Alemdar Mustafa Paşa

Osmanlı Sadrazamı

Ölüm
16 Kasım, 1808
Diğer İsimler
Alemdar

Sadrazam (D.  1755, Rusçuk - Ö. 16 Kasım 1808, İstanbul). Rusçuk Yeniçeri ağalarından Hasan Ağa’nın oğludur. Bayraktar olarak katıldığı savaşlarda gösterdiği yararlılık nedeniyle kendisine “Alemdar” lakabı verildi. Önce Hezergrad Âyanı, sonra da Rusçuk Âyanı oldu. Bir aralık Edirne’de, Nizamı Cedit aleyhindeki isyana yardım etmekle birlikte, sonra hükümetin güvenini kazanmış, Kapıcı Başı ve Mirahur (padişah ahırından sorumlu kişi) görevlerine getirilmiştir. III. Selim’in son zamanlarında açılan Rusya seferinde Tuna sınırında Rus ilerleyişini önlemeye yarayacağı düşünülerek kendisine 1806’da Vezirlik rütbesi ile Tuna Yalısı Seraskerliği verilmiştir. 

Çok cesur ve mert olduğu kadar iyi kalpli bir insan olarak tanınan Alemdar Mustafa Paşa, Yeniçeri Ocağından yetiştiği için doğru dürüst bir eğitim görmemiş, cahil bir insan sayılırdı. Bu yüzdendir ki dönemin siyasi cereyanlarını, entrikalarını kavrayabilecek ve çeşitli menfaatleri telif edebilecek bir zekâ, bilgi ve olgunluğa sahip değildi. Ancak, Yeniçeri Ocağına bir düzen vermek üzere padişaha, Eşkinci Ocağını kurdurtmayı başarmış, bundan dolayı Yeniçeriler birdenbire Alemdara düşman kesilmişlerdi.

III. Sultan Selim’in başlattığı Nizam-ı Cedit (yeni düzen) reformları nedeniyle çıkan kimi olaylar üzerine İstanbul’dan Rusçuk’a kaçıp Alemdar Mustafa Paşa’ya sığınan reform yanlıları, Paşa’yı İstanbul’a gitmesi için teşvik ettiler. Bu sırada Sultan IV. Mustafa, Kabakçı Mustafa isyanıyla amcası III. Selim’i tahttan indirmiş ve Nizam-ı Cedit reformlarını kaldırmaya başlamıştı.19 Temmuz 1807 tarihinde İstanbul’a gelen Alemdar Mustafa Paşa, önce Kabakçı Mustafa’nın evini bastırıp kellesini vurdurtmuş, sonra da isyancılar arasında kanlı bir temizleme harekâtına girişmişti. Alemdar Paşa, Bâb-ı Âlî’yi (hükümet merkezi) basıp Sadrazam Çelebi Mustafa Paşa’nın elinden Mühr-i Hümayûnu aldıktan sonra, onunla birlikte Şeyhülislam Ataullah Efendi’yi görevden uzaklaştırdı. 21 Temmuz 1808’de Rusçuk Ayanı sıfatı ve yanında 15.000 askeriyle IV. Mustafa’yı tahttan indirerek yerine III. Selim’i tekrar tahta çıkarmak ve Nizam-ı Cedid’i yeniden kurmak istiyordu. Olayları duyan Kabakçı Mustafa’nın adamları, ondan önce III. Selim’in odasına ulaştı ve o sırada ney çalmakta olan padişahı öldürüp cesedini Mustafa Paşa’ya gönderdiler.

Yaptıklarının boşa gittiğini düşünen Alemdar Mustafa Paşa’yı adamları şehzade Mahmud’u kurtarması için uyardılar. Bu sırada IV. Mustafa’nın adamları çatıda saklanmakta olan Şehzade Mahmud’un odasına ulaşmıştı. Tam o sırada Alemdar Mustafa Paşa’nın adamları yetişti ve şehzadeyi kurtardı. Alemdar Mustafa Paşa, Şehzade Mahmud’u yeni padişah olarak ilan etti.

22 yaşındaki genç padişah tarafından Sadrazamlığa getirilen Alemdar Mustafa Paşa, Sultan III. Selim’in öldürülmesiyle uzaktan yakından ilgisi görülen çok sayıda kişinin başını vurdurttu. III. Selim’in orduda yapmak istediği büyük ıslahata yardımcı oldu.

Sadrazamlığı sırasında, köklü reformlara giderek; merkezi otoriteyi güçlendirmek için Anadolu’nun ayanlarıyla işbirliği yaptı; Nizam-ı Cedit Ocağı’nı Sekban-ı Cedid adıyla yeniden düzenledi; Kapıkulu ocaklarında asker olmayıp da maaş alanları belirleyerek; bir dizi yeni düzenleme ve yeniliğe imzasını attı.

Ancak çok geçmeden, İstanbul’un zevk ve eğlence ortamına kendisini kaptırıverdi. Memleketine büyük hizmetler yapmış olan Alemdar, artık bir safa ehli olmuştu. Alemdar’ın en çok hoşlandığı kır eğlenceleri ve çengi oynatmaktı. Alemdar’ın bu durumundan İstanbul halkı ve özellikle de Yeniçeriler tepkiyle karşılandı ve bir süre sonra Yeniçeriler bu tepkilerini kazan kaldırarak gösterdiler.

Öte yandan, Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazamlık döneminde yandaşlarının yağmalara karışarak Kabakçı Mustafa isyancılarını aratır olması, halk arasında huzursuzluk yaratarak, ona olan güveni iyice sarstı. Alemdar Mustafa Paşa’nın yeniçerilerin, kendilerine alternatif olduğu düşüncesiyle, karşı çıktıkları Nizam-ı Cedit’i (Sekban-i Cedit olarak farklı bir adla da olsa) yeniden kurması, bu kuruluşu kısmen finanse etmek niyetiyle “esame” denen, yeniçerilerin eski ulufe cüzdanlarının toplatıp yaktırması ve Yeniçeri ocaklarında yolsuzluk tespiti yapmaya kalkışması düşmanlıklarını kazanmasına yetmişti.

Sonunda; Kasım 1808’de “Alemdar Vakası” olarak tarihe geçen yeniçeri isyanı patlak verdi. Bu isyan sırasında Yeniçeriler, Alemdar’ın sarayını ateşe verdiler. Padişahlıktan yardım gelmeyince umudunu yitiren Alemdar, barut mahzenini ateşleyerek, içeri girmeye çalışan bin kadar yeniçeriden 600 kadarıyla birlikte öldü. Yeniçeriler yangından sonra onun ölüsünü bularak günlerce İstanbul’da dolaştırdılar. Sonra da parçalayıp Yedikule dışındaki bir kuyuya attılar. 1911 yılında kemikleri oradan alınarak, Ayasofya’nın karşısında bulunan Zeynep Sultan Camii avlusunda yapılmış olan türbeye gömüldü. Soğukçeşme’den Sultanahmet’e çıkan caddeye Alemdar Caddesi adı verilmiştir.

 HAKKINDA: Büyük Larousse (1986), Ana Britannica (2005), TDV İslam Ansiklopedisi (2006), Abdulah Özkan / Osmanlı Tarihi 1299-1922 (2006).

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör