İrfan Rıza Yazıcıoğlu

Eczacı, Siyasetçi, Şair

Doğum
02 Ekim, 1961
Eğitim
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Halka İlişkiler Bölümü
Burç

Eczacı, siyasetçi, şair. 2 Ekim 1961 yılında Diyarbakır'ın İskenderpaşa semtinde dünyaya geldi. Diyarbakır İstinaf mahkemesi başkâtibi Katipzade Şevki efendinin torunu ve Dicle Üniversitesinin kurucularından ve eski rektörlerinden Prof. Dr. Selahattin Yazıcıoğlu ile Fatma Ayla hanımın oğludur. ilkokulu Diyarbakır Mehmetçik İlkokulunda, ortaokul ve liseyi Diyarbakır Ziya Gökalp Lisesi'nde tamamladı. Bir yıl Ege Üniversitesi işletme Fakültesi Turizm ve Otelcilik bölümümde okuduktan sonra, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldu. Aynı yıl Diyarbakır'da serbest eczacılığa başladı. 1995 yılında ise Anadolu Üniversitesi AÖF Halka ilişkiler bölümünü bitirdi.

İrfan Rıza Yazıcıoğlu, Diyarbakır-Siirt-Batman Eczacılar Odası yönetim kurulu üyeliği ve daha sonra 2. başkanlığı, Türk Eczacıları Birliği Yüksek Haysiyet Divanı üyeliği, 2 dönem MÜSİAD Diyarbakır şube başkanlığı, Diyarbakır Sokak Çocukları derneği denetleme kurulu başkanlığı, DİKTUMDER yönetim kurulu üyeliği, Ziya Gökalp Üniversitesi Gerçekleştirme ve Yaşatma Derneği üyeliği ve birçok sivil toplum kuruluşunda yönetim kurulu üyeliği görevlerini yürüttü.

3 Kasım 2002 genel seçimlerinde AK Parti listesinden 22. Dönem Diyarbakır Milletvekili seçilerek 22 Temmuz 2007 tarihine kadar parlamentoda görev yaptı. TBMM'de sağlık, aile, çalışma ve sosyal işler komisyon üyeliği, AK Parti grup yönetim kurulu üyeliği, Türkiye -Hollanda dostluk grubu başkanlığı, sporda şike,şiddet araştırma komisyon üyeliği ve bir çok araştırma komisyonu üyeliği görevlerini yürüttü. TRT'de uzun yıllar yayımlanan "Anadolu Kültürü" programına ve birçok kültür, sanat ve edebiyat programına danışmanlık yaptı. Diyarbakır için yazdığı yüzlerce şiir ve makalesi henüz kitaplaşmadı. Evli ve beş çocuk babasıdır.

KAYNAK: TBMM Albümü (2010), Kendisinden alınan bilgiler (Kasım 2012), İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) – Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).

 

 

SENSİZ GÜNEŞ DOĞMUYOR

 

Sevginle yeşeriyor içimdeki fırtına
Sensizlik yükleniyor insafsızca sırtıma
Bir bir kapandı sanki kapılar suratıma
          Sokakta siyah taşlar şahit tuttular beni
          Dicle kuruyana kadar seveceğim seni

Ayrılık matem gibi yapıştı saçlarıma
Prangalar vuruldu delice kollarıma
Kimse derman olmuyor yara alan ruhuma
         Başında esen rüzgar savurdu attı beni
         Dicle kuruyana kadar seveceğim seni

Kuşların kanadında dolaşıyor özlemim
Yokluğunda sensizim işte benim kederim
Senden ayrı yalnızlık budur benim elemim
         Göçmen kuşlar misali yalnız bıraktın beni
         Dicle kuruyana kadar seveceğim seni

Dicledeki balıklar sensiz yüzmez oldular
Tozunu insafsızca göklere savurdular
Sensiz güneş doğmuyor uçmuyor artık kuşlar
         Tozlu topraklı yollar alıp götürdü beni
         Dicle kuruyana kadar seveceğim seni

Deli deli esiyor rüzgarların en hası
Bu kutsal şehirdedir taşların en karası
Sensizlik yüreğimde sanki bıçak yarası
         Durma es deli rüzgar al götür yare beni
         Dicle kuruyana kadar seveceğim seni

Olmuyor artık sensiz olmuyor senden uzak
Bitsin artık bu özlem tütsün artık bu ocak
Sana sevdam az değil çağlıyor kucak kucak
         Ey kutsal DİYARBEKİR alıp götürdün beni
         Dicle kuruyana kadar seveceğim seni

 

ISSIZ ve KİMSESİZ

Yine akşam çöktü ruhuma

Zifiri karanlık sardı dört bir yanımı

Yatsı ezanı okunuyor bir bir minarelerden

Bulutlar çöktü binaların tepesine

Kasvet dolu dört bir yan

Sessizlik hakim kadim şehrimde

Dicle’de akmıyor sanki

Balıklar da sessiz artık

Yaşam durdu mu ne

Diyarbakır sokaklarında in cin top oynuyor

Birde köşe başında yaşlı sakallı bir amca

Oturmuş kaldırımda

Ateş yakmış paslı tenekenin içinde

Tir tir titriyor

Garip desen garip değil

Meczup desen meczup değil

Bekliyor sanki kimsesiz ıssız sokakları

Kuru bir ekmek çıkarıyor cebinden

Yanına da soğanı katık yapıyor

Ve gözleri dalıyor alacakaranlığa

Bir bir geçiyor gözünün önünden

Yaşadıkları

Yaşayamadıkları

özlemleri

Kederleri

Hüzünleri

Sonra kalkıyor yavaş yavaş

Boynu bükük iki büklüm

Yorgun kederli

Gecenin karanlığında tir tir titreyerek

Akan gözyaşlarıyla

Kayboluyor Diyarbakır sokaklarında

Ardında sadece yanan ateşi bırakarak

Paslı teneke içinde...

 

 

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör