Diyarbakırlı Said Paşa

Osmanlı Bürokratı, Osmanlı Valisi, Tarihçi, Şair

Doğum
Ölüm
Eğitim
Medrese
Diğer İsimler
Diyarbekirli Mehmed Said Paşa, Mehmed Said Paşa (Diyarbekirli), Muhammed Said Paşa. Süleyman Nazif'in Babası

Şair ve tarihçi, Osmanlı bürokratı, Osmanlı dönemi Elazığ, Maraş, Muş ve Mardin valilerinden (D. 1832, Diyarbakır - Ö. 1890, Mardin). Asıl Mehmed Said Paşa’dır. Osmanlı döneminde Diyarbekirli Mehmed Said Paşa, Mehmed Said Paşa (Diyarbekirli), Cumhuriyet döneminde Diyarbakırlı Mehmed Said Paşa olarak tanınmıştır. 

Yine Osmanlı döneminde Mısır Valiliği yapmış Erzurumlu Mehmed Said Paşa (1838-1914) ile karıştırılmamalıdır.

Diyarbakırlı Mehmed Said Paşa, Diyarbakır’ın birçok fikir ve kalem adamı yetiştiren eski bir ailesindendir. Dedesi İbrahim Cehdi, Oğulları Süleyman Nazif ve Faik Ali Ozansoy da ünlü edebiyatçı ve şairlerdendir. 

Mehmed Said, doğduğu yıl içinde babası vefat ettiğinden yetim olarak büyüdü. Öğrenimini Diyarbakır’da yaptı. Arapça ve Farsçadan sonra Fransızca öğrendi. Tahsilini tamamladıktan sonra 1849'da Diyarbakır tahrirat kaleminde memurluğa başladı. 1857 de Hacegânlık rütbesi verildi ve dört yıl sonra da vilâyet tahrirat baş kitabetine getirildi. 1868 de mektupçuluğa yükseldi. 

Onun dürüst ve temiz karakterini ve idarecilikteki üstün kudretini anlayan hükümet, 1872 tarihinde kendisini Mülkiye Paşalığı rütbesi olan Mîrmiranlık payesiyle Mamuretülaziz (Elâzığ) Mutasarrıflığına tayin etti.

Diyarbakırlı Mehmed Said Paşa, 1874 de Maraş Mutasarrıflığına, üç ay sonra Mardin mutasarrıflığına tayin edildi. Oradan Muş mutasarrıflığına nakledildi. 1878 de istifa ederek memleketine döndü. Ardından Dersim (Tunceli) ıslahatına memur edilen Ali Şefik Bey'in ve bir ay sonra da Cizre ıslahına görevlendirilen Müşir İzzet Paşa'nm yardımcılığına getirildi. Bu görevleri dört ay sürüp sona erdiğinde ilkin Siirt, sonra 1879 da ikinci defa Mardin mutasarrıflığına tayini çıktı.

Diyarbakırlı Mehmed Said Paşa1881’de emekliye ayrılarak sadece okuyup yazmakla ve bilhassa tarihini yazmakla meşgul oldu. Fakat 1888 yılında İkinci Abdülhamid’in kendisine Rumeli Beylerbeyi rütbesi vermesinin ardından tekrar Muş Mutasarrıflığına atandı. Buradan Mardin mutasarrıflığına getirildi ve bu görevdeyken 1890 yılında Mardin’de vefat etti.

Said Paşa, şairliğinin yanı sıra zengin bir İslam tarihi ve edebiyatı kültürüne sahipti. Arapça ve Farsçayı iyi biliyordu. Oldukça dürüst, mütevazi ve merhametli, yöneticiliğinde güçlü bir irade sahibi idi.

İbnülemin Mahmut Kemal İnal’ın özellikle dikkat çektiği gibi "Müstakim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni" nakaratlı şiiri, İslam inancı ve ahlakında ne kadar bağlı olduğunu gösterir. Bu şiirini, Ziya Paşa’ın kızgın bir zamanında söylediği "İstikamet mahz-ı cinnettir bu mülkü millete" dizesi bulunan manzumesine reddiye olarak da yorumlanmıştır.

 

Said Paşa Konağı - Süleyman Nazif Evi

 

Diyarbakırlı Mehmed Said Paşa'nın adını taşıyan konak (Sait Paşa Konağı - Süleyman Nazif Evi), Diyarbakır Merkez, Sait Paşa Mahallesinin kuzey yakasında yer almaktadır. Said Paşa tarafından yaptırıldığı bilinen konak, iki bölümden oluşmuştur. İki katlı ve iki bölümlü olarak tasarlanan konak; temel yapı malzemesi olarak bazalt taşının kullanıldığı, çeşitli motiflerle bezenmiş, mimari bakımdan değerlendirdiğimizde harem bölümünde ortada kareye yakın bir avlu ve bu avlunun etrafını saran eyvan ve oda dizilerinden oluşmaktadır.

 

ESERLERİ:

 

Tarih:

 

Mir’at-ül İber (genel tarih, 10 cilt, 9 cildi basıldı, el yazması olan son cildi de Müze Kütüphanesine oğulları tarafından hediye edilmiştir), Diyarbekir Tarihi (1302 tarihli Diyarbekir Sâlnâmesi'nin ikinci kısmını teşkil eden 144 sayfalık bir ilâvedir. Said Paşa bu eserinde başlangıçtan Osmanlı fethine kadar olan Diyarbekir tarihçesini özet olarak yazmıştır).

 

Edebî Araştirma-İnceleme:

 

Nizamü’l Edeb, Türkçe Hülasâ-i Mantık, Mir’at-ı Sıhhat, Nuhbetü’l Emsal, Tabsıratü’l İnsan, İlm-i Hesab, Encümen-i Şuara (17. asır şairlerinden Âli ile başlayıp Şeyhülislâm Yahya Efendi'de sona ermektedir. Bu eseri de Müze Kütüphanesi'ne ailesi tarafından hediye edilen kitaplar arasındadır).

 

Şiir:

 

Divançe-i Eş’ar.

 

HAKKINDA: Mehmed Süreyya / Sicill-i Osmanî (c. 3, s. 49, 1996), İbrahim Alaeddin Gövsa /  Türk Meşhurları Ansiklopedisi (1945, s. 105; Eşa., Stş., Dbo.t Meşhur Adamlar Ansiklopedisi, Faik Reşat, Eslâf, c. 2, s 19 vd. Esmâ'ül - Müellifin, c 1 s.39), Şevket Beysanoğlu / “Said Paşa” (Diyarbakırlı Fikir ve Sanat Adamları (c. 2, 2. bas. 1997, s. 6), İhsan Işık / Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004)  - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) -   Diyarbakır Ansiklopedisi (2013) - Geçmişten Günümüze Diyarbakırlı İlim Adamları Yazarlar ve Sanatçılar (2014) İdris Kadıoğlu / Diyarbakırlı Said Paşa Divanı Divandaki Sade Türkçe Şiirler ve Şairin Hikmetli Beyitlerine Ali Emiri Efendi’nin Yazdığı Nazireler (Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, Yıl: 1, Sayı: 1, Nisan 2009).

 

Gazel

 Lebin derdiyle cân vermekteyim dem-bestedir gönlüm

Gel ey rûh-i revanim gel yetiş, pek hastedir gönlüm

 

Kabûl-i iltyâm etmez tabîbâ mûmiyâ urma

Beni gözden düşürmüş öl peri şikestedir gönlüm

 

Nasihat dinlemez uslanmaz âh ü zârdan kalmaz

Niçe yıldır ki bir zincîr-i zülfe bestedir gönlüm


 Fakirindir, kulundur, derdmenindir, esirindir

Kusuru olsa da ihsanına şâyestedir gönlüm

 

Tecâhül gösteriip kaçma SA'ÎD-i zârdan zâlim

Senin ta'nettiğin efkârdan vârestedir gönlüm

 

KAYNAKÇA: Şevket Beysanoğlu / “Said Paşa” (DFSA (c. 2, 2. bas. 1997, s.6).

Muhammes

Sen usandırma eli el de usandırmaz seni
Hilekârlık eyleme kimse dolandırmaz seni
Dest-i âdâdan soğuk su içme kandırmaz seni
Korkma düşmandan ki âteş olsa yandırmaz seni
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni


Hep geçer âlemde hiç bir hâlete yoktur sükûn
Zevkâ bak değmez teessüf etmeğe dünyay-ı dûn
İstikamet serr-i âdâdan seni eyler mâsun
Hakk eder ashab-ı sıdkın hasmını elbet zebûn
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni


İster isen hıfz ede ırzın, Hüdâ-yi Lemyezel
Irzına â’dâ-yi bedhâhın bile verme halel)
Tâ ezelden söylenir halkın dilinde bu mesel
Celb eder elbette insana mükâfaat-ı amel
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni


Girrelenmez rûz-i ikbâlin görüp ehl-i hıred
Her günü bir kadr eder tâkib, her sebti ehad
Seyl-i mevt ettikte berbâd ömrü, baht etmez meded
Böyle âteş-meşreb olma, hâk olur bir gün cesed
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni


Halkı tahrib eyleyip de kendin âbâd eyleme
Bu cihanda ev yapıp ukbâyı berbâd eyleme
Nefsin zâlim-i bî-rahme imdâd eyleme
Âlemi tenfir eden ahvâli mu’tad eyleme
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni


Seyyiat insana nefs-i kemterinden gelir
Her hacâlat âdeme su-i karîninden gelir
İzzet-ü zillet mekâna hep mekîninden gelir  
İstikamet, müstakim-ül hâle dininden gelir
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni

Düşmani tezlil için hiyleyle itme iştigal
Hüsn-ü efkâra olur hâil cihanda sû-i hâl
Yüz suyu dökme, teessüf çekme, etme kıyl-ü kal
Sen sakim olma, verir maksudun elbet Zülcelâl
Müstakim ol, Hazret-i Allah utandırmaz seni



At riyayı elden, ıslaha çalış ef’âlini
Bosboğazlık etme, tâdil eyle kıyl-ü kâalini
Sen ne türlü saklayım dersen de su-i hâlini
Hak Teâlâ senden â’lemdir senin ahvâlini
Müstakim ol, Hazreti Allah utandırmaz seni


Haline şeytan güler, gördükte sende gafleti
Üstüne güldürme öyle düşmen-i bed-sîreti
Hâin olma, ver emânetle cihana şöhreti
Herkesin destindedir âlemde zill-ü rif’ati
Müstakim ol, Hazreti Allah utandırmaz seni


Zâmin ü kâfil olan erzaka, Hâlik’dir sana
Mâsivâya serfürû etmek ne layıktır sana
Izdırabı celb eden meyl-i alâyikdir sana
Gayr içün düşme lisân-i nâsa, yazıktır sana
Müstakim ol, Hazreti Allah utandırmaz seni

Said Paşa Konağı

Said Paşa Konağı, Diyarbakır Merkez, Sait Paşa Mahallesinin kuzey yakasında yer almaktadır. Ünlü şair Süleyman Nazif’in babası olan Said Paşa tarafından kendisi için ikamet etmek amacıyla yapıldığı bilinen konak iki bölümden meydana gelmektedir. İki katlı ve iki bölümlü olarak tasarlanan konak; temel yapı malzemesi olarak bazalt taşının kullanıldığı, çeşitli motiflerle bezenmiş, mimari bakımdan değerlendirdiğimizde harem bölümünde ortada kareye yakın bir avlu ve bu avlunun etrafını saran eyvan ve oda dizilerinden oluşmaktadır.

KAYNAK: Hanlar Köşkler Evler (Diyarbakır Valiliği, tsz).

Yazar: Diyarbakır Valiliği

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör