Fransız Müslüman Düşünür, Yazar, Siyasetçi, Milletvekili, Senatör, Fransız Komünist Partisi Genel Sekreteri (D. 17 Temmuz 1913, Marsilya / Fransa – Ö. 12 Haziran 2012, Paris / Fransa). 1952’de Sorbonne Üniversitesi edebiyat dalından mezun oldu. 1954’te SSCB Bilimler Akademisi’nden Bilim dalında doktor unvanını aldı. Marksist İnceleme ve Araştırmalar Merkezi müdürlüğü yaptı. Fransız Parlâmentosu’nda milletvekili, Millet Meclisi Başkan Yardımcısı, Millî Eğitim Komisyonu Üyesi ve Senatör olarak görev aldı. Komünist Partisi tenkitlerini dikkate almadığı için bu kuruluştan ayrıldı. Üniversitedeki profesörlüğüne döndü.
Stalin, Fidel Castro, Picasso,
Aragon, Jean-Paul Sartre, Claude Levi-Strauss, Gaston Bachelard, Francois
Mauriac gibi pek çok ünlü devlet adamı, bilgin ve sanatçıyla görüşüp tanıştı.
Tek başına da kalsa her zaman doğruyu haykırdı. Don Kişot’u kendine rehber
edindi. Partisinin körü körüne Rusya’yı desteklemesini tenkit ettiği için ihraç
edildi. Üniversite profesörlüğünden emekliye ayrıldıktan sonra telif
çalışmalarına hız verdi. Her biri dünya çapında yankılar uyandıran 60’ı aşkın
eser, on binlerce makale ve tebliğ yayınladı, binlerce konferans verdi. Bütün
ömrünü insanlığın huzur, mutluluk ve barış içinde yaşaması için ne yapılması gerektiği
konusunda fikirler üreterek geçirdi.
Önemli bir kısmı gerçek anlamda şaheser olan kitaplarıyla Garaudy, hâlâ
eserleri bütün dünyada okunan ve ilham alınan büyük bir düşünürdür.
Fransız Komünist Partisi Genel
Sekreteri ve Marksist geleneğin önemli isimlerinden olan Roger Garaudy, 1982’de
Müslüman oldu. Her biri dünya çapında yankılar uyandıran eserleri yayınladı,
pek çok ülkede konferanslar verdi. Basın yayın kuruluşlarında yayınlanan
bildirileriyle milletlerarası siyaset ve yanlış tutumlar konuşundu görüşlerini
sık sık kamuoyuna duyurdu. 12 Haziran 2012'de Paris'te vefat etti.
Aradığını Bulmak
Roger Garaudy, Türkiye'de 20.
Yüzyıl'ın 2. yarısından itibaren bilinen tanınan Marksist bir Fransız
filozofuydu. 1960''ların ortalarında dilimize çevrilen İslamiyet ve Sosyalizm
adlı eserinde İslam'la ilgili fikirleri, sanki onun ilerde Müslüman olacağının
işaretleri gibidir.
Garaudy, Müslüman olmadan önce de
sonra da çok büyük fikir çileleri çekmiş, tek başına büyük mücadeleler vermiş;
evrensel bir perspektifle insanoğluna yönelik zulümlerin, baskıların,
eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının çarelerinin neler olabileceğini araştırmış;
bu araştırmalar onu İslam'a ulaştırmıştır. Ararken de aradığını bulduğunda da
hep yalnızdır, ama bu yalnızlık sebebiyle doğru bildiğinden hiç şaşmamış; doğru
bildiği yolda tek başına yürümekte hiç tereddüt göstermemiştir.
Roger Garaudy'den Sosyalizm ve İslam çevirisi
Roger Garaudy’nin birçok kitabı
Türkçe’ye çevrildi. Türkiyeli birçok Marksist, Roger Garaudy’nin eserleri sayesinde
İslam kültürü ve medeniyeti hakkında bilgi sahibi oldu.
Doğan Avcıoğlu ve E. Tüfekçi
(Mihri Belli) 1965 yılında henüz Müslüman olmamış Roger Garaudy'den Sosyalizm
ve İslam adlı eseri tercüme etmişti.
Her iki Türk Marksist çevirmen, bu
kitabın ortak imzalı önsözünde şu samimi itirafta bulunmuşlardı:
“O kadar kendimizi unuttuk, kendi
kültürümüzden o kadar koptuk ki, doğunun Montesquieu’sü olan bir İbn Haldun,
batınınkilerden binlerce kat bize yabancı. Thomas Moore’un sosyalist ütopyasını
biliriz de, Simavnalı Şeyh Bedrettin’in sosyalizmini tanımayız.
Bu satırların yazarı, Fransız
sosyal, ekonomik, politik, kültürel v.s. tarihini en teferruatlı şekilde
öğrenmiştir, ama Türk sosyal, ekonomik, politik ve kültürel tarihi hakkında bir
takım klişeler dışında pek az şey bildiği için utançların en büyüğünü
duymaktadır.
“Şimdi çağımızın en ünlü Marksist
teorisyenlerinden biri bu kitapta bizlere sesleniyor:
'Ey doğu milletleri', diyor, sizin
büyük kültürünüz vardı. Ortaçağ Avrupası tam bir karanlık içindeyken, uygarlık
meşalesini siz İslâm milletleri taşıyordunuz. Köleci dünyaya karşı eşitliği ve
yeni bir uygarlığı İslâmiyet getirdi. Sizlerin 860 yılında yazdığınız astronomi
kitabı, 700 yıl Avrupada otorite oldu. Avrupaya coğrafyayı götüren İdrisî
sizdendi. İbn Haldun, o tarihlerde, 'Hristiyanlar, Akdenizde kayık bile
yüzdüremez' diyordu.
Cebiri siz kurdunuz. Logaritmayı
Farabi buldu. Ömer Hayyam’ın cebir kitabı 1857’de Fransızcaya çevrilecek
değerdeydi. Büyük matematikçi ve astronom Uluğ Bey sizdendi. İbn Rüşd’ün
akılcılığı, İbn Haldun’un sosyolojisi, batı düşüncesinden yüzyıllarca
ilerdeydi.”
İnsanlığın Evrensel Barışı
Türkiye''den tanıdığı bir aydın
olan merhum Ahmet Taner Kışlalı''yla bir sohbetinde ona şöyle demişti:
''İslam''ın özü ile o özden yola
çıkarak o günün koşullarına göre üretilmiş çözümleri birbirine karıştırmamak
gerekir. Ben 1400 yıl öncesinin koşulları içinde konulmuş kurallara uymak için
dinimi değiştirmedim. O özü beğendiğim için Müslüman oldum. 1400 yıl öncesinin
koşullarına getirilmiş olan çözümleri dâhiyane buluyorum.''
''Beni komünist yapan ne ise
Müslüman yapan da odur'' diyen Roger Garaudy''nin Yaşayan İslam, İslam''ın Vaat
Ettikleri, İslam ve İnsanlığın Geleceği gibi İslam'la ilgili çok sayıda
eserinden çıkarılabilecek özet şudur: İnsanlığın evrensel barışa ve kimsenin
kimseyi ezmediği sosyal adalet düzenine erişebilmesinin zemini Kur'an'dır. Onun
gözünde Kur'an hiç eskimeyen, daima yenilenen bir kitaptır: ''Dünyada her
fikir, her söz elli yüz sene içinde eskiyip değerini yitirmeye mahkûmdur. Bunun
tek istisnası Kur'an'dır. Eskimediği gibi her geçen gün daha anlaşılır hale
gelmekte, adeta gençleşmektedir.' '(Cumhuriyet, 25.09.1997)
Roger Garaudy, dinlerin ve
ideolojilerin asr-ı saadet/altın devir olarak nitelenen her yönden başarılı
dönemlerini idealize etmenin, hep ona takılıp kalmanın bir entegrizm
(bağnazlık, donup kalmışlık) olduğunu ifade etmiştir. O, entegrizmin yeni
arayışların, yeni yorumların ve güncel sorunlara çözüm bulma çabalarının önünü
kesen bir felsefe olduğunu bir Hıristiyan, bir Marksist olarak ilan ettiği gibi
Müslüman olarak da ilan etmiştir.
Türkçe’ye Çevrilen Eserleri:
Jean Paul Sartre ve Marksizm (1964),
Sosyalizm ve Ahlâk (1965), Sosyalizm ve İslam (Çev. Doğan Avcığlu – E. Tüfekçi
[Mihri Belli], 1965, İslâmiyet ve Sosyalizm adıyla 1966), Sosyalizmin Büyük
Dönemeci (1970), Sosyalizm ve Ahlâk (Çev. Selahattin Hilav, 1976), İslâm'ın
Vaadettikleri (1983), Siyonizm Dosyası (1983), Yaşayanlara Çağrı (1986),
Yirminci Yüzyıl Biyografisi (1989), İslâm ve İnsanlığın Geleceği (1990), Siyonizm
Dosyası (2004), Don Kişot (Yaşanmış Şiir, Çev. Cemal Aydın, 2012), Medeniyetler
Diyaloğu - Pour un dialogue Des Civilisations Paris 1977 (2015), Batı Terörizmi
(2015), Şahitlerim (Çev. Cemal Aydın , 2015), Yüzyılın Biyografisi (2015), İsrail
Mitler ve Terör (2015, 2017), Yüz Yılımızda Yalnız Yolculuğum (Çev. Cemal
Aydın), İslam'ın Vadettikleri (2016), Yobazlıklar (2016), İsrail Sorunu (2017),
İnsanlığın Medeniyet Destanı (2017, 2018), Entegrizm - Kültürel İntihar, Karl
Marks'ın Fikir Dünyası, İslam Dünyasının Yükseliş ve Çöküşleri (2018), Endülüs’te
İslam (2018), Geleceğimizde İslam Var (2018), Çöküşün Öncüsü ABD (2018), Amerikan
Efsanesi (2018), Hatıralar (2019), Kur'an ve Çağımız, Yaşayanlara Çağrı.
KAYNAKÇA: Roger Garaudy /
Sosyalizm ve İslam (Doğan Avcığlu – E. Tüfekçi [Mihri Belli], 1965), Roger
Garaudy kimdir? - Prof. Luc Colles ile Roger Garaudy'yi konuştuk (Portre,
dunyabizim.com, 25 Temmuz 2010), Roger Garaudy için ne dediler? (dunyabizim.com,
15 Haziran 2012), Osman Nuri Topbaş / Müslümanın Para ile İmtihanı (2012), İsmail
Özcan / Ölümünün 1. yılında aykırı
Müslüman Roger Garaudy (Yeni Şafak, 4 Temmuz 2013), Türkiye Yazarlar Birliği /
Türkiye Kültür Sanat Yıllığı (2013), ‘Çare, 500 yıldır Bosna’da süregelen
İslam’ (Haberturk, 18 Ocak 2015), Dünyaca ünlü düşünür Roger Garaudy nasıl
Müslüman oldu? - Hidayet Öyküleri (islamveihsan.com, 20 Şubat 2018), İhsan Işık
/ Kültürümüzün Kimliği (genişletilmiş 5. Bas. 2019), Roger Garaudy kitapları
(babil.com - timas.com.tr, 10.02.2019).
ENDÜLÜS’TE İSLAM
Roger GARAUDY
Endülüs
hâlâ gönüllerde yaşayan bir destan ülkedir. Medeniyetin, ilmin ve fikrin
destanı yazılmıştı orada.
İbn
Rüşd, İbn Hazm, İbn Tufeyl ve İbn Arabî gibi devler orada yetişti. Daha sonra
Selâhaddin-i Eyyûbî’nin özel doktoru olan ve Museviliğin İkinci Musa’sı diye
bilinen dâhî insan Musa İbn Meymûn (Maimonides) bütün bilgisini orada edindi.
Batı’da
deneysel bilimin kurucusu olarak bilinen Roger Bacon eğitimini Endülüs’te aldı.
Sonradan
İkinci Syvestre adıyla papalık koltuğuna oturan Aurillaclı Gerbert tahsilini
orada yaptı.
Batı
Rönesansı’nın temelleri orada atıldı.
Bir
altın çağ, kutlu bir medeniyet, ideal bir insanlık buluşmasıydı Endülüs.
Roger
Garaudy bu eserinde o efsaneleşmiş Endülüs Medeniyeti’ni bütün yönleriyle
gözler önüne seriyor.
Kitaptan
Alıntılar:
Endülüs'ün
bize verdiği umut tekrar doğabilir mi?
Bahsettiğimiz
bu Rönesans sadece mümkün değil, zaruridir de.
Çünkü
İspanya’da, 13. yüzyılda, ışıl ışıl bir vaat olan o Rönesans; Batı
Rönesansı'nın aksine bir istikamete sahipti.
İnsanın
aşkın boyutunu, diğeri gibi, budayarak ortaya çıkmıyordu o Rönesans. Aksine
bütün dînî tekelciliklere rağmen, Tanrı’nın evrenselliği bilinciyle, yani bütün
insanlığın Tanrı’sının aynı Tanrı olduğu inancıyla hareket ediyordu.
Kur’ân’ın
mesajı evrenseldir. Çünkü İslâm, kendisini asla 7. yüzyılda doğmuş yeni bir
din, diğer dinler arasında herhangi bir din olarak görmez, aksine kendisini ilk
ve tek temel din olarak takdim eder: Allah’ın “ruhundan insana üflediği”nden,
yani Hz. Âdem’den beri devam edip gelen dindir İslâm; Hz. İbrahim, Hz. Musa,
Hz. İsa ve Hz. Muhammed de işte bu aynı dinin peygamberleridir.
İslâm,
bu evrenselliğin anlamını kaybetmediği için Endülüs’te, evrensel İslâm’ın
ruhunu oluşturan bu kültürün hazırlanmasında Yahudilerin ve Hıristiyanların
katkıda bulunmalarını sağlayabilmiştir.
KAYNAK:
Roger Garaudy / Endülüs’te İslam (2018).
GELECEĞİMİZDE
İSLAM VAR
Roger GARAUDY
Roger
Garaudy, bu kitabında şu çığlığı atıyor: Batı’yı Ortaçağ karanlığından,
barbarlıktan, cahillikten ve canlı cenazelikten dün İslâm kurtarmıştı!
Bugün
de gerekli gereksiz, yararlı yararsız ve hatta zararlı her bir şeyi imal eden
ve insanlara bunları reklamlarla vazgeçilmez ihtiyaçlarmış gibi sunan, körü
körüne üretip körü körüne tüketen ve tükettiren Batı’yı bu korkunç sapmadan
yine İslâm kurtaracaktır!
Ya
İslâm’ın eşsiz bilgeliği, kültürü ve medeniyetiyle tanışıp onun kurtarıcı
insanlık değerlerini paylaşacağız ya da yakın zamanda yok olacak ve Batı
toplumlarıyla birlikte bütün dünyayı da intihara sürükleyeceğiz.
Bundan
böyle, bütün dirilişlerin müjdecisi, İslâm’ın destanıdır.
Çünkü
İslâm’ın destanı, insanlık destanının muhteşem bir ânıdır.
Kitaptan
Alıntılar
Allah
en büyük krallardan daha büyüktür ve yegâne mutlak saygı sadece O’na
gösterilmelidir. Bunda her türlü zulme ve zorbalığa direnmenin ve her otoriteye
karşı itiraz etmenin başkasına devredilemez bir hukuk kuralı vardır.
*
İlâhî
birlik, bir eylemdir, her an yaratmakta olan Allah’ın bir eylemidir.
*
Eğer
her mülk Allah’ınsa, her insan da, çalışmasıyla,
ancak
o mülkten yararlanma hakkına sahipse, bu durumda mülkiyetin Kur’ânî ve nebevî
kavramı, Batılı ve burjuva mülkiyet kavramının tam tersidir.
*
İslâm’ı
bir korkuluk, bir “kılıç dini” yapmak için delil gösterilen bütün ayetler,
kesinlikle bağlamlarından koparılmış metinlerdir.
*
Zekât
servetin temizlenmesi, arındırılmasıdır.
*
Müslümanlar,
evrensel ilme en zengin katkıyı imanlarıyla ve en başta da Allah’ın yüceliği
konusundaki tavizsiz ikrarlarıyla yaptılar.
KAYNAK: Roger Garaudy
/ Geleceğimizde İslam Var (2018).
İNSANLIĞIN
MEDENİYET DESTANI
Roger GARAUDY
İnsan,
uzun zaman hayvandan ancak çalışmasıyla ayrıldı. Önemli bir farklılıktır bu.
Yontma bir çakmak taşı âletiyle bile olsa, insan çalışmaya başladığı zaman daha
eseri ortaya çıkmadan işinin gayesini peşinen görür. Bu tasarı, bu önceden
kestirme, işte düşüncenin ta kendisidir.
*
İnsanlığın
altın çağı olan Hazreti İsa’dan önceki 4. yüzyılda, bütün medeniyetlerde insan,
hem Allah’ı kalbinde taşıyan biri, hem de bütün tabiatın bir özeti
mahiyetindeydi.
*
Batı,
her şeyden önce Avrupa’dır; dünyanın, içinde hiçbir zaman büyük bir dinin
doğmadığı tek yeri, tek parçasıdır.
Batı’nın
tercihi, hesap ve ölçüye dayanarak dünyayı zapt etmek ve tabiata karşı bir
fatih edasıyla davranmak şeklinde gelişti. Onun temel ve kendine has tecrübesi,
artık “ben tabiata aitim” değil, aksine “tabiat bana aittir” oldu.
*
Batı
felsefesi (diğer bütün dünya bilgeliklerinden farklı olarak), bir bütün olarak
insanın hareketi değil de, münhasıran zekâ meselesinden ibarettir.
*
Roma
İmparatorluğu bütün mağlup milletleri soymak suretiyle yaşadı. Tâ ki
imparatorluk MS 4. yüzyılda, dış istilalardan daha ziyade iç çöküntüler ve
general ve tâbilerinin isyanları yüzünden son nefesini verinceye kadar…
*
Düşüncelerimizin,
hayallerimizin ve arzularımızın sessizliği içinde keşfettiğimiz mutlak
Gerçeklik (Tanrı), âlemin üstünde, âlemden kopuk bir Gerçeklik değildir, çünkü
var olan yalnızca O’dur, onun için de bize birliği buldurarak kendi
kuruntularımızdan kurtarır.
*
Kutsal
Kitap Kur’ân’ın İslâm’da işgal ettiği merkezî yerden ötürü, İslâm resmi her
şeyden önce hüsnühat, tezhip veya minyatürdür.
*
Matematik
bilimlerinde Müslümanlar, bir yandan Grekler’in geometrisini alırken, diğer
yandan cebire ağırlık verdiler ve sonludan ziyade sonsuzun üzerinde durdular. Şair
Ömer Hayyam (1050-1123), üç bilinmeyenli denklemleri Descartes’tan beş asır
önce çözer.
*
Müslüman
tabipler, 8. yüzyıldan itibaren, içi oyuk bir iğne kullanarak emme yoluyla
katarakt ameliyatı yapıyor, yaraları dağlama ve dikmesini biliyor, diş cerrahîsiyle
uğraşıyorlardı.
*
Din
değiştirmek fert için ne ise, bir devrim de bir toplum için her şeyden önce
odur: Hayatın gayesini ve anlamını değiştirmek.
*
Hakikî
medeniyetler diyaloğu, ancak herkes diğer insanı, kendisinin tam anlamıyla
insan olması için, kendisinde bulunmayan taraf olarak görüp buna kesinlikle
inandığı zaman var olur.
*
Bilimin
üstünde, bilimi inkâr eden değil, aksine bilimi tamamlayan, hikmet vardır.
KAYNAK:
İnsanlığın Medeniyet Destanı (2018).
ÖLÜMÜNÜN 1.
YILINDA AYKIRI MÜSLÜMAN ROGER GARAUDY
İsmail ÖZCAN
(Yeni Şafak, 4
Temmuz 2013)
Dünyada
her fikir, her söz elli yüz sene içinde eskiyip değerini yitirmeye mahkûmdur.
Bunun tek istisnası Kur'an'dır. Eskimediği gibi her geçen gün daha anlaşılır
hale gelmekte, adeta gençleşmektedir.
1982
yılında Müslüman olduktan sonra, ''Ben İslam'a bir elimde İncil, bir elimde Kapital'le
geldim'' diyerek, İslam hiçbir şekilde onay vermediği halde öldüğünde cesedinin
yakılmasını vasiyet ederek sıra dışı bir Müslüman olduğunu ilan eden ünlü
filozof Roger Garaudy, bir yıl önce, 14 Haziran 2012 tarihinde, 99 yaşında bu
dünyaya veda etti.
Yıllarca
Protestan gençlik örgütü üyeliğinde bulunmuş; uzun yıllar Fransız Komünist
Partisi''nin en prestijli üyesi, genel sekreteri ve en büyük ideologu olmuş;
20. Yüzyıl''da bütün dünyada Fransa''nın en büyük filozoflarından biri olarak
şöhret yapmış birinin, İslamofobinin kıpırdamaya başladığı bir dönemde ''Ben
Müslüman oldum'' demesinin, büyük tepkileri ve hatta düşmanlıkları göğüslemesi
gerektiğinin bilincinde olarak İslam''ı seçmesinin biz sıradan fanilerinkini
epeyi aşan bir cesaret işi olduğunu kabul etmek o kadar zor değildir.
Garaudy''nin
İslam anlayışı bilhassa muhafazakâr İslamcı çevrelerde eleştirilere uğramış, kimi
görüşleri hiç kabul görmemiştir. Onu eleştiren ve hatta Müslüman bile saymama
eğilimi gösteren Müslümanlar bir şeye hiç dikkat etmemişlerdir: Garaudy,
İslam''ı kabul etmekle eşi az görülmüş bir dışlanmayı, unutulmuşluğa mahkûm
edilmeyi, fanatik Hıristiyan çevreler ve aydınlarca tahkir edilmeyi bile bile
göze almıştır. Bu, kendini dört dörtlük Müslüman sayan birçok kimsenin kolay
göze alamayacağı bir yiğitlikti.
İnsanlığın
Evrensel Barışı
Türkiye''den
tanıdığı bir aydın olan merhum Ahmet Taner Kışlalı''yla bir sohbetinde ona
şöyle demişti:
''İslam''ın
özü ile o özden yola çıkarak o günün koşullarına göre üretilmiş çözümleri
birbirine karıştırmamak gerekir. Ben 1400 yıl öncesinin koşulları içinde
konulmuş kurallara uymak için dinimi değiştirmedim. O özü beğendiğim için
Müslüman oldum. 1400 yıl öncesinin koşullarına getirilmiş olan çözümleri
dâhiyane buluyorum.'' (Cumhuriyet, 25.09.1997)
''Beni
komünist yapan ne ise Müslüman yapan da odur'' diyen Roger Garaudy''nin Yaşayan
İslam, İslam''ın Vaat Ettikleri, İslam ve İnsanlığın Geleceği gibi İslam'la
ilgili çok sayıda eserinden çıkarılabilecek özet şudur: İnsanlığın evrensel
barışa ve kimsenin kimseyi ezmediği sosyal adalet düzenine erişebilmesinin
zemini Kur'an'dır. Onun gözünde Kur'an hiç eskimeyen, daima yenilenen bir
kitaptır: ''Dünyada her fikir, her söz elli yüz sene içinde eskiyip değerini
yitirmeye mahkûmdur. Bunun tek istisnası Kur'an'dır. Eskimediği gibi her geçen
gün daha anlaşılır hale gelmekte, adeta gençleşmektedir.''
Roger
Garaudy, dinlerin ve ideolojilerin asr-ı saadet/altın devir olarak nitelenen
her yönden başarılı dönemlerini idealize etmenin, hep ona takılıp kalmanın bir
entegrizm (bağnazlık, donup kalmışlık) olduğunu ifade etmiştir. O, entegrizmin
yeni arayışların, yeni yorumların ve güncel sorunlara çözüm bulma çabalarının
önünü kesen bir felsefe olduğunu bir Hıristiyan, bir Marksist olarak ilan
ettiği gibi Müslüman olarak da ilan etmiştir.
Aradığını Bulmak
Roger
Garaudy, Türkiye'de 20. Yüzyıl'ın 2. yarısından itibaren bilinen tanınan Marksist
bir Fransız filozofuydu. 1960''ların ortalarında dilimize çevrilen İslamiyet ve
Sosyalizm adlı eserinde İslam'la ilgili fikirleri, sanki onun ilerde Müslüman
olacağının işaretleri gibidir.
Garaudy,
Müslüman olmadan önce de sonra da çok büyük fikir çileleri çekmiş, tek başına
büyük mücadeleler vermiş; evrensel bir perspektifle insanoğluna yönelik
zulümlerin, baskıların, eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasının çarelerinin
neler olabileceğini araştırmış; bu araştırmalar onu İslam'a ulaştırmıştır. Ararken
de aradığını bulduğunda da hep yalnızdır, ama bu yalnızlık sebebiyle doğru
bildiğinden hiç şaşmamış; doğru bildiği yolda tek başına yürümekte hiç tereddüt
göstermemiştir. Geçen yüzyılın sonlarında yazdığı, Türkiye'deki en iyi Garaudy
uzmanı olan, Garaudy''nin birçok eserini Türkçe'ye kazandıran Cemal Aydın'ın
çevirdiği ''Yüz Yılımızda Yalnız Yolculuğum'' adlı eseri, adıyla bile onun
yürüdüğü yolda hissettiği yalnızlığı anlatmayı başarıyor. Ruhu şad olsun!
KAYNAK:
İsmail Özcan / Ölümünün 1. yılında aykırı
Müslüman Roger Garaudy (Yeni Şafak, 4 Temmuz 2013).
ROGER GARAUDY
İÇİN NE DEDİLER?
Gürsel Aksoy -
Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Geçtiğimiz
gün vefat eden Roger Garaudy'yi kendisini yakından tanıyan isimlere sorduk
Fransız
asıllı müslüman düşünür Roger Garaudy önceki gün vefat etti.
Fransız
Komünist Partisi'nde etkin bir şekilde görev alan, Fransa Parlamentosu'nda
milletvekilliği, daha sonra ise üniversitede profesörlük yapan Garaudy 1982
yılında Müslüman olmuştu.
Roger
Garaudy, ''İsrail Mitler ve Terör'' kitabını yazdıktan sonra ise Fransa
mahkemelerinde yargılandı, kitabı Fransa'da yasaklandı ve sonrasında Batı
dünyasından neredeyse aforoz edildi.
Garaudy'yi,
vefatının ardından, ülkemizde kendisini ve eserlerini yakından tanıyan isimlere
sorduk.
Cemal Aydın
(Garaudy'nin kitaplarını Türkçe'ye kazandıran yazar):
Roger
Garaudy, bu dünyada görevini yapmış olarak huzur içinde Rabbine dönen, Allah'ın
seçkin kullarından biridir.
Müslümanlığı
pasif değil, eylemci Müslümanlık olarak kendisini göstermiştir.
Komünist
olduğu dönemde nasıl faal bir hayat sürdüyse, Müslüman olduktan sonra daha
aktif bir şekilde Müslümanların hizmetinde bulunmuştur.
Medeniyetlerin
birbirini imha değil, ihya etmesini yürekten arzulamıştır.
Müslüman
olduğu ve Filistinlileri savunduğu için maalesef Batı'dan dışlanmıştır. Ama o
fikirle eylemi bir araya getirebilmiş bir düşünür ve gerçek bir kahramandır.
D. Mehmet Doğan
(Yazar, TYB Onursal başkanı):
Roger
Garudy'yi lise yıllarında ''İslam ve Sosyalizm'' kitabıyla tanıdım. Garaudy o
zamanlar bizim dünyamıza uzak bir insandı. Fakat İslam ve Sosyalizm'i okuduktan
sonra çok da uzak olmadığı intibaı uyanmıştı bende.
Müslüman
olduğunu öğrenince hepimiz memnuniyet duyduk. İslami dönüşüm geçirdikten sonra
ise neredeyse bütün eserleri Türkçe'ye çevrildi.
Batı
dünyasında böyle isimler fazla çıkmıyor. Ölümü hepimiz için çok büyük bir
kayıptır.
Cihan Aktaş
(Gazeteci - Yazar):
GARAUDY HEP
BURADA OLACAK
Garaudy'nin
vefatı bütün okurları gibi bende de buruk duygulara yol açtı. Bunun sebebi
ömrünün son demlerinde ülkesinde yaşadığı, seyirci kaldığımız baskı. Filistin
hakikatlerini dile getirmeyi sürdürdüğü için bir tür aforoza maruz bırakıldı
büyük mütefekkir memleketinde. Buna karşılık öylesine dolu dolu bir hayat
yaşadı ki, öylesine sahiciydi ki peşine düştüğü sorular, susmaya zorlandığı
halde fikirleriyle, çağına tanıklığını sürdürdü. İnsanın ilahi boyutuna
inancıyla, her yazar, her dava adamı için örnek bir hayat yaşadı. Onu herhangi
bir düşünürden ayıran yanı, düşünceyi ve imanı amelle veya eylemle bir arada
geliştiren bütüncül bakışıdır.
"Yüzyılımızda
Yalnız Yolculuğum" başucu kitaplarımdan biri, ancak Garaudy, henüz
müslümanlığını açıklamadığı yıllarda da benim yazarımdı. "Kıyısız Bir
Gerçekçilik Üzerine" isimli kitabında ne bulmuştum da, yakınlık duymuştum
fikirlerine... Herhalde postmodernist kaosa giden bir dünyanın sömürü
sistemlerini meşrulaştıran yerleşik kabullerine olduğu kadar, ilerleme adına hükmünü
sürdüren modern tabulara da mesnetli eleştirileriyle, okurunu içine çeken
muazzam dinsel coşkuyu... Sanatsal ifadeleri yok saymak yerine onlarda dile
geleni anlama yönünde gösterdiği çabayla da Garaudy, Müslümanlara bir
özeleştiri alanı açıyor.
Bir
yüzyıla yaklaşan hayatı boyunca, kendi ifadesiyle "Varlığı var edeni, her
gün katılmamız istenen o tedirgin edici ama kamçılayıcı Allah'ı arayış
eylemini" sürdürmekten hiç vazgeçmeyen bir mütefekkir Garaudy, benim
kahramanlarımdan biri.
Dünya
Bülteni'ne üç yıl önce yazdığım bir yazının başlığı, "Garaudy hep burada
olacak" şeklindeydi. Yine öyle düşünüyorum. Deneyimlerinden ve
tefekküründen süzülmüş cümleleriyle hep aramızda olacak. Mutmain bir nefisle,
razı olmuş ve rızaya ermiş olarak Rabbine ulaştığını söyleyebiliyor ve rahmet
diliyorum, tanıklığının verimlerinden yararlanmayı sürdüren bir okuru olarak.
CİHAN
AKTAŞ'IN 'ROGER GARAUDY HEP BURADA OLACAK' YAZISI İÇİN TIKLAYINIZ
Ahmet Mercan
(Şair - Yazar):
Roger
Garaudy son yüzyılın en önemli simalarından biriydi.
İnsanlığa
Batı düşüncesinin çıkmazlarını göstermesi ve tercihini İslam'dan yana ortaya
koyması açısından ibret verici bir tutumu vardı.
İnsanın
kendine yetmezliği vurgusunu Batı düşüncesinin hulasası olarak ortaya koydu.
Bir
düşünür olarak güncel olaylardan uzak durmayan, konformizme sığınmayan,
yaşadığı hayata itiraz edebilen, ileriye dönük düşünceleri olan, gelişmeleri
geriye dönük olarak da okuyabilen, geçmişle gelecek arasında köprü kurabilen
bir insandı.
Cevat Özkaya
(Araştırmacı - Yazar)
Roger
Garaudy Müslüman olduktan sonra kitaplarını Türkiye'de ilk biz bastık.
O
yıllar TÜYAP kitap fuarının yeni başladığı zamanlardı. Garaudy'nin solculuktan
İslam'a geçmesi çok ilgi uyandırmıştı. Bu nedenle TÜYAP tarafından Türkiye'ye
davet edildi. Böylece ilk kez Türkiye'ye gelmiş oldu.
Garaudy
TÜYAP'ta kitaplarını imzaladı. O kadar çok okuru gelmişti ki bütün fuar alanı
dolmuş, bin 500 kadar kişi de dışarda kalmıştı. Hatta arkadaşlardan biri
Garaudy'ye küçük bir latife yapmıştı, ''Bir mühür hazırlatsaysaydınız bütün kitaplarınızı
imzalamış olurdunuz.'' diye...
Garaudy'nin
Müslüman olduğu 80'li yıllarda Türkiye'de Müslümanların kültürel etkisi
zayıftı. Solcuların etkisi daha çoktu. Bu nedenle Garaudy'nin Müslüman olması
Türkiye'deki solcular arasında büyük ilgi doğurdu.
''İslam
ve İnsanlığın Geleceği'', ''Yaşayanlara Çağrı'' önemle üzerinde durulması
gereken eserlerindendir.
Sosyalistken
de, Müslüman olduktan sonra da çok önemli işler yaptı.
Allah
rahmet etsin.
Asım Gültekin
(Eğitimci, Dunyabizim.com Genel yayın Yönetmeni):
Garaudy'nin
''Entegrizm'' isimli kitabını ve ''İsrail, Terör ve Mitler''ini okumuştum.
Medeniyetler karşısındaki tavrını, tutumunu anlamaya çalışmıştım. Dünya
medeniyetleri alanında çok bilgili, birikimli bir yazarımızdı. Onu yabancı
sayamıyordum, saymadım hiç. Mekanı cennet olsun.
KAYNAK:
Roger Garaudy için ne dediler? (dunyabizim.com, 15 Haziran 2012).
ROGER GARAUDY
KİMDİR?
Prof. Luc Colles
İle Roger Garaudy'yi Konuştuk.
Röportaj: Dünya.bizim.com
Brüksel’in
saygın üniversitelerinden Catholique de Louvain’in Edebiyat ve Felsefe Luc CollesFakültesi’nde profesör olan Luc
Colles, dunyabizim.com için Roger Garaudy’i derinlemesine anlattı. Kültürler
arası diyalog mevzuunda birçok eseri bulunan profesör Colles, üniversitesinde
dilbilim, kültürel pratikler ve teoriler, göçle gelen gençlere dil eğitimi vb.
başlıklı derslerin hocalığını yapmakta.
Garaudy kimdir?
Garaudy,
20. yüzyılın büyük bir filozofudur. 1913’te işçi bir aileden dünyaya gelen
Garaudy, siyasî ve sosyal mücadelesine protestan inanışına sahip bir militan
olarak başlar. Protestan inancı taşıması, kendisinin 1933’te Komünist
Partisi’ne girmesine ve parti içinde yıldırım hızıyla yükselmesine engel olmaz.
Bir yandan da felsefe tahsilini sürdürür.
Müslüman
askerler onu kurşuna dizmeyi reddetti
1939’da
askere alınınca, Vichy hükümetinin Kuzey Afrika’daki kamplarına sürgün edilir.
Vichy rejimine karşı o kadar sert bir tavır takınır ki bu yüzden idama mahkum
edilir. Ama müslüman askerler kendisini kurşuna dizmeyi reddeder. Önemi daha
sonra kendisini gösterecek olan esaslı bir olaydır bu. 1945’te Merkez Komitesi
üyesi olunca önce Tarn’dan milletvekili seçilir (1945-1951), sonra Seine
milletvekili (1956-1958) ve son olarak Paris’ten senatör olur (1959-1962).
Roger
GaraudyMarksist İnceleme ve Araştırma Merkezi müdürü iken, yıllarca Komünist
Parti’nin resmî filozofluğunu yapar. 1970 Haziran’ında Sovyetlerin Prag’ı
istilâsını protesto etmesinin ardındansa Parti’den ihraç edilir.
Derken
komünist idealinden vazgeçmeksizin Katolikliği benimser. Hatta Hristiyanlık’la
marksizmin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu düşünür ve kendisini kurtuluş
ilahiyatlarına çok yakın hisseder.
En mükemmel
analizleri estetikle alakalı
Garaudy,
eserlerinde, zengin ülkeler ile fakir ülkeler arasındaki uçurumun altını
çizerek ve “piyasa tektanrıcılığı”, batı toplumunun kâr ve ‘cangıl bireyciliği’
peşinde dizginsizce koşuşunu yerden yere vurarak, 20. yüzyılın önemli
hadiselerinin çoğunu gündeme getirmiştir. Fakat en mükemmel analizlerini
estetiğe ayırmıştır. 1974’te yayımladığı Geleceği Müjdeleyen 60 Eser gerçek bir
şaheserdir. O kitapta büyük sanat eserlerinin, her dönemde, insanın çevresiyle,
diğer insanlarla ve Tanrı ile ilişkilerini gözler önüne serdiğini ortaya koyar.
Değişimciler
Üniversitesi
1982’de
eski ideallerine sırt dönmeksizin İslâm’a girer. İslâm, diğer ikisini
“kendisinde toplayan” ve vahyi tamamlayan bir dindir. Garaudy, aynı zamanda
“ezilmiş”lerin ve daha önce hayatını kurtarmış olanların tarafında olmak ister.
İspanya’da, Kurtuba’da kendi vakfını, Roger Garaudy Vakfı’nı kurdu. Senegal’in
eski cumhurbaşkanı Senghor’la birlikte Gorée adasında Değişimciler
Üniversitesi’ni de kurdu. (Değişimci “mutant”, kendisinde ekonomik, sosyal ve
kültürel yeni bir düzen projesi taşıyan ve böylece bir “tarihî değişim”i
hazırlayan insan veya insan grubudur.)
1966’da,
kendisine dava açılmasına ve medya tarafından linç edilmesine yol açan İsrail,
Mitler ve Terör kitabını yayımladı.
Komünizm
idealine doğu ülkelerindeki rejimler tarafından ihanet edilmiştir
Garaudy’nin
fikirleri Komünist Partililer’i etkilemiş midir?
Komünist
olduğu dönemde Garaudy, tarihî maddeciliğin sözcüsü oldu. Fakat onun fikirleri,
Marks ile Lenin’in fikirlerinin basit bir açıklaması olmaktan çok daha
ileridedir. Garaudy özellikle 20. yüzyıla özgü bilimsel ve teknik devrimin
önemine, sibernetik devrime dikkat çekmiştir: Onun gözünde sosyal ilişkilerde
bir devrim olması yarının büyük bir şansıdır. Yarının sosyalist toplumunu
hazırlayabilen ve hazırlamak zorunda olan marksistlerle aynı aileden gelen
hıristiyanların sayılarının günden güne artmasının altını çizerken, devrimci isteklerine
vurgu yapmayı da ihmal etmemiştir. Sonunda da, estetik eğitiminin, her
birimizden bütün yabancılaşmalara karşı çıkan bir ‘devrim militanı’ ve bir
‘yaratma şairi’ ortaya çıkarmaya çalıştığını doğrulamıştır.
Gelelim
bugüne; Garaudy, komünist idealini hiçbir zaman inkâr etmemiştir. Fakat o,
komünizmin hiçbir zaman var olmadığını da düşünmüştür, yani komünizm idealine
doğu ülkelerindeki rejimler tarafından ihanet edilmiştir.
Garaudy
batıyı nasıl eleştirmiş? Medeniyetlerin veya kültürlerin diyaloguna bakışı
nasıldır?
Garaudy’nin
eseri ‘medeniyetler diyalogu’ nişanıyla yazılmıştır. Aslında medeniyetlerden
ziyade ‘batılı olmayan kültürler diyalogu’ desek daha doğru olur. Ona göre, 16.
yüzyıldan 20. yüzyıl sonuna kadar, batılı dünyanın gelişimi 3 şeyi ortaya
çıkarır: Eylem-Emek, Akıl ve İlerleme. Roger Garaudy’e göre, böyle bir model
bugün sadece kriz döneminde sürdürülebilirdi.
Zamanının
tanığı: Roger GaraudyPeygamberî bakış açısının hatırlatıcısı
Ona
göre, biz küçük çocuklarımızı kendi elimizle öldürüyoruz: İlerleme modelimiz
yüzyıllardır biriktirilmiş bir zenginlikler jenerasyonunda saçıp savruluyor. Bu
politika, 3. dünya ülkelerindeki 50 milyon insanın açlıktan ölmesine sebep
olur. Amerika ve Fransa’da askerî müdahale güçleri ortaya çıkar ki bu kriz, nükleer
krize, toplumumuzun ve ideolojilerinin uyum sağlamamasına sebep olur. Bu durum
bir medeniyetin asla ilerlemesine izin vermeyen ciddi bir durumdur. Roger
Garaudy, 5000 yıllık geçmişin bilincinde olup; İslam, Latin Amerika, Afrika,
Asya medeniyetlerinden müteşekkil evrensel bir diyalog taraftarı olmuştur.
İslamî bir sosyalizmden bahsetmenin yanında, en güzel peygamberî bakış açısının
hatırlatıcısı olmuştur.
Ona
göre, mutlu bir gelecek, batılı olmayan kültürlerdeki insanın bütün açılardan
geliştirilmesine bağlıdır. Hayatı anlamak, öncelikle onu bütünlüğü içerisinde
kavramayı gerektirir. Garaudy, bu tezini Pour un Dialogue des Civilisations
(Denoël, 1977) ve Appel Aux Vivants (Seuil, 1979) adlı kitaplarında
geliştirecektir.
Çin
ve Japon dinleri insana, Büyük Bütün’le diğer elemanların füzyonunu öğretir.
Taoizm, kavrayışa dair bir bilgiyle doğa ve insanın birliğini seyredişin
evrensel ilkede sindirimini gerekli kılar.
Song
dönemindeki Çinli ressamlara göre (960’dan 1279’a kadar), doğa, efendiye
dönüşmüş durağan bir madde değildir. Doğa, hayatın hareketiyle canlanan bir
Bütün’ü şekillendirir. Bu Bütün; dağları, ırmakları, ağaçları kapsadığı gibi
kayaları, kuşları da kapsar. İnsan bu sonsuz döngünün sadece bir momentidir.
Resim, Zen deneyiminin bir aracıdır. Bizim Rönesans tablolarımızın aksine,
ressam bir oyunu temsil etmeye uğraşmaz, o doğanın ruhunun bir haliyle iletişim
kurmaya çalışır sadece.
Afrika
sanatı da görünmez olanı görünür kılmaya çalışır. Yunan sanatının aksine,
Afrikalı sanatçı, deneyimini Büyük Bütün’den hareketle yapar. Örneğin bir maske
öncelikle bir enerji yoğunlaştırıcısı olarak değerlendirilir. Kuvvetin kaynağı:
Doğa, Öncekiler ve Tanrılar’dır. Afrika yapıtları seyir için değildir. Onlar
ritüellere katılım nesneleridir. Örneğin Afrikalıların maskeleriyle dans
ettiklerinde, bütün toplulukta olan bir enerjiye sahip olabilirler.
Müslüman
sanatının, Garaudy’nin bahsettiği Afrika, Çin, Japon sanatlarıyla benzerlikleri
bulunmaktadır: ‘Sign’i açığa çıkarmak için anlamadan kaçınmak. Dünyadaki İslamî
anlayış realist temsilde ısrar etmez. Ona göre, bütün imajlar, inanan kişinin
‘Tanrı’yla bir olmaya’ götüren ibadetlerinde ortaya çıkar. Bu, tıpkı camilerin
Kur’an ayetleriyle dekore edilmesine benzer. Kaligrafinin gelişmesi de İslam’ın
bu karakteriyle (Kutsal bir metin ve Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği, Kelam’ın
etrafında konumlanan bir din) açıklanır.
Zamanının
tanığı: Roger Garaudy
Garaudy bir
antisemit miydi?
Garaudy,
üç dinin kitaplarına büyük saygı duymaktadır. Ama Mit, İsrail ve Terör
kitabının yayınlanmasından sonra, antisemit olarak tanıtılmaya başlandı.
Aslında
Garaudy’nin üstünde durduğu şey İsrail emperyalizmidir. İsrailliler,
Filistinliler’i kendi topraklarından çıkarmaya çalışmalarını ve onları maruz
bıraktıkları baskıyı meşrulaştırmaya uğraşırlar. Bu nedenle onlar, Tanrı’nın
bir halkı ve bir toprağı (vaat edilen toprak) seçtiğini düşünerek İncil’i
yorumlamaktadırlar. Diğer taraftan, batılı yahudi kıyımını engelleyememenin
suçluluk duygusu üzerinden Shoah’ı yorumlarlar.
Garaudy,
4 milyon Yahudinin -az ya da çok olması önemli değil- öldüğünü ve bir soykırım
olduğunu düşünür. Skandal olarak değerlendirilen şey, Garaudy’nin gaz odalarına
dair hiçbir izin bulunmadığını gösteren dokümanları doğrulamasıdır. Yahudiler
tifüsten ölmüşlerdir ve yakma yerleri hastalığın kurbanlarının kadavralarını
yakmak için kullanılmaktadır. Bu konuda zayıf tanıklar da yoktu. Şöyle
düşünülebilir ki, Naziler aslında bütün iğrençliklerinin izlerini silmek için
böyle yaptı. Nazi askerlerine yapılan işkence soykırımı unutturmak içindi.
Böylelikle Garaudy’den bir ‘negasyonist’ ortaya çıkmıştır. 1982’den itibaren,
Roger Garaudy’nin radikal antisiyonizmi, siyonizmi ve nazizmi aynı plan
üzerinde oturtarak konumlanmıştır. 1980’den itibaren İslam dinini benimsedi, bu
süreçte Arap ve Müslüman entelektüellerin, özellikle ifade özgürlüğü başlığı
altında, desteğini almıştı.
27
Şubat 1998’de insanlık suçlarını tanımadığı ve ırksal lekelemede bulunduğu
gerekçesiyle mahkûm edildi. Bundan böyle, 60 ve 70’lerde çok tanınmış olan
eserleri, batı kütüphanelerinde bulunmaz hale geldi. Hal böyle olunca, Roger
Garaudy’nin son bir eser verme durumu kışkırtılmış oldu, bu eser Batı
Terorizm’idir (Al-Qalam, 2004).
KAYNAK: Roger Garaudy kimdir? - Prof. Luc
Colles ile Roger Garaudy'yi konuştuk (Portre, dunyabizim.com, 25 Temmuz 2010).
ÜNLÜ DÜŞÜNÜR
GARAUDY NASIL MÜSLÜMAN OLDU?
Roger
Garaudy yıllar önce İstanbul’a gelmişti. Yıldız Sarayı’nda bir konferans
veriyordu. O konferansta hasbelkader ben de bulundum. Garaudy’ye:
“‒
Sizi önce Hristiyan, ardından komünist olarak görüyoruz. Şimdi Müslümansınız.
Hindistan dolayına doğru da bir seyahat yapacak mısınız?” diye kinâyeli bir
soru sordular. O da:
“‒Anlatayım.”
Dedi;
Karteller
Milyonlarca Sütü Döküyorlardı
“Ben
Hristiyandım. ABD’deki büyük kartellerin fiyatları sabit tutmak için milyonlarca
ton sütü döktüklerini, milyonlarca ton buğdayı yaktıklarını görünce, bu
vicdansızlık beni komünizme itti. Baktım komünizm de kuru, hiçbir mânevî tarafı
yok. Hristiyanlık ile komünizm arasında bir köprü kurmaya çalıştım, ama olmadı.
Cezayirli Müslüman
Yardım Etti
O
dönemlerde Fransızlar benim öldürülmemi istiyorlardı. Cezâyirli Müslüman bir
askerin yardımıyla bu tehlikeden kurtuldum. Bilâhare o Müslüman askeri buldum.
«‒Fransız
subayı benim vurulmamı istemişken, beni neden kurtardın?» diye sorduğumda;
«‒Ben
Müslümanım, Allâh’ın verdiği canı bilmeden kıymaya râzı olmam. Bunun uhrevî
mesʼûliyetinden korkarım.» dedi.
Ben
o zamana kadar İslâm’ı bir aşîret dîni zannediyordum. Bu hâdise benim İslâm’a
yönelmeme vesîle oldu. İktisatçı olduğum için İslâm iktisâdî yapısını da
inceledim. Fâiz nedir, komünizmde nasıldır, İslâm’da nasıldır, nereye kadar
yasaktır, hudutları nelerdir? Bu gibi hususları inceledim.
Câbir şöyle der:
“Rasûlullah
fâiz yiyene, yedirene, bu muâmeleyi yazan kâtibe ve şâhitlerine lânet etti ve:
«–Onlar
müsâvîdir…» buyurdu.” (Müslim, Müsâkât, 105-106)
Bilal’in
Naklettiği Hadis Beni Selamete Çıkardı
(Bilâl-i
Habeşîʼyi kastederek) Bilâlʼin bir hadisi beni selâmete çıkardı. Bilâl, Allah
Rasûlüʼne güzel bir hurma götürür. Efendimiz;
«‒Bunu
nereden buldun?» diye sorunca Bilâl de;
«‒Bizde
âdî hurma vardı. Rasûlullah`ın yemesi için ondan iki ölçek vererek bundan bir
ölçek satın aldık.» der. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber;
«‒Eyvah!
Bu ribânın/fâizin ta kendisi, sakın öyle yapma! Şayet iyi hurma satın almak
istersen elindekini ayrıca sat; sonra onun parasıyla iyi hurmayı satın al.»
buyurur. (Müslim, Müsâkât, 96)
Gördüm
ki Allah Rasûlü, fâize açılan her kapının anahtar deliğini bile kapatmış. Bu
durum beni İslâm’ı daha çok tedkik etmeye sevk etti.
İslam Dünyası
Ebu Hanife’yi Layıkıyla Tanımıyor
İslâm’da
iktisat nedir, sorusunun cevaplarını ararken orada büyük bir dehâ ile de
karşılaştım. O dehâ Ebû Hanîfe idi. Ne yazık ki bugün Ebû Hanîfe’nin dehâsını Müslümanlara
ben anlatıyorum. İslâm dünyası daha Ebû Hanîfe’yi lâyıkıyla tanımıyor.” dedi.
Velhâsıl,
Rasûlullah Efendimizʼin İslâm iktisâdî hayatında da hiçbir tâvizi olmadı.
Mü’minler olarak bizler de İslâmʼı bütün muhtevâsıyla yaşamaya mecburuz.
“Fâiz
yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimse gibi kalkarlar. Bu hâl onların
«Alışveriş de fâiz gibidir.» demeleri sebebiyledir. Hâlbuki Allah, alışverişi
helâl, fâizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de
fâizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun hakkındaki hüküm
Allâh’a âittir. Kim tekrar fâize dönerse, işte onlar Cehennemliktir, orada
devamlı kalırlar.” (el-Bakara, 275)
KAYNAK:
Osman Nuri Topbaş / Müslümanın Para ile İmtihanı (2012 - Dünyaca ünlü düşünür
Roger Garaudy nasıl Müslüman oldu? - Hidayet Öyküleri, islam ve ihsan.com, 20
Şubat 2018).