Şair
ve yazar. 20 Mart 1955, Besni / Adıyaman doğumlu. Tama adı Hacı Ramazan
Tekinkel’dir. Eserlerinde Ramazan Teknikel adını kullandı. Besni Dumlupınar
İlkokulu (1966), Besni Ortaokulu
(1969) ve Besni Öğretmen Okulunu bitirdi(1973) A.Ö.F Eğitim ön lisans
programını tamamladı (1988). 1974-2003 yılları arasında; Malatya /
Pütürge, İçel / Anamur-Mut, Adıyaman /
Besni, Gaziantep’te öğretmenlik yaptı. Daha sonra Ankara’ya yerleşerek
çalışmalarını bu kentte sürdürdü. Ayşe Teknikel’le evli; Eda ve Efdal adlarında
iki çocuk babasıdır.
Hâkimiyet Sanat, Saçak, Oluşum, Türk
Dili, Yeditepe, Varlık, Damla, Kiraz, Milliyet Sanat, Dünya Kitap, Sözcükler,
Çağdaş Türk Dili, Mavi, Yazılıkaya Sincan İstasyonu, Kıyı dergilerinde şiirleri ve şiirle ilgili yazıları
yayımlandı. Şiirleriyle Adana Altın Koza
Şiir Ödülünü (2000), Göçebe Bir Eylül adlı şiir dosyasıyla Eskişehir Sanat
Derneği Yunus Emre Şiir Ödülünü (2006), Almanya Türk Haber Gazetesi Şiir
Ödülünü (2008), Eskişehir Sanat Derneği Yunus Emre Şiir Ödülünü (2008) aldı.
Şiirle ilgili yazılarını Şiire Teğet
Yazılar adlı kitabında topladı (2005).
“35 şiirini okudum Teknikel’in. Şiir bir
solukta okunur mu roman gibi? Okunmaz. Bir solukta okudum. Gerçi kimi şiirleri
dönüp dönüp yeniden okudum ama bittiğinde şiirler, bir yalnızlık duygusu sardı
beni. O şiirlerle ne kalabalıktım…
Teknikel şiirleriyle birlikte sizi alıp
Alis’in Harikalar Ülkesine götürüyor. Gerçi Alis’in masalı yabancı motiflerle
dolu. Ramazan dostunki bir başka. Yerli motifleriyle sarıyor dizelerindeki
masal kokusu sizi.” (Fevzi Günenç)
HAKKINDA: Hasan Akarsu / ‘ Şiire Teğet Yazılar’
(Türk Dili Dergisi, sayı:111, Kasım/Aralık 2005), ‘Şiire Teğet Yazılar’
(Radikal Gazetesi, ,09. 09. 2005), İsmail
Arslan / ‘Şiire Teğet Yazılar’ (Tay Dergisi, Aralık 2005), Fevzi Günenç / ‘Has Şiirde Bir de Ramazan Teknikel Var’ (Zafer
gazetesi, 8 Mayıs 2007).
Otuz
yılı aşkın bir süredir dergilerde şiirimizi izlemeye çalışıyorum. Doğrusu bu
otuz yılın hemen her evresinde “şiir gitti gidiyor, şiirin sonu geldi…” diye
yazıldı durdu hep. Bu konu yine mi alevlendi ne son yıllarda? Bazı dergiler
şiiri sayfalarından kovdu bile. Ancak bu sefer durum değişik gözüküyor,
şiirdeki bu aşırı değer kaybı internetteki şiir sitelerinden kaynaklanıyor
gibi. Bu bir şiir siteleri düşmanlığı değil ama, birçok şiir sitesindeki
sözcüklerle tanımlanamayacak kadar olan düzeysizlik, kontrolsüzlük, hatta
keşmekeşlik şiirin ele alınacak halini bırakmadı. İyi ki iyi şiir yayınlamayı
ilke edinen birkaç edebiyat dergisi var da şiir görebiliyoruz. Şiir değil iyi
şiir okumak istiyoruz.
Düzeyli
dergilerde şiirlerini yayımlatma olanağı bulamayanlar, dergi editörlerine kızıp
bu sitelerde grup kuranlar, çoğu kez edebiyat dergilerinden haberi bile olmayan
şiir heveslileri oturuyorlar bu sitelerin başına herkes birbirine şiirlerini gönderip,
yine birbirlerine ‘yüreğine sağlık’ deyip duruyorlar. Alan razı, satan razı.
Her
ne kadar bazı dergiler sayfalarından şiiri kovdular, bazıları da azalttılarsa
da, yine iyi kötü demeden sayfalarında şiir yayımlamayı sürdüren dergiler hayli
çoğunlukta. Ya o her ay beş altı dergide şiir, şiir üzerine yazı yayımlamayı
sürdürenler. İsim vermeyelim ama sekiz on kadar şairimiz maşallah öylesine
çalışkanlar ki iki dergiyi açsanız birinde onların şiiri, ya da yazısı. Oysa
Necatigil ne demişti: “Az görün, çok görürler.” İşte biz o az görünenleri
arıyoruz o güzelim dergi sayfalarında.
İnternetteki
bu ne yaptığını bilmeyen bazı şiir sitelerine, çarşaf çarşaf şiir yayımlamaktan
bir türlü vazgeçemeyen dergilere ve şairlere bu kadar laf attıktan sonra
gelelim şiirdeki bu aşırı değer kaybı için naçizane çözüm önerimize: Yani bu
çok şiire, ama aslında şiirsizliğe bir öneri: Şairler yazdıkları şiirleri bir
yıl boyunca yayımlamasınlar. Yılsonunda kendilerini seçici kurul, yazdıkları
şiirleri de bir şiir yarışmasına gelen şiirler olarak görsünler. Titiz bir
elemeyle şiirleri arasında bir puanlama yaparak birinci, ikinci, üçüncüyü
seçsinler. Çok kıyamıyorlarsa bir iki tanesine de mansiyon versinler. Dereceye
giremeyen diğer şiirlerini ise hiç acımadan çöpe atsınlar. Ertesi yıl
içerisinde ise sadece bu dereceye giren şiirlerini yayımlasınlar dergilerde.
Hiçbir şiiriniz dereceye girmemişte olabilir. Yarışmalarda ödüle değer eser
bulunamadığında ödül nasıl ki o yıl verilemiyorsa, hiçbir şiiriniz dereceye
girmemişte olabilir. Bunu da göze alabilmelisiniz açık yüreklilikle; işte o
zaman dergilerde hiç şiir yayınlamayın n’olur. Şiire, dergilere, kendinize,
okura bu iyiliği yapın lütfen. Bu da şiire sizden bir hizmet olsun. Sizden
geriye okunmayan düzinelerce kitap kalacağına, okunacak, ellerde ve dillerde
dolaşacak olan tek bir kitap kalsa yetmez mi? Ya da birkaç şiir. Şairler
genellikle birer ikişer şiiriyle anılmıyorlar mı? Silkinen ağaçta tek bir
yaprak kalırmış. Şairlerin mısra-ı berceste dedikleri.