Burhan Bozgeyik

Gazeteci, Yazar

Doğum
Eğitim
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Gazeteci-yazar. 1957, Gaziantep doğumlu. İlkokulu doğduğu kentte bitirdi (1968). İmam-Hatip Lisesi (1975), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1979) mezunu.

Yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra girdiği Yeni Asya Yayınları ve Yeni Nesil gazetesinde gazeteci-yazar olarak çalıştı. 1993’ten itibaren günlük fıkra yazarlığını Millî Gazete’de devam ettirdi. Yazılarını ayrıca Yeni Asya (1976), Köprü (1977), Akit gazete ve dergilerinde yayımladı. Akit gazetesinin Yakın Tarih Ansiklopedisi yayın kurulu üyeleri arasında yer aldı.

 

ESERLERİ:

 

Araştırma-İnceleme:

 

Mihrünnisa Abdülhak (1979), Bütün Cepheleriyle İran Meselesi (1981), Kahramanlar Geçiyor (1986), Zaferlerimiz (1986), Onlar da Çocuktu (1986), Körfez Üzerine Oyunlar (1991), Güneydoğu Üzerine Oynanan Oyunlar ve Bediüzzaman’ın Mesajı (1992), Kim Cumhuriyetçi / Mustafa Kemal mi, Bediüzzaman mı (1993), İslâm Birliği Üzerine Oynanan Oyunlar (1993), Kemalist Eğitim ve Din Düşmanlığı (1993), Meşhurların Son Anları (1993), İstiklal Harbinde Gaziantep (1994), Bize Nasıl Zulmettiler? (1994), Bediüzzaman Said Nursi (1995), Zulme Boyun Eğmeyenler (1995), İslâm Dünyasını Saran Ateş Çemberi (1995), Son Oyunların Perde Arkası (1995), Çerkez Ethem (1995), Gençlik ve Ölüm (1995), Doğru Tarihe Doğru (1996), M. Kemal’e Karşı Çıkanlar (1996), Oniki İmam ve Alevilik (1999), Güzel Ahlak Mesut Hayat (1999), Hac ve Umre Duaları (2002).

 

Söyleşi:

 

Zulmetten Nura Hicret (1980), İslâmın İktisadî Görüşü (Prof. Sabahattin Zaim’le, 1981), Dil Dâvâsı (Prof. F. Kadri Timurtaş’la, 1981), Afganistan’dan Türkiye’ye (1981), Örtünmek İstiyorum (1987), Uzmanların Gözüyle Osmanlıca (1987).

 

KAYNAKÇA: İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001, 2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007), Özür dile kitabını basalım (yenisafak.com, 25 Eylül 2015), Burhan Bozgeyik'ten tarihe ışık tutacak üç kitap (gazikent27.com, 17 Aralık 2019),  Burhan Bozgeyik isimli yazarımızın makale arşivi (milligazete.com.tr, 15.07.2020), Burhan Bozgeyik kitapları (idefix.com, dr.com.tr, kitapyurdu.com, bkmkitap.com, kitapambari.com, kidega.com, ravzakitap.com, 15.07.2020).

GARİBAN SURUÇ

Nüfusu altmış bine yakın, yani koskocaman bir ilçe. Ama herhalde ilçelerin “en garibanı”. İlk defa gördüğüm Suruç’tan bahsediyorum. Birçok şehrimize bir lakap, bir sıfat verilmiştir. Gaziantep, Şanlı Urfa, Kahramanmaraş gibi aynen bunun gibi ilçelere de bir sıfat, bir lakap verilse, Suruç’a herhalde “garibanlık” yakışırdı.

Bütün vilayetlerimizi, o esnada yüzler ilçemizi de gördüm. Bütün gördüklerim arasında bu ilçemiz en çok ihmal edilmiş idi. Koskoca ilçede doğru dürüst yol yok. Doğru dürüst sokak yok. Ana caddenin asfaltı bile deli deşik (Gördüğüm kararıyla ilçede asfaltı tek yol o ana cadde idi). Halkı son derece çalışkan, son derce cana yakın. Minibüs şoförlerine bakıyorum, birçok defalar mazot parasını zor çıkarıyorlar. Dostlarımızın daveti üzerine bu ilçeye gitmiştik; onlar anlatıyor: “Nüfusumuz altı yedi bin civarındayken ilçede üç hamam vardı. Şimdi nüfiıs altmış bin, bir tek hamam yok. Gölet kuruduğu için sularımız da kesilmeye başladı. Tarlaları sulamıyoruz. Susuzluktan perişan durumdayız, içme suyumuzda tükenmek üzere. Pek çok kuyu kazıldı ama su çıkmadı.”

Susuzluğu yaşadım. Misafir kaldığımız yerde gece su kesildi. Tulumba ile kuyudan su çekmeye çalıştılar, su çıkmadı bereket versin bir köşede abdest almaya yetecek kadar su vardı. Hava çok sıcak. Odada iki vantilatör çalışıyor. Alışık değilim, çarpar diye birini kapattım. Ama yatmak ne mümkün. Sıcağa ilaveten bir de sivrisineklerin bize “hoşamedi” yapması yok mu? Onlar sayesinde teheccüde kolayca kalktık.

Liseli ve üniversiteli gençlerle sohbet hayli koyulaştıktan sonra frekanslarımız tutmaya başladı. Bize izzet, şeref kazandıracak unsur sadece İslamiyet idi. İslam düşmanları yıllarca sinsi bir şekilde kardeşlik duygularını köreltmeye uğraşmışlardı. Onların tuzağına düşmemeliydik Onlar Türkü de, Kürdü de, Arabı da Müslüman olan kim varsa hiç birini de sevmezlerdi. Onların dostluğu ve taraftarlığı sahte idi. Onların sözlerine ve sahte dostluğuna kanmamalıydık. Zulümler şu bu ırktan dolayı değil, Müslüman olduğu için yapılıyordu, işte Irak’ta, Filistin’de, Lübnan’da yaşananlar...

Türkler de Kürtler de hakiki manada kardeşlerdi ve bu unsurlar asırlar boyunca el ele, omuz omuza İslam’a kahramanca hizmet etmişlerdir. Bizi birbirimize düşürenler malı götürmekteydi. İşte düşman kapıya dayanmıştı. Şimdi uyanamasak Allah muhafaza eylesin halimiz perişan olur. Sohbetlerimizde ana mevzu uhuvvet (kardeşlik) ihlâs idi. Kur’an -ı Azimüşşan’m maddi ve manevi hastalıklarımıza şifa olduğunu bir kere daha gördük. Yolu suyu olamayan, işsizlik sıkıntısı had safhada olan beldenin, bütün Anadolu gibi manen de ihmal edildiğini müşahede ettik. Resmi eğitim yaraları sarmaktan çok çok uzaktı.

Dönüş yolunda bir minibüs şoförü bir yandan, 2,5 YTL’lik daha sonra 1,5 YTL’lik müşteri kapamak için cambazlık yapıyor bir yanda hayat hikâyesini anlatıyordu. Benimse aklım Suruç’ta kalmıştı halkı samimi, çalışkan ve dost canlısı bu ilçenin toprakları susuzluktan şarha şarha olmuştu. Tıpkı manevi susuzluktan kalplerin yarılması gibi...

KAYNAK: A. İkbal / Mazideki Suruç (2010).

 

 

 

 

 

 

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör