Buhara melikesi. VII. yüzyılda
yaşadı. Bazı tarihçilere göre asıl adı Kabaç Hatun’dur. İlk İslamî akınlar devirlerde
Buhara Melikesi olan bu Türk hatunu, o sıralarda
Buhara hükümdarı olan eşi Beydun ölünce henüz bebek olan oğlu Tuğşad’un adına Buhara melikesi oldu (672). Tarihçilerin otoriter bir kadın olduğunu söyledikleri Kınık Hatun, melike olduktan sonra, Buhara yerel hanlığının
bütün dizginlerini eline alarak, halkın huzurunun sağlanmasında elinden geleni yapmıştır. Bu
cümleden olmak üzere, her zaman sabah
iç kalenin “Alaâtin Kapısı” denilen büyük kapısının önünde halkın şikayetlerini dinler, suçluları cezalandırır, gerekli gördüğü kimseleri azleder, yenilerini göreve getirirdi. Öğleden sonra tahtına oturur, kentin ileri gelenlerini, eşraf ve ayanını, yerli halkın
bir tür temsilcileri olan “dikhanları” kabul eder,
onlarla görüşür, konuşur ve yapılması gereken
şeyler hakkında görüşmelerde bulunurdu. Çoğu zaman bu görüşmelerin akşama kadar
sürdüğü de olurdu.
Ancak Müslüman Arapların bütün bir Horasan’ı fethetmeleri ve Ceyhun havzasına peş peşe akınlarda bulunmaya
başlamalarından sonra durum değişmeye yüz tuttu.
Kabaç (Kınık) Hatun, İslam orduları
Buhara’yı kuşattığında (673), o civar illerdeki diğer Türk beyliklerle anlaşma yaparak,
Ubeydullah ile eli silah tutan, iyi ata binen ve iyi ok kullanan iki bin
Buharalı Türk gencin karşılığında anlaştı. Ubeydullah, Buharalı bu gençleri Basra’ya
getirerek, daha sonra Türk Buharalılar mahallesi olarak ünlenen semte yerleştirdi.
Kınık Hatun’un
Buhara Melikeliği, Narşahin’in bildirdiğine göre on beş yıl kadar sürdü, 690’lı
yıllarda öldü. Kınık
Hatun, yönetici kişiliği yüksek, olaylar
karşısında duygusal değil, akıl ve muhakeme gücünü kullanan, bir
Türk Melikesi olarak
tanınmıştır.
KAYNAK:
Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı / Mukaddes
Çevreler ve Eski Hilafet Ülkelerinde Türk Hatunları (1995) - Yeni İslâm Tarihi
ve Türkler (c. II. s. 283, 2005), İhsan Işık / Ünlü
Kadınlar (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 6, 2013).