Şair. 25 Mayıs 1950, Karaman doğumlu. Karaman İstiklal İlkokulu (1962), Mersin Sanat Enstitüsü (1969) ve Çukurova Üniversitesi Makine ve Teknik Bölümü (1973) mezunu. Mersin Çukurova Tekstil Fabrikası’nda laborantlık, sanat yönetmenliği (1969-75), DİSK Antalya Şube Başkanlığı ve Bölge Temsilciliği (1977-80), sürekli olarak da gazetecilik (1969) yaptı. Emekliye ayrıldıktan sonra Antalya’ya yerleşti.
Şiir yazmaya ilkokul yıllarında başladı. İlk şiirleri “Yunus’a
Vuslat” ve “Körkuyu”, 1969 yılında Karaman ve Yunus Emre
dergilerinde çıkmıştı. Diğer ürünleri Müdafaa-i Hukuk, Anadolu Ekini, Çalı (Konya),
Çağ, Eflatun, Dönemeç, Temmuz, Karşı, Damar, Eylül, Aykırı Sanat, Kırkmerdiven,
Akdeniz Sanat, Morca, Eşik, Petek, Gerçek Sanat, Portakal dergileri ile Hürriyet,
Kocaeli, Yeni Mevsim, Özgür, Yeni Ortam, Hürses, Karaman’ın Sesi
gazetelerinde yayımlandı. Kırkmerdiven ve Akdeniz Sanat
dergilerinin yöneticiliğini yaptı. Lise öğrenciliği yıllarında resim
çalışmaları yaptı. 1960’lı yıllarda ilk resim ve şiir sergisini, birçok şehirde
kırk civarında kişisel resim sergisi açtı. Kırklareli Hürses gazetesinin
düzenlediği şiir yarışmasında birincilik ödülünü (1972), Buca Belediyesince
düzenlenen Ali Rıza Ertan Şiir Yarışmasında ikincilik ödülünü, Safranbolu
Belediyesi Uluslararası Altın Safran Şiir Yarışmasında ikincilik ödülünü
kazandı. Antalya Sanatçılar Derneği (kurucu), Edebiyatçılar Derneği, Dil
Derneği üyesidir.
ESERLERİ (Şiir):
Sana Bir Şiir Yazdım (1969), Ekin Kokan Ellerin (1971), Umut Yüklü Kağnılar (1973),
Beni Tanımalısın (1973), Acılar Ürüne Durdu (1974), Sorunları
Morga Kaldırdılar (1978), Çok Sesli Ağıtlar (1984), Güle Bezedik
Acıları (1990), Benim İşim Seni Sevmek (1991), Aşkları da
Yakarlarsa Bir Gün (1994), Düşe Kurulu Zemberek (1999), Suluboya
Zamanlar (2000).
KAYNAK: Muzaffer Uyguner (Türk Dili Dergisi, sayı: 52, Ocak-Şubat
1996), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).
“SEVGİ”NİN DÜŞÜ” ÜSTÜNE DÜŞSEL ÇIĞLIK
YUNUS YAŞAR (Antalya)
Molla Demirel uzun yıllardan beri Almanya’da yaşıyor. Bizim insanımız “Almanya Gerçeği”ni, iş-ekme -sermaye çelişkilerini sorunlarını, acılarını sevinçlerini ve umutlarını yaşadığı ya da tanık olduğu olaylardan yola çıkarak öykülerini oluşturmuş. Sözcükleri İşçi sınıfının düşsel çığlığı sanki...
İşçiler üzerinde baskı uygulayan, toplu işçi çıkartan, ayrımcılık yapan, iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarını uygulamayan düzene eleştirel bir gözle yaklaşarak; sömürünün olmadığı, sevgi ve şefkate dayanan bir dünyanın ütopyasını çiziyor. İnsanın insanı ezmesinin, sömürmesinin ahlaksızlık olduğunu, bunu ortadan kaldırma çabasının ise insanın soylu görevi olarak insanlığı yücelttiğini duyuruyor okura...
Almanya’daki Nazi yanlısı, şövenist, faşist dazlakların saldırıları ve bu saldırılara karşı direnen gurbetçi insanların mücadelelerini, on iki Eylül faşizminin yazarları, düşünürleri, aydınları, sanatçıları ve tüm demokrat insanları işkencelerden geçirirken, kitapları dahası tüm yazılı bilgileri “Düşman” olarak görüp, “insanlığın Refahı İçin” nasıl yasaklandığını, nasıl yakıldığını anlatıyor. Hem de sanatın estetiğini göz ardı etmeden yalın bir dille anlatıyor.
Evinde iş yerinde güzellikler üreten kadının da emeğine hor bakanlar sömürüldüğünü, bütün bu açmazların eğitim işi ve bilinci olduğunun da altını çiziyor.
Kısacası “Sevginin Düşü”nü anlatıyor Molla Demirel. Akıcı, yalın bir dil, soluklu, usta bir anlatımla. Ayrıntılara girmeden bazen kendi dilinden, bazen ikinci kişi ağzından.
(Kasım 1995, Antalya)