Şair ve
yazar. 1976, Osmaniye doğumlu. Asıl adı Gökçağrı Gürel’dir. İlk ve
ortaöğrenimini Osmaniye’de tamamladı. Van 100. Yıl Üniversitesi Sınıf
Öğretmenliği Bölümü mezunu (1999). Göreve Ankara’da başladı. Çeşitli okullarda
öğretmenlik yaptı. MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığında çalıştı. Bakanlığın
kültür kitaplarında koordinatörlük; Elma Şekeri, Millî Eğitim ve Bilim ve Aklın
Aydınlığında Eğitim dergilerinde yayın kurulu üyeliği görevlerini üstlendi.
Üniversite
öğrenciliği yıllarında Ihlamur adlı şiir dergisini çıkardı. Çok çeşitli
çevrelerden olumlu tepkiler aldı ve çalışmaları ilgi gördü. Sonraki yıllarda
şiir ve yazıları Dergâh, Yedi İklim, Hazan, Seyir, Kırklar, Merdivenşiir,
Eğitim, Ünlem, Lakin gibi dergilerde yayımlandı. Çocuk edebiyatı üzerine
çalışmalar yaptı ve bu alanda da eserler verdi. Çeşitli yarışmalarda dereceler
aldı. Bir yılı aşkın bir süre TRT Diyarbakır Radyosuna “Bir Şiir Bir Şair” adlı şiir programı hazırladı ve sundu. Yine bir
yıl kadar TRT Türkiye’nin Sesi Radyosuna “Çocuk
Yüzlü Eserler” adlı haftalık programı hazırladı.
“Gürel’in
ilk şiirlerinde yerel ağız modern yapı içerisinde karşımıza çok çıkıyordu.
Ancak zamanla bu ağzı kontrollü kullanmaya başlayan Gürel’in için, yerel ağız
bir humor aracı halini aldı. Şiirlerinde humor ve çocukluğun dünyasına ait
imgeler şiirine farklılık katan unsurların başında. Heceye doğru giden şiirini
heceden gelen bir hale de getirmiştir Gürel son şiirlerinde. Üstelik bazı
şiirlerin son kıtalarında geleneksel edebiyata ait bir tarz olan şairin kendi
ismini anması ise hem heceden gelme halini hem de humorun derecesini pekiştirir
nitelikte.” (Murat Erol)
ESERLERİ:
Şiir: Vakit
Çıkmadan (2006), Her Masal Yarım (2007), Hiçbir Rüya Gecikmez (2017).
Roman: Şehrin ve
Şarabın Adamları (2002).
Hikâye: Üç Korner Bir Penaltı (2018).
Hatıra: Teberik (2007).
KAYNAKÇA: Murat
Erol / Vakit Çıkmadan (Hece, Nisan 2006), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye
Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007).
ACI BİLGİ
Çağrı GÜREL
arnım turnum
yıkanıyor ölü ahretlikler başında
geride kalanların elinde dut yaprakları
oysa ne gerek vardı akmıyor muydu karaçay
girmeli değil miydik hep birlikte ırmağa
çemremeden paçayı
ağılı dolaşmadan
ikindi güneşi batmadan önce
bu kadar yakışıklı olmak ne kazandırır Tanrım
gelincik tarlasından geçilmez ki her zaman
bilinse ne olur su titrek saka yakın
çimdirip büyüten karaçay kurumadan
AKLIN YOLU BİR
Çağrı GÜREL
Sen dünyayı kandırmış gibisin
Gözlerinden belli yolların sonu
Sahaflarda altı çizili her sözün
Bir karşılığı var senin gelişinle
Gün bitti yine kapanacak güller
Kutsal emanetler bil ki şehrinde
Yaylalar bir tepe İstanbul yedi
Çoğalıp duruyor acı senin elinde
HİÇ AĞLAMAYAN ALİ
DESTANI
Çağrı GÜREL
Her çocuk ağlar
Bisikletle
Motosikletle
Taksiyle işe giden
Babasının ardından
(- Baba beni de bindir!
Baba beni de bindir!)
Ali hiç ağlamaz.
MISIR TARLASINDA
SECDE İZLERİ
Çağrı GÜREL
Her eştiğimde bahçeyi
Babam solucan gibi kıvrılıyor topraktan
Mısır tarlasında secde izleri
Çoğalıyor çoğalıyor güneşin
Sessizce çekilmesinin ardından
Dünya sana ne desem belki bir adım sonra
Atılır da başlar düğün hallacın tezgahında
Bize kalan pay mıdır göklerde uçuşan
Ceviz ağacı görününce
Eller kararınca
Fasulye sırığındaki serçe başaklara uçunca
Dünya sana ne desem belki gün ışıyınca
Yağmurların ağıtıyla toprak yumuşayınca
SADEDE GELMEDEN
SAADET GİTTİ
Çağrı GÜREL
Bir ucundan başlayıp şehri dolaşırken
Ki bir ucunda bizim evimiz vardır
Geçerken önünden camekânların
Göz ucuyla bakarız kendimize
Çünkü üstümüzü değiştirmişizdir o gün
Bir beklentimiz vardır o günden
Ütülü ütüsüz neyse değiştirmişiz
Gün: günlerin içinden herhangi bir gün
Diyebilir miyiz oysa mahalle bakkalına
Sokakta maç yapan çocuklara
Pencereden bakan çiçeğe ve kıza
Neyse; hiçbirine demeden kendimize
Diyebilir miyiz ayağımızı yere basa basa:
Mesela ben ki bilmem nasıl diyeyim ki
Türkeş Humeyni ve Çağrı üçlemesinden geçen biri
İtimat ettim daha doğrusu sanarak
Her biri Beşiktaş kadar sevimli
Kestim fotoğraflarını astım evime
Ki çok önce o evden ayrılmıştım oysa
Kiracılar gelmişti babam satmıştı evi
Kesilmişti kavak ablam evlenmişti
Gelin arabası çoktan süslenmişti
UYKUDAN ÖNCE
Çağrı GÜREL
Canım
Ciğerim
Allah’ım!
Doğdum doğalı şu dünyada
Senden bissürü şey istedim:
Başkan yardımcısı seçildim
Bisküvi arası lokum yedim
Şiir yarışmasında birinci geldim
Matematikten beş aldım
Mahalle maçında en çok golü ben attım
Uçurtmamın ipi hiç kopmadı
Beşiktaş Fener’i yendi
Hatta bizim Karaçay’da bile
Boyumu aşan yerde
Gözümü açarak çimdim…
Ne desem ki…
Her şey için
Koskocaman
Sağol.
…
Ama bilirsin:
Geçen yaz Kur’an’a geçemedim
Karıncaların yolunu bozdum
Kaplumbağayı ters çevirdim
Ütmesine bilye oynadım
Sınıfımdan bir çocuğu,
Suçsuz yere tahtaya yazdım.
Leylekler geldi geçti
Dereler doldu taştı
Bisikletim eskidi,
İki kitap okumadım.
Hangi suçumu anlatayım
Kusura bakma Allah’ım!
…
Başkan yardımcısı olsam da
Sınıfın en gevezesi
Beni sen yarattın
Şu gökyüzünden kayan yıldızı
Annemin bahçeye diktiği
Ihlamur ağacını
O ağaca yuva yapan
Yavrularına yiyecek taşıyan
Küçücük kuşları
Yan odada ay ışığında
Sessizce ağlayarak
Tespih çeken ninemi
Ankara’da hastane bahçesinde
Soğukta annemi bekleyen
Evimizin direği babamı
Dünyanın öbür ucundaki fokları
Uzaylılar varsa
Onları da sen yarattın
Her şeyi sen yarattın
Allah’ım!
Annemi sen yarattın