Yazar, şair, politikacı.
(D. Bulgaristan / Paşmaklı (Srnolan) / Burevo köyü, 13 Ağustos 1941 – Ö. 15
Eylül 1992). İlk ve ortaokulu köyünde okuduktan sonra Hasköy (Haskovo)’de
Pedagoji Okulu’nu ve Sofya Üniversitesi Bulgar Filolojisi Bölümü’nü bitirdi.
Edebiyat tutkusu olan Kâşif, 1968-71 yılları arasında
Moskova’da Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’nde edebiyat alanında uzmanlık
kazandı. “Rodoplar” (Rodopi)
dergisinde bir süre çalıştı ise de görüşleri totalitarizme ters düştüğü için,
“Burası için elverişli değil” denilerek işinden uzaklaştırıldı. Bunu üzerine, İskır
garında gitti ve orada bir kombinede dört yıl vasıfsız işçi olarak çalıştı.
Bütün bu olup bitenleri kaleme alarak bir roman yazmak düşüncesi doğdu
kafasında. Daha sonra “Halk Kültürü”
(Narodna Kultura) ve “Demokrasi”
(Demokratsiya) gazetelerinde görev aldı.
Kâşif Ahmet Kapısızoğlu, 13 Ekim 1991’de Birinci Blagoevgrat
seçim bölgesinden Hak ve Özgürlükler Hareketi’nden milletvekili ve Meclise
girdi. Aynı zamanda onu “Hak ve Özgürlükler”
gazetesinin başyazarlığını yaptı. Zamanın nabzını yakalayarak, baskı yıllarında
Pomak Türklerinin haklarını savundu.
Böylece amaçları
gerçekleşmiş oldu ve gençlik azmi ile geceli gündüzlü halka hizmet etme yolunda
yürüdü. Pomak Türklerinin gözlerini açmak uğrunda her şeyini karşılıksız olarak
veriyordu. Fakat şovenist ve tutucular onu çekemediler ve peşine düştüler.
Amaçları, onun da dahil olduğu genç kadroyu ortadan kaldırmak ve onun kutsal
davasını yok etmekti; nitekim de amaçlarına ulaştılar. Kapsızoğlu, 15 Eylül
1992 tarihinde bir trafik kazası sonucu ansızın hayata gözlerini yumdu. Trafik
uzmanları, onun bu acıklı ölümünü, ona karşı hazırlanmış bir komplo olarak
değerlendirdiler.
Edebiyat
uzmanı Kâşif, düşündüğü romanı yazmış, fakat yayımlayamadı. “Krayat
na Oototsite“
(Küçük Çayların Fısıltısı) adını taşıyan
romanı, ölümden sonra Dar
Kütüphanesi tarafından basıldı. Bu yapıtında Kâşif, Ofrey’den sonra Rodoplar’da
çınlayan şarkıların susturulmasını türlü imalarla simgeler. Bu şarkıları o, yer
altında akan küçük çaylarla mukayese eder. Ona göre Rodopların güzelliği, Rodop
şarkılarından, ulu dağların senfonisinden bir kıtacıktır. Hayatı çilelerle dolu
olsa da, şarkılar, özgür iradesinin bir ışığıdır, güzelliğe olan susuzluğunu
giderir. İnsanlık, romanda sözü geçen olumlu kahramanın ortak çizgisidir. Romanda
adı geçen İsmail Dede’nin, canileri görünce şarkıyı yarıda kesip susması çok
doğaldır. Çünkü yönetim bu konuda son sözünü söylemiştir: Pomak Türklerinin
şarkılarını okumak yasaktır.
“Yeniden doğuş” sürecine karşı
çıkan Kâşif Bey, sanatı dikkat çekici kılıklara bürünmüş yüksek bir ahlaklılık
olarak değerlendirirdi. O, karakterlerin tipikleştirilmesinin büyük
ustasıydı… Üç şiir kitabı ile bir roman kaleme almıştı.
KAYNAK: Niyazi
Hüseyin Bahtiyar / Balkanlar’da Türk Ünlüleri (2. Kitap, 2002), İhsan Işık /
Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi
(C. 12, 2015).