Salih Zeki Bey

Fizik Bilgini, Matematik Bilgini, Bilgin

Doğum
Ölüm
14 Temmuz, 1921
Eğitim
Fransa Politeknik Yüksek Okulu

Matematik ve fizik bilgini (D. 1864, İstanbul - Ö. 14 Temmuz 1921, İstanbul). Yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Kastamonu’nun Boyabat ilçesinden Hasan Ağa ile Saniye Hanımın oğludur. 1901’de evlendiği romancı Halide Edip Adıvar’ın ilk eşiydi. Kandilli Rasathanesi’nin kurucusu Fatin Hoca [Gökmen], öğrencisidir. Daha çocuk yaşlarında iken annesi ile babasını yitirmişti. Annesinin ölümü üzerine aile ocağını terk eden babası da gittiği memleketinde ölünce,  büyükannesi tarafından büyütüldü. Bakımını üstlenen büyükannesi onu önce mahalle mektebine (ilkokul) göndermiş, ancak yaramazlığından ötürü öğretmeninin isteğiyle okuldan alınıp bir esnafın yanında çıraklığa başlamıştı. 1874 yılında, on yaşındayken yetimlerin okuduğu Darüşşafaka Lisesi’ne verildi ve 1882’de bu okulu birincilikle bitirdi. Okulda parlak zekâsı ve matematiğe olan yeteneği ile öğretmenlerinin dikkatini çekmişti. O nedenle; matematik, fizik ve kimya öğretmeni Mehmet Nadir Bey tarafından özel bir ilgiyle yetiştirildi.

1882’de girdiği Posta ve Telgraf Nezareti’nin, uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine, birkaç arkadaşıyla Paris’e gönderildi. Derslerine devam ettiği Yüksek Mühendis­lik Okulu’nda ileri bir integral hesabının çözümünde gösterdiği başarı nedeniyle, arkadaşları tarafından kendisine ‘intelligent’, yani ‘zeki’ lakabı takıldı. Böylece Salih Zeki olarak anılmaya başlandı. Okulda kalıp doktora yapmak istediyse da Posta Telgraf Bakanlığı tarafından çağrılınca yurda döndü. 

Fransa Politeknik Yüksek Okulu’nda elektrik mühendisliği öğrenimi görerek 1887’de İstanbul’a dönünce, eski dairesinde elektrik mühendisliği ve telgraf müfettişliği görevini yürütürken, Credit Lyonnais Müdürü Mösyö Lemoine ile tanışması ve onun teşvikleri üzerine matematik ve astronomi tarihi ile ilgilenmeye başladı. Ortaçağ İslam dünyasındaki bilimsel çalışmaları el yazmalarına dayanarak aydınlatmak istiyordu. Önce kendisini İslam öncesi Yunan ve Hint çalışmaları konusunda yetiştirdi, sonra eski yazmaları inceledi.

1889 yılında ilk bilim tarihi makalesi “Hint Rakamları Üzerine Bir Rapor” yayımladı. Bu tarihten sonra ek görev olarak; Mekteb-i Mülkiye-i Şâhâne (Siyasal Bilgiler Okulu) lise kısmına hikmet-i tabiiye (fizik) ve kimya profesörü olarak atandı. 1895’te Rasathane Müdürlüğü, Meşrutiyet’in ilânından (1908) sonra ise Maarif Nezareti Meclis-i Maarif (Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurulu) üyeliği yaptı. 1910’da, şair Tevfik Fikret’in istifası üzerine, Galatasaray Sulta­nisi (Lisesi) Müdürlüğüne (1910) atandı. 1913’te Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) Rektörü oldu. Bundan sonra Salih Zeki Bey, kendisini sadece Fünun (Fen) Fakültesi Riyaziye (matematik) Şubesi’ndeki derslerine verdi. Hocalık hayatının ilk döneminde Darüşşafaka ile Deniz Harp Okulu’nda ve Mülkiye Mektebi ile Yüksek Mühendis Mektebi’nde matematik ve fizik dersleri okuttu. Aynı zamanda yetiştiği okul olan Darüşşafaka’da gönüllü olarak Fransızca ve fen dersleri verdi.

 1892’de Resimli Gazete’de bastırdığı dizi yazılarda, daha önce çok iyi bilinmeyen yazarları ve eserleri ayrıntılı olarak tanıttığı monografiler hazırladı. Bu monografiler yoluyla ileride yazacağı“Asar-ı Bakiye” (Ölmez Eserler) adlı en önemli eserinin kaleme alınmasını sağlayacak tarihi bilgi birikimini oluşturmaya başladı. Arkadaşı Ahmet Fahri ile Hikmet-i Tabiyye (Fizik) adlı ilk kitabını yazdı. Liseler için yazılan bu kitap 1892’de basıldı. 1895’te Beyoğlu Rasathane Müdürü olan Salih Zeki Bey, 1900 yılında Üsküdar Amerikan Lisesi son sınıf öğrencisi olan Halide Edip (Adıvar)’e özel matematik dersi vermişti.

Salih Zeki Bey, üç kez evlenmiş ve bu evliliklerinden birini de ünlü yazar Halide Edip’le (Adıvar) yapmıştı. Salih Zeki Beyin, ilk eşi piyanist Vecihe Hanımdan olan oğlu Jeoloji Mühendisi Malik Sayar’dır. İkinci evliliğini yaptığı Halide Edip’ten de Ayetullah (bir süre milletvekilliği yaptı, Ö. 1985) ve Hasan Hikmetullah Togo adlarında iki oğlu oldu. Salih Zeki Bey, Galatasaray Lisesi Müdürü iken, üçüncü evliliğini öğretmen Münevver Hanım (Ö. 1973) ile yaptı. Bu evliliğinden Tarık ve Faruk (Sayar) adlarındaki çocukları dünyaya geldi.  

1912’de Maarif Nezareti müsteşarlığına getirilen Salih Zeki Bey, “Darülfünun Konferansları” adlı eserinin birinci ve ikinci cildini yayımladı. Bu konferanslarda Türk matematikçilerine yabancı olan “Öklit dışı geometriler” ile “Sanal nicelikler üzerine kurulmuş çeşitli alanlar konularını ayrıntılı bir biçimde tanıttı. Aynı yıl Fransız matematikçi ve felsefeci Jules-Henri Poincare’in bilim felsefesi yapıtlarını Türkçeye kazandırdı. 1913’te Darülfünün-ı Osmanî (bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü oldu. 1917’de rektörlükten ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Şubesi (Fakültesi) Müderrisi (profesörü) olarak sürdürdü; 1919’da da Fen Şubesi'nin dekanı oldu. Rektörlük yaptığı dönemde üniversiteye Alman öğretim üyeleri getirtti; ancak Birinci Dünya Savaşı nedeniyle bu öğretim üyeleri ülkelerine dönmek zorunda kaldılar.

Salih Zeki Bey ne yazık ki 1920’de ruhsal bir rahatsızlığa yakalanarak ömrünün sonuna doğru aklî dengesini yitirmişti. İstanbul / Şişli’deki Fransız Hastanesi’ne tedavi altına alındı, ancak bu rahatsızlıktan kurtulamayarak vefat etti ve Fatih Camisi’nin bahçesinde toprağa verildi.  

Salih Zeki Beyin en önemli çalışmaları, Ortaçağ matematik tarihi ile ilgili olan ve “Asâr-ı Bakiye” adıyla ancak ilk iki cildi yayımlanan inceleme­si, “Kamûs-ı Riyaziyat” adlı büyük matematik - fizik ansiklopedisi ve bilim felsefesi, hatta ahlâk konularını içeren çevirileri ile yazdığı “Mizân-ı Tefekkür” adlı mantık kitabıdır. Darülfünûn hocalığı sırasında birçok konuda konferanslar verdi, günlük gazetelerde ve kimi dergilerde pozitif bilim konularında polemik ve eleştiri yazıları yazdı. İkdam gazetesinde, Darüşşafaka Mecmuası’nda, İktisadiyat ve Darülfünûn dergilerinde makale ve incelemeleri yayımlandı. Ünlü gazeteci-yazar Ahmet Mithat Efendi ile müzik teorileri üzerinde, İzmirli Ferit Efendi ile kimi bilimsel konularla ilgili olarak, matematik­çi Mehmet Emin Beyle cebir denklemleri derecesi üzerinde, hatta teslis-i zevâyâ (bir açıyı üç eşit parçaya bölme) konusu üzerinde kalem tartışmalarına girdi. Zamanında mantıkçı diye ün kazanan Ali Sedat Bey (1856-1900)’le de yeni-eski mantık konuları üzerinde eleştirel tartışmalar yaptı. Salih Zeki Beyin makalelerinde açık seçik, kuvvetli ve sağlam örgülü bir bağlantı olduğu kabul edilir. Hakkında bilgi veren kaynaklar kendisini “Deha mertebesinde bir matematik kabiliyeti ve zekâsına sahip” bir bilim adamı ve “Türkiye’de bilim tarihinin kurucusu” olarak anar.

Salih Zeki Bey, önde gelen son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi. Nesnel bir yaklaşımda Türklerin ve Müslümanların bilime katkılarını tespit etmeye çalışmış ve çağdaş Türk bilim tarihçiliğinin kurucusu olmuştur. Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler) adlı eseri bugün de güvenilir bir kaynaktır. Bilim felsefesi ile uğraşmış, Henri Poincaré ve Alexis Bertrand’ın eserlerini çevirerek bilim felsefesinin Türkiye’de tanınması ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Dönemin ünlü bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve bu konularda bir bölümü ders kitabı ve çeviri olmak üzere çok sayıda eser verdi. Ayrıca, Henri Poincare’den çevirdiği dört kitap basılamadan kalan eserleri arasındadır. Salih Zeki Bey’in, ayrıca matematik, fizik ve astronomi alanlarında Hikmet-i Tabiye, Elektrik-i Mıknatısi, Cazibe-i Umumiye, Hisab-ı İhtimali, Nazariye-yi Temevvücat gibi çok sayıda eseri de vardır.

ESERLERİ:

TELİF: Âsâr-ı Bâkiye (Ölmez Eserler. Ortaçağ matematik tarihi, 2 cilt, 1913), Dârülfünun Konferansları (1915), Mîzân-ı Tefekkür (mantık kitabı, 1916), Kamûs-ı Riyâziyât (büyük matematik-astronomi ve fi­­zik ansiklopedisi, yarım kalmış bir çalışmadır, 1924), Hendese (Geometri), Hikmet-i Tabiiye (Fizik), Mebhas-ı Savt (Fonetik), Mebhas-ı Elektrik-i Miknatisi (Elektro Manyetizma); Mebhas-ı Hararet-i Harekiye (Termodinamik), Mebhas-ı Cazibeyi Umumiye (Genel Çekim), Mebhas-ı Elektrikiyet ve Şariyet (Elektrik ve Kılcallık), Hesab-ı İhtimali (İhtimaller Hesabı), Mebhas-ı Hareket-i Seyalat (Akışkanların Hareketi), Hendese-i Tahliliye (Analitik Geometri), Mebhas-ı Nazariye-i Temevvücat (Dalga Teorisi), Heyet-i Riyaziye (Matematik Astronomi).

ÇEVİRİ: İlim ve Faraziye - Felsefe-i İlmiye (Henry Poincare’dan, 1906), İlmin Kıymeti (Poincare’dan, 1914), Kamus-u Riyaziyat I (Matematik Ansiklopedisi); Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler).

KAYNAKÇA: İbrahim Alaeddin Gövsa / “Salih Zeki” (Türk Meşhurları, 1946), Mücellidoğlu Ali Çankaya / Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler (c. 2, 1968), Salim Aydüz / “Salih Zeki” (Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, c. 2, 1999), Celal Saraç / Salih Zeki Bey: Hayatı ve Eserleri (Yay. Haz. Yeşim Işıl Ülman, 2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007) – Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, C. 2, 2013) - Encyclopedia of Turkey’s Famous People (2013).

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör