Cihangir Artun

Araştırmacı, Yazar

Doğum
12 Ağustos, 1981
Burç

Anı yazarı, müzisyen. 12 Ağustos 1981, Malatya doğumlu. İlk ve orta okulu Ankara‘da, liseyi ise Diyarbakır‘da okudu. Okulunu bitirdikten sonra, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak çalıştı. Çeşitli şehirlerde, uyuşturucu konulu seminerlere ve görsel yayın kurumlarında ‘Uyuşturucu ile Savaş’ konulu programlara uzman kişi olarak katıldı. Dön Evine Bırak Esrarı (2005) adlı bir kitabı var.

Özel Harekatçı bir babanın oğlu olan Cihangir Artun’un hayatı filmleri aratmıyor. Özel Harekatçı bir babanın oğlu olan Artun’un hayatı asker dönüşünde değişti. Askerden döndüğünde nişanlanmayı düşündüğü kız arkadaşı Zeynep uyuşturucuya başlamış, Cihangir bunu anladığında iş işten geçmişti. Kız arkadaşı Zeynep’i uyuşturucudan kurtarmak için her yolu denedi, Zeynep’i uyuşturucudan kurtarmak için kendisi de uyuşturucuya başladı, yine olmadı, Zeynep’i kaybetti.

Uyuşturucuyu bırakmak için kitap yazmaya başlayan, uyuşturucu savaşını kazanan, 2005 yılında yazdığı "Dön Evine Bırak Esrarı" kitabı 80 bin satan Artun, sonra da rap albümüyle uyuşturucuya karşı açtığı savaşa devam ediyor. Artun’un ilk albümü "Koş" adını taşıyor.

2005 yılında çıkan kitabı ciddi anlamda ilgi gördü, konferanslara, programlara katıldı. Birçok televizyon programında yaşadıklarını anlattı. Kitabın ardından yarım kalan sözlerini yaptığı müzikle söyledi. Rap camiasında "Uyuşturucu savaşçısı" olarak tanındı. "Koş" adlı albümünü Ali Osman Tekin ve Kenan Cinkiş yönetiminde çalıştı.

KAYNAKÇA: İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007), Deniz Gürel / Bir polis çocuğunun baş döndüren öyküsü (hurriyet.com.tr, 13 Temmuz 2009).

BİR POLİS ÇOCUĞUNUN BAŞ DÖNDÜREN ÖYKÜSÜ

BİR POLİS ÇOCUĞUNUN BAŞ DÖNDÜREN ÖYKÜSÜ

 

DENİZ GÜREL

 

Cihangir Artun’un hayatı filmleri aratmıyor. Özel Harekatçı bir babanın oğlu olan Artun’un hayatı 5 yıl önce asker dönüşünde değişti. Askerden döndüğünde nişanlanmayı düşündüğü kız arkadaşı Zeynep uyuşturucuya başlamış, Cihangir bunu anladığında iş işten geçmişti. Kız arkadaşı Zeynep’i uyuşturucudan kurtarmak için her yolu denedi, Zeynep’i uyuşturucudan kurtarmak için kendisi de uyuşturucuya başladı, yine olmadı, Zeynep’i kaybetti.

CİHANGİR Artun’un hayatı filmleri aratmıyor. Özel Harekatçı bir babanın oğlu olan Artun’un hayatı 5 yıl önce asker dönüşünde değişti. Askerden döndüğünde nişanlanmayı düşündüğü kız arkadaşı Zeynep uyuşturucuya başlamış, Cihangir bunu anladığında iş işten geçmişti. Kız arkadaşı Zeynep’i uyuşturucudan kurtarmak için her yolu denedi, onu kurtarabilmek için kendisi de uyuşturucuya başladı, yine olmadı, Zeynep’i kaybetti.

Uyuşturucuyu bırakmak için kitap yazmaya başlayan, uyuşturucu savaşını kazanan, 2005 yılında yazdığı "Dön Evine Bırak Esrarı" kitabı 80 bin satan, Artun şimdi de rap albümüyle uyuşturucuya karşı açtığı savaşa devam ediyor. Artun’un ilk albümü "Koş"u ve film gibi hikayesini Ankara Hürriyet’e anlattı.

 

Dön Evine Bırak Esrarı" kitabında tüm hikayeni anlattın. Özetle neler yaşadın Ankara Hürriyet okurları için anlatır mısın?

 

2003-2005 yılında Çankırı’da askerdeydim. Kız arkadaşım Zeynep’le asker dönüşü nişanlanacaktık. Askerden döndüğümde hareketleri değişmişti, asileşmişti. Gezmeye çıkıyoruz, yürüyemiyor, yoruluyor. İçinden hiç bir şey yapmak gelmiyordu. Sonra kendisi itiraf etti, "Uyuşturucu kullanıyorum" dedi. Her türlü uyuşturucuyu kullanıyordu, uyuşturucuyu tanımıyordum. Televizyonlarda görüyordum. TV’de gördüğümüz de bile kanalı değiştiriyorduk. "Bizim başımıza gelmez böyle şeyler" diyorduk. Uyuşturucu kullandığını duyduğum gün benim savaşım başladı. "Onu anlayayım, yanından hiç ayrılmayayım" dedim.

Türlü türlü ortama girdim, onun girmiş olduğu tüm yerlere girdim. İster istemez siz de o ortamın içinde ev sahibi oluyorsunuz, olmalısınız. Eğer ev sahibi olmazsanız o ortamda olamazsınız. Metruk evlerde bir araya geliyorduk. Kimse sanmasın ki uyuşturucu kullanan insanlar 5 yıldızlı hayat yaşıyor. Her biri izbe içerisinde kaybolup gidiyor.

 

Senin uyuşturucuyla tanışman nasıl oldu?

 

Ben ev sahibi olmayı tercih ettim, çünkü ortamın içinde sevdiğim kız vardı. "Ben şövalyeyim kurtarırım bu kızı" dedim ama şövalye olmadığımı anlamaya başladım. "Uyuşturucuyu bırak diyorum", "Nasıl bırakayım, sen anlayamazsın" diyordu. O zaman tanışayım uyuşturucuyla dedim. Tanıştım ve hayatımın hatasını yaptım. "Bir defa kullanırsan bir şey olmaz" diyorlar, yalan...

Sen 1 defa kullanmaya başladığın an beynini esir alıyor. Bir baktım ikimiz birden ev sahibi olmuşuz, insanları ağırlıyoruz. Dört ay sonra kız arkadaşımın durumu ağırlaştı ve kaybettim. Onu kaybettiğimde henüz 23 yaşındaydı.

 

Sen uyuşturucuya devam ettin değil mi?

 

Ben 6 ay depresyondaydım kendimi toparlayamadım. Ondan sonra da esrar kullanmaya devam ettim. Gece gündüz esrar içiyordum. Bunlar söylenmez ama bir taraftan da bakınca iyi bir örneğim çünkü bıraktım. O öldükten sonra yaklaşık 1 sene daha devam ettim bırakamadım. Sonra kitap yazmaya başladım, yaşadıklarımı anlattım. O dönem hem esrar kullanıyordum hem kitap yazıyordum. Kitap bana terapi gibi oldu, kendi yaşadıklarımı yazdım, insan yaşadıklarını okuyunca tehlikenin boyutunu görüyor.

 

Nasıl bıraktın uyuşturucuyu?

 

Dediğim gibi kitap benim için terapi gibiydi. Yaşadıklarımı okuyunca soğumaya başladım. Elimi taşın altına koymadığımı fark ettim. Bu iğrenç şey benim kız arkadaşımı aldı, belki yarın başka bir sevdiğimi daha alacaktı. Bunu düşünüce kayıtsız kalamadım. Her gün her şeyi yazdım, nerede içiliyor, nereden temin ediliyor. İnsanların isimlerini değiştirdim, tehlikenin boyutunu gösterdim, işaret ettim. O arada ben de uyuşturucuyu bıraktım.

 

Başta baban olmak üzere ailende bir çok polis kökenli insanın olması seni nasıl etkiledi. Bu süreçte yanında oldular mı?

 

Babam özel harekatçıydı ve zaten işinin bir kısmıydı, uyuşturucu. Bizim ailemizde konuşulmazdı, adı bile anılmazdı. "Bize gelmez, bize uzak" derdik. Ama bu işlerin öyle olmadığını başımıza gelince anladık. Ailelerin tedbirli olması lazım. "Oğlunuzu, kızınızı zincire vurun" demiyorum. İletişim kurmak önemli. Benim rahmetli kız arkadaşımın ailesi ile arası bozuktu. Sokaklarda yaşamaya başlamıştı. Ben askerdeyken oluyor bütün bu olaylar, ben burada olsaydım yanıma alırdım onu ama sonradan girmiş olduğu ortamdan kopartamadım. Ortam, onu benden kopardı.

Bu hadiseleri yaşadığımda, annemin ciddi bir rahatsızlığı vardı ve son dönemlerini yaşıyordu Babam özel harekatçı, sert bir adam. Evin içinde uyuşturucu zanlısı gibi bir konumum oldu. Böyle bir hayatın içinde tabii ki tepkileri ilk başta sert oldu. Onlarda toplumun genelinde olan hataya düştüler. Uyuşturucu kullananı değil uyuşturucuyu önemsediler. İlk başlarda beni anlamaya çalışmadılar. Baktılar ki bu yol doğru değil, onlar beni anlayamaya başladığı an benim de kurtuluşum başladı.

 

Uyuşturucuyu bıraktıktan sonra da uyuşturucuyla mücadeleye devam ettin değil mi?

 

2005 yılında çıkan kitabım ciddi anlamda ilgi gördü, konferanslara, programlara katıldım. Birçok televizyon programında yaşadıklarımı anlattım. Bunları yapmak zorundayım, tehdit aldım ama yine de anlatmaktan vazgeçmedim. Uyuşturucuyla ilgili bir kız kitap yazdı o kızı öldürdüler, "intihar etti" denildi ama öldürülmüştü. Düşününce, bir yazar neden intihar etsin? Uyuşturucuyla ilgili kitap yazdıktan sonra bana çok manidar geldi. Bunlar yıldırıcı görünse de ben devam ettim, neden devam ettim çünkü kararlıyım, uyuşturucuyu bitirmek için elimden ne geliyorsa yapacağım. Bu nasıl olacak derseniz, benim gücüm yetmese bile benim uyuşturucuyu bitirme arzumu görenlerin desteğiyle olacak. İnsanlar benim yanımda oldukça, git gide çoğalacağımıza inanıyorum. Böylece istediğimizi yapacak güce kavuşmuş olacağız ve uyuşturucunun sonu gelmiş olacak.

 

Bunu aklı başında herkes arzu eder, sen uyuşturucunun sonunun geleceğine gerçekten inanıyor musun?

 

Şöyle açıklayayım. Televizyonlarda ahkam kesiliyor. "Uyuşturucu zararlıdır", "Uyuşturucuya başlama yaşı, 10 yaşa indi" gibi. Evet indi, bunu herkes biliyor. Ben bunu söyleyebilirim ama bu ülkeyi yönetenlerin bunu söylemeye hakkı yok. Uyuşturucuyu bitirecek olan devlettir, hükümettir. Devlet nezrinde insanların çalışması lazım. Hadi çalışmada bulunmuyorsunuz bari yardımcı olun bize, önümüze engel koymayın, taş koymayın. Söylediklerimin hiç birinde de yanıldığımı sanmıyorum, çünkü ben uyuşturucuyu tam 5 senedir en acı şekilde tanıyanlardan biriyim. Ülkemde uyuşturucu kullananlarla ilgili ciddi bir çalışma hiçbir zaman göremedim. Bunu söylemekten de çekinmiyorum. Ellerini taşın altına koymadıkları sürece, bu uyuşturucu masum insanları sarmaya devam edecek. "Bu bir ranttır ve bu ranttan biz para kazanıyoruz" desinler, ben de o zaman derim ki "Evet, uyuşturucu bir ranttır, siz de para kazanıyorsunuz." Şimdi yaşadıklarım aklıma geldikçe sinirleniyorum. Ben televizyon kanallarına çıktığım zaman açık açık bağırdım, "Uyuşturucuyu bitirin ama uyuşturucuyu bitirebilmek içinde sakın insanları böyle tedavi adı altında bir yerlere kapatmayın, onlara sorumluluk verin. Boyacı yapın, simitçi yapın bir şeye sarılmasına izin verin" dedim.

 

PES ETME KALK AYAĞA

 

Kitabın ardından şimdi de bir rap albümü çalışman var. Anlatır mısın?

 

Kitabın ardından yarım kalan sözlerimi yaptığım müzikle söyledim. Bir süredir zaten müzikle uğraşıyordum. Rap camiasında "Uyuşturucu savaşçısı" olarak biliniyorum. Albümün adı "Koş". Ali Osman Tekin ve Kenan Cinkiş yönetiminde çalışıyoruz. Çok değerli insanlarla beraberim, çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çok profesyoneller, benim eksik kaldığım her yönden beni tamamlıyorlar.

Albümde 8 şarkı var. İlk şarkımı geçtiğimiz haftalarda Okan Bayülgen’in programı Disko Kralı’nda söyledim. İsmi "Pes etme kalk ayağa." Tüm yaşadıklarımı orada yazdım.

"Pes etme kalk ayağa, tamam uyuşturucuyu kullandın ama benim için her şey çok geç deme. Her yolun bir dönüşü vardır, büyüklerimiz boşuna demiyor, ’Zararın neresinden dönsen kardır’ diye. "Sen zarara değil, kara koşacaksın." gibi sözleri var.

İlk klibi de "Silmiştik biz" adlı şarkıya çekiyoruz. O şarkı da aslında kaybettiğim kız arkadaşıma hitaben yazılan, "Ölüme yürüyen de bizdik, seven de bizdik" gibi sözler var. İnsanlara sosyal sorumluluk veya sosyal mesaj verme kaygısında değilim, belki de öyle bir hakkım yok. Ben bir bireyim, ve bir bireysem yaptığım şarkıda da insanlara bir şeyler anlatıyorum, isteyen bunu alır. Hiçbir zaman amaçsız bir şey yapmadım ve benim amacım uyuşturucuyu bitirmek. Yapabilecek miyim? Yapacağım. Çok kararlıyım.

KAYNAK: Deniz Gürel / Bir polis çocuğunun baş döndüren öyküsü (hurriyet.com.tr, 13 Temmuz 2009).

 

 

Yazar: DENİZ GÜREL
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör