Erhan Tığlı

Yazar, Şair

Doğum
14 Mart, 1941
Eğitim
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
Burç
Diğer İsimler
Tığlı Erhan, E.T.

Yazar, şair. 14 Mart 1941, Nazilli / Aydın doğumlu. Tığlı Erhan, E.T. imzalarını da kullandı. Atça İlkokulu (1948), Nazilli Lisesi (1954), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1966) mezunu. 1967’den itibaren Nazilli, Eskişehir ve İstanbul liselerinde öğretmenlik yaparak 1993 yılında emekliye ayrıldı. Türkiye Yazarlar Sendikası üyesidir.

“Bekâr Odam” başlıklı ilk şiiri 1957’de Nasrettin Hoca dergisinde yer almıştı. 1960’tan sonra  şiir, hikâye ve mizah yazıları Papağan, Akbaba, Gırgır, Sanat Çevresi, Yaba, Söylem, Beşparmak, Türk Dili, Çağdaş Türk Dili, Yelken, Varlık, Güzel Yazılar gibi dergilerde, Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Yeni Asır, Sabah Postası gibi gazetelerde yayımlandı. 1996’da Damar Dergisi – Çankaya Belediyesi Çocuk Öyküsü ödülünü, Türk Hava Kurumu Hikâye Yarışmasında ikincilik, Etos Sanatevi Şiir Yarışmasında birincilik, 2000’de Mevlüt Kaplan Edebiyat Ödülü, çeşitli yarışmalarda mansiyonlar aldı.

“Erhan Tığlı’yı şahsen tanıdıktan sonra yazdıklarının da kendisi gibi, içten ve samimi olduğunu daha iyi anladım. Bir yazıneri olarak İstanbul’u seçmiş olmasına karşın körle yatıp şaşı kalkmış. Bildiği yolda tek başına yürümeyi ve kendi olmayı sürdürüyor. Bu yüzden de çok önemsenmesi gerekir diye düşünüyorum.” (Tacim Çiçek)

ESERLERİ:

ŞİİR: 

Varım (1962), Sessizliğin Sağanağı (1984).

HİKÂYE:

Sonsuz Olmaktır Sevmek (1975), Şeytan Rivayetleri-Gizemli Öyküler (1997).

DENEME: 

Türküleşsin Dünya (1985).

OYUN: 

Bir Numaralı Adam (kısa öykü ve oyunlar, 1980).

MİZAH: 

Halkımız “Gülen Ayvamız, Ağlayan Narımız” (1980)

İkramiyeli Dünya (1983).

ÇOCUK ÖYKÜSÜ: 

Öküzü Bayram Yerinde (1997), Dilek (2002)

Çilli Horoz, Palyaço, Annem Dedi ki, Çalış Kızım, Çalış Oğlum, Konuşan Ayna, Elma Dersem Çık, Arkadaşım Eşek, karıncanın Dersi.

DERLEME: 

Açıklamalı Atasözleri (1985), Açıklamalı Deyimler (1985).

KAYNAKÇA: İsa Kayacan / Ece dergisi (1975), TDE Ansiklopedisi (c. 8, 1976-98), Seyit Kemal Karaalioğlu / Resimli Türk Edebiyatçılar Sözlüğü (1982), Tacim Çiçek / Damar dergisi (Ocak 1998), Tacim Çiçek / Damar dergisi (sayı: 76), Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999), Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999), TBE Ansiklopedisi (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2. bas., 2009).

TÜRKÜLEŞSİN DÜNYA

Atın sigarayı ağzınızdan,    çıkarın derdi, tasayı kafanızdan. Dudağınızda sigara yerine türkü ta­şıyın. Her gün bir türkü tutturun, alışın tür­kü söylemeye. Bir türkünüz olsun söylenecek. Kız­dırınız olaylardan türkü söyleyerek alın hıncınızı. Bir türkü tutturun, bir türkü tüttürün doğan güne karşı. Türküler silsin içinizdeki isi, dumanı. Deyin ki: “Sigaramın dumanı / Yoktur   IMF'nin imanı Daha gelmedi mi bize / Kredi verecek zamanı?”

Hep paramız dalgalanacak değil ya, deniz örne­ği. Biz de dalgalanacağız elbet arada sırada. Hemen başlayın o zaman türküye: “Coştum yine dalgalanı-yorum ben / Üç kadeh içtim sevdalanıyorum ben.”

Kendinizi pek yalnız, dostsuz, erkadaşsız mı hissediyorsunuz? Unutun bir an için konan ambar­goyu, vizeyi, tutturun türkünüzü: -Hey dingala dingala / Kömür koydum mangala / Amerika, Avrupa dostum çok? / Çalkala yavrum çalkala!”

Bakkala gidip bir şeyler almak istediniz ama cebinizde para yok. “Yaz tahtaya bir daha / Tut defteri, kitabı / Sarı ÇizmeÜ Memetağa / Bir gün Öder hesabı…” deyiverdiniz mi tamam. Ama dikkat edin ha, bakkal da. size: “Veresiye vere vere kalma­dı / Allah canımı almadı” türküsünü söylemesin...

Sabahleyin kalktınız. Terslikler üst üste geldi. Elektrik yanmadı, su akmadı. Kahvaltı yapamadı­nız. Beklediğiniz otobüs bir türlü gelmek bilmedi. Geldi de sizi almadan gitti. Daha doğrusu saygısız bir kalabalık içeriye girmenizi engelledi. İşinize geç kalmadan gitmek için yayan yapıldak yollara düş­tünüz, Yoo... Kızıp köpürerek masmavi gününüzü karartmaya ne hakkınız var canım! Olur böyle vaka­lar. .. Her vatandaşın başına gelebilir. Çatlasanız da patlasanız da neyi değiştireceksiniz! ki tek başınıza? Öfkeyle kalkanın ziyanla oturacağını da unutmayın ve uslu uslu türkünüzü okuyun bakayım: “Tek tek basaraktan / Bade süzerekten / İnci dizerekten / Cel canım gel aman!”

Kim mi gelecek? Güzel günler gelecek. Gelecek güzel günler değil mi zaten bizleri yaşama bağlayan. Umut eski 'bir türküdür, hiç bıkmadan söyle­nen gündüz, gece, tümce tümec, hece hece. Eskidir ama yeniye açıktır kapısı. Umut türküsüdür yeşer­ten mutluluğumuzu. Öyle bir türküdür ki o, dalla­nıp budaklanırız onunla. Çiçek açarız, meyvaya du­ruruz, karamsarlığa, kötümserliğe engel olunuz.

Sımsıcak bir sevda soluguyla türküleşti mi dün­ya, gel de türkü söyleme, doğayla birlikte. Gel de doğmasın içine burcu burcu bir tutku, bir yaşama sevinci. Öyle bir türküdür İki Anadolu, alev alev sevda kokar her soluğu. Gelin soldurmayalım onu, sallayalım öz suyumuzla, canlandıralım emeğimizle, çabamızla. Başarılarımız kılıç olsun keskin, geriliği, karanlığı yensin, kalksın ortadan kin, yeşersin sev­gi ekin, sıcacık ekmek olsun yaşamak, yiyelim kar­deşçe paylaşarak dilim dilim.

 

“Cörecek günler var daha

Aldırma gönül aldırma!”

 

(Türküleşsin Dünya, 1985)

U Y A R I M I Z D I R . . . ! ! ! . . .

U Y A R I M I Z D I R . . . ! ! ! . . .

 

ERHAN TIĞLI

 

Ahmet Bey, sabah saat 7.00'de*CASİO** masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. *PUFFY** yorganını kaldırdı. *HUGO BOSS** pijamalarını çıkarıp *ADİDAS** terliklerini giydi.

*WC** 'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. *CLEAR** şampuan ve *PROTEX** sabunuyla duşunu aldı. *COLGATE** ile dişlerini fırçaladı.

 *BRAUN** ile saçlarını kuruttu.Daha sonra lavobada GİLLETTE traş bıçağıyla sakal traşını oldu

 *BİLL’S** gömleğini ve *PİERRE CARDİN** takımını giydi. YVES SAİNT LAURENT parfümünü sıktı.

 *LİPTON** çayını içti.

 *SONY** televizyonda medya özetlerini ve *FLASH** haberleri izledi. *

 *CİTİZEN** kol saatine baktı. Aile fertlerine RAY BAN gözlüğünü takarak

 *'BYE'** deyip *PEUGEOT** otomobiline bindi . SHELL den benzinini doldurdu

 *BLAUPUNKT** radyosunu açarak, *ROCK** müziği buldu. Ağzına bir

 *POLO** şeker attı. Şehrin göbeğindeki

 *MEGA CENTER** 'daki ofisine varınca *TOSHİBA** bilgisayarını çalıştırdı.*MİKROSOFT EXCEL'e** girdi.

 *OFİSBOY** 'dan *NESCAFE** 'sini istedi. Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için

 *GRİSSİNİ**yedi. Öğlen

 *WİMPY'S FAST FOOD* CAFETERIA ‘ya gitti. Ayaküstü, *COCA COLA ** ve **HAMBURGERİ **mideye indirdi. *CAMEL** sigarasını yakıp *STAR** gazetesini karıştırdı. Akşam üzeri iş çıkışı

 *IMAGE BAR'** a uğrayıp *JB'** sini yudumladı, sonra köşedeki

 *SHOOPİNG CENTER ** 'a uğradı. Eşinin sipariş ettiği

 *ARİEL** deterjan, *ACE** çamaşır suyu, *PALMOLİVE** şampuan, *GALA** tuvalet kağıdı,

 *SPRİTE**gazoz ve *JOHNSON** kolonyayı alarak kasaya yanaştı.

 *BONUS** kartıyla ödemeyi yaptı. BLACKBERRY telefonuyla VODAFON hattından eşine başka bir isteği olup olmadığını sordu

 Hafta sonu eşi Münevver'le *GALLERİA** 'ya giden Ahmet Bey *SHOWROOM** 'ları dolaşıp *CONVERSE** ayakkabı * *LEE COOPER VE LEVİ’S BLUE JEAN** satın aldı.

 Akşam evde bir gazetenin verdiği *TVGUIDE** 'a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasında

 *ZAPPİNG** yaparak, *FİRST CLASS** , *TOP SECRET** , *PAPARAZZİ** gibi programlar izledi. Aynı anda *OUTDOOR** dergisini karıştırdı.

 Uykusu gelen Ahmet Bey,SONY televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.Kimsecikler duymadan:

** 'Ne mutlu Türk'üm diyene!'** diye gerindi ve uyudu.

 *Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil...

kaynak: Erhan Tığlı - Uyarımızdır (facebook paylaşımı, 02.02.2017).

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör