Siyavuş Paşa

Osmanlı Sadrazamı, Devlet Adamı

Ölüm
02 Mart, 1688
Diğer İsimler
Köprülü Damadı, Hacı

Devlet adamı, Osmanlı Sadrazamı (D. ? – Ö. 2 Mart 1688, İstanbul). Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa’nın kölelerinden olup Hırvat veya Abaza asıllıdır. “Köprülü Damadı” ya da “Hacı” lakaplarıyla da bilinir. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhlerinden Seyyid Nesib Yusuf Dede’nin öğrencisi olduğu belirtilir. Binicilikte ve okçuluktaki mahareti, savaş­lardaki yiğitliğiyle tanınan Siyavuş Ağa, bir süre Köprülü Mehmed Paşa’nın hizme­tinde bulundu ve onun kızı Ayşe Hanımla evlendi. Sadrazamın 1661’de ölümünden sonra büyük oğlu Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’ya ka­pıcılar kethüdası (kâhya) oldu. Fazıl Ahmed Paşa’nın sadareti (başbakanlığı) yıllarından itibaren çıkılan (1663) Uyvar, Girit ve Kamaniçe seferleri­ne katıldı.

Merzifonlu Mustafa Paşa’nın 1678 Çehrin seferi sırasında “Mirâhur-i Sanî” görevinde bulunduğu anlaşılan Hacı Siyavuş Ağa, veziriazamın önerisiyle bu görevini bırakarak sefere katıldı. 1681’de orduda silâhtar ağalığı yaptı. Merzifonlu Mustafa Paşa’nın 14 Aralık 1683’te görevden alınması ve idamıyla başlayan Köprülüler’e karşı tasfiye hareketiyle birlikte 4 Ocak 1684’te Edir­ne’de zeameti alınmadan görevinden uzak­laştırıldı. Ancak 31 Mayıs 1684’te sipahiler ağası (31 Temmuz), vezirlikle birlikte Diyarbekir Valisi oldu. Malatya ve Antep sancakla­rı kendisine has olarak verildi, Maca­ristan serdarı Bekri Mustafa Paşa’nın ya­nına gönderildi.

Siyavuş Paşa, kuşatılan Budin Kalesi ön­lerindeki çarpışmalarda gösterdiği üstün cesaretiyle ün kazandı. Başında bulunduğu yardım kuvvetlerinin yaklaşık üçte ikisi­ni kaybetmesine karşın, 1000’e yakın as­keri, kuşatma altındaki Budin Kalesi’ne sokmayı başardı. Bu olaydan sonra önce Bosna Beylerbeyiliğine sonra Ha­lep valiliğine getirildi (13 Aralık 1686). Veziriazam San Süleyman Paşa’nın mev­zi değiştirirken bozguna uğradığı 12 Ağustos 1687 tarihli Şikloş Sava­şı, Siyavuş Paşa’nın sadrazam olmasıyla sonuçlanan büyük bir isyan ve kargaşa dö­neminin başlangıcı oldu. Mohaç Savaşı’na Siyavuş Paşa da katılmış­tı.  Süleyman Paşa’nın ordudaki yeni dü­zenlemelerinden ve ulûfe (maaş) yoklaması yap­tırmasından rahatsız olan asker, isyan ederek ertesi günü Halep Valisi Siyavuş Paşa’yı “İhtiyar vezir­dir” sözleriyle ordu kaymakamı seçti. Bu ge­lişmelerden haberdar olan IV. Mehmed he­men Siyavuş Paşa’ya seraskerlik (başkomutanlık) verdi.

Siyavuş Paşa’ya 23 Eylül 1687’de veziriazamlık verilmiş ve her türlü isteğinin karşılanacağı da taah­hüt edilmişti. İsyancılar, ordudaki muhaliflerini temizlerken bir süre sonra eski sadrazam ve kaymakam idam edildi. İsyancılara karşı bir önlem olması düşüncesiyle veziriazamın kayın­biraderi Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa’yı ikin­ci vezir ve rikâb kaymakamı (Sadrazama vekâlet eden görevli) atayarak (7 Ekim 1687) İstanbul’a çağıran IV. Mehmed’in bü­tün girişimleri ordudaki kararlılığı değiş­tirmedi. Aralarındaki anlaşmazlıklarla birlikte İs­tanbul’a doğru yürüyen ordu, padişahın tahttan indirilmesi isteğinde ısrar etti. Siyavuş Paşa ve Köprülüzade Mustafa’nın öncülü­ğünde yapılan ve ilmiye mensuplarının da katıldığı Ayasofya Camisi’ndeki toplantı sonucunda IV. Mehmed tahttan indirilerek yerine II. Süleyman çıkarıldı (8 Kasım 1687).   

İkinci vezir Köprülüzade Mustafa Paşa’nın nüfuzu altında olan Siyavuş Paşa’ya bir yolunu bularak zorbaları ortadan kaldırma­sı telkin edilmeye başlandı. Bunun üzerine o da yeniçeri ağalığına getirdiği Harputlu Süleyman Ağa ile birlikte harekete geçti. Ancak isyancılar yeni ağa olan Hacı Ali’nin komutasında, Siyayuş Paşa Sarayı’nı kuşatarak (1 Mart) sadaret mührünü teslim etmesini istedi­ler. Bu sırada yanında bulanan şeyhülislâ­ma mührü teslim eden Siyavuş Paşa, yaklaşık el­li kişiyle sarayını savunmaya başladı. Ancak ertesi gün sabah namazına kadar de­vam eden çarpışmada hayatını kaybetti (2 Mart 1688). Oğlu Hüseyin Paşa da çarpışmada öldürülmüş­tü. Sadrazam Siyavuş Paşa’nın cesedine, Köprülü Mehmed Paşa’nın kızı olan eşine ve hareminin öteki üyelerine yapılan işkenceler, sara­yın yağmalanması tarihçiler tarafından utanç duyulacak olaylar olarak tanımlanmıştır.

Siyavuş Paşa’nın seraskerliğinden itibaren üç defa getirildiği sadrazamlığa kadar en üst yönetim görevlerinde bulunduğu dönemlerde Osmanlı Devleti, sa­vaşmakta olduğu Avusturya, Lehistan ve Venedik’e karşı askerî yönden başarısız olmuş; Ösek, Eğri, Varadin, Lipova, Zigetvar ve Belgrad gibi önemli kaleler elden çıkmıştı.

Siyavuş Paşa Türbesi, Eyüp Camii Kebir Caddesi Üzerinde ve Sokollu Mehmed Paşa türbesi karşısındadır. Sağ tarafında ileride Mir-i miran Mehmed Paşa Türbesi, aynı avluda ve sol tarafta ise Şeyhülislam Üryani-Zâde Ahmed Esad Efendi’nin türbesi bulunmaktadır.  Eşi Fatma Sultan adına İstanbul’da büyük bir medrese ve bazı yerlerde başka hayrat yaptırmış olan Siyavuş Paşa adı İstanbul’da bir semte de verilmiştir.

HAKKINDA: İbrahim Alaeddin Gövsa / Türk Meşhurları (1946), Kantemir / Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Çöküşü Tarihi (Haz. Özdemir Çobanoglu, İstanbul 1998), Mehmed Nermi Haksan / Yüzyıllar Boyunca Üsküdar (2001), N. Jorga / Osmanlı İm­paratorluğu Tarihi (Haz: Nilüfer Epçell, 2005), TDV İslam Ansiklopedisi (c. 37, s. 310-311, 2009).

 

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör