Eğitimci,
şair (D. 3 Mart 1948, Seydiler Köyü / Fethiye / Muğla – Ö. 15 Mayıs 2009,
Fethiye / Muğla). 5 çocuklu Şimşek ailesinin en büyük çocuğu olarak dünyaya
geldi. 2. Dünya Savaşının henüz bittiği yıllarda tüm Anadolu’da olduğu gibi
Seydiler Köyü’nde de yoksulluk ve hastalık kol geziyordu. Toprak damlı evde 2 kuşağın bir arada
yaşadığı büyük bir aile içerisinde büyüdü. 6 yaşında ilkokulu okumak üzere
öğretmen teyzesinin yanına Ortaköy’e gönderildi. İlkokul 3’e kadar ailesinden
uzakta okudu. İlkokul 4. ve 5. sınıfı
kendi köyünde bitirerek Fethiye Merkez Ortaokulu’na kaydoldu. Onun için aile
özlemiyle dolu günler ortaokul ile yeniden başlamıştı. Zeynep Yalçınkaya o
günleri anlatırken; “Özlem kaderim olmuştu” der. Ortaokul yıllarında tüm
derslerinin yanı sıra özellikle Fransızca dersinde başarısıyla dikkat çeken bir
öğrenci idi. Daha o zamanlarda Fransızca öğretmeni olmayı aklına koymuştu.
Ortaokuldan sonra Muğla Öğretmen Okulu’nu kazandı. Burada girdiği yabancı dil
sınavını kazanarak, yabancı dilde eğitim yapan Bursa Kız Öğretmen Okulu’na lise
eğitimi için gitti. Bursa Kız Öğretmen Okulu döneminin en seçkin okullarından
biriydi. Bu okul, öğrencilerini tiyatrodan müziğe, edebiyattan yabancı dile
kadar pek çok alanda beceri kazandırarak, çok yönlü öğretmen olarak yetiştiriyordu. Zeynep Yalçınkaya’nın
edebiyata özellikle şiire olan ilgisi bu yıllarda şekillenmeye başladı.
Bursa Kız
Öğretmen Okulu’nda geçirdiği menenjit hastalığı onun hayatında bir dönüm noktası
oldu. Hastalığı o kadar ağırdı ki 10 gün komada kaldı. Öğretmenleri o hastalığı
yenemeyeceğine düşünerek anne ve babasını okula çağırdılar. 1 sene boyunca hastanede tedavi görmesi
sebebiyle iki dönem okuluna devam edemedi. Buna rağmen mücadeleci kişiliği ve
çalışma azmiyle okulundan doğrudan mezun oldu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü
yabancı diller bölümünü kazandı. Hastalığı tekrar nüksedince Gazi Eğitim
Enstitüsü’nden ayrılmak durumunda kaldı. 1967’de ilkokul öğretmeni olarak
Fethiye’nin Eşen Köyü’ne atandı. İdealindeki Fransızca öğretmenliğini
yapamamasından dolayı üzgündü. Bu küçük köyde Kır çiçeklerim dediği öğrencileri
ve şiirleri onun sığındığı bir liman oldu. İlk şiir denemelerini Eşen’de idare
lambasının ışığı altında yazmaya başladı.
9 Mayıs
1971 yılında öğretmen Ramazan Yalçınkaya ile hayatını birleştirdi. 2 Haziran
1972 yılında şiirlerinde “Cananım” diye seslendiği kızı Füsun, 4 Mart 1978’de “evinin küçük
erkeği, evreninin Barış’ı” , oğlu Barış dünyaya
geldi.
Menenjit
denilen hastalık hayatının baharında 30 yaşında onun ayaklarını aldı. Sonunda
tekerlekli sandalyede hayatını devam ettireceği gerçeğiyle yüzleşti. Vefakâr eşi bu mücadelesinde hep yanındaydı.
Hayatın en çetin sınavını birlikte el ele verdiler.
Hastalığına
rağmen çok sevdiği öğretmenlik mesleğini
bırakmadı . 30 yıl boyunca tekerlekli sandalyede öğretmenlik yaptı. Zeynep Yalçınkaya bu denli zorlu bir yaşam
serüvenine sahip olmasına rağmen yaşamı
şöyle tanımlıyor: ”Yaşam düz bir
çizgi ya da pürüzsüz bir yol mudur? O çizgiden gidelim, kaymayalım ya da hiç
sendelemeyelim mi? Asla… İnsan yaşamında iyi kötü, hastalık sağlık, varlık
yokluk gibi nice olayları yaşayacak ki yaşadım diyebilsin. Sürekli varlık
içinde yaşayan yokluğun, sağlıklı bir
kişi hastalığın zorluğunu nereden
bilebilir ? Yaşam ölene dek öğrenip uyum sağlama sürecidir. Kişinin mahareti
işte burada devreye girmeli, yaşamı güzelleştirmeli, yaşanabilir bir dünya
yaratmalıdır. Mutluluğu çok uzaklarda ulaşılmaz bir kavram olarak değil de yanı
başında hissetmelidir”
Zeynep
öğretmenin yaşama dair bu bilge bakış açısı şiirlerine de yansımıştır. Umudu
geleceği aydınlatan ışık, hoşgörüyü insanı insan yapan temel kavram, sevgiyi
varoluşun nedeni olarak mısralarına dökmüştür.
Hayata
mizah penceresinden bakması onu sevilen ve dost meclislerinin arana bir siması
yaptı. O hep güldü ve güldürdü. Yürüyemiyorum, hastayım yerine “Tanrı kafamın
üstünde yürümeyi emretti” diyerek mücadele azmini ironik biçimde ifade etti.
1999
yılında Merhaba Sevgi adlı kitabında
şiirlerini topladı, bu arada çeşitli yerel
gazete ve dergilerde şiirleri
ve köşe yazıları yayınlandı.
Öğretmenliği ve çocukları çok seven Zeynep Yalçınkaya, çocuklar için yazdığı
şiirleri “Günaydın Çocuklar” isimli kitabında 2008 yılında yayınladı ve terör
kurbanı öğretmenlere ithaf etti.
“Fethiye’ye”
isimli şiirini halk müziği sanatçısı Makbule Kaya “Fethiye Türküleri” isimli
kasetinin başında seslendirdi. Başarı ve onur belgelerinin yanı sıra 2008
yılında Muğla Gazeteciler Cemiyeti tarafından ödüllendirildi.
2009
yılının 15 Mayısı bir ilkbahar gecesi, dünya, yeni bir günün telaşına hazırlanırken Zeynep Yalçınkaya hayata
gözlerini yumdu. Vefatının ardından ailesi yeni şiirlerini “İçimdeki Kelebek” isimli kitapta
toplayarak 2010 yılında yayınladı. Dünya Şiir Günü’nde Fethiye Turizm, Tanıtım,
Eğitim, Kültür ve Çevre Vakfı (FETAV) tarafından onun anısına ithaf edilen anma
törenlerinde yeni kitabındaki şiirleri tüm gönül dostları ile paylaşıldı.
ESERLERİ
(Şiir):
Merhaba Sevgi (1999), Günaydın Çocuklar (2008), İçimdeki Kelebek (2010).
KAYNAKÇA:
Ünal Şöhret Dirlik / Şiirlerde Fethiye (Antoloji) (2006), İhsan Işık / Resimli
ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2.
bas., 2009), Ünal Şöhret Dirlik’ten alınan ek bilgiler (2016).