Şair
ve yazar. 17 Ağustos 1949, Tonya / Trabzon doğumlu. Kimi yazılarında Necati
Nesimi imzasını da kullandı. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde
okudu, bitirmeden ayrıldı. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.
Hayati
Baki, 1978 yılından sonra bir ara gazetecilik ve Çevre Müsteşarlığında uzmanlık
yaptı. 1983 yılında Ankara Üniversitesinde Türk Dili okutmanı olarak çalışmaya
başladı ve buradan emekli (2004) oldu. Türk romanı üzerinde çalışmalar yaptı.
Şiirin
yanı sıra, öykü, günlük, eleştiri, deneme, eleştirel deneme türündeki yazıları
1969’dan itibaren Yolcular (Vakfıkebir / Trabzon) gazetesi ile Oluşum,
Öncüler (yazı kurulu üyesi, 1975), Promete, Kül, Edebiyat ve
Eleştiri, Kavram/Kargaşa ve Kum dergilerinde yayımlandı. Dil
Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği üyesidir.
ESERLERİ:
Şiir: Sonrasız Dönüş Yalnızlığı (1992), Usulca ve Yeğnik (1996), Harfler Kitabı (2004).
Deneme: Şair ve Otorite / Şiir ve Yanılsama
(1996, 2008), Eksikti Geceler ve Bazı
Günler (2004), Şair ve Hakikat: Şairin
Zihin Temrinleri (2015).
İnceleme:
Tanzimat Edebiyatında Roman ve İnsan
(1993).
Antoloji:
Şiirin Kesik Damarları: 1. Kitap:
İntihar Eden Şairler Kitabı (1994), 2. Kitap: Öldürülen Şairler Kitabı (1994).
KAYNAKÇA:
Tuğrul Asi Balkar / Şiirin Yorulmayan Sarkacı ya da ‘Sonrasız Dönüş Yalnızlığı
(Kıyı dergisi, Ağustos 1993), Cihan Oğuz / Umutsuzluk Yorgunu: Hayati Baki
(Promete, Ocak-Şubat 1994), Hayati Baki’nin Şairlik ve Yazarlık Serüveni
(dosya, Kavram-Kargaşa, Ocak-Şubat 1997), Hilmi Haşal / Hayati Baki’nin ‘Usulca
ve Yeğnik’ Sözü (Milliyet Sanat, 15.1.1997), TBE Ansiklopedisi (c. 1, 2001), İhsan
Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998) - Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi (2001,
2004) – Encyclopedia of Turkish Authors (2005) - Resimli ve Metin Örnekli
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas.
2007), Mehmet Çetin / Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi (c. 3, 2002).
göz saklıyor bakışın gizini, uçurumunu
çölün savrulmanın uysal rüzgârında kül
dağılıyor tirşe suya: küfün ışılda
kardeşliği: emiyor sokulgan duruluğunu
ıslaklığın dinlenmesinden belli taşın otların.
yitiyor bulak zaman yolluğun sisinde.
şaşıran yılan acının patikasına akıyor,
balkondan görüyorum: ıslık çalıyor
yaşam: bellekteki unutuş boğuluyor
lağımları arasında yorgunluğun, kentin.
park bana bakıyor gözleri kaçışırken
körelmenin körlüğüne. dalda kuş yerde
kedi: habersiz boşluğun ufkundan.
ah, kuru yaprak eziliyor, hınçla:
beklerken hiçliğin serinliğini.
birden yağmur, öpüşen çocukluğa düşüyor.
çiçek tozlan kelebek. birden uykusu kedinin,
birden korku: korkunç bir çocuk oluyor.
anne oluyor: ölüm oluyor. dalları
göğe ağan ağacın.
orman nerede, nerde kaldı bu ağaç? titriyor
öğle uykusunda ısınan kertenkele: aklım,
balkondan düştü küs çocuğun ardından. uğultu
sonra anımsıyorum: neydi, demiştiniz?
hayır, değildi miydi, evet?!
ah, kalbim unutma: yaşam ıslık çalıyor. –