Fizik bilgini (D.
1922, Çaykara / Trabzon - Ö. 25 Ekim
2003, Miami / Florida / ABD). Ailesi aslen Bayburt’un Merkez ilçesine
bağlı Aydıncık köyündendir. Lise öğrenimini
Trabzon’da tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi ile İngiltere’deki
Edinburgh Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından fizik doktorasını yine
İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nde tamamladı.1958 yılından itibaren
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yaşadı ve çalışmalarının büyük bir
bölümünü orada sürdürdü. Florida’daki evi ve çalışma odası özellikle bilime
katkı sağlamış olan pek çok kişinin ziyaretine tanıklık etti.
Albert Einstein'ın genel görelilik kuramının
elektromanyetizma ile birleştirilmesi üzerine çalışmalar yaparak, “Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisi” adıyla
yeni bir teori ortaya koyan ve birçok armağanlar almış olan, fizik
biliminin XX. yüzyılda yaşamış olan en büyük adlarından birisi olan Kurşunoğlu,
niçin fizikçi olmaya karar verdiğini şöyle açıklamıştı:
“Türkiye’nin
bundan elli yıl önce bilim adamlarına çok ihtiyacı vardı. Memleketin kalkınması
için bu gerekliydi. Biz de bu konuda bir şeyler yapabileceğimizi düşünerek
bilim adamı olmayı seçtik. Fizik konusuna gelince; bu alanda bir ad çok ilgimi
çekti. O da Albert Einstein’dı. 1945 yılında atom bombası Japonya’nın Hiroşima
kenti üzerinde patlatıldığında bunun yankıları çok büyük oldu. Benim de ilgimi
çekti ve bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak istedim. Dedim ki bir gün bu,
bize de gerekebilir.”
1940’ların
sonuna doğru Cambridge’deki doktora çalışması sırasında Albert Einstein ile
mektuplaşmaya başlamıştı. 1953 yılında araştırmalar
yapmak üzere Amerika’ya Cornell Üniversitesine gittiğinde Einstein tarafından
evine davet edildi. Orada Einstein’le aralıksız 4 saat görüştü. Bu sırada Prof.
Kurşunoğlu 31, Einstein de 74 yaşlarındaydı. Albert Einstein ve Erwin
Schrödinger ile birlikte simetrik olmayan yerçekimi kuramları üzerinde önemli
çalışmalarda bulundu. Araştırmalar yapmak üzere de 1952 yılında Amerika’ya
Cornell Üniversitesi’ne gitti. Askerlik hizmetini yapmak için 1955’te
Türkiye’ye döndü.
Behram
Kurşunoğlu, 1950'li
yıllarda Atom Enerjisi alanındaki çalışmalarını Türkiye’de sürdürerek Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu’nun kuruculuğunu da yaptı. Ayrıca Genel Kurmay Başkanlığı’na
danışmanlık hizmetinde bulundu. Bir dönem de Birleşmiş Milletler Bilim Komisyonu’nda çalıştı.
1958 yılında tekrar Amerika’ya gitti ve Miami Üniversitesi’ne profesör oldu. Genç
yaşında dünya fizikçileri arasında saygın bir konum kazanmıştı. 1958’de atomun barışçı bağlamlarla kullanılması amacıyla
toplanan II. Milletlerarası Konferansı’nda Türkiye temsilcisi olarak bulundu.
1961’de İngiliz Atom Enerjisi Araştırma Kurumu’na ve Münih Max Planck Fizik ve
Astrofizik Enstitüsü’ne, 1962-64 yılları arasında da Tennessee Oak Ridge Milli
Labaratuvarı’na danışman oldu.
Kurşunoğlu,
Florida Üniversitesi’ndeki çalışmalarının yanı sıra Global Foundations adlı,
Amerika’nın önemli araştırma merkezlerinden birine de başkanlık yaptı. 1965’te Miami Üniversitesinde “Teorik Fizik Çalışmaları
Merkezi’ni kurdu ve başkan seçildi. Merkezde düzenlenen bir başarı armağanı
merasiminde, Nobel Armağanı kazanmış 22 ilim adamıyla birlikte yeryüzünün en
tanınmış fizikçilerine takdîm edildi.
Yine 1965
yılında, emekliye ayıldığı Carl Gables’deki merkezde 1992 yılına kadar doktora
sonrası çalışmalar düzenleyerek bilim adamları eğitmiş ve fikir alışverişinde
bulunmak üzere dönem dönem bu merkeze gelen bilimcilerle bir forum oluşturdu.
Merkezin yürütülmesine yardım etmiş olan emekli fizik profesörü Dr. Arnodl
Perlmutter’in ifadesine göre, merkeze çalışmaya gelen bilim adamlarının 35’i
Nobel Ödülü almış kişilerdi. Kurşunoğlu, bu merkezin 1992'de kapanmasına kadar da
burada bulundu ve emekliye ayrılana kadar ise Orbis Scientiae toplantılarını bu
merkezden yaptı.
1969’da da altı Nobel Armağanı almış bilim adamıyla
birlikte Robert Oppenheimer Bilim Ödülü’nü başlattı. Yine altı Nobel armağanı
alan bilim adamının içerisinde yer aldığı Milletlerarası Enerji Formlar
başkanlığına getirildi.
Behram Kurşunoğlu,
çalışmalarının büyük bölümünü “Birleşik
Alan Teorisi”ni geliştirmeye ayırmıştı. Daha sonraki yıllarda çekirdek enerjisi
konuları ile ilgilendi. Kuantum Fiziği konusunda yaptığı araştırmalarla özellikle
"Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisi”ni
ortaya atan kişi olarak bütün dünyada ün kazandı. Üzerinde en son çalıştığı
proje evrenin oluşumuyla ilgiliydi. Konu, Einstein ve ünlü meslektaşı Erwin
Schrödinger tarafından da yıllarca incelemişti. Kurşunoğlu, meslek alanında ayrıca
çok sayıda kitap yazmıştır.
Evrenin “bir
geçiş döneminde” bulunduğu görüşünde olan Kurşunoğlu, ölmeden önce, Türkiye’de
su konusunda bir konferans düzenlemeyi planlıyordu. Çünkü, “Su ve enerji
meselesi yaşadığımız yüzyılın en büyük sorunu olacak” görüşündeydi. Düşündüğü
diğer bir konferans da nükleer silahların yayılmasının tehlikeleri üzerine
olacaktı. Kurşunoğlu’na göre “Eninde
sonunda akıl ve bilim galip gelecek”ti. 1972 yılında kendisine
Cumhurbaşkanlığı Bilim Armağanı, 2001 yılında, bilime katkılarından dolayı Atatürk
Özel Ödülü verildi. Ölümünden yaklaşık bir ay kadar önce hayatını dünyadaki tüm
bilim insanlarına kalıcı bir eser bırakmak kaygısı ile İngilizce olarak yazdığı
kitabı yayına hazır hale getirmişti. Fakat ani bir kalp sonucunda ölmesinden
dolayı bu kitap yayımlanamadı. 25 Ekim 2003 günü, 82 yaşında iken ABD'nin Miami
şehrinde vefat etti, aynı şehirde toprağa verildi.
1964 yılından beri organize etmekte oldugu Coral Gables Konferans serisi ile de
tanınan Kurşunoğlu, 2003 yılındaki konferanstan kısa bır zaman önce kalp
krizinden vefat etmiştir. Eşi Sevda (Arif) Hanım'dan İsmet ve Sevil
(Kurşunoğlu-Brahme) adlı iki doktor çocuğu, Ayda (Weiss) adlı bir avukat kızı
vardır.
Prof. Dr. Kurşunoğlu, evrenin meydana gelişini açıklayan “Büyük Patlama” (Big Bang) adlı popüler
teorinin yerine, bilimsel temel deneylerle ortaya koyduğu “Genelleştirilmiş İzafiyet Teorisi”ni bilimsel olarak şöyle izah
etmiştir:
“En büyük güç
sahibi olan Allah, yaratmak ve yönetmek için evreni meydana getirdi. Evrende
temel ve manyetik yükler bulunmaktadır. Orbitron Teorisi adını taşıyan bu
teori, evrendeki kuramsal çalışmaları içine almaktadır… Evrenin yaratılmasında ilk iki üç saniye içinde, evrenin
büyük bölümünü oluşturan 108° parçacık meydana geldi. Zamanın başlangıcından
önce evreni kaplayan zaman öncesi güçlerin alanı vardı. Milyarlarca sene sonra
bu alan çok yüksek yer çekimi sebebiyle çöktü ve bir atomdan trilyonlarca kere
küçük ‘mikroblackholes’ denilen ‘mikrokaradelikler’ ortaya çıktı. Bu deliklerin
yarısı maddeden, yarısı ise değişik yapılı karşı maddeden meydana geliyordu. Bu
deliklerden zaman öncesinde başlayan büyük bir yangın evrene dağıldı. Madde
ile karşı maddenin çarpışması her şeyi imha eden patlamalara sebep oldu.
Madde ile karşı madde birbirinden parçalanma neticesinde ayrılınca yeni
parçacıklar, zamanla yıldızlar, gezegenler, karşı gezegenler ve insanlar, çok
muhtemelen de karşı insanlar yaratıldı.”
‘Mikrokaradelikler’i de şu şekilde açıklamıştı: “Aklın alamayacağı
kadar büyük yerçekiminde meydana gelen ‘mikrokaradelikler’ hemen hemen ‘O’
boyuta yakın ve brotonun 1 milyon trilyon misli ağırlıkta yeni parçacıklar. Bu
ağırlık ise 1’in 10 milyonda biri ağırlıkta. Yani teshili mümkün olamayacak
ölçüde az ağırlıkta.”
BAŞLICA ESERLERİ:
Modern Quantum Theory (1962),
Büyük Bir Fizikçiyi Anımsarken: Paul Adrien Maurice Dirac.
KAYNAKÇA: “Behram
Kurşunoğlu” (Türkiye Ansiklopedisi, 1974, c.3, s. 969), Devrim Çubukçu / Ünlülerin Katında Fizik - Behram
Kurşunoğlu (Bilim ve Teknik, sayı:
425, Nisan, 01.04.2003), Şaban Döğen / Müslüman
İlim Öncüleri Ansiklopedisi (2004), İhsan Işık
/ Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013) -
Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).