Erdal Sarıçam

Aile ve Evlilik Danışmanı, Şair ve Yazar, Sosyolog, Siyaset Bilimci

Doğum
09 Eylül, 1977
Eğitim
Yüksek Lisans
Burç

Sosyolog, Yazar, Siyaset Bilimcisi ve Aile Danışmanı… 1977’de Gebze’de doğdu. Aslen Ardahanlıdır. Lisans eğitimini Sosyoloji; Yüksek Lisans eğitimini Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yaptı. Lise yıllarında şiirle başlayan kültür yolculuğu, uzun yıllardır sosyolojik biyografik araştırmalarla sürüyor. Özellikle kadına yönelik şiddetle mücadele ve kız çocuklarının eğitimi konularında çalışan ve bu alanda Türkiye çapında birçok projeye imza atan yazar, hem bu konularda hem de profesyonel mesleki konularda konferanslar ve eğitim seminerleri veriyor. Çeşitli Milletvekillerine danışmanlık da yapan Erdal Sarıçam, bu vesileyle, kadına yönelik şiddet ve kız çocuklarının eğitimi konusunda yaptığı çalışmaları TBMM’ye de taşımıştır. 2012’den beri İstanbul Tuzla Belediyesi’nde Başkanlık Özel Kalem Müdürlüğü bünyesinde Sosyolog ve Başkan Danışmanlığı görevlerini icra eden Erdal Sarıçam, kendi açtığı Tuzla Belediyesi Yazarlık Atölyesi’nde genç yazarların yetişmesine öncülük ediyor. Eserleri; Düş Çınarı, Gezgin, Hazan, ve Akra gibi dergilerde yayınlanmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Kitaplarının birçoğu Tuzla Belediyesi Kültür Yayınları kapsamında yayınlanan Erdal Sarıçam’ın yayınlanmış kitapları şunlardır: Yakın Dönem Şiirimizde Aşk, Şairin Kırılan Kalbi, En Güzel Aşk Şiirleri, Hologram, Sultanların Gönül Sultanları, Sürgünler, İdamlar, İntiharlar, Akıldan Yansımalar, Kadın Kimliğini Ayağa Kaldıranlar-1, Kadın Kimliğini Ayağa Kaldıranlar-2, Lider Yönetici, Gönül Elleri Öyküleri, Aynı Göğün Yıldızları, Kadına Yönelik Şiddet-Kadın ve Kariyer.

KAYNAK: Bilgi Teyidi (04.02.2024).

O'NA...

(Var oluşumuzun 40. günü için.)

 

Camların arkasından bakıyordum sen geldin

Saçlarına garip bir heyecan asılıydı

Belki bir intihardı, alın yazısı belki

Belki de reddedilmiş bir duaydı kim bilir

Sen geldin ellerimiz toza bulandı tekrar

Sen geldin tüm günahlar affa uğradı bir bir

 

Geldin ve bir hayale çevirdin her tarafı

Önce açtı çiçekler sonra soldu ne yazık

Bir şeyler vardı sanki gözden kaçan bir şeyler

Oysa ilk geldiğinde bakıp anlamalıydık

Önce beyaz ve gri sonra pembe ve yeşil

Bir tutkuya kaptırdık kılcal yanlarımızı

Önce beyaz ve gri sonra pembe ve yeşil

Kılcal yanlarımızı bir tutkuya kaptırdık

 

Evet, anlamalıydık her gelişin bir sırrı

Her gidişin sonsuza kirli bir âhı vardı

Kiminin yüreğinde ölüm gibi sevabı

Kiminin dünyalara bedel günâhı vardı

 

Sen gelmiştin ve bizler çığlıkları kuşanıp

Düşüyorduk dağ gibi heveslerin peşine

Şarkılar karanlığın rengini alıyordu

Önümüzde nehirler akıyordu upuzun

Bizler bir yumruk gibi savrulup gökyüzüne

Göğsüne değiyorduk kurşun gibi sonsuzun

 

Camların arkasından bakıyordum sen geldin

Yüreğin terlemenin ritmini sayıyordu

Her çocuğun elinde kana değmiş bir bıçak

Her imgenin sonunda gizli bir ölüm vardı

Sen geldin tüm öfkeler hazza döndü yeniden

Sen geldin dört bir yanı ince bir hüzün sardı

 

Geldin ve bir seraba çevirdin her tarafı

Bakmadan azalmanın elem veren tadına

Bizlerse karanlığa bir dost diye sarılmış

Bir takvim yaprağının içine atılmıştık

Ellerimiz dupduru ellerimiz ıpıslak

Ellerimiz varlığın duasıyla bezeli

Gözlerimiz hep aynı gözlerimiz özde bir

Gözlerimiz özlemdi sura anlatılmıştık

 

Evet, anlamalıydık her gelişin bir sırrı

Her gidişin sonsuza kirli bir âhı vardı

Kiminin yüreğinde ölüm gibi sevabı

Kiminin dünyalara bedel günahı vardı

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör