyla bayram yerine dönmüştü.
Veda saati… Öncelikle nazik davetleri
ile böyle bir etkinliğin içinde olmamıza vesile olan sayın Ahmet Sargın’a, çok
nadir denk geldiğimiz şiiri, sanatı oldukça önemseyen ve bir an bile yanımızdan
ayrılmayan vali yardımcısı Şükrü Çakır’a ve kıymetli eşlerine, Bozok
Üniversitesi Rektörü Ahmet Karadağ’a, Dernekler müdürü Hakkı beye, Türkiye’nin
farklı illerinden gelen şuaraya, mihmandarlıkta hiç kusur etmeyen dernek
üyelerine, görünür görünmez emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Ve sözü şiire bırakalım…
….
Hoşça kal
Secdeyle öpüşen umut
Avlusunda martılar uçuran
soluk
Kabulleniş yağmuru
Islak gülüş
İlgiye muhtaç kedi
Ve dar sokaklarda
Efkâr kıran yalnızlık…
Hoş kal mavi
Kızıl bakış
Zamana şerh düşen yakamoz
Çılgın ezgi
Avare insan
Hoşça kal…
Hoşça kal Yozgat
Yüreğimizde
Hoşluğunlayız…
Sündüs Arslan AKÇA /
TOKAT- Eğitimci, Şair, Yazar
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ
AYŞE CEYHAN DÜZGÜN
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nın
katkıları ile Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından düzenlenen 2018
Sürmeli Şiir Şöleni için Kütahya Kent Konseyi Şairler ve Yazarlar Başkanı
sevgili şiir dostum şair, yazar Züleyha Özbay Bilgiç ile birlikte davetli olarak
Bozok Yaylası- Yozgat'a giderek biz de
Şehrimizi tanıtmaya, temsil etmeye çalıştık.
Kültür Sanat ve Edebiyat adına
kıymetli Yozgatlı şair ve yazarlar ile yurdun dört bir yanından davet edilen
saygıdeğer şair, âşık-ozan ve yazarlarla birlikte kültür ve edebiyat
paylaşımında bulunmanın onur ve mutluluğunu yaşadık.
11 Mayıs- 13 Mayıs tarihleri arasında
gerçekleşen Şiir Şöleni Programında: Okullarda Okur- Yazar Buluşması Etkinliği,
Yozgat Müzesi Gezisi, Mehmet Saygı Müzesi, tarihi Çapanoğlu Camii ziyareti,
Çamlık Milli Parkı Gezintisi, Hayri İnal Konağı özel Şenliği, İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü Salonunda Şiir Şöleni gibi etkinlikler yer alıyordu.
Ben programın ilk bölümüne elimde
olmayan nedenlerden dolayı iştirak edememenin üzüntüsünü ve mahcubiyetini
yaşamakla birlikte bu şölenden kültür, edebiyat ve tanıtım adına dolu dolu
ayrıldım.
“Yiğidin harman olduğu diyar“ olan
Yozgat’ ın, misafirperver güzel insanlarını ve kültürlerini tanımaktan,
birbirinden kıymetli usta, saygın şair ve yazarlarla bir arada bulunmak onur
duydum.
Son derece düzeyli , kaliteli ve
büyük emek sarf edilmiş bir programdı.
Gazi Süleyman’dan bize yadigâr
Maziden atiye bakarsın Yozgat
Hattuşaş’tan beri eşsiz şehriyar
Ezelden ebede akarsın Yozgat
Boynunda asılı hilâl yıldızın
Kınalı Hasan’da ağlıyor sazın
Nice destan yazar kızanın kızın
Haine kurşunu sıkarsın Yozgat
Keremin Aslısı diyarı
aşkın
Sazlar dile gelir kalmaz
bir kuşkun
Karacoğlanların özüne
düşkün
Çamlıkta türküler yakarsın
Yozgat
Beyaz güvercinler göğe
doluşur
Cehrilikte Kandil günü
buluşur
Gelin Kayası’nda cennet
oluşur
Laleyle gül açar kokarsın
Yozgat
Yurdumun bozkırı çimeni çayı
Bölgenin yıldızı güneşi
ayı
Milli parklarında gez gör
havayı
Bozokla göklere çıkarsın Yozgat
Ayşe’yim seslendim Hüznî
ilinden
Şairin yurdundan ozan
dilinden
Nağme döküldükçe gönül
telinden
İçimde kandiller yakarsın Yozgat
Ayşe Ceyhan DÜZGÜN - Kütahya /Tavşanlı
Başta Yozgat’ ın kültür elçisi dernek başkanı şair, gazeteci yazar Sayın Ahmet SARGIN ve yönetim
kuruluna, program esnasında bizlere kapılarını açarak kültürlerini tanımamıza
vesile olan özel müze sahibi Sayın Mehmet SAYGI’ ya, Çapanoğlu Camii Derneği
Başkanlığına, Sayın Yozgat Valiliğine ve Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, İl
Milli Eğitim Müdürlüğü ve İdarecilerine , öğretmenleri ve personellerine,
öğrencilerine ; bizleri özveriyle misafir eden Yozgatlı çok değerli şair, ozan
ve yazarlarımıza ; Edebiyat ve sanata Gönül vermiş birlikte şiir soluduğumuz
saygıdeğer tüm onur konuklarına ; YOZGAT Şiirimle sesleniyor: Misafirperver
Yozgat halkına şükran ve saygılarımızı sunuyorum. Ayşe Ceyhan Düzgün –
Kütahya
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ
AHMET SEVEN- SAMSUN
Geçtiğimiz hafta Sürmeli Şiir
Şöleni ve Aşıklar Bayramı etkinliği için Yozgat’taydım. Etkinliğe ev sahipliği
yapan Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın Beyin davetine
icap ettim.
Ülkemizin dört biryanından davet edilen
şairlerle bir araya gelme imkânımız oldu. Bu süre içerisinde okudukları
şiirleri dinleme fırsatı da buldum.
Yozgat Anadolu’nun dalı kurumamış,
çiçeği solmamış illerinden birisi. Anlayacağınız dört bir yanı kültür ve tarih
kokan pırıl pırıl bir şehrimiz. Hani M. Faruk Gürtunca’nın 'Anadolu' isimli şiiri
var ya; Yozgat’ı gezip görüp, insanlarını da tanıyınca bu şiirin bir an Yozgat
için yazıldığını sandım.
“Sen ne güzel bulursun
Gezsen
Anadolu'yu
Dertlerden
kurtulursun
Gezsen
Anadolu'yu”
Ve bu şiirin on kıtasını yeniden okudum.
Elbette Yozgat için yazılmış sayısız şiirler var. Yalnız şiirler mi türküler,
sırasını bekleyen besteler…
Böyle derin böyle güzel bir memleket
adamı şair ediyor. Sanki buraya şiir okuyarak giriyor şair olarak çıkıyorsunuz.
Hakikati söylemek gerekirse Yozgat’ta birkaç gün daha kalsaydım ben de şair
olarak dönecektim. Yani az kalsın şair olacaktım.
Fakat şimdi heybem şiirle dolu döndüm
Hele o tanışma fırsatı bulduğum şairler yok mu? Şairler dedimse şimdi onların
her biri dostlarım oldu. Ne güzeldir insanın şair dostlarının olması.
Her zaman söylerim. Bir şehir kendine
şiir yazdırmalı, türküler besteletmeli, söyletmeli… Yine bir şehrin şairleri
olmalı. İşte bunlardan birisi de Yozgat’tır. Bir hayli zamandır kalemim
satırlara gitmiyordu. Yozgat’a gelip-döneli kalem satırlardan ayrı kalmak
istemiyor. Az kalsın unutacaktım.
Gezdikçe dertlerimi de unuttuğumun
farkına vardığımı. Şairsiz memleketler yalnızdır. Hüzünlüdür kederlidir… Mehmet
Emin Yurdakul’un mısralarında ifade ettiği gibi öksüzdür de. Bunaldığınızda
yalnızlık hissedip kendi dünyanıza çekilmek istediğinizde şairlerle bir araya
gelin.
Yozgat zaman zaman bunu yapıyor. Yozgat
Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Yozgat’ın kültür elçisi güzel insan Ahmet
Sargın Beye bir kez daha teşekkür ediyorum.
İyi ki davet etmiş. İyi ki gitmişim.
Yalnız yiğidin değil, şairlerin de harman olduğu şehir, Şiire şaire kıymet veren, onları bağırlarına
basan güzel insanlar diyarı… Anadolu'mun güzel ili, ılgıt ılgıt esen yelinde türkü,
nazlı akan suyunda şiir dinlediğim Yozgat seni hiç unutmayacağım.
Ahmet SEVEN Samsun Şairler ve Yazarlar
Derneği Başkanı
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ
ŞERİFE GÜNDOĞDU/
ESKİŞEHİR
11-12-13. Mayıs 2018 Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinin
düzenlediği. Yozgat Sürmeli Şiir Şölenine dernek başkanı Ahmet Sargın beyin
nazik daveti üzerine orada bulundum.
Program Cuma günü Türkiye’nin değişik
illerinden gelen şair ve yazarların dörder kişilik guruplar halinde Okullarda
okuryazar buluşması ile başladı. Şair arkadaşlarım Tokat’tan Hasan Akar,
Kırşehir den Derviş Ekim. Ankara’dan Ali Karaca Beyefendilerle Ayşe Ilıcak İmam
Hatip Ortaokuluna gittik.
Konumuz yazma ihtiyacı ve yazılı
eserlerin önemiydi. Okul Müdürü İdris Çetin Bey bizi büyük bir nezaketle
karşıladı. Öğretmenlerin ve talebelerin katıldığı büyük bir topluluk vardı
orada. Önce hepimiz ayrı ayrı yazı yazma ihtiyacı ve yazılı eserlerin öneminden
bahsettik.
Daha sonra talebelerle karşılıklı
soru cevap şeklinde bilgi alış verişi yaptık. Bu minicik yüreklere bir şeyler
verebildiysek ne mutlu bizlere… Programın çok verimli geçtiğine inanıyor Ahmet
Sargın hoca mı bu projesinden dolayı tebrik ediyor yürekten kutluyorum…
Aynı gün Cuma akşamı Yozgat Sürmeli
otelde toplandık. Orada çok değerli sunucumuz Rıfat Çakır’ın sunumuyla hepimiz
birbirimizi tanıma şansı bulduk ve gecemizi süsleyen ruhlarımızı dinlendiren
şiir programı başladı. Hepsi birbirinden
değerli şairlerimiz şiirlerini sanatçılarımız ve bestekârlarımız eserlerini
seslendirirken ozanlarımız da sazlarını konuşturdular.
Geceyi bu şekilde noktaladıktan sonra ertesi
gün cumartesi günü saat on iki de Yozgat
İl Kültür Turizm Müdürlüğü salonuna gittik. Orada aralarında Yozgat Vali Yardımcısının da
bulunduğu misafirperverlikleriyle gönüllerimize taht kuran Yozgatlı
kardeşlerimizle buluştuk.
Türkiye’nin diğer illerinden gelen
hepsi birbirinden değerli Şair, Yazar, ozan ve sanatçılarında bulunduğu ekiple
bir aradaydık. Günlerdir heyecanla
beklediğimiz “Yozgat Sürmeli Şiir şöleni ve Âşıklar Bayramı Programını”
gerçekleştirdik. Program bittikten sonra tarihi konakları camileri ve müzeleri
gezdik.
Aynı günün akşamı yine Sürmeli otelde dolu
dolu bir şiir programı daha gerçekleştirdik. Ertesi sabah Pazar günü
kahvaltıdan sonra hepimiz birer birer ayrılığın verdiği bir buruklukla duygu
yüklü olarak Yozgat’tan ayrıldık. Yozgat programı çok değerli kardeşlerim Rıfat
Çakır Bey in ve Yasemin Doğru hanımın muhteşem sunumlarıyla Yozgatlı
kardeşlerimizin misafirperverliğiyle birbirinden güzel ikramlarıyla çok
muhteşemdi.
Ben burada sizlere programı fazla
ayrıntıya girmeden kısaca zikrettim. Hepsinden önemlisi de Türkiye’nin dört bir
yanından gelerek bu güzel insanların bir birilerini tanımadığı halde sevgiyle
kucaklaşması birlik ve beraberliğin kardeşliğin çoğalması açısından bu gibi
programların daha çok yapılması kanaatindeyim.
Açıkçası her şey çok güzel ve
muhteşemdi. Ben bu programda emeği geçen başta Yozgat Şairler ve Yazarlar
Derneği başkanı Ahmet Sargın bey olmak üzere yönetim kurulu üyelerine ve emeği
geçen tüm Yozgatlılara sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum…
Eskişehir den Saygılarımla...
Şerife GÜNDOĞDU / ESKİŞEHİR
ŞİİRİN EFSUNİ MELEK
KANATLARI
GÖNÜL AYDEMİR ADIGÜZEL /
BURSA
YAĞMURUN otobüs camlarında
çıkardığı şıkırtıyla, uykunun rehavetinden sıyrılıp dışarı baktığımda, ilk
gördüğüm; " Yozgat 20 km" tabelası oldu. Bozok Ovasında doğanın bütün
güzelliğiyle bayram ettiği tarlaların arasından sıyrılıp otogara vardığımda,
ben hariç gün çoktan aymıştı. Elimde valizim birden dedemin sıkı sıkı
ellerimden tuttuğu, çocukluğumun otogarında bulduğumu sandım.
Beline kadar su gibi inen on belik saçları,
çilli yüzünde yemyeşil ışıldayan gözleriyle kaybettiğimi sandığım haşarı kızı.
Bir sesle ansızın irkildim! -Taksi lazım mı? -Hayır, saat kulesini soracaktım
-Otogardan çıkın, sola dönün ve dümdüz devam edin, sizi ilk karşılayacak olan
saat kulesidir abla Abdal ıslatan yağmur temizliyor kaldırımları, okullarına
gitmeye çalışan talebeler ve benim yanımda yürüyen Karabaş köpeğin ayak izleri…
Sağlı sollu bir kaç arabanın park
ettiği şirin bir cadde, herkes telaşsız arada “Hoş Geldin” der gibi gözlerime
bakan Karabaş yanından ayrılıp çocuklarla dalıyor okulun bahçesine. Esnafın
yeni açmaya çalıştığı dükkanların arasından yürüyorum Saat Kulesinin olduğu
meydana… Sağımda Yozgat belediyesinin kültürel faaliyetlerini yürüttüğü
çadırların kurulu olduğu meydan birden gülen yüzüyle karşımda beliriyor...
Beni karşılayan Ahmet Sargın bey
ile birlikte varıyoruz Şair Yazar ve Ozanların toplanma yeri olan Fatih
Sofrasına. Yüzünde sıcak bir tebessüm kapısında karşılıyor mekân sahibi hanım.
Küçük ama şirin hoş bir mekân, benden önce teşrif etmiş bir kaç şair bey ve
sanaldan birbirimizi takip ettiğimiz, gerçekte ilk 'defa karşılaştığımız Leyla
Gül VAROĞLU hanım, sıcak bir tanışmanın ardından kırk yıllık dost gibi ısınıyoruz
birbirimize.
Burnumda tütsülenen o tanıdık koku,
bakır bir sahanda geliyor önüme. Ninemin pişirdiği kelle paça çorbasını önüme
koyarken öğlene madımak pişireceğim diye ekliyor, sanırım içimde ki haşarı
kızın bayramı bugün. Çay faslına geçtiğimizde Yozgat Vali yardımcısı Şükrü
Çakır Bey katılıyor sohbetimize; kendisine şiiri sevdiren Süreyya KAYA hanımdan
bahsediyor, tanıdığımı söylediğimde selâmlarını emanet ediyor ulaştırmam için
kendilerine. Bir kez daha teyit ediyorum ki şiirin efsunlu melek kanatları var.
Mekân çalışanlarıyla bir kaç
özçekim yapıp yöneliyoruz yürüme mesafesinde olan tarihi Hayri İnal Konağına
doğru. Doğallığını henüz kaybetmemiş dükkânların arasından geçerken selâmlıyor
bizi Büyük Çapanoğlu Cami, güneye bakan avlusunda Çapanoğlu Ailesi ve
eşrafından öte âlemde ki dirilişi bekleyen bir kaç kabir, ruhlarına fatiha
okuyarak geçiyoruz yanlarından.
Yine içimdeki haylaz kız madımak
domates, biber, kabak ve patlıcan fidelerinin satıldığı pazarın ortasında
koşuşuyor kendince, horoz şekeri arayan ellerinden tutup ilerliyoruz şirin
pazarında. Güzel insanları özünü kaybetmemiş doğal şiveleriyle sesleniyor
yanlarından gelip geçene,"abi,abla,girmizi,girmizi" diyen seslerinin
arasından geçip yöneliyoruz emniyet caddesinden bizi bekleyen konağa doğru.
Konağın bahçesinin yerler taş döşeli
kenarlarında açmış bembeyaz kartopu çiçekleri karşılıyor bizi; kırmızı güllerin
rayihası gösteriyor konağın kapısını, geçip basamaklarından bir solukta taş
çerçeveli yuvarlak kemerli ahşap iki kanatlı kapısından ulaşıyoruz egzotik
sundurmasına. Konak çalışanlarının güler yüzleriyle karşılanıp soldaki ilk
odaya buyur edilerek, konak hakkında bilgilendiriliyoruz.
Tarihi konaktan okullarda okur-
yazar buluşması için ayrılırken konağın mutfak bölümündeki ocak başında
ninesinin pişirdiği kolaçları yerken buluyorum haylaz kızı, inatlaşıyor benimle
gelmemek için. Saat bir hayli ilerlediği için dilimden dökülen birkaç satırla
hızlı bir şekilde arşınlıyoruz kaldırımları. Seyyah mıyım ne?. Bütün
yolculuklar umutla başlar/ Girizgâhı
meçhul asûde yaşlar / Bilmem ne anlatır bu asfalt taşlar /
Gülşeni ahûzar dergah mıyım ben / Erbab-ı âlemde seyyah mıyım ben.
ŞEHİT Bahadır Buharalıoğlu Anadolu
Lisesine geldiğimizde ikinci katta bulunan okul müdürü Adil ARSLAN bey
karşılıyor bizleri, kısa bir bilgilendirmenin ardından iniyoruz bizi bekleyen
Öğrencilerin bulunduğu salona, bir coşku, bir coşku…
Konu yazma eserlerin önemi,
okuduğumuz şiirlerle birlikte rahmetli olan şairlerin şiirlerini okuyup kim
olabileceklerini sordu Ayşe PASLANMAZ hanım, maşallah öğrenciler zehir gibi
bilgili, her soruya pür cevap, galiba en zor soruyu da ben sormuş oldum;İ
''Gemliğe Doğru Denizi Göreceksin Sakın Şaşırma!..'' kim bu Rahmetli Şair? Arka
sıralardan çıtı pıtı bir kız Öğrenci Orhan Veli'mi dedi, Kendisine ödül olarak
imzalı şiir kitabımı hediye ettiğimde kumru sevinciyle sarmalandım adeta...
Öğrencilerle Birlikte dağıldık
Okuldan. O günkü son durağımız Yozgat Valilik Binası, yürüme mesafesinde olan
valilik binasına vardığımızda, gülen yüzleriyle buyur ettiler, uzun hoş şık bir
odaya, gençliğinin verdiği coşkulu enerjiyle karşıladı bizleri genç vali
yardımcısı, kısa bilgiler aldık. Kendisinin de bir sanat ve şiir aşığı olduğunu
söyleyen vali, ozan arkadaşlarımızdan türkü isteğinde bulundu. Ardından birkaç
şiir, sonunda karşılandığımız gibi de uğurlandık…
Bugün önünden kaç kez geçtiğimi
saymadığım ama nereye varmak isteseniz önünden geçeceksiniz Saat Kulesinin,
Cumhuriyet Meydanında ki heybetli ve asırlık bu Saat Kulesinin önünde hayran
hayran bakarken buldum kaybettiğim haylaz kızı, yorulmuştu.
Ara ara atıştıran yağmur eşliğinde
günün saltanatı bitmiş, telaşlı akşam gecenin karasıyla dertleşiyordu .
Akşam yemeğini yiyeceğimiz mekâna
ulaşmak fazla zaman almadı, hoş bir mekân Yöresel yanında az pilav bakır
maşrabada köpüğü üzerinde ayran, yanında testi kebabı, minik testilerde önümüze
servis ediliyor tadı hala damağımda. Grand Surmely Otel’e geldiğimizde tatlı
bir yorgunluğun mutlu nefesi üfürüyor yüzlerimizde…
Az bir dinlenmenin ardından otel lobisine
indiğimde tanışıyorum diğer şair ve ozan arkadaşlarla hal hatır sormanın
ardından başlıyor şiir ve türkü dinletisi.. Ahmet bey büyük bir özveriyle
koşturuyor bizlerin rahatlığı için. Odamıza çekildiğimizde saat yarımı
gösteriyordu…
Sabah kahvaltısına lobiye indiğimde
güzel kardeşim Züleyha Özbay Bilgiç ve Ayşe Ceyhan Düzgün Oda Arkadaşım Leyla
Gül Varoğlu dördümüz gülüş cümbüş ediyoruz kahvaltımızı. Hazırlanıp dışarı
çıktığımızda, sağanak halinde yağan yağmur karşılıyor, ıslanmamak için kapıda
bekleyen arabalara binip ulaşıyoruz, Yozgat’ın değerli simalarından Sayın
Mehmet Saygı’nın özel müze haline getirdiği iş yerine, Mehmet bey ve çok
değerli şahsiyetler kapıda gülen yüzleriyle buyur ediyorlar; o kadar
kalabalığız ki soramıyorum bu değerleri kaç yılda biriktirdiğini. Kültür ve
Turizm Müdürlüğü salonundan içeri girdiğimizde Yozgatlı güzel insanların sıcaklığı
sarmalıyor her birimizi, enerjileriyle öyle bütünleşiyoruz ki muhteşem bir şiir
dinletisi sunuyoruz...
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın
katkıları ile Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından düzenlenen 2018
Sürmeli Şiir Şöleni için Yeşil Bursa dan davetli olarak Yozgat’a teşrif ettim,
benim gibi Cennet yurdumun dört bir yanından davet edilen saygıdeğer şair,
âşık-ozan ve yazarlarla birlikte kültür ve edebiyat paylaşımında bulunmanın
onur ve mutluluğunu yaşadım.
Şiir adına bu eşsiz anıları
biriktirmem de vesile olan başta Yozgat’ın kültür elçisi dernek başkanı şair,
gazeteci yazar Sayın Ahmet Sargın bey ve yönetim kuruluna, birlikte şiir
soluduğumuz onur konukları ve Yozgat halkına sevgi ve saygılarımı sunuyorum…
2019 SÜRMELİ ŞİİR
ŞÖLENİ İÇİN NE DEDİLER?
“Şiir sanat ve Edebiyata katkı adına iştirak ettiğimiz Yozgat
Sürmeli Şiir Şöleni gönlü şiir olan dostlarla bir başka güzeldi.
Şairler ve Ozanlar programının
gerçekleşmesinde özveri ve emekleri ile
bizlere mihmandarlık eden Yozgat Şairler Derneği başkanı Ahmet Sargın hocamıza,programın başından
sonuna bizleri desteği ile yalnız bırakmayan Yozgat Vali Yrd. Şükrü Çakır ve
Eşine ,Hakkı Yurt müdürümüze,Bozok Üniversitesi Rektörü Ahmet Karadağ hocamıza,
sunumu ile bizleri onura eden Rıfat Çakir beyefendiye ve programda emeği geçen
tüm Yozgat ekibine kalbî şükranlarımı sunuyorum.
Bizleri
şiirleri ile buluşturan kıymetli şairlerimizle şiir adına bir arada olmak
letafetli..Nice güzelliklerde buluşmak temennisi ile...”
Züleyha Özbay Bilgiç/
Kütahya
....................
“Değerli
Ahmet Sargın Hocam ve Sürmeli Şiir Grubumuzdaki bir birinden kıymetli söz
mimarları. Hepinize Cenabı Allah'tan sağlık, afiyet, hayırlı uzun ömürler
dilerim.
Değerli
Ahmet Hocamın nezdinde Sayın Vali Beye, Kıymetli Eşleri Hanımefendiye, Belediye
Başkanımıza, bu anlamlı etkinlikte emeği geçen herkese binlerce teşekkür
ederiz. Allah Sizlerden razı olsun.
Yozgat'a
gidince bir nebze olsun vatan hasreti giderdik, yine çok kıymetli, çok güzel
Dostlar edindik, güzel anlar yaşadık. Her şeyden önemlisi Doğu Türkistan'ın
derdini, çilesini Sizlere duyurmaya Sizlerle dertleşip halleştik, içimizi
döktük. Burada isimlerini tek tek bahsedemedeğim bizleri can kulağı ile
dinleyen, bizlere teselli veren, güç veren herkese teşekkür ederiz. Bize bu
fırsatı bu imkanı hazırlayan Ahmet Sargın Hocama ve Şiire gönül veren Yozgatlı
hemşirelerimize yüce Allah'tan güç kuvvet uzun ömür dileriz.”
Nurala Göktürk ve Hamit Göktürk/ Doğu
Türkistan
..................
“
Selamlar değerli dostlar üç gün boyunca aranızda bulunmaktan ve birbirinden
değerli gönül dostlarını tanımaktan,bana ve babam aşık Reyhani hatırasına
göstermiş olduğunuz vefadan dolayı hepinize teşekkürler ediyorum..Değerli Ahmet
Saygın hocama, Yozgat ilinin kıymetli bürokrasi yetkililerine,derneğinizde bize
mütemadayen hizmet içinde bulunan şair kardeşlerime ve suyunu içtiğimiz,
ekmeğini yediğimiz Yozgat iline çok teşekkürler, minnettarım .mutlu oldum,
onure oldum..sağ olunuz var olunuz...” Yasemin Şahbaz / Bursa
.................,
“ Ahmet
Azizim, yüreğinize ve kaleminize sağlık.Ben de böyle güzel gönül büyüklüğündeki
organizasyonu başarıyla gerçekleştiriniz için ekibinize ve katkı sağlayanlara
çok teşekkür ediyorum.14.Sürmeli Şiir Etkinliğine katılma dileğinize candan
katılıyorum.Tüm şiir dostlarına selamlar sunuyorum.”
Şükrü Çakır/ Yozgat Vali
Yardımcısı
...............,.
“
Hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden seçkin şairler, yazarlar
kalemleriyle, gönülleriyle Yozgatımıza teşrifleriyle şeref verdiler. Bu güzel
insanlara ikramlarıyla, izzetleriyle, güler yüzleriyle, refakat ve
hürmetleriyle eşsiz bir misafirperlik göstererek adımızı yücelten Ahmet Sargın
Hocama, Osman Yüksel abime, Dursun Ayer Hocama, İsmail Salman Hocama, Emre Akdağ’a, Ekrem Gürer Hocama, Kıymetli
Valimiz Şükrü Çakır ve nezaket abidesi eşi Nur Hanımefendiye, Rektörümüz Prof.
Dr. Ahmet Karadağ’a, Hakkı Yurtlu Müdürüme, Çamlık TV. ve Yozgat Şairler
Yazarlar Derneğimizin tüm üyelerine, Yozgat adını yükselterek yücelttikleri ve
hemşehri kimliğimize erişilmez bir saygınlık kazandırdıkları için gönüller
dolusu şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum. Sizin asaletiniz bizim övünç
kaynağımız olacak. Baş tacısınız.”
Rifat Çakır/ Ankara (Sunucu)
...,.................
“ Bir
şehir düşünün ki; Valisi, Vali Yardımcısı İl Dernekler Müdürü ve Yozgat
şairleri ve Derneği başkanı ve diğer arkadaşlarımız yakınen ilgilenmiş
terminalde otobüslerine binmelerine kadar eşlik etmiş, üç gün boyunca şiirin
sanatın güzelliklerini yaşatmışlar. Bu şehirde şiir sanat adına güzellikler yaşanmaktadır.
Siz saygıdeğer misafir şair ve yazarlarımız bu Sürmeli şöleninde güzellikler
yaşattığınız için Yozgatımız adına çok teşekkür ederiz. İyi ki geldiniz
sizlerle tanıştık.”
İdris Çetin / Yozgat (okul
Müdürü)
................,....,...,....
“
13.Sürmeli şiir şöleni münasebetiyle soğuğu sert ,insanı mert vatanına ve
milletine SEVDALI güzel Yozgatımıza ;ülkemizin değişik illerinden gelerek bizleri şiir aşkıyla mutlu eden ,birbirinden
kıymetli siz hanımefendi ve beyefendi şahsiyetleri selamlıyorum.Cuma gün
aranızda idim geç saatlere kadar süren Hayri İnal konağındaki programda iken
Ankara’dan gelen bir telefonla oradan ayrıldım.Çok acil bir konu için cumartesi
Ankara’da olan bu işi geldim ve hallettim.Sizlerle bizleri buluşturup
kültürümüze ve Yozgatımıza artı değer kazandıran Yozgatımızın kültür elçisi
,İlesam’ın Yozgat temsilcisi şair ve
Yazarlarımızın Yozgat Dernek başkanı Ahmet Sargın beye ve emeği geçen herkese
ayrı ayrı teşekkür ediyorum . Bir başka etkinlikte inşallah birlikte
olalım.Selam ,Sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum .”
D.Turan Düz-şair ve yazar/
YOZGATLILAR VAKFI Başkanı(İlesam genel merkezi yönetim kurulu üyesi-Ankara)
2019 SÜRMELİ ŞİİR
ŞÖLENİ VE AŞIKLAR BAYRAMI
RIFAT ÇAKIR
2019
Sürmeli Şiir Şölenimizin sunucusu
programa Ankara’dan katılan hemşehrimiz köşe yazarı Rifar ÇAKIR’ın
kaleme aldığı makale yazısını yayımlıyor, kendisine teşekkür ediyoruz:
“Yozgat
Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet SARGIN ve ekibince yıların vermiş
olduğu birikim ve tecrübeye dayanarak, büyük bir emek ve özveriyle hazırlanan
Sürmeli Şiir Şöleni, bu yıl 13 süyle yine Yozgat adını yücelterek tanıtan
birbirinden imrenilir etkinliklerle gerçekleştirildi.
Türkiye’de
ve Türk Dünyasındaki tüm şairlerin, yazarların, ediplerin, âşıkların, ozanların
gazetecilerin, akademisyenlerin, ressamların, kısaca yazan, çizen, üreten
kalemler ile davetle onurlanan tüm sanatçı gönüllerin kariyerlerine çok seçkin
itibar ve övünç teşkil eden Sürmeli Şiir ve Âşıklar Şölenlerine davet edilme
gururunu yaşamayı bekleyenler, edebiyat dünyasına iz bırakır iddiasındaki tüm çalışmalarını, bu alanda en geçerli
otorite görmeleri gerekçesiyle her yıl Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneğinin
dikkatine sunmaktalar.
Şehre
davetlilerin titizlikle seçildiği Sürmeli
Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramının bu yılki onur konukları, ülkemizin
saygın akademisyenlerinden şair yazar
Dr. Ayşe İzci Coşkuner Antalya’dan gelirken, Ozanlık geleneğinin usta
temsilcisi şair, yazar, ozan hemşerimiz Duran Aydın Kayseri’den katıldılar.
Duygu
şiirlerinin yaşayan efsanesi Şeyhmus Çiçek ile hece şiirlerinin usta kalemi ve
Türk Edebiyatını uluslararası alanda tanıtan en büyük emektarlarından Duran
Tamer en çok alkışı alırken, kızının
mezuniyeti mazeretiyle şiir severlerin çok beklediği Harika Ufuk bu yılki
şölene katılamadı.
Doğu
Türkistan’dan gelen Nurala Göktürk, ödüllü şiirlerin usta kalemi Züleyha Özbay Bilgiç, Aşık Reyhaninin şair kızı
Yasemin Reyhani Şahbaz, sesi, sunumu ve sanatı ile hayranlık duyduğumuz Mahmut
Hasgül, idealist eğitimci ruhuyla bu alanda en çok öğrenci yetiştiren Mahmut
Özkoca, İLESAM Yöneticisi Durak Turan Düz, konulu şiirleriyle Mersin’den Halil
Gülşen, Kırşehir’in usta kalemleri Veysel Turgut ve Erdoğan Çalışkan farklı
farklı konularda yazdıkları birbirinden güzel eserlerini Yozgat dinleyicisine
takdim ettiler.
Söz
sanatlarının en estetik kalemi ve en ince ruhu olarak bilinen Türkiye’nin güler
yüz abidesi ve sevilen şairesi Sündüs Arslan Akça ile zengin gönlü, saygın
beyefendiliği ve imrenilir kalemiyle sanat camiasının en duayen değeri Öz Ali
Yılmaz hemşerimiz de programın renkli simalarıydı.
Ali
Karaca Hocanın bilge sohbetleri, Gönül
Aydemir Adıgüzel hanımefendinin duygu
yüklü eserleri, Gündüz Aydın Hocanın
şaheser şiirleri ve nezaket dolu zarif gönlü unutulmazlar arasındaydı.
Yozgat,
adları geçen edebiyat değerlerini ağırlarken, şehrimizin usta kalemleri Hakkı
Yurtlu, Osman Yüksel, Ekrem Gürer, Mustafa Teker, Kelami Akdemir, Songül
Yurdagül Aksoy, Dursun Ayer, Rıza Doğangönül, İsmail Salman, İdris Çetin, Erdoğan
Bektaş, Emre Akdağ, Rivahi Kalay gibi gönlü güzel sanatçılarımız, izzetleri,
ikramları, şiirleri, sanatları, ifade servisleri, refakatleri, görgü ve nezaket
dolu iletişimleriyle tüm konukların gönüllerini fethettiler.
Şairlerin
yanı sıra Bekir Sargın ve Mahmut Sargın gösterdikleri eşsiz misafirperverlikle
hemşehri kimliğimize gerçek bir saygınlık kazandırdılar.
Gurbetteki hemşerilerimizin Yozgat özlemine ilaç olarak ortaya çıkan
Çamlık Televizyonu programların büyük bir bölümünü çekimleriyle
ölümsüzleştirirken, bilgisi, görgüsü, program hakimiyeti, imrenilir yorumları
ve usta sunumuyla Sunucuların Kraliçesi diye bilinen gururumuz Yasemin DOĞRU
ise bu eşsiz programın sunucusuydu.
Yozgat
şairler Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın; ülkemizin en saygın şiir
organizasyonlarını gerçekleştiren Gündüz Aydın, Duran Tamer, Sündüs Arslan
Akça, Mahmut Hasgül, Gönül Aydemir Adıgüzel ve Mahmut Özkoca gibi isimleri bulmuşken, Yozgatımızın güzel
ses ve kalemlerine sahip üretken şair, ozan ve sanatçılarımız olan Ali
Doğruyol’u, Arzu Karademir’i, Aşık Kul Yetimi’yi, Dursun Ayeri’i, Emre
Akdağ’ı, Sanatçı Gülay Korkmaz’ı,
Yazar Hamit Uzun’u, Hacı Yiğit’i, Hüdai
Yavuz’u, İdris Çetin’i, İsmail Salman’ı, Keskin Özer’i, Rıza Doğangönül’ü, Rıza
Kaygusuz’u, Semiha Arasbora’yı teker
teker anlattı.
Bazı
şairlerimizin şiirlerini beğenilerine bizzat kendisi okuyarak sundu.
İlgi ve
beğeniyle dinleyen misafirlerimize ilimizin tabiat ve tarihi zenginliklerini ve
insan değerlerimizi anlattı. Çok çeşitli ürünlerle süslenmiş otantik mekanlarda
yöresel yemek ve ikramlarımız sunuldu.
Turistik
mekanlar ve müzelerimiz gezdirildi ve emsalsiz bir memnuniyetle uğurlandılar.
Kısıtlı
imkanlara rağmen çok harika bir program ve mükemmel bir tanıtım oldu.
Yozgat
şairlerinin şiirleri ile sanatçı ve ozanlarımızın icraları ilgi ve hayranlık
duygularıyla tanındı.
Başta Yozgat Şairler Yazarlar Derneğinin emektar başkanı
Ahmet SARGIN olmak üzere, vefa ve fedakârlıklarıyla Yozgat adına bu
güzelliklerin yaşanmasına emek harcayan tüm ekibine şehrimiz adına teşekkür
ediyor, bu gibi enfes organizasyonların Yozgat’ımıza çok şeyler kazandırdığının tüm otoritelerce bilinmesini
ve daha da çok ilgilenilmesini bekliyorum. Saygılarımla…” (Rıfat ÇAKIR ailevecalisma.
YOZGAT SÜRMELİ
ŞİİR ŞÖLENİ ÇOK GÜZELDİ
Ahmet SARGIN
Yozgat Şairler
Yazarlar Birliği Derneği Başkanı
12. uluslararası Sürmeli Festivali kapsamında
düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla yapılan “Sürmeli Şiir
Şöleni” bu yılda festivalin en önemli programları arasında yer aldı. İlimizin
tanıtımına çok büyük katkıları olan Sürmeli Şiir Şölenleri, festivalin
vazgeçilmez programı olarak göz doldurdu.
Şiir şölenine 22 ayrı ilden 50’ye yakın şair-yazar
dostumuz katıldı. İLESAM temsilcisi dostumuz Durak Duran Tüz aramızdaydı.
Kayseri Çıngı Dergisi, Gaziantep Kumru Dergisi, Kemer Gözcü Gazetesi yazarı
gibi birçok gazete ve derginin temsilcisi aramız dalardı. Çeşitli illerden
gelen ve illerini temsil eden arkadaşlarımızın Sürmeli festivalinde buluşarak
birlik ve beraberlik mesajı vermiş olmaları önemliydi.
Konuklarımızın çokluğuna, programın ilçelerde
dağılmış olmasına rağmen hiçbir arkadaşımız dağılmayıp bizi terk etmediler.
Özellikle Sarıkaya programı harikaydı. Sarıkaya
Belediye Başkanı Sayın Ali Osman Erbir’i Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği
Başkanı Kelami Akdemir ve ekibini kutluyorum, teşekkür ediyorum. Emeklerine,
yüreklerine, alın terlerine sağlık. Oldukça kalabalık bir ortamda
gerçekleştirilen Sarıkaya şiir programı şairleri bir hayli memnun etti.
Oldukça kalabalık bir ekiple dolaşmamıza rağmen şükür
bir uyumsuzluk yaşamadık. Kültür ve Turizm Müdürlüğü Salonunda gerçekleştirilen
Sürmeli şiir Şölenine Vali Bey ve Belediye Başkanımızın önmli misafirleri
nedeniyle katılamaması biraz sıkıntı yaşattı ama, onları temsilen katılan
Belediye Başkan Yardımcısı dostumuz, kardeşimiz Mehmet Taşdemir’e, Gençlik
Merkezi Müdürü Yıldız Hanım ve Fatma Hanıma çok teşekkür ediyoruz.
Konuklarımızı yalnız bırakmadılar ve salonda onlarla birlikte şiir programına
katıldılar.
Herkesin bilmesi gereken önemli nokta şu: festivalin
Şiir konukları özel konuklardı, yazan, çizen, festivalin sesini duyuran ilin
tanıtımını yapan, eli kalem tutan arkadaşlarımızdır. Bunun çok iyi
değerlendirilmesi gerekir. Tabiri caizse, enerjimizi toprağa veriyoruz. Bize
sahip çıkın, küstürmeyin, kırmayın valla alın terimizin kıymetini bilin deriz:
”Yeter artık” deriz. İsterseniz bunu da sitem kabul edin!
Çok değerli dostlarım vardı; Şair ve Yazarların
arasında kaliteli arkadaşlarım vardı. Güzel dostlar, güzel şairler, güçlü
sesler vardı aralarında. Çok kıymetli dostlarım gelmişlerdi. Onları
ağırlamaktan onur duydum.
Kalemi güçlü, sazı güzel, sözü güzel, dostlarımız
vardı. Gözleri pırıl pırıldı, Yozgat’a gelmekten mutlu oldukları her
hallerinden belliydi. Ama aralarında Yozgatlı hemşerilerimizi göremediler,
aralarında bürokratları, siyasi parti temsilcilerini, sivil toplum kuruluşu
başkanlarını, ne hikmetse göremedik. Sanırım çok işleri vardı arkadaşların ki
gelemediler…
Yozgat sevdasına gönül veren şair yazar dostlarımla
kaç yıldır burada programlar yapıyoruz. Haklı olarak soruyorum: “Ey duyarlı
Yozgat aydınları nerdesiniz?
Siyasiler, sivil toplum kurumu temsilcileri,
nerdesiniz? Kültür sanat programları ile Yozgat’ın adını duyurmaya çalışıyoruz.
Bu denli duyarsız olmamak gerekir. Görüntünüzü bile saklıyorsunuz bizden…
Sağ olsunlar ilçe kaymakamları, ilçe Belediye
Başkanları sahip çıkmak istiyorlar ama biz de ilçelere gidemiyoruz.
İmkânlarımız yok, bir araç bulma konusunda dahi sıkıntı yaşadık, burnumuzdan
geldi… Konuklarımız dolu dolu eli güçlü, kalemi güçlü onlardan utanıyoruz, onları
kırmamaya, küstürmemeye çalışıyoruz. İşin doğrusu: ya bu işi bırakmamız lazım,
ya da adam gibi sahiplenmemiz… Söyleyin hangisi uygunsa onu yapalım. Allah
aşkına boşu boşuna enerjimizi, alın terimizi toprağa akıttırmayın. Sonuçta biz
de insanız, biz de kırılıyoruz, sitem ediyoruz.
Tamam, “size salonu ayarladık, hadi gidin başınızın
çaresine bakın” demekle olmuyor ki… Bu kadar insan Yozgat’tan memnun ayrılması
için adeta seferber oluyoruz, çırpınıyoruz, çabalıyoruz. Vebalimiz,
sorumluluğumuz ağır diyoruz… Valla daha fazlası zülfü yare dokunur sitemimizin…
Burada sitemimizi noktalayalım.
Sürmeli Şiir Şölenine emeği geçenler oldu onların
hepsine teşekkür ediyorum. Başta Vali Beyimize, Vali Yardımcımız Salih Gelgeç’e
Belediye Başkanımıza, Belediye Başkan Yardımcıları Tevfik Bozkurt ve Mehmet
Taşdemir beylere, iş adamı Ayhan Çelik’e, Sarıkaya Belediye Başkanı Ali Osman
Erbir’e Yozgat Belediyesinin tüm ekibine teşekkür ediyorum.
Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı kardeşim
Kelami Akdemir’e, Yerköy’den Hüseyin Erdoğan kardeşime, Derneğimizin üyesi
hanım şair Songül Yurdagül’e derneğimizin yönetiminde ki fedakar arkadaşlarıma
İl Kültür Turizm Müdürlüğünde ki tüm görevli arkadaşlarımıza ve Araç için
görevlendirilen şoför arkadaşlarıma, Cihan Ve Mümin Delibaşına teşekkür
ediyorum.
SÜRMELİ
FESTİVALİNDE ŞAİRLER GEÇİDİ
12. Uluslar arası Sürmeli Festivali kapsamında yapılan “Sürmeli
Şiir Şöleni” ne 22 ayrı ilden çok sayıda katılım oldu. 50’in üzerinde şair ve
yazarın onurlandırdığı Sürmeli Şiir Şöleni Sarıkaya ve Yerköy ilçemize de
taşarak geniş bir mekânda gerçekleştirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla yapılan Sürmeli Şiir
Şölenine davetli konuklar 8 Temmuz 2011 Cuma günü İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Salonunda buluşup Sarıkaya ilçemize hareket ettiler. Akşam Sarıkaya da yapılan
eğlence programına katılarak Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneğinin konuğu
oldular. Sarıkaya Belediye Başkanı Ali Osman Erbir, konuk şairleri makamında
kabul ederek ilçeye teşriflerinden dolayı şairlere teşekkür etti.
09 Temmuz 2011 Cumartesi günü kent parkta sabah kahvaltısında
buluşan şair ve yazarlar daha sonra şehir turuna çıkıp Çapanoğlu Camini, Hayri
İnal Konağını, Etnografya Müzesini gezdiler. İnceleme ve araştırmalarda
bulundular. Çapanoğlu Camiinden ve Etnografya Müzesinden fotoğraf kareleri alıp
Yozgat anılarını ölümsüzleştirdiler.
Sürmeli Şiir Şöleni programı aynı gün saat 15.00 de İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü salonunda yapıldı. Aşıkların deyişleri, şairlerin şiir
yorumlarıyla renk kazanan 12. Uluslararası Sürmeli Festivali güzel anılara ev
sahipliği yaptı ve ilin tanıtımına katkıda bulunmuş oldu.
10 Temmuz Pazar günü Genç İş Adamları Dernek Başkanı ve Çelikler
A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çelik’in davetlisi olarak Yerköy’de sabah
kahvaltısında buluşan şair ve yazarlar Yerköy’ ve Çanakkale Seramik Fabrikasını
gezdikten sonra ilçeden ayrıldılar.
Şair ve Yazarların son durağı Çamlık Milli parkımız oldu. Çamlık
Milli Parkında hatıra fotoğrafları çektirip eğlence ve karpuz ziyafetinde
buluştular. Çamlık sonrası vedalaşarak ilimizden ayrılan konuk şair ve yazarlar
emeği gençlere ayrı ayrı teşekkür ettiler ve Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği
Derneği yönetimini kutladılar.
Sürmeli Şiir Şöleni ile ilgili açıklamada bulunan Yozgat Şairler
ve Yazarlar Birliği Derneği Başkanı Ahmet Sargın: “İlimizi onurlandıran değerli
konuklara, Yozgat ta bize destek veren tüm kurumlara teşekkür ediyoruz. Şiir
Şölenleri Sürmeli festivallerinin vazgeçilmez programları arasında yerini
aldı.İlin tanıtımına çok büyük katkıları oldu, Derneğimize ve bizlere sahip
çıkan, değer veren bürokratlara, yöneticilere ve emeği olan herkese teşekkürler
ediyoruz” dedi.
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ
ALİ ÖZKANLI
(Yozgat
Sürmeli Şiir Şöleni ve Aşıklar Bayramına Kayseri ekibiyle birlikte katılan
Eğitimci Şair- Yazar Emekli Öğretmen Ali
Özkanlı Hocanın Yozgat Sürmeli Şiir Şöleni üzerine yazdığı yorumu
paylaşıyoruz.? **************************
“ 17
Mayıs 2014 Cumartesi günü Yozgat Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın
üstadımızın daveti üzerine “Geleneksel Yozgat Sürmeli Şenlikleri ve Âşıklar
Bayramı” için Kayseri Halk Ozanları Kültür Derneği Başkanı Turgut Aydın,
yönetim kurulu üyesi Duran Aydın, Âşık Cefâi (Galip Güler), Şair Dost Cemali
ile birlikte Yozgat’ın yolunu tuttuk. Hoş sohbet, şiir ve türkülerle mükemmel
bir yolculuk oldu.
Yozgat
Şairler ve Yazarlar Derneğince organize edilen, Kültür ve Turizm Bakanlığının
katkılarıyla gerçekleştirilen 9. Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı 17
Mayıs 2014 Cumartesi günü saat 13.00 da tarihi Yozgat Hayri İnal Konağında Soma
Şehitleri anısına saygı duruşu ile başladı ve Soma şehitlerinin ruhuna Kur’an
okundu.
9. Sürmeli
Şiir Şöleni seçkin katılımcıları ve özel konuklarıyla muhteşemdi. Şiir ve
yorumların hep Soma Şehitleri üzerine yapılmış olması nedeniyle oldukça
duygusal anlar yaşandı. Program adeta “Soma Şehitleri” anısına bir anma
programına dönüştü. Şairler şiirlerini yorumlarken Âşıklar ve Ozanlar da
ağıtlarla programa renk kattılar.
Sürmeli
Şiir Şöleni Programının açılışında konuşan Araştırmacı Eğitimci Gazeteci Şair Yazar
Durali Doğan, kültür sanat faaliyetlerinin öneminden bahsederek emeği geçenlere
ve tüm katılımcılara teşekkür etti; ölümsüz ve kalıcı eserler bırakmamız
gerekir dedi.
Yozgat’taki kültür ve sanat faaliyetlerinin
garip kaldığından bahsederek emeğini takdir ettiğimiz değerli bir dostumuz:
Ahmet Sargın bu konuda olağan üstü bir gayret gösteriyor ona destek olunmalı
dedi. Programın organize ekibi adına söz alan Yozgat Şairler ve Yazarlar
Derneği Başkanı Gazeteci Şair–Yazar Ahmet SARGIN tüm katılımcılara teşekkür
ederek seçkin ve kaliteli bir ekibin Yozgat’ta bulunmasından son derece mutlu
olduklarını dile getirdi; Soma Faciası nedeniyle alkış yapılmamasını rica etti
ve şehitler anısına Fatiha okunmasını rica etti.
Sunuculuğunu
Gazeteci Yazar Rıfat Çakır’ın yaptığı Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramına
Kayseri, Kırşehir, Osmaniye, Ankara, Sorgun, Yerköy, Sarıkaya ve Yozgat
merkezden yaklaşık 30 kadar şair, yazar ve âşık katıldı. Okunan şiirlerle
hüzünlenen misafirler Soma Şehitleri adına söylenen ağıtlarla oldukça duygusal
anlar yaşadılar. Program Nohutlu Tepesi gezisi ile devam etti. Program seviyeli
ve kaliteli idi.
Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Yozgat
Sürmeli Şiir Şölenine Kırşehir’den Zübeyde Gökbulut - Sait Sargın - Tutkun
Durukan - Feride Taşkoparan, Kayseri’den Turgut Aydın - Duran Aydın - Galip
Güler – Ali Özkanlı- Dost Cemali, Ankara’dan İsmail Tunç - Durak Turan Düz -
Murat Duman - Rıfat Çakır- Vedat Fidanboy, Osmaniye’den İbrahim Özdemir;
Sorgun’dan Durali Doğan - Hacı Yiğid- Âşık Rıza Kaygusuz – Mustafa Köksal - Öz
Ozan Mehmet Özuzun, Sarıkaya’dan Kelami Akdemir, Yerköy’den Ozan Neşet İçöz-
Âşık Kadir Çapanoğlu – Şahin Bağcı - Hasan Bozkurt, Yozgat’tan Ahmet Sargın -
Ekrem Gürer ve Yusuf Koç katıldılar.
“Yozgat
Şairler ve Yazarlar Derneğinin bu özel programına Bozok Üniversitesi Meslek
Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Zakir Taş, Yozgat Sanayici İş Adamları Derneği
Başkanı Mehmet Saygı, Sorgun Ozanlar Şairler Kültür Derneği Başkanı Durali Doğan,
Yozgatlı İş Adamı Mustafa Erkılıç, Kırşehir Şairler Yazarlar Derneği Başkanı
Zübeyde Gökbulut, Kayseri Halk Ozanları Derneği Başkanı Turgut Aydın, Sevgi
Koleji Sahibi Emekli Öğretmen Cemil
Kılıçaslan, Sarıkaya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir, Yerköy
Halk Âşıkları Derneği Başkanı Âşık Kadir Çapanoğlu, Kapaklı Köyü Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği Başkanı Hacı Yiğid, Sunucu Rıfat Çakır, Din Hizmetleri
Derneği Başkanı Selim Nemli, Din Görevlisi Harun Yozgat, Yenice Köyü
Yardımlaşama Derneği Temsilcisi Necati Duyar, Osmaniye’den Şair İbrahim Özdemir
programa destek oldular.
Soma’da
yanan ateş yürekleri yaktığı için programın her yılki uygulamasında değişikli
oldu. Şehitlerimiz için okunan Kur’anı Kerim, yapılan dua, ağıt ve şiirlerle
Soma programına dönüştü adeta. Âşık ve şairler yürek yangınlarını dile
getirdiler. Yozgat’ın tarihi Yozgat Halil İNAL Konağında saat 13.00 da başlayan
program 17 e kadar sürdü. Ahmet SARGIN Başkanımız “Yozgat programı gerçekten de
muhteşemdi. Tam anlamıyla Soma şehitlerini anma programı oldu.
Programa
şeref veren tüm şair - ozan ve âşık kardeşlerimi canı gönülden kutluyorum.
Muhteşemsiniz her şey sizinle güzelleşti. Yozgat sizinle güzeldi iyi ki
varsınız. Şehitlerimizi de saygıyla anıyoruz halen Soma Kömür Ocağı değil
yüreğimiz yanıyor…”diyerek duygularını bu şekilde ifade ediyor.
Yozgat Hayri İnal Konağından Yozgat’ı kuş
bakışı gören Nohutlu Tepesine çıktık. Konakta çekilen fotolara tepede çekilen
fotoğraflar eklendi. Programa katılan tüm şair dostlarla vedalaşarak ayrıldık.
Sarıkaya Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir kardeşimizin Sarıkaya
Belediyesine ait çay bahçesinde misafiri olduk. Sarıkaya Belediyesi Basın
–Yayın Müdürü olarak ilçeye kazdırdığı mükemmel sahneyi görme imkânımız oldu.
İkram ettiği çayları hoş sohbet eşliğinde yudumladık.
Oradan
ayrılıp Duran Aydın kardeşimizin yeğenin iş yerinde hazırlanan ikramları
afiyetle yedik. Kardeşimizin köyünü de
ziyaret etme imkânı oldu. Yozgat’a giderken yol üzerinde gördüğümüz dönüşme
almaya niyetlendiğimiz Trabzon ekmeklerini almak için uğradığımız Himmetdede
beldesinde Şair Mustafa Tan (Tanoğlu) ile görüştük. Şair kişiliği yanında
cömertliğini, hoş sohbetini gördük. Bizi hemen bırakmadı. “Gelmek elinizde ama
gitmek elinizde değil” diyerek gönül güzelliğini gösterdi. Oğlu ve torunu da
bizlere hizmet edip ikramlarda bulundular.
Allah
kendilerinden razı olsun. Hoş sohbet sorası Allah dostlarından biri olan
Himmetdede türbesini ziyaret edip dua okuduk. Başta Ahmet Sargın Başkanımız
olmak üzere Durali Doğan, Yusuf Koç,
Ekrem Gürer hocalarımıza ve programa emek ve destek veren tüm güzel yüreklere
Kayseri ekibi olarak teşekkür ediyoruz. Cumartesi Sabah 09.00 da başlayan
yolculuğumuz 23.00 de sona ermişti. Gül yürekli dostlarımızla bir daha ki
görüşmemize kadar vedalaşıp ayrıldık. Gün içinde kültür sanat ve edebiyat adına
güzel bir etkinlik oldu. Edebiyat dolu günlerde buluşma dualarımla…”
Ali Özkanlı- Kayseri Eğitimci Şair- Yazar Emekli Öğretmen
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ
DURALİ DOĞAN
"Başkanlığını
Gazeteci- şair- yazar Ahmet Sargın beyin yaptığı derneğin organize ettiği
şölene Soma ‘da şehit olan madenci kardeşlerimizin hüznü çöktü. Hayri İnal
Konağı’nda gerçekleştirilen şölen bir
çeşit şehitlerimizi anma programına dönüştü. Maden Şehitlerimize fatihalar
gönderdik. Programa Kayseri’den, Kırşehir’den; Osmaniye’den, Ankara’dan,
Yozgat’tan, Yerköy’den, Sorgun’dan çok değerli şair ve ozanlarımız, dernek başkanlarımız
katılmıştı.
Kısa adı
SOYAŞAD olan Sorgun Yazarlar Şairler, Aşıklar Kültür ve Araştırma Derneği’nden
Hacı Yiğid, Rıza Kaygısuz ve Mustafa Köksal ile birlikte sayın Ahmet Sargın
Hocamın daveti üzerine programda biz de bulunduk. Dernek Başkanı Ahmet Sargın hocam; şölenin aylar
önce planlandığını, Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli olduğu için erteleme yapamadıklarını dile getirdi. Programda yaptığım konuşmada; kültür sanat
faaliyetlerinin öneminden bahsederek Ahmet Hocama ve derneğin yönetim kurulu
üyelerine teşekkür ettim, tebrik ettim.
Kültür
adamları olarak, ölümsüz ve kalıcı eserler bırakmamız gerekir. Ahmet beyin ve
ekibinin bu konuda olağan üstü bir gayret gösterdiğini dile getirdim. Programa
katılan şairler gönül telimizi sızlatan, şehitlerimiz için yazdıkları
şiirlerini okudular. Sevgili Rıfat Çakır’ın sunumuyla buruk ama güzel bir
etkinlik oldu. Ozanlar türkü söylemedi ama, bir iki ağıt dinleyerek Soma
şehitlerinin hüznüne ortak oldular. Şölenin bitiminden sonra Nohutlu Tepesi’ne
çıktık. Yozgat’ı, Çeşka Kalesi’ni, Halilbaba’yı, Çamlığı, Nohutlu’dan
seyrettik.
9. Sürmeli Şiir Şöleni denk bir güne düşmedi.
Ama; Türk kültürünün, yerel kültürümüzün, Yozgat kültür folklor ve şiir
kültürünün gelişip yaygınlaştırılmasında şölenlerin, şiir dinletilerinin büyük
payı olduğunu unutmayalım. Şairlerin, aşıkların, yazarların katıldığı böyle programlar
o yörenin tanıtımına büyük katkı sunmakta, Yozgat’a teşrif eden kültür
elçilerimiz dönüşte Yozgat’ı anlatmaktadırlar..
Ahmet Hocam
ve ekibi program buruk geçse de bunu yine başardılar. Çeşitli illerden gelen
gönül dostlarıyla görüştük, tanıştık. Bu güzel insanlar sanırım Yozgat’tan iyi
intibalarla ayrıldılar. Bu tür geniş kapsamlı etkinlikleri gerçekleştirmenin
zorluğunu biliyorum. Ama Yozgat’ta bu zor olan işi Ahmet Sargın hocam ve
değerli arkadaşları bir kez daha başardılar.
Kendilerini kutluyorum. Tek dileğimiz; Allah büyük acılar vermesin. Aşıklarımız,
şairlerimiz de gönüllerince çalsın söylesinler.
"
Durali DOĞAN Sorgun Selam Gazetesi Köşe Yazısı- 20.05. 2014
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİNDEN
İZLENİMLER
ŞAİR-SERGÜL VURAL /
KAYSERİ
“Zaman ne kadar da çabuk geçti. Göz açıp
kapayana dek geçti desek de iyi-kötü, güzel-çirkin birçok anıyı da içinde
barındırıyordu. Hoşgörü ve sevgiden olsa gerek ki kötülükler ve çirkinlikler
dimağımızda sisleniyor ve zaman güzelliklerle çabuk geçmiş gibi oluyordu. İşte
bir yıl sonra yeniden bu defa 12. Uluslararası Sürmeli Festivali kapsamında
6.Şiir Şöleni’ne katılmak üzere yollardaydık. Yazın, zor kavuştuğu hissedilir
sıcaklarında cuma gününün bayram sevinciyle yol boyu sararan başakların kendini
rüzgâra savurmuşluğunda Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine vardık.
Sarıkaya Şair
Ve Yazarlar Derneği ( SAYAZ-DER) başkanı Kelami Akdemir bizi dernekte
karşıladı. Daha apartman girişinde 6 derneğin adının bulunduğu bir tablo
dikkatimi çekti. Sonradan öğrendim ki bu bina komple derneklere tahsis edilmiş.
Ve her derneğe bir daire verilmiş. Aman Allah’ım! Birçok ilde dernekler
mekânsızlıktan ve imkânsızlıktan yakınırken Anadolu’da bir ilçe bu kültürel
gelişmeyi nasıl sağlamıştı? Döşemesiyle de dudak ısırtacak güzellikte olan
derneğin dairesi, proje mimarı Kelami Akdemir’in gayretleriyle donatılmıştı.
Ziyaretine gittiğimiz Sarıkaya Belediye
başkanı Ali Osman Erbir de dernekleri bir eğitim yeri olarak gördüğünü bu
yüzden de Kelami beye ve diğer ilçe derneklerine imkânları ölçüsünde yardım
etmeyi görev bildiklerini söyledi.
Başkanlığını Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin
yaptığı Tarihi Kentler Birliği’ne üye olan Sarıkaya Belediyesi AB hibe
projelerinden de faydalanmayı başarmış bir ilçe.
Etrafı dolaştığımız sırada gözüme ilişen bir
matbaaya girdim. Gittiğim her il ve ilçede araştırdığım gibi ilçenin gazetesi
olup olmadığını sordum. Tevafuk olmalı ki ilçenin haftalık mahalli gazetesi bu
matbaa tarafından basılıyordu. 21.04.1986 yılında kurulan gazete, sahibi Salim
Bolat’ın gayretleriyle 26. Yılında hala ayaktaydı. Elimdeki, Sarıkaya Gazetesi’nin 1145. sayısıydı…
Restore halindeki Tarihi Roma Hamamı ve
Antik Tiyatro kazı çalışmaları devam eden Sarıkaya ilçesi tanıtım hizmetlerini
de oldukça önemsiyordu.
Sarıkaya temiz
caddeleri, yeşil alan düzenlemeleri ile dikkatimi çekti. Ayrıca Hacı Hasan Bor
Parkı, Sarıkayalılara olduğu kadar bölge insanına ve kaplıcalardan istifade
etmeye gelen yerli turistlere de temiz, ferah ve nezih ortamıyla vakit geçirme
imkânı veriyordu. İşte SAYAZ-DER’in organize ettiği şiir dinletisi de halkın
yoğunlukta olduğu bu parkta gerçekleşti. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar
sazlı-sözlü, şiirli dakikalar ilerlerken halk pür dikkat programı izledi. Aramızda
mütevazı tavırlarla herkesle sohbet eden Yozgatlı şair, Yusuf Dursun da vardı.
Ertesi
gün Yozgat’ta Çapanoğlu Camini, Hayri İnal Konağını, Etnografya Müzesini
gezdik. Konakta çedeneli kavurga ve doyumsuz çay ikamı aldık… Konağın otantik
havası ve bahçenin cennet esintisini kokladık.
Yozgat 12.
Uluslararası Sürmeli Festivali kapsamında YOŞAYBİR (Yozgat Şairler Yazarlar
Birliği) Derneğinin çabasıyla gerçekleşen Sürmeli Şiir Şöleni’nde Türkiye’nin
dört bir yanından programa katılan şairlerin mısralarıyla ve âşıkların gönül
sesi dinleyenlere şiir tadında dakikalar yaşattı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
salonunda gerçekleşen programa halktan ilgi az olmasına karşın coşkulu geçti.
Benim için günün
en büyük sürprizi, Yozgat’ın ulusal sunucusu Yasemin Doğru’nun programa
katılarak Kırgın isimli şiirimi ezbere okumasıydı.
YOŞAY-BİR Derneğinin Başkanı Ahmet Sargın’la
birlikte Salim Gülbahçe, Osman Özen ve Kelami Akdemir bizleri kısıtlı imkânlar
içinde rahat ettirmek için adeta etrafımızda dört döndüler. Yozgat’lı Erdoğan Bektaş, İdris Gümüş, Murat
Erciyas ve adını yazamadığım şair ve âşık dostlar da bizleri hiç yalnız
bırakmadılar. Aynı gün Çapanoğlu Kent Park’ta Âşık Sevdaî ve Âşık Derdiyar ile
birlikte kültür bakanlığından görevlilerin ve Yozgat Valisi Necati Şentürk’ün
de katılımıyla sazlı sözlü kısa bir sohbet gerçekleşti… Tadımlık bu sohbet
dimağıma âşıkların dünyasının ulaşılmazlığını kazıdı. Yoğun programı nedeniyle
aramızda bulunamayan Belediye Başkanı Sayın Yusuf Başer ile de orada bulunması
sebebiyle görüşme imkânı bulduk.
Akşam
parktaki program, rüzgâra ve serinliğe karşın yine de yapıldı.
10 Temmuz Pazar günü Genç İş Adamları Dernek Başkanı ve
Çelikler A.Ş. nin Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çelik’in davetlisi olarak
Yerköy’e sabah kahvaltısına gittik. Gayret, güler yüzlülük ve misafirperverlik
nedir, kültür- sanata imkânları dâhilinde katkı sağlamak nasıl olur Ayhan Çelik
ve ekibinde görmek mümkündü. O kadar ki üç kız kardeşi ve yaşlı annesi de
bizlere ev sahipliği yaptılar.
Oradan
ayrılmadan önce şiirler okundu, Âşık Çapanoğlu ve Âşık Sevdai sazlarıyla
gönlümüze nağmeler sundular. Çanakkale Seramik Fabrikasını gezdikten sonra
Yerköy’de bir parkta serviler altında çaylarımızı yudumlarken herkesi ayrılığın
hüznü sarmıştı. Vedalaşmalar burada başladı. Yozgat Çamlık bazılarımızı
kucaklayamamıştı ama kalan arkadaşlar orada serinlemişlerdi.
Evet, zaman
yine ne kadar da çabuk geçmişti. Emek ve gayretlerinden dolayı Yozgatlı şair ve
yazar arkadaşlara teşekkür ederken, festival kapsamında gölgede kalan şiir
şöleninin, kurum ve kuruluşların desteğini artırarak daha profesyonelce
yapılması temennisiyle…
SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİ
GÜLHUN ERTİLAV /
GAZİANTEP
Gülhun ERTİLAV /Gaziantep
Kumru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve GAZİŞAD Başkan Yardımcısı)
“ İlk kez 2011 yılında gittiğim Yozgat
şiir şöleni, ben de hem şehrin güzellikleri, hem misafirperverlikleri ve
yapılan etkinliğin kaliteli oluşu yüzünden damağımda güzel bir lezzet
bırakmıştı.
Memleketim olan Gaziantep’e döndüğümde eşime
ve çevremdeki edebiyat gönüllüsü arkadaşlarıma anlata anlata bitirememiştim.
O yıl yaşadıklarımı anlattığım kısa bir yazıyı
Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın, Yozgat’ın yerel
gazetelerinde yayınlamıştı. Bu yıl 14.üncüsü yapılacak olan Yozgat Sürmeli Şiir
Şöleni etkinlik yazıları gözüme çarpıyor, Ahmet Sargın Hocamın titizlikle
programı yapmaya çalışmasını takdirle izliyordum.
Davet edildiğim zaman sevindim. Şölen
gününü iple çekmeye başladım. 30 Haziran günü Yozgat’a ulaştığımızda,
heyecanımın boşuna olmadığını bir defa daha anladım. Yozgat Vali Yardımcısı
Şükrü Çakır’ın konuğu olmuştuk. Bizleri ilgi dinleyen sanata ve sanatçıya değer
veren birisi olduğunu tüm etkinlik boyunca hissettirdi.
Ahmet Sargın hocamız 13 ayrı ilden 22
şair davet etmişti. Bazıları ile öncesinden. Bazıları ile de orada tanışma
fırsatını yakaladım. Çok değerli kalemler, çok değerli dostlar olduğu, Ahmet
hocamızın titiz seçiminden belli oluyordu Eskişehir’den, Şerife Gündoğdu ve
değerli eşleri, İstanbul’dan Nurala Göktürk ve değerli eşleri, Adana’dan Harika
Ufuk, Ali Ayaz, Tokat’tan Ahmet Divriklioğlu, Çorum’dan Halil Gülşen, Mahmut
Özkoca, Kayseri’den Şeyhmus Çiçek, Turgut Aydın, Emine Karakuş, Kırşehir’den
İbrahim Düğer, Ankara’dan Rıfat Çakır, Ali Karaca, İhsan Işık, Durak Turan Düz,
Dilek Hokkaömeroğlu, Balıkesir’den Öz Ali Yılmaz, Karaman’dan İbrahim Şaşma,
İstanbul’dan Aynur Saydam, Birgün Tekin, Diyarbakır’dan İhsan İpek Cankurt,
Gaziantep’ten ben ve değerli eşim Barbaros Hayrettin Ertilav Yozgat14. Sürmeli
Şiir Şöleninin onur konuklarıydık. Gurur duyduk.
Yozgat Sürmeli Şiir Şöleninde tanıdığım değerli
şair- yazar bürokrat: Yozgat Vali Yardımcısı Şükrü Çakır ve Kültür Turizm
Bakanlığı temsilcisi Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Sayın Seyit Ahmet Arslan
beyleri tanımaktan da onur duyduk. Protokol ziyareti ile başlayan etkinliğimiz
Yozgat’ın tarihi ve güzel mekânlarını tanıma ile devam etti. İkram ettikleri
Yozgat’a ait yöresel yemekler damağımızda harika tatlar bıraktı.
Gurme Şehir Gaziantep’ten sonra başka
bir ilde böyle güzel lezzetler bulamam kanaatindeydim. Yanıldığımı Yozgat’ın
enfes yemekleri ve gittiğimiz mekanların misafirperverlikleri gösterdi. Şiir
Şölenimizin başarılı sunucuları Rıfat Çakır ve Yasemin Doğru’nun harika
sunumları ile mükemmel geçti.
Birbirinden güzel ve duygu dolu
şiirlerle şölene katılan Şair dostlarımızın şiirleri dinleyenlere duygusal
anlar yaşattı. Varolsunlar. Yozgat’ın yöre kültürüne, tarihi yerlerine ve yemeklerinin
tanıtımına büyük emek harcayan. Ahmet Sargın Hocamıza bu nazik daveti için bir
kez daha teşekkür ediyorum.
Yozgat’ta tanıdığım Tüm dost
kalemlere de sonsuz saygı ve selamları iletiyorum Bizler Yozgat’ta Yozgat
tarihine girdik, umarım nesiller boyu böyle güzel şölenler devam eder. Yozgat
gönüllerde dillerde yaşamaya devam eder.
Gülhun ERTİLAV /Gaziantep Kumru
Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve GAZİŞAD Başkan Yardımcısı.
ŞAİR İKİCAN SÜRMELİ ŞİİR ŞÖLENİNE
KATILDI
Sürmeli Şiir Şölenine Kırklareli’nden
katılan Şair Alaaddin İkican’ın haber ve yorumunu sizlerle paylaşıyoruz.
Dersini
almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Bu dert beni iflah etmez del eyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var.
“ Bu yıl 12'ncisi gerçekleştirilen Uluslararası
Sürmeli Şiir Şölenine davet edilen İlimiz şairlerinden Alaeddin İkican, Kültür
ve Turizm Bakanlığının da katkılarıyla Yozgat Belediye Başkanlığı, Sarıkaya
Belediye Başkanlığı Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Derneği ile Sarıkaya
Şairler ve Yazarlar Derneği tarafından düzenlenen Şiir şöleninden döndü.
Yozgat'a Şiir
şölenine katılmak amacıyla akın etmeye başlayan şairleri Yozgat'ın sevilen
gönül insanları, Şair ve yazarlarından Başkan Ahmet Sargın, Osman Yüksel, Salim
Gülbahçe, Nuh Şahin, Yusuf Koç başta olmak üzere birlik ve beraberlik örneği
sergileyen Yozgat'lı tüm şair ve yazarları konukları karşıladı.
İlk olarak misafirlere
yorgunluklarını atmak üzere Aşıklar Kahvehanesi'nde küçük bir kahvaltı sunuldu.
Öğle üzere
ikamet edilecek mekanlara yerleştikten sonra ilk gün programı gereğince
Sarıkaya Kaymakamlığı ve Belediyesinin desteklediği Sarıkaya Şair ve Yazarlar
Derneği Başkanlığınca düzenlenen halka açık Hacı Hasan Bor parkındaki şölen
büyük ilgi gördü.
Şiir Şölenine
geçmeden önce minibüslerle gelinen Sarıkaya'da şair ve yazarları Dernek Başkanı
Şair, Yazar ve Ses Sanatçısı Kelami Akdemir bütün samimiyet ve inceliği ile
karşıladı. Buradan topluca Sarıkaya Belediye Başkanlığına gidildi.
Şairimiz
Alâeddin İkican bir kültür elçisi gibi İlimiz ile ilgili dokümanların ve
İlimizi tanıtıcı bazı argümanlar ile İlimize mahsus Milli içecek olan Hardaliyenin
de bulunduğu hediye çantasını Sarıkaya Belediye Başkanı Ali Osman Erbir ile
Dernek Başkanı Kelami Akdemir'e sundu.
Aynı hediye
çantalarından Yozgat Şair ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın ile Yozgat
Belediye Başkanı adına Başkan Yardımcısı Mehmet Taşdemir'e iletti. Şiir
etkinliği kapsamında Kırklareli'nin Yozgat'ta tanıtımını da sağlayarak
Kırklarelili olmanın verdiği fahri görev sorumluluğunu da yerine getirmiş oldu.
Sarıkaya Hacı
Hasan Bor parkında gerçekleştirilen şiir etkinliğine İlçe Kaymakamı Yaşar
Dönmez, Belediye Başkanı Ali Osman Erbir, Emniyet Amiri Mustafa Yağmur, Jandarma Komutanı Mustafa Yavaş, İlçe Milli
Eğitim Müdürü Mustafa Demir, Şairler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Sunumu yapan
Dernek Başkanı Kelami Akdemir, dernek tüzüğü gereği şiiri ve şairi halka
tanıtmayı benimsetmeyi ve sevdirmeyi amaçlayan bu tür etkinliklerin Belediye
Başkanlığının da desteği ile devam edeceğini belirterek şiir yazmak isteyen
herkese dernek kapılarının açık olduğunu ve her türlü desteği vermeye hazır
olduklarını belirtti.
Daha sonra
sunuculuğunu yine Akdemir'in yaptığı şiir dinletisine yaklaşık 50 şair ve yazar
katılarak şiirlerini paylaştılar. Şiir ve müziksever kasaba halkına güzel bir
gece yaşattılar. Dinletinin sonunda karpuz ve kavun ikramı ve hediyeleşmeler
ile birinci gün sonuçlandı.
Yozgat seni
delik delik delerim
Kalbur olur toprağını elerim
Eğer sürmelini yitirirsen anam
Koyun olur peşin sıra melerim.
Sürmeli
Şiir Şölenine 22 İl'den yaklaşık 50 şair olmak üzere bir o adar da Yozgat ve
ilçelerinden katılan şairlerimizle birlikte 100 civarı şairin katıldığı
etkinliğe İLESAM Denetim Kurulu Başkanı Turan Durak Düz, Nevşehir Şairler ve
Yazarlar Derneği Başkanı Ürgüp FM Radyosu Yön.Krl Bşk. Ayşe Paslanmaz, Kemer
Sanatçılar Derneği Başkanı Bolat Ünsal, Çıngı Dergisi sahibi Süleyman
Karacabey, Berceste Dergisinden Sergül Vural ve birçok yayın organı ile
birlikte Hilmi Can, Mücella Pekdemir, Ahmet Akkoyun, Murat Duman, Orhan Çınar,
Mustafa Ayvalı, Serap Demirtürk, Yusuf Dursun, Şehmuz Çiçek, Aşık Sevdai ve
Aşık Derdiyar olmak üzere birçok şair yazar, ozan ve aşık katıldı.
İkinci gün
öğle saatlerine kadar Yozgat'ta tarihi ve kültürel yerler gezilerek
incelemelerde bulunuldu. Yozgat Büyük Camii ve Fatih Camii ile birlikte Yozgat
müzesi ve Nizamoğlu Konağı ziyaret edildi. Çay ve soğuk ikramlarla Yozgat'ın
ünlü kavurga dedikleri buğday kavurması ikram edildi. Sürmeli Şiir Şöleni
Cumartesi günü saat: 15.00 ten sonra Kültür ve Turizm Müdürlüğü salonunda
gerçekleştirildi.
Buradaki
etkinliği Rıfat Çakır ile Süreyya Kaya birlikte sundular. Şölenin başından
sonuna kadar devamlı konuklarla ilgilenen Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet
Taşdemir'in beyefendiliği ve sıcakkanlılığı şairler arasında özellikle ilgi
çekti.
Belediye
Başkanı Yusuf Başer ile Yozgat Valisi Necati Şentürk, ayni gün ve saatte TBMM
Başkanı Cemil Çiçek ile Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın Yozgat'ta
bulunmaları nedeniyle şiir şölenine katılamamış iseler de günün akşamında Kent
Parkta verilen akşam yemeğinde Belediye Başkanı ve İl Valisi Necati Şentürk
özellikle şairler ile ilgilenerek yakın ilişki içerisinde sohbet ettiler.
Vali Necati
Şentürk'ün Aşık Sevdai ve Aşık Derdiyar'a eşlik ederek türkü söylemesi, daha
sonra küçük yaşlarda çaldığını söylediği sazı eline alarak çalması programa
ayrı bir renk ve ayrı bir güzellikte kattılar.
Yaz gelince çayır çimen uyanır
Mor menevşe penbe güle dayanır
Meyva bile dallarına güvenir
Meyva dalı kadar hükmüm yoğumuş.
Bu arada Vali
Necati Şentürk Şairimiz Alaeddin İkican ile de bir süre sohbet ederek İlimiz
Valisi Mustafa Yaman'a selamlarını iletmeyi de ihmal etmedi. Şiir etkinliği
süresince protokolde bulunanların özellikle ayrılmayarak iki saatten fazla
süren şöleni sonuna kadar takip etmeleri katılımcılar arasında memnuniyet
yarattı.
Tüm şair ve
aşıklarla tek tek ilgilenen Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Taşdemir Belediye
tarafından hazırlanan ve Yozgat'ın simgesi bulunan küçük bir testinin ve bir
miktar kavurganın da bulunduğu hediye çantalarını sanatçılara verdi. Belediye
Başkan Yardımcısı olmadan önce Yozgat Mahalli İdareler Müdürü olarak görev
yapan Mehmet Taşdemir yaklaşık 20 yıldır tanıştığı İlimiz Mahalli İdareler
Müdürü ve Şair Alaeddin İkican'ı şölen boyunca bir an olsun yanından ayırmadı.
Uzun bir süre meslektaş olarak görev yapan bu iki şahsiyetin dostlukları gözden
kaçmadı.
Günün gecesinde Kent Park'ta söylenen şarkı,
şiir ve türkülerden sonra ayrılık gününde Yerköy İlçesinin değerli
işadamlarından Kültür ve sanat dostu Ayhan Çelik tüm şair ve yazarlara açık
büfe sabah kahvaltısı vererek fabrikalarını ve Yerköy'ü gezdirdi.
Son olarak
çamlıkta yenen toplu karpuz ve çekirdek ikramından sonra tekrar görüşmek ümit
ve dilekleri ile vedalaşmalar eşliğinde şair ozan ve âşıklar bir bir Yozgat'ı
terk etmeye başladı.
12'nci Yozgat
Sürmeli Şiir Şöleni güzelliklerle, dostluk ve birlik beraberlik mesajları ile
tüm katılımcıların anılarında ayrı bir yer tutacağı, katılımcıların
memnuniyetlerinden belli oluyordu.
Çamlığın
ardında bir yuva yaptım
Yuvamın içinde sürü otlattım
Ben sürmelimi gurbete attım
Vay vay anam sürmelim aman..
Özellikle
Şair Dernekleri Başkanları Ahmet Sargın ve Kelami Akdemir olmak üzere, Osman
Yüksel, Salim Gülbahçe, Yusuf Koç, Nuh Şahin olmak üzere fedakârca emek sarf
eden, içtenlikle ağırlamaya çalışan, Yozgat'a gelinen ilk günden son güne kadar
konuklarıyla yakından ilgilenen emeği geçen her kuruluş ve kişiye teşekkürlerle
memnuniyetler dile getirildi.
Kırklar Haber Gazetesi.15 Temmuz
2011
Trakya da Yeşilyurt
Gazt..19 Temmuz 2011
KOMŞUYA GİDER GİBİ
YOZGAT
(2019 Sürmeli Şiir
Şöleni ve Âşıklar Bayramı Anısına)
Veysel TURGUT
KIRŞEHİR ŞAİRLER VE YAZARLAR
DERNEĞİ BAŞKANI
Şair
arkadaşım Erdoğan Çalışkanla birlikte 21 Haziran Cuma sabahı davetli olduğumuz
Yozgat 2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar bayramı’na katılmak için yola
çıktık. Her etkinlik insana ayrı bir heyecan veriyor. Ben daha önceleri çeşitli
illerdeki etkinliklerden yer aldığımdan dolayı heyecanımı fazla belirtmiyorum
ama Erdoğan daha şimdiden telaşlanmaya başlamıştı. Her seferinde bana ya hocam
ya Veysel Bey ya da başkan diyerek orada neler yapacağımızı soruyor, bende kısa
cümlelerle cevabını veriyorum. Yol boyu köyleri, mandıraları ve doğada
Yaradan’ın bize sunduğu güzellikleri seyredip birbirimize onlar hakkında
bildiklerimizi anlatıyoruz. Kırşehir için hayvancılığın önemi, tarımda geri
kalmışlığımızın sebepleri, kuruyan çeşmeler ve dereler konumuzun başlıklarını
oluşturuyor. Şiir ve Yozgat zaten aklımızda hiç çıkmıyor.
Bir de
bakmışız Çiçekdağı’ndayız, kenarında hızlıca geçiyoruz. Fakat öğrenciliğimin
iki yılı burada geçtiği için Erdoğan’ı biraz bilgilendireyim istedim. Aslında
Çiçekdağı Yerköy’ün içine varıncaya kadar devam ediyor.
Bak” dedim. Şu
yol var ya bunun üst tarafı Çiçekdağı alt tarafı Yerköy, cadde bile değil bir
sokakla birbirinden ayrılıyor yani kapı komşular. Sol tarafı işaret ederek şu
tepenin üzerinde bir cadde var bizim gidişimize göre o caddenin sol tarafı
Çiçekdağı’na bağlı Köseli Kasabası sağ tarafı ise Yerköy.”
Gerçekten şaşılacak bir durum. İşte Yozgat’la biz böyle kapı
komşuyuz, aramızda tarlalar veya otlaklar ya da boş araziler yok, yoğurt çalmak
için iki ilçenin kadınları birbirine maya almaya giderler.
Yozgat
yaklaştıkça heyecanda artıyor. Yirmi üç şair çeşitli illerde geliyor, kırk beş
şair ve ozan da Yozgat’ta bu etkinliğe katılacak. Bu gönül dostlarından daha
önceleri şölenlerde beraber olduklarımız var ama tanımadığımız çehrelerin
olduğunu da biliyoruz. Yozgat şehir merkezine vardık.
Çok değerli gönül adamı Ahmet Sargın Bey’i telefonla arayıp
tam adresi aldık biraz ileride bizi beklediğini gördük, arabamıza bindi. Ana
caddeden bir sağ yapıp alttaki sokakta derneğin önüne arabamızı park ettik.
Misafirperverliklerine hayran kaldığım bu alçak gönüllü insanlar
kahvaltı yapmak için gerekli her şeyi hazırlamışlar. Tanıdıklarımızla sarılıp hasret giderirken
yeni tanıştıklarımızla da tokalaşıp ilimizle beraber adımızı da söyleyip
memnuniyetimizi bildiriyoruz. Bizden önce gelenler kahvaltılarını yapıyorlar
bizde onlarla beraber açlığımızı giderdik. Başta dostumuz Yozgat Şairler ve
Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın Bey olmak üzere Dursun Ayer, Osman Yüksel,
İsmail Salman Bey ve isimlerini hatırlayamadığım diğer dernek üyeleri hizmet
etmek için adeta koşuşturuyorlar. Kimi daha bardaklarımız boşalmadan çayları
dolduruyor, diğeri ekmeğimizi getiriyor, bir diğeri eksik var mı diye masaları
kontrol ediyor.
Gönül adamı olmak, şehrine hizmet etmek,
kültür elçisi olmak ve karşılığında manevi huzurdan gayrı hiçbir çıkarı olmamak
ne kadar zor bir iştir. Sana kolay kolay hiç kimse yardım etmez, hatta
dinlemeye bile gelmezler. İşte bu koca koca insanlar misafirlerini memnun etmek
için ellerinden gelenden fazlasını yapıyorlar. Peşinen bu gönül dostlarına çok
ama çok teşekkür ediyorum. Yozgat’ın kültürünü yaymak için, Yozgat’ı başka
illerde gelen misafirlere tanıtmak için çalışan, didinen, koşturan bu insanlara
kültür müdürlüğü yardımcı olacak birkaç kişiyi görevlendiremez miydi? Bu sorun
bütün illerimizde var ve bütün yetkililerde görmemezlikten geliyorlar.
Vakit
yaklaşmıştı, abdestimizi alıp yakınımızdaki Camide Cuma Namazımızı kıldık.
Bundan sonra ziyaretler başlayacak, ildeki yetkililerle tanışma sohbetleri
yapılacak. İlk olarak Belediye Başkan Vekili Ahmet Topuz’un misafiri olduk.
Oldukça sıcak bir karşılama, dernek başkanı Ahmet Sargın Bey’in anlamı büyük
kısa bir açıklaması, şair ve ozanların kendilerini tanıtması, Ahmet Topuz Beyin
şairlerin illerine ve insanlığa yaptıkları hizmetleri içeren övgü dolu
konuşması ziyareti samimi bir sohbete döndürdü. Şair arkadaşlarımızdan bir kaçı
şiirleriyle bu sohbete renk kattılar. Belediye Başkanı için imzaladığım “GÖNÜL
DAĞI KIRŞEHİR ŞAİRLER ANTOLOJİ”
eserimizi taktim ettim. Bazı şair arkadaşlarımızda çeşitli hediyeler
verdiler.
Erdoğan ve benim
için en önemli olanı hemşerimiz Yozgat Valisi Kadir Çakır Bey’i ziyaretti.
Yozgat’a gitmeden birkaç gün önce telefon edip randevu almıştık. Çok
heyecanlıydık çünkü içimizde “acabalar” vardı, kuşkular vardı. Bu heyeti nasıl
karşılayacaktı, tavrı nasıl olacaktı, hemşerimiz diye kosalarak girdiğimiz
yerde mahcup halde mi çıkacağız. Vali Bey’in ziyaret saati gelmediği için yakın
zamanda babası vefat eden Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü değerli insan Hakkı
Yurtlu Bey’e başsağlığına vardık. İyi ki de varmışız değilse Yozgat’ta bir
değeri bir dostu tanımadan gelmiş olacaktım. Hakkı Bey başsağlığı sırasında
merhum babasına yazdığı şiiri okudu ve hepimizin gözlerinden yaşlar süzüldü. Bu
güzel insan iki gün hiç yanımızda ayrılmadı. Şiire olan aşkı, şaire olan
saygısı onu hep bu topluluğun yanında olmaya zorunlu yapan etkenlerdi.
Vali Bey’le
görüşme zamanımız gelmişti, Hakkı Bey’de bize eşlik ediyordu. Toplantı odasına
girdik, Vali Bey’in koltuğuna yakın yere Hakkı Bey, ben ve Erdoğan oturduk,
karşımıza da Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın Bey
oturdu, diğer şair ve ozan arkadaşlarımızda yerlerini aldılar. Ahmet Sargın Bey
2019 Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı etkinliği hakkında bilgi sundu. “
Bu yıl on üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz etkinlikteki amacımız Yozgat
Kültürünü, tarihi değerlerini misafir gelen arkadaşlarımıza tanıtmak
dolayısıyla onların kaleminden geldikleri illere aktarmak olacaktır. Bu gönül
insanları şairliklerinin yanında birer kültür elçileridirler. Hepsi de
memleketlerine döndüklerinde buradaki anılarını kâğıda dökeceklerdir. Şimdiden
arkadaşlara teşekkür ediyorum. Şimdi şair arkadaşlarda kendilerini size
tanıtacaklar.” Diyerek konuşmasını bitirdi.
İlk sırada ben
vardım, eğer ki şiir yazıyorsanız tanışmalarda da şiirle giriş yapmanız
gerekir. Bende Hemşerimize kısa bir şiir okuyup daha sonrada kendimi tanıttım.
SELAM GETİRDİM
Eşiğin arkası gurbet diyorlar,
Candan özlemeye hasret diyorlar,
Yollara baktıkça sabret diyorlar
Şirin Kırşehir’den selam getirdim.
Ehlini dinleyip hisse kapandan,
Hiç şeksiz şüphesiz Hakk’a tapandan,
Kaman’dan, Mucur’dan, Yeniyapan’dan
Şirin Kırşehir’den selam getirdim.
Türklerde kutsaldır Anayla Ata,
Binerler her biri aşk yüklü ata,
Bu sefer yolumuz düştü Yozgat’a
Şirin Kırşehir’den selam getirdim.
Ozan Turgut alışkınız bozkıra,
Karanlık geceye oluruz çıra,
Hemşerimiz Vali Kadir Çakır’a
Şirin Kırşehir’den selam getirdim.
Erdoğan
Çalışkan kardeşimde kendi yazdığı bir Kırşehir şiiri okudu, hemşerimiz öyle
duygulandı ki inanın gözleri doldu geldi. Diğer arkadaşlarımızda kendilerini
tanıttılar yine birkaç arkadaşımız şiirle giriş yaptı.
Daha sonra
değerli hemşerimiz de “ Milletler kültürleriyle yaşarlar. Bunun içinde herkes
kendi üzerine düşen görevi yapması gerekir. Sizleri kutluyorum gerçekten çok
güzel etkinlikler yapıyorsunuz ve elinizden geldiğince kültürümüzü yaşatmaya
çalışıyorsunuz. Toplumların dertlerini, isteklerini, duygularını en iyi
yansıtan ve dile getirenler şairlerdir, âşıklardır. Halkın gönlüne taht kurmuş
yıllarca unutulmayan Yunuslar, Dadaloğlular, Pir Sultan Abdallar, Âşık
Veyseller, Abdurrâhim Karakoçlar, Muharrem Ertaşlar, Neşet Ertaşlar ve ismini
sayamadığımız yüzlercesi halkın kulağı, sesi olmuşlardır. İlimize hoş geldiniz
diyor, hepinize teşekkür ediyorum.”diyerek konuşmasını tamamladı. Artık
Kırşehir’i konuşmaya başladık, Muharrem’den, Neşet’ten, Terme’den, Ankara
Caddesi’nden, Erdoğan’ın ipçi dükkânından bahsettik. Ahmet Sargın Bey müsaade
istedikçe “biraz daha oturun” diyordu. Kendisine GÖNÜL DAĞI KIRŞEHİR ŞAİRLER
ANTOLOJİSİ’Nİ gurur duyarak takdim ettik. Başkan başka ziyaret yerlerimiz
olduğunu söyleyerek müsaade istedi, günün anısına toplu resim çekindin, ayrıca
üç Kırşehirli beraber poz verdik. Makamında kucaklaşarak biraz hüzünlü ama
memnuniyetle ayrıldık. Bu ayrılış kırk yıllık arkadaştan, dosttan ayrılış
gibiydi. Bize sarılırken Kırşehir’i kucaklar gibiydi. Gerçekten duruşuyla, bey
efendiliğiyle, samimiyetiyle, candan davranışıyla gönlümüzü fethetti. Değerli
hemşerimiz Kadir Çakır Bey gibi valilere bu memleketin ihtiyacı var. Size bütün
kalbimle başarılar diliyorum. Allah yolunuzu açık etsin.
Ziyaret sırası
Vali Yardımcısı Şükrü Çakır Bey’de idi. Makam odasında bizleri misafir etti.
Odası dar gelse de gönlü çok bol olan Şükrü Bey bizleri memnun etmek için adeta
yırtınıyordu. Peş peşe bu değerli insanlarla tanışmak bizlere geleceğe dair
umut veriyor. İkramlardan sonra şair olduğunu öğrendiğimiz değerli bürokrattan
bir şiir dinlemeden gidersek ayıp olurdu. İstekte bulunduk ve “ Süper Yozgat”
şiirini ne kadar severek ve heyecanla okuduğuna şahit olduk. İki gün gerçek bir
hanım efendi olan eşiyle birlikte bizleri şereflendirdi. Teşekkürler Süper Şair
Şükrü Çakır Bey.
Manevi gıdamızı
sıcak ortamlarda samimi insanların dost sofralarında aldık. Sıra akşam yemeğine
gelmişti. Yozgat denince akla Çamlık, Çamlık denince de akla testi kebabı
gelir. Eğer yolunuz Yozgat’a düştü ve testi kebabı yemeden döndüyseniz ha
gitmişsiniz ha gitmemişsiniz hiç fark etmez. Yerlerimize oturduk ön
yiyeceklerle midemizi hazırlamaya başladık. Bir müddet sonra testi göründü ve
gelenek icabı dilek tutarak testi kırma işi yapıldı. Sayın Vali Yardımcısı
Şükrü Çakır ve Sivil Tolumla İlişkiler Müdürü Hakkı Yurtlu Beyler de bizimle
birlikteydiler. Pişirenlerin ellerine
sağlık ağız tadıyla yemeğimizi yedik havada kararmaya başladı.
Bu etkinliğin
ilk programı Hayri İnal Konağında yapılacak. Yozgat bu bakımdan tarihine ve
kültürüne önem vermiş ve sahip çıkmıştır. Bildiğim kadarıyla beş tane tarihi
konağı restore edip kullanılır hale getirmişler. Hepsi birbirinden güzel bu
konaklar görülmeye değer. Turizme ve kültürel çalışmalara kapılarını ardına
kadar açıyorlar. Vali yardımcısı ve Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü de programa
katılanlar arasındaydı. Sunuculuğunu bu işin erbabı olan gözel insan Rifat
Çakır’ın yaptığı etkinlik Çamlık tv tarafından canlı yayınla şiir severlere ulaştırıldı.
İşin içine canlı yayın girince biraz daha fazla ciddiyet ve önem arz ediyor.
Konağın tavanındaki işlemelere bakınca birbirinden güzel şiirleri üsdatlardan
dinlerken dalıp gidiyorsun tarihin derinliklerine. Kış gecelerinde köy odasında
cenk hikâyeleri, âşıkların hayatları dinleyen emmilere bir elinde testi
diğerinde tas su dağıttığın günler geliyor aklına. Ne kadar derinliğe
uzanıyormuş bu tavan bir anda alıp götürüyor hayaller ülkesine. Tam bu sırada
usta sunucu Rıfat Çakır’ın “Kırşehir’den
Veysel Turgut Başkanım, bakalım heybesine bize neler getirmiş.”demesiyle hayal
aleminden pat diye düşüverdim konağın odasına. Her etkinlikte olduğu gibi
Kırşehir Büyüklerini sayarak “mübarek topraklardan Şirin Kırşehir’den size
selam getirdim” dedim ve şiirimi okudum.
Gerçekten çok değerli kalem ustalarının katıldığı program
sunucunun da mahareti ile hazzın doruğuna çıkarıyordu dinleyenleri.
13. Sürmeli
Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramına katılan il dışında gelen birbirinden değerli
gönül insanları ve illeri şöyle idi.
Ali Karaca-Ankara, Ayşe İzci Coşkuner-Antalya, Duran Tamer
ve Şeyhmus Çiçek- Kayseri, Durak Turan Düz ve Rıfat Çakır- Ankara, Veysel
Turgut ve Erdoğan Çalışkan- Kırşehir, Gündüz Aydın- Salihli, Gönül Aydemir
Adıgüzel ve Yasemin Reyhani Şahbaz- Bursa, Halil Gülşen- Çorum, Mahmut Hasgül
ve Sündüs Akça- Tokat, Mahmut Özkoca- Hatay, Nurala Göktürk ve Hamit Göktürk-
Doğu Türkistan, Öz Ali Yılmaz- Balıkesir, Züleyha Özbay Bilgiç- Kütahya.
Böylesine güzel bir kadronun eserlerini Çamlık TV izleyicileri umarım zevkle
dinlemişlerdir. Vaktin çok hızlı akıp geçmesinden dolayı Yozgatlı şairlerimize
sıra gelmeden programın sona erdi. Bu arkadaşlarımızın sitemlerini de haklı
buluyorum ama dakikaları da durdurmak mümkün değildi. Bir sonraki akşam
etkinliğinde de onlara yer verileceği sözüyle Hayri İnal Konağından ayrılıp
otelin yolunu tuttuk. Otele gelince hemen odalara çekilip yatılmıyor, saat
ikiye kadar daha çok şiir üzerine olmak kaydıyla sohbet ettik.
İkinci gün sabah
kahvaltısından sonra Büyük (Çapanoğlu) Camii’ni ziyaret edip yapılışı hakkında
bilgi aldık. Caminin temelini atan usta altı yıl Yozgat’a uğramamış, işi
bırakıp kaçtı diye düşünülürken tam altı yıl sonra çıkagelmiş. Neden bırakıp
gittiğini soranlara ise “Sağlam olabilmesi için temelin iyice oturması
gerekir.”cevap verir. Türk-İslâm eserleri arasında yerini alan bu camiyi
hayranlıkla beynimize nakşettik.
Çapanoğlu işçilerle birlikte caminin yapılışında çalışmış,
motifler yapılırken namaz vakti gelince abdestini alır. Elindeki boyalarda su
bulanır ve o suyu görenler “ Çapanoğlunun abdest suyu” derler, daha sonra bu
söz bir deyim olarak kullanılmaya başlar. Bir başka deyimde şöyle oluşur.
Padişah emrinde çalışan bir yetkiliye kim ve nereli olduğunu sorar “Çapanoğlu”
cevabını alır. Onun yanın çalışan diğerlerinin de aynı cevabı vermeleri üzerine
padişah “Kaldırın şu taşı bakalım altında bir Çapanoğlu var mı?” ya da bu günkü
tabiriyle “Her taşın altında bir Çapanoğlu çıkıyor.”der.
Şair arkadaşlarımızdan imam olan Ali Karaca eşliğinde
ilahiler söyledik. Bizlere yukarıdaki bilgileri uzun bir şekilde gözel insan
Rıfat Çakır dostumuz anlattı.
Buradan Kültür
ve Turizm Müdürlüğü Müzesine geçtik. Müzede Hitit döneminden günümüze kadar
olan kalıntılar ve tarihi eserleri görme fırsatını yakaladık. Elbette ki ibret
alacağımız çok şeyler vardı.
Öğle yemeğinden
sonra yağmurlu bir havada asıl programın olacağı Spor Vadisi Gençlik Merkezine
geçtik. Burada bizi Gençlik Merkezi Müdürü Ali Sapmaz Bey ve ekibi
karşıladılar. Bir spor kompleksi içinde bulunan büyük bir konak şeklinde
yapılmış mekânda yerlerimizi oturduk. Etkinliğimizin bu bölümünde Vali
Yardımcımız Şükrü Çakır Bey, Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Hakkı Yurtlu bey
yine bizlerleydiler. Sağ olsun Hakkı Bey bizi özel arabasıyla gidilecek yerlere
götürüyor.
Programımız yine hoş sohbet gözel insan Rıfat Çakır Beyin
sunumuyla başladı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Sargın 2019
Sürmeli Şiir Şöleni ve Âşıklar Bayramı hakkında kısa bir konuşma yaptı. Gençlik
Merkezi Müdürü de bu güzide topluluğu ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu
belirterek “Hoş geldiniz” dedi.
Vali Yardımcımız Şükrü Çakır Beyde bu tür kültürel
çalışmaların her yıl devam etmesini arzu ettiğini belirtti. Çamlık TV’nin canlı
yayın yaptığı programda genellikle misafir şairler şiirleriyle, ozanlar
türküleriyle, Mehmet Eminel ve Kelami Akdemir Türk Sanat Müziğinden seçmelerle
dinleyenlere neşeli dakikalar yaşattılar. Nurala Göktürk Hanım Çin zulmünde
inim inim inleyen Doğu Türkistan’ı şiiriyle anlatırken bizleri ağlattı. Kimi
şairlerimizin şiirleriyle duygulu anlar yaşadık, kimisinin şiiriyle gençlik
yıllarımıza, kimisinin şiiriyle coştuk kükredik, kimisinin şiiriyle de
gülümsedik. Yine bir programın sonuna geldik. Müdür Ali Bey ve ekibiyle
vedalaştık.
Nohutlu
Tepesine çıkmazsanız Yozgat’ı göremezsiniz. Hakkı Yurtlu Müdürün arabasına ben,
Erdoğan, Ali Karaca ve Ayşe İzci Coşkuner bindik doğru Nohutlu Tepesine. İşte
Yozgat bir tepsinin içine yerleştirilmiş domino taşları gibi görünüyor ya da aç
avucunu yerleştir içine apartmanları. Öyle güzel bir manzara var ki baktıkça
için açılıyor. Tam karşında yemyeşil Çamlık sanki karşılıklı selamlaşıyorlar
gibi geliyor insana. Bu tepeye adın veren Nohutlu Babanın Türbesi de burada
imiş ama hava şartlarından dolayı ziyaret edemedik. Neden bu kadar yüksek yere
türbesi yapılmış Hakkı Beyden dinleyelim. “ Dini inanışlarda Tanrı hep yukarda
aranır, onun için dua ederken elimizi yukarı doğru açarız. O zamanda Allah’a
yakın olabilmek için aziz, kutsal kişilerin mezarları insanların kolay kolay
ulaşamayacağı çok yüksek yerlere yapılırmış. Bu tepede de Nohutlu Baba ve diğer
saygın kişilerin mezarları var.”diyerek bizleri bilgilendirdi. Yozgat’ı böyle
çok yüksek bir yerde seyretmenin zevkini de yaşadık.
Akşam yemeğinden
sonra konak etkinliklerinin sonuncusu olan Erbazlar Konağındayız. Bu programa
Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ da teşrif ettiler. Bizlerde
Rektöre hem hoş geldin hem de hayırlı olsun dedik ve Kırşehir Şairler
Antolojimizi armağan ettik. Yine Rıfat Çakır’ın sunuculuğunda Dernek Başkanı
Ahmet Sargın’ın, Rektörün ve Vali Yardımcısının kısa konuşmalarından sonra şiir
ve müzikle program devam etti. Dün sitem eden Yozgatlı şair arkadaşlarımıza
haklı olarak öncelik tanındı. Daha çok müzik ağırlıklı olan bu programda
başarılı bir şekilde yapıldı. Özellikle Erdoğan Bektaş’ın okumuş olduğu “Memiş”
türküsü dinleyenlerde daha çok beğeni aldı. Elbette ki Mehmet Eminel ve Kelami
Akdemir’in söyledikleri şarkılar şahaneydi.
Yozgat’ta
etkinliğe katılan şair ve ozan arkadaşlarımızdan aklımdan kalanları yazıyorum
ve isimlerini zikredemediklerimden özür diliyorum.
Ali Doğruyol- Yerköy, Âşık Kul Yetimi, Hacı Yiğid- Sorgun,
Kelami Akdemir- Sarıkaya, Semiha Arasboğa- Akdağ, Erdoğan Bektaş, İdris Çetin,
İsmail Salman, Osman Yüksel, Songül Yurdagül ve Mehmet Eminel- merkezden
katılan şair ve ozanlardır.
Otele
geldiğimizde yine yatak yerine sohbeti tercih ettik, samimiyet artıkça sohbetin
tadı da artıyor. Bu türlü sohbetler uykudan daha tatlı geliyor insana.
Etkinliğin
üçüncü günü Çamlık Milli Parkında programımıza piknik havasında devam ettik.
Burası harika bir yer, doğanın bütün güzelliklerini yaşayabilirsiz. Bu kadar
yüksek yerde bir göletin olması inanılır gibi değil. Masmavi bir gölet,
etrafında yemyeşil çam ağaçları, tertemiz hava, her türlü kirlilikten arınmış
su daha ne istenir ki. 1958 Yılında Türkiye’nin ilk Milli parkı olma özelliğini
taşıyan Yozgat Çamlık Milli Parkı diğerlerinden farklı olmanın gururuyla
pikniğe gelenlere kucak açıyor. Yağmurlu bir gün olmasına rağmen gecikenler yer
bulamıyorlar. Piknikçilerin ve ziyaretçilerin rahat edebilmeleri için her türlü
imkân sağlanmış olarak görünüyor. Güneşten ve yağıştan korunmak için kapalı
yerler bulunmaktadır. Ocaklar, mangal yerleri yeterince var. Türkü ve şarkı
söyleyen arkadaşlarımız bizlerle beraber yakınımızda piknik yapanlara da hoş
vakit geçirmenin zevkini yaşadılar. Piknikten sonra derneğe geldik ve
helâlleşip birbirimize sarılıp vedalaşmalar başladı. Bizde Erdoğan’la birlikte
Şirin Kırşehir’in yolunu tuttuk.
Bizleri makamına
kabul edip hasret giderdiğimiz değerli hemşerimiz Yozgat Valisi Kadir Çakır’a,
Belediye başkan vekili Ahmet Topuz’a, etkinliğin ilk gününden son gününe kadar
bizleri yalnız bırakmayan Vali Yardımcısı Şükrü Çakır’a, Sivil Toplumla
İlişkiler Müdürü Hakkı Yurtlu’ya, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet
karadağ’a, canlı yayınla etkinliğimizi uzaklara ulaştıran Çamlık TV ekibine, bu
etkinliği hazırlayan başta Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği başkanı Ahmet
Sargın ve yönetimine, il dışından ve il içinden etkinliğe katılan kültür
elçileri, gönül dostları şair ve ozan arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.
Hepinize gönüller dolusu selamlar.