Mimar, sanat tarihçisi (D. 22 Aralık 1899,
Şehzadebaşı / İstanbul - Ö. 23 Nisan 1984, İstanbul). Şeceresi babası Piyâde
Kaymakam (Miralay) İsmâil Hakkı Bey yoluyla Bolulu Ramazanoğulları‘na, annesi
Meliha Hanımefendi tarafından da bugün Budapeştete‘deki türbesinde yatan veli
Gülbaba‘ya dayanır. 1907-11 arası Dârû’t-Tedris, Hadika-i Meşveret
mekteblerinde, daha sonra Vefa Sultânisi ve Mühendis Mektebinde okudu. 1920’de
yüksek tahsilini bitiren Ekrem Hakkı Bey bir buçuk sene kadar İstanbul
Belediyesi Fen İşlerinde çalıştıktan sonra 1950’lere kadar inşaatçılıkla
uğraştı. Bu zaman zarfında müteahhit olarak Edirne, Çorlu, İstanbul, Bursa’da
yoldan köprüye ve hastaneye kadar çeşitli binaların yapımı, daha çok
restorasyon işlerindeki hizmetleriyle dikkat çekti.
Birçok ülkeyi gezerek araştırmalar yaptı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun sahibi olduğu coğrafyanın beş yüz elli bin
kilometrelik bölümünü kendi imkânlarıyla inceleyerek buradaki mimari eserlerden
bir bölümünü unutulmaktan kurtardı. Mîmârî eserlerin ihyâsı ile uğraşırken bir
yandan da hat, tezhib, işleme, cilt, kalemtraş, divit ve Kur‘ân-ı Kerim
koleksiyonları ile meşgul oldu. Bunların en nâdidelerini topladı, muhâfaza
etti. Onu elli yaşından sonra, hayatının ikinci safhasında, yani mimarî tarihi
araştırıcılığı içinde görüyoruz. Bir yandan memleketin çeşitli mes‘eleleri
hakkında makaleler yazarken, ilerde neşredeceği abide eserlerin çekirdeği
çatlamış bulunuyordu. 1953’te yayımlanan Fatih Devri Mimari Eserleri ile
başlıyan bu büyük hizmet, temposunu artırarak vefatına kadar aralıksız sürdü.
Araştırmalarından dolayı kendisine İstanbul
Üniversitesince fahrî doktorluk pâyesi verildi (1979). İstanbul Fetih
Cemiyetinin otuz yıllık başkanı, bu cemiyete bağlı Yahya Kemal Enstitüsü ve
İstanbul Enstitüsünün kurucusu ve azası. Son olarak da fikir ve sanat hayatında
mühim bir mevkii olan Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfının bânisiydi.
17 Kasım 1979’da Aydınlar Ocağı ilk
Üstün Hizmet Armağanını Ayverdi’ye verdi. Ayverdi’nin tarih, sanat tarihi,
mimari dallarında yüzden fazla makalesi yayımlanmış, İstanbul’da birçok ünlü
bina ve eseri inşa etmiştir. Bazıları: Elhamra Sineması, Gureba ve Haseki
Hastanelerinde birçok klinik binası, Kadıköy Halkevi binası, Taksim’de eski
Belediye Gazinosu, Üniversite Rasathanesi, Beşiktaş’ta Barbaros Anıtı, Gazanfer
Ağa Medresesi, Beykoz İshak Ağa Çeşmesi, Bâli Paşa Câmiî, Mesih Paşa Câmii,
Lâleli Câmii, Ayasofya, Edirnede Selimiye, Üç Şerefeli, Eski Câmii, Bâyezid,
Muradiye, Yıldırım, Süleymaniye Câmileri ve Çelebi Bedesteni Boyacıköy Camii,
Bursa Vali Konağı, Heybeliada Camii.
ESERLERİ:
18. Asırda Lâle (1950), Fatih Devri Mimari Eserleri (1953),
Fatih Devri Mimarisi (1953), Fatih Deri Hattatları ve Hat San’atı (1953),
Osmanlı Mimarisinde Fatih Devri (4 cilt, 1953-1974), Yugoslavya’da Türk Abideleri ve Vakıfları (1957),
Fatih Devri Sonlarında İstanbul Mahalleleri, Şehrin İskânı ve Nüfusu (1958),
Fetih Devri Mimarisi Zeyli (1960), Osmanlı Mimarîsinin İlk Devri (1966),
Vakıflar Tahrir Defteri (Ö. L. Barkan ile, 1970), Fatih Devrinde Osmanlı
Mimarisi (2 cilt), Osmanlı Mîmârisinde Çelebi ve II. Sultan Murad Devri (2
cilt, 1972), İlk 250 Senenin Osmanlı Mîmârîsi (1976), Avrupa’da
Osmanlı Mimari Eserleri (4 cilt, 1979-1983).
HAKKINDA: M. Akif Ak / Söyleşi (Pınar dergisi,
Nisan 1976), Ekrem Hakkı Ayverdi ile Bir Konuşma (Gençlik dergisi, Haziran
1976), Köprü dergisi (Mayıs 1978), Tercüman gazetesi (4.7.1982 ve 5.7.1982), İ.
Aydın Yüksel / TDV İslâm Ansiklopedisi (c. 4, 1991), Mehmet İsmet Binark /
Ekrem Hakkı Ayverdi Bibliyografyası (1999), Mehmet Nuri Yardım / Edebiyatımızın
Güleryüzü (2002). Ayrıca İstanbul Fetih Cemiyeti tarafından Ekrem Hakkı Ayverdi
hatıra kitabı yayımlanmıştır.