Mutasavvıf,
İslâm bilgini (D. 1856, Üsb köyü / İsbayerd nahiyesi / Hizan / Norşin / Bitlis
– Ö. Şubat 1925, Norşin). Nakşibendî-Halidî Meşâyihinin ünlülerinden Şeyh
Abdurrahman et-Tahî’nin soyundandır.
Öğrenimini babasının ve diğer bazı ünlü ulemânın yanında yaptı. Aynı zamanda
Nakşi-Halidi usulü üzerine tarikat terbiyesi aldı. Daha sonra babası Bitlis’in
Norşin nahiyesine gidince orada yaşamaya başladı. Babasının h. 1304 tarihinde
ölümünden sonra tasavvuf eğitimini babasının Halifesi Şeyh Fethullah
el-Werkanesî’nin yanında tamamlayarak hilâfet (yeterlilik) aldı.
Nakşibendîliğin Halidîyye şubesini bu bölgede en fazla yayanlardan oldu. Bu
yüzden, çevresinde ve bölgede “Hazret” lakabıyla tanındı. Birinci Dünya Savaşı
başladığında gönüllü birlikler oluşturarak savaşa katıldı. Bu savaşta kendisi
sol kolunu kaybetti, Muhammed Said ve Muhammed Eşref adlı iki kardeşi de şehit
düştü. Savaşın ardından Sultan V. Mehmed Reşad tarafından kendisine beratla (11
Ramazan 1334 tarihli) birlikte Gümüş Liyakat Muharebe Madalyası ve bir protez
kol verildi. Daha önce de yine Sultan Reşad tarafından kendisine Mecidi
Nişanının Beşinci Rütbesi (13 Cemaziye’l-Ahire 1332 tarihli) bir beratla
verilmişti. Mustafa Kemal Atatürk tarafından da 13 Ağustos 1335 (1919)
tarihinde kendisine Erzurum’dan bir mektup gönderilmişti (Nutuk, Vesika 52). Bu
mektupta Mustafa Kemal Paşa, Şeyh Ziyaeddin Efendi’den Müdafaa-yı Hukuk
cemiyetleri için destek istemiş; ancak, Şeyh Ziyaeddin Efendi, bilinmeyen bir
nedenle destek vermeyi reddetmişti.
Şeyh
Ziyaeddin Efendi, sağlığında birçok kimseye medrese ve tarikat icazeti
vermişti. Halifeleri (vekil) arasında; Zokaydlı Şeyh Mahmud, Karaköylü Şeyh
Mahmud, Ohinli Şeyh Alaaddin (ölümü1949), Şeyh Ahmed el-Haznevi (ölümü 1950),
Hezanlı Şeyh Selim Efendi gibi Nakşibendî-Halidî tarikatının ünlü şeyhleri
vardı. Ayrıca, Şeyh Ziyaeddin Efendi’nin yüz on üç mektuptan oluşan basılı Mektubat
adlı bir eseri vardır. Bu eserdeki mektuplar arasında, kendi müridi ve
Bediüzzaman Said Nursî’nin ağabeyi Molla Abdullah’a gönderilmiş mektuplar
bulunmaktadır. Mektubat, eski Kozluk Müftüsü Molla Hasip Seven
tarafından Türkçeye çevrildi ve 1977’de İstanbul’da basıldı. Ayrıca, Bitlisli
Molla Hüseyin Efendi’ye verdiği bir icâzetnâme, İstanbul Müftülüğünde bulunan
Şeyhülislâmlık arşivindedir. Şeyh Muahmmed Ziyaeddin’den Bediüzzaman’ın çeşitli
risalelerinde söz edilmektedir. Ölünce, Norşin’de babasının yanında toprağa
verilmiştir.
KAYNAK: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).