Zafer Ekin Karabay

Akademisyen, Şair

Doğum
Ölüm
13 Eylül, 2002
Eğitim
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Şair (D. 1975, Kayseri - Ö. 13 Eylül 2002, Eskişehir). Lise öğrenimini Kayseri Atatürk Ticaret Lisesinde tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi (1999) mezunu. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde başladığı yüksek lisans programını ölümünden iki gün önce bitirmişti.

Zafer Ekin Karbay, 13 Eylül 2002 günü Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştığı dönemde odasının kapısına kendini kemeriyle astı ve kendi isteği ile aramızdan ayrıldı.

İlk şiiri 1995 yılında İnsancıl dergisinde yayımlandı. Toplumcu gerçekçilik şiir tarzında, incelikli bir üslûpla usta işi şiirler yazdı. Şiirleri ve eleştiri yazıları; Bahçe, Damar, Dize, Edebiyat ve Eleştiri, İnsancıl, Islık, Kavram-Karmaşa, Kül ve Varlık gibi belli başlı edebiyat dergilerinde yayımlandı. 1995 Yılında Kar-Ya (Bilimsel ve Kültürel Araştırma ve Yayıncılık Kooperatifi) aracılığıyla çıkarılan Sanat Eylemi adlı derginin kurucuları arasında yer aldı.

Üniversite yaşamı boyunca Bahçe, Damar, Dize, Edebiyat ve Eleştiri, İnsancıl, Islık, Kavram-Karmaşa, Kül ve Varlık gibi belli başlı edebiyat dergilerinde şiir ve eleştirileri yayımlandı. 1995 yılında Bilimsel ve Kültürel Araştırma ve Yayıncılık Kooperatifinin yayın organı Sanat Eylemi adlı derginin kurucularındandı. 1999 yılında Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülünü, 2000 yılında ise Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’nü kazandı. Bir dönem “toplumcu gerçekçilik” adı verilen şiir akımından etkilenmiş, ancak bu şiir tarzını incelikli bir üslûpla yeniden değerlendiren usta işi şiirleriyle edebiyat çevrelerinin dikkatini çekti. Son dönem Türk şiirinin önde gelen genç şairlerindendi. Son şiiri Varlık dergisinde (Ekim 2002) yer aldı. Ölümünden üç ay sonra yayımlanan Şubatta Saklambaç (2002) adlı bir şiir kitabı vardır.

 

Şiirlerinden bir bölüm:

 

"Oysa biz hep bir düş kazasında

yitirdik arkadaşlarımızı...

karşıdan karşıya geçerken

eli bırakılan çocuklardık".

 

Elimizi bırakmadan önce son mektubu:

 

"Hani, ‘Hayatın neresinden dönülse kârdır’ dizesi var ya Nilgün’ün, canım benim, ben yaşamın neresinden döneceğimi çoktan belirlemiştim. Nilgün Marmara’nın 29 yaşında, S. Plath’in şubat ayında intihar etmesi, benim de 29. yaşımın 29 şubatında intihar etmemi gerektirmezdi. Ama madem ki yaşamda kalmaya kendimi ikna edemiyordum, o zaman bir tarih belirlemeliydim ve 29. yaşımın 29 şubatını seçtim. Bu yüzden ‘Şubatta Saklambaç’a bir yığın başka sırla birlikte intihar edeceğim tarihi de gizlemiştim. Ne var ki, kitabımı bir türlü bastıramadım (o kitabı görmeden ölmek bana nasıl acı veriyor bilemezsiniz). Ama şimdi yaşamımın bu ayrım noktasında hiçbir yerde huzur bulamadığıma göre bu tarihi bekleyecek gücüm de kalmadı. Hem Zebercet de belirlediği tarihten önce intihar etmemiş miydi? (Kimbilir belki kendimle barışabilseydim...) Yerleşik Yabancı’ydım her yere Metin Abi... Sen yanarak öldün ve ben ne yangınlar geçirdim sana ulaşabilmek için. Daha ne kadar dayanabilirdim, herkesin bir başkasının acısı pahasına mutlu olduğu yaşama? Tüm arkadaşlarımı ve sevgilim Meral’i çok seviyorum.

Beni affedin."

 

KAYNAKÇA: Varlık Dergisi (Ekim 2002), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007), Emre Gümüşdoğan / Düş kazasında yitirdiklerimiz (siirakademisi.com, 20.04.2016).

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör