Recep Yılmaz (Diyarbakırlı)

Eğitimci, Gazeteci, Yazar, Şair

Doğum
20 Haziran, 1946
Eğitim
Diyarbakır Eğitim Enstitüsü
Burç

Gazeteci, şair ve yazar. 20 Haziran 1946’de, Diyarbakır’ın en eski mahallelerinden biri olan Ali Paşa’da doğdu, küçük yaşlardan itibaren Melikahmet Mahallesinde yaşamaya başladı. İlkokul ortaokul lise ve Eğitim Enstitüsü'nü Diyarbakır’da okudu. 

Eğitimini tamamladıktan sonra uzun yıllar ülkenin çeşitli bölgelerinde görev yaptı. Evlendi, çoluk çocuk sahibi oldu.

Emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşen Recep Yılmaz. Şiirlerinin bir bölümünü 2015 yılında “Kimse Farkında Değil” adlı ilk kitabında topladı.

Recep Yılmaz, şiir çalışmalarının yanı sıra sevdalı olduğu Diyarbakır’da çıkan gazetelere köşe yazıları yazmayı sürdürmektedir.

KAYNAK: Recep Yılmaz / Kimse Farkında Değil (2015), Recep Yılmaz (Bilgi Teyidi, 2017).

DİCLE

Seni; Kırklar Dağı'ndan seyrettim bugün,
Amed'imin bağrımdan süzülen Dicle.
Bir gelin gibiydin başında yedi verenden taç,
Alı yeşili ile her derde ilaç.

Takıvermişsin peşine köçerleri,
Ama ne halay var ne de Recep'in şiirleri,
Akıyordun bostanlar arasından,
Hüzün gibi mi desem, yoksa hüsran gibi mi?

Köçerlerin On Gözlü Köprü'deler,
Gazelhanlar Kırklar Dağı'nda bekler,
Davul, zurna, darbukalar, cümbüşler,
Hepsi, senin sularını baş göz etmek isterler.

Seninle olmak için suyuna girdim,
Mardin Kapı Mezarlığı'ndan geçerken,
Selam durdum özgürlüğe, babama,
Ape Musa'ya ve de Mehmed Uzun'a.

Görürüm ki sen hala sessiz ve kızgınsın,
Amed'ime bakan gözlerin alev alev,
Bilirim bin zulme baş kaldırındır bu,
Bilirim bir özgürlük talebindir bu.

DİYARBEKİR

Selam sizlere,
Yüzyıllarca yoksul kalmış
El uzatılmaktan nasibi olmamış
Yılanıyla, akrebiyle, karpuzuyla tanınmış
Surlarının her burcu
Başlı başına bir tarih olan
Bağrında her savaşta
Önde giden yiğitleri taşıyan
Şehr-i Diyar-ı Bekir'den selam.

Selam sizlere
Büyük cengaverler yatağı
Evli Beden'den Yedi Kardaş'tan…
Yıllarca göğsünü
Düşman kılıcına kalkan etmiş
Dağ Kapı'dan, Urfa Kapı'dan, Mardin Kapı'dan…
Kucak kucak dolusu sevgi getirdim
Dicle'den,
Hevsel'den,
Alipar'dan.
Hep yoksulluktan nasibini almış
Diyar-ı Bekirli
Dertli analardan,
Ezgi dolu babalardan,
Ve kem talihli evlatlardan.
Bak;
Ne diyor Diyar-ı Bekirlim
-Hele bırak kardaş bunları loo
Üzme dertlerimizle alemi.
Eğlenmeye gelmişler dostlar
Çalsın öyleyse Delilo
Vur davulcu kardaş vur
Tokmağınla davuluna
Dan
Dan
Dan (bu arada Diyarbekır Oyun Ekibi sahneye çıkar)
Bize bakarak üzülmesin dostlar
Biz zaten çilekeş yaratılmışız kardaş
Taa anadan doğduğumuz zamanlar

ELBETTE

Diyarbekir;
Handır, hamamdır.
Diyarbekir;
Candır, canandır.
Diyarbekir;
Bir ateştir yürekte.
Diyarbekir;
Bir sevdadır bellekte.
Diyarbekir
Bir bayraktır elbette.

EY DİYARBEKİR

Türküler yaktım Dicle'de;
Sallarında, karpuz kabuğunda mum yakarak.
Serçe parmak büyüklüğünde
Dutlarını yedim Hevsel Bahçası'nda,
Halaylar teptim, Kırklar Dağı’nda.
Şiirler yazdım özgürlükten yana
On gözlü köprünün üzerinde,
Seni seyrettim Ey Diyarbekir!
Gene de doyamadım sana.

Surlarında yürüdüm
Naralar attım, küfürler ettim;
Faşizme, zulmedene, sömürene.
Beni, tüm benliğimle yok sayana
Gelin Ulan! Ben burdayım dedim.
Ben-u Sen'de Evli Beden'de
Seni seyrettim Ey Diyarbekir!
Gene de doyamadım sana.

Dünkü Koşu Meydanı'nın
Tam orta yerine gittim.
Elimde bir galon şarap
" Latif, Mahmut! " diye seslendim.
Tabii ki duyamadılar beni.
Tek başıma içtim bir galon şarabı,
O günlerde olduğu gibi.
Başı önde yürüdüm
Ofis'ten taa Lise Caddesi'ne doğru
Lanet okudum beni senden uzak tutanlara,
Kin kustum seni bu hale koyanlara,
Küfrettim seni senden ayıranlara.
Lise Caddesi'nde seni seyrettim Ey Diyarbekir!
Gene de doymadım sana.

Ali Emiri'de Kadri Göral'la bugünleri düşünürken,
Melik Ahmet'te Bedri Ayseli'yle türkü söylerken,
Bir de Kenan Temiz'in ezgilerine darbukayla eşlik ederken ,
Ne güzel günlerdi.
O günleri yaşadım yeniden Ey Diyarbekir
Gene de doymadım sana.

Diyarbakır Sevdalısı Bir şairin İlk Kitabı: “KİMSE FARKINDA DEĞİL”

Önce şunu söyleyeyim, Recep Yılmaz’ın kitabını okumaya başlarken her şeyden önce kitabın adını sevdim. “Kimse Farkında Değil”, ne kadar çok insanın hayatını özetliyor diye düşündüm. Yaşadığımız hayat, içinde yaşadığımız koşullar, özlemlerimiz, beklentilerimiz, bireysel ve toplumsal sorunlara ilişkin duygularımız ve düşüncelerimiz.. Ne kadar insan bunların farkında?.. 

Ya, Türkiye’nin gözbebeği illerinden tarih ve kültür şehri Diyarbekir? Adı sadece siyasi hadiselerle gündeme gelen Diyarbekir hakkında ne biliniyor? İtiraf etmeli ki Diyarbekir’in de “Kimse Farkında Değil”. Kimse bu şehrin tarih ve kültürel zenginliğini yeterince bilmiyor, duymuyor, görmüyor. Şair bunu da hatırlatmak istiyor bize.

Recep Yılmaz; bir Diyarbekir sevdalısı şair, gazeteci, yazar. Diyarbakır onun en büyük tutkusu. Doğup büyüdüğü şehri anlatıyor şiirlerinde. Şiirlerinde hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, ünlü bahçeler adeta resmigeçit halinde. Her birinin anıları var belli ki Recep Yılmaz’ın hayatında.

Her zaman “Ben Diyarbekir’den yanayım. Doğduğum, dünyayı tanıdığım kadim kenttir, Diyarbekir.” diyen şair ve yazar Recep Yılmaz, bu kitaptaki şiirlerini Diyarbakır için yazmış.

Ve şiire resim kattım. Yalnız şiirle Diyarbekir’i anlatmak yetmez. Belki Kadim şehir Amed’ime hiç uğrayamayacaklar vardır. Birkaç fotoğrafla olsun özlemlerini gidersinler diye, şiire, çoğunu kendim çektiğim fotoğraflar da kattım.” diyor Recep Yılmaz.

Emekli edebiyat öğretmeni ve gönlü Diyarbekir sevdası ile dopdolu olan şair Recep Yılmaz; tarihe, Diyarbekir adına not düşecek değerde olan şiirlerinde, yalnızca duygularını değil, Diyarbakır’ın dününü günümüze ustaca getirmeye çalışmış bir gazeteci, ozandır…

Okurken; Diyarbekir’ın dününü solumaya başlayacağınız, unuttuklarınızı anımsayacağınız, hatta kitaplığınızdan eksik etmeyeceğiniz güzel bir eser olmuş.

Kimse Farkında Değil; bu şiirlerden bir seçmedir. Ozan bu kitabında; hem hayata ve insana bakışını, hem de sevdalısı olduğu Diyarbekir’i anlatıyor.

Yazar: İhsan Işık

KENDİ KALEMİNDEN RECEP YILMAZ

KENDİ KALEMİNDEN RECEP YILMAZ

Ben Diyarbekir toprağının Dicle’nin suyuyla yoğrulmuş çamurundan; o leke bırakmayan, kimseye bulaşmayan, anamın ekmek yapmak için yoğurduğu hamurdan farkı olmayan çamurdan çıkarak; 20 Haziran 1946 sıcak bir yaz günü Diyarbekır'de insanlar sıcaktan dışarı çıkamazken; ben Ali Paşa Mahallesinde dünyaya merhaba demişim. Beş altı yıl dünyadan bi haber, kah çelik çomak ya da birdir bir oynamış, kah uzun eşek atlamışım. Daha sonra, Melik Ahmet Mahallesine tasınmışız. Daha sonra mı?

1958’de Yeni ilkokul / 1963’te Ali Emiri Ortaokulu / 1967’de Ziya Gökalp Lisesi / 1972’de Diyarbakır Eğitim Enstitüsü bitti.

 Bu arada Diyarbakır’da yayın hayatını sürdüren; UFUK Gazetesi genel yayın yönetmenliği, sorumlu yazı işleri müdürlüğü ve başyazarlığı, sonrasında DİYARBAKIR’IN SESİ Gazetesinde genel yayın yönetmenliği, sorumlu yazı işleri müdürlüğü ve baş yazarlık…

Tabi şiir yazmak hobim benim. Daha ilkokuldan beri, şiirler yazdım. Hala da yazıyorum. Dilerim bir gün bana şairdi derler. 

Diyarbekır’de Haber Ajansı, Türk Haberler Ajansı Muhabirliği...

Ardından 1972 Hasanoğlan Ortaokulu Türkçe Öğretmenliği, Elmadağ Lisesi Edebiyat öğretmenliği, müdür yardımcılığı, müdür başyardımcılığı.

Hayat devam ediyor. 1988’de İstanbul-Küçükçekmece ilçesi Küçükçekmece Lisesi Edebiyat Öğretmenliği…

 Ben durur muyum hiç. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, bitti. Mustafa Eravutmuş İlköğretim Okulu müdürlüğü ve son durak Mustafa Pars İlköğretim Okulu Müdürlüğü. Ardından meşakkatli bir yaşam. Açığa alınmalar, Sürgünler...

Öğrenciyken Diyarbekir askeri cezaevi macerası. Ankara’da Mamak dinlenme tesisleri (!) Biz öyle derdik…

Gidiş gelişler, derken emeklilik. Sene 1998 Daha sonra bir süre özel okullarda, özel dershanelerde çalışmaya devam. Ne yapacaksın ekmek parası…

Tekrar gazetecilik.

İstanbul’da ikamet ederken; Diyarbekir’de yayın hayatını sürdüren Yeni Yurt Gazetesi ki, şimdi kapandı. Daha sonra, üç buçuk yıl Özgür Haber Gazetesinde; gazetecilik, köşe yazarlığı, röportajlar…

Hemen ardından

Diyarbekir’de yayınlanan Güneydoğu GÜNCEL Gazetesinde gazetecilik, köşe yazarlığı, röportajlar, yani devam.

Geldim işte bu günlere...

Yazmaya çalışıyorum.

Sağlığım el verdikçe devam edeceğim.

Haksızlığa, arsızlığa, hırsızlığa karşı duracağım;, yalakaların, menfaatçilerin çirkin yüzünü ortaya çıkaracak yazılar yazmaya devam edeceğim.

Son olarak 2015’te “KİMSE FARKINDA DEĞİL” adlı şiir  kitabım yayınlandı.

Bu kitabımda; hem hayata ve insana bakışımı, hem de yalnızca sevdalısı olduğum Diyarbekir’i anlatıyorum.

Dostça kalın…

Yazar: RECEP YILMAZ
FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör