Hüseyin Ramiz

Tezkire Yazarı, Yazar, Şair

Doğum
Ölüm
Eğitim
İstanbul medreseleri

HÜSEYİN  RAMİZ 

 Tezkireci, bilgin ve şair. (D. 1717, Balçık-Ö. 1794, İstanbul). Lale devrinde yaşamış ve uzun yıllar kadılık yapmış olan Mustafa Naim’in oğludur. Bursalı Mehmet Tahir, aile lakabının “Arabzade” olduğunu yazar. Kimi kaynaklar ise hiçbir delil göstermeden lakabının “Azizzade” olduğunu yazarlar. Kendisi, soyunun Şeyhülislam Ebezade Abdullah Efendiye kadar uzandığını söy­ler… Babasını küçük yaşta yitirdi. Öğrenimini ağabeyi Mehmet Emin’in desteği ile tamamlayarak Vassaf İbrahim Efendi'Bden icazet (yeterlilik, diploma) aldı ve uzun yıllar Medreseler'de çalıştı. Ayrıca değişik illerde kadılık yaptı.

Hüseyin Ramiz, kendi döneminde ünlü bir bilim adamı, tarih uzmanı ve şairdi. İslam hu­kukuna dair, zamanının olayları üstüne yazılar kaleme almış, şiirler yazmıştır. Ününü yaygınlaştıran en önemli yapıtı “Adab-ı Ztırefa” adlı tezkeresi­dir. Bu yapıt, "”Ramiz Tezkeresi” diye de anılır. Kaynaklar onun 1784’te yazıldı­ğını, H. 1134 - 1168 yılları arasındaki 62 yıl içinde yetişen 376 şairi tezke­resine almış, her biri hakkında geniş ve ayrıntılı bilgiler vermiştir. Bu bağlamda şairin asıl adı, ba­bası, ailesi, öğrenimi, yaptığı görevler, çalıştığı yerler, ölüm tarihi verilmiş, bu ta­rih çoğunlukla da bir tarih mısra-i ile kanıtlanmıştır. Ramiz, ele aldığı şairin, şairin varsa Divanı ve başka yapıtlarını da belirtmiş, şairliği hakkında görüşlerini söylemiştir. Daha sonra da şiirlerinden örnekler vermiştir.

Ancak kaynaklarda tezkirenin ağır bir dille yazıldığı, ancak, dostu Müstakimzade Süleyman Sa­adettin Efendinin kimi düzeltmeleri ile gün yüzüne çıktığı da bir gerçektir. Lale Devri diye anılan kültür ve edebiyatın çok geliştiği bu tarih kesiminde birçok şairin yetiştiğini kanıtlayan tek yapıt olmasıyla büyük önem taşır.

Balçıklı Hüseyin Ramiz, rahatlık içinde şen-şatır bir ömür geçirmemiş, aksine, her çalıştığı yörede birtakım acılara maruz kaldığı için sıkıntılı ve boğucu bir hayat geçirmiştir. Şair, bunu şiirlerinde açık-seçik olarak özetler: “Fırsat verir mi kâm ala dünyada ehl-i dil / Ramiz sipehre her ne kadar kılsan iltica...” Sadeleştirerek söylersek; “Fırsat verir mi istediğin olsun, gönül adamı, dünyada / Ramiz sen kadere ne kadar sıkı sıkı sarılsan da...” Görüldüğü gibi, zamanın boğucu havası içinde arzuların gerçekleşmesi olanağı yok ve her gönül ne istese başaramaz. Etkinlik sahası bulamadığı için şair yaşadığı devrine sitemler yağdırır, fakat hiç bir türlü yazgısından dışa çıkamaz. Bunda, metafizik görüşlerin o bunaltıcı havasını da sezer gibiyiz.

ESERLERİ:

Adâb-ı Zurefa (Tezkere), Zâhir-i Hükkâm, Zübdetü’l - Vaki’at (Sultan I.Hamit döneminde H, 1188 yılına kadar geçen yıllık olayları içerir).

KAYNAKÇA: Bursalı Mehmet Tahir / Osmanlı Müellifleri (Cilt 3, İstanbul 1342 H),  Prof. Dr. Haluk İpekten / Şu’ara Tezkireleri (Erzurum, 1991), Büyük Larousse - Sözlük ve Ansiklopedi (Cilt 19,  İstanbul, Tarihsiz), Defai Ulâ / Lügat-ı Ebu Ziya (Kostantiniye, 1306 H), Niyazi Hüseyin Bahtiyar / Balkanlar’da Türk Ünlüleri (3. Kitap, 2004).  

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör