Mazhar Osman

Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı

Doğum
Ölüm
31 Ağustos, 1951
Eğitim
Askeri Tıbbiye

Ruh ve sinir hastalıkları uzmanı (D. 1884, Sofulu köyü / Dedeağaç / Trakya - 31 Ağustos 1951, İstanbul). İlk ve ortaokulu Kırklareli’nde, liseyi Üsküdar’da okudu. Mülkiye'ye ye gidip mezun olduktan sonra siyasete atılmak istemişse de ancak ailesinin tercihiyle 1904’te Tıbbiyeye girdi. Askeri Tıbbiye’yi yüzbaşı rütbesiyle ve sınıf birincisi olarak bitirdikten sonra, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde bir yıl stajın ardından Akliye ve Asabiye Şubesi’nde asistan olarak çalışmaya başladı. 1906’da Gülhane Askeri Hastanesi Akliye Servisi’nde öğretmen muavinliğine getirildi. 1908 yılında Berlin ve Münih’e giderek nöroloji ve psikoloji dallarında uzmanlık eğitimi aldı. Türkiye’ye geldikten sonra tekrar Gülhane’de görev aldı, 1914’te Haseki’deki Akıl Hastalıkları Müşahedehanesi’nin başhekimi ve müdürü oldu. Birinci Dünya Savaşı sürerken Haydarpaşa Askeri Hastanesi asabiye uzmanlığına atandı (1918). Bu dönemde Haseki Müşahedehanesi’nde ve Şişli’deki Fransız La Paix Hastanesi’nde kurulan İstanbul Emraz-ı Akliye Hastanesi’nde baştabiplik görevlerinde bulundu ve 1920 yılında Toptaşı Bimarhanesi (Akıl Hastanesi)’nin baştabiplik görevini de üstlendi.  

İlkel ve hastalara eziyet veren yöntemlerin uygulandığı Toptaşı Bimarhanesi’nde Mazhar Hoca’nın görevli olduğu döneminde bu kuruma çağdışı yöntemler girememiştir. Hatta modern psikiyatrinin dünyadaki kurucusu ünlü Kreapelin, İstanbul’u ziyareti sırasında Toptaşı’nı gezmek istemiş, ancak izin alamamıştır.

Mazhar Osman Hoca, başta Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam olmak üzere, dönemin hükümetinin büyük yardımlarıyla Bakırköy’de çok geniş bir arazisi olan Reşadiye Süvari Kışlası’nı hastane haline getirerek, 1927 yılında Toptaşı Bimarhanesi’ni buraya taşıdı. 1933 üniversite reformu sırasında İstanbul Tıp Fakültesi’ne Ordinaryüs Profesör olarak atandı ve 1951 yılında ölene kadar bu görevini sürdürdü.

 Mazhar Osman, Türkiye çağdaş psikiyatrisinin kurucusu olarak kabul edilir. Bu kanı, Reşadiye kışlalarını düzenleyerek İstanbul Emraz-ı Akliye ve Asabiye Hastanesi (Bakırköy Akıl Hastalıkları Hastanesi)’ni kurmasıyla (1926) da pekişmiştir. Bakırköy’deki hastaneden önce mecnunlar (deliler), çoklukla, Toptaşı Bimarhanesi (Akıl Hastalıkları Hastanesi)’nde tutulurdu. (Bu hastane yapısı, Üsküdar’da Valide Camisi’ne bitişik olup, hastane olarak uzun yıllar kullanıldıktan sonra, tütünlük ve daha sonra Toptaşı Cezaevi ve sonunda Üsküdar İmam Hatip Lisesi olmuştur.)  Toptaşı Bimarhanesi, akıl hastalarına insanlık dışı uygulamaların yapıldığı bir kurum olmuştu. Ancak bu durumun, tüm Osmanlı tarihi için söylemek doğru değildir. Akıl hastalarına yönelik insancıllık açısından Osmanlı yaklaşımı, II. Abdülhamit dönemi sayılmazsa, Ortaçağ ve Yeniçağ Avrupa’sından kat kat üstündü. Bununla birlikte, mecnunların Toptaşı’nda zincire vurulmuşluklarını, hücre yaşamlarını, utanç verici kötü durumlarını, Mazhar Osman, bir hekimin ve her şeyden önce bir insanın insancıllığıyla anlatırdı.  

Mazhar Osman’ın bilime inancı tamdır; akıl hastalığının gizemli bir şey değil, beyindeki kimi hücrelerin bozulmasına ilişkin olduğunu şiddetle savunurdu. Abdülhamit sansürü altında hazırladığı “Tababeti Ruhiye” (Psikolojik Tıp) yapıtındaki, “deli”, “mecnun”, “darüşşifa”, “cinnet”, “ihtilali şuur” gibi sözcükleri nasıl özenle ayıklamak zorunda kaldığını anlatırken, insanın şaşkınlığa düşmemesi elde değildir. “Tababeti Ruhiye”, II. Meşrutiyetin ilanından hemen sonra (1909) yayımlandı. Bu kitap, bu alanda Türkçe olarak kaleme alınmış ilk özgün eserdir.

Türkiye’de sağaltılamaz (tedavi edilemez) mecnundan, sağaltılabilir ve çalışma içerisinde kendi kendini sağaltabilir akıl hastasına geçiş, Mazhar Osman’la başlamıştır. Akıl hastaları için bahçeli, hastaların gökyüzünü görebilecekleri bir yapı topluluğu kurma amaçlı nice özgecil (başkalarını düşünen) ve özverili çabası düşünüldüğünde; Mazhar Osman’ın, bırakalım psikoloji öğrencilerince bilinmemesini, genelde psikoloji topluluğu ve daha genelde Türkiye insanı tarafından gereğince bilinmemesi, çok üzücü bir durumdur. Mazhar Hoca’nın “Tababeti Ruhiye”, “Asabiye ve Akıl Hastalıkları” adlı kitapları önemlidir. Türkçe ve değişik yabancı dillerde yazılmış ayrıca üç yüzden fazla medikal ve paramedikal makalesi vardır. Ölümüne kadar ayda bir çıkardığı “İstanbul Seririyatı” adlı tıp dergisi dönemin en çok okunan ve aranan yayını olmuştur.

Mazhar Osman Umsan, Tababeti Akliye ve Asabiye Hilali Ahdar (Yeşilay) Derneği’nin kurucularındandır. Fransız Nöroloji Derneği, Fransızca Konuşan Ülkeler Akıl ve Sinir Hastalıkları Derneği, Alman Psikiyatri Derneği ve New-York Nöroloji Akademisi üyesiydi. Dr. Mazhar Osman Usman’da, yaşamının son yıllarında önce prostat hipertrofisinin verdiği rahatsızlıklar baş gösterdi, daha sonra hemiparezi geçirdi ve nihayet yakalandığı kalp yetmezliğinden 31 Ağustos 1951 gecesi öldü ve Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, bir dönem “Mazhar Osman Hastanesi” adıyla da anılmıştır.

ESERLERİ:

Akıl Hastalıkları (2 cilt, 1909), Sıhhat Almanağı (1933), Tababeti Ruhiye (3 cilt, İhsan Şükrü Aksel ile, 1941), Asabiye ve Akıl Hastalıkları, İstanbul Seririyatı (Dergi).

KAYNAKÇA: L. Akif / Bimarhaneyi Nasıl Buldum Nasıl Bıraktım? (Der. M. Osman Uzman, 1933), Çiğdem  Kağıtçıbaşı / Psychology in Turkey (International Journal of Psychology 6, 729-738, 1994), Türk Psikoloji Bülteni (Haziran 2002), Bambaşka Bakırköy Gazetesi (Sayı: 5, s. 16, Şubat 2009), İhsan Işık / Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013).

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör