Şair, besteci, Türk halk müziği sanatçısı. 10 Mayıs
1964, Sinci / Karaman doğumlu. Ozan Gülenay mahlasını da kullandı.Gazi
İlkokulu, Anafartalar Ortaokulu, Karaman Lisesi mezunu. Yüksek öğrenimini
Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı
(2004). Halk Eğitim Merkezi ve Kültür Müdürlüğünde bağlama kursu, kendi kurs
yerinde eğitimci olarak çalıştı. Ahmet Tekin’le evli; Ezgi ve Özlem adlarında
iki çocuk annesidir.
Karaman Halk Eğitim Merkezi, İl Kültür Müdürlüğü,
Karaman Belediyesi ve değişik dernek ve kuruluşların düzenlediği konser ve
etkinliklere katıldı. Şiirleri, Karaman’ın
Sesi gazetesi (1987) ile Halk Ozanlarının
Sesi dergisinde yayımlandı (1993). Karaman’ın Sesi Televizyonunda 1994
yılından beri belirli aralıklarla programlara katıldı. Derleme ve bestelerinin bazılarını Ahmet Tekin’le ortak kitabı Notalarıyla Karaman Türkü ve Deyişleri’nde
yayımladı (2008).
Saçı uzun aklı kısa denerek
Değersiz bir pula dönmem hak mıdır?
Vurduk sıra güzelleşir denerek
Rengi solmuş çula dönmem hak mıdır?
Ana avrat küfür bana gelecek
Ele kızıp hıncın benden alacak
Yedi sekiz tane oğlan olacak
Böyle garip kula dönmem hak mıdır?
Evleneyim diye göre gelirler
Üzerine üç beş kuma bulurlar
Bedenimi satar para alırlar
Piyasada mala dönmem hak mıdır?
Aylak yaşar derler bana sorum var
Fabrikada tarlalarda terim var
Mutfaklarda bürolarda yerim var
Erkeklere köle olmam hak mıdır?
Kadın erkek bir elmanın yarısı
Yoldaş olur kocasına karısı
Kimileri erkekliğin karası
Bu ellerde küle dönmem hak mıdır?
Uyuttular yüzyıllarca uyudum
Ayıplarla günahlarla büyüdüm.
Mal mı idim yoksa bilmem ne idim
Kurumuş bir dala dönmem hak mıdır?
GÜLENAY’ım bitsin artık bu zulüm
Anayım avradım nedir bu halim
İnsan olmak gayrı benim emelim
Susuz kalmış çöle dönmem hak mıdır?
Dağ , taş bayır kırsallarda
Mehmetçiğim yorulmaz mı?
Nice hain pusularda
Ölen canlar dirilmez mi?
Yangın yeri yürekleri
Talan olmuş emekleri
Bunca körpe çiçekleri
Yolan eller kırılmaz mı?
Kucaklarsın toprak ana
Yiğitlerim batmış kana
Ağlaşıyor bacı ana
Yaraları sarılmaz mı?
Yüreklerde düş oldunuz
Meleklere eş oldunuz
Eğilmeyen baş oldunuz
Size selam durulmaz mı?
GÜLENAY’ın dinmez yaşı
Kahrolsun zalimin başı
Memleketin dağı taşı
Karşınıza gerilmez mi?
Hasret yüklü kollarınla
Sardın beni zalim gurbet.
Diken dolu yollarınla
Yordun beni zalim gurbet.
Hendek açıp dört yanımdan
Usandırdın bu canımdan
Hedef alıp tam sinemden
Vurdun beni zalim gurbet.
Muhtaç ettin yari ele
Yana yana döndüm küle
Saman gibi tozlu yola
Serdin beni zalim gurbet.
Gamla yüklü gençlik çağım
Gülsüz kaldı gönül bağım
Tezgahında düğüm düğüm
Ördün beni zalim gurbet.
GÜLENAY’ım hasta gibi
Yolum uzar posta gibi
Kara giymiş yasta gibi
Gördün beni zalim gurbet.