Yazar,
Bürokrat, Fizik Yüksek Mühendisi 1964, Ankara doğumlu. Bürokrasinin üst
kademelerinden gelen bir yazardır. 1962 yılında Ankara Fen Fakültesinden Fizik
Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Fizik yüksek mühendisi olarak bir süre DMİ
Genel Müdürlüğünde çalıştı. Almanya’da stajını tamamladıktan sonra 1969 yılında
İngiltere’de Reading Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi gördü, burada Master
düzeyinde ihtisas yaptı.
Yurda
dönüşünde ODTÜ’de öğretim görevlisi olarak çalıştı. ABD’de çevre sorunları
konusunda da eğitim gördü. 1987-91 yılları arasında İngiltere’de Avrupa
Meteorolojik Tahmin ve Araştırma Merkezine uzman olarak hizmet verdi. Daha
sonra yurda dönerek Çevre Bakanlığına genel müdür olarak atandı ve burada da üç
yıla yakın bir süre çalıştıktan sonra emekli oldu.
Taşkın
Tuna’nın çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi, edebiyat
ve düşünce eserlerinin yanı sıra ayrıca uzay fiziği ile ilgili kitapları da
vardır.
ESERLERİ:
Deneme-Düşünce: Adnan
Menderes’in Günlüğü (2002), Oku Ama Neyi? Simurg: Otuz Kuşun Öyküsü (2002, 2014),
Son Basamak (2003, 2014), 1x1bir Çarpı Bir - Bütün Sayılarda Bir Vardır (Abdülkadir
Geylani, Yunus Emre, Taşkın Tuna, Mevlana Celaleddin-i Rumi, 2004), Ol Dedi
Oldu 1 - Big - Bang'in Nefes Kesen Öyküsü (2007), Ol Dedi Oldu 2 Ama Nasıl
Oldu? (2007), Şeytani
Bilinç Muhammedi Bilince Karşı (2010), Muhteşem Tasarım (2012),
Öykü: Ölü Köpeğin
Dişleri - Sen Neye Hazırsan O da Sana Hazır (Denemeler ve öyküler, 2002), Bir Elma
İki Ayna: Bir İkiye Nasıl Yansıdı? (2003,2014),
KAYNAKÇA:
İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları
Ansiklopedisi (2. bas., 2009), Taşkın Tuna kimdir? - Taşkın Tuna kitapları (1000kitap.com,
idefix.com, 22.06.2019).
1X1 - BİR ÇARPI BİR
BÜTÜN SAYILARDA
BİR VARDIR
TAŞKIN TUNA
Abdülkadir
Geylani (Mazandaran; d. 1078 - ö. 1166), İslam bilgini. Kadiri tarikatının
kurucusudur.1078 yılında İran'ın Geylan şehrinde doğdu. Künyesi, Ebu
Muhammed'dir. Muhyiddin, Gavs-ül-a'zam, Kutb-i Rabbani, Sultan-ul-evliya,
Kutb-i a'zam gibi lâkabları vardır. Babası Ebu Salih bin Musa Cengidost'tur.
Peygamber torunu Hasan bin Ali'nin oğlu olan Hasan el-Mu'tena'nın oğlu Abdullah
el-Kâmil'in soyundandır. Annesinin ismi Fatıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup
seyyidedir. Bunun için Abdülkadir Geylani, hem seyyid, hem şerifdir. Abdülkadir
Geylani, 1166'da Bağdat'ta vefat etti. Türbesi Bağdat'tadır.
Muhyiddîn,
Kutb-i Rabbânî, Kutb-i a'zam, Gavs, Gavs-ül a'zam, Sultân-ul-evliyâ
(evliyaların sultanı) olarak da anılır. Künyesi Ebu Muhammed'dir. Babası Ebu
Salih bin Musa Cengidost'tur. Annesinin ismi Fatıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup o
da peygamber soyundan gelmektedir. Bundan dolayı hem Seyyid hem de
Şerif'tir.İran'ın Amol şehrinde 1078 (h.471) yılında doğdu. 1166 (h.561)
yılında Bağdat'ta vefat etti. Türbesi Bağdat'tadır.
Doğmadan
önce peygamber babasının rüyasına girer ve der ki ona iyi bak o benim oğlumdur
der ve ileride büyük bir veli olacağının haberini verir.
Doğduğunda
babası Musa Cengidost, oğlunun karşısında namaz kılar vaziyette, elleri bağlı
olarak saygı göstermiştir.Çok küçük yaşlardan itibaren farklı bir yapısı olduğu
çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir. Bağdat'ta dönemin tanınmış âlimlerinden
dersler alarak hadis, fıkıh ve tasavvuf eğitimini geliştirdi. Hocalarından Ebu
Said Mahzumi'nin medresesinde haftada üç gün pazartesi, salı ve cuma gecesi
verdiği ders ve vaazları çok yoğun ilgi görmüştür. İslam tasavvufunu herkesin
anlayacağı şekilde sundu. Önceden Şafii mezhebinde idi. Hanbeli mezhebi unutulmak
üzere olduğundan, Hanbeli mezhebine geçti ve bu tercihi mezhebin yayılmasında
etkin bir yeri olmuştur.
Abdülkâdir
Geylânî çok sayıda kız ve erkek çocuk sahibi olmuştur. Onlar vâsıtasıyla
Kadirilik Mısır, Kuzey Afrika, Endülüs (İspanya), Irak, Suriye ve Anadolu'ya
yayılmıştır. Oğullarından Ebû Abdurrahmân Şerafeddîn Îsâ Mısır'a yerleşmiş olup
Mısır'daki Kâdirî şeriflerin dedesidir. Abdülkâdir Geylânî'nin torunları, Kuzey
Afrika'da daha çok "Şerif", Irak, Suriye ve Anadolu'da ise Seyyid ve
Geylânî diye anılmaktadır.
Arka
Kapak
OL DEDİ OLDU 2
AMA NASIL OLDU?
Taşkın TUNA
Dualarımızda
asla yalan yoktur. Kendimizi neden aldatalım? Zayıflığımızdan, âcizliğimizden
ve çaresizliğimizden hiç utanmadan dua ederiz. Duanın dilini bilmeyenler
aslında dünyanın da dilini bilmiyorlar demektir. Çünkü rüzgârların uğultusunu,
dalgaların hışırtısını, kuşların cıvıltısını, suların şırıltısını duymayanlar;
rengârenk kelebeklerin kanat çırpışlarını, al renkli lalelerin, masmavi
menekşelerin sapsarı papatyaların açılışını görmeyenler, duayı nereden
bilsinler? Duanın dilini bilmeyenler, hayatla aynı dili konuşamazlar!
İşte
tevhidin bütün boyutları ve incelikleri ile anlaşılması için, OL DEDİ OLDU’nun
açılımı gerekiyor. Bunun için bilimin sağlam basamaklarından yukarıya, tepeye;
ta üst düzeye çıkarak, Evren’i oradan hem seyre dalacağız ve hem de dualarımıza
oradan bilinçle devam edeceğiz! ...
Arka
Kapak
SON BASAMAK
Taşkın TUNA
Evrenin
tamamını oluşturan atomik düzeydeki parçacıkların her biri ve bunlar arasında
varolan olağanüstü derecedeki sıkı ilişkiler, matematik prensiplere dayalı
dantel gibi örülmüş düzenlemelerin, yasalaşmış örnekleri ile doludur. Böylesine
ahenkli, öylesine muhteşem ve öylesine harika bir sistemdir ki; burada şans ya
da tesadüflere, olasılık ya da olanaklara, seçenek ya da rastlantılara yer
yoktur. Her mekan ve zaman boyutunda olması gereken neyse, o olur. Her şey ve
her olay kendi yerinde; nerede ve nasıl bulunması ve oluşması gerekiyorsa,
oradadır ve o zamandadır. Talih, rastlantı, şans, zar ve fal oyunları, evrensel
bütünlük içinde yer almaz. Olayların kendi doğal seyri içindeki akımı, üstün
bir planlamanın bilimsel örnekleriyle doludur. Orada, yani evrende, bir yaprak
bile kendinliğinden kıpırdamaz. Bu insanın ancak uzun ve derin bir iç serüvenle
kavrayabileceği, şaşkınlık verici bir olaydır. Belki de bunun için "Son
Basamak" bir hayret ve hayranlık vadisidir...
Arka
Kapak