Muhammed Şaban Kâmî Efendi

Mutasavvıf, Şair

Doğum
Ölüm

Mutasavvıf, şair (D. 1805, Diyarbekir - Ö.1884). Kadirilik ve Rifâilik tarikatının temsilcisi ve meşayihi olması sebebiyle Diyarbekir'de evini tekke haline getirecek kadar bir tasavvufî faaliyete öncülük ederek Rifâîliği 19. Yüzyılda yayan en ünlü şahsiyet, şüphesiz Ali Emirî’nin de hocası Şeyh Muhammed Şaban Kâmî Efendi’dir.                                                                                                         

Diyarbekir'de yetişen birçok ilim ve sanat erbabına feyiz kaynağı olmuş, Divan sahibi bir mutasavvıf kimliğinin yanında çeşitli ilimlere vakıf şöhretli bir ilim adamı, musikişinas ve hattat olan Muhammed Şabân Kâmî’nin Diyarbekirli olduğu hakkında bütün kaynaklar müttefiktirler. İbnülemin, doğum tarihini 15 Şaban 1220/1805 olarak belirtir. Kâmî de bu konuyla ilgili olarak bir beytinde "Dirîgâ sinn ü sâlim oldu altmış / Gönül gaflet bisâtında yan yatmış" demektedir.

Aynı zamanda divânının basım tarihi olan H.1280 yılında 60 yaşında olduğunu ifade ederek, İbnülemin’in verdiği tarihi doğrular. Babasının Hoca Ahmed isminde memleketin veli zatlarından olduğunu söyleyen Ali Emirî, onun da babasının Şeyh Mahmud (Hasnkefî-Hasankeyfli) olduğunu ifade eder. Annesinin de 1210 yılında vefat eden Diyarbekir âlimlerinden Gönclü-(Cönklü) zâde Abdurrahman Efendi’nin kızı olduğunu bildiren Ali Emirî, Kâmî’nin hanımı hakkında bilgi verirken şu ifadeyi kullanır: “Pîr-i tarîkat-ı aliyye İbrahim Gülşenî ibn Şeyh Muhammed Âmidî sülalesindendir”.

Ali Emirî, Kâmî’nin Hayâlî isminde bir oğlundan ve kardeşinin oğullarından Abdülfettah Fethi ve Abdulkerim Abdî Efendilerden bahseder. İbnülemin, Son Asır Türk Şairleri adlı eserinde Kâmî hakkında ayrıca şu bilgileri bize aktarır: “Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip, memleketin tanınmış ilim adamlarından tahsilini tamamladıktan sonra Ulu Cami bitişiğindeki Sarı Abdurrahman Paşa Kütüphanesi’nde ders vermeye başladı. Öğrencilerinden bir kısmının askere alınması üzerine İstanbul’a gitti. Arzusuna uygun emir çıkartarak Diyarbekir’e döndü. Fakat ordu komutanı Hafız Paşa, öğrencileri askere almada ısrar edince gücendi. 1254’te (1838) Mısır’a gitti. Orada Mehmed Ali ve İbrahim Paşa’lardan himaye gördü, kendisine maaş bağlandı. Mısır’da Rifâi tarikatı şeyhlerinden İbrahim el-Bâcûrî’ye  1263 (1847) intisap etti. Sonra Hacca giderek İstanbul’a döndü. Oradan Diyarbekir’e geldi. Yaptığı büyük evin bir kısmını tekke haline getirerek Rifâi tarikatını yaymaya başladı. 1266 (1850) yılında Irak’a gitti. Kerkük’te Şeyh Abdurrahman-ı Talebânî’den 1274(1858) Kâdirî tarikatını aldı, halife oldu. Kâmî, tasavvufa bir de Kadiri kimliğini üstlenerek devam eder.  Bu tarikata olan intisabını bir medhiyede, kendisini gaflet uykusundan uyandırıp, kalp gözünü açan Kadirî tarikatının kurucusu Abdülkadir Geylânî’ye olan derin muhabbet ve saygı hissiyle birlikte ifade eder:

 

Hâb-ı gafletden açan perde-i baht-ı basarım

Viren esrâr-ı ziyâ Hazret-i Geylânî’dir (M 7/4)

 

Ma‘nevî zahm-ı dil ü cânıma merhem oldu

Dâ-i bî-mâra devâ Hazret-i Geylânîdir (M 7/5)

 

Ayrıca Ali Emiri’nin verdiği bilgiye dayanarak İbrahim Hakkı’nın talebelerinden el-Gavsü’l-Memduh’un arasıra Diyarbekir’e geldiğini, bir keresinde de Kâmî’ye Nakşî icazeti verdiğini nakleder. 1270’te (1854) çıkan Rus harbinde Erzurum ve Kars taraflarında harbe iştirak etti. Harp bitince Diyarbekir’e döndü. Sonra tekrar İstanbul’a gelip beş sene kaldı, nihayet memleketine dönüp oraya yerleşti.

Kâmî hakkında bilgi veren kaynaklar O’nun  Diyarbekir’de vefat ettiği hususunda hemfikirdirler. Ancak vefat tarihi hakkında gerek Bağdatlı İsmail Paşa ve gerekse Mehmed Süreyya yanlış tarih vermişlerdir. Kâmî’nin vefat tarihini İbnülemin ve Bursalı Mehmed Tahir 1301(1884) olarak bildirirler ki doğru tarih de budur.

Ali Emirî, Esâmî-i Şu‘arâ-yı Âmid’de Kâmî’den “Üstad-ı ekremimiz, ilm ü irfân ü kemâlât ile mevsûf-i vücud ve sehâ vü kerem ile nâdirü’l-emsâl ve ma'rufdur (ilim, irfan ve kemâlât ile vasıflanmış, cömertlik ve ikramda eşine az rastlanır biri olduğu)” diye bahsederken, Bursalı Mehmed Tahir de Esmâü’l-Müellifîn’de onun için “Efâdıldan zû-fünûn (en faziletli âlimlerden çeşitli ilim ve fenlere vakıf) bir zat” ifadesini kullanır.

 “Refik” takma adıyla bazı şiirlere de imza attığını yine Ali Emirî’den öğrendiğimiz Şaban Kâmî’den Şevket Beysanoğlu “herşeyden evvel şöhretli bir ilim adamı idi. Diyarbekir’de yetişen bir çok fikir ve sanat erbabı ilk feyizlerini kendisinden almışlardır. Arap ve Acem dil ve edebiyatına vakıf olan zatın her iki dilde de manzum eserleri vardır” diye bahseder.

Çeşitli ilimlere vakıf olan Şaban Kâmî’nin ayrıca hat ve mûsikî ilimlerine de meyli vardır. Öğrencileri arasında Hayali, Vâsıf, Hattat Râif, Yusuf Râif, Nâim, Fâzıl, Fethi, Mahir, Sabri, Mevlid Nazımı İbrahim Re’fet, Hattat Bekir Rûşenî, Ali Emirî anılabilir.

ESERLERİ:

Yazmalar: Redd-i  Protestan, Risale-i Asakiri’l-Mansuriyye, Risâle-i Halli’l-Müşkilât,Usûl-i Tehânî bi-Tevfiki Rabbânî, Risâle-i Tehniye,  Risâle-i Tıbbiye, Kaside-i Kamisiyye, Mevlid-i Nebî, Medhiye-i Hasan ve Hüseyn.

Matbu olanlar: Mevlid-i Şerif-i İrfâniyye, Hadika-i Ma’neviyye, Divân, Mevlid-i Şerif, Der-Beyân-ı Mi’râc-ı Hazret-i Muhammed, Hutût-i Mütenevvi’a ve Kaside-i Kamisiyye.

Yeni gelen ya da kurulan tarikat kollarına bağlı olarak, evinde başladığı tarikat âyininin ebedileşmesi için hanesini vakfeden meşayih çoğunluktadır. “Hane-Tekke”modeli olarak Diyarbekir’de icrâ-yı tarikat yapan Muhammed Şaban Kâmi’den başka bu hizmeti aynı yolla yerine getiren başkaları da elbet vardır.

İnanıyoruz ki değerli araştırmacıların kenarda köşede kalmış olan bilgi ve belgelere ulaşarak Diyarbekir’in tasavvufî hayatını hakkıyla yansıtan tespit edilememiş sayısız meşâyih gün yüzüne çıkabilecektir. 

HAKKINDA (Seçilmiş Kaynakça): Ali Emirî / Tezkire-i Şu’arâ-yı Âmid (1328, s. 86/42, 309, 322), Bağdatlı İsmail Paşa / Esmâu’l -Müellifîn (I, 1951-55, s.346), Mehmed Süreyya / Sicill-i Osmânî (II, 1311), İbnülemin Mahmud Kemal İnal / Son Asır Türk Şairleri (1969, s.782-83), Bursalı Mehmed Tahir / Osmanlı Müellifleri (I, 1333, s.339), Şevket Beysanoğlu / Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (I, 1957-1960, s. 41) İhsan Işık / " KÂMÎ (Mehmed Şaban)" (Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., c. 5, s. 1921, 2007), Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sait Mermutlu / "Muhammed Şaban Kâmî Efendi" (İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi, 2013).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör