Ali Yüce

Yazar, Şair

Doğum
Ölüm
30 Nisan, 2015
Eğitim
Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümü (Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümü)

Şair ve yazar (D. 1928, Hisarcık köyü / Yayladağ / Hatay – Ö. 30 Nisan 2015, Ankara). On sekiz yaşına kadar çiftçilik yaptı. Kışlak İlkokulunu bitirdikten sonra, Düziçi Köy Enstitüsünü (1951) bitirdi bir süre ilkokul öğretmenliği yaptı. Daha sonra dışarıdan sınavlara girerek Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce Bölümünü bitirdi. Mersin Ticaret Lisesinde, Antakya Ticaret Lisesinde, Antak­ya Lisesinde İngilizce öğretmenliği yaptı. Çalışmalarını, 1977’de emekliye ayrıldıktan sonra yerleştiği Ankara’da sürdürdü. Ali Yüce 30 Nisan 2015 günü Ankara’da vefat etti.Cenazesi Ankara Karşıyaka Mezarlığı Büyük Camii’nde kılınan ikindi namazından sonra aynı mezarlıkta toprağa verildi.

İlk şiirleri, 1955’te Salkım dergisinde çıktı. Daha sonra şiirleri Yücel, Yeditepe, Pazar Postası, Demet, İmece, Şölen, Türk Dili, Damar, Çağdaş Türk Dili gibi dergilerde yayımlandı. Şiirlerinde toplumsal gerçekti bir anlayışı yansıttı. İronik bir dille ve sözcüklerarası çağrışımla zengin anlam katmanları sağlayan ve “boncuk şiir” denilen çalışmalarıyla dikkat çekti ve sevildi. Şeytanistan adlı romanıyla 1975 Milliyet Gazetesi Roman Yarışmasında Birincilik Ödülü, Halk Çağı kitabıyla 1980 Nevzat Üstün, 1982 Yeditepe, 1982 Türk Dil Kurumu şiir ödüllerini; Şiir Sıcağı’yla da 1985 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülünü kazandı. 1994 yılında da Akdeniz Şiir Ödülünü (İtalya) aldı. Bu ödülleri Damar dergisi 1997 Emeğe Saygı Ödülü, 1998 Edebiyatçılar Derneği  Onur Ödülü Altın Madalya izledi.

“Ali Yüce’nin şiirinin hamurunda disiplinli bir bilgi birikimi vardır. O katkıdandır ki, şiirin özü, biçimi ve işlevliği matematik hesaplamalarla şiirine yansır. Kapalı değil, açık da değil; kendinden yararlandıran bir şiirdir onunkisi; işlevselliği, yararı dozunu ayarlayarak akıtır şiirine. (…) Sanatta toplumsallığın yerini belirlerken, yarar gücünü kullanmada şiirin önemini daha bir ön plana çıkarıyor. ‘Toplumcu gerçekçi. Şiirin en belirgin özelliği toplumu değiştirmeyi, dünyayı güzelleştirmeyi amaçlamasıdır.’ diyerek anarşist, nihilist, bedbin, hastalıklı şiirin bu görevi yapamayacağını, hatta o akımlarla beslenen şiirlerin insanın mutluluğuna engel olabileceğini vurgulamaya çalışır.” (Özgen Seçkin)

“Gerek söyleyiş, gerekse toplumu algılayış yönünden Ali Yüce, ta Asurlar’dan başlayıp günümüze uzanan bir ‘insan manzarası’ çizer. Onun şiirlerinde, Anadolu’nun geçirdiği dönemlerin bütün insanlarına, çağdaş bir boyut kazanmış olarak rastlayabilirsiniz. Öylesine yoğun bir algılayıştır ki bu, yurtdışında yeni durumlarla, değişik olaylarla yüz yüze gelen insanımızın gerçeğini bile, en etkili biçimde çizme başarısını Ali Yüce göstermiştir.” (Adnan Binyazar)

“Ali Yüce çocukları iyi anladığını onlara duyumsatıyor. ‘Sen masal söylerken anne/ Mor menekşeler açıyor sesinde/ Yüzünden kalkan kelebekler/ Yavaşça konuyor kirpiklerime.’” (Mavisel Yener)

ESERLERİ:

ŞİİR: Boyundan Utan Darağacı (1976), Halk Çağı (1981), Ortadoğu Şiirleri (1983), Şiir Sıcağı (1984), Antakya Çarşıları (1986), Şiir Tufanı (1989), Taş Tanrılar (1990), Asılacak Kitap (1991), Yunuslama (1991), Havalı Meryem (1994), Sevgim Servetimdir (1997), Aşktır En Yüce Makam (2000), Voice Lock Puppet (2002), Atatürk Aydınlığını Karanlıkçı Dişler Kesmez (2004).

ROMAN: Şeytanistan (1976), Siskent (1997).

DENEME-İNCELEME: Şiirin Dili Yapısı İşlevi (1975).

ÇOCUK KİTABI: Anamı Arıyorum (1983), Çocuklar İnsan Tomurcukları (1991), Uzaya Giden Uçurtma (1994), Topun İçindeki Dev (şiir, 2000).

KAYNAK: Tuncer Uçarol / Ali Yüce’nin İlk Kitabı (Türk Dili Dergisi, Ocak 1976), Yurt Ansiklopedisi (c. V, 1982), Burhan Günel / Ali Yüce’de Şiir (Sanat Olayı, Ağustos 1984), Necati Güngör / Taş Tanrılar (Biçem, Mayıs – Haziran 1990), Adnan Binyazar / Ali Yüce’nin Şiiri Üstüne Kısa Notlar (Damar, sayı: 13, Nisan 1997), Özgen Seçkin / Ali Yüce’nin Şiir Bilgisi / Remzi İnanç / Ali Yüce Deyince (Virgül, sayı: 64, Temmuz-Ağustos 2003), Gül İlbay / Ali Yüce (Oluşum/Genese N, 2004).

 

AK BATI KARA BATI

Ben Batıyım

Bir yüzüm ak bir yüzüm kara

Hem uygar hem barbarım

Topum var tüfeğim var

Altın dişli köpeğim var

 

Ben Batıyım

Ayak bastığım her yere

Savaş tohumları ekerim

Gözyaşıyla çiçek sular

Kanla kafa çekerim

 

Bu ısırgan uygarlığı

Ben yarattım işte

Bu buluşları ben buldum ben

Küçük bir düğmeye basarak

Milyonlarca güzel insanı

Benim uygarca öldüren

Benden çok kan döken var mı

Var mı benden çok ocak söndüren

 

Ben Batıyım

Ejderha sürüleri gibi

Savaş uçaklarım var

Ama binmem hiçbirine

Barışı çok severim

Bir gezegenden bir gezegene

Köle sırtında giderim

 

Dünya benim çiftliğimdir

Uluslar süt ineklerim

Yalnız benim param öter burada

Ağırlıkları "benim kantarım tartar

Benim metrem ölçer uzunlukları

Çünkü ben en büyük

En küresel babayım

 

Ben Batıyım

Dünya benim çiftliğimdir

Uluslar süt ineklerim

Köpeklerim savaş havlar

Barış miyavlar kedilerim

Ben onları kuşsütüyle

Köle etiyle beslerim.

EZBERİMDESİN

Şiirsin sen.

lirik şiirsin

Her yerin ezberimde

Aşk şiirisin benim

Hazinemsin gönlümde

 

Ellerin ellerimin ezberinde

Gözlerimin ezberinde gözlerin

İnce belin kollarımın ezberinde

Her yerin her yerimin

Ezberinde

 

Hadi  gel bana

Sevdalı kanatlarında

Uça uça gel bana

Kimseye görünmeden

Dağları obaları denizleri

Aşa aşa gel

 

Hadi gel bana

Ağır ağır yavaş yavaş

Soyuna soyuna gel

Güneş gibi doğsun dişi bedenin

En sıcak en tatlı

Armağan olsun kollarıma

 

Şiirsin sen.

Lirik şiirsin

Her yerin ezberimde

Aşk şiirimsim benim

Hazinemsin gönlümde

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör