Asker, orgeneral,
devlet adamı, 7. Cumhurbaşkanı (D. 17 Temmuz 1918, Manisa’nın
Alaşehir ilçesi – Ö. 9 Mayıs 2015, Ankara). İlkokulu Alaşehir’de, ortaokulu Manisa’da, liseyi İstanbul
/ Maltepe Askeri Lisesi’nde okudu.
Ardından girdiği Kara Harp Okulu’nu 1938 yılında bitirerek topçu asteğmeni olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nde
göreve başladı. Şubat 1939’da teğmen oldu. 1940 yılında Topçu Sınıf
Okulu’nu bitirerek çeşitli
birliklerde görev aldı. Ağustos
1942’de üsteğmenliğe terfi etti, 1946’da girdiği
Kara Harp Akademisi’ni 30 Ağustos 1949’da kurmay yüzbaşı olarak bitirdi.
Evren, Genelkurmay
Eğitim Şubesi Kısım Amirliği, Birinci Ordu Harekât Başkan Yardımcılığı ve Kara Harp
Akademisi’nde öğretmenlik yaptı. 1958-59 yıllarında Kore’de kalan Dokuzuncu Kore
Türk Tugayı’nda
Harekât ve Eğitim Şube Müdürlüğü ile Kurmay Başkanlığı yaptı. Kore’den
yurda döndükten sonra 1959-61 yıllarında Ordu Donatım Okulu Kurmay Başkanlığı ve İkinci Ordu Harekât Eğitim Başkanlığı görevlerinden sonra 227. Piyade Alay Komutanlığı, Dokuzuncu Kolordu Kurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Okullar Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu.
Kenan Evren 1964’te
tuğgeneralliğe, 1967’de de tümgeneralliğe yükseltilerek 58. Er Eğitim Tümen
Komutanlığı ve İkinci Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevlerine
atandı. 30 Ağustos 1970’te korgeneral oldu ve İkinci Kolordu Komutanlığı,
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme Kurulu Başkanlığı ile Kara Kuvvetleri
Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevlerinde bulundu. 1974’te orgeneral olan
Evren, Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na atandı. 1976-77 yıllarında Ege Ordu
Komutanlığı,
1977-78 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptı ve 6 Mart 1978 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına
getirildi.
Orgeneral Evren, 12 Eylül 1980’de
silahlı
kuvvetlerin emir-komuta zinciri içinde yapılan askeri darbe harekâtının ardından
Genelkurmay Başkanı olarak Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlen Komutanları ile Jandarma
Genel Komutanı’ndan oluşan Milli Güvenlik Konseyi (MGK)’nin yasama ve yürütme
yetkilerini ele aldığını kamuoyuna açıkladı. Bu süreçte siyası partiler
kapatılarak yöneticileri gözetim altına alındı.
Kenan Evren
başkanlığındaki MGK, 20 Eylül 1980’de Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral
Bülent Ulusu’yu hükümeti kurmakla görevlendirdi. Beşi emekli general, diğerleri sivil olan bakanlar kurulu 21
Eylül’de göreve başladı. 12 Eylül öncesi hükümetin Devlet Planlama Teşkilatı
ve Başbakanlık Müsteşarı olarak,
kamuoyunda “24 Ocak Kararları” adıyla bilinen,
“Serbest İktisadi Düzene Geçiş” programının hazırlayıcısı olan Turgut Özal, Ulusu hükümetinde ekonomik işlerden sorumlu devlet bakanlığı
görevine getirildi. Bu dönemde de “24
Ocak Kararları”nın uygulaması sürdürdü.
Dış politikada
ABD ile işbirliği politikası izlenirken, Avrupa Konseyi ve Avrupa Ekonomik
Topluluğu (AET, sonradan Avrupa Birliği adını aldı) ile ilişkiler gerginliğini korudu ve 11
Mayıs 1981’deki Avrupa Konseyi toplantısına Türk parlamenterler otuz yıldan sonra ilk kez katılmadılar. Bu
dönemde Ortadoğu ülkeleriyle ekonomik işbirliği geliştirilmeye çalışıldı.
Ülkenin
yönetimini elinde bulunduran MGK, 29
Haziran 1981’de anayasal düzene geçmek üzere, MGK ve atanacak Danışma
Meclisi üyelerinden oluşacak bir Kurucu Meclis oluşturulmasını karara bağladı. Eski
siyaset adamlarına kapalı olan Danışına Meclisi’nin 160 üyesinin 40’ı doğrudan,
120’si de valilerin önerdiği adaylar arasından MGK tarafından seçildi. 16 Ekim 1981’de tüm
siyasi partiler kapatıldı ve 23 Ekim 1981’de Danışma Meclisi göreve başladı. 24 Kasım
1981’de
Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı’nın başkanlığındaki Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu
çalışmalarına başladı. Hazırlanan ve 7 Kasım 1982’de halkoyuna sunularak büyük bir
çoğunlukla kabul edilen 1982 Anayasası’nın geçici birinci maddesi gereğince
Kenan
Evren, Türkiye Cumhuriyeti’nin yedinci cumhurbaşkanlığına seçilmiş oldu.
Yeni anayasayla Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri eski anayasaya göre bir
hayli genişletildi. Bu yeni anayasaya göre Cumhurbaşkanı; Devlet Denetleme
Kurulu aracılığıyla Silahlı Kuvvetler ve yargı organları dışındaki tüm kamu kurum ve
kuruluşlarını denetleme yetkisine sahip oldu. Ayrıca; Yüksek Öğretim
Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Askeri Yargıtay ve
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini, üniversite
rektörlerini seçebilecekti. Anayasa değişikliğine ilişkin
yasaları isterse halkın onayına sunmak, seçimlerin yenilenmesine karar vermek,
yasa hükmünde kararname çıkarmak,
başkanlık edeceği Bakanlar Kurulu
kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü
durum ilan etmek gibi yetkilerle donatıldı.
Kenan Evren
Cumhurbaşkanı olarak ilk yurtdışı gezisini 22 Aralık 1982’de
Uzakdoğu ülkelerine yaptı. 1 Temmuz 1983’te Genelkurmay Başkanlığı
görevini Kara Kuvvetleri Komutanı Org.
Nurettin Ersin’e devrederek askerlikten emekliye ayrılıp sivil olarak Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdü. Milli Güvenlik Konseyi’nin
varlığı da, 6 Kasım 1983’te yapılan genel seçimlerin ardından, TBMM Başkanlık
Divanı’nın oluşturulmasıyla 7 Aralık’ta sona erdi. 1982 Anayasası’nın geçici 2. Maddesi
gereğince MGK üyeleri altı yıllık bir süre için
Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri olarak
Kenan Evren’e danışmanlık görevini
üstlendiler. 9 Kasım 1982
- 9 Kasım 1989 tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı yapan Evren, bu görevden
ayrıldıktan sonra yerleştiği Muğla / Marmaris’te yaşamını sürdürdü.
Adana
Savcısı Sacit Kayasu, 2000 yılında Kenan Evren hakkında bir iddianame
hazırladı; fakat iddianamesi mahkemece kabul edilmedi. Üstelik savcının bu
girişimi meslekten ihracı sonucunu doğurdu. 13 Eylül 2010 tarihinde Eşitlik ve
Demokrasi Partisi (EDP) İzmir İl Yönetimi Kenan Evren hakkında, “Darbe yapmak,
anayasa değiştirmek, hükümeti yıkmak, sistemli bir şekilde planlayarak ve
tasarlayarak adam öldürmek, kasten yaralamak, işkence yapmak, eziyet etmek,
hürriyetten yoksun bırakmak ve cinsel saldırıda bulunmak” gibi savlarla suç
duyurusunda bulundu. 2010 kısmî Anayasa değişikliği ile de, 1982 Anayasası’nın,
MGK üyelerinin yargılanamayacağını öngören Geçici 15. Madde’sinin yürürlükten
kaldırılması üzerine Ankara, İstanbul ve Bursa gibi Türkiye’nin değişik
illerinde yapılan suç duyurularıyla, 12 Eylül 1980 darbecilerini yargılama yolu
açıldı. Bunun üzerine Ankara Başsavcılığınca hazırlanan iddianame mahkemece
kabul edilerek, 12 Eylül 1980 askeri darbesini yapanlardan sağ olan Kenan Evren
ile Tahsin Şahinkaya hakkında dava açıldı.
12
Eylül yönetimi döneminde, 17 yaşındaki Erdal Eren’in idam edilmesi üzerine
Kenan Evren; “Şimdi ben, bunu yakaladıktan sonra mahkemeye vereceğim ve
ondan sonra da idam etmeyeceğim, ömür boyu ona bakacağım. Bu vatan için kanını
akıtan, bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna
siz razı olur musunuz?” demişti.
Emekliliğinin
ardından Marmaris’e yerleşerek resimle uğraştı. Anıları
ve konuşmaları kitap olarak yayımlanan Kenan Evren’in 1944 yılında Sekine Hanımla yaptığı evlilikten üç
çocuğu vardır.
ESERLERİ:
Kenan Evren’in
Anıları (6 cilt,
1991; genişletilmiş yeni basımı: Zorlu
Yıllarım 1-2 (1994), 12 Eylül’den Önce ve Sonra Ne Demişlerdi? Ne
Dediler? Ne Diyorlar? (1997), Seçme Konuşmalar 12 Eylül 1980 - 6 Kasım
1989 (2000).
HAKKINDA: Yurt
Ansiklopedisi (c. VIII, 1982-1983), Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi (2.
cilt, 1983), Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi (c. 4, 1984), Büyük Larousse (1986), Baskın Oran /
Kenan Evren’in Yazılmamış Anıları (F. Karagöz ile, 1989), Kenan Evren’in
Anıları / Son Defter (1989), İhsan Işık / TEKA (2006).