Hüseyinzade Ali

Düşünür, Tıp Doktoru, Gazeteci

Doğum
24 Şubat, 1864
Ölüm
17 Mart, 1940
Eğitim
Petersburg Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümü
Burç
Diğer İsimler
Ali Turan

Tıp doktoru, düşünür ve gazeteci (D. 24 Şubat 1864, Salyan / Bakü / Azerbaycan - Ö. 17 Mart 1940, İstanbul). Yazılarında Ali Turan imzasını da kullandı. İttihat ve Terakki Fırkası (Partisi)’nın kurucularından ve ilk Türkçülerdendir. Ali Beyin babası Tiflis Türk Okulu öğretmenlerinden Hüseyin Bey’dir. Çocukluğu büyük babası Kafkas Şeyhülislâmı Hüseyinzade Ahmet Saylanî’nin yanında geçti. İlköğrenimini Tiflis Türk-Müslüman Okulu’nda yaptı. 1875’te Tiflis Klasik Gimnazyumu (bir tür spor okulu)’na girdi. Büyük babası Şeyh Ahmet ile onun dostu Mirza Fetih Ali Ahundzade’nin sohbetlerinden yararlandı ve onların eğitimi altında zamanının edebiyat çevresini tanıdı. Gimnazyum öğrenciliğinden itibaren Türkçeye, Türkçülüğe ve Türkiye’ye dayanmak gerektiği düşüncesinin doğmasında Şeyh Saylanî’nin ve Ahundzade’nin büyük etkisi oldu.

Ali Bey, 1885’te Petersburg Üniversitesi Fizik-Matematik Bölümü’nden (1889) mezun olduktan sonra Türklük ve Türkçülüğü yakından incelemek arzusu ile İstanbul’a gelerek 1890’da Askerî Tıbbiye (Tıp Fakültesi)’ye girdi. Çarlık idaresine karşı kuzey Türkleri arasında uyanan isyan ve özgürlük duyguları ile dolu olduğu için, Abdülhamit yönetimine karşı olanlarla hemen anlaşmıştı. Bu gençler Ubeydullah Efendi ile ilişkide bulunuyorlar, ondan yararlanıyorlardı. Burada iken Türk-Yunan savaşına katıldı. Savaştan dönüşünde (1900) sınavı kazanarak Tıbbiye Yüksek Okulun’a profesör yardımcısı olarak atandı. İttihat ve Terakki üyesi olması nedeniyle bu görevde uzun süre kalamadı. 1903’te Kafkasya’ya kaçmak zorunda kaldı. Kendi doğum yerinde Türkçülük ve özgürlük mücadelesi için çıkış yolları aradı, bunun için yayınlar yaptı. Ahmet Ağaoğlu, Ali Merdan Topçubaşıoğlu ve Zeynelabidin Tagiyef ile “Hayat” adlı bir gazete çıkardı ve iki yıl gazetenin başyazarlığını yaptı. Bu gazetede “Türkler Kimdir ve Kimlerden İbarettir”, “Bize Hangi İlimler Lazımdır”, “Yazımızı, Dilimiz ve Birinci Elimiz” başlıklarıyla önemli makaleler yayımladı.

Ali Bey, yazılarında Müslümanların ve Türk kavimlerinin kalkınması ile modernleşmesinde “Türkleşmek, İslâmlaşmak ve Avrupalılaşmak” diye belirttiği üç ilkeye önem verilmesi gerektiğini savundu. 1905’te Tiflis’te ileri sürülen bu düşünce yedi yıl sonra, yani 1911’de hararetli taraftarlar buldu. Ziya Gökalp “Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak” adlı makalelerini ve 1918’de bu makalelerden oluşan kitabını yayımladı. Gökalp, Hüseyinzade’nin adını söylemekle birlikte ona saygı duyuyordu, onu “Yalvaç” diye adlandırmıştı. (Hilmi Ziya Ülken)

Hüseyinzade Ali, 1906’da yine Tiflis’te “Füyûzat” adlı bir dergi çıkararak onun da başyazarlığını yaptı. Daha sonra Kafkasya’da “İrşad”,” Terakki” ve “Hakikat” gazetelerinde çalıştı. “Hayat” dergisi yayımlanmadan önce de Kafkas Türklerinin ülkülerini savunmak üzere Rusça yayımlanan “Kapsi gazetesinin başyazarlığını yaptı. 1907’den, İstanbul’a döneceği 1910 yılına kadar geçen sürede Bakû’de Saadet Okulu’nu kurdu ve orada dersler verdi. İstanbul’a geldiğinde yeniden sınava girerek deri ve frengi hastalıkları profesörlüğüne yükseltildi.

Ali Bey, İttihat ve Terakki’nin kurucularından olduğu için Türkiye’ye dönüşünde partinin genel merkez üyeliğine getirildi. 1910-18 yılları arasında İttihat ve Terakki’nin en etkin üyelerinden biri olarak çalışmalar yaptı. Türk Ocağı’ndaki sohbetleri ve telkinleri ile gençleri topluyor, Gökalp’le birlikte Türkçü harekete önayak oluyordu. Fakat çekingen mizacı ve gösterişsizliği yüzünden kitle üzerinde değil, düşünürler üzerinde etkili olabiliyordu. İstanbul’da Kafkas Türkleri Maarif Cemiyeti üyeliğinde (1913), Yüksek Sağlık Meclisinde (1916), Türk-Macar Dostluk Yurdu genel merkez üyeliğinde (1916) bulundu. Balkan Savaşı (1912-13) sırasında hastanelerde çalıştı. Bilimsel ve siyasal görevlerle birçok ülkeye gönderildi. Birinci Dünya Savaşı (1014-18)’nın sonunda hükümet tarafından Kafkasya’ya görevli olarak gönderildi. Bu dönemde Azerbaycan’ın millî bir devlet olması için çalıştı. Azerbaycan’ın İstanbul Elçisi olarak gönderilmiş olan Yusuf Vezirli’nin Azerbaycan Türk edebiyatı tarihini yazması ve yayımlamasına (1919) yardım etti.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Akçuraoğlu ve öteki dostlarıyla Turan Heyeti adıyla Orta Avrupa’da Türklük için bir propaganda gezisine çıktı. 1916’da Berlin’de toplanan Türk kavimleri kongresine katıldı. 1917’de Akil Muhtar ve Nesim Muslih’le birlikte Stockholm’de toplanan uluslararası sosyalist kongresine gönderildi. Bu kongrede dikkate değer bir bildiri okudu. Son olarak 1926’da Bakû’de toplanan Birinci Türkoloji Kongresi’ne katılarak bu kongreye ait notlar bıraktı. Emekliye ayrılacağı 1933 yılına kadar fakültedeki derslerine devam etti. 1942’de Üsküdar’daki evinde öldü. Düşünce-araştırma-anı kitaplarının dışında, “Emrazı Cildiye” ve “Zühreviye”ye adlı ders kitaplarından başka basılmamış bir de “Büyük Tıp Lûgati” vardır.

Hüseyinzade Ali Beyin düşüncelerini net olarak görebileceğimiz eserleri makaleleridir. “Hayat” gazetesinde yayımlanan makalelerinde Türklerin ırk ve dilleri üzerindeki incelemelerini, Türklerin büyük bir birlik oluşturduklarını açıklamaktadır. Ayrıca, “Bize çağdaş ilimler lazımdır” der ve “Türkleşmek, İslâmlaşmak, Avrupalılaşmak” gerektiğini savunur. Bu ilke bütün Türkler içinde benimsenmiş ve Meşrutiyet (1908)’ten sonra, Ziya Gökalp tarafından da Türkiye’de ele alınmıştır. “Füzuyat” dergisindeki bütün yazılarında Türkçü olduğunu ortaya koymuştur. Bütün Türkler içinde edebi dil olarak Osmanlı Türkçesinin kullanılması gerektiğini savunmuş, bunu eserleriyle uygulamaya çalışmıştır. Kafkaslar’da Türkler içinde düşmanlığa yol açan mezhep (Sünnî-Şiî) tartışmasıyla ortaya çıkan İranîliğe ve son zamanlarda çıkan Ruslaştırma politikasına karşı, Türk milliyetçiliğinin savunulmasına ve geliştirilmesine hizmet etmiştir. Merkez Osmanlı olmak üzere, Türk milliyetçiliğini, Türkçülüğü hatta Panturanizmi savunmuştur.

ESERLERİ:

DÜŞÜNCE-ARAŞTIRMA-ANI: Abd-i Gılaf ve Mahfaza (Baku, 1906), Eski Tıbbiye (1910),  Hal-i Vatan, Yurt Kaygusu (1911), Kefalet Yahut Vefakâr Dostlar (1923), Garbın İki Destanında Türk (Baku, 1926), Truvanm Son Gecesi (1936), Bahçemin Ağaçları (1936), Ondan Önce ve Sonra (1938), İttihat ve Terakki Nasıl Kuruldu (1938).

ÇEVİRİ: Faust (Goethe’den, 1923).  

KAYNAKÇA: Yusuf Akçura / Türk Dünyası (1926), Hüseyinzade Ali / Ubeydullah Efendinin Oynadığı Roller (Tan gazetesi, 4-5 Mart 1938), Hilmi Ziya Ülken / Çağdaş Düşünce Tarihi (1966), Ertuğrul Yaman / Türkiye’deki Türk Dünyası (A. K. Bolaç – A. Esatoğlu ile, 1998), Ali Haydar Bayat / Hüseyinzâde Ali Bey (1998), Ali Haydar Bayat, Hüseyinzâde Ali Bey, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayını, Ankara, 1998, s. 32, 302), Yusuf Akçura / Türkçülük, Toker Yayınları, İstanbul, 1990,  s. 149), Ziya Gökalp / Türkçülüğün Esasları (1969, s. 11), Bilge Ercilasun / “20.  Yüzyılın Eşiğinde Dört Türk Aydını: Gaspralı İsmail, Hüseyinzâde Ali, Akçuraoğlu Yusuf, Ağaoğlu Ahmet” (Türkler, Cilt 14, s. 863), Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, Ülken Yayınları, İstanbul, 2005, s. 271-272), Ziya Gökalp / Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, İnkılâp Kitabevi (Tarih yok, s. 16), Göktürk Ömer Çakır/ “Gökalp’a Türkçülüğü Aşılayan adam: Hüseyinzâde Ali Turan” (Orkun, sayı 54), Nizam Önen / İki Turan: Macaristan ve Türkiye’de Turancılık (2005 s. 103), Abdülkadir İnan / Makaleler ve İncelemeler 2 (1998, s. 294), Ziya Gökalp, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak,  Necati Gültepe /  Turan  Turancılık Tarihinin Kaynakları ( 1999, s. 30), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) - Ünlü Fikir ve Kültür Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 3, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013), Abdullah Işık / Hüseyinzade Ali Turan (abdullahabdurrahman.wordpress.com, 08.04.2015).

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör