Ozan Arif

Halk Ozanı

Doğum
10 Mayıs, 1949
Ölüm
13 Şubat, 2019
Eğitim
Perşembe Öğretmen Okulu
Burç
Diğer İsimler
Arif Şirin

Halk ozanı (D. 10 Haziran 1949, Yükselen köyü / Alucra / Giresun – Ö. 13 Şubat 2018, Samsun). Asıl adı Arif Şirin’dir. Babasının memurluk görevi nedeniyle ilk ve ortaokulu çeşitli şehirlerde okudu, Samsun’da tamamladı.

1970 yılında Perşembe Öğretmen Okulunu bitirerek Samsun’un Devgeriş köyüne atandı ve burada beş yıl öğretmenlik, dört yıl müdürlük yaptı. 1979 yılında öğretmenlik mesleğinden ayrıldı. 24 Eylül 1980’de yurtdışına çıktı, 5 Kasım 1991’de Türkiye’ye döndü. Aynı yıl MHP-RP seçim ittifakı listesinden milletvekili adayı olduysa da seçilemedi.

Ozan Arif on iki yaşındayken sazla tanıştı. Küçük yaşlarda Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun hikâyeleri ile Karacaoğlan’ı, Köroğlu’nu, Dadaloğlu’nu okuyarak Türk Halk edebiyatıyla ilgilenmeye başladı. Zamanla kendisi geliştirerek halk ozanı olarak tanındı. Destan yazma alanında ürün veren kişilere kaynaklık etti.

1970 yılında katıldığı Konya Âşıklar Bayramında Konya valisi tarafından altın madalya ile ödüllendirildi. Şiirlerinde vatan, millet, devlet, bayrak, ezan, Kur’an sevgisini dile getirildi. Şiirlerinin bir bölümünü Bir Devrin Destanı adlı kitapta topladı. Ayrıca Mamak’tan Gelen Mektup, Yazık Olur Vatana, Sürgün, Susmayacağım, Kime Bıraktın, Destanlarda Bul Beni adlı kasetleri vardır.

Ozan Arif, tedavi gördüğü Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde vefat etti. Özellikle milliyetçi kesimin son derece beğendiği, o kesimin tutkuyla dinlediği gür sesli ozandı.

KAYNAKÇA:  Seyfullah Çiçek / Giresunlu Şairler (1997), Hüdavendigar Onur / Türk Sağı Sözlüğü (2001), İhsan Işık / Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, 2007), Ozan Arif hayatını kaybetti (bik.gov.tr, 13 Şubat 2019).

ZAMANDIR

Bahar geldi, şimdi bizim köylerde

Kuzuların melediği zamandır.

Gelinciğin tarlaları her yerde,

Al irenge belediği zamandır.

 

Boz serçeler cıvıl cıvıl dilleşir

Bülbül yine gülü ile halleşir.

Güneş vurur kar suları selleşir.

Dağı taşı suladığı zamandır.

 

Göç zamanı şimdi Kazıkbeli’nin,

Sis basınca hükmü kalkar yolunun

Sarıyar’dan esen duman yelinin

Bacaları yaladığı zamandır.

 

Dikilmiştir çayırların goruğu,

Çekilmiştir bostanların karığı,

Çobanların gün doğmadan çarığı,

Dize kadar doladığı zamandır.

 

Kim dinlerse kavaldaki gaydayı,

Hemen anlar çobandaki sevdayı,

Gelinler kıştan kalma buğdayı,

Yeni baştan elediği zamandır.

FOTO GALERİ

İLGİLİ BİYOGRAFİLER

Devamını Gör