Şair
ve yazar. Asıl adı Ünal Dirlik. 1938, İncirli köyü / Fethiye / Muğla doğumlu.
1956 yılında Aksu İlköğretmen Okulunu (Köy Enstitüsü, Antalya) bitirerek,
1957’den itibaren iki yıl Denizli’de, 26 yıl Fethiye’de öğretmenlik yaptı. 1986
yılında emekli oldu. Fethiye gazetesinin sanat-edebiyat sayfası
editörlüğünü yaptı. FRT’de (Fethiye Radyo ve Televizyon) kültürel programlar
hazırlayıp sundu. Folklor alanında yaptığı araştırmalarıyla tanındı. FEKSAD
(Fethiye Kültür Sanat Derneği), EGAYDER (Egeli Araştırmacılar Yazarlar
Derneği), Muğla Gazeteciler Cemiyeti ve Folklor Araştırma Kurulu üyesidir.
Babası Fethiye Medresesi Yunanlılar
tarafından bombalanırken şehri terk eden son gruptanmış. Dağdan dağa o gün 20
km uzakta olan İncirköy’e gelivermişler. Babası üç yıl kadar medresede okuduğu
için epey bilgisi sahibi bir kişi olup şehre her gidişinde gazete ve dergi
getirirmiş, yeni yazıyı askerde öğrenmiş.. 1944 yılında köyünde ilkokul
açıldığı zaman Ünal Şöhret’in de okul çağı gelmişti. Ondan öncekiler ilkokulu
beş km. uzakta olan Üzümlü kasabası ilkokulunda okumuşlardı. İlkokula
başlamadan ona okuma yazmayı öğreten babası, Çal dağından kar getirip Meğri Ovası’nda harmancılara satarmış. Kışın da iki katırıyla yakın mesafelerde Orman
İdaresinin kestiği ağaçların lata haline getirilmiş olanları Bayır’dan
Kemer’e, Çukurca’dan Nif’e, bazen de Nif’ten İncirköy’e çekermiş, haftada bir
gün gelir erzak hazırlatır, bir daha gidermiş.
Ünal Şöhret’in çocukluğu tütün
tarlalarında geçti. Tütün ailenin ekmek kapısıydı, yediden yetmişe herkese iş
vardı tütüncülükte. Rahmetli anası (1915-1992) köye gelen bayan öğretmenlerin
dostuydu. Onlara kitap okuturdu, çok da masal bilirdi. İlkokulu İncirköy’de
bitirdi. O yıl daha küçüksün diye Köy Enstitüleri sınavına göndermedi babası.
İki yıl Fethiye Ortaokulunda okudu. Sonra sınava girip Aksu Köy Enstitüsü’nün
yolunu tuttu. Köy Enstitüsü’nü çok sevdi. Hele kitaplığını, okuma odasını,
öğrencilere kendi çocukları gibi davranan sevgili öğretmenlerini hiç unutamadı.
Okuma odasının ve kitaplığın büyük faydasını gördü. Dergileri ilk orada tanıdı.
İlk yazısı okulun duvar gazetesinde yayımlandı. Sonra Antalya’da Şelale
gazetesinde ve büyük kentlerdeki dergilere gönderdikleri yayımlanmaya başladı.
Bildiğim masalları dergilerde yayınlansın diye gönderdi. Dergilere el yazısı
gönderdiği yazı ve şiirleri yayınlanmaya başladı (1952).
Dergi sayısı gün geçtikçe arttı. Birçok
dergi ve gazetede köy yazıları, şiirleri yayımlandı. Öğretmen oluncaya kadar
devam etti.
1954’te Köy Enstitüleri kapatıldı 1957
yılında okulu bitirdi. Çameli’nin Emecik köyü Kızılyer Mahallesi İlkokuluna
atandı. 1959’da Keloğlan isimli masal kitabı Isparta’da Türk Köyü Yayınları
arasında basıldı. 1962 de aynı yayınevi Kelkız masal kitabımı yayımladı.
Fethiye’de öğretmenlerin Beşkaza isimli
dergisini iki yıl yönetti. Sen Şimdi
Güneyde isimli şiir kitabını derginin ilk yayını olarak Fethiye’de
bastırdı. 1969’da “Çocuklara Şiirli
Bilmeceler”ini Fethiye’de yayımladı. Bu arada çok sayıda dergide yazı ve
şiirleri yer alıyordu. Bu arada Türk Dil Kurumuna sözcük derleme, atasözleri ve
deyimleri derleme çalışmalarında bulundu. Zamanın Muğla Valisi Özer Türk, bu
çalışmalarından dolayı takdirnâme ile ödüllendirdi. Yazı yazdığı dergiler ve
Egeli Yazarlar Birliği Kurumu Halk Kültürüne hizmet ve ellinci, altmışıncı Sanat yılları ödülleri
verdi. Bu arada 2007 yılında Fethiye Belediye Meclisinde alınan bir kararla
Fethiye Kültür Merkezinde açılan kütüphaneye “Ünal Şöhret Dirlik Kitaplığı” adı
verildi.
Fethiye’nin Antalya yolu çıkışında Patlangıç
İlkokuluna atandığı zaman yayınlarla ilgilenmesi daha da arttı. Bu arada
masallarla başladığı folklor araştırmalarıma devam etti. Sen Şimdi Güneyde I-II şiir kitabıyla Fethiye bilmecelerini emekli
olduktan sonra 1996’da, Fethiye’de Halk
İnanışları’nı 1997’de, Fethiyeli
Gülüyor isimli gülmeceleri 1998’de, İncirköy İncirköy’ü 1999’da yayımladı. Halk İnanışları büyük ilgi gördü. Tarla dergisi ön kapakta fotoğrafıyla o
sayıyı kendisine ayırdı. 2000 yılında Halk Kültürü Araştırma Kurumu onu Ankara’ya davet edip “Halk Kültürüne
Hizmet” ödülünü verdi.
Muğla Gazeteciler Cemiyeti gazetelerdeki
yazılarından ve TV’lerde yaptığı programlardan dolayı her yıl ödül verdi.
Fethiye Belediyesi “Turizmin Işığı
Fethiye” kitabının hazırlanmasında çalıştığı için ödüllendirdi. Belediye
başkanı Behçet Saatcı, onun ve FETAV Kültür Komisyonundaki yazar arkadaşlarının
da kitaplarının yayımlanmasını sağladı.
Ünal Şöhret Dirlik, halen Fethiye’de
yaşıyor. Yerel TV; Kanal LİKYA’da programlar yapıyor, yerel gazetelerde yazılar
yazıyor. Yeni kitaplar için çalışmalarına devam ediyor.
İlk ürünleri 1953’te Şelale
gazetesi (Antalya) ile 1955’te Türkiye Folklor Araştırmaları dergisinde
yer aldı. 1962 yılında Fethiye’de yayımlanmaya başlayan Beşkaza dergisini
yönetti. Sonraki yıllarda şiir ve yazıları Çağrı, Yeni Defne, Aykırı Sanat,
Sevgi Yolu, Gülpınar, Fethiye Dergisi, Size dergileri ile Sevgi Yolu antolojilerinde
yayımlandı. TDK’nin atasözleri, deyimler ve sözcük derleme çalışmalarına
katkısından dolayı Muğla Valiliği tarafından takdirname ile ödüllendirildi
(1972). 2000 Yılı Folklor Araştırma Kurulu Ödülünü, Muğla Gazeteciler
Cemiyetinin 2001 yılı Fethiye Folkloru Birincilik Ödülünü, 2001, 2002, 2003 ve
2004 yıllarında Muğla Gazeteciler Cemiyeti ve çeşitli kuruluşların ödüllerini
aldı. Ayrıca FRT (Fethiye Radyo televizyon) Kurumundan başarılı hizmet ödülü
(2000), Egay-Der’den onur Belgesi, Halk Kültürüne Hizmet Ödülü (2002),
50. Sanat Yılı Özel Ödülü (2004-Muğla Gazeteciler Cemiyeti) aldı.
“Ünal
Şöhret’i 1957’den beri izlerim. O günden bu yana dergilerde, gazetelerde ve antolojilerde
okurum şiirlerini. Ölçülü sözler ve ağır başlı konularda öykü dilinden
yana. Sevilen şiirler var Sen Şimdi
Güneyde kitabında.“ (Abdullah Neyzar Karahan)
ESERLERİ:
ŞİİR: Sen Şimdi Güneyde I-II (1965, 1996). Güney Havaları (2006).
ARAŞTIRMA – İNCELEME- DERLEME: Şiir-li Bilmeceler (1969), Fethiye
Bilmeceleri (1996, 2004), Fethiye‘de Halk İnanışları
(1997), Fethiyeli Gülüyor (1998), İncirköy İncirköy! (1999), Fethiye Atasözleri ve Deyimlerinde
Hayvancılık ve Yayla Göçleri (2000), Fethiye‘de Söylenen Maniler (2001),
Fethiye‘de İlenmeler Hayırlı Sözler ve Dualar (İzmir, 2002), Ey Fethiye! Fethiye! (Anlatılar,
2003), Mezartaşı Edebiyatı (2004), Masallarımız (2004), Fethiye Dedikleri
(Anlatılar, 2006), Şiirlerde Fethiye (2006), Yüz Gülümlüğü (Gülmeceler, 2006).
ÇOCUK
KİTABI: Çocuklara Atatürk Şiirleri
(İzmir, 2005), Keloğlan (1959), Kelkız (1962).
KAYNAKÇA: Fotoğraflı Şiir Antolojisi (1959), Güngör Gençay / Genç
Şairler Antolojisi (1961), Yaşar Aksoy /
Ege Kültürü (1961), Abdülkadir Güler / Sen Şimdi Güneyde (Yeni Asır
gazetesi, Mayıs 1993), Yaşar Aksoy / Fethiye Atasözleri (Yeni Asır gazetesi,
5.8.2000), M. Sabri Koz / Ünal Şöhret Dirlik ve Fethiye’den Halk Kültürü
Derlemeleri (Keşan, 14.8. 2001), Ünal Şöhret Dirlik (Belediyemiz dergisi,
Ağustos 2002), Nadir Şahin / Ünal Şöhret Dirlik’le Bir Demet Söyleşi (Sevgi
Yolu dergisi, Mart-Nisan 2002), Abdülkadir Güler / Fethiye’de Söylenen Maniler
(Sevgi Yolu dergisi, Eylül-Ekim 2002), Gündüz Aydın / Sevgi Yolu Şairler Antolojisi
(2002), Recai şahin / Ünal Şöhret Dirlik Fethiye’de İlenmeler Hayırlı Sözler ve
Dualar - Fethiye Folklorunu Kitaplaştıran Araştırmacı - Yazar Ünal Ş. Dirlik
(Sevgi Yolu dergisi, Ocak-Şubat 2003), Muhsin Durucan / Eğitimci Dost Yazar
Ünal Şöhret Dirlik (Gülpınar dergisi, Nisan 2003), Cazim Gürbüz / Mezartaşı
Edebiyatı (Yeni Çağ Gazetesi, 3.10.2004), Abdülkadir Güler / Mezartaşı
Edebiyatı Üzerine Bazı Düşünceler (Gülpınar, sayı: 344, Aralık 2004), Recai
Şahin / Aydınlık Ülkenin Işık Kaynağı (Yeni Defne, Şubat 2004), Bir Fethiye
Güzellemesi (Yesevi Dergisi, 6.1.2004), Halil
Dirmilli / Ünal Şöhret Dirlik (Selçuk Üniversitesi, Bitirme Tezi), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar
ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2007, 2009).
Esen
yeller adını söylemez oldu
Bir
rüya imiş meğer o günlerimiz
Silinmiş
gitmiş Koca tarlada,
Ceviz
ağacına yazdığımız isimlerimiz.
Tütün
tarlalarında, bağ yollarında
O
şen, şakrak mutlu günler
Masal
oldu artık Keziban
Harman
sonu yapılacak düğünler.
Yollar
uzun gelemem sana
Gelemem,
dağlar var aşılmaz
Dağlar
karlı-dağlar iri
Bir
yaman tutkudur bu anlaşılmaz,
Bunca
zamandan beri.
Yitik
seviler şehrindesin şimdi,
Bulvarları
ıslak
Palmiyeli
caddelerinde
Unutulmuşluğunca
hür,
Karaalioğlu
parkında kişi,
Yalnızlıktan
üşür.
Yahut
bir balıkçı mahallesindesin güneyin,
Yosun
kokulu ve ılık meltemli bir deniz
Sarhoş
gemiciler şarkı söyler iskelede
Gemici
şarkılarında anılır sevgimiz,
Şarkılarda
sen,
Şarkılarda
ben,
Şarkılarda
ikimiz.
Yaş
domur domur
Gözlerinde,
silemem
Köyü
bilirsin uzak can!
Dağlar
aşılmaz gelemem.
Sen Şimdi Güneyde (1965)
Yosun
kokusuyla doldurur meltemler evleri
Şarkılar
duyulur uzaklarda umutsuz
Sarar
birazdan kıyıyı akşamın soğuk elleri,
Seni
düşünür dururum gecenin koynunda
Usumda
çocuksu aşklar-düşler hudutsuz
Tedirginliğim- bitkinliğim-derbederliğim
Tadı
damağımda kalan hazlarda
Sevdamızı
öykündüm martılara bugün,
Hayallerine
dalarak Aksazlar’da…
***
Soluk
bir ay doğar birazdan
Batan
günle de aramız hoş değildi zaten
Bir
amansız sevda saracak yine başımı;
Ağlatan,
inleten, kış yelleri gibi
İliklerime
dek titreten..
***
Yoksun
bu kıyılarda güzelim
Yoksun;
uykularımı kaçıranım
İlk
kadeh gibi baş döndürenim,
Son
kadeh gibi zehir-zıkkım
Öldürenim….
(Beşkaza
dergisi 1962)
“Hadi
seninle evcilik oynayalım”
Desem,
gülersin,
Ya
da öfkelenirsin.
Hele
hele desem
Azıcık
üstelesem
Göklere
çıkarsın…
Kız
Zilli!
Seninle biz,
Kırk
yıl önce,
Evcilik
de oynadık,
Kadı
bidi de
Şimdi
bu öfke niye?
24 Şubat 2007 Cumartesi günü saat 14.00 de Fethiye Kültür Merkezi önünde
açılışı yapılan kütüphaneye araştırmacı- yazar dostumuz Ünal Şöhret DİRLİK’ in
adı verildi.
Fethiye Belediye Meclisi'nin oy birliğiyle aldığı bu karar oldukça
önemlidir. Bütün ömrünü yazıya adamış bir kültür insanını yaşarken
onurlandırmak az rastlanan bir davranıştır bizim ülkemizde. Ülkenin
yetiştirdiği değerler, hep ölümlerinden sonra kıymete binerler. Bu nedenle Ünal
Hoca’mıza yapılan bu vefalı davranış Fethiye’de yaşayan bütün edebiyatçıları
mutlu etmiştir. Ünal Hoca’nın şahsında bu kütüphaneye bütün herkesin adı
verilmiş gibi geldi bana.
Başta Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behçet SAATÇİ olmak üzere bu kararın
altına imza atan bütün meclis üyelerine bir edebiyat adamı olarak
teşekkürlerimi sunuyorum.
Deniz manzaralı böyle bir kütüphanenin varlığı da umarım çocuklarımızı,
gençlerimizi okumaya özendirir. Ama bu kütüphaneye gelenlerin, gördükleri
manzara karşısında okumasalar bile bir şeyler yazacaklarına kesin gözüyle
bakıyorum.
Kütüphanenin açılışının yapıldığı gün, ülkemizin önemli iki edebiyatçısı da
Fethiye’deydi. Ölüdeniz Belediyesi Sanatevi’nin Dünya Öykü Günü çerçevesinde
söyleşi yapmak ve okurlarına kitaplarını imzalamaları için getirdiği Sabri
KUŞKONMAZ ve Öner YAĞCI da açılışa katılarak Ünal Şöhret DİRLİK Hoca’mızı
onurlandırdılar. Sabri KUŞKONMAZ, Fethiye doğumlu bir yazar. PEN Yazarlar
Sendikasının kurucularından. Şiirleriyle, romanlarıyla adından çokça söz ettiren
bir yazarımız. Son çıkarmış olduğu AŞIK OLMADAN ÖNCE OKUNACAK 100 ŞİİR adlı
derlemesinde Ünal Şöhret DİRLİK’in “SEN ŞİMDİ GÜNEYDE” adlı şiiri de yer
alıyor.
Bu derlemede yer almak da bana göre oldukça önemliydi ve bizler adına gurur
vericiydi. Çünkü Louis ARAGON, Charles BAUDELAİRE, Bertolt BRECHT, Paul ELUARD,
Pablo NERUDA, MEVLANA, Yunus EMRE, Pir Sultan ABDAL, Neyzen TEVFİK gibi
isimlerin yanında Fethiye’den bir Ünal Şöhret DİRLİK adının yer alması da ve bu
kitabın Şubat 2007 tarihinde yayınlanarak, kütüphanenin açılış ile aynı aya
rastlaması önemlidir.
Bir yazar için en mutlu günler bunlar olsa gerek. Uzun ömürler diliyorum
Değerli Hocam’a…
Edebiyat
Eserlerinle
günden güne devleştin,
İnsanlığın
yüreğine yerleştin.
Fethiye
ile bütünleştin, birleştin,
Sağlıkla,
sıhhatle, yaz Ünal Dirlik.
Dört
mevsim çalıştın, hiç durmadın,
Siyasete,
kavgaya dönüp bakmadın.
Gezdin,
araştırdın da yorulmadın,
Sağlıkla,
sıhhatle gez Ünal Dirlik.
Hak
ettiğin o şöhretinle, ününle,
İnsanlığın
yüreğinde sevginle.
Ün
salmışsın, şöhretin de yerinde,
Aldığın
ödüller az Ünal Dirlik.
**
İsmini
verdiler kütüphaneye,
Ünal’dın,
ün saldın,Tüm Türkiye’ye,
Mithat
Makal der ki; içten sevgiyle,
Allah
ömür versin, yaz Ünal Dirlik.
“Fethiye’nin
Sokakları parkeden
Gezerim
Tozarım
Kendi halimde
Yoktur
Beni fark eden”
ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK ÖĞRETMENİM “Güney Havaları”nda biraz böyle esmiş, yağmış kahırlıca.
Bu kahır duyulmamış mı, Ünal Öğretmenim gerçekten fark edilmemiş mi?
“İncirköy’den doğan Kültür Güneşi, Ünal Şöhret Dirlik Öğretmenim” elbette fark edilmiş.
Evet, fark edilmiş ki, daha sağ iken, kıymet bilir Fethiye Belediyesince adına yakışır, şehrin en güzel yerinde, “Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK KÜTÜPHANESİ” kurulmuş bir kartal yuvası gibi.
Kartalın bir gözü ile kanadı sahilde, bir gözü ve diğer kanadı da şehrin üzerinden uzanmış Kaya Köyüne Dağına doğru.
Tüm Fethiyeli, Fethiye’ye gelip
giden herkes, Ünal Öğretmenimin kartal kanatlarının altından ve kartal
bakışlarının aydınlığından geçiyorlar her gün.
Evet, fark edilmiş ki Ünal Öğretmenim, Şair, yazar arkadaşları, eş ve dostları değişik sıfatlarla, değişik sanlarla yüceltmişler kendisini. Bakınız neler yazıp söylemişler sizin için.
“Atom Karınca”
“Halkımızın arasına girdi,
onlarla güldü, onlarla ağladı. Bir halk adamıdır.”
“Dünyayı boşuna çiğnemedi.”
“Şair, öğretmen, yazar, folklorist”
“Edebiyatımızın güney temsilcisi,
eğitimci, şair, yazar, araştırmacı ve televizyon programcısı.”
“Fethiye’de kitap yazmak
isteyenlerin ilk başvuracağı adres.”
“İyi bir şair, iyi bir halk ozanı
olmasının yanında, bir araştırmacı, bir derlemeci, bir tarihçi, bir arşivci,
bir fotoğrafçı, aynı zamanda bir televizyon programcısıdır.”
“Fethiye’nin “Güney Yıldızı”dır.
Işıklı ülkede, ışığı hiç sönmeyecek olan güney yıldızı.”
“Keşke hep eğitimciler böyle
olabilseydik.”
“Fethiye’nin kültür mücahidi.”
“Siz elinden tutulası değil,
elinden öpülesi bir kültür insanısınız.”
“Öğretmenlikle birlikte şairlik,
yazarlık ve özellikle halk kültürü araştırmacılığı ile tanınan, Köy Enstitülü
öğretmenler kuşağındandır.”
“Folklor Araştırmaları Kurumunun
2000 yılı, “Türk Halk Kültürüne hizmet” ödülleri sahibi,”
“Bu üretken insanımız.”
“Her şeye ve herkese şiir
yazabilen adam.”
“Güneyde yaşayan bir çınar.”
“Üreten insan, tüketen insandan
milyon kere hayırlıdır.”
“Güney Havaları’nı ılık bir
meltem havası gibi estiren, İncir Köyün İncisi.”
“Fethiye’nin gül yüzlü şairi,”
“Hem çalışkan arı gibi, hem de
gönül adamı Derviş Yunus örneği.”
“Fethiye’nin taşını, toprağını,
suyunu, havasını, insanını, hayvanını, böceğini, börtüsünü, sebzesini,
meyvesini, hasılı her şeyini tarihe kazıyan adam.”
“Yaşar Kemal için Çukurova neyse,
Ünal Şöhret Dirlik için de Fethiye ve çevresi o.”
“Fethiye’nin kültür önderi.”
Size yakışan bu san ve sıfatların daha bir kısmını alabildim buraya. Yazılanların tamamını, hele de size yazılan şiirlerden sadece birer dörtlük alsam, kalın bir kitap olur adınıza.
11 Aralık 2013 Çarşamba günü Ünal Öğretmenimle adına açılan kütüphaneyi ziyaret ettik. Belediye Kültür Merkezinin yanında yüksekçe bir yerde açılmış kütüphane. Görevli Gülcan Demircioğlu ile Lütfi Gülgüler, güler yüzle karşıladılar. Tanışma ve sohbet süresince bayıldım buranın manzarasına.
Ünal Öğretmenim; 2007 yılında iki belediye meclis üyesinin teklifi, Belediye Başkanımız Behçet Saatçi ve Meclis üyeleri oy birliği ile karar alarak Belediye Kitaplığı benim adıma açıldı. Gerekçe olarak, Fethiye ile ilgili kitaplarımın olması ve Fethiye kültürüne yaptığım hizmetler gösterilmiştir. Kendilerine teşekkür ediyorum. Belediyeye gelen kitaplar, Benim verdiğim kitaplar, arkadaşlardan gelen kitaplarla açıldı burası.
Ne kadar kitap var kütüphane de?
Görevli Lütfi Gülgüler; Sayımı yapılan kitap sayısı beş bini geçti. Bir o kadar da sayılıp yazılacak kitaplarla birlikte on binin üzerinde kitap var.
Görevli Gülcan Demircioğlu;
Yeni gelen ve hediye edilen kitaplarla bu sayı devamlı artıyor. Tüm kitapları
kayıt ederek okuyucularımıza sunuyoruz.
Günümüzde
kitap okuyan her gün azalıyor. Hiç okuyan görünmüyor.
L. Gülgüler; Gerçekten okuma oranı çok az. Ama devamlı gelip giderek okuyanların yanında evlerinde de okuyan çok okurumuz var. Evlere de ödünç kitap veriyoruz. Öğrenciler gelerek ödev yaparlar. Dışarıdan gelen üniversite öğrencilerine, tez hazırlayanlara da yardımcı oluyoruz.
Sayın hocam buranın yeri çok
güzel. Kuzeyinde denizin mavisi, güneyinde ormanın yeşili. Şehir ayağının
altında. Bir kartal yuvası gibi kurulmuş Kütüphane. Buraya gelip de kitap
okunmaz mı, şu manzarada şiir yazılmaz mı?
G. Demircioğlu; İnsanlar okumaya gelsinler, manzarayı izlesinler, yeter ki okusunlar diye böyle güzel bir yerde açıldı kütüphanemiz. Zengin kaynaklarımızla daha çok okuyucu bekliyoruz.
Oturup şu manzarayı seyretseler
yeter. Oturdukça okuma iştahları açılır, kitapların kokusu siner.
Denizde bir damlamız bulunsun
amacıyla ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK Öğretmenim adına kurulmuş kütüphaneye iki kitabımı
hediye ediyorum.
L. Gülgüler, Teşekkür ediyoruz. Çok hediye kitap geliyor. Bizim amacımız, okuma sevgisini tattırmak. Ne kadar çok kişi ziyaret ederse bizler de o kadar mutlu oluyoruz.
Çok okuyucu olması dileklerimle, manzarayı tekrar izleyerek, gözlerim arkada kalarak ayrıldık Ünal Öğretmenimle, ÜNAL ŞÖHRET DİRLİK KÜTÜPHANESİNDEN.
17.12.2013
Mümtaz BOYACIOĞLU
Eğitimci – Şair – Yazar-Kaman/Kırşehir
Ben Denizli Ortaokulu ikinci sınıfından üçüncü sınıfına geçip köye döndüğüm
zaman en küçük amcam Hilmi Dirlik’in ilk çocuğunun hıkır hıkır gülen sesiyle
karşılaştım daha ilk gün. Evimiz bitişikti. Güldüğünü ağladığını hep duyardım
evde oldukları zaman. Yıl 1936 yazı, vakit buldukça onu sevmek için sık sık
evlerine giderdim. Ben üniversiteye devam ederken daha o ilkokul çağlarındaydı.
Yıllar geçi geçiverdi hemen. O Aksu öğretmen okulunu bitirdi, Fethiye köylerinde
görev yapmaya başladı. İyi bir öğretmen olduğunu duyardım hep.
Bundan 20 yıl kadar önceydi. Fethiye’den Ankara’ya gidiyordum. Otobüste
yanıma genç bir arkadaş oturdu. Ben kendimi tanıttım, o da kendisini tanıttı.
Söze “Ben Ünal Şöhret Dirlik’in öğrencisiyim” diye başladı. Ziraat mühendisi
olduğunu ve halen Burdur Köy Hizmetleri’nde çalıştığını, okuldayken Ü.Şöhret
Dirlik’in metotları ve prensiplerinden çok faydalandığını o sayede üniversiteyi
bile kolayca bitirdiğini söyledi. Onu gibi daha başka birçok kişilerin, Ünal
Şöhret Dirlik’ten sitayişle bahsettiklerini hep duyarım.
Fethiye’de sık sık olmasa da ara sıra birbirimize rastlar ayak üstü
konuşurduk. Bana bir gün emekli olmak istediğini söyledi. O zaman Patlangıç
İlkokulu Müdürüydü. Ben ona şaka yollu Fethiye Şehir Kulübü’nde sana yer yok,
boş yer kalmamış dedim. O bana “Zaten oraya uğramam” dedi. Böyle söylemekle ona
görevine devam etmesini belirtmek istediğimi anlatmaya çalıştım.
Ünal Şöhret Dirlik üretken bir kişidir. Her yıl araştırmaya dayanan bir
eseri yayınlanır. Her yıl meyve veren bir ağaç gibidir. Fethiye Kültürüne en
çok hizmet veren bir kişi durumundadır şimdi. Arı gibi çalışkandır. Güleç
yüzünde bir yorgunluk eseri yoktur. Birkaç hafta önce Fethiye Kültür
Merkezi’nin açılışının 3. yıldönümünde Fethiye Kültür Merkezi’nin
merdivenlerini tırmandım. Yanımdaki kızım bana büyük bir odaya açılan kapı
üzerinde asılı tabelayı okudu: “Ünal Şöhret Dirlik Kütüphanesi”
Büyük bir kıvanç duydum. Ünal Şöhret Dirlik’in hizmetine kıymet biçen bir
makam sahibinin yerinde bir değerlendirmesi olarak yorumladım bu olayı.
Ü.Şöhret Bey bütün kitaplarını bu kütüphaneye armağan etmiş.
Kütüphane günbegün Fethiyelilerin bağışları ile zenginleşiyor. Böylece
Fethiye yeni bir kütüphaneye kavuşmuş durumda. Kültür Merkezi de arı kovanı
gibi. Fethiyelilerle dolup taşıyor. Bir zamanlar bu merkezin yapılmasına karşı
duranlar ve inşaatını durduranlar acaba ne düşüncelerin sahibiydiler? Diye
düşünüyorum.
Fethiye yetmiş bin nüfusu ile böyle bir esere sahip olmakta geç kalmıştır. Bu
merkezin dirilmesine hayata kavuşmasına destek verenlere ve özelikle Belediye
Başkanı Sayın Behçet Saatcı’ya teşekkür borçluyuz.
Ünal Şöhret Dirlik Kütüphanesi’nin Fethiye’ye uğurlu olmasını canı gönülden
isterim.
Hükümet Binası
yanındaki (lahit) mezarla Kültür merkezi arasında kalan küçük ve sevimli
meydana Atatürk Caddesi’nden girdiyseniz, Ramazan Güngör’ün heykeli ile
karşılaşırsınız. Adı konmasa da bu küçük alan “Ramazan Güngör Meydanı”dır.
Ramazan Güngör, üç telli bağlamasıyla bölgenin ve Fethiye’nin türkülerini
söyleyerek yaşamıştır. Yaşarken hiç terk etmediği “Bas Batır” kaynağındaki
suyun başından, oradaki tek gözlü odasından şimdi ayrı düşmenin yalnızlığı
içindedir. Yanından geçerken elinden tutup onu yine Bas Batır’a,
Fethiye’lilerin deyışiyle Paspatır’a götürmek ve koca günlük ağacının dibindeki
evinin önüne bırakmak aklınıza düşüverir.
Sonra Fethiye
Belediyesi Kültür Merkezi’nin batı duvarında “Ünal Şöhret Dirlik Kütüphanesi”
yazısını görürsünüz. Buranın yangın merdiveniyle çıkılan birinci katında
,”İngilizce Sınıfı” olarak işlev gören “internet bağlantılı” bilgisayar odası
bulunur. İkinci kattaki dar ve uzun oda kitaplık olarak düzenlenmiştir. Odanın
bir yanı denize, diğer yanı Fethiye Kalesi’ne bakar. Odanın ortasına iki yanlı
okuma masası, karşılıklı iki duvarın raflarına kitaplar yerleştirilmiştir.
Kütüphane çoğunluğunu Ünal Şöhret Dirlik’in bağışladığı kitaplar ve Kültür
Merkezi’ne yapılmış bağışlardan seçilmiş kitaplar ile oluşturulmuştur.
Raflardaki yedi bin kadar kitap her gün, aydınlık ve ferah bir ortamda
okuyucusunu bekler. Sıcakkanlı ve kitapsever bir kütüphane sorumlusu da
kütüphaneye üye olacak, kütüphanede kitap okuyacak, evde okumak üzere kitap
alacak her yaştan kitapseveri beklemektedir. Burası Fethiye’nin doğadan,
kentten kopmayan aydınlık bir oda kitaplığıdır. Bir gün mutlaka oluşturulacak
“Kent Kitaplığı”nın ilk adımıdır.
Fethiye’de Ünal
Şöhret Dirlik’i herkes tanır. İncirköy’den çıkıp Aksu Köy Ensttitüsü’nde
yetişmiş bir öğretmendir. Fethiyeliler onu elinde çantasıyla her yerde görmeye
alışmıştır. Bir bakarsınız pazarda, çarşıda, yaylada, ormandadır. Fethiye’yle
ilgili gördüklerini, duyduklarını, yaşadıklarını kitaplaştırır durur.
Kitap okumayı
insanlarımıza bir türlü sevdiremedik. Bilirsiniz, eski bir devlet büyüğümüz
bile çizgi romanlar okurdu. Şimdiki devlet büyüğümüz de, “Ben kitap okumam,
danışmanlarım bana özetini anlatırlar” demedi mi? bunun nedeni kitapların
pahalı olması değil. Yasal olmasa da korsan kitaplar, alış-veriş merkezlerinde
indirimli olarak satılan kitaplar, ikinci el olarak sokaklarda, dükkanlarda
satılan kitaplar ortalıkta kol geziyor. Demokrasinin kesintiye uğradığı
dönemlerde, 1971 ve 1980’lerde, kitapların toplatıldığını, yasaklandığını,
yakalanan teröristlerle birlikte kamuya gösterildiğini suçlu sayıldığını yeni
kuşak bilmiyor. Ama bizler kitap yüzünden içeri girmemek için sobalarda,
şofbenlerde kitapların yakıldığını, toprağa gömüldüğünü, denize atıldığını hep
acıyla hatırlamaya devam ediyoruz. Aramızdan ayrıldıktan sonra Datça’da
yaşatılan ozanımız Can Yücel’in anlattığı gibi. ”Belki de baskın korkusuyla,
vefasız akıntıya atılan kitaplar var ya, onlardan öğrenmiş Marx’ı Gümüş Balıkları. Ve belki de onun için o
kadar aydınlık ortalık.”
Ünal Şöhret
Dirlik’in yakınlarda çekilmiş, Köy Enstitülerinde kullanılan demirci körüğünün
başındaki resmi basında “ O şimdi eski bir müzik aletinin önünde” diye yer
almıştı.
Acaba Kültür
merkezi önünde basın bir resmini çekseydi, “altında ne yazardı” diye düşünmez
misiniz?
Not: (13 Ağustos
2010 günlü Fethiye Gazetesi’nden alınmıştır. Güngör Berk'e, bu yazının
yayınlanmasına izin verdiği için teşekkür ederim.)
17 Ağustos '10
Basın Yayın /
Medya
Okunma Sayısı
352
2014
Yılı Basın Özendirme yarışmaları dolayısıyla yapılması, Ramazan sebebi ile 14 Ağustos günü yapılan ödül töreni dün
yapıldı. <oldukça kalabalık bir davetli topluluğu ve Muğla merkezde çalışan
gazetecilerle ilçelerde çalışan gazetecilerin kaynaştığı bir gecede kutlandı
Basın Bayramı… Ata Kalp tesislerinde yaşanan güzellikler, tanışma ve kaynaşma
görmeye değerdi.
Muğla’nın
tüm ilçelerinden gelen gazetecilerle birlikte bir yemekle başlayan ödül töreninde
sevgi vardı, sevinç vardı.Ödül töreni 23.30’a kadar sürdü. Muğla Büyükşehir
belediye başkanı Osman Gürün de toplantıya katıldı ve bir çok ödülü
gazetecilere kendisi verdi.
Bu
arada bana da Fethiye Beşkaza gazetesindeki
”Yerel Yazılı Basın Sanat Yazısı ”ödülüne layık gören Muğla gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Ünal Türkeş’e ve seçici kurul üyelerine teşekkür ederim.
15.08.5014
Muğla’da yaşayan makine mühendisi Ünal Türköz birbirinden güzel
besteleriyle de dikkati çeken değerli bir dosttur. Muğla Devrim Gazetesi’nde
zaman zaman değerli yazılarıyla da dikkati çekmektedir. Kasım 2010 tarihinde
benim “Cevizli Şarkısı” isimli şiirimi Mahur makamında besteleyerek bana
gönderdi. İkinci sayfaya şarkının sözlerini ve altına da kendi duygularını
yansıtan beş satırlık bir ibare eklemiş. Şöyle diyor:
“Yine bir gönül birlikteliğimiz oldu ve değerli hocamın güzel şiiri
“Cevizli,”Mahur makamında bir şarkı olarak doğdu. Yüreğinize sağlık diyor,
saygı ve sevgilerimi yolluyorum.
Ünal Türköz 18.11.2010
Daha önce de benim “Meğri Şarkısı” isimli şiirimi acemaşiran makamında
besteleyerek bir Muğla ziyaretimde sürpriz yapmıştı. Kendisine çok çok teşekkür
ediyorum. Fethiye’den Muğla’ya selam ve sevgiler gönderiyorum.
(*) Arpacık köyü sınırları içinde yemyeşil cevizler altındaki mesire yeri
Cevizli Şiirim ve oranın şarkısı tüm arkadaşlarıma ve Arpacıklılara armağan
olsun.
28 Ocak '11
Muğla’da yaşayan makine mühendisi Ünal Türköz birbirinden güzel
besteleriyle de dikkati çeken değerli bir dosttur. Muğla Devrim Gazetesi’nde
zaman zaman değerli yazılarıyla da dikkati çekmektedir. Kasım 2010 tarihinde
benim “Cevizli Şarkısı” isimli şiirimi Mahur makamında besteleyerek bana
gönderdi. İkinci sayfaya şarkının sözlerini ve altına da kendi duygularını
yansıtan beş satırlık bir ibare eklemiş. Şöyle diyor:
“Yine bir gönül birlikteliğimiz oldu ve değerli hocamın güzel şiiri
“Cevizli,”Mahur makamında bir şarkı olarak doğdu. Yüreğinize sağlık diyor,
saygı ve sevgilerimi yolluyorum.
Ünal Türköz 18.11.2010
Daha önce de benim “Meğri Şarkısı” isimli şiirimi acemaşiran makamında
besteleyerek bir Muğla ziyaretimde sürpriz yapmıştı. Kendisine çok çok teşekkür
ediyorum. Fethiye’den Muğla’ya selam ve sevgiler gönderiyorum.
(*) Arpacık köyü sınırları içinde yemyeşil cevizler altındaki mesire yeri
Cevizli Şiirim ve oranın şarkısı tüm arkadaşlarıma ve Arpacıklılara armağan
olsun.
28 Ocak '11
ORDA BİR İNCİRKÖY VAR UZAKTA
CAZİM GÜRBÜZ
Biz
ne köy romanları okuduk bu ülkede. Sosyalist gerçekçiliğe angaje, ön yargılı, içtensizlik.
.İyiye kör, kötüye dört gözü açık.
“Bir hışım ile geldi geçti” “bu köy romanı furyası…Sonra
köy ve köylü karşılığı ve küçümsemeler
başladı, aynı ideolojik çevrelerde. Artık kendi tarihine dönüp oradan
oryantalist bir bakışla roman malzemesi toplamak, etnik kışkırtmalarla
karışık “postmodern” takılmak zamanıydı
devir dönmüş, “küreselleşmişti(!) ya dünya…
Oysa
köye dün olduğu gibi bugün de “milli
gözle” bakabilen değerli imzalar vardır, her zaman da olacaktır.Rahmetli
Tahir Kutsi Makal, bu milli çizgiyi çizmeye başlayanların en birincisi.
Bu
çizginin üstünden onu daha da kalınlaştıran, değerli ve dost bir imza da Ünal Şöhret
Dirlik’tir.Daha önce,”Sen Şimdi Güneyde”, adlı şiir kitabı ile “Fethiye’de Halk İnanışları” ve”Fethiyeli
Gülüyor” adlı araştırma,inceleme isimli
kitaplarını okuduğum Ünal Şöhret Bey’in
şimdi de “İncirköy İncirköy” adlı imzalı
kitabı duruyor elimde.
Otuz-kırk
yıldır çeşitli yayın organlarında köyü (İncirköy)
hakkında yazdığı yazılarını bu kitapta
toplamış yazarımız. Yazılar arasında öyle güzel bağlar kurulmuş, öyle bir
bütünlük oluşmuş ki, İncirköyün romanını okumuş gibi oluyorsunuz.Doğası, insanı,
dertleri, sevgileri, gelenekleri ile bizim insanlarımız çevir çevir oku.
“(…)Taşın başıdır İncirköy, ‘.kuşu keklik, otu
kekiktir’ İncirköy’ün.İçmeye ancak yeter
suyu; olsun. Vatan orası, sıla orası, doğduğum yer orası. Av avladığım,
kuş kuşladığım, tütün tarlalarında türküler söylediğim yer
olunca , akan sular durur benim için. O yüzden bu İncirköy sevdamız devam
ediyor.. iki satır yazsam birinde mutlaka İncirköy vardır. Rüyalarımızın köyü,
görüp doyamadığımız, sevip alamadığımız, çimenlerinde yatıp yuvarlanamadığımız ,
dağları dumanlı İncirköy..
(…)
Köyden gidenler gitmiş, kalanlar kalmış.Gidenlerin ardından söylenen türküler,
yakılan ağıtlar , özlem dolu mektuplar boşuna. Gitti giderler.Artık hasret dolu
eski defterleri kapatıp, kadere boyun mu eğelim?Yoksa Çalıca’nın başına çıkıp
sevda ve ayrılık türküleri mi
çığıralım?Yoksa oda mı boşuna? Ama yine de gönül öyle demiyor işte: Eski
günleri anıp, dolu dolu oluyor ozan kısmının gözleri. HEY GİDİ İncirköy hey!
Hey gidi İncirköy’lüm hey!!
Ünal
Şöhret Dirlik’in özlemlerinden bir yaprak okudunuz.. Gerisini de okumak
isterseniz “P.K. 5 Fethiye” adresinden bu kitabı isteyiniz..
Ben
tadımlık satırlar sunmaya devam edeyim.”(…) Tütün tarlalarında sıcaklar tüter
bundan sonra; Tütün tarlaları toz, duman ve ter. Sıcaklar hepsinden beter. (…)
Bahar çiçekleri gibi tütün dikenlerle dopdolu, tarlalarda çalışanlara selam
olsun.
(…)
Gün iniyor, işlerini bitirenler birer ikişer köyün yolunu tutmaya başladı. Şoför
Hasan’nın kamyonunun korna sesi, Ak kovanlığın başında duyuldu.”Hasrat gavuşturan geliyor” dedi
Hörüce. Fatma kız irkildi arığın içinde ; “Hasrat gavuşturan” diyorlar,
Meeehmet’i alıp götüren o değil mi?Yağmurlar düşmemişti daha.’Mehmet’in
pusulası gelmiş’ diye duyuldu.. Hafta aralamadı, yolcu oldu. Şimdi “kursa gideceğim” diye yazmış.Çavuş olacakmış
yakında. Mehmet Çavuş!
Selelerde son tütün fidanları da tükendi.
Güllüce’nin
Obası yollara düştü.
Bir
türkü iniledi Çamlığın yokuşunda,ayrılık üstünr hasretlikm üstüne. Uzandı
yollara, tarlalara, bağlara Kaşıkçı sırtlarına değin .. Sonra kayboldu gitti bu
ses”…
(*) Kurultay /28/02/2000-Cazim Gürbüz
EY FETHİYE FETHİYE !
ABDULLAH NEYZAR KARAHAN
“Bizim doğduğumuz, doyduğumuz, havasını soluduğumuz,çiçeğini kokladığımız bu verimli ve tarihle kucak kucağa yaşadığımız topraklara borcumuz var.Bu borcumuzu bir çok iyi şeyler yaparak, yararlı eylemlerle ödemek zorundayız.Bu yazıları yazarken kendi kendime çok düşündüm:’Acaba erken mi ?’diye.Zira bir yeri iyice tanımadan yazılanların pek çok eksiği de beraber geliyor.Bir çok yanlışlıklar yapılıyor.Daha önce yazılmış bir eserdeki yazılar aynen alınıyor.Yapılan çalışmalarda sizin kitabınızdan bir konuyu alıyorsa,yazının altında kaynak olarak yazma kibarlığını bile göstermiyorlar.Fethiye çok güzel ve yaşanılası bir şehir.Ona her Fethiyelinin bir hizmet borcu var.Zaman ve olanak bulursam Fethiye’nin birkaç kitabı daha var tezgahta.Unutmayın Fethiye defalarca yaşadığı depremler sonunda çok şeyler kaybetmiştir.”diyor;”Ey Fethiye Fethiye!”adlı son kitabının ön sözünde şiir ve folklor sevdalısı Ünal Şöhret Dirlik.
Şimdiye değin,şiir, inceleme, araştırma, folklor, anlatı türünden on üç yapıt vermiş, üretken bir yazar.1938 yılında Fethiye- İncirköy’de doğdu.İlkokulu İncirköy’de okudu.Aksu
İlköğretmen Okulu’ndan mezun oldu.Öğretmenliğinin yanı sıra,folklor araştırmaları, Türk Dil Kurumu’nun sözcük,atasözü,deyim derlemelerine katkıda bulundu.Dergi ve gazetelerde yayın editörlüğü yaptı.
“Ey Fethiye Fethiye !”bir başucu kaynak kitap niteliğinde.Ü.Ş.Dirlik içinde yaşadığı kentin kültür tarihini en ince ayrıntılarına değin sergiliyor okuyucuya.Yaşanmış günlerin resmini,ressamın titizliği ile tuvaline yansıtıyor.Fethiye ve Fethiye renklerini ,tuval üzerinde görebiliyoruz.Tarihsel doku, kişiler, taşıyıcılar ve kente kimliğini veren kişileri ayırt etmeksizin, tarafsız gözle, gözlemlediği olayları, söylenceleri taşıyor kitabına Ü.Ş.Dirlik. Örneğin “Muğla’nın Geenel Tuvaletinde küçük çişini yapan bir adam,yanı başında ayni işi yapan adama:’Merhaba arkadaş,sen Kestep’lisin değil mi ?’diye sormuş.Adam:”Evet” demiş.
‘Gülmet köyündensin değil mi ? ‘Adam yine ‘EVET’ demiş.’Seni de Mıstıran sünnet etmiş herhalde ?’Adam ‘O da doğru hemşerim,peki bütün bunları nasıl bildin ?’ Nasıl bilmem!. Rahmetli hep eğri keserdi.Sen de eğri eğri hep ayağıma işiyorsun da ondan bildim.Rahmetli beni de sünnet etmişti” demiş.
Sevgili Recai Şahin,”Ey Fethiye Fethiye’nin sunuş yazısında;”..’Ünal,bu Ey Fethiye Fethiye’ kitabında Fethiye tarihinden,leyleğin yuvasına,ı sırgan otunun yararına kadar yüz elli bir konuyu işlemiştir. Kimi sayfalarda ‘Hakka yürüyenlerle’ ilgili yazılanları okur hüzünlenirsiniz,kimi sayfalarda da ‘Dinel len dinel !’deyip gülersiniz.”
Ü. Ş. Dirlik,kent imgesini, kent yaşamını, kent ortamını tarihsel dokuları zedelemeden, kent kimliğini oluşturan gerçekleri tanıklarıyla,belgeleriyle sunuyor.
“Ey Fethiye Fethiye’de belirtilen “İçindekiler” bölümünü “abecesel” dizine göre hazırlamış. Örneğin”Ahmet gazi Türbesi,Ahmet Ağartan’ın Ölümü,Aslan bacanak..Cezayirli Gazi Hasan Paşa Değil, Kepcik gelin, Oğlan kayası, Ormanları Bekleyen Dede,Zelveyi Kırışın” gibi yüz elliyi geçkin birbirinden ilginç konulara yer veriyor yapıtında Ünal Ş. Dirlik.!
Fethiye ile ilgili,aklınıza ne gelirse “Ey Fethiye Fethiye’de”bulabilirsiniz.Kutlarım Ünal Şöhret Dirlik’i. Fethiye’nin adı gibi aydınlık olsun yolu.
*Ey Fethiye Fethiye:256 Sayfa
Fotoğraflar:Ünal
Şöhret Dirlik
Desenler:Ali Rıza
Başarır, S.Otman,
H.Gökmen.Kapak
düzeni:Timur Fidan
DİRLİK
YAYINLARI-Fethiye / 2003
BİR SOLUKTA OKUNAN KİTAPLAR
DİLEK DİNÇER (FETAV Müdürü)
Bu hafta, yine ilçemizin büyük gurur kaynağı, edebiyat dünyasının da yakından tanıdığı, Sevgili Ünal Şöhret DİRLİK’in 21. ve en son kitabından söz edeceğim. (Hazırda basılmayı bekleyen daha pek çok eser var)
Çok kısa bir süre önce yayınlanmış olmasına rağmen, bu kitap hakkında çok şey yazıldı, söylendi. Sevgili hocamızın yılların araştırmasına, birikimine dayanan bu son eserinin güzelliği daha kapakta başlıyor. Kalemle çift süren o bilge, kitabın içeriğinin dışa yansıması ve özenli bir çalışmanın, emek ürününün simgesi…Dikkatle inceleyen ve O’nu yakından tanıyanlar hemen fark ediyor, o kompozisyonda resmedilen Ünal Şöhret DİRLİK’in ta kendisi…Bu başarılı çalışmayı gerçekleştiren karikatürist sayın Abdülkadir USLU’yu da kutlamak gerek…
Ya kitabın adına ne demeli? Bu da O’nun ince zekâsının, yaratıcılığının ürünü…Tamamen kendi türettiği bir deyim…”Yüz Gülümlüğü” Türk Dil Kurumunun bu anlamlı deyime yaklaşımı da merak konusu…
Sevgili yazarımızın bu son eseri, yalnızca bir gülmece kitabı olmaktan öte, genç araştırmacılara da rehberlik edecek güzel bir örnek… Alıntı yapılan kaynaklara ve fıkraları aktaranların isimlerine, az duyulmuş yerler ve sözcüklerin anlamlarına da ayrıntılarıyla yer verilen, kısacası; işin kuralını öğreten bir ders kitabı bence…
Fıkralar, güldürmekle kalmıyor, bazen yüreğinizi sızlatıyor, bazen düşündürüyor… Yöre insanının kıvrak zekâsını, hazır cevaplılığını gözler önüne seriyor. Aynı zamanda tütünün, hayvancılığın yaşamla ne kadar iç içe olduğunun ayırdına varıyorsunuz. Böylelikle sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yaşama dair de ipuçları yakalıyorsunuz.
Ben, kitapta alfabetik olarak sıralanan bu seçilmiş fıkraların hepsinden çok etkilendim Ama içlerinden birkaç tanesine daha çok güldüm. “Alaman Rodos’a Top Atmadan Önce Geldim”, “Bayıldım Aşa Yokuşu”, “Çay Alır mıydınız?”, “Esmece Gelin Olmuş”, “Gıllici’nin Döndü”, “Gürmedere Şimdi Muhtarını Bulmuş” bunların başlıcaları… İçlerinden “Nereye Çekerseniz” İsimli olanını sizler için seçtim.
Üzümlü Nahiye Müdürü İncirköy’e gelmiş. Köy halkını bir meydanda toplamış.
‘-Yarından itibaren emirlerime harfiyen uymazsanız, kadın erkek kim olursa olsun cezalandırırım’ demiş…
KAYNAK: Ünal Şöhret Dirlik (Bilgi teyidi, 12.06.2017).