Abdulhadi Bay

Hukukçu, Yazar, Şair

Doğum
13 Ekim, 1959
Eğitim
Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Burç

Hukukçu, şair ve yazar. 13 Ekim 1959, Gaziantep doğumlu. İlkokulu Gaziantep'in Şahinbey ilçesine bağlı Kumru Hamurkesen Köyünde, Ortaokul ve liseyi ise Gaziantep'te (Gaziantep Makine Teknik Lisesi, 1977) bitirdikten sonra; Isparta Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü (1982), Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi (1987), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1994) ve Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden (2018) mezun oldu.

Memuriyet hayatına Burdur-Bucak Endüstri Meslek Lisesi Matematik öğretmeni olarak başladı. Burdur - Bucak Endüstri Meslek Lisesi, Şanlıurfa-Bozova Yatılı Bölge Okulu, Gaziantep Atatürk İlköğretim Okulu ve Gaziantep Cumhuriyet Lisesinde belli süreler öğretmen ve idareci olarak görev yaptı. Bir süre matematik öğretmenliği ile serbest avukatlığı birlikte yürüttü. Bir süre de Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğünde hukuk danışmanlığı görevinde bulundu. 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Matematik Öğretmenliğinden emekli oldu.

1996 yılından bu yana Gaziantep’te serbest avukat olarak çalışmakta, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku dalında yüksek lisans çalışması yapmaktadır. Suna Bay ile evli; Sultan, Mehmet Oğuz, Ahmet Ertuğrul ve Murat Alperen adlarında dört çocuk babasıdır.

Şiir yazmaya küçük yaşlarda büyük ilgi duydu. İlk şiiri 2006 yılında Türkiyem ve Olaylara Bakış gazetelerinde yer aldı. Sonraki ürünleri bu gazetelerin yanı sıra Haber Postası, Dore Gazetesi, Kumru Dergisi; internette ise, Edebiyat Defteri, Antoloji, Edebiyat Evi sitelerinde yayımlandı. 2010 yılında Gaziantep’te Kumru Tarih, Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi’ni kurdu, sahipliği ve yazı işleri müdürlüğünü üstlendi. Şiirlerinin bir bölümünü 2010 yılında Farkında mısın? Adlı ilk şiir kitabında topladı. Gaziantep Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği üyesi olup bir süre yönetim Kurulu üyeliği yaptı.(GASED). Daha sonra 20016 yılında kısa adı GAZİŞAD olan Gaziantep Şairler ve Yazarlar Derneğini kurdu. Halen Yönetim Kurulu başkanlığını yapmaktadır.

2017 yılında üyeleri Gaziantep Şairler ve Yazarlar Derneği, Çukurova Edebiyatçılar Derneği, Ankara Başkent Edebiyatçılar Derneği, Antalya Gülce Edebiyat Derneği, Antalya Kurşun Kalenler Şairler ve Yazarlar Derneği ve Tekirdağ Şairler ve Yazarlar Derneği ile bir araya gelerek “Edebiyatçılar Federasyonu”nun kuruluşunda önderlik etti. Kuruluşundan beri Edebiyatçılar Federasyonu’nun Yönetim Kurulu Başkanlığını yapmaktadır. 

Güfte yazarlığı yönü de bulunan Av. Abdulhadi Bay’ın; "Yav Mamet” adlı ve "Gül Misali" adlı şiirleri besteci Doğan Balyemez tarafından; "Güzelliğin Değil" adlı şiiri besteci Rasim Çaparoğlu tarafından türkü formunda bestelendi. "Öğretmen" ve “Yar Gözüyle Baksaydın" adlı şiirleri ise besteci Ahmet Özkök tarafından, birkaç şiiri de Abdullah Kantar tarafından şarkı formunda bestelenmiştir.

Kısa adı ASKED olan Avrasya Kültür ve Edebiyat Derneğince düzenlenen 18 ülkeden 560  şairin katıldığı Antoloji deki seçmede "Yar Gözüyle Baksaydın" adlı şiiri birincilik ödülü almıştır.

Yine Çukurova Edebiyatçılar Derneği'nin Düzenlemiş olduğu 8 Ülkeden şairlerin katıldığı "Şairlerden Bir Demet Şiir Seçkisi"nde "Vuslat Masalı" adlı şiiri ile birincilik ödülü almıştır.

Yüzüncü Yılında 100 Kalemle "Atatürk ve Çanakkale Şiirleri" adlı antolojide "Destanlaşanlar" adlı şiiri 1. Mansiyon ödülü almıştır. Şair İLESAM üyesidir.

KAYNAKÇA: Bezmi Özkan / 20 Mayıs 2010 tarihli Gazetede köşe yazısı “Kumru Dergisi ve bir şiir kitabının düşündürdükleri” (Gaziantep 27 gazetesi, 20.5.2010), Ahmet Ayaz / “Farkında mısın?” (Türkiyem gazetesi, 18 Haziran 2010), Kerim Özbekler / “Abdulhadi Bay ve Kumru Dergisi” (Kumru dergisi), Tamer Abuşoğlu / “Abdulhadi Bay’ın fikir çizgisi ve şiirlerindeki tematik özelliklere dair kısa notlar” (Gaziantep 27 gazetesi, 02.08.2010), Lütfi Kılıç’ın “Abdulhadi Bay’ın Farkında mısınız?” (Eskişehir Yeni Gün gazetesi, 2-7 Eylül 2012), Abdulhadi Bay  (Bilgi Formu ve teyidi, 2014, 2018).

 

 

 

ELİ YETEN

Yaz diyorsun durmadan, haykır dosta, düşmana

Yazmaya gerek var mı? Olanlar olmuş zaten

Öksüz oğlana dönmüş, baba bildiğim devlet

Kurumuyor gözyaşı, vuruyor eli yeten

Söylenmiyor burada söylerim ayriyeten

 

Yer altı dünyasının keleri, köstebeği

Kadim dostlarımızdan! Sağladılar desteği

Biri davulu çaldı, birisi dümbeleği

Hep bunlardı yıllarca fikrimizi kirleten

Söylenmiyor burada söylerim ayriyeten

 

Kin tohumu ektiler, düşmanlıklar yeşerdi

Bu gün kardeş kardeşin canını almak derdi

Basiret yoksunları bu günlere getirdi

Kardeşlik sürsün diye yalnız millet direten

Söylenmiyor burada söylerim ayriyeten

 

Yangına körük ile gidiyorlar bu ne hâl

Birlik, dirlik ağacı, her gün kırılır dal, dal

Aklıselim olanlar sus-pus olmuş diller lâl

“Müminler kardeştirler” yok mu bunu belleten

Söylenmiyor burada söylerim ayriyeten

 

Huzuru bozmak için, kurulmuş gizli masa

Baş oldu başımıza, kan emici yarasa

Her gün feryatla figan, her gün yas, her gün tasa

Kimdir şom ağızları susturmayıp söyleten

Söylenmiyor burada söylerim ayriyeten

 

“Et tırnaktan ayrılmaz”, ayırmaya kalkmayın

Bağları koparmayın, köprüleri yıkmayın

Millet birdir, bütündür hiç kusura bakmayın

Bu milleti bölmeye olmadı gücü yeten

Söylenmiyor burada, söylerim ayriyeten

 

Hiç kimse bu milleti, uçurumdan itmesin

İtmeye yelteneni Rabbim iflah etmesin

Sebep kimse bu hale, ocakları tütmesin

“Birlikte rahmet vardır”, kurtarır cümle dertten

Söylenmiyor burada söylerim ayriyeten

 

 

PİRİMİZ BİZİM

İçimizde yanar, sevda ateşi

Söndürmeyin, sönmez korumuz bizim

Ufkumuzdan doğar, İrfan Güneşi

Görünmezi görür körümüz bizim

 

Hakikati Hak’tan bilenlerdeniz

Varını paylaşan, bölenlerdeniz

Zulmün duvarını delenlerdeniz

Hak yola adaktır serimiz bizim

 

Haramın balına uzatmadık el

Dini inancımız harama engel

Ne kadar atsa da nefsimiz çengel

Akıl her cephede erimiz bizim

 

Göçmen kuşa benzer canlar bedende

Uçacaktır geç de olsa erken de

İster yirmisinde ister seksende

İki metre kefen varımız bizim

 

Elbet sevmez bizi cahille gafil

Bizim yoldaşımız insan-ı kâmil

Vurguncu güruha olmadık dâhil

Doğruluk, dürüstlük kârımız bizim

 

Dik yürüdük, dimdik, dün de bu gün de

Eğilmedik hiç bir kuvvet önünde

“İman en büyük güç” dedik müminde

Bu yüzden aşılmaz, surumuz bizim

 

Hizmet için koşan erlere selam

Hak yola baş koyan mirlere selam

Dökülen kanlara, terlere selam

Bin haini haklar birimiz bizim

 

Ezelden beri var berduş, serseri

Her birinin ayrı, âlemde yeri

Âdem Peygamberden, o günden beri

Evliya, enbiya pirimiz bizim

 

Emanet biliriz canı bedende

Emanet verilir, günü gelende

Bir çığlık duyulur, bir gün evrende

Veda marşı çalar, borumuz bizim

SÖZ AYRI GÜZEL

İlim üzerine kurulmuş âlem

Sema ayrı güzel, arz ayrı güzel

“Ikra” diye başlar ilahi kelam

Sünnet ayrı güzel, farz ayrı güzel

 

Semah döner Yıldız, Ay, Güneş her şey

Galaksiler müthiş, muazzam bir şey

Fezada sınır yok, öteler sır şey

Işık ayrı güzel, hız ayrı güzel

 

Bulut yumakları, deryadır gökte

Bazen dolu bazen kar elemekte

Sis zerrecikleri su gizlemekte

Yağmur ayrı güzel, buz ayrı güzel

 

Dört mevsimi şöyle gözlemle, bir bak

Kışın ayaz, soğuk, kar kucak kucak

Yaz gelince her yer, olur şen şakrak

Bahar ayrı güzel, güz ayrı güzel

 

Bilene her nesne ibretiâlem

Hava ayrı âlem, su ayrı âlem

Toprak ana unsur, Allahüâlem

Dağlar ayrı güzel, düz ayrı güzel

 

Dilsiz mahlûkatı, eylersek fikir

Her nesne kendince yapıyor zikir

Allah, Allah diye çekince tekbir

Lisan ayrı güzel söz ayrı güzel

 

İnsan bu alemin bazen delisi

Hem en mükemmeli hem en âlisi

Can içre can olur, canın muhlisi

Sıfat ayrı güzel öz ayrı güzel

 

Tefekkür et Hadi her şeyden önce

Her canlı söyleşir kendi dilince

Yaratmış insanı inceden ince

Gözler ayrı güzel, yüz ayrı güzel

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör